onedio

Merkez Bankası Haberleri

Merkez Bankası ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Merkez Bankası ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Dolar mı Altın mı Derken Son Dönemde Gözler Borsada! En Çok Düşen Hisseleri Gözden Kaçırdıysanız Buraya Buyrun
Merkez Bankası’nın 300 baz puanlık faiz indirimi kararı sonrası, yatırımcı paranın yönünün ne tarafa çevrileceğini merak ederken; bir yandan döviz kurlarındaki hareketliliği yakından takip ediyor, diğer yandan da Borsa İstanbul’u. Peki, bu süreçte yatırımcısına en çok düşen hisseler neler? En çok düşen hisseleri gözden kaçırdıysanız buraya buyrun…
Fırtınada Sakin Kalmak: İçsel Denge ve Girişimcilik
“Güçlü olan, fırtınadan kaçan değil; fırtınanın içinde yavaşlayabilendir.”— AnonimSon üç ayda Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler, sadece istatistikleri değil, insan psikolojisini de altüst etti. Merkez Bankası’nın politika faizini %50 seviyelerinde tutması, ticari kredi faizlerinin %60'lara dayanmasıyla birlikte, işletmeler için nakit akışı artık bir hayatta kalma mücadelesine dönüştü. Özellikle küçük ve orta ölçekli girişimciler, bir yandan artan hammadde ve üretim maliyetleriyle, diğer yandan müşteri tarafında azalan talep ve ödeme zorluklarıyla baş etmeye çalışıyor.Döviz kurlarının sadece Haziran-Temmuz 2025 arasında yaklaşık %7’lik bir artış göstermesi, ithalata bağımlı iş modellerinde anlık kararları bile riskli hâle getirdi. Elektrik, kira ve personel giderleri gibi sabit maliyetler kontrolsüz biçimde yükselirken, satış gelirleri aynı oranda artmadı. TÜİK’in son verilerine göre, tüketici güven endeksi 65’in altına inerek yılın en düşük seviyesine ulaştı. Bu, sadece piyasanın değil, insanların da geleceğe güven duymakta zorlandığını gösteriyor.Ancak girişimcinin yaşadığı fırtına sadece ekonomik göstergelerle ölçülemez. Gerçek kriz, çoğu zaman dışarıdan görünmeyen, içsel bir sarsıntıdır.Geceleri uyuyamayan, ertesi güne kaç müşteriyle devam edeceğini bilemeyen, kredi başvuruları reddedilen ya da tahsilat sorunu yaşayan binlerce girişimci için bu dönem, sadece iş kaygısı değil, kimlik, yeterlilik ve anlam krizidir aynı zamanda. “Ben bu yükü ne kadar taşıyabilirim?” sorusu, sadece finansal değil, ruhsal bir sorgulamadır.İşte tam da bu noktada, girişimcilik yolculuğunun pek konuşulmayan ama en kritik boyutu devreye giriyor, içsel dengeyi koruyabilmek. Fırtına dışarıda koparken, içerde sükûneti inşa etmek. Bu yazı, tam da bu dengede kalabilmenin yollarını konuşmak için yazıldı.
Bülent Arınç: 'Merkez Bankası'nı Tehdit Etmek Doğru Değildi'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Merkez Bankası’nı tehdit etmek doğru değildi. Cumhurbaşkanı belki sadece yol göstermekle kalmalı' dedi. Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Abdullah Gül'ün olası adaylığı ile ilgili ise ''İsabetli olur, güzel olur'' sözlerine ilişkin ''Cumhurbaşkanımızın sözleri bir ümittir ışıktır. Şık olanı kendisinin bizzat davet edilmesidir. Henüz o noktada olmadığımızı düşünüyorum. Eğer Başbakan olmayacaksa Abdullah Gül için gönlümden geçen Meclis Başkanlığıdır' açıklamasında bulundu.Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün olası adaylığı konusunda ''Güzel olur, isabetli olur'' demesini nasıl yorumlarsınız?Abdullah Gül ile dava arkadaşıyız çok başarılı bir siyasetçidir. Cumhurbaşkanlığında çok başarılı bir performans sergiledi. Görevi büyük bir şerefle arkadaşına devretti ve İstanbul'a gitti. Şu ana kadar adaylık söz konusu değildi. Cumhurbaşkanımızın sözleri bir ümittir ışıktır. Kendileri bu konuda bir görüşme yaparlar siyasete devam etmek isterlerse biz sevinç duyarız. Cumhurbaşkanlığı başbakanlık yapmış olması 6 bin adaydan biri gibi karşılanmamalıdır. Gönülden arzu ediliyorsa şık olanı kendisinin bizzat davet edilmesidir. Henüz o noktada olmadığımızı düşünüyorum.Partideki dengeler açısında meselenin boyutları ne olabilir?Bizim partimizde her şey fedakarlık üzerine kurulmuştur. Eğer Başbakan olmayacaksa Abdullah Gül için gönlümden geçen Meclis Başkanlığıdır. Meclis Başkanı olursa Türkiye' de kazanır Meclis de kazanır. Seçimi kim kazanırsa Başbakan o olur. 7 Haziran'dan