onedio

KAAN Haberleri

KAAN ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. KAAN ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Oyuncu Burak Çelik Baba Oldu: Oğluna Yıldızını Parlattığı Hudutsuz Sevda Dizisindeki Karakterinin Adını Verdi!
Yakışıklılığı ve başarılı oyunculuğuyla ekranların gözde ismi Burak Çelik, baba olmanın mutluluğunu yaşıyor! Geçtiğimiz yıl Karadağ’da dünyaevine girdikten sonra bebek heyecanıyla gündeme gelen Burak ve Ece Çelik çifti oğullarını kucağına aldı.Birsen Altuntaş'ın haberine göre, Hudutsuz Sevda'da Kaan karakterine hayat veren isim oğluna aynı ismi verdi.Kaynak: Birsen Altuntaş
'Hayvan Gibi' Hakareti Sonrası 69 Kilo Verdi
Adana'da 6 yaşından beri obez olan bir genç kız ağır hakaretler sonrası zayıflamaya kara verip tüp mide ameliyatı olup 10 ayda 138 kilodan 69 kiloya düştü. 23 yaşındaki Perihan Beydemir, 6 yaşından sonra aşırı kilo almaya başladı. Büyüyüp genç kız olduğunda insanların kendisine bakışlarında rahatsız olduğu için diyet yaptı, spora gitti ancak en fazla 10-15 kilo verebildi. Son zamanlarda iyice kilo alan Beydemir 138 kiloya kadar çıktı. Bunun üzerine çevresindeki bazı insanlar Beydemir'i iri hayvanlara bile benzettiği oldu. Bunun üzerine tekrar diyet yapan ve spora başlayan Beydemir aynı zamanda Çukurova Üniversitesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Kaan Parsak'a başvurdu. Parsak, genç kadını sağlık kontrolünden geçirerek yaşı ve durumu bakımından tüp mide ameliyatı olabileceğine karar verdi. Beydemir, tüp mide ameliyatı oldu. Başarılı geçen ameliyattan sonra Beydemir doktorunun verdiği diyeti uygulayıp spor yapmaya devam etti. Beydemir, tam 10 ayda 138 kilodan 69 kiloya düşerek manken gibi oldu. Beydemir, 138 kilodan 69 kiloya düşmesinin kendisini çok mutlu ettiğini ve hayalini gerçekleştirdiğini belirterek, 'Tüp mide ameliyatı geçirdim, tüp mide ameliyatı sayesinde istediğim kiloya ulaştım. Tabi sadece tüp mide ameliyatı değil sporda yaptım. 3-4 ay sürekli şekilde yüzme sporu yapıyorum. Sarkma olmaması için. Verilen diyete çok iyi uydum. Onların dışında hiçbir şey yemedim. Küçüklükten beri kilolu bir insandım hormon problemlerin vardı. Çok zayıflamak istedim ancak 10-15 kilodan fazla veremedim. Küçüklükten beri zayıflamak hayalimdi. Baktım sporla, diyetle olmuyor bende tüp mide ameliyat olmak istedim' dedi. Beydemir Türkiye'de kilolu insanlara karşı bir ön yargı olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti: 'İnsanlar yıllardan beri bana bir garip bakıyorlardı. Benimle hep dalga geçiyorlardı. Beni çeşitli hayvan gruplarına benzetiyorlardı. Bakışları çok rahatsız ediyordu. Bakışlardan rahatsız oldum, aynı zamanda yürümekte bile zorlanıyordum, bunun için zayıflamaya karar verdim. Hayatımda çok şey değişti, mağazaya girdiğim zaman önce kendime uygun kıyafet bulamıyordum şimdi buluyorum. Bunun için moralim bozuluyordu şimdi istediğim her yerde kıyafet bulabiliyorum. İnsanların bakışı değişiyor beğenilen bir insan oldum.' Prof. Dr. Cem Kaan Parsak ise Beydemir'e bilinen tüp mide ameliyatını uyguladıklarını ifade ederek, 'Laporoskopik 4 ya da 5 tane delikten özel cerrahi aletlerin yardımıyla midenin yaklaşık yüzde 75-80'nini karın dışına alıyoruz. Mideyi uzun ince bir tüp haline getiriyoruz. Burada iki tane kilo verdirme yöntemi var. Birincisi midenin genişleme kapasitesi tüp haline geldiği için yok oluyor. Hastalar az yemek yiyorlar yemek yer yemez doyuyorlar. İkincisi de midemizin çıkardığımız kısmında bir hormon var, bu bizim açlık, iştah hormonu, çıkarılan mide kısmından salgılanıyor bu hormon. O kısmı çıkardığımız için vücuttaki oranı da düşüyor ve böylece daha az acıkıyoruz, yemek yediğimiz zaman hemen doyuyoruz. Bunun yanı sırada spor yaptığımızda böyle ideal kilolara kavuşuyoruz' diye konuştu.Milliyet
Perinçek’e Tahliye Veli Küçük’e Ret!
