onedio

Kasımpaşa Haberleri

Kasımpaşa ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kasımpaşa ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İsveç'in Türk Asıllı Yıldızları Heyecanlı!
A Milli Futbol Takımı ile hazırlık maçında karşılaşacak İsveç Milli Takımı Ankara’daki ilk antrenmanını yaptı. İlhan Cavcav Tesisleri’nde yapılan antrenmana hafif koşuyla başlayan İsveçli futbolcular, kontrol-pas çalışmasının ardından top kapmaca oynadı. Antrenmanın ikinci bölümünde Jimmy Durmaz ve Erkan Zengin özel olarak gol vuruşu çalışması yaptı. Diğer futbolcular ise yarı sahada çift kale maçla idmanı tamamladı. Spor Toto Süper Lig’de forma giyen Jimmy Durmaz, Johan Dahlin, Erkan Zengin ve Andreas Isaksson’un yer aldığı çalışmaya Zlatan İbrahimovic katılmadı. Yıldız futbolcunun, dün Paris Saint-Germain’in, sahasında Olympique Marsilya’yı 2-0 yendiği maçta forma giydiği için dinlendirildiği öğrenildi. Ibrahimovic, yarın maçın oynanacağı Ankara 19 Mayıs Stadı’nda İsveç’in yapacağı son çalışmada yer alacak. İsveç Milli Takımı, yarın saat 11.30′da, Ankara 19 Mayıs Stadı’nda yapacağı antrenmanla hazırlıklarını tamamlayacak. İsveç ve Türk basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği antrenman öncesinde futbolcular karşılaşmaya ilişkin görüşlerini açıkladı. Spor Toto Süper Lig’de Kasımpaşa’nın kalesini koruyan Andreas Isaksson, 2014 Dünya Kupası’na katılamadıklarını hatırlatarak “Bu bizim için yeni bir başlangıç olacak. 2016 Avrupa Şampiyonası eleme maçları için takımımızı hazırlamaya çalışıyoruz” dedi. Türkiye ve İsveç’in iyi takımlar olduğunu belirten Isaksson, “Maç için favori belirlemek zor. Çok çekişmeli bir karşılaşma olacak. Kazanmak için elimizden geleni yapacağız. İzleyenler keyif alacaktır” diye konuştu. Milli kaleci, iyi bir kadroya sahip olduklarını da vurgulayarak “Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılacağımızı düşünüyorum. Bunu başarabilecek kalitede oyuncularımız var” ifadesini kullandı. Gençlerbirliği’nde yerli statüsünde forma giyen Jimmy Durmaz ise duygusal bir karmaşa yaşamadığını dile getirerek maça kazanmak için çıkacaklarını söyledi. İsveç’in futbolcusu olduğunu kaydeden Durmaz, şöyle konuştu “İsveç milli takımı forması giydiğim için mutluyum. İsveç’te doğup, büyüdüğüm için karışık duygular içinde değilim. Dolayısıyla İsveç’in kazanması için elimden geleni yapacağım. İbrahimovic ile görüştüm. Arkadaşça konuştuk ancak maçla ilgili bir konuşmamız olmadı.” ‘BEŞİKTAŞ’TA FAZLA ŞANS BULAMADIM’ Antrenmanın ardından AA muhabirine açıklama yapan Erkan Zengin, Beşiktaş’ta forma giydiği dönemde fazla şans bulamadığını söyledi. Eskişehirspor’da kendisini kanıtladığını aktaran Erkan Zengin, kırmızı siyahlı kulüple 4 senelik kontratının olduğunu ve şu an transferi düşünmediğini ifade etti. Kendisi adına her şeyin yolunda gittiğini belirten İsveçli milli futbolcu, şunları kaydetti: “Türk’üm. Türk aileden geliyorum, ancak İsveç Milli Takımı’nı tercih ettim. Bu maç benim için çok önemli. Karışık duygular yaşıyorum. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na hazırlanıyoruz. Bu çerçevede Türkiye ile karşılaşacağız. İyi oynayarak bu maçı kazanmak istiyoruz. Jimmy ile özel şut çalıştık. Umarım çarşamba günü de o sağdan, ben de soldan güzel işler çıkarırız.”AMK Spor
Chelsea'ye Kasımpaşa Çorabı!
Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcimiz Galatasaray’ın 2. Tur ilk maçında konuk ettiği Chelsea maçı öncesi kameralara ilginç bir nokta takıldı. İstanbul’a klasik mavi çoraplarını getirmeyen İngiliz ekibin imdadına Kasımpaşa yetişti. Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, Chelsea’de Galatasaray maçı öncesi ‘çorap’ krizi yaşandı. Malzemeciler, İngiliz ekibinin giydiği klasik beyaz çorapları Türkiye’ye getirmişti. Ancak hakem, Galatasaraylı futbolcuların da beyaz çorap giydiğini ve Chelsea’nin çoraplarını değiştirmesi gerektiğini söyledi. Chelsea’nin sponsoru Adidas’tan Kasımpaşa ve K.Erciyesspor’un giydiği mavi çoraplar istendi. Maviler sahaya, Kasımpaşa’nın çoraplarıyla çıktı. NTV SPOR Gökhan DİNÇ
Fenerbahçe 'Ele Güne Karşı'
Spor Toto Süper Lig'in 23. haftasında Fenerbahçe konuk ettiği Gençlerbirliği'ni Emre Belözoğlu'nun 57. ve 71. dakikada attığı gollerle 2-0 yenerek zirve yolunda önemli bir galibiyet kazandı. Spor Toto Süper Lig'in 23. haftasında Fenerbahçe konuk ettiği Gençlerbirliği'ni Emre Belözoğlu'nun 57. ve 71. dakikada attığı gollerle 2-0 yenerek zirve yolunda önemli bir galibiyet kazandı. FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır'ın yönettiği maçta Fenerbahçe'nin ilk golü 57. dakikada penaltıdan Fenerbahçe'nin kaptanı Emre Belözoğlu'ndan geldi. Bu golden 15 dakika sonra ev sahibi ekip 2. kez penaltı noktasına geçti ve 71. dakikada penaltı noktasından Emre Belözoğlu'nun 2. golüyle 3 puanın sahibi oldu. Sarı-Lacivertliler bu galibiyetle Galatasaray'ın Çaykur Rizespor maçı öncesi önemli bir 3 puan aldı. En yakın takipçisi Beşiktaş'ın beraberlikle kapadığı haftada, aldığı 3 puanla şampiyonluk yolunda yerini sağlamlaştırdı. Bu sonuçla Fenerbahçe 51 puana yükselirken, Gençlerbirliği deplasmanda kaybederek 25 puanda kaldı. Fenerbahçe gelecek hafta deplasmanda Trabzonspor'un karşısına çıkarken, Gençlerbirliği ise evinde Sivasspor ile karşılaşıyor. İLK 11'DE 3 YABANCI Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig'de Gençlerbirliği ile yaptığı mücadelede, uzun bir aradan sonra ideale yakın bir kadroyla sahaya çıktı. İkinci yarıda geride kalan haftalarda sakatlık ve cezalar nedeniyle önemli futbolcularından yoksun kalan sarı-lacivertli takımda sakatlığı geçen Sow'un yanı sıra kart cezalarını tamamlayan Egemen Korkmaz ve Emre Belözoğlu 11 kişilik