sonra Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'dur.DOLARDAKİ YÜKSELİŞ2002'den bu yana iç kaynaklı ekonomik kriz yaşamadık. Merkez Bankası hükümete karşı sorumlu senede 2 defa bize hesap veriyor ama bağımsız bir kuruluş, dikkatli gidiyor ve üzerine düşeni yapıyor. Bize diyor ki sadece faiz düşürmekle olmaz başka parametreler de var onlara da bakmak zorundayız. Sizi dinliyoruz ama biz bildiğimizi yapıyoruz diyorlar.''MERKEZ BANKASI'NI TEHDİT ETMEK DOĞRU DEĞİLDİ''Merkez Bankası'na bu noktadan sonra bir şey söylenmemesi gerekir. Neden? Üzerlerine aldıkları görevleri yapıyorlar. Sen yanlış yapıyorsun diyerek görevlerine müdahale etmek yasal sınırları dışında hatta onları tehdit etmek onları küçültmeye çalışmak bence doğru değildi. Bu, psikolojik bir rahatsızlık meydana getirdi.''CUMHURBAŞKANI BELKİ SADECE YOL GÖSTERMEKLE KALMALI''Cumhurbaşkanı belki sadece yol göstermekle kalmalı. Cumhurbaşkanı'nın sözleri farklı anlaşılabilir. Batı mentalitesi tartışmadan endişeleniyor 'Bunlar Merkez Bankası'nın başını yiyecekler' herhalde diyor bağımsızlığı elden gidecek herhalde diyor.CHP'NİN KAPATILACAĞINA DAİR İDDİALARÇok yanlış bir şey. Bunların hiçbirisi ciddi değil, iddialar deli saçması. Twitter'daki o şahsın (Fuat Avni) söyledikleri üzerinden yorum yapmak yanlış bir şey. Bazen doğru çıkabilir bazen de zarf atabilirler. Kılıçdaroğlu adeta istihbaratçı kimliği ile konuştu.ÇÖZÜM SÜRECİÇözüm sürecini destekleyenlerin başında gelirim. Eski, yeni siyasetçilerle aram iyidir. Sayın Demirtaş'ın 'Çözüm sürecinin önündeki en büyük engel Arınç'tır' sözüne üzüldüm. Bu noktaya kolay gelinmedi, önemlidir. Sözlerin tutulmasından örgüt sorumludur. Çözüm süreci silahlı kişilerle yürütülemez. Demirtaş siyasette olabilecek bir kişidir.''BURADA BARIŞ ÇUBUĞUNU TÜTTÜRÜYORUM''Sen partnerine bu işi beraber götürdüğün hükümete güvenmiyorsun öyle mi? Güvenmediğin için de çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorsun. Sen bana güvenmeye mecbursun. HDP ben sana güvenmek mecburiyetindeyim. HDP'nin İmralı heyetine sürecin iyi çalıştığına biz inanıyoruz güveniyorum. Demirtaş ile bu atışmamızı burada sonlandırmış olalım. Burada barış çubuğunu şimdi tüttürüyorum. Bundan sonra mecbur kalmadıkça hiçbir zaman Demirtaş'ın şahsı ile ilgili söz söylememeye çalışacağım.İÇ GÜVENLİK PAKETİ DEĞİŞECEK Mİ?Maddelerin yeniden görüşülmesi şu anda düşünülmüyor.HAKAN FİDAN'IN ADAYLIĞISayın Cumhurbaşkanımızın duygusal yönü çok güçlü. Duygusal planda olaya bakmamak lazım. Ben de bir televizyonda o saatlerde yayındaydım. Arkadaşlar dediler ki, 'Hakan Fidan adaylığını koymuş.' Ben şahsen kendi tepkimi ortaya koydum. Ne söylediğimi herkes biliyor. Dedim ki, yaptığın iş çok önemli bir iş, çok önemli işler yaptığın için sana koruma zırhı da getirdik o zaman bu işine devam etmen lazım. Neden? Çünkü milletvekili olmak bu görevlerden daha üstün değil. Sen şu anda 100 milletvekilinin yapacağı işi yapıyorsun. Sadece milletvekili bazında baktığımız zaman.550 milletvekili var. AK Parti'nin diyelim ki 350 milletvekili olacak 400 milletvekili olacak sen onlardan birisi olacaksan hiç milletvekili olma bu israftır dedim. Dilim de durmuyor. Neden? Çünkü MİT çok önemli bir kurum. Bırakma neden bırakıyorsun dedim.''BİR MİT MÜSTEŞARINDAN DA HER TÜRLÜ BAKANLIK OLMAZ''Sonra ikinci bir şey daha ekledim, eğer bakan olmayı düşünüyorsan bir MİT Müsteşarından da her türlü bakanlık olmaz. Mesela sen bir Dışişleri Bakanı olacak olsan ben karşı tarafın Almanya'nın Dışişleri Bakanı olsam 'Bu adam her şeyi bilir kardeşim. Ben bununla nasıl konuşacağım?' diye düşünebilir. Belki yanlış söylüyorum. Ama şahsı ile ilgili hiçbir sıkıntı hiçbir şikayetin olmaması lazım. Çok iyi yetişmiş, çok başarılı, çok güzel bir insan.Aday olursa siyasi ayrışma demeyeceğiz buna. Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarı da olması kolay olmadı birilerine rağmen. Artık bir gerçek var, Hakan Fidan AK Parti'nin Ankara milletvekili aday adayıdır. Bundan sonra gazetecilerden ricam bu konuyu sormasınlar. Hakan Fidan'ı üzecek bir hareketi bir sözü bundan sonra da lütfen sarf etmeyelim.Kaynak: NTV
Dolar mı? Altın mı? Euro mu? Hangi Yatırım Daha Karlı?
