onedio

TOBB Haberleri

TOBB ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. TOBB ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Gençlik Aşısı Kendi Hücrelerinizde
TOBB ETÜ Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Afşin Uysal, küçük bir dokuyla güzelliğe, canlı bir görüntüye kavuşturan 'Fibrocell tedavisi'ni anlattı.Doku mühendisliği sayesinde artık yüzün biyolojik saatine müdahale edilebildiğini belirten TOBB ETÜ Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Afşin Uysal, 'Fibrocell tedavisi ile güvenli, güzel, kalıcı ve şaşırtıcı sonuçlar almak mümkün' dedi.Kan tahlilleri sonrası tedavi sürecinin başladığını ifade eden Doç. Dr. Afşin Uysal, fazlaca ilgi gören uygulamayla ilgili şu bilgileri verdi; 'Tahlillerin ardından steril şartlar sağlanarak, lokal anestezi ile kulak arkasından alınan küçük bir deri parçası, özel nakil şartlarında, laboratuvara gönderilir. Laboratuvarda, kişiden alınan deri parçasındaki bağ dokusu hücreleri yani fibroblastlar 3-4 hafta süren işlemlerle, yaklaşık 60 milyon hücre içeren sıvı bir madde haline getirilir. Elde edilen sıvı, hiçbir ek materyal içermeyen, kişinin kendisine ait dokulardan oluşan, enfeksiyon ya da başka hastalığa yol açmayacak bir canlı dolgu maddesidir. Toksik, karsinojenik, teratojenik, alerjik olmaması nedenleriyle en ideal biyolojik materyaldir.'Fibrocell tedavisini 'gençlik aşısı' olarak niteleyen Doç. Dr. Uysal, 'Fibrocell ile kırışıklar azalır, yara, yanık, çatlak ve akne izleri silinir, cildiniz daha parlak, dolgun ve gergin hale gelir' diye konuştu. Tedavinin yan etkisi bulunmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Uysal, işlemin sonuçlarının 4-5 yıl süre ile kalıcı olduğunu sözlerine ekledi.Uluslararası standartlarda korumaUygulama yapılan kişinin doku örneklerinin güvenlik ve ileride aynı uygulamanın daha kolay yapılabilmesi için özel doku bankasında saklandığını vurgulayan Doç. Dr. Uysal, 'Doku mühendisliği ile gerçekleştirilen hücresel tedavilerde en öncelikli basamak güvenliktir' dedi. Doç. Dr. Uysal, olası güvenlik endişeleri için de şu bilgileri paylaştı; 'TOBB ETÜ Hastanesi'nin çözüm ortağı olan Atigen-cell Hücre ve Gen Merkezi, rejeneratif tıp ve hücresel tedavi alanında uluslararası standartlarda ürün ve hizmet sunmayı amaçlayan, Avrupa İyi Üretim Uygulamaları (GMP) kalite standardına sahip ve Sağlık Bakanlığı tarafından faaliyetleri kapsamında ruhsatlandırılmış ülkemizin ilk biyoteknoloji şirketidir.'
Erdoğan: 'Bana Diktatör Diyen Şu An Tam Karşımda'
Soma faciasıyla ilgili açıklamada bulunan Erdoğan 'Kadere iman edenler de bu toplum içinde kahir ekseriyette. Ama buna inanmayanlar da var' dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) 70. Mali Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Erdoğan, Soma faciasında sorumlu olanların bunun hesabını vereceğini belirtti. 'BİR SEFERDE BU KADAR ÇOK KAYBIN YAŞANMASI...' Konuşmasında 'Tayyip Erdoğan kaza ve kadere iman eder' diyen Erdoğan 'Kadere iman edenler de bu toplum içinde kahir ekseriyette. Ama buna inanmayanlar da var. Bir çok köşe yazarı bununla alay ediyor. Şu gerçeği görmeliyiz. Bir seferde bir çok can kaybının yaşanması medyanın dikkatini çekti' dedi. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları; TOBB'a, gerek sayın başkan ve ekibinin Soma'ya yaptığı ziyaret ve gerekse başlattığınız yardım kampanyasından dolayı şükranlarımı ifade ediyorum. Tüm oda ve borsalarımıza, reel sektörün temsilcilerine, sanayicilere esnafa Soma'ya olan maddi manevi desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. 'MİLLETİMİZ BİR BÜTÜN OLDU' Soma'daki kazanın ardından milletimiz gerçekten örnek bir dayanışma sergiledi. Geçmişte yaşadığımız acı hadiselerde olduğu gibi Soma kazasında da milletimiz bir oldu bütün oldu. Toplumun her kesimi, her kademede her sektörde nefes alıp verdiği her yerde ve ortamda milletimiz vakar içinde birbirine kenetlendi hem acıyı sahiplendi hem de acıyı azaltma gayreti içine girdi. 'BUNU HESABINI VERECEKLER' Acılardan fırsat devşirmeye çalışanlar milletin hissiyatını yaralayanlar da oldu. Ancak milletin feraseti bütün bu olumsuzlukları bastırmaya yetti. Şimdi önümüzde bir kaç önemli husus var. Birincisi bu hadise tüm boyutlarıyla aydınlatılmalı. İdari ve adli soruşturmalar başladı. Hem kazanın sebebi tam olarak aydınlatılacak hem de ihmali olanlar sorumluluğu olanlar bunun hesabını vereceklerdir. 