Ustalık Şart! İşte Herkesin Altından Kalkamadığı Enstrümanlar
Bazı enstrümanlar vardır ki, eline almakla çalmak arasında dağlar vardır! Hayranlıkla dinlediğimiz o enstrümanların ardında büyük bir emek ve öğrenme süreci var. Uzaktan belki kolay gibi görünse de birçoğu aslında çok zor! Bakalım, o enstrümanlar hangileri 👇
Arp
Kocaman, zarif ve büyüleyici... Ama aynı zamanda taşıması, akort etmesi, çalması, hatta oturması bile zor bir enstrüman. Arp çalmak, hem fiziksel güç hem de parmak koordinasyonu ister. Yanlış nota çalarsan o mistik hava anında çocuk flütü konserine dönebilir. Üstelik tek tel kopsa konser iptal olabilir, o derece nazlı!
Obua
Kemanlar ağlarken obua hıçkırır derler… Bu duygu selini yaratmak içinse çok çalışmak gerekir. Çünkü obua çift kamışlı bir nefesli çalgıdır ve öyle herkes kolay kolay başa çıkamaz. Nefesini yanlış ayarlarsan, her şeye baştan başlaman gerekir. Nefes üzerine ayrı bir eğitimden geçmek gerekiyor resmen! Bu yüzden profesyonel obua çalan biriyle tanışırsan saygıda kusur etme!
Davul
“Davul çalmak ne ki, vur gitsin” diyenler var ya... İşte onlara bir çift sözümüz var. Davul çalarken hem dört uzvunu aynı anda koordine etmen hem de zamanlamayı hatasız yapman gerekir. Bir el bir ritmi çalarken diğer el başka bir şey yapacak, ayaklar da ayrı kafadan takılacak. Bunu başaran kişi sadece müzisyen değil, adeta ahtapottur.
Keman
Kemanın sesi büyüleyici olabilir ama ilk öğrenmeye başladığınızda çevrenizdekiler için işkenceye dönebilir. Kemanın perdeleri yok, yani nereden bastığını tamamen kulakla bulman gerek. O yüzden kemana yeni başlayanlar genelde hem komşularını hem özgüvenlerini kaybeder... Ama ustalaşırsan... işte o zaman gözyaşları akar, alkışlar patlar. 🎻
Trombon
Nerede duracağını bilmezsen şarkı bambaşka bir şeye dönüşebilir. Trombon, sürgülü sistemiyle “görmeden çalınan enstrümanlar” kategorisinin kralıdır. Kol uzunluğu, hassasiyet ve nefes bir arada olmalı! Yani hem kas, hem solunum, hem de hafıza ister. Kendine güveniyorsan, dene bakalım!
Piyano
“Piyano kolay ya, bastın mı ses geliyor.” Evet, ama Chopin’in ruhu şu ansana göz devirdi! 🙄 İki elin bambaşka hareketlerle ilerlediği bir enstrüman düşün. Üstelik armoni, ritim, dinamik kontrol hep sende. Yeni başlayanlar için eğlenceli olabilir ama ustalık seviyesi bambaşka bir boyut. Piyanist dediğin kişi hem teknik adam, hem de duygusal tercümandır. Piyano öyle önemli ki, çoğu enstrüman onun 'la' notasına göre akor yapar, müzikte adeta herkes ona kulak verir.
Bas Gitar
Bas gitarı görünce “bu dört tel ya ne olacak?” diyorsan, lütfen gitar kursuna başvurunu geri çek... Bas, müziğin temelidir. Gecikti mi tüm şarkı düşer, fazla konuşursa, vokalin önüne geçer. Özellikle slap tekniğiyle çalmak, parmaklarında ritmik bir tokatlama sanatı gibidir. Dışarıdan cool durur ama içinde disiplinli bir yolculuk gizlidir.
Korno
Bakmayın kulağa ne kadar “sakin” geldiğine... Korno çalmak, sesi dengelemek ve doğru tonu tutturmak açısından en zor nefesli enstrümanlardan biri. Birçok müzisyen, 'bir notaya denk gelmek için 6 nota çalıyorum' diyor. Orkestra içinde biraz öne çıksa hemen sırıtıyor, biraz geride kalsa tüm doku bozuluyor.
Bandoneon
Bandoneon hem akordeon gibi açılır kapanır, hem de her tuş farklı ses çıkarır. Evet, her iki yönde farklı notalar... Yani bir tuşa basınca hangi sesin çıkacağı her zaman net değil. Bu yüzden “rastgele çalıyorum ama oldu” gibi bir şey mümkün değil. Zor bir aşk ilişkisi gibi: Hem tutkulu, hem zorlayıcı, hem de vazgeçmesi imkansız...
Sitar
Hindistan’ın efsanevi enstrümanı sitar, 20’den fazla tel içeriyor ve bu tellerin çoğu rezonans teli; yani sadece titreşmek için oradalar. Nota sistemi, Batı müziğinden tamamen farklı ve çalarken parmakların adeta yoga yapıyor. Ravi Shankar gibi ustalar bu enstrümanı evrensel yaptı ama kolaysa o seviyeye gel! Sitar çalan biri görünce hemen saygı duruşuna geçin, çünkü azmin vücut bulmuş halidir o.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın