Yeni Zelanda'dan Radikal Karar: Vahşi Kediler 2050’ye Kadar Tamamen Yok Edilecek
Yeni Zelanda’nın doğayı koruma konusundaki tartışmalı geçmişi yeniden gündemde. Ülkede yıllar önce düzenlenen ve büyük tepki çeken vahşi kedi öldürme yarışmalarının ardından hükümet bu kez çok daha kapsamlı bir adımla sahneye çıktı. Ekosisteme ciddi zarar verdiği belirtilen vahşi kedi popülasyonunu 2050’ye kadar tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen yeni plan, kamuoyunda hem destek hem de endişe uyandırmış durumda.
Gelin, detaylara hep birlikte bakalım...
Yeni Zelanda hükümeti, ülkenin doğal yaşamını tehdit eden vahşi kedi popülasyonunu 2050’ye kadar tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen yeni bir adım attı.

Doğa Koruma Bakanı Tama Potaka’nın açıkladığı bu plan, yıllardır yürürlükte olan “Yırtıcıdan Arındırılmış 2050” stratejisine ilk kez yeni bir türün dahil edilmesi anlamına geliyor.
Bakan Potaka, vahşi kedileri “soğukkanlı avcılar” olarak tanımlayarak, gelincik, sansar, sıçan ve keseli sıçan gibi türlerle aynı kapsamda ele alınacağını ifade etti. Daha önce yer yer kontrol altına alınan bu popülasyon için artık ülke çapında koordineli ve geniş kapsamlı imha programları hazırlanıyor. Ayrıntılı yol haritası ise 2026 yılının Mart ayında paylaşılacak.
2,5 milyonun üzerinde vahşi kedi bulunduğu tahmin edilen ülke, özellikle adalar ve doğal ormanlarda ciddi ekolojik tahribatla karşı karşıya.

Kuyruğuyla birlikte bir metreyi bulan ve 7 kiloya kadar ulaşabilen bu kedilerin, Rakiura Stewart Adası’ndaki Pukunui/Güney dotterel kuşunu yok olma eşiğine getirdiği; Ruapehu Dağı çevresinde yaşayan yarasaları da hedef aldığı biliniyor. Potaka’ya göre, doğal mirasın korunması için bu yırtıcıların ortadan kaldırılması zorunlu.
Bu adım aslında yıllardır süren tartışmaların bir sonucu. 2013’te Gareth Morgan’ın başlattığı “Cats to Go” kampanyası büyük tepki çekmiş, hatta çocuklara yönelik vahşi kedi vurma yarışması ülkede infiale yol açmıştı. Ancak bakanlık, son strateji taslağına gelen geri bildirimlerin yüzde 90’ının vahşi kedilerin kontrol edilmesi gerektiği yönünde olduğunu açıkladı.
Evcil kediler bu düzenlemenin dışında tutuluyor.

Kedi sahipliğinin dünyanın en yüksek oranlarından birine sahip olduğu ülkede kurallar oldukça dağınık ve hayvan hakları grupları ulusal ölçekte kısırlaştırma ile mikroçip zorunluluğu talep ediyor. “Every cat in a lap” sloganıyla evcil kedilerin içeride tutulması da savunulan uygulamalar arasında.
SPCA Bilim Danışmanı Christine Sumner ise vahşi kedilerin ekosisteme verdiği zararı kabul etmekle birlikte, mevcut yöntemin neredeyse tamamen “öldürme odaklı” olmasından duydukları rahatsızlığı dile getiriyor. Örgütler daha insancıl kontrol yöntemlerine yatırım yapılmasını istiyor.
Gareth Morgan ise, “Vahşi kedilerin başlangıçta stratejiye dahil edilmemesi büyük bir eksiklikti. Gerçek bir sonuç elde edilmesi için politika değişiklikleri şart.” diyerek tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!





Yorum Yazın