Mahkemeler 19 Ergenekon sanığının tahliyesine karar verdi. Tahliyesine karar verilen son isimlerden biri Doğu Perinçek. Veli Küçük dahil 7 sanığın tahliye talebi ise reddedildi. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlâli' kararı üzerine 7 Mart Cuma akşamı Silivri Cezaevi'nden çıkarken, Ergenekon davasının diğer sanıkları için de tahliyeler gündemdeydi. Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran ve tutukluluk süresini 7,5 yıldan 5 yıla indiren yasanın cuma günü yürürlüğe girmesiyle, 5 yılı aşkın süredir cezaevide bulunan tutukluların tahliyesine kesin gözüyle bakılıyordu. Zira cuma günü birkçok davada benzer tahliye kararları çıkmıştı. Ancak, 13. Ağır Ceza Mahkemesi bugün sürpriz bir karar verdi. Veli Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Sedat Peker, Mustafa Levent Göktaş'ın da aralarında olduğu Ergenekon davası sanığı 33 kişinin tahliye taleplerini reddetti. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran yasanın anayasaya aykırı olduğunu, bu konudaki kararın HSYK tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Özese, bu konuda Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını açıkladı. Diğer mahkemelerden tahliye kararları Bu karardan kısa bir süre sonra, 13. Ağır Ceza'nın 'tahliye talebi reddedildi' diye açıkladığı isimlerden Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker için tahliye kararı açıklandı. Bu kararı 21. Ağır Ceza Mahkemesi verdi. Mahkeme Tuncay Özkan ve Levent Göktaş'a yurtdışı yasağı koyarken, Sedat Peker'e aldığı ceza miktarını dikkate alarak yasak koymadı. Ardından tahliye taleplerini inceleyen çeşitli mahkemelerden peş peşe tahliye kararları çıktı. Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, Emekli Org. Hasan Iğsız, Alaaddin Sevim, Danıştay saldırısı sanığı Alpaslan Aslan, Albay Dursun Çiçek, Eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Kemal Kerinçsiz, Yalçın Küçük, Teğmen Mehmet Ali Çelebi. gazeteci Merdan Yanardağ, Mehmet Demirtaş, Hikmet Çiçek ve Hasan Atilla Uğur için tahliye kararı verildi. Aralarında Veli Küçük'ün de bulunduğu 7 sanığın tahliye talepleri ise reddedildi. Aslan ve Çiçek cezaevinden çıkamayacak Dursun Çiçek, Balyoz davasından hüküm giydiği için, Alpaslan Aslan da 3 davadan kesinleşmiş toplam 4 yıl 2 ay cezası olduğu için cezaevinden çıkamayacak. Aslan'ın avukatı, bu cezanın yattığı süreden düşülmesini isteyeceğini açıkladı. İlk Tuncay Özkan tahliye oldu Silivri Cezaevinden ilk çıkan isim 1994 gün sonra tahliye olan Ergenekon sanığı Tuncay Özkan oldu. Özkan çıkışta yaptığı açıklamada, '6 yıl sonra zulmün bittiği, özgürlüğe kavuşytuğumuz bir gün olmasını çok isterdim. 6 yıl boyunca çektiğimiz sıkıntıların, gündem olmasını isterdim. Biz kin, husumet, öç alma duygusu içinde asla değiliz' dedi. Tuncay Özkan 1996'dan 2007'ye kadar 5 kez suikast girişimine uğradığını, 2007'de de öldürülmediği için hapse atıldığını söyledi. 