Ufotable Yine Şaşırtmadı! Demon Slayer: Sonsuzluk Kalesi Film İncelemesi
Demon Slayer evreni her adımıyla heyecan yaratmayı başardı. Mugen Train sonrası beklentiler iyice yükselmişti ve Sonsuzluk Kalesi de bu beklentilerin üstüne geldi. Ama 155 dakika süren bu film bir yandan muazzam animasyon ve dövüşlerle büyülerken, diğer yandan 'yine mi flashback?' dedirten anlarıyla yorabiliyor. Peki film gerçekten beklentileri karşıladı mı, yoksa sadece final üçlemesinin uzun bir giriş bölümü mü oldu? Gelin birlikte bakalım.
Dikkat, bu inceleme bol bol spoiler içerir. Eğer henüz filmi izlemediyseniz, aşağıya kaydırmamanızda fayda var. İyi okumalar!
Filmin en büyük yıldızı aslında Hashiralar veya iblisler değil, mekanın ta kendisi.

Sonsuzluk Kalesi, mantık sınırlarını zorlayan, merdivenleri ve köprüleriyle izleyiciyi sürekli ters köşe yapan bir yapıya sahip. Nakime biwa’sını çaldıkça odalar kayıyor, koridorlar yok oluyor, karakterler bir anda başka bir yerde beliriyor.
Bir noktadan sonra sizin de başınız dönüyor ancak görsel şölen yaşattığı kaçınılmaz bir gerçek... Yine de dövüşlerin dinamizmini artırdığı için şikayet eden çok azdır.
Yarattıkları dünyaya bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim...
Film, üç büyük dövüş üzerine kurulu.

İlk sahnede Shinobu’nun Doma ile hesaplaşması var. Normalde narin görünen Shinobu’nun zehirli saldırıları, gözüne soktuğu iğne sahneleri falan 'işte bu kız boşuna Hashira değilmiş' dedirtti en azından.
İkinci kısımda Zenitsu ve Kaigaku karşı karşıya geliyor. Zenitsu’nun yıllardır süren ağlama krizlerinden sonra sonunda ayağa kalkıp sağlam bir hikayeye kavuşması, anime evreninde mucize gibi bir şey. Yalnız Tamayo'nun oğlan da harbi çıktı, Zenitsu'yu kurtarmasını hiç beklemiyordum. Helal olsun delikanlı...
Son büyük kapışma ise Tanjiro ve Giyu’nun Akaza’ya karşı verdiği mücadele. Özellikle Akaza’nın geçmişine ayrılan bölüm o kadar detaylı ki neredeyse iblisin tarafını tutacak hale geliyorsunuz. 'Kötüler neden kötü?' sorusunu bu kadar iyi anlatabilmeleri büyük artı.
Gelelim filmin en büyük sıkıntısına... Flashback'ler maalesef ki çok uzundu.

Dövüşün tam ortasında 'vuruyor mu, kesecek mi?' derken bir anda karakterin çocukluğuna gidiyoruz. Bir değil, iki değil, saymayı bıraktım. 155 dakikanın uzun hissettirmesinin sebebi kesinlikle bu. TV formatında haftalık bölümler halinde tolere edilebilecek bu anlatım, filmde resmen katletti.
En kritik anda tempo düşüyor, seyirci kopuyor. Bir noktada kendimi 'yeter artık, çocukluk travmanı öğrenmek istemiyorum kardeşim, dövüşe bak!' derken buldum.
Filmin bir diğer sorunu da Muzan’la karşılaşmayı göremememiz.

Adam hala kalenin derinliklerinde kalp gibi zonkluyor ama finale saklıyoruz diye bağırıyorlar bildiğin. Yani Sonsuzluk Kalesi aslında dev bir hazırlık bölümü. Beklentileri tam anlamıyla karşılamıyor çünkü asıl büyük savaş sonraki filme bırakılmış. Yine de animasyon kalitesi, karakterlerin dramatik anları ve Sonsuzluk Kalesi'nin kaotik güzelliği, izlemeye kesinlikle değer.
Ama dürüst olayım, Mugen Train’in o net, tamamlanmış hikayesini özledim. Bu film daha çok hazırlık gibi hissettirdi bana. Doma, Kanao ve Inosuke'nin savaşının bir sonuca varmaması da eksi yazdı.
Yine de her şeye rağmen savaşlar kesinlikle beni tatmin etti, Ufotable'ın animasyon kalitesi zaten tartışmaya kapalı. Filme puanım 9/10!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
incelemeyi okuyup heyecanımı kaçırmak istemiyorum, gişe rekoru kırdı Tanjiro'm 😍 çok uzun bi bekleyiş oldu, mugen treni filminde söve söve bitirmiştim şimdi... Devamını Gör