onedio

Sezen Aksu Haberleri

Sezen Aksu ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Sezen Aksu ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Siz de Ücretsiz Yapabilirsiniz! Google Gemini’da Veo 3 ile Üretilmiş Yaratıcı Videolar
Google'ın metinleri ve görselleri ultra gerçekçi videolara dönüştüren yapay zekâ aracı Veo 3, Türkiye'de bu hafta sonu boyunca ücretsiz olacak.23-24 Ağustos'ta tüm kullanıcılar Gemini'ın video üretim aracı Veo 3 ile 3 adet, 8 saniyelik ve 720p çözünürlüğünde videolar üretme hakkına sahip olacak. Dileyen herkesin gemini.google.com adresine giderek tamamen ücretsiz şekilde kullanabileceği Veo 3 için ''Acaba ben ne yapsam?'' diyenlere örnek olacak müthiş videoları derledik.
'Şarkısını Söylerken Ahmet Elimden Tuttu, Gülten Sırtımı Sıvazladı'
Ahmet Kaya anısına hazırlanan albümde bir şarkı seslendiren Sezen Aksu, 'şarkıyı söylerken Ahmet Kaya elimden tuttu, iyi geldi' dedi.T24Ahmet Kaya’nın anısına hazırlanan ‘... bir eksiğiz’ albümü 3 Mart günü raflarda yerini alacak. Albümde 27 sanatçı, Ahmet Kaya’nın parçalarını yorumladı.Radikal gazetesi, albümde yer alan 13 sanatçıya albüm hakkındaki düşüncelerini sordu. Albümde yer alan sanatçılardan Vedat Yıldırım , albüm hakkında ‘’Popüler faşizmin saplanan çatallarına mütevazı bir cevap’’ nitelemesi yaparken Mor ve Ötesi grubunun solisti Harun Tekin , “albümün yıllar sonra kimin nasıl hatırlanacağına muktedirin değil, halkın karar vereceğini görmemize vesile olmasını dilerim” şeklinde konuştu.Sanatçıların ‘... bir eksiğiz’ albümü ile ilgili paylaştıkları şöyle:Sezen Aksu Gülten Kaya’nın eşsiz sözlerinin, Ahmet’in kulağımdan gitmeyen sesiyle, aşkla beden bulduğu ‘’Ağladıkça’’yı söylerken, acıdan yeşeren umudu, tüm hücrelerimde yeniden hissettim. Aslında ağladıkça güneşe doğru yürüdüğümüzü bir kez daha hatırlamak, yaşamla ilgili inandığım, söylediğim, tutunduğum her şeyi onayladı sanki. Söylerken Ahmet elimden tuttu, Gülten sırtımı sıvazladı, iyi geldi. Dilerim başkalarına da yeniden iyi gelir bu hüzünlü umudun şarkısı.Bülent Ortaçgil Ahmet Kaya’yı şahsen tanımadım, müziğini de çok fazla bilmiyorum. Ancak milyonları derinden etkilemiş Ahmet Kaya için hazırlanan ‘... bir eksiğiz’de yer almayı istedim. Kaya’nın ne söylediğinden çok, söylemesi gerektiği şeyleri rahatlıkla ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin bu günlerde birbirine empati kurmak ve saygı duymak konularında ortak hareket etmeye ihtiyacı var. Empatileri geliştirecek bu gibi projelere şiddetle ihtiyaç var. Bu albüm Türkiye için örnek olmalı.Cahit Berkay Ahmet Kaya şarkılarıyla ve duruşuyla sevdiğim bir insan. İçimizde acısı büyüktür. Derya Petek’le ‘’Metris’in Önünde’’yi söyledik. Ahmet Kaya albümünde bir Ahmet Kaya şarkısı söylemek bir onurdur benim için.Vedat Yıldırım (Bajar): ‘’Bir eksiğiz’’ sözüdür bizi de bu sofraya katan... İade-i itibarlar, özürler geri getirmiyor giden nice canı. Bir gün Gezi’de, Roboski’de ölen çocuklar için de vicdan sahibi insanların baskıları zorbalara özür diletecek. Lakin bu çocukların ana, baba, kardeşleri, sevgilileri için o büyük kifayetsizlik devam edecek. Popüler faşizmin saplanan çatallarına mütevazı bir cevap bu albüm. Ama asıl cevap bizlerin de Ahmet Kayalar gibi can alıcı meselelerimize değen ürünler vermemiz.Hayko Cepkin Çocukluğumda bir arkadaşım sayesinde sesiyle tanıştım. Arkadaşımın ne mezhebini ne dinini ne inancını bildim. Ne sordum ne merak ettim. Ne sordu ne merak etti. Merak edilen tek şey hep gözümdü. Dinlediği ses daha çok şarkı aralarındaki şiirlerle mücadele veren bir adamın ya da bir kadının ya da birilerinin hayatından bir parça anlatıyordu. Uzun süre dinledim. Neden dinlediğimi bilmeden. Gün oldu hikâyeler netleşti. Bilmek mi hep iyiydi? Bilmeden sevmek mi? Ben bildim ve bir dalından ses oldum.Yaşar Kurt Ahmet Kaya 80’lerdeki ilk göz ağrımız, ilk aykırı sesimiz. Cezaevlerine dikkat çeken, oralarda neler olduğundan bahseden müthiş bir sanatçı. Büyük haksızlığa uğradığını düşünüyorum. ‘Kaçak ve Anne’yi söylüyorum. Benim için tüm şarkıları önemlidir. Şarkıya dokunmadan söylemeye çalıştım, biraz Ahmet Kaya’ya benzesin istedim.Hakan Vreskala İlk kez ‘Şarkılarım Dağlara’ albümünü duymuştum... O zamanlar Türkçe müzik dinlemezdim; varsa yoksa punk, trash, rock... Sözlerindeki isyan, özgünlük ve bunca kafaya kazınan harika ezgi beni bağımlısı yapmıştı. Dinlediğim hiçbir şeye benzemiyordu; ‘Cinayet Saati’nin, ‘Gururla Bakıyorum Dünyaya’nın sözlerini ezberlerken buldum kendimi. Kendi kendime binlerce kez söylediğim parçalarından birini, bu albümünde seslendirmek çok büyük gurur.Harun Tekin Bu albümün birbirimizi dinlememize, Ahmet Kaya’nın değerinin tekrar tekrar hatırlanmasına ve yıllar sonra kimin nasıl hatırlanacağına muktedirin değil, halkın karar vereceğini görmemize vesile olmasını dilerim.Ceza Türkiye’deki müzik tarihinin en önemli isimlerinden biri için toplandık. Barış, kardeşlik, dostluk için. Seslendirdiğim parça Ahmet Kaya’nın seslendirdiği sayısız parçadan birkaçının birleşmiş hali. Sözler kendisine ait diyebiliriz. Protest, duygulu ve anlamlı sözler rap ile tekrardan dile geldi.Küçük İskender Ahmet Kaya çok önemsediğim biriydi. Kimi şiir akşamlarımızda bize katılırdı. İlkeli duruşuna hep saygı duydum. Katı, sert, radikal bir söylemi olsa da daima güler yüzlüydü. Bu, onun hümanist yanıydı. Farklı bir platformda, Ahmet Kaya ve Yusuf Hayaloğlu ortaklığındaki bu şarkıyı seslendirebilmek mutluluk verici.Cem Adrian Bir Ahmet Kaya şarkısını söylemek için uzun zamandır bekliyordum. Bu albüme katılmamın istenmesi, Ahmet Kaya’nın sevgili eşi Gülten Kaya tarafından bana iletilmesi ve en sevdiğim şarkılardan olan ‘Yakamoz’u söyleyebilmem beni çok mutlu etti, onur duydum.Redd Eskiye göre rahat görünmesine karşın, hâlâ sanat dalları baskı ve otosansüre tabi. Tüm şarkıları dinledik, bize ve bugüne uygun bir şarkıyı formuyla oynayarak değişik bir şekle soktuk.Gece Yolcuları Çok değerli şiirleri bestelemiş, bir döneme damga vurmuş, her kesimin kucakladığı bir sanatçı... Tüm diskografisini bildiğimiz bir sanatçının bu albümünde olmak büyük keyif verdi.Aylin Aslım ‘İçimde Ölen Biri Var’ı ilk kez Ahmet Kaya’yı kaybedişimizin 10’uncu yılındaki anma gecesinde Yavuz Bingöl piyano çaldı, ben söyledim. Bu saygı albümü düşünüldüğünde Gülten Abla bu şarkıyı benim söylememi istedi. Onur duydum albümde yer almaktan. Tek bir keşkem var, kayıt esnasında 40 derece ateşim vardı. Kırk yılda bir hastalanırım, o da kayda denk geldi. Erteledim ama bir ay iyileşemeyince girdim artık stüdyoya.
'Bülent Ersoy ile Abi Kardeş Gibiydik, Neden Böyle Olduk?'