'Bugün çıkarken dahi, aldıkları tavır ibretliktir, şeytanla yatağa girdiler, çarpılarak çıktılar' diye konuştu. Bozdağ: HSYK'yı göreve çağırıyorum Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ergenekon mahkemesinin kararına ilişkin açıklamada, 'İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kaldırılmış bir mahkemedir. Ortada olmayan bir mahkeme var. Burada görevli hakim ve savcıların görevleri sona ermiştir. Bunlar sadece ellerinde bulunan dosyaları devredebilirler. Bu işlemleri yapabilirler. Karar verme yetkileri yoktur. HSYK'yı göreve çağırıyorum' dedi. Mahkemenin ısrarı 13- Ağır Ceza Mahkemesi, davaya bakan mahkeme. Tahliye talepleri için yetkinin kendisinde olduğunu söylüyor. Sanık avukatları ise, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin artık yok hükmünde olduğunu, tahliye taleplerinin nöbetçi mahkemelerce karara bağlanması gerektiğini savunuyor. Sanık avukatlarından Celal Ülgen, ilginç bir iddiada bulundu. Ülgen, hafta sonu 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin infaz koruma memurları aracılığıyla Ergenekon sanıkları tek tek tahliye dilekçesi topladığını iddia etti. Ve bu dilekçeler ışığında tahliye taleplerini reddettiği söyledi. Ülgen 'Biz avukatlar olarak mahkemeye böyle bir başvuruda bulunmadık. Bu mahkeme kanunla kaldırıldı. Mahkeme kanuna direniyor. Beni HSYK kurdu o kaldırsın nasıl der? Artık tarihe gömüldüler. Bunlar sadece direnmedir. Bu bir darbedir. Darbeyi yargılayanlar darbe yapmaya çalışıyor. Bazı nöbetçil mahkemeler de tahlliye taleplerine direnebilir.' dedi. Ülgen, tahliyelerle ilgili bir sorun yaşanmayacağını savundu. 'Sorun çıkması için legal bir kurum olmalıdır karşı tarafta. Legal bir kurum yok. Onun için verilen kararın kıymet-i harbiyesi yok' diye konuştu. Al Jazeera'nin görüşünü aldığı bir savcı ise, özel yetkili mahkemelere ellerindeki dosyaları teslim etmeleri için 15 gün süre tanındığını, bu süre içinde yetkinin de kendilerinde olduğunu söyledi. 13. Ağır Ceza'nın 'hayır' dediği isimler Mustafa Levent Göktaş, Mehmet Fikri Karadağ, Özkan Kurt, Ulaş Özel, İsmail Sağır, Mehmet Demirtaş, Hasan Ataman Yıldırım, Levent Ersöz, Muzaffer Tekin, Sedat Peker, Boğaç Kaan Murathan, Semih Tufan Gülaltay, Veli Küçük, Fikret Emek, Kemal Kerinçsiz, Serdar Öztürk, Yalçın Küçük, Aykut Metin Şükre, Ergün Poyraz, İbrahim Şahin, Kemal Aydın, Doğu Perinçek, Mehmet Bedri Gültekin, Turhan Özlü, Erkan Önsel, Hikmet Çiçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Hasan Atilla Uğur, Tuncay Özkan, Durmuş Ali Özoğlu, Memet Zekeriya Öztürk, İsmail Yıldız, Oktay Yıldırım. Hukukçuların görüşü: Mete Göktürk - Eski Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı: 'Özel yetkili mahkemeler kalkınca bu davalar ağır ceza mahkemelerine devredildi. İki mahkemenin aynı suçlara farklı kararlar verebildiğini görüyoruz. Tam bir hukuk karmaşası hakim. Bu kararlara itiraz etmek hâlâ mümkün. Tahliye kararı verilenler çıkacaktır, asıl mağdur olanlar tahliye kararı verilmeyenler.' Yusuf Utku Tekayak - Ergenekon davasından 10 yıl hapis cezası alan Sedat Peker’in avukatı: 'Özel yetkili mahkemeler kalkınca, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yetkisi kalmadı. Artık incelemeleri yapacak olan diğer mahkemeler. 13. Ağır Ceza hâlâ görevli olduğunu söyleyip tahliyeleri reddediyor; ama bunun çözümü başka bir mahkemeyle alakalı değil. Kararı Yargıtay verir. 13. Ağır Ceza’nın tahliyesini reddettiği kişiler de itiraz hakkını kullanmalı. Tutukluluk süresinin 5 yıla inmesiyle zaten 13. Ağır Ceza kendiliğinden tahliye kararı vermeliydi. Burada bir hukuksuzluk var. Anayasa’yı ihlâl ediyor.' Süreç Başbuğ'un tahliyesi ile başlamıştı Mahkemelere, yeni yasanın yanı sıra, İlker Başbuğ'un tahliye gerekçesine atıfta bulunarak yapılan başvurular da vardı. Anayasa Mahkemesi, davada 5 Ağustos'ta açıklanan kararın gerekçesinin hâlâ yazılmadığına, bu nedenle temyiz yolunun kullanılamadığına dikkat çekmişti. Sanık avukatları dilekçelerinde, 'Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği' yönündeki yüksek mahkeme kararının tüm sanıkları ilgilendirdiğini, Başbuğ için verilen tahliye gerekçelerinin kendileri için de geçerli olduğunu belirtti. Cuma gününden itibaren İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne bu iki gerekçeyle tahliye talebinde bulunanların sayısı 30'u geçti. Bu isimler arasında Yalçın Küçük, Sedat Peker ve Teğmen Mehmet Ali Çelebi de var. 5 yılı aşkın süredir cezaevinde olan ve müebbet hapis cezası alan gazeteci Tuncay Özkan, yine müebbet alan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Muzaffer Tekin, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Hikmet Çiçek, Mehmet Demirtaş ve Oktay Yıldırım da daha önce tahliye talebinde bulunmuştu. Tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, ilk tahliye olan isim, Hrant Dink cinayeti davası sanığı Erhan Tuncel'di. 8 Mart Cumartesi günü de, Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili davanın beş sanığı tahliye edilmişti. aljazeera.com.tr
L&M'yi Özleyenlere Özel Test: Hangi Leyla ile Mecnun Karakterisin?
Mecnun'un elinden Leyla'yı alır gibi, elimizden aldıkları bu diziyi, açıkçası biz çok özledik. Siz de özlemişsinizdir diye, bu testi hazırladık işte: Elimizden bu geliyor ancak!.Testi çöz, 'laps' diye hangi karakter olduğunu öğren! Sonucunu da paylaş bi zahmet, Erdal Bakkal'lık yapma :)
Yargı Dizisinin Neva'sı Başak Gümülcinelioğlu'nun Eski Mesleği Şaşkına Çevirdi! Başak Gümülcinelioğlu Kimdir?
Sen Çal Kapımı dizisindeki Pırıl rolüyle tanınan ve herkese kendini sevdiren başarılı oyuncu Başak Gümülcinelioğlu şimdilerde Kanal D'nin rekortmen dizisi Yargı'da yer alıyor. Neva karakterine can veren oyuncu her bölümde göz doldurmaya devam ediyor. Sen Çal Kapımı dizisindeki rol arkadaşı Çağrı Çıtanak ile yaşadığı ilişki ile gündeme gelen oyuncunun esas mesleği ortaya çıktı. Peki Başak Gümülcinelioğlu'nun esas mesleği nedir? Başak Gümülcinelioğlu kimdir? işte detaylar...