Dolar mı, altın mı, euro mu sorusu son birkaç senenin en popüler yatırım sorularından birisi. Dolar gibi dünyanın en güçlü para birimine mi, yoksa 12 yıllık boğa piyasası saltanatı süren ve yatırımcılarına sürekli kazandırmış olan altına mı yatırım yapmak gerekiyor? Avrupa Birliği para birimi olan Euro ise ekonomik krizlerden daha ne kadar etkilenir?Genel olarak hemen hepimizin paraya olan ihtiyacı artış gösterdi. Bunun nedeni ise gelişen teknoloji, yükselen yaşam standartları ve bunun dışında kişisel ihtiyaçlarımız gösterilmektedir. Gelecekte daha iyi bir yaşama sahip olmak, çocuklarımıza daha iyi bir eğitim olanağı sunmak, emeklilikte rahat bir yaşam sürmek, kendi işimize, evimize sahip olmak gibi milyonlarca ihtiyacımız var.Paraya olan ihtiyacımıza ek olarak günümüzde parayı daha bilinçli bir şekilde yönettiğimizi de söylemek gerekir. Birikim yapma konusunda herkes çok daha sağlam adımlar atıyor ve geleceğe yönelik yatırım yapıyor. Bu yatırım da çok farklı şekillerde yapılmaktadır. Kimisi gayrimenkul yatırımı yapıyor, kimisi eski yöntemle bankalarda bekletiyor. Kuyumcudan altın alarak yastık altı denilen şekilde paranın değerlendirilmesi ise günümüzde pek tercih edilmiyor ve bankalarda oluşturulan altın hesapları kullanılıyor.Günümüzde yatırım yapma konusunda da daha bilinçli olduğumuzu belirtmek gerekir. Finans piyasalarına duyulan güven artmış durumda ve başarılı yatırımcı sayısında artış gözlenmektedir. Finans piyasalarının eskiye göre daha iyi bir şekilde denetlenmesi, işlem özelliklerinin günümüz teknolojisi ve şartları ile uyumlu hale getirilmesi gibi nedenlerden dolayı yatırımcıların finans piyasalarına olan güveni artmış durumda. Forex ve borsa piyasası günümüzün en yüksek işlem hacmine sahip finans piyasalarıdır ve borsa nasıl oynanır 1 sitesi olarak bu iki finans piyasası hakkında yeni yatırımcılara bilgiler vermeye devam ediyoruz.Altın Yatırımı Karlı mı? Altın 12 yıllık geçmişi boyunca yatırımcılarına sürekli kazanç sunmuştur. Merkez bankalarının elinde her daim rezerv olarak bulunduğu için de güvenli liman olarak değerlendirilmektedir. Dövizlere güvenin azaldığı zamanlarda ilk olarak tercih edilen emtiadır. Bilindiği gibi altın 2013 yılında göstermiş olduğu performans nedeniyle artık güvenli liman olarak görülmüyor ve yatırımcılarına büyük kayıplar yaşattı. 12 yıl boyunca düzenli bir artış gösteren altın 1,800 dolar seviyelerinden 1,180 dolar seviyelerine kadar sert düşüşler gösterdi ve ayı piyasası hakimiyetine girdi. Durum böyle olunca birçok uzman ve ünlü yatırımcı altından uzak durulması gerektiği hakkında uyarılarda bulundu. Altın yatırımları ile ünlü olan Paul Johnson yaşamış olduğu büyük kayıpla gündeme damgasını vuran isim oldu. Dolar Yatırımı Karlı mı? Amerikan doları ise FED’in yapmış olduğu varlık alımlarının sonlandırılacağı haberi ile değer kazandı. USD/TL paritesinin değeri 2 seviyesinin üzerine çıktı ve merkez bankasından müdahale geldi. Doların göstermiş olduğu iyi performans altının değer kaybetmesine neden oldu. Bilindiği gibi dolar ve altın fiyatları arasında ters bir ilişki bulunmaktadır. FED’in yaratmış olduğu spekülasyon nedeniyle altın büyük bir değer kaybı gösterirken, dolar yukarı yönlü hareket etmeye başladı. Durum böyle olduğu için de yatırımcılar, yatırımı dolara mı yapmalı sorularını uzmanlara yöneltmeye başladılar. Altın ve dolar arasındaki ilişki forex piyasasının çift yönlü işlem özelliği ile birleştiği zaman kazançlı yatırımlar yapılabilmektedir. Altın bilindiği gibi Amerikan doları üzerinden işlem görmektedir ve çift yönlü işlem özelliği sayesinde de hem değer kazanan hem de değer kaybeden yatırım aracından kazanç elde