Ünlü sanatçı Ajda Pekkan , geçtiğimiz yıl katıldıkları iftar davetinde kendisine selam vermediği gerekçesiyle sert şekilde eleştiren Bülent Ersoy için, 'Bülent Ersoy’la aramızda husumet yok ama ayıp etti. Biz onunla abi-kardeş gibiydik. İftara iki dakika geç gittim. Ezan okununca oturdum. Herkese tek tek merhaba diyecek halim yoktu' dedi. STAR TV’de yayınlanan Kenan Erçetingöz'le Yüz Yüze adlı programa konuk olan Ajda Pekkan şu açıklamalarda bulundu: Zirvedeki insanlar kendi yalnızlıklarını kendileri seçiyorlar. Yalnız başıma çok mutluyum, çok eğleniyorum. Ben evliyken Sezen (Aksu) bıraktığım boşluğu doldurdu. Onlar beni örnek alıyordu. 'Onunla abi kardeş gibiydik' Bülent Ersoy’la aramızda husumet yok ama ayıp etti. Biz onunla abi-kardeş gibiydik. İftara iki dakika geç gittim. Ezan okununca oturdum. Herkese tek tek merhaba diyecek halim yoktu. Tarkan star, kutusundan çıkmıyor. Benim gibi ortalarda gezinmeyi sevmiyor. Titizliğine hayran oldum. Tatile gidince unutuyorum, yüzecek miydim, güneşlenecek miydim? Kafam proleter. 17 yaşından beri emekçi gibi çalıştım. Takı bile takmak istemiyorum. Programa geliyorum diye taktım. Her şeyden tiksinti geldi.T24
2013'ün Telif Şampiyonu Sezen Aksu
MSG'nin ( Musiki Eserleri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) WSJ Türkiye ile paylaştığı verilere göre sanatçıların 2011 yılında 16 milyon TL olan telif gelirleri 2013 yılında 24 milyon 175 bin TL'ye yükseldi. 2012 yılının telif şampiyonu Soner Sarıkabadayı olurken, 2013'ün şampiyonluğunu Sezen Aksu aldı. Tarkan listede ikinciliği alırken Soner Sarıkabadayı üçüncü oldu. Bu yıl MSG üyelerinin telif kazancının artış hazı da yükseliyor. 2012 yılında telifteki artış bir önceki yıla göre %11 olurken 2013 yılı teliflerinin toplamı 2012'nin %35 üzerine çıkmış görünüyor. 2 yıllık artış oranı ise yüzde 50'yi aşıyor. MSG bu yıl da yüksek oranda gelir artışı hedefliyor. Ancak, Youtube'un kapatılması bu gelir beklentisini olumsuz etkileyecek gibi görünüyor. Youtube ile yaptığı anlaşmayla 1 yıl için beklediği gelirin 3 milyon TL olmasını hedefleyen MSG'nin Genel Sekreteri Avukat Dr. Barış Şensoy 'Youtube'un Türkiye'de yasaklanması ile gelirlerimiz düşer. Çünkü anlaşmamız müzik videoları önüne konulan reklam gelirleri üzerindendi. Bunlar kapatılırsa o yüzde de alınamayacak' dedi. 1 Şubat'ta devreye giren anlaşma kapsamında şimdiden gelir elde etmeye bşladıklarını dile getiren Şensoy: 'Belli bir ön ödeme de aldık Youtube'da. Reklam gelirleri onun üzerine çıkarsa yıl sonunda hesaplaşacaktık. Uluslararası diğer meslek birliklerinin anlaşma örneklerinden de yüksek bir komisyonla anlaşmıştık. Youtube'un açılmasını bekliyoruz' diye konuştu. MAFYAN: DİJİTAL PLATFORMLARLA ANLAŞTIK MSG Başkanı Garo Mafyan son yıllarda ki müzik teliflerinin artırılabilmesi için, gelişen pazara hızlı adapte olduklarına dikkat çekerek '. Dünya müzik sektöründe gelişen ve değişen müzik satış kanallarını Türkiye'de uyguladık. Türkiye'ye gelen I-Tunes, Spotify, Deezer gibi Uluslararsı dijital müzik platformlarıyla anlaşmalar yaptık. Son yıllarda artan müzik telifi gelirlerimizde bunun bir göstergesi. 2013 yılı gelirimizi iki yılda %50 artırdık. 2014 yılında yaptığımız yeni anlaşma ve çalışmalar sonucunda da bu oranın artmasını bekliyoruz' dedi. Besteci ve sözyazarlarının üye olduğu MSG'nin verilerine göre 2012 ve 2013 yıllarının telif sıralamasında ilk 15'e bakıldığında listede sıralamadan çıkan 4 isim var. 2013'te Muharrem Ömer Özgün, Nazan Öncel, Gökhan Kırdar ve Ersay Üner listeden çıkmış, yerlerine Sıla, Fetah Can, Febyo Taşel ve Ozan Doğulu girmiş görünüyor. AYŞEGÜL AKYARLI GÜVEN  | WSJ Türkiye