Haftanın Magazin Bombaları
Magazin dünyasının usta kalemi Sinan Özedincik, geçtiğimiz haftaya damga vuran olayları Sabah.com.tr'ye değerlendirdi. İşte ünlüler dünyasından son dedikodular, perde arkasında yatan olaylar... Belçim Bilgin, eşi Yılmaz Erdoğan'dan boşanacağı iddialarını yalanladı. 67'nci Cannes Film Festivali için Fransa'da bulunan Bilgin, 'Boşanma iddiası dedikodu. Bu dedikodunun böyle acılı bir günde manşete taşınması üzücü' dedi. Sürekli yan yana görüntülenmeyen çiftlerin kaderi mi bu dedikodulara maruz kalmak? Yoksa çiftin arası gerçekten açık ve bunu şimdilik saklıyorlar mı? Belçim Bilgin ile eşi Yılmaz Erdoğan örnek bir çift. O yüzden de onların boşanması herkesi çok üzer. Ben böyle bir şey olacağını düşünmüyorum. Belçim son zamanlarda işiyle çok ilgileniyor. Yılmaz da yeni projeler peşinde. En son Russel Crowe'la bir proje yaptı. Duyduğum kadarıyla şu anda yeni bir senaryo yazıyor. İnsanlar onları bir arada görmeyince bu tarz dedikodular çıkarıyor. Bu çift geceleri restoranlarda, kulüplerde, davetlerde hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir çift. Bu yüzden ayrılık dedikoduları buna dayanarak çıkmıştır. Zaten Belçim bunu hemen yalanladı. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye her şeye yapıştırdığımız bir söz var. Ben o sözü buna da yapıştırmak istemiyorum. Ayrılık olacağını zannetmiyorum çünkü buna dair hiçbir şey duymadım. Onların boşanması Türkiye'de gerçekten olay olur, şaşırtır herkesi. Bugüne kadar evlilikleriyle herkese örnek oldular ve çok mutlular.ACELE EVLİLİK KARARININ NEDENİ BEBEK Mİ? Oyuncu Pelin Karahan, 2 yıl önce evlendiği pilates eğitmeni Erdinç Bekiroğlu'yla 19 Kasım 2013'te boşanmış, iki aydır birlikte olduğu Bedri Güntay'la da yeniden 'evlilik' kararı almıştı. Önünde hukuki engel olan 'iddet müddeti'nin kaldırılması için önceki gün mahkemeye başvuran oyuncunun 'neden bu kadar acele ettiği' anlaşıldı. Bir aylık hamile olduğu iddia edilen Karahan, bu gerçeği en yakınlarından bile saklıyor. Pelin Karahan hamile mi? Acelenin sebebi bu olabilir mi? Bu konuyu doğrulayan söylentiler var mı kulanıza çalınan? Bu konuyu doğrulayan söylentiler yok. Pelin Karahan hamile değilmiş. Çünkü Pelin, iddet müddetinin kaldırılması için dava açmış. Hamile olan birisi o davayı nasıl açar ki? Davayı kazanması için hamile olmadığı raporunu vermesi lazım. Dolayısıyla iddet müddetinin kaldırılması için mahkemeye başvurması, hamile dedikodularını doğrudan yalanlamış oluyor. MUTLU SON İÇİN İMZAYI ATMALARI LAZIM Yaptıkları ortak basın açıklamasıyla 7 Mayıs'ta ilişkilerinin bittiğini duyuran Ömür Gedik ile Ferhat Göçer, ayrılığa sadece 13 gün dayanabildi. Çift, önceki gün Bebek'teydi. Gazetecileri görünce paniğe kapılan ve barışmaları hakkında konuşmak istemeyen çift, daha önce de birkaç gün süren ayrılıklar yaşamıştı. Magazin dünyasında birçok çift, bir ayrılıp bir barışmış ancak