onedio
Halilhodzic'ten Yanal'ı Kızdıracak Açıklama
Trabzonspor ’un eski teknik adamı Vahid Halilhodzic ayrılığı ve bordo-mavili takımla ilgili olarak Lig Radyo'ya konuştu.Boşnak teknik adamın, Ersun Yanal 'ın başında olduğu Trabzonspor ile ilgili olarak 'Avrupa’dan elendiler, en son Napoli maçlarını seyrettim, oynanan futbol hiç de şampiyonluk mücadelesi veren bir takımınkine benzemiyordu' sözleri dikkat çekti.İşte Vahid Halilhodzic'in o sözleri...Hayal kırıklığı yaşadımBana bir takım şeyler vaat edilmişti fakat hiç biri olmayınca ciddi bir hayal kırıklığı yaşayarak takımdan ayrılmak durumunda kaldım. Geldiğimde şampiyonluk mücadelesi verecek bir ekiple karşılaşmayı beklerken durum böyle olmadı. Beni özellikle en çok hayal kırıklığına uğratan undur da tam olarak buydu, yani bana “sana şampiyonluk mücadelesi verecek bir takım kurduk” dediler fakat Türkiye’ye geldiğimde durumun böyle olmadığını fark ettim.Şampiyonluk bu kadroyla mümkün değilHayır, hayır... bu kadroyla mümkün değil. Şampiyon olacak bir takım kurmak için en az 3 yıl gerekli. Ben geldikten sonra da bir iki oyuncu alındı, 20’den fazla oyuncu transfer edildi. Bir sezonda 20’den fazla oyuncu değiştirerek şampiyonluk mücadelesi vermek kolay değil. Şampiyon olmak için en az üç yıl gerekli.Tabi... Bir çok teklif aldım, bir kaç tane de milli takım var sanırım aralarında. 15 Mart tarihine kadar netleşir diye tahmin ediyorum.Kadroyu ben kurmadım zaten kurmam olanaksızdıBiliyorsunuz Dünya kupasındaydım... Kadro kurmam, bunları hazırlamam olanaksızdı. Takımın başına hazırlık kampının ilk başladığı gün geçebildim. Avusturya’daki kampa katıldım.Hacıosmanoğlu=DostBu konuda konuşmam. O bir dost benim için... İnsanlar saçmalıyor çok iyi teklifleri Trabzonspor için reddettim. İnsanlar saçma sapan şeyler anlatıyor. Trabzon’a gelebilmek için bazı fedakarlıklar yaptım, çok iyi teklifleri reddetim. Tazminat gibi şeylerden hiç konuşmadım...Dediğim gibi ben Trabzonspor konusunda sadece hayal kırıklığı yaşadım. Medya ve taraftarlar gelişimle birlikte takımın şampiyon olacağına inanıyordu fakat bugün bile takımın geldiği noktaya bakarsak kadronun ne kadar yetersiz olduğunu görebiliriz.ERSUN YANAL'IN TAKIMINA ELEŞTİRİAvrupadan elendiler oynanan futbol...Avrupa’dan elendiler, en son Napoli maçlarını seyrettim, oynanan futbol hiç de şampiyonluk mücadelesi veren bir takımınkine benzemiyordu. Bakın Mösyö (beyefendi), bir takım kurmak için uzun bir zaman gerekiyor. Çok da para gerekiyor. Formül bu. 20 oyuncuyu birden değiştirerek birden şampiyon olamazsınız. Çok çalışmak lazım, bir haftada takım kurmayla olacak iş değil bunlar. Geldikten sonra kampın son haftasına girdiğimizde kadroda bazı değişiklikler yapıp bir kaç takviye yapmasaydık, o kadro ile Trabzonspor ikinci lige bile düşebilirdi.Türkiyede para var zaman yokBu konudan konuşmak istemiyorum. Duruma göre değişebilecek bir karar. Bir takımın başına geçtiğinizde önce elinizdeki malzemeye bakmanız gerekir. Bir takım kurma işi farklı kriterlere göre yapılan bir iştir. Malesef Türkiye’de herşeyi aynı anda hemen istiyorlar. Orada para var ama zaman yok.Teklifler arasında büyük takımlarda varŞu aralar bir çok teklif alıyorum, içlerinde büyük takımlar da var. Dünya Kupası’nda Trabzonspor yüzünden iki büyük kulübü reddettim, çünkü Trabzon’a söz vermiştim. Kupadayken Türkiye’de olan biteni takip edemiyordum. Geldiğimde hoşuma gitmeyen bir çok şeyle karşılaştım. Bugün, her şeye rağmen yaptıklarımı anlayan kulüpler var benimle ilgileniyorlar.Benim şu sıralar Cezayir’de yaptıklarımı yeniden yapmam için zamana ihtiyacım var. 3 yıl kaldım orada. Takım Afrika klasmanında 17’inci sıradayken, ayrıldığımda birinci sıradaydı. Dünya Kupası’na katıldık, orada Almanya gibi Dünya Şampiyonu bir takıma karşı kafa kafaya mücadele ettik ve neredeyse yeniyorduk. Bunlar bir anda olmadı. Üç yıl boyunca çok çalıştım, 77 farklı oyuncu denedim ve sonunda en iyilerini seçtim. Bugün eğer bu dediklerimi yapmak istemiyorlarsa, 700 milyon euro kaynak yaratıp 10 tane büyük oyuncu transfer ederler, anca o zaman bir takım kurabilirler. Kaldı ki, o bile zor çünkü bir takım kurmak için az önce söylediğim gibi bir çok parametre devreye girer. Her zaman bu durum böyledir. Futbol kollektif bir oyundur.Trabzon dan mutsuz ayrıldımSorunuza dönecek olursak, Trabzon’da bu anlattıklarımın tam zıttıyla karşılaştım. Bu yüzden çok çok mutsuz ayrıldım. Sadece taraftarlar ve yerel basın için üzüldüm.. Onlar sezon başında takımın şampiyon olabileceğini zannediyordular. İnsanlara yalan söylememek gerekir. Ben geldiğimde asla şampiyon olacağız demedim, çünkü bu imkansızdı. Bu yüzden de ayrıldık...Sadece 1 maç kaybettim ama memnun kalmadılarBiliyor musunuz Trabzon’la sadece bir maç kaybettim. Çok fazla berabere biten maç var diye insanlar memnun kalmadılar...Trabzonspor taraftarına selamlarNeyse, Türkiye’deki herkese selamlar, özellikle Trabzonspor taraftarlarına da selamlar.Sporx
Erkan Zengin'den 'Tekmelik' Açıklaması
Trabzonspor'a devre arasında katılan Erkan Zengin'den, Ersun Yanal'a tekmelik fırlattığı iddialarıyla ilgili açıklama geldi.Trabzonspor'un resmi internet sitesinden yaptığı açıklama şöyle;Başarılı oyuncumuz Erkan Zengin, Medya Merkezimiz aracılığıyla bir açıklama yaptı.Takımımızın, Karabükspor karşısında aldığı galibiyet sonrası kendisiyle ilgili asılsız yorumlar yapıldığını belirten Erkan Zengin, “Bir spor programında benim, Teknik Direktörümüz Ersun Yanal ile maçın devre arasında tartışma yaşadığım, hatta hocama tekmeliğimi attığım söylendi. Hayretle karşıladığım bu iddialar tamamen hayal ürünüdür. Ersun hocam ile aramızda uzun yıllara dayanan çok sağlam bir diyalog vardır. Trabzonspor’a gelmemde de hocamın ciddi katkıları bulunmaktadır. Hal böyleyken yapılan bu haberler tamamen takımımızın bütünlüğüne zarar vermeye yöneliktir. Taraftarlarımızın bu tarz asılsız haberlere itibar etmemelerini rica ederim.” dedi.Radyospor
Beşiktaş ve Trabzon Maçının Tarihi Değişti
Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasındaki Beşiktaş-Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor ile Gaziantepspor-Trabzonspor maçlarının tarihlerinde değişiklik yapıldı.Türkiye Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, daha önce 16 Mart Pazartesi günü saat 20.00'de oynanması planlanan Beşiktaş-Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor karşılaşması 15 Mart Pazar günü saat 16.00'ya alındı.Aynı haftada 15 Mart Pazar günü saat 16.00'da oynanacağı açıklanan Gaziantepspor-Trabzonspor maçı ise 16 Mart Pazartesi saat 20.00'ye ertelendi.Ligtv
"Mehmet Ekici, Trabzonspor'un En İyi Transferi"
Trabzonspor'un 219 golle en fazla gol atan oyuncusu olan ve sert frikik atışları nedeniyle 'Bombacı' lakabıyla anılan eski golcüsü Hami Mandıralı, Mehmet Ekici'nin performansını övdüHami Mandıralı, bordo-mavili kulübün sezon başında Almanya'nın Werder Bremen takımından transfer ettiği ve kendisi gibi frikik golleriyle dikkati çeken oyuncusu Mehmet Ekici'nin topa çok iyi vuruş yapan bir futbolcu olduğunu söyledi.Mehmet Ekici'nin her iki ayağını da iyi kullandığını vurgulayan Mandıralı, 'Sadece duran toplara değil, hareket halindeki toplara da çok iyi vuruyor. Trabzonspor'da benden sonraki dönemde en iyi frikik kullanan oyuncu' dedi.Mandıralı, kendisinin kullandığı frikik atışlarında hız ve estetiğin bulunduğunu dile getirerek, 'Mehmet Ekici'de ise estetik daha ön planda. Frikik atışlarını çok iyi kullanıyor. Demek ki antrenmanlar sonrasında çok çalışıyor ve karşılığını alıyor' diye konuştu.Sezon başında Trabzonspor'un kadrosuna çok oyuncu kattığını belirten Mandıralı, şöyle devam etti:'Bence Mehmet Ekici, Trabzonspor'un bu sezonki en iyi transferi. Takım oyununun olmadığı dönemde, bireysel olarak önemli puanlar kazandırdı. Onun için de her frikik atışı, bir penaltı, yarım gol gibi. Çok isabetli, tehlikeli atışları var. Rakibin de psikolojisini bozuyor. Çünkü ceza alanına yakın bir yerde yapılacak bir faul golle sonuçlanabilir, bu durum da rakip oyuncuların oyununu etkiliyor. Mehmet'in de gol attıkça kendine güveni geliyor ve daha fazla sorumluluk almaya başladı.'Mehmet Ekici'ye herkesin destek vermesi gerektiğini kaydeden Mandıralı, 'Takıma önemli puan katkıları sağladı. Herkes ona samimiyetle yaklaşır, sevgi, destek verirse çok daha iyi işler yapar. Onun bu performansı Trabzonspor'da iyi giden şeylerin de olduğunu gösteriyor. Ben Mehmet'in performansını, toplara vuruşunu çok beğeniyorum. İştahı, katkı sağlama azmi güzel. Camia da onun arkasında olsun. Özer ve Mehmet Ekici, orta alanda birlikte güzel şeyler yapacaklardır. Yeter ki onlara destek verilsin' ifadesini kullandı.Mandıralı, Ekici'nin A milli takıma da davet edileceğini düşündüğünü dile getirerek, 'Milli takımda da bu dönemde önemli katkı sağlayabilir' dedi.Haber Türk
Ballı'dan Büyük İddia
Volkan Ballı, F.Bahçe'nin hata yapmadığı takdirde Süper Lig'de şampiyon olacağını söyledi.Spor Toto Süper Lig’in 23. haftasında 8 Mart Pazar günü oynanacak Fenerbahçe – Galatasaray karşılaşması öncesi DHA’ya özel açıklamalarda bulunan Volkan Ballı, derbi maçı şöyle değerlendirdi:“İstatistiklere baktığımızda Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu Stadı’nda ezici bir üstünlüğü var. Sezon başından beri söylüyorum, Fenerbahçe’nin kadro derinliği, Fenerbahçe’nin kadro kalitesi, Fenerbahçe’nin oturmuş ekibi, yıllardır birlikte oynayan takımı, yaş ortalaması biraz yüksek de olsa ne yaptığını bilen bir takım var ortada. Bu takım sezon başından beri herkesin bir adım önünde Süper Lig’in şampiyon adayıydı. Fenerbahçe’nin rakibi kendisi. Fenerbahçe hata yapmadığı takdirde Süper Lig’i şampiyon bitirir.”“BU KADRO KALİTESİ İLE FENERBAHÇE’NİN RAKİBİ KENDİSİ OLUYOR”Fenerbahçe’nin fikstür avantajının son derece iyi olduğunu da vurgulayan Ballı, “Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş ile kendi sahasında oynayacak. Bu kadro kalitesi ile Fenerbahçe’nin rakibi kendisi oluyor. Fenerbahçe iyi oynamaya başladı ve iyi yolda. Sezon başındaki gibi değil, tempoyu yükseltti. Puanları da toplamaya başlamıştı ki, Trabzonspor maçında talihsiz netice aldı. Yarı sahada çift kale maç oynamıştı Fenerbahçe. Çok gol kaçırdı. Akhisar maçında da aynı şey oldu. Bunlar futbolda var belki ama bundan sonrası çok önemli. Fenerbahçe, Akhisar maçını kazansaydı, kupanın sapını yakalamıştı. Çünkü Fenerbahçe’nin fikstür avantajı diğer takımlara göre çok daha iyi. Beşiktaş’ın Avrupa kupalarında devam etmesi, onlar adına yıpranma açısından biraz dezavantaj. Galatasaray’da da Melo’nun sezon sonuna kadar olmayacak olması, Fenerbahçe’yi şampiyonluk yarışında bir tık önde gösteriyor. 3 büyük takım atbaşı gidiyor ve zevkli bir mücadele var. Her maçı ayrı heyecan ve zevkle seyrediyoruz. İnşallah sonuçta hak eden kazanır. Gönlümden geçen tabii ki Fenerbahçe’nin şampiyon olması, ama kim hak ediyorsa, kim daha iyi performans ortaya koyuyorsa o kazansın” diye konuştu.“FENERBAHÇE’NİN BAŞARISI İÇİN 12. ADAMIN STATTA OLMASI GEREKİYOR”Fenerbahçe’nin boş tribünlere oynamasına da değinen Volkan Ballı, şunları söyledi:“Sezon içerisinde bazı sıkıntıları tribünlerde yaşadık. Fenerbahçe’nin tribünleri boş. Fenerbahçe halkın takımıdır ve Fenerbahçe taraftarını Fenerbahçe’den uzaklaştırmaya kimsenin hakkı yok. Fenerbahçe’nin Okul Açık tribününün biletleri halen satılmıyor. Fenerbahçe’nin başarısı için 12. adamın statta olması gerekiyor. Kale arkası, özellikle Okul Açık tribünü, Fenerbahçe’nin lokomotif tribünü. Yıllardır o başarıları, o tribünle birlikte yaşadık. Şimdi o tribün boş. İnsanları tribünlerden sadece Passolig uzaklaştırmadı. Kimse bahane aramasın.”“BEŞİKTAŞ’IN BAŞARISI, BENİM DE FENERBAHÇE’DE YAŞADIĞIM SEVİLLA BAŞARISINI HATIRLATTI”Volkan Ballı, Beşiktaş’ın UEFA Avrupa Ligi’nde Liverpool’u elemesiyle ilgili de, “Beşiktaş’ı canı gönülden kutluyorum. Beşiktaş taraftarı, o soğuk, sevmediğimiz Atatürk Olimpiyat Stadı’nı bile sıcak yaptı. Beşiktaş’ın o başarısı, benim de Fenerbahçe’de yaşadığım Sevilla başarısını hatırlattı. Türk futbolu adına önemli bir başarı kazandılar, kendilerini kutluyorum” ifadesini kullandı.AMK
Yılmaz Vural: "Hocanın Dedikleri Ciddiye Alınmalı"
Trabzonspor'a 3-2 yenilen Karabükspor'da teknik direktör Yılmaz Vural açıklamalarda bulundu.Kardemir Karabükspor’un başında ilk maçına Trabzonspor karşılaşmasıyla çıkan teknik direktör Yılmaz Vural, yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulundu.İyi futbol oynadıklarını belirten Vural, şöyle devam etti; “Güzel bir maç izledik… Evinde 24 puan toplayan bir takıma karşı oynadık. Ama biz istatistiğe bakmadık. Kazansak düzlüğe çıkabilirdik. İyi bir futbol oynadık. Oyuncularımız bazı pozisyonlarda geç kaldı ve goller yedik.”HOCANIN DEDİKLERİ CİDDİYE ALINMALIYılmaz Vural, oyuncularına mesaj gönderdiği son sözleri ise şöyle oldu;“Çocuklara içeride söylediğim şu; futbol bu, iyi oynayan kazanacak diye bir şey yok. Bizim daha çok pozisyonumuz var ama maalesef başaramadık. Bu oyun tarzı umut veriyor. 7 tane futbolcumuzdan yoksunuz… Takımda eleştirebileceğim oyuncu yok.Görev veriliyorsa ona iyi konstare olman lazım. Tabi üzüldüler ama üzülmekle olmaz. Hocanın dedikleri ciddiye alınmalı. Ben maça gelene kadar her gün 1-2 saat uyudum. İnsan bu emeğin karşılığında puan almak istiyor ama… Başarı kazanmaktır. Kazanmamız lazım. İnşallah bu gollerin arkası gelir. Trabzonspor’u kutluyorum, hakemi de kutluyorum. “Açık Mert Korkusuz
Reklam
Ersun Yanal: "Biraz Daha Zamana İhtiyacımız Var"
Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal , Kardemir Karabükspor maçının sonrasında açıklamalarda bulundu.İŞTE YANAL'IN SÖZLERİ...'Her iki takımın da kazanma arzusu yüksekti, ama rakibin arzusunu alkışlamak lazım. Biz zaman zaman kırıklığı yaşadık. Atağa çıkışlarda organize olamadık, iştahımızı öne taşıyamadık. Bunu yaptığımızda oyuncularımız maçı çevirmeyi bildi. Görüyorsunuz Balıkesir Beşiktaş ile, Konya Fenerbahçe ile bu mücadele örneğini gösteriyor. Biraz daha zaman ihtiyacımız var. Oyuncularımızın dönüşü ile daha hazır olacağız.'MEHMET EKİCİ VE CARDOZO...'Mehmet oyun tekniği açısından gelişmiş bir oyuncu. Uzun dönem problemler yaşadığı için, Bundesliga'daki kaybını burada tamamlıyor. Karakteri, duruşu, çalışkanlığı ile iyi bir Türk oyuncu. Önümüzdeki dönemde daha iyi bir Mehmet izlemeye devam edeceğiz. Cardozo istediğimiz oyunu oynamaya devam edecek. Bu takım oyunu. Takımımızın iştahını yüksek tutmalıyız. Taraftarlarımızın istediği futbol bu. Mehmet de, Oscar da son dakikalarda böyle bir tavır takındı. Taraftarlarımıza da son dakikalardaki destek sebebiyle teşekkür ediyorum.'Sporx
Karadeniz'de Trabzon Fırtınası
Spor Toto Süper Lig 22. haftanın kapanış maçında Trabzonspor ile Kardemir Karabükspor karşı karşıya geldi.Hüseyin Avni Aker Stadı'nda oynanan ve hakem Hüseyin Göçek'in düdük çaldığı mücadele 3-2 ev sahibi ekip üstünlüğüyle sonuçlandı.Ev sahibi ekip 39. dakikada Mehmet Ekici ile 1-0 öne geçti. 43'te Traore ve 45+2'de Onur'un golleriyle Karabükspor ilk yarıyı önde kapattı. Gergin geçen ikinci yarıda 84'te Cardozo ile eşitliği bulan Trabzonspor 89'da Mehmet Ekici'nin frikik golüyle skoru 3-2'ye getirdi ve mücadeleden galip ayrıldı.Bu sonuçla puanını 37'ye yükselten Trabzonspor üst sıralarla arasındaki farkı kapatırken, Karabükspor 17 puanla 17. sırada kaldı.Spor Toto Süper Lig'in 23. haftasında Trabzonspor deplasmanda Mersin İdmanyurdu ile karşılaşacak. Karabükspor ise Gaziantepspor'u konuk edecek.YANAL'DAN CONSTANT KARARI!Sahasında Kardemir Karabükspor'u konuk eden Trabzonspor'da Gineli futbolcu Kevin Constant, disiplinsiz davranışları nedeniyle kadroya alınmadı.UEFA Avrupa Ligi'nde geçen hafta perşembe günü İtalya'nın Napoli takımıyla deplasmanda oynanan karşılaşmada yedek kulübesinde oturtulan ve daha sonra disiplinsiz davranışlar göstermesi nedeniyle teknik direktör Ersun Yanal tarafından Kardemir Karabükspor maçının antrenmanlarına alınmayan Constant, bu akşam maç kadrosunda da kendine yer bulamadı. Sezon başında Milan'dan 2,5 milyon avro bonservis bedeli ile kadroya dahil edilen Gineli futbolcunun yarın savunmasını vereceği ve bunun ardından kadro dışı kararının açıklanacağı belirtildi.Ersun Yanal da maç öncesi yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada, Constant'a çarşamba gününe kadar izin verdiklerini ve yarın savunmasının ardından durumuyla ilgili karar vereceklerini söyledi.EV SAHİBİ EKSİK...Bordo-mavililerde sakatlıkları bulunan Belkalem, Onur Recep Kıvrak, Yatabare, Yusuf Erdoğan, Waris ile kart cezalısı Medjani, takımda yer alamadı. Ferhat Yazgan ve Musa Nizam da 18 kişilik maç kadrosunda bulunmadı.YILMAZ VURAL'IN İLK MAÇ HEYECANITeknik direktör Tolunay Kafkas ile yollarını ayıran Kardemir Karabükspor, yeni teknik direktörü Yılmaz Vural yönetiminde ilk maçına çıktı. Daha önce Trabzonspor'da görev yapan Vural, yeni takımıyla Hüseyin Avni Aker Stadı'nda takımının başında 3 puan aradı. Maç öncesi Ersun Yanal, bir süre sohbet ettiği Vural'a yeni görevinde başarı diledi.Kardemir Karabükspor'da sakatlıkları bulunan Aykut Özer, Aykut Akgün, İbrahim Serdar Aydın, Hakan Özmert, Fatih Candan, Kuca Alves Miranda ve Alpay Koçaklı kadroda yer almadı.TEMPOSUZ MAÇI EKİCİ COŞTURDU!Trabzonspor'da son haftaların yıldız ismi Mehmet Ekici, yine maça ve haftaya damgasını vuracak bir gole imza attı. Durgun başlayan ve ilk yarım saati bu şekilde geçilen maçın 39. dakikasında ceza alanı dışından sağ ayağının içiyle güzel bir vuruş çıkaran Ekici, takımını öne geçirdi. Sağ kanattan gelişen Trabzonspor atağında ceza alanına yapılan ortada savunmanın karşıladığı topu ceza alanı dışı sol çaprazında kontrol eden Mehmet Ekici, topu önce kontrol etti ve ardından sağ köşeye harika bir plase vuruşla topu ağlarla buluşturdu.KARABÜK'TEN FLAŞ GERİ DÖNÜŞ!Mehmet Ekici'nin şık golüyle 1-0 geriye düşen Kardemir Karabükspor, 4 dakika sonra Traore ile eşitliği yakaladı. Sol kanattan başlayan atakta Ahmet İlhan'ın orta şut karışımı vuruşunda top direkten döndü ve savunma topu karşıladı. Atağın devamında sağ kanatta topla buluşan Onur'un ceza yayındaki Traore'ye pasında Traore, topu kontrol edip sol ayağıyla sol köşeye çok sert ve düzgün bir vuruş yaparak topu ağlara gönderdi.İlk yarı 1-1 eşitlikle bitecek denilirken Karabükspor'da Onur Ayık sahneye çıktı ve takımını deplasmanda 2-1 öne geçirdi. 45+2'de gelişen Karabükspor atağında sol kanatta topla buluşan Ahmet İlhan, ceza alanına kadar gidip sol çaprazdan karşı karşıya pozisyonda kaleye vuruşunu yaptı ve Hakan'dan seken topu Onur boş kaleye gönderdi.İlk yarı 2-1 Kardemir Karabükspor üstünlüğüyle geçildi.İKİNCİ YARI GERGİN BAŞLADIİlk yarıda 1-0 galip durumdan 1-2 yenik hale gelen Trabzonsporlu oyuncular sertliğe başvurdu. Bazı müdahalelerde Karabüksporlu oyuncuların yerde kalma süreleri uzayınca tribünde bulunan taraftarlar bu duruma tepki gösterdi ve ıslıklamalar başladı. Bu tepkilerden hakem Hüseyin Göçek denasibini aldı.ETKİSİZ KALAN ERKAN ZENGİN'E TEPKİZorlu Karabükspor maçında Bordmavili ekipte etkisiz kalan Erkan Zengin, gergin geçen ikinci yarıda taraftarları tarafından ıslıklandı. Son 20 dakikada ıslığın şiddetini artıran Bordo-mavili taraftarlar, yılan hikayesine dönen transfer görüşmeleri sonucunda kadrolarına katılan Erkan Zengin'i topla buluştuğu anlarda ıslıkladı.CARDOZO FIRTINA'YI MAÇTA TUTTU!Mücadele 2-1 Karabükspor üstünlüğüyle bitecek diye düşünülürken ev sahibinde golcü oyuncu Oscar Cardozo sahneye çıktı ve skoru 2-2'ye getiren golü attı. Rakip yarı alanın ortalarından kullanılan serbest vuruşta Mehmet Ekici topu ceza alanına ortaladı. Cardozo'nun etkili ve sert kafa vuruşunda top ağlara gitti. 2-2EKİCİ 'PERDEYİ BEN KAPATIRIM' DEDİMaçta Trabzonspor'un en etkili ismi olan Mehmet Ekici, 89. dakikada kazanılan frikikten bir gol daha atarak takımını 3-2 üstünlüğe taşıdı. Ceza yayı ön çizgisinden kazanılan serbest vuruşu kaleci Waterman'ın solundan ağlara gönderen yıldız oyuncu bu golle maçı 2 gol 1 asistle tamamladı.Sporx