Haftanın Magazin Bombaları
Magazin dünyasının usta kalemi Sinan Özedincik, geçtiğimiz haftaya damga vuran olayları Sabah.com.tr'ye değerlendirdi. İşte ünlüler dünyasından son dedikodular, perde arkasında yatan olaylar... SİNEM'İN İŞİ ARTIK ÇOK ZOR Eski nişanlısı Arda Turan'ın 'Sarı fırtına, başımın tacı' dediği Sinem Kobal, ayrılığın ardından özel hayatında fırtınalar estirdi! Adı Muratcan Akdoğan'la anılan Kobal, şimdi de İbrahim Çelikkol ile aşka yelken açtı. İkilinin aşkı, Riva'da görüntülenmeleriyle ortaya çıktı. 20 gündür birlikte oldukları konuşulan çiftten bu iddialara ilk yanıt Sinem Kobal'dan geldi. Kobal, 'Hayatımda biri olsaydı bunu sizinle paylaşırdım' derken Çelikkol ise sessizliğini koruyor. Sinem Kobal ile İbrahim Çelikkol, neden birlikteliklerini saklıyor? Birlikte görüntülendikten sonra yalanlama yapmalarının anlamı ne? Sinem, 'Arkadaşız, aramızda herhangi bir ilişki yok' dedi. Tabi ne kadar doğru bilmiyorum. Sinem ayrılık sonrası normal hayatına dönmeye çalışıyor. Dışarı her çıkışında kameralarla burun buruna geliyor. Yanında görüntülenen herkes de potansiyel sevgilisi durumuna düşüyor. Bu saatten sonra Sinem'in attığı her adım haber olacak. Özellikle de yanında erkek varsa hiç şansı yok. Sinem'in daha önceki açıklamalarında tutarsızlıklar vardı. O yüzden de çok inandırıcı değil aşk haberlerini yalanlaması. Belki de çekiniyorlardır birlikteliklerini ilan etmeye, tabi yine söylüyorum böyle bir ilişki varsa. Sinem bundan sonra kiminle birlikte olursa olsun bazı insanların tepkiyle karşı karşıya kalacak. Kolay kolay da onu biriyle el ele görüntü vermeyecektir. Arda'ya gelirsek; o kafasında Sinem'i bitirdi. Artık onlar için geri dönüş yok. Zaten sürekli Madrid'de partiler düzenliyor, arkadaşlarıyla eğleniyor. Sinem'in ne yaptığını kafasına taktığını hiç sanmıyorum. Bu ilişki bitmiştir. İkisinin hayatında da yeni insanlar olacak. Arda'nın en sevdiği yer Çeşme. Bu yaz onu yanında yeni sevgilisiyle Çeşme'de görürüz diye tahmin ediyorum. SEZEN'İ ZİYARET EDEN İLK KİŞİ TARKAN Geçen yıl dargınlıklarını noktalayan Sezen Aksu ile Tarkan'ın, bir süredir yeniden görüşmediği ortaya çıktı. Sezen Aksu'nun oğlu Mithat Can Özer, Minik Serçe hastanedeyken kendisini ilk arayanın Tarkan olduğunu yalanladı. Megastar'la ne annesinin ne de kendisinin uzun süredir görüşmediğini söyleyen Mithat Can, 'Tarkan'ın İstanbul'da olup olmadığını bile bilmiyorum' dedi. Tarkan, geçtiğimiz haftalarda ameliyat olan ve geçirdiği operasyonun ardından taburcu olan Sezen Aksu'yu aramadı mı? Aralarında bir sorun olduğu doğru mu? Sezen'i ziyarete giden bir ünlü, Minik Serçe'yi ziyaret eden ilk kişinin Tarkan olduğunu, hastaneden çıkarken kendisiyle karşılaştıklarını söyledi. Bunu Sezen de söylemiş. Tarkan'ın günahını aldılar. Kendisi reklamı sevmiyor. Sürekli ortaya çıkıp açıklama yapan biri de değil. Yaptığı iyiliği bile kimsenin gözüne sokmadan, sessiz sedasız yapan bir insan. Bu haberlere de cevap vermeyince yanlış anlaşıldı. Ya Mithat Can'ı yanlış yönlendirdiler, ya da bu açıklamayı o yapmadı. KARI-KOCANIN ŞOKE EDEN OYUNU Berkay ile aşk dedikodularına karışan Derya Şensoy, ünlü şarkıcının kendisi hakkında yaptığı 'Birbirimize aşığız' şeklindeki açıklamasını yalanladı. Geçtiğimiz hafta Berkay'ın söylediği 'Derya'yı çok seviyorum, şu anda benim evimde uyuyor' sözlerine tepki gösteren Şensoy, yaptığı yazılı açıklamada Berkay ile ilişki yaşamadığının altını çizdi. Genç oyuncunun yazılı açıklamasından dikkat çeken noktalar şöyle: 'Bir gece kulübü çıkışında Berkay Şahin'in şahsımla ilgili yaptığı açıklamalar neticesinde, toplumda Berkay Şahin ile bir ilişkim olduğu