ilişkilerini kurtaramamış ve en sonunda tamamen yollarını ayırmıştı. Ömür Gedik ile Ferhat Göçer de o çiftlerden mi olur sizce? Ömür Gedik'le Ferhat Göçer'in ayrılığı tamamen evlilikle ilgili. Ömür evlenmek istiyor, Ferhat evlenmek istemiyor. İlişkilerinde aslında belli başlı bir sorunları yok. Tek anlaşmazlıkları evlilik. Birbirleri arasında geçimsizlik de söz konusu değil. Sadece bu iş çok uzadı artık evlenmemiz lazım durumu var ve bir taraf evlenmek istiyor diğer taraf ise istemiyor. Bu işlerde genelde şöyle olur; ben sensiz yaşayamıyorum evlenmiyorsak bile bir kere daha deneyelim ne olacak denir. Sonrasında da yine 'ben ne zaman evleneceğim' moduna girilir ve ilişki yine biter. Bu çiftten biri fikrini değiştirmezse sonları yine ayrılık olacaktır. Ferhat Ömür'le evlenmezse, Ömür evlilikten vazgeçmezse bu ilişki yine bitecektir. O yüzden bu ilişkinin sonunun mutlu bitmesi için imzanın atılması lazım. ŞORTLU FOTOĞRAFLARI OLAY OLDU ÇÜNKÜ… Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil ile oyuncu Nergis Kumbasar'ın kızları Yasmin, Nişantaşı'nda çekilen fotoğraflarıyla gündeme geldi. 19 yaşındaki Yasmin'in anne ve babası ise kızlarının giydiği şort yüzünden haber olmasına tepki gösterdi. Mehmet Ali Erbil, '19 yaşında bir genç kız Yasmin. Kendini biliyor ve ona güvenimiz sonsuz. Ne giyineceğine karışmam ve onu kısıtlamam. Kızım nerede ne yapacağını bilir' dedi. Nergis Kumbasar ise şöyle konuştu: 'Yasmin, her genç kız gibi sokakta ne satılıyorsa onu giyiyor. Bu çok normal. Bu konuları konuşmak bana çok saçma geliyor. Kızımın kıyafetlerine ne ben karışırım ne de Mehmet Ali. Arkadaşlarıyla buluşup gezmesi de çok normal. Zaten Yasmin çok çok iyi yetişmiş ve eğitim almış bir kız. Lise son sınıfta okuyor ve eğitimine yurtdışında devam edecek. İnsanların giyim şeklinden ziyade kafa şekilleri önemli. Şekilciliği toplum olarak bırakmalıyız.' Nergis Kumbasar ile Mehmet Ali Erbil'in kızı Yasmin'in mini şortlu fotoğrafları, haftanın en çok konuşulan magazin olayı oldu. O fotoğraflar neden bu kadar olay yarattı? Yasmin'in şortu mini ötesiydi. Etrafın gazeteci kaynadığı Nişantaşı'na o şortla gidince illa ki görüntüleri çekilecekti. Baba Mehmet Ali Erbil'in dediği çok güzel bir laf var, ona acayip saygı duyuyorum; 'Dışına değil, içine bakacaksınız siz.' deyip yani beyne bakacaksınız demek istiyor. Nasıl giyindiği değil, beyni önemli olan. Ben her zaman bunu söylüyorum; Mehmet Ali Erbil yanlarında olmasa da, Nergis Kumbasar kızını çok iyi yetiştirdi. Nergis'in neler yaşadığına, uzun süre çalışmadığına, işlerden koptuğuna, kızını büyütmek için tek başına nasıl mücadele ettiğine zaman zaman şahit oldum. Yasmin şu anda çok gözde olabilir. Dışarıdan bakılınca insanlara havalı, şımarık gelebilir ancak içi belki de bambaşkadır. Çok güçlü bir yapısı, duruşu vardır belki. Bu yüzden erkekler bile yanına yaklaşmaya cesaret edemiyor olabilir. Onu hep