Reklam
Sow: "Şampiyon Olana Kadar Bize Rahat Yok"
Fenerbahçe'nin Senegalli oyuncusu Moussa Sow, Fenerbahçe Dergisi'ne özel bir röportaj verdi.'Afrika Uluslar Kupası'na ülke olarak her ne kadar erken veda etseler de; milli takım kamp dönemi en az Antalya kampı kadar hazırlamış yetenekli golcüyü. Kazanma hırsının ve çevikliğinin doruk noktasında olan bir Sow var 2. yarıda karşımızda… Takım olarak hedeflere ulaşmanın kendi ellerinde olduğunu ve bu doğrultuda çok çalıştıklarını vurgulayan Senegalli oyuncu, Türkiye Kupası'ndaki dengeyi ve yeni yabancı kuralını değerlendirdi; öte yandan kendi en iyilerini de açıkladı. Sow ayrıca; 1 milyon hedefine ulaşıldığı takdirde, Fenerbahçe'nin rakiplerine açık ara fark atacağını dile getirdi.Afrika Uluslar Kupası'nı takımın adına artısıyla eksisiyle değerlendirir misin?Gruptan çıkamadığımız ve daha ileri aşamalara gidemediğimiz için, tüm oyuncular olarak, tüm Senegal olarak üzgünüz. Gol atarak takıma katkı sağlamak, iyi bir oyun ortaya çıkarmış olmak güzel ancak bireysel futboldan çok takımın başarısı önemli olan. Benim bu Kupa'daki performansım hiçbir şey kazandırmadığı için çok fazla bir anlam ifade etmiyor. Daha ileri aşamalara gidebilmeyi çok isterdik ama olmadı.Bu milli dönem senin için ayrı bir kamp dönemi gibi oldu diyebilir miyiz?Gerçekten milli takımda çok iyi bir çalışma süreci geçirdiğimizi düşünüyorum. Benim için yoğun bir kamp dönemi gibiydi. Önce Senegal'de birkaç gün çok iyi bir çalışma süreci geçirdik, daha sonra da Fas'a gittik ve orada da çalışmalarımıza en iyi şekilde devam ettik. Gerçekten çok iyi çalıştığımızı düşünüyorum. İnsanlar genelde milli takımdaki antrenmanların kulüp takımlarında yapılanlardan daha hafif geçtiğini düşünürler. Bu, tamamen yanlış bir algı. Gerçekten çok çok iyi çalıştık ve bunun kanıtını şu içinde bulunduğu dönemde de sahada gösterdiğimi düşünüyorum. Sorunuzun ikinci kısmına gelirsek; o gün gerçekten benim için zorlu ve yorucu bir gündü. Belki birkaç gün dinlenmeye ihtiyacım vardı ama bu dönemde takım arkadaşlarımı yalnız bırakmak istemedim.Takım olarak iyi futbol oynadığımız bir dönemdeyiz. Bu konu hakkında senin kendinle ilgili ve takım bazında yorumların nelerdir?Gerçekten geçtiğimiz 1-2 aylık süreçte, olumlu sonuçlar da aldık. Beklemediğimiz mağlubiyetler de oldu. Ancak ligdeki konumu, şu an için gayet iyi. Trabzonspor maçında 3 puanı hak ettiğimizi düşünüyorum. Kendi adıma konuşmam gerekirse; özellikle milli takımdan döndükten ve takımıma katıldıktan sonraki dönemde son derece memnun edici bir performans gösterdiğimi düşünüyorum. Kendi performansımdan büyük bir mutluluk duyuyorum. Umarım bu performansım hep devam eder ve hem kendim için hem takımımız için çok iyi bir 2. yarı geçiririz.Gol ve asistlerinin yanı sıra, sahanın her yerinde var olma hırsınla hem kendini hem de takımı ateşleyen bir oyuncusun. Bir futbolcu olarak bu performansı ve kendine güveni neyle sağlıyorsun?Öncelikle ben her zaman kendine güvenen bir insanım. Bu güven içinizde olduktan sonra yapabilecekleriniz, başarabilecekleriniz konusunda hiçbir şüphe kalmıyor. Bu cesaret ve bu güvenle sahaya çıkıyorsunuz. İşinizi yapmak için tüm isteğinizi ortaya koymaya başlıyorsunuz. Benim işim sahadayken gol atmak ve kendime olan bu güvenimle elimden gelenin en iyisini takım için her zaman yapmaya çalışıyorum. Bunun dışında yeri geliyor, savunmaya da destek veriyorum.İsmail Kartal'ın senin görev alanınla ilgili değişiklikleri oluyor mu? 2. yarıda takım içinde senden beklediği rol tam olarak nedir?Her zaman sorumluluklarımın bilincinde olan bir futbolcuyum. Fenerbahçe'de hiçbir sezon benim için diğerinden farklı olmadı. Benden istenilenlerde de çok fazla bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum. Solda, sağda eya merkez forvet olarak oynayayım her zaman elimden geleni yapmaya çalışıyorum ve bu yıl da aynı şekilde olacak. Bu doğrultuda hocam da benden Fenerbahçe'ye her şeyimi vermemi bekliyor.Fenerbahçe'deki 3. sezonunun içindesin. Bugüne kadar Fenerbahçe sana ne ifade etti?Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir kulüp. Fenerbahçe'yi seçtiğim için bir gün bile pişmanlık duymadım. Her gün “Allah'a şükürler olsun. İyi ki Fenerbahçe'ye gelmişim” diyorum. Başarılar, kupalar, şampiyonluklar kazandığım ve içerisinde bulunmaktan son derece keyif aldığım bir kulüpteyim. Bu kulüpte kendimi iyi hissediyorum ve bu kulübe katkıda bulunabildiğime inanıyorum. Umarım takımımla beraber daha güzel başarılara da imza atarız. Her başarı yenisini getirir; benim de tek isteğim bu.Bu sezon içinde seni en çok zorlayan veya zor durumda bırakan karşılaşma hangisi oldu? Neden?Bu sene çok fazla sayıda zorlu karşılaşma oldu. Aklıma gelen ilk maç; ligin ilk yarısında deplasmanda oynadığımız Akhisar Belediyespor karşılaşması. Son derece zorlu bir maç olmuştu ve bu karşılaşmayı deplasmanda 2-0 kaybetmiştik. Bu mağlubiyetten sonra herkesin tekrar ayağa kalkması gerekiyordu. Hiç iyi oynamadığımız, gerçekten büyük zorluklar yaşadığımız bir karşılaşmaydı ve hemen ardından kendi evimizde Konya ile oynadık. Ve daha sonra bizi Galatasaray maçı bekliyordu. O yüzden Akhisar'dan sonra Konya maçını kazanmak zorundaydık çünkü Galatasaray maçına daha güçlü bir şekilde çıkmak istiyorduk.Bir yandan şunu da belirtmek istiyorum: Hiçbir karşılaşma kolay değildir. Her karşılaşma zorlu özellikle bizim için çünkü Fenerbahçe'nin karşısına çıkan her takım son derece katı bir savunma anlayışıyla oynuyor ve bize karşı savunmalarını sağlam tutabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. O yüzden bizler için pozisyona girmek o kadar da kolay olmuyor ama biz pozisyona girebilmek ve bu takımı başarıya ulaştırabilmek için buradayız. Bu fırsatları yakalayıp değerlendirdiğimizde de her şey bizim için daha güzel oluyor.Türk ve yabancı olarak futbolunu en beğendiğin oyuncular kimler?Bizim takımımızdan Caner Erkin ve Egemen Korkmaz'ı çok beğeniyorum. Bunun dışında Süper Lig'de Demba Ba da Türkiye'de oynayan en iyi yabancılardan... Burak Yılmaz'ı da beğeniyorum. Avrupa'da ise Cristiano Ronaldo ve Arda Turan.TFF'nin yabancı sayısıyla ilgili yeni kararını nasıl değerlendiriyorsun?Türk futbolcular açısından avantajları olan bir karar olduğunu düşünmüyorum. Öte yandan, yabancı oyuncular açısından baktığımda; sahada bir yabancı olarak yer bulmak, bu yıl özellikle hiç de kolay değildi. Hocalar açısından hangi yabancıların oynayacağını seçmek de hiç kolay değildi. Federasyon belki de milli takım açısından faydalı olacağını düşünerek, milli takımın aldığı skorların bir sonucu olarak bu kararı almıştır. Önümüzdeki sezon neler yaşanacağını hep birlikte göreceğiz. Belki yabancıların yapacağı katkıyla Türkiye'nin özellikle kulüpler bazında ve genel anlamda Türk futbolunun seviyesi yükselecektir diye düşünüyorum.Türkiye Kupası'nda en iyi mücadele veren 8 takım adını çeyrek finale yazdırdı.Bu Kupa'yı kazanmak tabii ki bizim elimizde. Kazanmak istiyoruz. Adım adım ilerleyerek göreceğiz.Öte yandan, Türkiye Kupası kulvarında farklı liglerden takımlara karşı da mücadele verdiniz. Bu maçların futbol düzeyi ile ilgili gözlemlerini paylaşır mısın?Bu tür Kupa maçları, Dünya'nın her yerinde bu şekilde organize edilir ve sürprizlere açıktır. Büyük takımlar kendilerinden kalite ve bütçe olarak daha küçük takımlarla karşılaşır. Bunu bir ayrım olarak düşünmeksizin her takım sahaya çıkar ve futbolunu oynar. Küçük görme veya küçümseme gibi bir durum yoktur. Herkes birbirine saygı duyar. Türkiye'de de aynen bu şekilde maçlarımızı yapıyoruz. Bazı büyük takımlar yoluna devam ediyor, bazıları eleniyor… Kupaların belki de güzelliği buradadır.Geriye dönüp baktığında kariyerinde kendince belirlemiş olduğun hedeflere ulaşabildiğini düşünüyor musun?Tüm hedeflerimi henüz başaramadım ama birkaç hedefim daha var; onları kendime saklıyorum.Kariyerinde bundan sonrası için planların nelerdir?Öncelikle şu anda tek hedefim Fenerbahçe'de bu sezonu şampiyon tamamlamak. Aynı zamanda kendi adıma hedefim; inşallah aynı şekilde gollerimi atmaya devam etmek, daha da çok gol atabilmek. Takım olarak; şampiyon olana kadar bize rahat yok.Şu sıralar futbol dışındaki hayatında neler var?Futbol dışında zamanımı hep ailemle geçirmeye çalışıyorum. Eşimle ve kızımla vakit geçirmeye gayret ediyorum. Bazen dışarıya çıkıyoruz, dolaşıyoruz. Beraber birlikte olmanın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda arkadaşlarımla vakit geçirmeye de gayret gösteriyorum. Türkiye'de dışarı çıkıp dolaşmanız o kadar da kolay olmuyor. Diğer yandan; oynadığım başka bir spor yok ama izlemekten keyif aldığım sporlar var: Basketbol ve tenis. Zaman buldukça NBA'yi çok severek izliyorum.Son olarak taraftarlara sezon sonuna dair buradan neler iletmek istersin?Bizi desteklemeye devam etsinler. Unutmasınlar ki; stat dolu olduğunda biz sahada 12 kişi oluyoruz. Onların desteğini alınca, hedeflerimize ulaşma yolunda, kendimizi kesinlikle daha güçlü ve daha iyi hissediyoruz. Sezon sonunda hedeflerimize birlikte ulaşmak istiyoruz. 'Sporx
Trabzonspor'da Constant Kadro Dışı Bırakıldı İddiası
Trabzonspor Kulübü'ne İtalyan devi Milan'dan transfer edilen Kevin Constant'ın kadro dışı bırakıldığı bildirildi. Constant, birkaç gün önce twitter hesabından 'Benim burada ne işim var?' şeklinde bir açıklama yapmıştı.Konuyla ilgili 61saat.com'un ulaştığı Trabzonspor yöneticileri, Constant'ın kadro dışı bırakıldığı haberlerini doğruladı.Constant'ın, Perşembe günü oynanan Napoli maçının ardından Cuma günü kadro dışı bırakıldığını ifade eden isminin yayınlanmasını istemeyen Trabzonsporlu yönetici 'Hocamız, Başkanımız ile görüştü. Kadro dışı bırakılması kararı hocamızın kendi tasarrufu. Cuma gününden beri takımla çalışmalara alınmıyor. Ancak bundan sonra yine nasıl bir gelişme olur ona hocamız karar verecek. Konudan başkanımızın da haberi var. Ancak ilerleyen günlerde oluşacak gelişmelere göre affedilip yeniden takıma dahil edilebilir' dedi. Fanatik
"Gökhan Töre Türkiye'de İlk 3'e Girer"
Rıdvan Dilmen, Beşiktaş'ın Ankara'da ligin son sırasında yer alan Balıkesirspor ile 2-2 kaldığı karşılaşmanın ardından tespitlerde bulundu.NTV ve NTVSpor'da yayınlanan '%100 Futbol' programının yorumcusu olan Rıdvan Dilmen, Beşiktaş'ın Ankara'da ligin son sırasında yer alan Balıkesirspor ile 2-2 kaldığı karşılaşmanın ardından tespitlerde bulundu. İşte Dilmen'in tespitleri...Beşiktaş kaçtı, Balıkesirspor kovaladı 1-1 oldu. Bir kez daha kaçtı ve Balıkesirspor yine kovaladı. İki kez kaçıp yakalanırsanız 3. golü atmak zor oluyor. Futbolda fiziğin ne kadar önemli olduğunu bu maçın son 15 dakikasında gördü. Beşiktaş'ın kadrosu hemen hemen muhtemel kadrosuydu. Liverpool'un Manchester City'yi yendiği kadroda en az 4,5 oyuncu değişmiştir.Aslında en rahat takımla oynadı Beşiktaş ama Balıkesirspor çok rahat oynadı bugün. Hatta son 15 dakikalık bölümde galibiyeti kaçıran taraf Balıkesirspor'du. Slaven Bilic, Tolgay'ı alıp orta sahayı tutayım dedi ama olmadı. 3. golü atamayınca da rakibiniz daha ümitli oynuyor. Bundan sonra 3 büyük takımın da puan kayıpları olacaktır. Artık aynı ortalamada puanları kazanamayacaklar.Beşiktaş, ilk defa hafta içini boş Beşiktaş - Sivasspor maçının Pazar günü oynanması gerekir. Sivas'ın da bu konuda anlayışlı olacağını düşünüyorum. Bu maçların tarihleri daha önceden belli değil mi? Olası tur atlanması durumunda maç tarihleri de belli. Kulüplerin bu konuda çalışan profesyonelleri yok mu?Balıkesirspor'un bugün puan alması normaldir. Lig artık normale döndü bence. Fenerbahçe'nin Akhisar'a kaybetmesi sürpriz, Konya beraberliği normaldir. Galatasaray kazanırsa büyük avantaj yakalar. Bundan sonra artık atılacak olan her golün büyük önemi var. Erken konuşmayalım ama lig bence ikili averaja doğru gidiyor.Opare iki maçtır çok iyi oynadı ama şu an için müthiş bir oyuncu diyemem, bekleyeceğiz daha. Ne kadar genç oyuncu olursa olsun, son 6 ayda sadece 2 maç oynadı. Birisi Liverpool ve bugün de Balıkesirspor. Beşiktaş takımı bu maçı ciddiye almadı, nasılsa kazanırız dedi. Telafisi zor, önemli bir puan kaybetti. Galatasaray 7 günde 16 puan kazandı.Oyuncular kompakt oynamadığı zaman defoları da ortaya çıkıyor. Pedro Franco, kırmızı kart pozisyonunda Sercan'ı düşürmekle doğru yaptı. Milosevic'in tarak kemiği sakatlığı zor geçen bir sakatlık. Benimki 8 ayda geçti. Bu sezon Milosevic'ten bir şey beklememek lazım. Forvet oyuncuları kolay penaltı yapar. Forvet oyuncusunun dezavantajı da bu.Gökhan Töre en iyi yerlilerden birisiEn iyi yerlilerden birisi. Türkiye'de ilk 3'e koyacağım derecede yetenekli bir oyuncu. Allah göstermesin sakatlanabilir. Rakiplerine çok yakın temasta oynuyor. Hem kuvvetine hem ayağına çok güveniyor. Eksiklerini gidermesi lazım. Topsuz kaleye koşularda yok. Topu hep ayağına istiyor. Hep çizgiye iniyor. Sıfıra girmeyi yavaş yavaş öğrendi. Oyun disiplinine de sadık bir oyuncu. Kendi geleceği için stoper ve bek arasına koşu yapması lazım.Beşiktaş, bu maçın 3. dakikası ile 15. dakikası arası ve maçın son 15 dakikada da pozisyonlar verdi. Eskişehirspor maçında da aynı problemler oldu. Oyuncular ve teknik adam Liverpool maçı ile Eskişehirspor-Balıkesirspor maçların farklı gördüler. Bilic, bugün maçı ciddiye aldı ama Tolgay ile başlaması gerekirdi. Kötü oynamadı ama Veli'yi bugün dinlendirebilirdi.Beşiktaş, Sivas'ta çok rahat bir maç oynamayacak. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor ile deplasmanda oynayacak. Bu deplasmanlara rahat gidebilmeleri için Balıkesirspor maçları gibi maçları kazanması gerekiyor. Mesela; Galatasaray, çok favori olduğu maçları pat, pat, pat, pat gitti. Fenerbahçe ile Beşiktaş puan kaybetti.Çok açık söyleyeyim eğer arada Liverpool maçı olmasaydı Beşiktaş, hem Eskişehirspor maçında rotasyon yapmazdı ve bu iki maçta da çok zor puan kaybederdi. Beşiktaş, özellikle Beşiktaşlıları ve tabiki hepimizi mutlu etti ama Liverpool, Beşiktaş'a elenirken Beşiktaş'a lig yarışında büyük darbe vurdu.Milliyet
Reklam
Sinan Gümüş: 'Hayatım Yüzde 100 Futbol'
Galatasaray’ın genç futbolcusu Sinan Gümüş, Fenerbahçe ile oynadıkları derbi atmosferinin muhteşem olduğunu söyledi.Tam Saha Dergisi’ne açıklamalarda bulunan genç oyuncu, kendisine sorulan sorulara şu cevapları verdi:-Almanya’dan gelip Galatasaray’ın A2 takımında oynadığı maç sayısından fazla gol atan, A takımla çıktığı ilk maçında ağları sarsan ve geleceğine umutla bakılan Sinan Gümüş’ü daha yakından tanımak istiyoruz.1994 yılında Almanya’nın Pfullendorf kentinde dünyayla geldim. Babam da annem de Rize kökenli. Önce Kocaeli’ye yerleşmişler, oradan da Almanya’ya gitmişler. Dört kardeşiz. İki ablam, bir abim var. Babam 30 yıldır işçi olarak çalışıyor. Annem ise adeta hayatını çocuklarına adamış bir kadın. Bildim bileli dört çocuğunun peşinden koşuyor.-Ailende senin dışında futbol oynayan birileri var mı?Futbola abimle birlikte başladım. Aynı takımda oynadık. Yaşadığımız şehre beş dakika mesafede küçük bir kulüp olan Aach-Linz’de iki yıl birlikte eğitim aldık. O dönemde ben henüz 4-5 yaşlarındaydım. Yaşımız küçük olduğu için mevkiler çok önemi değildi ama yine de ben santrfor, abim de benim arkamda oynuyordu. Onun verdiği paslarla çok sayıda gol atmıştım. Hatta o dönemde bir sezonda 90 gol attığım için bana bir de kupa vermişlerdi.-Oldukça süratli bir oyuncusun. Küçükken atletizm yapmış mıydın?Hayır, futbolun dışında sadece hentbol oynadım. 10 yaşına kadar futbolla hentbolu birlikte götürüyordum. O dönemde Cumartesi günleri hentbol, Pazar günleri ise futbol oynuyordum. Ama daha sonra günler çakışmaya başlayınca birinden birini tercih etmek durumuyla karşı karşıya kaldım ve futbolu tercih ettim.-Futbolu tercih etmenin nedeni bu branşın daha popüler olması mıydı?Futbol oynamak bana daha zevkli geliyordu. Arkadaşlarımın çoğu da futbol oynuyordu ve onlardan ayrılmayı da istemedim. Zaten futbolu o kadar çok seviyordum ki, evde de sürekli top oynuyordum. Abimle birlikte neredeyse evdeki bütün eşyaları kırmıştık.-Acaba baban evdeki eşyaları kurtarmak için mi sizi futbola gönderdi?(Gülüyor) Hayır, hayır… O dönemde bizi spor yapmamız ve sokaktaki tehlikelerden uzak kalmamız için spora yönlendirmişlerdi. Zaten annem, babam ve ablalarım her zaman arkamda oldu ve beni destekledi. Bugünlere gelmemde onların büyük payı olduğunu söylemem gerek.-Futbolla okulu nereye kadar sürdürdün?Aach-Linz’deki iki yıllık eğitimimin ardından yaşadığımız şehrin takımı Pfullendorf’a gelmiştim ve orta dereceli liseyi de orada bitirdim. Daha sonra Stuttgart’a transfer oldum. Kulübün anlaşmalı olduğu okula devam ettim. Ancak daha sonra Stuttgart’ın ikinci takımına yükselince bir tercih yapmak zorunda kaldım; okulu bırakıp futbolu tercih ettim. Zaten bu kararı da kulüple birlikte verdik. Bana yeteneğim olduğunu, 3. Lig’de oynayacağımı ve kendimi gösterebileceğimi söylediler. Ben de futbolda önümün açık olduğunu görünce sadece futbola konsantre olabilmek için böyle bir karar verdim. Çünkü bir yola çıktığınız zaman yüzde 100’ünüzü o yola vermeniz gerekir. Ben de yüzde 100 futbola konsantre olmak için bu kararı aldım.-Stuttgart’a transferinden söz açılmışken, bize bu transferin nasıl gerçekleştiğini anlatır mısın?Pfullendorf’ta oynarken Stuttgart’ın U17 takımıyla bir lig maçı yapmıştık. O maçta iyi oynamış ve bir de gol atmıştım. Maçın ardından Stuttgart’ın hocası yanıma gelerek “Seni idmanlarımıza çağırmak ve orada görmek istiyoruz” demişti. Zaten iki-üç hafta sonra sezon bitiyordu. Stuttgart’ın idmanlarına çıktım ve bir-iki antrenmandan sonra bana transfer teklifinde bulundular. Ben de Stuttgart’ın Almanya’daki en iyi altyapılardan birine sahip olduğunu göz önünde bulundurarak bu teklifi seve seve kabul ettim.