kadroya girdi. Fenerbahçe'nin 18 kişilik maç kadrosunda 5 yabancı bulunurken, bunlardan 3'ü ilk 11'de yer aldı. Teknik direktör Ersun Yanal, Sow, Kuyt ve Emenike'ye ilk 11'de görev verirken, Meireles ve Kadlec yedekler arasında bulundu. F.BAHÇELİ GOLCÜLER SAHADA Fenerbahçe'nin hücum yollarında etkili olduğu Sow, Kuyt ve Emenike, ligde 4 hafta sonra aynı anda ilk 11'de yer aldı. İkinci yarının ilk maçında Torku Konyaspor'a karşı ilk 11'de sahada bulunan 3 futbolcu, ardından sakatlık sorunları nedeniyle 4 lig maçında aynı anda kadroda bulunamadı. Sarı-lacivertli takımın bu sezon ligde en golcüsü olan Sow'un 9, Kuyt ve Emenike'nin ise 8'er golü bulunuyor. TRİBÜNLERDE 'MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ' SLOGANI Fenerbahçe'nin seyircisiz oynama cezası nedeniyle karşılaşmayı tribünlerde sadece kadınlar ve 12 yaş altı çocuklar izleyebildi. PFDK'nın Elazığspor maçında çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde 4. kez gerçekleştirilmesinden dolayı bir maç seyircisiz oynama cezası verdiği Fenerbahçe, lig tarihinde 21. kez seyircisiz maça çıktı. Bu sezon ikinci kez Kadıköy'de kadın ve çocuklar önünde maça çıkan sarı-lacivertli futbol takımı, kadın ve çocuklar önünde oynadığı 15. haftadaki Akhisar Belediyespor mücadelesini 4-0 kazanmıştı. Tribünlerdeki kadın ve çocuk seyirciler, karşılaşmanın başlamasına 10 dakika kala 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' şeklinde uzun süre bağırdı. MAÇ TEMPOLU BAŞLADI Hakem Cüneyt Çakır'ın düdüğüyle başlayan maç Fenerbahçe'nin seyircisiz cezası nedeniyle tribünlerde sadece bayanlar ve çocuklar yer aldı. Maçın ilk dakikalarından itibaren karşılıklı atakların olduğu maç seyirciler açısından oldukça heyecanlı geçti. Gençlerbirliği'nin Jimmy Durmaz ile başlattığı tehlikeyi atağa Fenerbahçe Sow ile cevap verdi. Maçın bundan sonraki dakikaları Sarı-Lacivertlilerin üstünlüğüyle devam etti. Gençlerbirliği savunmasının zor anlar yaşadığı ilk yarıda Fenerbahçe Sow ve Kuyt ile tehlike pozisyonlar yakalasa da bunları değerlendiremedi. Maçın ilk yarısı 0-0 beraberlikle sonuçlandı. FENERBAHÇE'DEN GOL TEPKİSİ! Fenerbahçe'nin 21. dakikasında Caner Erkin ile sol kanattan atak geliştirdi. Açılan ortaya Sarı Lacivertlilerden Sow ve Gençlerbirliği'nin kalecisi Ramazan yükseldi. Ramazan'ın Sow'un müdahalesiyle yerde kalması sonrası, hakem Cüneyt Çakır golü geçersiz saydı. Pozisyon sonrası Gençlerbirliği'nin kalecisi Ramazan'a müdahele etmek için sağlık ekipleri oyuna dahil oldu. Sow, kaleci Ramazan oyundan çıkarken futbolcunun son durumunu sordu. Kaleci Ramazan'ın yerine Ferhat Kaplan oyuna dahil oldu. ÇAKIR'A GOSSO TEPKİSİ Fenerbahçe cephesi maçın ilk yarısında Gosso'nun müdahalelerinden dolayı hakem Cüneyt Çakır'ın yönetimini eleştirdi. Sow'un geliştirdiği atağı Gençlerbirliği'nden Gosso'nun sert müdahalesi sonrası hakemin verdiği faul kararıyla oyun durdu. Çakır'ın düdüğüyle birlikte Fenerbahçe'nin yedek kulübesi Cüneyt Çakır'a tepki göstererek neden kart vermediği yönünde tepkilerini gösterdiler. İlk yarının son dakikalarnda Gosso'nun Fenerbahçeli futbolculara sert müdahaleleri devam etse de, Çakır, Gosso'yu kartla cezalandırmadı. PENALTILAR 3 PUANI GETİRDİ Spor Toto Süper Lig'in en çok penaltı veren hakemi ünvanını elinde bulunduran Cüneyt Çakır maçın 57. dakikasında penaltı noktasını gösterdi. Fenerbahçeli Gökhan Gönül'ün Gençlerbirliği kalesine gönderdiği topa Gençlerbirliği'nden Kulusic'in topa eliyle müdahalesi sonrası hakem penaltı verdi. Emre Belözoğlu'nun kullandığı penaltı takımını 1-0 öne geçiren golü attı. Bu pozisyondan 15 dakika sonra Alper Potuk'un Gençlerbirliği ceza sahası içinde 70. dakikada yere düşmesiyle hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Emre Belözoğlu'nun ikinci kez topun başına geçmesiyle takımını 2. kez öne geçirdi ve Fenerbahçe'ye 3 puanı getiren penaltı gollerini attı. Emre Belözoğlu maçın 75. dakikasında yerini Meireles'e bırakarak oyundan çıktı. Maçın bu dakikalarından sonra Fenerbahçe'nin baskılı ataklarından başka bir gol gelmedi ve 3 puanın sahibi Fenerbahçe oldu. MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI) 2- dakikada Gökhan Gönül'ün kafayla indirdiği topa Sow'un ceza alanı önünde yerden vuruşunda, meşin yuvarlak kaleci Ramazan Köse'de kaldı. 7- dakikada ceza alanı dışından kazanılan serbest vuruşta, Emre Belözoğlu'nun önüne açtığı topa Emenike çok sert vurdu. Kaleci Ramazan Köse meşin yuvarlağı direğin dibinde tokatlayarak, kornere gönderdi. Aynı dakikada korner atışını kullanan Caner Erkin, topu ceza alanı dışındaki Gökhan Gönül'e çıkardı. Gökhan'ın ceza alanına doğru havalandırdığı topu Kuyt, kafayla Sow'a indirdi. Altıpasta müsait durumda topla buluşan Senegalli golcü, kötü bir vuruşla meşin yuvarlağı boş kale yerine auta gönderdi. 9- dakikada soldan Uğur Çiftçi'nin ortasında ceza alanı içinde arka direkte Jimmy Durmaz'ın kafa vuruşunda, top yandan auta çıktı. 22- dakikada soldan Caner Erkin'in ortasında ceza alanı içinde kaleci Ramazan Köse ve Sow topa hamle yaptı. İki oyuncu arasında kalan meşin yuvarlak Sow'a çarparak savunmanın müdahalesine rağmen filelere gitti. Ancak hakem Cüneyt Çakır, kaleciye faul yapıldığı gerekçesiyle golü geçerli saymadı. Bu pozisyonda sakatlanan kaleci Ramazan Köse'nin yerine Ferhat Kaplan oyuna girdi.35- dakikada ceza yayı önünden Kuyt'ın vuruşunda, top yandan auta gitti.39- dakikada ceza alanı dışından serbest atış kullanan Caner Erkin'in sert vuruşunda, kaleci Ferhat Kaplan topu tokatlayarak uzaklaştırdı. Aynı dakikada Gökhan Gönül'ün uzun kullandığı taç atışında ceza alanı içinde Egemen Korkmaz'ın aşırdığı topa Bekir İrtegün'ün vuruşunda, meşin yuvarlak kaleci Ferhat Kaplan'da kaldı. 40- dakikada Gökhan Gönül'ün sağdan ortasında ceza alanı içinde topla bulaşan Kuyt'ın dönerek yaptığı vuruşta, meşin yuvarlak üstten auta çıktı. 42- dakikada soldan Caner Erkin'in kullandığı taç atışında ceza alanı içinde Kuyt topu kafayla Sow'a indirdi. Senegalli futbolcunun sert şutunda top yine üstten auta gitti. Fenerbahçe: 2 - Gençlerbirliği: 0 Stat: Fenerbahçe Şükrü SaracoğluHakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık OngunFenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Mehmet Topal, Emre Belözoğlu, Kuyt, Alper Potuk, Sow, EmenikeGençlerbirliği: Ramazan Köse (Dk. 25 Ferhat Kaplan), Hakan Aslantaş, Radzkou, Kulusic, Uğur Çiftçi, Doğa Kaya, Gosso, Jimmy Durmaz, Petrovic, Zec, Stancu Sporx