edilebilmektedir. Bu durumda; altın değer kaybederken Amerikan doları satın alınıp altın elde çıkarıldığında kazanç elde edilecektir. Aynı şekilde altın değer kazanırken de dolar satılıp altın alımı yapıldığı zaman yatırımdan kar elde edilmiş olur. Euro Yatırımı Karlı mı? Euro Bölgesi’ne bakıldığı zaman 2013 yılının, geçen yıllarda olduğu gibi politik olaylar, ekonomik krizler, spekülasyonlar, enflasyon, artan işsizlik, yüksek faiz oranları gibi olayların yoğun yaşandığı bir yıl olduğu görülmektedir. Almanya ve Fransa’nın birbirine ters düşen görüşleri, Yunanistan’da ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde görülen krizler Euro’yu olumsuz etkiledi. G20 toplantılarına damgası vuran isimlerin başında Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi vardı. Euro Bölgesi’nin ve Euro para biriminin geleceği hakkında yapmış olduğu yorumlar tüm dünyada dolandı. 2012 yılında piyasaların kahini olarak bilinen Nouriel Roubini tarafından yapılan Euro’nun iflas edeceği yorumu büyük ses getirmişti. Yatırımcılar Euro’dan uzak dururken, 2013 yılında euroya yatırım yapma konusunda tereddütlüydü. Euro açıklanacak olan makro ekonomik veriler öncesinde genel seyrinden aşağı da bir seyir izledi ama genel anlamda olumlu gelen veriler sonrasında yönünü yukarı çevirmeyi başardı. Hangi Finans Piyasası Daha Karlı? Forex piyasası günümüzün en kazançlı finans piyasası olarak görülmektedir. Tüm dünya üzerinden yönetilen küresel bir finans piyasası olması, her fiyat hareketinden yararlanmayı sağlayan işlem özellikleri, risklerin sınırlandırılabilme özelliği ve internet üzerinden haftanın 5 günü 24 saat boyunca işlem yapabilme özelliği sayesinde en güvenli ve kazançlı yatırımlar forex piyasasında yapılmaktadır. Hangi yatırım daha karlı sorusunun en doğru cevabı olarak işlem yapılan piyasaya ve yatırımcının deneyimine göre değişkenlik gösterdiğini söylemek gerekir. Borsada hisse senetleri kazandırırken, forex piyasasında işlem özellikleri nedeniyle deneyimli yatırımcının kazandığı ortadadır. Bu nedenle bu finans piyasalarında işlem yapacak olan yeni yatırımcıların parasını piyasaya yatırmadan önce iyi bir deneyim kazanması gerekmektedir. Demo hesap olanaklarından faydalanılarak bu deneyimi risk almadan kısa sürede kazanabilirsiniz. Finans piyasalarında ve özellikle forex piyasasında EUR/USD paritesi şeklinde işlem gören euro ve dolar yine en çok işlem hacmine sahip yatırım aracı oldu. Dövizler ve emtialar dışında ise 2013 yılının kazandıran yatırım araçları hisse senetleri oldu. Dövizlerde ve emtialarda görülen düzensiz fiyat hareketleri sonrasında yatırımcılar hisse senedi alım satımı yapmaya yönlediler. Özellikle ABD ve Avrupa hisse senetlerinin göstermiş olduğu iyi performans sayesinde yatırımcılar hisse senetlerinden güvenli kazanç elde etti. Dolar, altın ve euro yatırımı finans piyasalarının en yüksek işlem hacmine sahip yatırımlarıdır. İşlem hacimlerinin yüksek olması kısa vadede yüksek kazançlar elde edebileceğiniz anlamına gelmektedir. Ama bunun için iyi bir deneyime sahip olmanız ve anlık meydana gelen fiyat dalgalanmalarından nasıl faydalanacağınızı bilmeniz gerekmektedir. KAYNAK
Katalonya Bağımsızlık Referandumu Reddedildi