-Ailenden ayrılıp başka bir şehirde yaşamak senin için zor olmadı mı? Böyle bir zorluğu göze alırken aklından neler geçiyordu? Tamamen futbola mı kilitlenmiştin?Stuttgart’a ilk gittiğimde kulüp benim tesislerde kalmamı istedi. O yaşta bir çocuğa kulübün ev vermesi söz konusu değildi. Ancak ben de tesislerde kalmak istememiştim. Bunun üzerine şehirdeki bir ailenin yanında kalmam konusunda anlaştık. 6 ay boyunca bir İtalyan ailenin yanında kaldım. 18 yaşına girince eve çıkmak istediğimi söyledim, kabul ettiler. Kalan 1.5 yılımı kendi evimde geçirdim. Elbette benim için kolay bir süreç değildi. Teklif geldiğinde ailemle oturup konuşmuştum zaten. Dediğim gibi bu yola yüzde yüz baş koymuştum. Sonradan pişmanlıklar yaşamak, “Keşke şunu şöyle yapsaydım” demek istemiyordum. Stuttgart’a ilk gittiğimde yeni bir şehirle karşılaştığım için çevremi tanımak için gezdim, dolaştım. Ama akşamları değil. Futboldan arta kalan vakitlerimde şehirle ilgili merakımı giderdim. Zaman zaman ailemi özlesem de izin günlerimde yanlarına gittim, bazen onlar benim yanıma geldi. Trenle iki saatlik bir mesafede bulundukları için bu gidiş-gelişler zor olmadı.-Ailen maçlarına geliyor muydu?Ailemin bana verdiği destek inanılmazdı. Ben ve abimin dışında iki ablam da spor yapıyordu ve annem hepimize yetişiyordu. Evlâtları için müthiş bir fedakârlıktı onunkisi. Stuttgart’a gittiğimde de ailem maçlarımda hep yanımda olmayı sürdürdü ve ben onların varlığıyla hep güven duydum. Stuttgart’ta başlangıçta şehri tanıma amaçlı gezilerimin dışında hayatım okul, antrenman ve maçlar arasında geçti. Bunu zaten biliyordum. Arkadaşlarımla gezip dolaşamayacağımı, geceleri dışarı çıkamayacağımı hep hesap etmiştim. Beş yıl sonra geriye dönüp “Keşke şöyle yapmasaydım” demek istemiyordum ve bu nedenle kendimi sadece futbola verdim. Tam anlamıyla futbola konsantre olmuştum. Galatasaray’da da aynı durum devam ediyor. Burada da sadece “futbol, futbol, futbol” diyorum ve hep daha fazlasını istiyorum. İstanbul’un çok güzel bir şehir olduğunu biliyorum ama sadece futbola odaklandığım için henüz şehri tanımaya bile zaman ayıramadım. Bir işi yapacaksanız doğru yapmalısınız.-İtalyan ailenin yanında kaldığında onların dilini öğrenebildin mi?Hayır. Çünkü onlar da evde Almanca konuşuyordu. Ancak Almancanın dışında o kadar olmasa da İngilizce konuşabiliyorum. Yabancı oyuncularla ya da yabancı bir hocayla konuşup anlaşabilecek kadar İngilizcem var.-Almanya’dayken ciddi bir sakatlık yaşadığını biliyoruz. Kendini bu kadar futbola odaklamış bir insan olarak o sakatlığı yaşadığında “Acaba futbola dönemezsem?” gibi bir endişe yaşadın mı?Dediğiniz gibi üç ay boyunca idmanlardan uzak kaldığım bir sakatlık geçirdim. Stuttgart’a yeni transfer olmuştum. U19 takımındaki son senem olacaktı ve takımın başında Tayfun Hoca vardı. Onunla birlikte her şey çok güzel gidiyordu. Tayfun Hoca takımdan ayrıldıktan sonra bu sakatlığı yaşadım. Hem sevdiğim bir hocanın ayrılması hem de yaşadığım bu sakatlık nedeniyle gerçekten de çok zor günler geçirdim. Ama kendi kendime, “Sinan neyin varsa futbola vermelisin ve geri dönmelisin” dedim. Çünkü orada başarabilirsem daha iyi yerlere gelebileceğimi biliyordum. Başaramazsam neler olabileceğinin de farkındaydım. Bu motivasyonla sakatlığı atlatıp kendimi çabuk toparlamayı başardım.-Daha iyi yerler derken Stuttgart’ın A takımını mı kastediyorsun?Elbette Stuttgart’ın A takımında oynamayı hayal ediyordum. Başlangıçta Türkiye’de oynamak gibi bir niyetim yoktu. Ama Stuttgart’ın 3. Lig takımında oynamaya başladığımda Türkiye’deki büyük takımlara da gidebileceğimi düşünmüştüm. Zaten orada gösterdiğim performansla Galatasaray’dan teklif aldım.-Neden Bundesliga’da ilerlemek yerine Galatasaray’ın teklifini kabul ettin? Kendine orada bir gelecek mi görmedin, yoksa Galatasaray’dan gelen teklif mi çok cazipti?Geçen sezon Stuttgart’la sözleşmem bitiyordu. Bana sözleşme uzatma teklifini yaptılar ancak bu teklif A takım kadrosunda yer alıp idmanlara çıkmak, maçları ise ikinci takımla oynamak şeklindeydi. Bir sezon sonra ise A takımda yer alabileceğimi söylemişlerdi. Bu şartlarda Galatasaray’ın teklifini daha cazip buldum. Çünkü “Burada kendini gösterirsen ilk sezonunda A takımda oynayabilirsin” demişlerdi. Ailemle konuşup bu teklifi değerlendirmeye karar verdim.-Bu arada Türkiye’den başka teklifler de aldın mı? Bazı mecralarda Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın da bir önceki sezon sana talip olduğu hakkında bilgiler var…Açıkçası benim bundan haberim yok.-Tayfun Korkut’un senin üzerindeki emeğinden söz edersek, Almanya’da bir Türk teknik adamla çalışmak senin için avantaj olmalı…Stuttgart’taki ilk senemdi ve siz de bilirsiniz ki o yaştaki genç bir oyuncu için başka bir şehirde yeni bir kulübe alışmak hiç de kolay değildir. Üstelik küçük bir kulüpten büyük bir kulübe gelmiştim ve idman dozajı çok daha üst düzeydeydi. Tayfun Hoca bu süreçte elini üzerimden hiç çekmedi. Benimle her gün konuşur, “Nasılsın, iyi misin, yorgun musun?” diye sorar, yorgun olduğumda dinlenmeme izin verirdi. Çünkü küçük bir kulüpten geldiğimi ve Stuttgart’ın ağır idman temposunda başlangıçta zorlandığımı biliyordu. Bana her zaman “Arkanda duruyorum, sen yeter ki performansını yükseltmeye çalış” derdi. Stuttgart’taki başlangıç dönemimde Tayfun Hocanın varlığı ve bana verdiği destek büyük bir nimet gibiydi.-Birçok Türk oyuncu, Almanlarla girdikleri rekabette eşit olsalar bile tercih edilmediklerini söylüyor. Sen Almanya’da Türk oyuncu olmanın zorluğunu yaşadın mı?Ben böyle bir sıkıntı yaşamadım. Kendi kendime “Performansın iyiyse hoca mutlaka seni oynatır. Gollerini atmaya devam edersen takımdaki yerini korursun” dedim ve gerçekten de böyle oldu. Bu konuda fazla yorum yapmak istemiyorum ama bir oyuncu rekabette geriye düştüğünde, bahsettiğiniz argümanı kullanabiliyor. Benim açımdan bakıldığında iyi olduğum zaman mutlaka tercih edildiğimi gördüm.-Biraz önce bahsettiğin küçük takımdan büyük takıma gelmenin zorlukları üzerinde biraz duralım. Stuttgart’taki antrenmanlar gerçekte de o kadar farklı mıydı?Stuttgart’a geldiğimde küçük yaş gruplarının idmanlarını izledim ve şaşırdım, çünkü ben hayatımda hiç böyle bir antrenman yapmamıştım. Çok genç yaşta yoğun idmanlara başlıyorlar. Haftada iki gün antrenman yapıyorlardı ama topla çalışmalar, teknik çalışmaları, sprintler, koşular her şey vardı antrenman programlarında. 15 yaşından itibaren de fitness çalışmaya başlıyorlar. Hatta fitnesse ilk girdiğimde yanımda küçük bir çocuğun olduğunu gördüm ve “Bravo, çalışmaya devam et” diyerek onu teşvik ettim.-Bugün oldukça fit görünüyorsun. Stuttgart’a ilk gittiğinde nasıl bir durumdaydın?Stuttgart’a ilk gittiğimde çelimsiz bile sayılabilirdim. Ama orada yaptığım antrenmanlar sayesinde bugünkü durumuma geldim. Özellikle de üç aylık sakatlık döneminde yaptığım çalışmalar çok işime yaradı. Dediğim gibi tamamen futbola odaklanmış bir oyuncu olarak çalışmayı da seviyorum. Bugün de sürdürdüğüm bir alışkanlığım var. Kendimi ne zaman iyi hissetsem, ya antrenmandan önce ya antrenmandan sonra ekstra çalışmalar yapıyorum. Her gün küçük küçük bir şeyler yapsanız bu size yeter. İnsanlar benim her gün saatlerce fitness yaptığımı zannedebilir ama öyle değil. Bir gün göğüs, bir gün bacak, bir gün karın çalışıyorum ve yaptığım bu parça parça parça çalışmalar da beni sürekli geliştiriyor.-Transfer olurken sana Galatasaray’ın nasıl bir kulüp olduğunu, tarihini, camiayı anlattılar mı? Florya’ya ilk geldiğinde dikkatini en fazla çeken şey ne oldu?Galatasaray’ın nasıl bir kulüp olduğunu, büyüklüğünü zaten biliyordum. Florya’ya ilk geldiğimde ise tesislerin büyüklüğü ve kalitesi beni çok etkiledi. Evet, Almanya’da da kulüplerin tesisleri var ama bu kadar güzel bir tesisi ilk defa Florya’da gördüm. Menajerimiz Cenk Ergün bana tesisleri gezdirdi ve kulüp hakkında da bilgiler verdi. Zaten tesisleri gezerken de Galatasaray’ın ne kadar büyük bir camia olduğunu fark ediyorsunuz.-Galatasaray tarihindeki hangi oyuncu gibi anılmak isterin?Metin Oktay var, Hakan Şükür var. İkisi gibi de anılmak ve Galatasaray tarihine bu iki büyük golcü gibi geçmek isterim. Bir de benim evimde Mario Jardel ve Gheorghe Hagi’nin formaları var. Hatta ablam geçen gün Hagi formasının fotoğrafını çekip bana göndermiş.-Futbola başladığın dönemde idollerin var mıydı?Liverpool’un kaptanı Stevan Gerrard benim ilk idolümdü. Uzun yıllar bir büyük kulübün formasını giymesi ve performansını koruyabilmesi benim açımdan çok etkileyiciydi. Daha sonra ise kendi oynadığım pozisyona göre Arjen Robben’e hayranlık duymaya başladım. Robben gerçekten de çok büyük bir forvet oyuncusu. Adeta bir fırtına diyebiliriz.-Seni iki kanatta, forvet arkasında ya da santrfor olarak izleyebiliyoruz. Sen futbol karakterini en iyi hangi mevkide ifade ettiğini düşünüyorsun?En sevdiğim pozisyon kanatlar. Hızımı kullanmayı ve birebirleri çok seviyorum. Ama değiniz gibi hücum hattının her bölgesinde oynayabiliyorum. Solak olduğum için sağ kanatta oynamak beni gole daha çok yaklaştırıyor. İçeri girip şut da atabiliyorum. Solak olmama rağmen sağ ayağımı da iyi kullanabiliyorum ve bunun da bir forvet için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Sağ ayağımı geliştirebilmek için çok çalıştım. Stuttgart’taki hocalarım bu konunun üzerinde özellikle durmuş ve sağ ayağımı geliştirmemi sağlamıştı.-Galatasaray’a gelirken beklentilerin nelerdi? İlk sezonunda hemen oynamayı umuyor muydun?Zor olacağın biliyordum çünkü büyük bir takıma gelmiştim ve kanatlarda da büyük bir rekabet vardı. Ama çok çalışırsam bir gün bana da şans geleceğini ve o güne hazır olmam gerektiğini de biliyordum. Nitekim A2 maçlarında iyi performans göstererek bu şansı yakaladım ve Allah’a şükürler olsun ki bana şans verenleri de utandırmadım.-Prandelli döneminde hiç oynama şansı bulamamışken Hamza Hamzaoğlu’nun göreve gelmesinin ardından A takımla maçlara çıkmaya başladın. Bize iki hocayla ilişkilerinden söz eder misin?Prandelli aslında benimle ilgileniyordu. Yaptığımız konuşmalarda, “Çalışmalarından memnunum ve sana bir gün şans vereceğim” diyordu. Genç bir oyuncu için bu bile önemli bir motivasyon kaynağıdır. Onun bu sözleri sayesinde her geçen gün artan bir performansla çalışmayı sürdürdüm. Bu sayede de Hamza Hamzaoğlu Hocamız geldiğinde beni hazır buldu ve oynattı.-Galatasaray formasıyla ilk çıktığın maçta gol atmayı başardın. Bize o maçta ve öncesinde neler yaşadığını anlatır mısın?Balçova Yaşamspor’la oynayacağımız Ziraat Türkiye Kupası maçı öncesinde yaptığımız idmanın ardından asılan kadroda ismimi gördüm ve çok sevindim. Benim için bir hayal gibiydi. Oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum ama kadroda yer almak bile beni müthiş heyecanlandırmıştı. Koray’la da konuşmuştuk ve “Eğer oynarsam inşallah gol atıp kendimi gösterebilirim” demiştim. Çünkü A2 maçlarında attığım goller nedeniyle herkes benden bahsediyordu ve benim de A takımla sahaya çıktığımda onlara Sinan’ın nasıl bir oyuncu olduğunu ifade edebilmem gerekiyordu. İkinci yarının başlarında Bruma’nın yerine oyuna girdim ve 10 dakika sonra da golümü attım. Öyle büyük bir sevinç yaşadım ki gözümden yaşlar aktı. O mutlulukla Koray Günter’e koştum ve “Sana gol atacağımı söylemiştim” dedim.-Gözünden yaşların geldiği anlar unutulmazdı gerçekten de… Attığın golü seni sevinçten ağlatacak kadar önemli kılan şey neydi?Almanya’daki bütün arkadaşlarımın o maçta beni izlediğini biliyordum. Maçtan önce hepsi de “Seni takip edeceğiz, iyi oyna” diye mesaj atmıştı bana. Keza ailem de maçı izliyordu. Golü atınca aklıma onlar geldi ve sevinç gözyaşlarımı tutamadım.-O maçın ardından futbolculuk hayatında neler değişti? Senin için bir dönüm noktasıydı diyebilir miyiz?Dönüm noktasıydı denilebilir, çünkü kamuoyunun büyük kısmı beni o maçla ve attığım o golle tanıdı. Ama benim açımdan değişen bir şey olmadı. Ben yine aynı Sinan’ım. O maçın ve golün getirdiği bir avantaj tabiî ki var. İdmanlarda olsun, maçlarda olsun abilerimden benimle ilgili olumlu geri dönüşler almak istiyorum. Onlar da bana “Sinan iyi yoldasın, sana inanıyoruz. Yeteneğin var. Bu yeteneğini sergileyebilirsen müthiş bir futbolcu olursun” diyor. Bu sözler de özgüvenimi ve çalışma azmimi artırıyor.-Takımda seninle en çok ilgilenen usta oyuncular hangileri?Hamit abinin desteğini hep yanımda hissettim. Bana her zaman, “Sen iyi bir oyuncusun, zamanın gelecek, pes etme” diyerek destek verdi, yanımda durdu. Ama sadece Hamit abi de değil. Takımdaki bütün abilerin desteğini arkamda hissettim, hepsi benimle ilgilendi, moral verdi. Hatta Sneijder bile “Yeteneğin inanılmaz. Onu doğru yerlerde kullanırsan çok iyi bir futbolcu olacaksın” dedi. Bunları Sneijder gibi çok özel bir oyuncudan duymak insana gerçekten de büyük bir güç veriyor. Bugüne kadar abilerimden hep güzel ve olumlu geri dönüşler aldım. Takım içinde çok sevildiğimi hissediyorum.-Bunu neye bağlıyorsun peki, iyi bir oyuncu olmana mı?Hayır, hayır. Kendi kendime hep “Hiçbir zaman insanlığımı kaybetmeyeyim” diyorum. Herkese aynı şekilde davranmaya çalışıyorum. Kimsenin kötülüğünü istemiyorum. Kimseyle bir kavgam, sürtüşmem yok. Sanırım bu yüzden herkesle diyaloğum çok güzel.-Ben bir forvet oyuncusu olsam Sneijder’le oynamak isterim. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?Sneijder kariyeri ve yetenekleri belli bir oyuncu. Oyunu okuması da inanılmaz. Elbette böyle bir oyuncuyla birlikte oynamak büyük bir avantaj. Bazen sizin bile düşünemeyeceğiz pasları atıyor. Hele Fenerbahçe derbisinde attığı o goller var ki, unutmak mümkün değil. Hiç kimsenin beklemediği anda ve hiç kimsenin beklemediği yerlerden öyle şutlar atıyor ki, bunu yapabilmek için ancak Sneijder olmak gerekiyor.-Galatasaray’ın tarihinde unutulmaz oyuncular var. Galatasaray’a aslan lâkabını veren Nihat Bekdik, sonrasında Gündüz Kılıç, Metin Oktay, Cüneyt Tanman, Bülent Korkmaz takıma hep 20’li yaşların altında gelip kaptanlığa yükselmiş oyuncular. Senin de gelecekle ilgili böyle bir hayalin var mı?Bugüne kadar böyle bir şeyi düşünmedim. Önüme hep maçtan maça ve yıldan yıla bakıyorum. Şimdilik 40 maçtan 20’sine çıkarsam iyi olur diye düşünüyorum. Önümüzdeki sezon bu maçların sayısını giderek artırmaya çalışacağım. Ama eğer bir gün Galatasaray’a kaptan olabilirsem bu benim için büyük bir gurur vesilesi olur.-Hamza Hamzaoğlu’nu daha önce çalıştığın teknik adamlardan ayıran en önemli özelliği nedir?Hamza Hoca oyuncunun ismine değil idman performansına bakıyor ve iyiysen forma şansını veriyor. Takımda çok büyük oyuncular varken hiç kimsenin tanımadığı bana bu şansı verdi mesela. Oyuncusuyla sürekli diyalog halinde olan ve eksiklerini söyleyerek kendisini geliştirmesini isteyen bir hoca. Mesela bana da kafa toplarında kendimi biraz daha geliştirmem gerektiğini söylüyor ve antrenmanlardan sonra özel çalışmalar yapmamı istiyor. Çok iyi bir ilişkimiz olduğunu söyleyebilirim. Zaten kış transferi döneminde takımdan gitmemi de istemedi. Bana “Bizimle kalacaksın, seni çok daha iyi bir duruma getireceğim” diyerek güvenini ortaya koydu. Ben de Hamza Hocayla çalışmaktan çok memnunum. Hocanız size iyi olduğunuzu söylediği zaman kendinize güveniniz artıyor, çalışma azminiz kuvvetleniyor.-Türkiye’de izlemekten keyif aldığın takımlar, beğendiğin oyuncular var mı?İlk zamanlar Beşiktaş çok iyi futbol oynadı. Onları izlemekten gerçekten de keyif alıyordum. Çok beğendiğim futbolcular ise Wesley Sneijder, Burak Yılmaz ve Beşiktaş’tan DembaBa. Trabzonspor’da Mehmet Ekici de gerçekten çok iyi oynuyor.-Galatasaray-Fenerbahçe maçlarının çok farklı bir havası var. Sana bu havayı ve rekabeti anlattılar mı?Bu atmosferi statta bizzat yaşadığım için ne kadar inanılmaz olduğunu biliyorum. Kelimelerle anlatmak kolay değil. Almanya’da Stuttgart’la Bayern Münih arasında oynanan maçlar da derbi sayılır. Karlsruhe maçları da öyledir. Ama o maçların atmosferiyle Galatasaray-Fenerbahçe maçının atmosferi kıyas bile kabul etmez. Ben Fenerbahçe maçındaki atmosfere inanamadım. Kendi kendime “Acaba neredeyim?” diye sordum. Hele Sneijder’in attığı iki golle oluşan havayı anlatabilmek mümkün değil.-Millî Taktım tercihine gelirsek, Almanya’nın U20 takımında oynadın. Bu tercihin sebebi neydi? O dönemde Türkiye’den bir teklif almamış mıydın?Evet, Almanya’dan teklif almıştım ve bu nedenle Almanya adına oynadım. Ama hâlâ bir tercih yapma hakkım var. Almanya’da doğup büyümüş olsam da ben bir Türküm. Türkiye’den bir teklif aldığımda tabiî ki Türkiye’yi seçerim.-Türkiye’nin maçlarını izlerken, “Ben de burada olabilirim” diye bir hayalin var mı?Tabiî ki böyle bir hayalim var. Ama öncelikle bu büyük kulüpte başarılı olmam gerektiğini biliyorum. Öncelikli hedefim de bu. Zaten Galatasaray’da başarılı olursam Millî Takımda otomatik olarak gelir.-Bu sezon kaç maça çıkarsan kendini hedefine ulaşmış sayacaksın?Elbette her maçta oynamak isterim. Ama benim için önemli olan takımımızın dördüncü yıldızı takması. Bu hedefe yürürken ne kadar katkı sağlayabilirsem kendimi o kadar başarılı addederim. Takımda dördüncü yıldızı takmak için inanılmaz bir istek var. Her idmana çıkarken aynı şeyi konuşuyoruz. Her maça şampiyonluk ışığını önümüzde görerek çıkıyoruz. Takımımızda Sneijder dâhil “Ben bu takımın en iyisiyim” deyip boş verecek oyuncu yok. Herkes birbirine yardım ederek, birbirine destek vererek takım için elinden geleni yapmaya çalışıyor.-A2 Ligi’nde inanılmaz bir gol yüzdesiyle oynuyorsun. Oynadığın maçtan daha fazla gol attın. O ligin sana hafif geldiğini mi düşünüyorsun?Böyle söylemek yanlış olur. Biz o lige göre çok iyi bir takımız ve bu nedenle ben de daha zayıf rakiplere karşı çok sayıda gol atabiliyorum. A takımda oynayıp sonra A2’ye gitmek benim için bir problem oluşturmuyor. Zaten hocama da “Eğer A takım kadrosunda olmayacaksam A2’de oynamayı istiyorum” diyorum. Benim için önemli olan maç tecrübemi artırmak. A2 Ligi’ni de bu açıdan önemli bir fırsat olarak görüyorum ve seve seve oynuyorum.-Türkiye ile Almanya’yı kıyaslarsan burada ne eksik, ne fazla…Almanya daha disiplinli bir ülke. Söylenen her şey zamanında yapılır. Burada ise işler biraz zamana yayılıyor. Burada Almanya’ya göre fazla olan şey ise arabaların sayısı. İşin yakası bir yana Türkiye’nin fazlası insanlarının sıcakkanlılığı. Burada Almanya’da bulamayacağınız yakınlığı ve yardımseverliği kolayca görebilirsiniz.Cihan
Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu Takıma Cezayı Kesti!