izlenimi doğmuştur. Şahin'in beyanları kesinlikle gerçekleri yansıtmamaktadır. Kendisi ile aramızda hiçbir ilişki yaşanmamıştır. Bir arkadaşımın doğum günü kutlamasında olduğum gece, kendisinin evinde uyuduğum şeklindeki beyanlarının gerçek dışı olduğu, mahkeme nezdinde ispatlanacaktır. Bu gerçek dışı bilgilere dayalı olarak ve benden görüş alınmadan yapılan yorumlar da medya etik ilkelerinin ihlali niteliğindedir. Kişilik haklarımı zedeleyen bu konularda yasal yollara başvurular yapılması konusunda gerekli adımlar atılmaktadır.' Reklam için bile olsa Derya Şensoy'un adını, 'Şu anda benim evimde uyuyor' sözleriyle bu tarz haberlere malzeme etmesini, 'Berkay'ın son çırpınışları' olarak mı yorumlamalıyız? Bu konunun artık suyu çıktı. Her hafta konuşuyoruz. Bir türlü bitmek bilmiyor. Berkay genç bir kızın geleceğiyle de oynadı. Yani evde uyuyor ne demek. Bu çok ağır bir laf. Kız açıklama yapmak zorunda kaldı, baba Ferhan Şensoy da devreye girmiş. Berkay'ın yaptıkları film gibi. Ciddi sorunları olduğunu düşünüyorum. Ne yapmak istediği belli değil. Bir gün önce söylediğini ertesi gün yalanlıyor. Söylediklerinden pişman oluyor. Tutarsız bir insandan bahsediyoruz. Allah akıl fikir versin ne diyeyim. Kendini toparlaması için gerekirse tedavi görmeli. Artık iş hayatı için de çok zor bir durumda. Berkay'a da çok yüklenmek istemiyorum çünkü Asena Erkin de sütten çıkmış ak kaşık değil. Sürekli Berkay'ı takip ediyor, onun olduğu mekânlara gidiyor. Berkay'ın, Asena'dan sıkıldığını, sürekli peşinden olmasından rahatsızlık duyduğunu söylemesi bana samimi ifadeler gibi geldi. Onları uzun zamandır konuşuyoruz ama olan Derya Şensoy'a oldu. Arada onu harcadı, yazık oldu. Caner Erkin'in de bu durum karşısında hiçbir şey yapmamasına anlam veremiyorum. Aklı başında bir futbolcu. Bu yıl hayatının transferini yapacak diye düşünüyorum. Benim tezim şu; CanerFenerbahçe'den ayrılacak ve yurt dışında bir takıma gidecek. Türkiye'den gitme nedeni olarak da basını gösterecek. Arda Turan Madrid'e giderken magazin basını yüzünden ülkeyi terk ettiğini söylemişti. Caner de bu taktiği kullanacak. Ben karımla mutlu, huzurlu bir hayat yaşamak istiyorum ama magazin basını yüzünden bu mümkün olmuyor, o yüzden de ülkeyi terk etmek zorunda kalıyorum diyecek. Bu yüzden de karı-koca bir oyun oynuyorlar diye düşünüyorum. Eğer benim tezim doğru çıkarsa Berkay masum bile olabilir. Yanılırsam da yine Berkay-Asena adlarını aynı haberde okumaya devam edeceğiz gibi görünüyor. Caner, Galatasaray maçından sonra masaya oturacak. Ne sonuç çıkacağını çok merak ediyorum. EŞİ ÜNLÜ OLANLAR DİKKAT! Engin Hepileri'nin eşi Ayşe Topçu'dan boşanma nedeni olarak, aynı dizideki rol arkadaşı Beyza Şekerci ile yasak ilişkisi gösterilmişti. İddialar doğru çıktı, Engin Hepileri ile Beyza Şekerci, önceki akşam Tarabya Oteli'ne girerken görüntülendi. Hepileri, 1,5 ay önce eşinden boşanmıştı. İhanet iddiaları çıktığında siz, her boşanma sebebinin bir başkasına bağlanmaması gerektiğini, ama yine de söz konusu ünlüler olduğunda her ihtimalin göz önüne alınması gerektiğini söylemiştiniz. Bir boşanmanın ardından daha ihanet çıktı. Bir ünlüyle evli olanlar, aldatılma ihtimali nedeniyle sürekli tetikte mi olmalı? Uzun süren set saatleri, rol arkadaşlarını birbirine yakınlaştırıyor. Onca saat yan yana olunca, hele bir de rol icabı iki sevgiliyi canlandırıyorlarsa aralarında aşk doğması kaçınılmaz son oluyor. Evli olan oyuncuların işi çok zor. İhanet etmek zorundalar mı değiller, bunu doğru da bulmuyorum ancak eğer eşine ihanet ediyorsa, zaten o evlilik sağlam temeller üzerine kurulu değildir. Genellikle de genç çiftlerin