İspanyol meclisi, Katalonya Özerk Yönetimi'nin 9 Kasım'da bağımsızlık yanlısı yasal bir referandum yapma talebini büyük çoğunlukla reddetti.İspanya'nın son dönemlerdeki en ciddi iç sorunlarından biri olan Katalonya, bugün İspanyol meclisinde tartışıldı.Katalonya Özerk Yönetimi'nin geçen aralık ayında yerel parlamentosunda kabul ettiği, 9 Kasım tarihinde referandum yapılması için İspanyol meclisinden yasal müsaade istenmesine yönelik talep, beklendiği gibi büyük çoğunlukla reddedildi. Yaklaşık 7 saat süren genel kuruldaki oturumdan sonra yapılan oylamada, iktidardaki Halk Partisi (PP) ve ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) başta olmak üzere İspanyol meclisinin yaklaşık yüzde 86'sına denk gelen çoğunluk, Katalonya'da referandum yapılmasına 'hayır' dedi. Katalonya'nın referandum talebine İspanyol meclisinde 347 milletvekili oy kullanırken, 299 'hayır', 47 'evet', 1 'çekimser' oy çıktı. Başbakan Marino Rajoy, yaklaşık 50 dakika süren konuşmasında, sürekli olarak, İspanya'nın 17 özerk yönetim olarak siyasi oluşumunu sağlayan 1978 yılında kabul edilen anayasaya vurgu yaptı. Referandumu savunan Katalan milliyetçisi siyasi partilere seslenen Rajoy, 'Beyler üzgünüm ama yasal sebeplerden dolayı gerekçelerinizi kabul edemem' dedi. İspanya Başbakanı, şöyle devam etti: 'Katalonya parlamentosunun bizden isteğine cevap vermemiz mümkün değil çünkü Anayasa buna müsaade etmiyor. Kendi geleceğine karar verme hakkı İspanyolların tamamına aittir. Buna ne ben ne hükümet ne İspanyol meclisi ne de Katalan parlamentosu karar verebilir. İstesem bile bunu yapamam. İspanya'nın egemenliği tüm İspanyollara aittir. Biz burada sadece Katalonya'yı konuşmuyoruz. İspanya'nın tamamını, İspanya'nın ulusal çıkarlarını, geleceğini konuşuyoruz. Anayasa ile bağdaşmayan bu husus değiştirilebilir bir şey değildir. Bu bir yasa, hukuk meselesidir. Artur Mas (Katalonya Özerk Yönetimi başkanı) ile bir kahve içerek çözülecek bir şey değildir. 500 kahve de içsek başarısızlıkla sonuçlanacaktır.' 'Katalonya'nın tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etmesi halinde tüm uluslararası anlaşmaların dışında kalacağını, Avrupa Merkez Bankası, BM, AB ve avronun dışında olacağını ve bu gerçeğin Katalan halkına anlatılmadığını' vurgulayan İspanya Başbakanı, referandum talebinde ısrarcı olan siyasi partilere 'Katalonya'yı, Robinson Crusoe'nun adasına dönüştürmek istiyorsunuz' diye seslendi. Katalonya'da savunulan 'Bize tahammül edilemeyecek bir baskı uyguluyorlar', 'Katalanca dilini engelliyorlar', 'Diğer özerk yönetimlerin yanında negatif ayrımcılık yapıyorlar' şeklindeki söylemlerin doğru olmadığını dile getiren Rajoy, İskoçya örneğini verenlere 'Bana İskoçya'dan bahsetmeyin. Oranın tarihi çok farklı. Ayrıca İskoçya, Katalonya'nın rekabet gücünün yarısına sahip olsa kendini bu kadar rahatsız hissetmez' cevabını verdi. Referandumu 'parçalama projesi' olarak nitelendiren Başbakan Rajoy, her şeye rağmen, Katalan hükümetine diyalog ve uzlaşma sağlanması halinde anayasal reform çağrısında bulunarak, 'Katalonyasız bir İspanya ve İspanyasız bir Katalonya olamaz. Ayrı olmaktan daha çok birlikte olduğumuzda kendimizi daha iyi hissediyoruz. Çünkü başkalarına nazaran birbirimizi çok daha iyi anlıyoruz. Çünkü geçmişi, alışkanlıklarımızın büyük kısmını, neredeyse kanlarımızı paylaşıyoruz. Ben Katalonya'ya sizden daha çok inanıyorum. Katalonya'yı seviyorum' dedi. Bu arada Katalonya sorunu ile ilgili bu zamana kadar sürekli diyalog çağrısı yapan ve özerklik haklarının anayasal reform ile federal bir yapıya genişletilebileceğini savunan ana muhalefetteki PSOE lideri Alfredo Perez Rubalcaba, 'Bizi, Katalanlar ile İspanyollar arasında seçim yapmaya zorlayan süreçler hoşumuza gitmiyor. Bir sorun olduğunun farkındayız ve bunu anayasal bir reformla çözmek istiyoruz. Biz sosyalistler olarak Avrupa'da sınırların kaldırılmasını savunuyoruz. Bağımsızlıktan yana değiliz. Birlikte yaşamak ve birlikte karar vermek istiyoruz' diye konuştu. Öte yandan İspanyol meclisine referandum talebinin sunumunu, Katalonya'da iktidardaki Yönelim ve Birlik Koalisyonu (CIU), özerk