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, başarı gelmeyince kesenin ağzını kapattı. Hacıosmanoğlu, “Sezon bitene kadar prim yok” diyerek takıma gözdağı verdiBelki de tarihinin en hareketli transfer dönemini geride bırakan, gerek sezon başında gerekse devre arasında birçok oyuncuyu kadrosuna katan Trabzon beklenen başarıya bir türlü ulaşamadı. Transfere milyonlarca Euro harcayan ve büyük özveri göstererek takımın tüm ihtiyacına koşan başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, Karabük maçı öncesi önemli bir karar aldı. 3 kulvarda da elde edilen sonuçlardan rahatsız olan başkan Hacıosmanoğlu, galibiyet primlerinin kaldırıldığını açıkladı.Yönetim kurulu ile bu konuyu değerlendiren ve böyle bir karar alan Trabzonspor Başkanı, bu haftadan itibaren futbolculara prim ödenmeyeceğini ifade etti. Son dönemdeki futboldan oldukça rahatsız olduğu öğrenilen Hacısomanoğlu, “Sezon bitene kadar prim diye bir şey yok. Şampiyonlar Ligi’ne gidersek bir şeyler düşünürüz. Ama kaybedilen her puan için bundan sonra para cezası gelecek. Ona göre herkes kendine çeki düzen versin” uyarısında bulundu.HTSPOR
Beşiktaş'ta Muhteşem Liverpool Geliri: Dakikada 48 bin TL
Atatürk Olimpiyat Stadı'nda 310 milyon Euro'luk Liverpool'u devirerek UEFA Avrupa Ligi'nde bir üst tura çıkan Beşiktaş, kasayı doldurdu.UEFA Avrupa Ligi’nin en değerli takımı olan Liverpool’u Atatürk Olimpiyat Stadı’nda 6-4 yenen Beşiktaş, hem tur atladı hem de kasasını doldurdu. 68 bin adet biletin satıldığı ve 4.8 milyon TL hasılat elde eden Beşiktaş, UEFA’dan da tur pirimi olarak 983 bin TL (350 bin Euro) ödülü kaptı. 120 dakika sonunda penaltı atışlarıyla rakibini geçen Beşiktaş, dakikada 48 bin TL kazanmış oldu.TOPLAM 16.5 MİLYON TLAvrupa Ligi’nde son 16 takım arasına kalan siyah-beyazlıların bu sezon UEFA’dan elde ettiği gelir ise toplamda 16.5 milyon TL (5.9 milyon Euro) oldu. Siyah-beyazlılar, gruplara katılım payı, performans primi ve tur primi ile kasasını doldurdu. UEFA’nın havuz parasını da Trabzonspor ile paylaşan Beşiktaş, çeyrek finale kalması durumunda 1.2 milyon TL (450 bin Euro) daha kazanacak. 310 milyon Euro ile Avrupa Ligi’nin en değerli takımı Liverpool’u eleyen Beşiktaş 114 milyon Euro’luk değere sahip.Opare, Cenk Gönen, Pedro Franco, Veli Kavlak - Beşiktaş - ReutersHisseler yüzde 2.9 yükseldiBorsa İstanbul’da işleme gören Beşiktaş Futbol Yatırımları AŞ hisseleri, güne yüzde 9.5 yükselişle başladı. Gün içerisinde Borsa İstanbul hisselerinin aşağı yönlü hareket etmesi nedeniyle Beşiktaş hisseleri de günü yüzde 2.89 yükselişle 2.49 TL’den kapattı.4.8 milyon TLBeşiktaş’ın Liverpool maçı tribün geliri68 binAtatürk Olimpiyat Stadı’ndaki seyirci sayısı350 bin EuroBeşiktaş’ın UEFA’dan alacağı tur primi5.9 milyon EuroBeşiktaş’ın bu sezon UEFA’dan kazandığı toplam paraHürriyet
Reklam
Yılmaz Vural Karabükspor’u Ligde Tutarsa, Heykeli Dikilecek
Kardemir Karabükspor’un yeni teknik direktörü Yılmaz Vural, takımını ligde tutabilirse şehre heykeli dikilecek.Taraftarlarla birlikte Trabzonspor maçı öncesi takıma moral vermek için antrenmana giden Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, “Bu zor günleri geride bırakacağımıza inanıyoruz. Karabükspor ligde kaldıktan sonra biz de Karabük’te hocamızın heykekelini en güzel yere dikeceğiz. Bunun sözünü şehir olarak veriyoruz.” şeklinde konuştu.Spor Toto Süper Lig’de Kardemir Karabükspor 17 puanla 17’nci sırada bulunuyor. Kaynak: Sabah ve ZETE
Trabzonspor'dan Mali Kriter Açıklaması
Trabzonspor Kulübü, resmi internet sitesinden yaptığı açıklama ile UEFA’nın mali kriterlerinin yerine getirildiğini açıkladı.Bordo mavili kulüpten konuyla ilgili şu açıklama yapıldı;Mayıs /2014 Döneminde UEFA Mali Fair Play Komitesi ile Kulübümüz arasında akdedilen sözleşmeyle UEFA’ya karşı tüm taahhütlerimizi yerine getirdiğimiz, bu sebeple sözleşmenin tamamlandığı bilgisi, UEFA tarafından bugün yazılı olarak tarafımıza bildirilmiştir.Böylelikle kulübümüz, gerek geçtiğimiz sezon ve gerekse de içinde bulunduğumuz dönem itibari ile UEFA Mali Fair Play koşullarını yerine getirmiştir.Kamuoyunun bilgisine duyurulur.AMK
Reklam
Beşiktaş, UEFA'da 7 Basamak Birden Yükseldi
Güncellenen Avrupa'nın en iyi kulüpleri sıralamasında Beşiktaş, Liverpool zaferinin ardından 34'üncülüğe yükseldi. Türkiye, 12. sırada kalmayı garantiledi.UEFA Avrupa Ligi’nde Liverpool’u eleyen Beşiktaş, Avrupa’nın en iyi kulüpleri sıralamasında 7 basamak birden yükseldi.UEFA’nın internet sitesinde güncellenen bu sezonun en iyi kulüpleri sıralamasında en büyük çıkışı, Liverpool’u eleyerek UEFA Avrupa Ligi’nde son 16 takım arasında kalan Beşiktaş gösterdi.Listede 5 Türk takımı yer alırken, siyah-beyazlılar Liverpool karşısında aldığı galibiyetle 41’incilikten 34’üncülüğe çıktı. İngiliz temsilcisi ise 24’üncülükten 32’inci sıraya geriledi.İlk iki sırasında Real Madrid ve Barcelona’nın yer aldığı listede, Napoli’ye elenerek Avrupa arenasına veda eden Trabzonspor ise 48. sıradaki yerini korudu.Listede yer alan diğer Türk takımları ise Galatasaray (63), Kardemir Karabükspor (89) ve Bursaspor (129) oldu. Fenerbahçe ise listede yer almadı.TÜRKİYE 12. SIRADA KALMAYI GARANTİLEDİBeşiktaş’ın Avrupa arenasındaki başarılı performansı, ülke puanına da önemli katkı sağladı.Yunanistan’ı Avrupa kupalarında bu sezon temsil eden son takım Olympiakos’un, Ukrayna’nın Dnipro takımına elenmesiyle Türkiye, 32 bin 600 puanla 12. sıradaki yerini korumayı garantiledi.Bu sonuçların ardından, 2016-2017 sezonuna da Süper Lig şampiyonu, UEFA Şampiyonlar Ligi’ne, Türkiye Kupası’nı kazanan takım da UEFA Avrupa Ligi’ne direkt grup aşamasından başlayacak.Açık Mert Korkusuz
"Türk Taraftarına Hayranım"
UEFA Avrupa Ligi 2. tur rövanş maçında Trabzonspor'u kupadan eleyen Napoli'nin yıldızı Gökhan İnler maçtan sonra açıklamalarda bulundu.Aynı zamanda İtalya'nın ünlü yapımcılarından biri olan Napoli Kulübü Başkanı Aurelio De Laurentiis yaptığı açıklamalarda, Mario Mattoli'nin yönettiği 1953 yapımı 'Un Turco Napoletano' yani 'Napolili bir Türk' adlı filmden dolayı Gökhan İnler'i 'Bizim Napolili Türk'ümüz' diye sahipleniyor.İsviçre'de doğan, ancak babası Tekirdağlı, annesi ise Samsunlu olan Gökhan İnler de kendisine böyle hitap edilmesinden çok hoşnut.Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın alt yapısı ile Türkiye Ümit Milli Takımı'nda bir süre, Galatasaray'ın PAF takımında ise bir hafta denendikten sonra, bu topraklarda, bir Türk takımında ve milli takımında çalışmayı çok arzu etse de, yöneticilerden böyle teklif gelmeyince İsviçre'ye yönelen İnler, bunun burukluğunu yaşıyor.Kalbi hala Türkiye için atan 30 yaşındaki deneyimli orta saha oyuncusu, 'eski yaraları deşmek' istemese de 'Sakin ve ketum tutumum buna izin vermiyor. Bunları konuşmanın zamanı da gelecek elbet. Neler yaşadığımı insanlar bilmiyor, ben biliyorum' diyor.