kız arkadaşlarıyla görüyoruz. Henüz bir ilişkisini görmedik, duymadık. Bunların yanında sosyal medyada paylaştığı fotoğraflar da kafa karıştırıyor. Genç, güzel, popüler bir kız. İlk gençlik yılları. Kendine özenmesi çok normal. Fakat Türkiye şartlarında bu olayı çok abarttığını düşüyorum, biraz daha dikkatli olması gerekir. Ben annesi değilim, babası değilim, sadece öneride bulunabilirim. Ahkâm da kesmiyorum, öyle olacak böyle olacak diye. Kendi özgürlüğü, kendisi bilir, geleceğini kendisi düşünür ama soyadı ünlü olan bir anne ve babaya sahip. Ünlülerin çocukları sürekli basın tarafından takip altında. Yarın bir gün üzüleceği haberlerle anılmasını istemem. Sonra mutsuz oluyorlar. Önümüzde de birçok örnek var yaşanan. İnşallah bu verdiği görüntünün sonrasında mutsuz olacağı yanlış bir hareket yapmaz. Biraz dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sadece bir tavsiye. Ebru Şallı ve Harun Tan, 11 yılın ardından tek celsede yollarını ayırmıştı. Şallı'nın birkaç ay sonra şarkıcı Sinan Akçıl'la bir ilişkiye başlaması, eski çiftin arasında gerginliğe yol açmıştı. Hatta Tan'ın Akçıl'ı tartakladığı haberleri, medyaya yansımıştı. Önceki gün Akatlar'daki bir spor salonunda karşılaşan Şallı ve Tan, ayaküstü sohbet etti. İkili daha sonra spor salonunun kafesine geçti ve burada yaklaşık yarım saat baş başa kaldı. Gazetecilerin fotoğraflarını çektiğini fark eden Tan, sinirlenerek kafeyi terk etti. Aralarında soğuk savaş olduğu söylenen eski eşler, buzları eritti mi? Birlikte vakit geçirmelerini bu şekilde yorumlayabilir miyiz? Boşanmış olsalar da onlar anne ve baba. Çocukları için her zaman bir araya gelip konuşmak zorundalar. O gün de çocuklarıyla ilgili meseleleri konuşmak için kısa bir süre konuşmuşlar. O sırada gazeteci fotoğraflarını çekince Harun Tan sinirlenmiş. Boşanırken birbirlerini aşağılayıcı ya da onur kırıcı sözler sarf etmediler. Bu yüzden de bu buluşmalara alışmamız lazım. Çocukları için her zaman bir araya gelip onların durumları, okulları, gelişimleri ile ilgili konuşacaklar. Büyük oğulları Beren, teniste çok ilerledi. Onun yaz eğitim planını da konuşmuşlar o görüşmede. Bu fotoğrafların devamı gelecektir. Sonuçta her şey çocuklar için… Fakat onların sık sık görüşüyor olması yeniden bir araya gelecekleri anlamına gelmez. Harun Tan'ın hayatında biri var mı yok mu onu bilmiyorum. Ebru Şallı'nın sevgilisi Sinan Akçıl da zaten Ebru ile Harun'un iletişimine karışmaz. Neslişah Alkoçlar ve Engin Altan Düzyatan'ın nişan törenine katılan oyuncu Kaan Urgancıoğlu'nun içkiyi fazla kaçırdığı ve gelin hanımın arkadaşı Aslıhan Doğan'a sözlü tacizde bulunduğu iddiası herkesi şaşırttı. İddiaya göre Doğan, sözlü taciz devam edince sinirlenip durumu Alkoçlar'a iletmiş, araya girenler genç kızdan özür dileyen Urgancıoğlu'nu nişan töreni bitmeden mekândan çıkarmış. Ancak ünlü oyuncu, bu iddiaları yalanladı. FULYA UGAN / Sabah.com.tr