hükümete dışarıdan destek veren Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve muhalefetteki Yeşiller (ICV) partilerinin temsilcileri yaptı. Katalan milliyetçiliğini savunan bu siyasi partilerin temsilcileri, İspanyol hükümetine 'İspanya'yı parçalamak isteyenler karar verme hakkını tanımayanlardır. Hükümet ile bir anlaşmaya varmak istiyoruz. Gözümüze bakın ve tartışın. Tek çözüm oy kullanmaktır. Bırakın referandumda herkes oyunu kullansın. Katalanların ne istediğini sadece oy kullanarak öğrenebileceğiz' çağrısını yaptı. Katalonya Özerk Yönetim Başkanı Artur Mas ise meclisteki oturum başlamadan önce basına yaptığı değerlendirmede, referandumu yapacaklarını söyledi. Artur Mas, Madrid'e gelmeden İspanyol meclisindeki tartışmaları Barcelona'daki ofisinde televizyondan izlemeyi tercih etti. Barcelona'da şehir merkezinde bazı alanlara kurulan dev ekranlardan meclisteki tartışmanın canlı olarak sunulması da dikkati çekti. Referandumda Katalanlara 'Katalonya'nın devlet olmasını ister misiniz?' ve evet yanıtını verenlere 'Bağımsız bir devlet olmasını ister misiniz?' sorusunun yöneltilmesi öngörülüyor. İspanya'nın diğer ayrılıkçı bölgelerden Bask bölgesinde de 2005 yılında benzer bir ayrılıkçı proje İspanyol meclisine sunulmuş, dönemin Bask özerk yönetim başkanının adıyla (İbarretxe planı) anılan girişim, İspanyol meclisi tarafından reddedilerek, tarihe karışmıştı. Şenhan Bolelli/AA
Bitcoin, Kripto Para ve Hukuk (2. Bölüm)
Kripto paranın her ne kadar isminde “para” kelimesi geçse de şimdilik gerçek anlamda para olmadığını, daha geniş bir kitle tarafından kabul edildiği şekliyle “değerli veri” olarak kabul edilebileceğini 1. Bölümde anlatmıştık. Bu yazıda sizlerle Bitcoin deneysel keşfinin Türkiye’deki hukuki durumunu genel hatlarıyla paylaşmak istiyoruz. Aslında henüz ne dünyada ne de Türkiye’de herhangi bir hukuki tanım yapılmadığı için söz konusu “değerli veri” nin ilerde nasıl bir hukuki statüye ulaşacağı belirsiz. Ancak T.B.M.M.’nin buna benzer bir kavram olan “elektronik para” konusuna nasıl baktığını, nasıl tanımladığı ve nasıl bir düzenlemeye tabi tuttuğunu anlayabileceğimiz bir kanun var. Bu kanun; 6493 Sayılı “Ödeme Ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri Ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” Yürürlük tarihi: 27.06.2013 Yürürlüğe gireli dokuz ay olan bu kanunun şu aşamada nasıl uygulanacağını gösteren herhangi bir yönetmelik bulunmuyor. Ancak, BDDK’dan yapılan açıklamaya göre yönetmelik ve tebliğ taslak çalışmaları devam ediyor. Hatta şu günlerde taslak için bankalardan ve bu konularla ilgili olan kişi, kurum ve kuruluşlardan görüş bildirmeleri bekleniyor. Görüşlerin bildirilmesi için son gün 04.04.2014 olarak belirlendi. Bu aşamadan sonra yönetmelik ve tebliğler son halini alacak ve yayınlanacaktır. Kanunun Genel Hatları 6493 Sy. Yasanın 1. Maddesine göre; Bu Kanunun amacı, ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerine, ödeme hizmetlerine, ödeme kuruluşlarına ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu maddeden de anlaşıldığı gibi, “elektronik para kavramı” kanuna girmiş, ayrıca kelime anlamı da tanımlanmıştır. Elektronik Para;  Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değeri, ifade ediyor. Burada çok net bir belirleme yapmamız gerekiyor. Kanunda geçen bu tanım “bitcoin ve diğer kripto paralar” için geçerli değildir. Ana konumuz olan kripto paralar ile bu kanunda geçen hiçbir tanım örtüşmemektedir. Zaten BDDK’nın 25.11.2014 tarihinde yaptığı açıklamada da açıkça Bitcoin ’in söz konusu kanun kapsamında elektronik para olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Peki neden 6493 Sayılı