evliliklerinde oluyor bu ihanet durumu. Kolayca aldatabiliyorlar, kolayca ayrılabiliyorlar. Buna rağmen evliliklerini düzgün bir şekilde sürdüren ünlü oyuncular da var. Bergüzar Korel-Halit Ergenç, Burçin Terzioğlu-Murat Yıldırım, Dolunay Soysert-Sinan Tuzcu çiftleri örnek çiftlerimizden. HABER OLSUN DA NASIL OLURSA OLSUN! Uzun süredir bacağındaki damar genişlemesinden yakınan Ceyda Ateş, son çare olarak ameliyat masasına yattı. Bir ameliyat daha olabileceğini belirten oyuncunun, narkozun etkisinden kurtulur kurtulmaz basın mensuplarına röportaj vermesi şaşırttı. Çok acı çektiği her halinden belli olan Ateş'in bu tavrına anlam verilemedi. Ceyda Ateş için; gündemde kalmak, konuşulmak adına yapmayacağı şey yok diyebilir miyiz? Ameliyat olan bir ünlü, başka hangi nedenle narkozun etkisi geçer geçmez basın karşısına çıkmak ister? Ceyda Ateş'le ilgili hep söylüyorum, haber olmayı çok seviyor. Gündemde kalmak, konuşulmak adına yapmayacağı şey yoktur diye çok ağır bir söz söylemek istemiyorum ama yaptığı hareketler bunu gösteriyor. Ceyda, sevgilileriyle de hep gündemdeydi. Sosyal medyadan kendisi ilan ediyor birçok şeyi. Sürekli oradan basına malzeme veriyor. Şimdiki sevgilisi Buğra Toplusoy'la ilgili birçok haberi de Ceyda kendisi yaptırdı. Haber olmuş hoşuna gidiyor. O yüzden de ameliyattan çıkar çıkmaz röportaj vermesine şaşırmamak lazım. FATİH HOCA'DAN KIZLARINA UYARI Fatih-Fulya Terim çiftinin büyük kızları Merve'nin hamileliği, bayram havası yarattı. Doğacak bebeğin cinsiyeti ise merak konusu oldu. Merve'nin arkadaşları, aralarında mini bir parti düzenleyip bahisleri başlattı. Önceki gün bir mekânda buluşan Merve'nin akrabaları ve arkadaşları, duvara kocaman 'Büyük tahmin' ve 'Kız mı, erkek mi?' diye pankartlar asıp aralarında toto oynadı. Sonuçta genel kanı, bebeğin kız olacağı şeklindeydi. Bebeğin cinsiyeti için bahis yapılması, birçok kişinin tepkisini çekti. Siz bu bahis olayına ne diyorsunuz? Bahis olayına çok fazla tepki verdiler diye düşünüyorum. Çocukça bir eğlence yapmışlar aralarında. Ne var ki bunda? Herkesin kendi hayatı, kendi tercihi, kendi eğlence anlayışı. Kime ne? Tepkilerin asıl nedeni bu bahis olayının zamanlamasıydı bence. Çünkü seçimlerden çok kısa bir süre önceydi. Ülkede kaos ortamı varken, Türkiye'nin geleceğinin konuşulduğu bir zamanda kendi aralarındaki bu eğlenceleri normalden iki kat göze battı. Bir de Buse de Merve de her şeylerini Instagram'dan paylaşıyorlar. Sosyal medyada yaşıyorlar. Bu konuda biraz daha dikkatli olmaları lazım. Çünkü Fatih Terim bu konuda çok hassas. Kızlarının üstüne de titriyor. Mümkün olduğunca magazin basınından da uzak durmaya çalışıyor. O uzak durdukça kızlar sosyal ortamda her şeyi paylaşıyorlar. Onlar paylaşmasa bile çevreleri çok geniş olduğundan illa ki biri paylaşım yapıyor. Fatih Hoca bunlara çok üzülüyor. Özellikle seçim arifesinde kızlarının bu haberle gündeme gelmesinden dolayı bir hayli üzülmüştür. Eminim kızlarını da uyarmıştır. Zamanlaması hariç, çok çocukça ve genççe bir şeydi yaptıkları. BİR DAHA YAN YANA GELMEZLER İki ünlü oyuncu, Canan Ergüder ile Tardu Flordun'un ilişkisi 2008 yılında başladı. Çift, 5 yıl boyunca sorunsuz bir beraberlik yaşadı. 