İnler, Karadeniz ekibi Trabzonspor'u geçen hafta evinde 4-0 mağlup eden takımıyla önemli rövanş maçı öncesi kulübün Castel Volturno kasabasındaki spor tesislerinde yaptıkları hazırlıklar sırasında konuştu. İnler, ana dili gibi konuşamasa da röportajı Türkçe yapmayı tercih etti.Ailem Türkiye'de oynamamı isterUzun bir aradan sonra ilk defa bir Türk takımıyla karşı karşıya geldiği hatırlatılan İnler, 'Bir Türk takımına karşı oynamak benim için gerçekten çok özel ve duygusaldı. Hem de böylesine önemli bir maçta. Trabzon'da elimizden geleni yapıp, iyi bir performans gösterdik. Bazı akrabalarım ve arkadaşlarımın da maça gelip, beni orada seyretmeleri beni çok mutlu etti. Akrabalarım, ailem beni ileride Türkiye'de oynarken görmek isterler elbette, ama benim hedefim şimdi Napoli 'de ilerlemek' diye konuştu.Türkiye'de ilgi odağı olmam gurur vericiydiİnler, Trabzon'daki maçın ardından İtalyan basınının kendisi için 'Türkiye'de bir efsane gibi karşılandı' ifadelerini kullanmasını ise, 'Bu beni çok gururlandırdı. Ailemin Türk olması beni özel kılıyordu. Türkiye ve İtalyan basınından bunları duymak beni memnun etti. Ben bu yerlere gelmek için çok çalıştım. Türk basını da İtalyan basını da benim bu çabalarımın sonucunda nerelere geldiğimi iyi görüyor. Beni işimle ön plana çıkarmaları da guru verici' sözleriyle değerlendirdi.Türk futbolunun geri planda kalması gerçekten yazıkTürk futbolunu nasıl gördüğü sorusu yöneltilen İnler, 'Türk takımlarını ara sıra takip ediyorum ve gayet iyi olduklarını görüyorum. Yabancı oyuncuların Türkiye'de kısıtlı olması iyi bir şey değil. Ancak Türkiye'nin de kendine göre kuralları var. Türkiye ligi iyi, ama Avrupa'da çok görünen bir lig olmaması onu geri planda bırakıyor ne yazık ki. İnşallah Avrupa'nın her ülkesinde Türkiye ligi maçları gösterilir' dedi.'Trabzon'da iyi Türk oyuncuları gördüm; Mehmet gibi, Özer gibi.. Onlar iyi futbolcular gerçekten' diyen İnler, Türkiye liginde diğer takımlarda da hatırı sayılır oranda değerli oyuncular olduğunun altını çizdi.Rafael Benitez ve Gökhan İnler - EurosportBenitez'le çalışmak müthiş bir deneyimİspanyol teknik adam Rafael Benitez'le çalışmanın müthiş bir deneyim olduğunu da dile getiren İnler, 'Napoli'de 4'üncü senem. Burada olmak güzel, ancak hala Maradona'yı unutmayan Napolililer de adeta sadece futbol için yaşıyor. Bu nedenle, yoğun ilgiden dolayı dışarıya fazla çıkamıyorum. Yani özel hayatımız biraz zor. Şehir harika. Benitez muhteşem bir teknik direktör. O, genç ve olumlu bir takım aldı. Kariyerini sürdürmek için doğru bir takımda' diye sözlerini sürdürdü.Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'la yaşadığı 'tatsız' deneyimden bahsetmek istemeyen İnler, 'Şu an bir şey demek doğru olmayabilir. Bunları konuşmanın zamanı da gelir. Ne yaşandığını pek bilmiyor insanlar. Öteki takımlar beni istemiş olabilir, ama ben Napoli'ye konsantreyim. Bu işlere menajerim bakıyor. O transfer işlerine bakıyor, ben ise saha içindeki işime. Benim takımım öncelikli şu an' dedi.'Türkiye'ye biraz kırgın olabilir misin?' sorusuna İnler, 'Bilemiyorum, belki. Çok çalıştım ve buraya kadar kendim geldim. Halimden memnunum. Ben profesyonelim ve her şeye bu açıdan bakıyorum. O konu benim için özel. Duygusal bakıyorum diyemem bu konuya. Bir de ligin ortasındayız. Şimdi konuşmak doğru değil' diye konuştu.Türk taraftarı Türkiye'nin imajını çok iyi gösteriyor'Türk taraftarı' deyince gözlerinin içi parlayan İnler şöyle konuştu: 'Ben küçüklüğümden beri hayranım Türk taraftarına. Trabzon'da da iyi bir seyirci gördüm. Türkiye'deyken de 3 büyük takımın taraftarını görmüştüm. Gerçekten harikalar. Trabzon'da 3-0'dan sonra bile hala ateşli destekleri sürüyordu takımlarına. Takım arkadaşlarım da Türkiye'deki atmosfere hayran kaldı ve buraya çok memnun döndüler. Türkiye'nin imajını göstermek için bu tür maçlar önemli fırsatlardır ve ateşli Türk taraftarı bunu çok iyi bir şekilde yapıyor.'İnler bu vesileyle, gösterdikleri misafirperverlikten ötürü Türkiye'ye ve taraftarlara da teşekkür etti.İnler, Serie A'nın bir diğer önemli takımı AS Roma'da çok fazla forma şansı bulamayan Salih Uçan'a da şu mesajları verdi: 'İtalya ligi çok zor. Her zaman iyi bir performans sergilemen lazım, her zaman hazır olman lazım. Salih'i Fenerbahçe'de görmüştüm. Çok süper ve yetenekli bir oyuncu. Sabretmesi lazım. Ben de o yaşlarda sıkıntılar yaşadım. İyi çalışmak ve sabırlı olması lazım. Belki de onu arayıp, destek olmalıydım, ama yapmadım şimdiye kadar. Görüşebilirsem ona, sakin olması, iyi çalışması ve moralini bozmaması gerektiğini söyleyeceğim. O zaman kendi şansını yaratmış olur. Bu meslekte kendin çalışıp, kendin başarmalısın. Ben kendimden biliyorum çünkü, yaşadım bunları. Ben futbolla yaşıyorum. İnsanın kariyerini, sabırla çalışmak belirliyor.'Pandev ve Dzemaili zor durumdaGalatasaray'ın Napoli'den transfer ettiği eski takım arkadaşları Pandev ve Dzemaili ile arada bir telefonla görüştüğünü aktaran İnler, 'Onlarla ara sıra konuşuyorum. Onları Türkiye liginde görmek çok güzel, ama ilk 11'de yer alamadıkları için biraz zor durumdalar sanırım. Ancak onlar da en iyisi için çalışmalılar. Öte yandan, İstanbul'daki yaşamlarından çok memnunlar. Orası çalışmak için harika bir yer. Ben gençken orada çalıştığımda da gördüm bunu' dedi.Babamın mezarına gizlice geliyorumTürkiye'ye çok sık gelemediğini belirten genç oyuncu, 'Geldiğim zaman ilk işim babamın Tekirdağ'daki mezarını ziyaret etmek oluyor. Ancak bunu gizlice yapıyorum. Annem İsviçre'de yaşıyor, ama onun ailesi Samsun'da. Sadece İstanbul, Samsun ve Tekirdağ'a gidiyorum. Tatillerimiz çok az ve bu nedenle çok gidemiyorum oraya' dedi.İnler, Türkçeyi çok iyi konuşamadığına dikkat çekilmesi üzerine ise, 'Sadece annemle Türkçe konuşabiliyorum, o da İsviçre'de. Almanca, İngilizce, İtalyanca, Türkçe ve Fransızca biliyorum. Türkçem çok iyi değil, ama unutmamaya da çalışıyorum. İnşallah ileride daha fazla Türkçe konuşma fırsatım olur' karşılığını verdi.Kulüp başkanı De Laurentiis'in kendisini çok sevdiği hatırlatılan İnler, 'Bana Turco Napoletano (Napolili Türk) diyorlar burada. O filmdeki (Un Turco Napoletano) ünlü aktör Toto gibi ben de aslında çok komik bir insanım. Başkanımız ve teknik direktörümüz beni çok seviyor ve saygı duyuyorlar. Ben de performansımla onlara bunun karşılığını veriyorum' dedi.Milliyet
Trabzonsporlu Taraftar Gözaltına Alındı
Maçın ardından çıkan olaylarda, üzerinde bıçak bulunan bir Türk ile statta Trabzonsporlu taraftarların bulunduğu bölüme meşale atan bir İtalyan gözaltına alındı.İtalya’da, Napoli ile Trabzonspor arasındaki UEFA Avrupa Ligi 2. turu rövanş mücadelesi sonrasında çıkan olaylarda biri Türk, diğeri İtalyan iki taraftar gözaltına alındı.İtalyan AGI haber ajansının haberine göre, Napoli-Trabzonspor karşılaşmasının bitiminde, maçı izlemek için Almanya’dan Napoli'ye gelen bir Türk taraftar, üzerinde bıçak bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Türk taraftara ilk olarak stattaki özel güvenliğin müdahale ettiği, ardından emniyet güçlerince gözaltına alındığı ifade edildi. Bu sırada, 7 Türk taraftarın da meşale attıkları gerekçesiyle sorgulandığı kaydedildi. Bordo-mavili taraftarların oturduğu bölüme meşale atan bir Napoli taraftarının da gözaltına alındığı, bir taraftarın ise sorgulandığı bildirildi.Öte yandan, karşılaşmanın bitiminde 100 kadar Napoli taraftarının, San Paolo Stadı’nın misafir takım seyircisinin çıkış noktasına geldiği ve burada Trabzonsporluları koruyan emniyet güçleriyle aralarında arbede çıktığı, durumun daha sonra normale döndüğü belirtildi.Maç öncesi de zaman zaman iki takım taraftarlarının karşı karşıya geldiği kentte, yaralanmayla biten çeşitli olaylar yaşanmıştı.Eurosport
Kara Kartal Tarih Yazdı!
Beşiktaş normal süresini 1-0 önde kapattığı maçta Liverpool'u penaltılarda eledi ve UEFA Avrupa Ligi'nde son 16'ya kaldı.İlk maçta deplasmanda rakibine 1-0 yenilen Beşiktaş, Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki mücadeleye taraftarının da desteğiyle başladı. İlk bölümde oyunu daha çok kendi yarı alanında kabul eden rakibi karşısında özellikle kanatlardan geliştirdiği ataklarla rakip kalede etkili olmaya çalışan siyah-beyazlılar, pozisyon üretmekte zorlandı. Sakatlıktan yeni kurtulan son haftaların formda isimleri Demba Ba ve Gökhan Töre bu yarıda etkisiz bir görüntü sergilerken, siyah-beyazlılar Olcay Şahan'ın şutu dışında pozisyon üretemedi.İkinci yarıda daha istekli bir görüntü çizen Beşiktaş ataklarını sıklaştırdı. Oyunun hakimiyetini elinde tutan temsilcimiz aradığı golü 72. dakikada Tolgay ile buldu. Tolgay'ın harika golü ile 1-0 sona eren normal sürenin ardından uzatma dakikalarına geçildi. Uzatmaların da 1-0 sona ermesinin ardından penaltı atışlarına geçildi. Temsilcimiz Beşiktaş penaltı atışlarında Liverpool'u 5-4 mağlup ederek son 16'ya yükseldi.Eurosport
Reklam