kanunu inceliyoruz? Bunun sebebi, Türkiye’de kripto para eko sistemine ve benzer yeniliklere nasıl bir bakış açısının gelişeceğini, siyasi iradenin, Merkez Bankası’nın ve diğer bankaların Bitcoin teknolojisini nasıl bir yorumlama ile kabul edebileceğini ya da reddedeceğini anlayabilmektir. Kanunun genelinden anlaşılan kabul edilebilirlik şartlarını şöyle sıralayabiliriz. Söz konusu sanal paraların adı her ne olursa olsun kesinlikle takip edilebilir olması gerekiyor. Buradaki takip edilebilirliğin hem ihraç edilen sanal paranın miktarı ile ilgili hem de kullanıcıların sahip olduğu miktarlarla ilgi olduğu görülüyor.   Elektronik paraların üreticilerinin/ihraç edenlerin kanunda sayılan özellikleri taşıyan ve gerekli izinleri almış olan şirketler olması gerekiyor. Bu özellikler detaylı bir şekilde kanunda sayılmış. Burada ayrıca değinmiyoruz.   Üretilen/İhraç edilen tüm elektronik paraların karşılığının mutlaka teminat altına alınması gerekiyor. (İhraç eden şirketler piyasaya sunduğu her 1 elektronik para için karşılık fon göstermek zorunda.)   Elektronik paraları kullanan şirketlerin, gönderenlerin ve alıcıların yani tüm kullanıcıların kayıt altına alınması ve aracı kurum olarak işlem gören tüm şirketlerin bankalar eliyle işlem yapması öngörülüyor. Bu maddeden transferlerin tamamının kayıt altına alınması zorunluluğunun olduğu anlaşılıyor.   Yine elektronik para ihraç eden kuruluşlar, elektronik parayı elinde bulundurma süresine bağlı olarak elektronik para hamiline faiz veremez ve herhangi bir menfaat sağlayamaz. Bu maddeden anlaşılan şey ise, elektronik paranın bir yatırım aracı olarak kullanılamayacağı, sadece ödeme kolaylığı sağlayan bir sistem olacağı ön görüsünde bulunabiliyoruz.   Kanun’un genel yorumlamasını yaptığımızda önümüzdeki aylarda “elektronik para” olarak piyasa çıkacak olan sanal paranın sadece para transfer işlemleri ile çeşitli ödeme kolaylıkları sağlayacak bir çalışma olduğu sonucuna varıyoruz. Aslına bakılırsa şu aşamada söz konusu elektronik paranın kullanıcılarına ödeme kolaylığı sağlamaktan öteye geçen bir faydası olmayacağı görünüyor. Paypal tarzı ödeme kuruluşlarına yatırılan gerçek para karşılığı, bu sistemin bizlere çeşitli sitelerde ödeme kolaylığı sağlamasından farklı değil öngörülen sistem. Her ne kadar kripto para eko sisteminin mantığıyla hiçbir ortak noktası bulunmasa da bu tür kanunların ülkemizde çıkıyor olması teknolojik gelişmelere ulaşma ve uygulama hızımızın artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle tüm bu gelişmeleri yakından takip etmeli, kripto para eko sisteminin devlet tarafından kabul edilebilir olmasını sağlayacak adımları atabilecek alt yapı çalışmalarını bu çerçevede değerlendirmeliyiz. (2.Bölüm Sonu)
İşte Parayı Ağzınıza Götürmemenizin Nedeni
Konu kirli paralar: Bilimadamları para üzerinde yaşayan şaşırtıcı sayıda mikrop keşfetti. New York Üniversitesi'ndeki (NYU) Kirli Para Projesi'nde görevli araştırmacılar dolar üzerinde yaptıkları DNS çalışmasında paranın üzerinde yüzlerce çeşit bakteri buldular. NYU araştırmacıları 1 dolarlık banknot üzerinde yaptıkları genetik materyal analizinde, toplam 3 bin çeşit bakteri keşfetti. Bu sayı örneklerin mikroskop altında incelendiği daha önceki çalışmalarda ortaya çıkan sayıdan oldukça fazla. Yine de bu miktar insan dışı DNA'ların ancak yüzde 20'sini kapsıyor. Araştırmacılar, buna neden olarak genetik veri bankalarında bu kadar çok mikroorganizmanın kategori altına alınmamasını gösteriyor. Bol miktarda tanımlanan türlerden biri akneye neden olan bakteriler oldu. Tanımlanan diğer bakteriler ise ülser, zatürre, gıda zehirlenmesi ve stafilokok enfeksiyonları gibi rahatsızlıklara