2013 Haziran'ında ise ilişki bitti, çift de yollarını ayırdı. Ancak ikili, 4 ay sonra yeniden barıştı ve Taksim'de dudak dudağa görüntülendi. Herkes ilişkinin sürdüğünü sanırken Flordun, geçen hafta Beyoğlu'nda başka bir kadınla görüldü. Büyük aşk bitmişti. Ancak iddialara göre çift, kötü bir şekilde ayrıldı. Flordun'un Ergüder'i, beraber oturdukları Galata'daki evlerinde dövdüğü, olay sonrası Ergüder'in evi terk ettiği ortaya çıktı. Tardu Flordun'un şiddet konusunda dosyası epey kabarık. Ünlü oyuncu daha önce eski sevgilisi Arzu Yanardağ'ın burnunu ısırmıştı. Flordun'un 2006 yılında da H.M. adlı bir kadını bıçakladığına dair haberler medyada yer almıştı. Canan Ergüder'i ikinci bir şans için zar zor ikna eden Tardu Flordun, nasıl oldu da sevgilisini dövdü? Flordun'un şiddet eğilimi mi var? Bu haber beni çok şaşırttı. Bu duruma gelmeleri çok üzücü. Oktay Kaynarca'nın da şiddet uyguladığı için davalık olduğunu biliyoruz. Sanırım Canan Ergüder iş uzasın istemedi. İlişkiyi tamamen bitirmekle yetindi. Anadolu'daki insanları şiddet konusunda yargılarlar, eleştirirler ama demek ki bunun okumuşlukla ya da cahillikle, parasızlıkla ya da zenginlikle alakası yokmuş. Türkiye'nin gerçeği bu. Kesinlikle doğru bulmuyorum şiddete başvurmayı. Çok yanlış bir şey ancak bu tarz haberlerle maalesef sık sık karşılaşıyoruz. Bu olayın ardından artık bir daha onları yan yana görmeyiz. SayfaÖZGE'NİN YAPAMADIĞINI NESLİŞAH YAPTI Engin Altan Düzyatan, geçen ay İzmir'de aile arasında nişanlandığı Neslişah Alkoçlar'la, bu kez arkadaşlarının da katıldığı bir törenle ikinci kez yüzük taktı. Ünlü oyuncu, Düzyatan Ailesi ile Alkoçlar Ailesi'nin de hazır bulunduğu töreni, Beyoğlu'ndaki evinde düzenledi. Romantik anlara sahne olan geceye Düzyatan'ın diz çökmesi damga vurdu. Düzyatan, nişanlısına evlilik teklifinde bulundu, aldığı 'Evet' yanıtı alkışlarla karşılandı. Çift, daha sonra mutluluk pozları verdi. Sevgililer, tüm gece tebrikleri kabul etti. Çiftin düğününün de 24 Ağustos'ta İstanbul'da olacağı konuşuluyor. Engin Altan Düzyatan'ın, Neslişah Alkoçlar ile ilişkisi başladığından beri attığı her adım, yaptığı her sürpriz haber oldu. Birçok kişinin kafasında 'Sanki bunları, birilerinin gözüne sokmak için yapıyor' düşüncesi oluştu. Sizin bu konuda yorumunuz nedir? Neden her anları gazetelerde manşet oluyor? Engin'in peşinde derken yani tekrar beraber olalım diye değil, sadece görüşmek, konuşmak istiyormuş. Sonuçta çok ciddi bir ilişki yaşadılar. Güzel bir birliktelikti. Evliliğe giden bir ilişkiydi. Engin Altan Düzyatan'ın bu kadar evlilik meraklısı olduğunu bilmiyordum. Hatta duyduğuma göre ayrılma nedenleri de Özge'nin evlenmek istemeyişi, Engin'in evlenmek isteyişiymiş. Çok ilginç, genelde tam tersi olur kızlar evlenmek ister erkekler evlenmek istemez. Engin, Türkiye'deki en popüler erkek oyunculardan biri. O konumdaki birinin evlenme meraklısı olması şaşırtıcı. Kötü bir şey değil tabi ki bu, ne güzel bir an önce yuva kurmak istiyor ancak bu tarz bir durumu alışık olmadığımız için şaşkınız. Ne diyelim, helal olsun Neslişah'a. Engin'i önünde diz çöktürttü. Demek ki söyleyene değil söyletene bakmak lazım. Engin'i zorla diz çöktürtmedi. Adamın içinden gelmiş. Özge'ye bile böyle bir teklif yapmadığı için arkadaşları bile şaşırdı. Demek ki karşı cinsle alakalı bir durummuş bu. Birbirlerine hakikaten çok âşıklar belli ki. Yazın da evleniyorlar. Aileler de birbirini çok sevdi. Allah mesut etsin. Özge de artık bir takım şeyleri kabullenmeli. Zaten psikopat kızlar gibi Engin'i taciz edecek bir kız değil. Sadece Engin'i görmek istiyordu ancak Neslişah haklı olarak henüz imzayı atmamışken görüşmelerini istemiyor. Bu çok normal. Her an her şey olabilir diye düşünüyor sanırım.FULYA UGAN / Sabah.com.tr
Kemerlerinizi Bağlayın