"Yazıcıoğlu'nun İnfaz Görüntüleri Ortaya Çıkacak"
Büyük Birlik Partisi (BBP) Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının ölümüyle sonuçlanan helikopterin düşmesiyle ilgili tartışmalar sürerken, Yazıcıoğlu ailesinin avukatı ve BBP Genel Başkan Yardımcısı Selami Ekici’den çarpıcı açıklamalar geldi.Selami Ekici, partinin eski MKYK üyesi Emrullah Önalan’ın izlediği görüntünün ortaya çıkacağını söyledi. BBP kurucularından, BBP Erzurum eski İl Başkanı ve MKYK eski üyesi Emrullah Önalan, 10 Kasım 2013 tarihinde “Yazıcıoğlu ölmeden önce enkaza ulaşan ekibin çektiği görüntüyü izledim.” diye bir açıklama yaptı . Önalan'ın Cihan’a yaptığı bu açıklamanın ardından Yazıcıoğlu’nun infaz edildiğine ilişkin şüpheler daha da arttı. BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici, iddia edilen infaz görüntüleri ve soruşturma dosyasının geldiği son noktayı anlattı.‘İNFAZ GÖRÜNTÜLERİ MUTLAKA ORTAYA ÇIKACAK’Soruşturma dosyasını çok yakından takip eden avukat Selami Ekici, Emrullah Önalan’ın izlediğini söylediği görüntülerin mutlaka ortaya çıkacağını ifade etti. Ekici, “Söz konusu görüntüleri Emrullah Önalan’nın izlediği konusunda eminim. Nitekim Emrullah Önalan’a görüntüleri izleten kişi ile de görüştük, görüntülerin varlığını inkâr etmedi, kendisinde olmadığını söyledi. Bu kişi daha sonra cumhuriyet savcılığında verdiği ifadede görüntünün varlığını kabul etti fakat kendisinde olmadığını söyledi .Görüntüler, 2010 yılında şeker komasından vefat eden Ahmet Akpak isimli bir gazetecinin oğlu olan Alper Akpak tarafından Emrullah Önalan’a izlettirilmiştir. Bu kişi de geçtiğimiz aylarda Kasımpaşa’da silahlı bir kavgada öldürüldü. Bu görüntülerin bir takım üst düzey yetkilere ulaştırılmış olabileceğini düşünüyorum. Aslında benzer görüntülerin varlığı iki yıl önce de farklı kaynaklardan bize ulaşmıştı. Görüntüler mutlaka bir gün ortaya çıkacak. Bunan inancım tamdır.” ifadelerini kullandı.SES KAYDI İDDİALARININ ARAŞTIRILMASINI SAVCILIKTAN İSTEDİKBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu ileri sürülen bir ses kaydının yayınlanacağına ilişkin iddiaları değerlendiren Selami Ekici, iddianın araştırılmasını savcılıktan talep ettiğini dile getirdi.BBP Genel Başkan Yardımcısı Ekici, şunları kaydetti: “ Bu ses kaydının varlığı sosyal medyada gündeme gelmeden önce bizlere bu yönde de bilgiler gelmişti. Sosyal medyada gündeme geldikten sonra her iddia gibi bunun araştırılmasını resmi olarak cumhuriyet savcılığından talep ettik. Ses kayıtlarının çıkıp çıkmayacağı veya varlığı konusunda şu an bir şey söylemek doğru olmaz. Ancak hükümet çevrelerinin sosyal medyadaki bu iddiaları çok ciddiye alıp, bunun üzerine açıklamalar yapmaları daha henüz ortaya çıkmamış bir olgu hakkında montaj algısı oluşturmaya çalışmaları, doğrusu bizde ses kayıtlarının var olma ihtimali konusunda kuvvetli şüphe oluşturmaktadır.”‘5 YILDIR HÜKÜMET KAZA DERKEN, ŞİMDİ SUİKAST DİYOR’Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in “Muhsin Yazıcıoğlu suikastini devlet içindeki derin çeteler işlemiş olabilir.” açıklamasını da değerlendiren Selami Ekici, şunları söyledi: “Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in beyanı çok dikkat çekici. Bugüne kadar hükmet çevrelerinin olayı kaza olarak dillendirmiş olmaları sebebiyle bu açıklamayı önemsiyorum. Hükümet Başbakan’a komplo kurulma iddiasında ise bu suikastı bir an önce çözsün o zaman. Ayrıca dosyadaki mevcut duruma baktığımızda dönemin Ulaştırma Bakanı, İçişleri Bakanı, Başbakanlık Kriz Yönetim Başkanı, K. Maraş Valiliği, K. Maraş Emniyeti, Adana Jandarma Bölge Komutanlığı, K. Maraş Jandarma Alay Komutanlığı, Kayseri Valisi, Kayseri Emniyet Müdürü'nün hukuki ve idari sorumlulukları açıktır.”‘YAZICIOĞLU DOSYASI FİİLEN KAPANMIŞTIR’'Özel Yetkili Mahkemeler'in (ÖYM) kaldırılmasının dosyanın akıbetine olumsuz etki edeceğini söyleyen Avukat Ekici, soruşturma dosyasının fiilen çözümsüzlük noktasına gideceğini belirtti. Ekici, şu ifadeleri kullandı: “ÖYM’lerin Muhsin Yazıcıoğlu dosyanın kapatılması için kaldırıldığını kabul edeceğimizi daha önce kamuoyuna deklare etmiştik. Bu durumu dilekçeler ile Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, Adalet Bakanı'na, HSYK’ya, siyasi partilerin grup başkan vekillerine yazılı olarak bildirmiştik. Yasanın yürürlüğe girmesiyle dosyanın niteliği gereği şüphelilerin tümüne yakının kamu görevlisi olması ve bunların yargılanabilmesi için kurum amirlerinin iznine tabi olması gerekiyor. Teknik takiplere son verilmesi gibi nedenlerle, dosya hukuken olmasa da fiilen çözümsüzlük noktasına gidecek. 5 yıldır çözülememiş olmasının nedeni de olayın bir kaza olduğu algısı oluşturulması yüzündendir. Olayın ardından belli bir dönem etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bu arada da deliler karartıldı. Elbette olayın sorumlularının üst düzey bürokrasiye de ulaşması olayın aydınlanmamasına etkendir.”CİHAN
Alex'ten Flaş Açıklamalar!