neden oluyor. Hatta bazıları antibiyotik direncinden sorumlu genler taşıyor. NYU Genom ve Sistemler Biyolojisi Merkezi'nden genom sıralama sorumlusu Jane Carlton yaptığı yorumda, 'Bu gerçekten bizleri şaşırttı. Gerçekten de paranın üzerinde üreyen mikroplar bulduk' dedi. Henüz yayınlanmamış bu araştırma uluslararası bir sorun olan kirli para sorununu bir kez daha hatırlattı. Rupiden euroya kağıt paralar dünyada en fazla el değiştiren maddelerden birisi. Hijyenistler uzun zamandan bu yana bunun bir salgının kaynağı olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. 23 ülke için özel banknotlar yapan Innovia Security Müdürü Philippe Etienne yorumunda, 'Vücut sıcaklığındaki bir cüzdan bakteri üretme kabı gibi.' dedi. Bazı para uzmanları merkez bankalarının ve devlet hazinelerinin mikrobiyolojiden çok paranın sahtesinin yapılabilirliği ve sağlamlığı konusunda endişe duyduklarına dikkat çekiyor. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 150 milyar dolar yeni banknot tedavüle giriyor. Yarı keten karışımından yapılmış bir ABD doları 21 aydan daha kısa bir süre sağlamlığını koruyabiliyor. ABD merkez bankası bu yıl toplam nominal değeri 297,1 milyar dolar olan 7,8 milyar banknot yapmak için 826,7 milyon dolar harcadı. Paranın sağlamlığını daha da uzatmak için Kanada'dan Butan Krallığı'na kadar bir çok ülke esnek plastik polimer zardan banknot basıyor. Yen para birimlerindeki maddelerin kamu sağlığına etkisini araştıran Avustralya Ballarat Üniversitesi, 10 ülkedeki süpermarketlerden, restoran ve kafeteryalardan aldıkları kağıt paraları test ettiler. Foodborne Pathogens and Disease dergisinde yayınlanan 2010 yılındaki araştırmada her ne kadar bakteri seviyesi ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de polimerden yapılmış paraların üzerindeki bakteri sayısı ketenden yapılmış paraların üzerindeki bakteri sayısından az çıktı. Etienne konuyla ilgili yorumunda, 'Polimerden yapılmış parada önemli olan bu paranın emici özellik taşımaması. Bunun da temizlik açısından yararları var.' dedi. Diğer araştırmacılar da yedi farklı para üzerindeki bakterilerin büyümeleri araştırdı. Antimicrobial Resistance and Infection Control'de yayınlanan araştırma sonucunda bazı mikropların plastik banknotlar üzerinde daha uzun yaşadıkları keşfedildi. İnsan dokunuşu ise sorun yaratıyor. Bakteriler derideki mum tortusundan ve tedavüldeki kağıt paradaki yağdan besleniyor. Araştırmacılar ayrıca kağıt para üzerinde lifli yüzey de keşfetti. Hindistan, Hollanda ve ABD'deki araştırmacı gruplar geleneksel hücre kültürü teknikleri kullanılarak kağıt para üzerindeki bakterilerin yaklaşık 93'ünü izole etmeyi başardı. Londra'daki Queen Mary Üniversitesi'nde görevli mikrobiyologlar 2012'de test ettikleri İngiliz banknotlarının yüzde 6'sında kalın klozetteki miktara eşdeğer bağırsakta enfeksiyona neden e.coli bakterisi buldu. NYU'daki araştırmacılar hücreleri izole ederek mikroskop altında çalışmak yerine yüksek hızlı gen sıralaması ve bilgisayar destekli veri analistleri yaptığından daha fazla türü tanımladı. Deneyde Manhattan'da ismi açıklanmayan bir bankadan geçen yıl alınan 80 adet bir dolarlık banknotlar üzerindeki DNA'lar analiz edildi. Toplamda bu dolarlar 1,2 milyar DNA seğmendi içeriyor. Tüm genetik verileri tutmak için 320 gigabaytlık dijital depo alını kullanıldı. DNA'lar New York'un olduğu gibi çeşit çeşit idi. Bu DNA'ların yarısı insanlara ait çıktı. Araştırmacılar bakteri, virüs, mantar, bitki patojenleri buldular. Hatta şarbon ve difterinin oldukça küçük izlerini buldular. Paraların üzerinde at, köpek ve dahası beyaz gergedan DNA'sı da bulundu. ROBERT LEE HOTZwsj.com.tr