İtalya’da yaşayan ünlü yönetmen Ferzan Özpetek yine seyirciyi derinden etkileyecek tutkulu ama bir o kadar da dramatik bir aşk hikayesi yarattı.Ülkemizde 14 Mart’ta vizyona giren yeni filmi “Kemerlerinizi Bağlayın/ Allacciate le Cinture” ünlü yönetmenin son filmlerine göre pek neşeli bir film sayılmaz. Filmi izlemeye başladığınızda kendinizi çok derin bir aşk hikayesinin içinde bulacağınızı zannedip bir anda kanser hastalığının korkunç etkileriyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ferzan Özpetek bu sefer, izleyicinin eğlenceli, bol kahkahalı ve kalabalık İtalyan ailelerinin gürültülü akşam yemekleriyle geçen senaryo beklentilerinin tam tersi ile karşımızda. İzleyicinin hayata ve kansere isyan edip hüngür hüngür ağlamasına sebep olabilecek kadar dramatik bir senaryo yazmış Özpetek, ünlü senarist Gianni Romoli ile birlikte. Film, iki kişinin aşkından çok, Kessia Smutniak’ın canlandırdığı Elena karakterinin yıllar boyu geçirdiği değişimi ve olgunlaşmasını ele alıyor. Diğer başrol oyuncusu yani esas adamımız Antonio (Francesco Arca) ise diğer oyunculara kıyasla biraz sönük kalıyor. Kendisinin ilk sinema deneyimi olmasına rağmen filmin bir kısmında canlandırdığı 13 yıl sonraki Antonio için 12 kilo alması yine de takdir edilemeyecek bir durum değil. Film, Elena ve Antonio’nun çekişmeli ama bir o kadar da tutkuyla anlatılan aşkıyla başlayıp bir anda 13 yıl sonrasına geçiliyor. Bu tip geçişler her zaman izleyicinin dikkatini çekmiş ve filmi sıradan bir romantik- komedi havasından çıkartıp daha heyecanlı bir aşk filmine dönüştürmüştür. Ancak Ferzan Özpetek bunu bir çok karakteri tanıtmadan ve bazı olayların ucunu açık bırakarak yapmış. E haliyle bu durum izleyicinin kafasında tam Elena ve Antonio’nun tutkulu aşkıyla oluşmuş kalplerin soru işaretlerine dönüşmesine neden oluyor. Çünkü filmin devamında gördüğümüz çift hiç de birbirine inanılmaz derecede aşık ve tutkulu bir çift değil. Ta ki Elena’nın tedavisi sırasında Antonio ile arasında geçen olaylara tanık olana kadar. Gelelim filmde bizlere tanıdık gelen ve Ferzan Özpetek filmlerinde her zaman olan detaylara. İlk olarak filmdeki aile bireyleri çok sempatik ve aralarında sürekli bir didişme durumu olsa da birbirlerine son derece bağlılar. Bunları Elena’nın ailesi için söylüyoruz çünkü esas erkek Antonio’nun ailesi anlatılmıyor filmde. Bir başka güzellik ise tabi ki müzikler. Ferzan Özpetek her zamanki gibi müzik seçimleri ile izleyiciyi senaryonun içine çekmeyi çok iyi başarıyor. Diğer filmlerinde genelde Sezen Aksu parçalarına yer veren yönetmen bu defa Aynur Doğan’ın seslendirdiği kürtçe “Bexo” parçası ile izleyiciye bambaşka bir müzik keyfi sunuyor. Filmde Özpetek’in diğer filmlerinden tanıdığımız yüzler de var Paola Minaccioni (Egle) ve Elena Sofia Ricci ( Dora) gibi. Filmin en çok güldüren karakterleri diyebiliriz onlar için. Filmde çok kısa yer verilen Elena’nın en yakın gay arkadaşı Fabio (Flippo Scicchitono) filme yakışıyor ve rahat tavırlarıyla izleyiciyi etkiliyor. Filme yüzeysel bir şekilde baktığınızda bir aşk filminde dikkat çekebilecek çoğu unsur var; yasak aşk, tutku, aldatma, sadakatsizlik ve dram. Ancak tüm bunlar bir arada kullanılmak istenirken izleyicinin kafasında nasıl, neden, ne oldu gibi sorular oluşuyor. Kimi izleyiciye göre filmi iyi yapan şey bu soru işaretlerinin oluşması aslında ama kimine göre de filmde ‘tamamlanmamış’ duygusu yaratıyor. Tüm bu tartışmalar izleyicinin film hakkında konuşmasını sağladığı için aslında senarist ve yönetmenin kıvrak zekasına hayran kalmamak elde değil. Ferzan Özpetek’in 10. filmi Kemerlerinizi Bağlayın’ı olumlu ve olumsuz yanlarıyla ele aldık. Eğer İtalyan sineması sizin de ilginizi çekiyorsa izlemenizi tavsiye ederim. Özellikle meme kanserine ilgi çekmek açısından son derece önemli. İstanbul Bilgi Üniversitesi iletişim Fakültesi öğrencisi Selin Tunca’nın yazısı zete’nin genç dergisi Üniverzete‘den alınmıştırZete