Fenerbahçe'nin efsanevi ismi Alex de Souza içini en çok acıtan şeyin Kadıköy'de son kez forma giyememek olduğunu itiraf etti. Fenerbahçe 'nin unutulmaz kaptanı Alex de Souza , konuk olduğu televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. 'YARI TÜRK YARI BREZİLYALI...' 'Aslında hayatımla Türkiye'yi biribirinden ayırmıyorum. Eşim de Türkiye'ye aşık bir insan. Maria dışındaki çocuklarım burada doğdu. Ben de 8.5 sene Fenerbahçe'de top oyandım ve Türkiye'de yaşadım. İnsanlar bana çok misafirperver yaklaştılar. Türkiye'yle Alex'in arası her zaman iyi oldu. Giderken şunu söylemiştim, buraya bir Brezilyalı olarak geldim ama yarı Türk yarı Brezilyalı olarak gidiyorum demiştim. Bu halen böyle. Türkiye'yi hayatımda ayrı bir yere koyamam.' 'Kişisel olarak Türkiye'de hiçbir stadyumda tepkiyle karşılaşmadım ama bir kere kendi taraftarımız tarafından ıslıklanmıştım. Sakaryaspor maçıydı. Aslında ben saha içersinde taraftarın bu tip tepkilerini olağan içinde karşılayan bir insanım. Oraya beklentiyle geliyorlar ve beklentileri karşılanmayınca tepki verebiliyorlar. O gün de böyle bir durum olmuştu ve başkan da ayağa kalkıp alkışlayarak bu tepkilere katılmadığını belli etmişti. Ama dediğim gibi bunları her zaman normal karşılarım.' 'EN ÇOK ÖZLEDİĞİM ŞEY KADIKÖY' 'Kadıköy'deki o muhteşem atmosferi özlediğimi söyleyebilirim. Türkiye'yi düşündüğümde aklıma gelen tek şey Kadıköy ve taraftarın yarattığı o muhteşem anlar oluyor. Bunun dışında da birçok özel anlar yaşadım. Ayrılırken insanların evime gelmesinin dışında beni havalaanında uğurlamaya gelmesi de çok özeldi. Genelde bir futbolcu geldiğinde havaalanında birçok taraftar tarafından karşılanır. Fakat giderken yalnız gider. Benim için bu anı özel kılan şey, giderken geldiğimde olandan daha fazla taraftarın havaalanına gelmesiydi.' FENERBAHÇE NE İFADE EDİYOR? 'Fenerbahçe senin için ne ifade ediyor sorusunu cevaplamak benim açımdan büyük zorluklar içerir. Çünkü Fenerbahçe'den bahsederken açıkalyacak kelimeler bulamkta zorlanıyorum. Önümüzdeki günlerde 20 senelik futbol yaşantımı tamamlayacağım ve bunun da 8.5 senesinin Fenerbahçe'de dolu dolu geçtiğini düşünürsek, Fenerbahçe'nin benim için ne ifade ettiğini söylemek çok zor olur. Şu anda Fenerbahçe benim için ne mi ifade ediyor? Taraftarından yöneticisine her zaman başarılı olmasını dilediğim bir kulüp ve aynı zamanda kendimin bir parçası hissettiğim bir aile olarak nitelendirebilirim.' 'KİMSEYE KIRGIN DEĞİLİM' 'Aslında hiç kimseye karşı kalbimde bir kırgınlık yok. Örnek vereceğim, mesela Aykut Kocaman'ı benim hiç desteklemediğimi düşünen insanlar olabilir, hayır tam tersi. Umarım Aykut Kocaman kısa bir süre içinde düşüncelerini gerçekleştirebileceği ve de hayallerine ulaşabileceği bir takım kendine bulur ve başarılı olduğunu görürüz. Neden olmadı diye sorarsanız, belki benim, belki Aykut Kocaman'ın, belki de ikimizin hatasıydı. İkimiz arasındaki sıkıntıyı bir şekilde aşamadık ve olmadı.' 'AYKUT KOCAMAN İLE İLETİŞİM KURAMADIK' 'İletişim insanların birbirleriyle anlaşabilmelerini sağlayan noktadır. İletişiminiz ne kadar sağlamsa o kadar ilişkinizi ilerletebilirsiniz. Bizim belki de Aykut Kocaman'la yaşadığımız sorun başından beri kuramadığımız iletişimdir. Biraz kapalı, biraz sangi engelli gibiydi onunla olan iletişimimiz. Sonunda da kararlar alınması gerekiyordu. Bu noktada da Aykut Kocaman 'Seni takımımda bundan sonra görmek istemiyorum.' düşüncesindeydi. ben de bunu Alex de Souza olarak kabul etmedim, başkanla görüşmeye gittik. Başkanın da o noktada bir karar alması gerekiyordu ve kontratın feshedilmesi yönünde karar alındı. Bunlar her işin içersinde yer alabilen sıkıntılar. İnsanlar dışarıdan baktığında Alex Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım'ı sevmiyor algısı oluşabilir. Kesinlikle öyle değil. Umarım ikisi de istediklerine ulaşır. Elbette Aziz Yıldırım'la anlaşamadığımız, tartıştığımız zamanlar da oldu. Ama bunların hepsi iş ilişkisi içersinde olabilecek noktalardı. Şu an da ayrıldım, kulüpte değilim ama kesinlikle bir düşmanlık söz konusu değil.' 'İÇİMİ ACITAN ŞEY...' 'Aslında benim sayın Rıdvan Dilmen aracılığıyla bu programa çıkmamdan birisi de şu: Neredeyse 1.5-2 sene geçti Brezilya'ya döneli. Bir biyografi kitabı yazmaya karar verdim. Bu kitapta özellikle benim kariyerimde pay sahibi olmuş ve kariyerimde yer edinmiş insanların yer almasını istedim. Kitabı yazan Marcos birkaç kere geldi, benimle röportaj yazmak için. Mesela en son geldiğinde Aykut Kocaman kitapta yer almak istemedi. Aynı zamanda Marcos son geldiğinde Aziz Yıldırım'ım kişisel sıkıntılar vardı. O yüzden onunla da görüşemedik. Fakat tüm bunlar yaşanırken, içinizi acıtan ne diye sormuştunuz ya; Kadıköy'de son bir kez oynayamamak içimi acıtan şeylerden bir tanesi. En son maçım Kasımpaşa maçıydı. Bunu da açıklama fırsatı bulabileceğim için yayına çıkmayı kabul ettim. Kitabımda bu iki insanın da bulunmasını çok isterdim. Ama onların konuşmama ya da istememe kararları benim de saygı duyduğum bir nokta. Aykut Kocaman konuşmak istemediğini söylediği zaman ona kötü bir düşünce beslemedim, tamamen saygı duydum.' ŞAMPİYONLUK KUTLAMALARINDAKİ OLAY HAKKINDA 'Bu olayı değerlendirdiğimde iki şekilde değerlendirmek istiyorum. Burada iki taraf var. Birincisi ifade özgürlüğü. Stadyumlarda da niyet ne olursa olsun taraftarın ve halkın ifade özgürlüğünü kullanması yanlış değil. Altında başka sebepler varsa bunu konuşuruz. Ama ben demokraside büyüdüm. İnsanlar içinden geçenleri stadyumda bağırabilirler. Bu birinci nokta. Ama öteki taraftan baktığımızda, şampiyonlukta emeği geçen oradaki isimler artık 2 senedir o kulüpte olmayan insanın isminin bağrıldığını duyduğu zaman, onlar da biraz bu duruma içerleyebilirler. İki taraf da haklı diyebiliriz. Ben bu durumda kesinlikle o olaylar hakkında anormal bir şey görmüyorum.' JÜBİLEYİ KABUL EDER Mİ? 'Elbette büyük mutlulukla kabul ederim. Bu benim de kariyerimde son istediğim şey olur. Sadece burada yaşadığım zamandan bahsetmiyorum. Tüm kariyerimden bahsettiğim zaman, kendimi en iyi hissettiğim yerden, Kadıköy'den bahsediyoruz. Eğer olursa orada güzel bir atmosfer yaratıp bu şansı bulabilirsem kariyerimi taçlandıracağım bir nokta olabilir çünkü Kadıköy benim için çok özel.' 'FUTBOLU BIRAKTIKTAN SONRA...' 'Aralık ayında futbolu bırakıyorum. Muhtemel şekilde saha içersinde kalacağım gibi görünüyor. Futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük için gerekli belgeleri alıp saha içinde olmaya devam edeceğim.' 'O günlerde ya da hemen takip eden gün, Ali Koç ve birkaç yönetici tesislere gelmişlerdi. O dönem içersinde kulübün bir sıkıntıya gireceği, maddi anlamda maaşları ödeme konusunda sıkıntılar yaşanabileceği, o nedenle elinde bir teklifi olan veya gitmek isteyenin gidebileceğini söylemişlerdi. Bu noktadan sonra ayrılan oyuncular oldu. Bu toplantıdan hemen sonra Ali Yıldırım ile görüştük. Oturduk ve kendisine aynen şunları söyledim: 'Nerede oynarsak oynayalım, benim maaşımı ödersiniz veya ödemezsiniz ben burada olacağım. Sadece şunu istiyorum, maaşım ödenir veya ödenmez. Eğer ödenmez ise sana bir şu zaman ödeme yapacağız, ya da yapamayacağız gibi, önümüzde netleşecek bir durum söyleyin. Bana para ödeyin demiyorum. Ben sizinle birlikteyim, sadece benim kendimi planlayabilmem açısından bana ne zaman ödeme yapabileceğinizi söylemeniz yeterli.' dedim.' 'SUÇLAMALARI DUYDUĞUMDA...' 'Tam anlamıyla şok oldum. O sezon saha içersinde yaşananları bilen ve temsil eden bir insan olarak orada oynadığımız maçlara bize şike denmesi hayatımda en şok edici anlardan birisiydi. Birkaç futbolcuyla stadın yakınlarındaki bir restoranda konuşurken, hiçbirimiz inanamıyor ve oynadığımız maçları konuşuyorduk. 5-3 biten Bucaspor maçını nereden çevirmişiz... Karabükspor maçında Lugano'nun bir golü vardı ve çok sıkıntılı bir maç vardı. Ankaragücü maçını hatırlıyoruz. 6 gol attık ama ilk gol çıkana kadar ne kadar zorlandık bir bakın. Sivasspor ile oynanan son maç da çok zorluyduk. Biz açıkçası bu yaşadığımız sıkıntıları bildiğimizden dolayı bunlara şike dendiğini duyunca büyük bir şok yaşadım. Andre Santos'un Gaziantepspor'a attığı son dakika golünü hatırlayalım, 4-2'lik Beşiktaş maçını hatırlayın. Ben orta sahada bir top kaybettim, sonra Hugo Almeida karşı karşıya kaçırdı. O golü atsa maç 3-1 olacaktı. Maç oradan döndü. Galatasaray maçını düşünelim. Son 10 dakikada maçı çevirmişiz. Bunların hepsini sayınca bir lig oluyor.'Goal.com
Drogba: "Buraya Para İçin Gelmedim"
Galatasaray'a veda eden Didier Drogba, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.İşte kulüp televizyon kanalına yaptığı açıklamalar: Big Legend’ın sezon finaline hoş geldin; ama sadece sezon finali diyorum, final değil. Umarım bu konu hakkında da konuşacağız. Ancak biliyorsun, Türkiye’de büyük bir trajedi yaşandı. Soma’da 300’den fazla madencimizi kaybettik. İlk olarak, bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misin? Evet, ülke için büyük bir trajedi. Burada bir buçuk yıldır yaşıyorum. Ve bu tabii ki beni de etkiledi. Ben de tüm iyi dileklerimi hayatını kaybeden işçilerin ailelerine gönderiyorum; çünkü o işçiler, Türkiye’nin büyük bir ülke olmasını sağlayan kişilerdi. Tüm o ailelere… Evet, sizin için çok zor bir durum olduğunu biliyorum; ama sürekli sizi düşünüyorum. Zorlu bir sezon olduğunu söyleyebiliriz; hem takım için, hem de sezonun son bölümünde yaşadığın sakatlıktan dolayı senin için… Senin de bu yüzden üzgün olduğunu biliyorum. Sezon hakkında genel olarak ne söylersin, en başından sonuna kadar… Farklı durumlarla karşılaştığımız bir sezon oldu. Ve takım buna alışık değildi. Çok sayıda farklı şey yaşandı. Yeni kurallar, yabancı sınırı… Bu, ligdeki tüm takımlar arasında en fazla Galatasaray’ı etkiledi. Ayrıca teknik adam değişikliği yaşadık. Bu da takım için oldukça zor bir durumdu. Biliyorsunuz, Fatih Terim’e çok büyük bir saygım vardı ve onu seviyordum. Bence geçtiğimiz sezon takım olarak beraberliği ve takım ruhunu yakalama konusunda zorluklar yaşadık. Bunu bazı zamanlarda başardık, özellikle de Şampiyonlar Ligi’ndeki maçlarda; çünkü orası rekabet alanı yüksek bir turnuva. Ancak lig maçlarında bunu pek hissedemedik. Ve bu yüzden de ligde fazla puan kaybı yaşadık. Burada bir buçuk yıl geçirdin. Senin için en unutulmaz hatıra ne oldu? Bundan sonra biri sana, “Galatasaray” dediğinde… O kadar fazla ki… Çok güzel anılarım var burada. İlki havalimanında taraftarlar tarafından karşılandığım an. İkincisi, takım arkadaşlarımla tanışmam ve onlarla birlikte antrenman yapmış olmam. Ama bir numarada Akhisar maçında oyuna girdikten sonra topa ikinci veya üçüncü dokunuşumda Burak’ın yaptığı ortada attığım o gol var. O anı hayatım boyunca hiç unutmayacağım. O an hissettiklerimi hayatım boyunca asla unutmayacağım. Kariyerindeki en iyi anlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Evet, kariyerimin en üst noktalarından biriydi; çünkü bu gibi anların hayalini her zaman kurarsınız. Yeni bir takım, ilk maç… Ve aynı zamanda kale arkasındaki tribün tamamen Galatasaray taraftarlarıyla doluydu. Ben de o kaleye attım golü. Maç 0-0’dı… Ben her zaman maçı değiştiren golleri atmayı sevmişimdir. Sanırım bu da onlardan biriydi. Golden sonra neler hissettin; çünkü senin de söylediğin gibi topa sadece ikinci veya üçüncü dokunuşundu… “Evet, başlıyorum” dedin mi? Bilemiyorum, bilemiyorum. Yeni bir dünyayı keşfetmek benim için bile zordu. Ama bunu hâlâ yapabileceğimi kanıtlamıştım. Ve benim kariyerimdeki en iyi gollerden biriydi. O golü kesinlikle ilk 10’a koyarım. Gol sonrası mutluluğumu taraftarlarla ve takım arkadaşlarımla paylaşmak harika bir histi. Kusursuz bir karşılama oldu benim için. Burada aldığın en iyi tavsiye veya öğrendiğin en iyi ders ne oldu? En iyi tavsiye? Bilemiyorum, aslında en iyi tavsiye değil; ama burada çok şey öğrendim. Oyunculardan, insanlardan gerçekten çok şey öğrendim. Galatasaray’ı temsil ettiğim için onur duydum. Tüm Türkiye’nin saygısını kazandığım için çok şanslıyım. Bu kendi adıma futboldan çok daha önemli bir şey. Böylesi bir saygıyı kazanmak, her zaman görülen bir şey değildir. Bu yüzden gerçekten gurur duyuyorum. Türkiye’deki kariyerin boyunca karşılaştığın herhangi bir zorluk oldu mu? Eğer varsa, bunun üstesinden nasıl geldin? Hayal kırıklığı yaşadığım bazı şeyler oldu. İnsanların takıma bağlılığımı sorguladıkları ve benden kuşku duyup, benim para için burada olduğumu düşünmeye başladıklarında... Tamamen yanılıyorlardı. Ben buraya para için gelmedim. Parayı düşünsem, zaten Çin’de kalırdım. Orada oynamasam bile paramı öderlerdi. Ama ben buraya para için gelmedim. Buraya futbol oynamak, tutkuyu yeniden hissedebilmek için geldim. Buradayım; çünkü burada rekabet vardı. Dördüncü yıldızı kazanma hırsı vardı. Evet, bazı hayal kırıklıkları yaşadım. İnsanlar, benim daha önce Chelsea’de oynadığım için onlara karşı yeteri kadar iyi performans sergilemediğini düşündükleri anlarda… O hâlde şöyle yapalım; siz de Galatasaray’la şampiyonluklar yaşayın ve birkaç sene sonra Galatasaray’a karşı oynayın. Ben de o zaman sizin reaksiyonunuzu görmek isterim. Ben sahip olduğumun en iyisini verdim. Benim için duygusal bir maçtı ve belki de bu yüzden sakatlık yaşadım, hâlâ bununla mücadele ediyorum; ama futbolun içinde bunlar var. Burada karşılaştığım tüm güzel şeylerle kıyaslandığında, yaşadığım hayal kırıklıkları bunlardı. Galatasaray – Fenerbahçe rekabeti, Beşiktaş maçında attığım iki gol, Süper Kupa maçında Fenerbahçe’ye karşı attığım gol… Ve taraftarların bana gösterdiği saygı. Benim onlara karşı çok büyük saygım var. Benim için en önemli olan da bu. İnsanları her gün mutlu edemezsiniz; ama 365 günün 340’ında mutlu ederseniz, bu iyi bir şeydir. Fenerbahçe ile oynanan son derbi maçından önce sakatlığın vardı… Evet, oynamamalıydım. Ama oynamak istediğini söyledin. Maç öncesinde, maç sırasında neler oldu? Kendini nasıl hissettin? Evet, Chelsea maçında yaşadığım sakatlıktan dolayı iki hafta antrenman yapamamıştım. Koşamıyordum, yönümü değiştiremiyordum. Hâlâ o maçı nasıl oynadığımı bilmiyorum. Ama evimizde, Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız bir derbi maçıydı. Ve istediğimiz yerde olduğumuz bir sezon değildi. Oynamak zorundaydım. Kazanmak zorundaydık. Evet, şampiyon olamayabilirdik; ama evimizde Fenerbahçe’ye kaybedemezdik. Sahip olduğum her şeyi verdim. Maçı da kazandık. Ve herkes çok mutluydu… Chelsea ile 2012 yılında Münih’te oynadığın final maçının ardından herkes Şampiyonlar Ligi’nde son kez sahaya çıktığını düşünüyordu. Ama sen daha sonra Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi’nde iki harika sezon yaşadın. Münih’tekinin bu turnuvadaki son maçın olmadığını biliyor muydun? Hayır, bilmiyordum. Benim için turnuvadaki son maçtı. Tekrar edeyim, benim bir kontratım varsa, o kontrata bağlı kalmak isterim. İlişkilerimiz iyiyse, kontratıma saygı duyarım. Çin’e gittiğimde de bunu yaptım. Ama pişman değilim. Buraya geldim ve burada yeni bir ev, yeni bir yuva buldum. Evet, son maçım olmadığını bilmiyordum. Galatasaray ile imzaladığımda bana, “Şampiyonlar Ligi’nde Schalke ile oynayacağız” dediklerinde, “hmm, bu çok iyi, yeniden iş başına geçiyorum” diye düşündüm. Hayatının her bölümü güzel bir hikâyeyi andırıyor. Fildişi Sahili’nde doğdun, Fransa’da büyüdün, İngiltere’de tecrübe kazandın. Türkiye’nin insan olarak hikâyendeki yeri ne olacak? Buraya geldikten beş ay sonra, ülkede bazı problemler yaşandı. Taksim’de ve başka yerlerde… Sosyal medyadaki fotoğraflara bakarken kendi ismimi gördüm: “Çare Drogba.” Ve endişelendim, “neden her yere benim ismimi yazıyorlar, ben herhangi bir yanlış yapmadım.” Ama daha sonra insanlar bana bunun ne anlama geldiğini açıkladı. İşin aslını öğrendiğimde, bu kelimenin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Futbolun çok ötesinde bir şeydi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları tek bir amaç için bir araya gelmişlerdi. Kendi düşünceleri savunuyorlardı. Ve benim adeta bir elçi olmamı istiyorlardı. Böyle bir ülkeyi en üste koymalısınız. En üste. Fildişi Sahili ile beraber en üste. Fildişi Sahili’nden sonra? Evet, Fildişi Sahili doğduğum yer. Tabii ki, onu demek istemedim. Bu çok önemli bir şey… Elbette gol atmak benim için çok güzel, harika bir his. Ama bir insanın bana gelip, “sen harika bir adamsın” demesi beni daha çok gururlandırıyor. Hayatındaki en büyük amaç gol atmak değil, öyle değil mi? Çok gol attım. Hâlâ atmak istiyorum. Ve atacağım. Ama hayattaki en büyük amacım, iyi bir insan olmak. Ben insanların, “belki çok iyi futbolcu değil; ama bana saygı duyuyor” demesini isterim benim için; çünkü futboldan sonra hayat başlar. Futbolu 10, belki de 15 sene oynayabilirsiniz; ama sonrasında hayat devam eder. Biliyoruz ki, biz yeniden buluşacağız, ben senin gözlerine bakıp, “nasılsın” diye sormayacaksam, bu neye yarar? Bu özelliğini Türkiye’de de korumayı başardın. Bir buçuk sezon, çok uzun bir zaman dilimi değil; ama sen buradaki insanlar için büyük bir karakter, bir rol modeli oldun. Sadece Galatasaray taraftarları değil, Fenerbahçe, Beşiktaş, tüm takımların taraftarları seni bir karakter, rol model olarak aldı. Bunu nasıl sağladın? Özellikle Galatasaray taraftarları, seni tüm kalbiyle seviyor… En başından beri aynı davrandım. Kalbimle oynadım. Bu tip şeyleri hesaplamam. Asla, “evet, bu maçta şöyle davranarak tüm ilgiyi üstüme çekeceğim” diye düşünmem. Ben buyum. Bunu açıklayabilir miyim, bilmiyorum. Sizin için, diğer insanlar için bu çok özel bir şey olabilir. Ama benim için normal, ben buyum. Benim ailemden gelen bir şey, ben bu şekilde büyütüldüm. Kendi çocuklarımı da böyle yetiştiriyorum. Ve hep bu gibi şeylerle hatırlanmak istiyorum. İlk hedefinin iyi bir insan olmak istediğini, iyi bir futbolcu olmanın ikinci planda yer aldığını söylüyorsun, öyle değil mi? Herkes senin gibi düşünmüyor çünkü. Ama benim fikrimi sorarsan, bu doğru bir düşünce şekli… Evet, bu farklı bir şey. Benim futbol dünyasına girişim biraz geç oldu, en üst seviyedeki ilk maçımı oynadığımda 24, 25 yaşındaydım. Ama her zaman söyledim, tüm bunlardan önce ben sadece Didier’dim. Sadece Didier. Guingamp’tan Marsilya’ya geçtiğimde Drogba oldum. Her şey değişti. İnsanların bana bakışı, davranışı, her şey değişti. Ama ailemin, arkadaşlarımın gözünde hâlâ Didier’dim. Didi, Tito, nasıl isterlerse… Değişmeye ihtiyacım yoktu. Kameraları, fotoğraf makinelerini gördüğüm, goller attığım veya Galatasaray’da oynadığım için değişirsem eğer, bana saygı duymayın. Değişirsem, farklı olursam bana saygınızı yitirebilirsiniz. Ben şu an neysem, 10 yıl veya 20 yıl sonra da o olacağım. Tabii ki geliştireceğim kendimi; çünkü çok tecrübe kazandım. Hatalar yapabilirim, hâlâ yaptığım gibi; ama umarım bunları 10-15 sene sonra tekrarlamayacağım. Ama bilge bir insan olmak için bazı hatalar yapmanız da gerekiyor. Hayatında gerçekleştiremediğin için üzüldüğün bir dileğin var mı? Listemde kayıp bir dilek yok. Fırsat bulursam, yapacağım şeyler var; ama şu an, nasıl derler, elhamdülillah, Tanrı’ya şükürler olsun, sahip olduğum her şeyden dolayı çok mutluyum. Belki duygusal bir soru olacak, benim için, senin için, tüm Galatasaray taraftarları için… Ben, “bizimle kal” demek istiyorum. Ama bu olacak mı, bilmiyorum. Sen neler söylemek istersin? Çok zor bir soru… Bunun açıklamasını bence yönetime bırakalım, benim buraya gelişimi de onlar duyurmuştu. Üzücü; çünkü burada daha yapacak çok işimiz vardı. Ama hayat bu. Ben her şeye, herkese saygı duyuyorum. Ama nasıl Chelsea’ye, Marsilya’ya saygı duyuyorsam, Guingamp’ta oynamayı çok sevdiysem, dünyanın neresine gidersem, gideyim; insanlara Galatasaray’ı anlatacağım. Burada çok fazla arkadaş edindim, çok güzel insanlar tanıdım. Kendimi çok iyi hissettim. Ama üzücü. İnsanlar sizi “efsane” olarak adlandırdığında, size büyük saygı duyduklarını hissettirdiğinde… Bu gibi şeyleri anlatmak her zaman oldukça zor. Ben de tüm bunları açıklamak için burada değilim; ama gelecek sezon birlikte olacağımızdan da emin değilim. Belki yeni bir hikâye… Önemli değil. Önemli olan şu an. Emin değilim… Umarım önünde oynayacağın bir Dünya Kupası var. Sakatlığın ne durumda? Kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Fenerbahçe maçından sonra oynayamadım, takımın dışında kalmak çok zordu. Türkiye Kupası finalinde oynayamamak beni duygusal anlamda çok etkiledi. Ama orada takımla birlikte olmaktan keyif aldım ve o anın tadını çıkardım. Beni “selfie” çekerken görmüşsünüzdür. Duygularımı saklamak zorundaydım. Kupayı kazandığımız için çok mutlu oldum. Umarım çok, çok daha iyi olacağım. Bir ilerleme var. Ama evet, umarım çok daha iyi olacağım. Takım arkadaşlarına söylemek istediğin bir şey var mı? Birebir veya genel olarak? Şunu söylemek istiyorum. Buraya gelme kararını vermeme bir adam çok yardımcı oldu: Wesley. Mourinho’yla konuşuyordum, bana, “Eğer Wesley oraya gidiyorsa, sen de git. Sen de bundan keyif alacaksın, sen de orada eğleneceksin” dedi. Ben de onu dinlemekte haklı olduğumu gördüm. Bana doğru fikri verdi. Buraya geldim, harika insanlar tanıdım. İlk olarak, Wesley. Buraya gelme nedenlerinden birinin Wesley olduğunu söylüyorsun… Nedenlerimden biriydi. Sadece o değil tabii, nedenlerden biri. Bir sene önce dünyanın en iyisi olan bir oyuncunun sizinle birlikte olacağını bilmek size yardım edebilir. Bana göre o dünyanın en iyi oyuncusuydu. Aynı zamanda onunla birlikte oynamak iyi bir fırsattı, ondan öğrenebileceklerim vardı, onlarla birlikte kendimi geliştirebilirdim. Buraya geldikten sonra daha da şaşırdım. İzlediğim ilk maçta, sanırım Kasımpaşa’ya karşı (Antalyaspor maçı), Burak iki gol atmıştı. Daha sonra diğer takım arkadaşlarımla tanıştım. Harika insanlar tanıdım. Hiçbirinin kalbi kötü değildi, hepsi iyi yürekli insanlardı. Seni, “baba” diye çağırıyorlardı… Bana, “baba” diyorlardı; ama ben Godfather’ı tercih ediyorum. İşte, bilirsiniz… Burada çok fazla yetenekli oyuncu var. Favorilerimden biri, gençlerden Emre. En beğendiğim oyunculardan biri Semih. Çok mütevazı, basit oynar, sahada kalbini, her şeyini verir. Asla konuşmaz, asla şikâyet etmez. Sadece çok çalışır. Tabii ki tüm çocukları seviyorum. Ama o böyle çalışmaya devam ederse, bu takımın lideri olabilir. Çok fazla oyuncu var. Selçuk, Burak… Eğer takımınızda Burak gibi bir oyuncunuz yoksa, her sezon 15-20 gol daha az atarsınız ve ligi kaybedersiniz. O, böyle bir santrfor. İnsanların onun hakkında, “bunu iyi yapmıyor, şunu şöyle yapmıyor” dediklerini biliyorum. Ama günün sonunda, şu an ikinci sıradaysak, onun attığı goller sayesinde. Ona daha fazla saygı duyulması lazım. Eğer futbolun içindeyseniz, ne kadar iyi olursanız, olun; insanlar daha fazlasını istediği için sizin hakkında kararlar verir. O da bunu öğreniyor. Ama futbol bu… Sen sadece bir futbolcu değilsin, bir futbol adamısın, bir efsanesin. Türk futboluna, daha iyi seviyeye gelebilmesi için, bir tavsiye vermek ister misin? Gelecek sezon yabancı kuralının 5+3 olacağını öğrendim mesela… Bu sezonkinden iyidir… Eğer ligi daha cazip, ilgi çekici yapmak isterseniz, Sneijder, Nando gibi büyük yabancı oyuncuları buraya getirmelisiniz. Bunun için de düşünce tarzınızı, mantalitenizi daha açık hâle getirmeniz gerekir. Bu oyuncular sizin gelişmenizi sağlar. Siz de aynı şekilde onlara yardımcı olursanız, onlar sizi daha iyi hâle getirir. Örneğin Brezilya Milli Takımı’ndaki tüm oyuncular, yurt dışında forma giyiyor; ama hâlâ iyi bir milli takımları var. Yani bunun bir anlamı yok. Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final oynadı. Biz Avrupa’nın en iyi takımlarından Real Madrid’e karşı kendimizi gösterdik. Bu sezon Juventus önünde gücümüzü kanıtladık. Onlar Türk futbolunun nerede olduğunu biliyor, Türk futboluna saygı gösteriyor. Futbol evrenseldir… Kesinlikle, kesinlikle. Galatasaray taraftarlarına bir mesajın var mı? Onlara neler söylemek istersin? Onlar seni gerçekten çok seviyor, kalpten seviyor… Hepsini söylemek istersem, bu çok uzun sürer. Onları asla unutmayacağım. Gittiğim her yerde, her tatilimde, her zaman Galatasaray olacak. Bilmek isterseniz, her yerde sarı ve kırmızı olacak. Kalbimde de öyle… Kalbim de Galatasaray için atacak. Burada sadece bir buçuk yıl kaldım. Ama bu takım için attığım her gol, kariyerimin en iyi deneyimlerden biri oldu. Marsilya ve Chelsea ile birlikte. Kariyerimin en güzel anlarından biri. Her şey için teşekkürler Didi. Benim için kariyerimdeki en zor programlardan biri oldu. Ama umarım bu seninle son programımız olmayacak… Hayır, son olmayacak. Çok eğlenceliydi. Burada veya başka bir ülkede, yine birlikte olacağız.Hoş gelirsiniz, her zaman. Galatasaray tarihinin en önemli sayfalarında yerini alacaksın. Burada her zaman bir efsane olarak hatırlanacaksın. Ve eminim herkes senin için, “o bir Galatasaray efsanesi” diyecek… Çok teşekkür ederim.Şampiy10