'ÜZERİNİN ÖRTÜLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ' Hükümet olarak bunun bizzat takipçisiyiz. Hiçbir ayrıntı atlanmayacak. Detaylar gözden kaçmayacak kaçırılmayacak, üzerinin örtülmesine asla izin verilmeyecektir. Bir başka konu şehit aileleleri... Ne yaparsak yapalım o canlar geri gelmeyecek. Ancak geride kalanları biz şehit yakınlarımız gibi kutsal emanet olarak değerlendiriyoruz. Şehitlerimizin yakınlarının acılarını hafifletmek adına bu adımları atıyoruz. Bir tek şehit yakınımızın dahi mağdur olmaması için dün bakanlar kurulumuzda meseleyi etraflıca ele aldık. Gereken yasal düzenlemeleri yapacağız. 'TBMM'DE BİR ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURDUK' Bu kazanın ardından en fazla üzerinde durmamız gereken konu iş sağlığı ve güvenliği konusudur. TOBB'un genel kurulunda böyle elim bir kazanın hemen ardından iş sağlığı ve güvenliği konusu temenni ediyorum en önemli gündem maddesi olacaktır. TBMM'de bir araştırma komisyonu kurduk. Hızla büyüyen bir ekonomi var. Üretim, ihracat artıyor. İstihdam edilen nüfus sayısı da artıyor. Ekonomi büyürken üretim yatırım istihdam artarken çalışma hayatı koşullarının buna paralel bir gelişme göstermediğini biliyoruz. Güvenlik ve iş sağlığı, işverene maliyet yüklüyor ve ciddi ihmaller yaşanıyor. İş sağlığı konusunda hükümetlerin yapacakları bellidir. Biz yasaları çıkartırız denetimleri yaparız. Mevzuata aykırı işleyişi tespit ederek mevzuatı uygularız. Bunun ötesi işverenin sorumluluğu altındadır. 'TEDBİR PAHALIDIR, MALİYETLİDİR AMA...' Trafikte her araç belli sürelerde muayeneden geçiyor. Ama bazı vatandaşlarımız araçlarını muayeneye götürmeden önce gidip eşten dostan ilk yardım çantası yangın tüpü alıyor öyle muayeneye giriyor. Trafikte bir sorun yaşandığında o cihazların eksiği can kaybına yol açıyor. Bunu hayatın her alanında her yerde yaşıyoruz. Tedbir pahalıdır, maliyetlidir ama tedbirin eksikliği çok daha maliyetli olabiliyor. Dünyadaki her ülke savunma sanayiine trilyonlarca dolar harcıyor. Savunma sanayi araçlarının çoğu çürüyor atılıyor. Ama her an hazır ve müteyakkız tedbirli donanımlı olmanız gerekiyor. Yani şu anda savaş yok vesaire gibi temennilerle siz hazırlıksız olamazsınız. Tevekkül asla ve asla tedbirsizlik anlamına gelmez. Kaza ve kadere iman asla herşeyi akışına bırakmak tedbiri elden bırakmak anlamına gelmez. 'KAZA VE KADERE İNANMAYANLAR DA VAR' Tayyip Erdoğan kaza ve kadere iman eder. Kadere iman edenler de bu toplum içinde kahir ekseriyette. Ama buna inanmayanlar da var. Bir çok köşe yazarı bununla alay ediyor. Şu gerçeği görmeliyiz. Bir seferde bir çok can kaybının yaşanması medyanın dikkatini çekti. Hepimizin canını acıttı. Her gün ortalama iki işçimizi iş kazalarında kaybediyoruz. Son 12 yılda ülkemizdeki iş yeri sayısı yüzde 111 arttı. 727 bin iş yeri vardı şu anda 1,5 milyonun üzerinde. Çalışan sayısı da arttı. 2002 yılıdna 5 milyon istihdam vardı, şu anda 12 milyon kişi istihdam ediliyor. İşçi sayısı artarken iş kazası oranı yüzde 55 oranında azaldı. Bu yeterli mi? Elbette değil. Hedef sıfıra doğru bunu yaklaştırmak. Dünyada hiçbir ülke bunu başaramıyor. Buna rağmen bizim hedefimiz bunu başarma istikametinde olmalıdır. 'SENDİKALARIMIZIN ÇOK HASSAS OLMASI ŞART' İnsan hayatını tedbiri öne çıkaran gayet modern bir yasayı ülkemize kazandırdık. Kanunu çıkarmakla kalmadık 81 ilde tanıtım ve bilgilendirme yaptık. 211 bin iş yerine ve işveren örgütlerine organize sanayi bölgelerinde bilgilendirme yaptık. Teftişler aynı şekilde devam etti. Sadece geçen yıl madenlerde 1047 teftiş yapıldı. Konunun asıl tarafı olan işverenlerimizin bu mesele üzerinde durup düşünmesi gerekiyor. İşçilerimizin de kendi sağlıkları adına durup düşünmesi gerekiyor. Sendikalarımızın çok daha hassas olması şart. 'CANIN TELAFİSİ YOKTUR' Ekonomi büyürken iş sağlığı ve güvenliği standartlarının da büyüyeceği böyle bir vizyonun iş dünyasına hakim olması gerekiyor. Müfettiş geldiğinde bir takım cihazlar çıkarılıyor. Müfettiş gidince bunlar ortadan kayboluyorsa sendika ve işçi kardeşim buna itiraz edecek. İşçi bana bir şey olmaz diyerek baretsiz çalışıyorsa sendika ve işveren buna itiraz edecek. Hiçbir şey candan daha değerli değil. Kaybolan kar yapılan masraf telafi edilir ama canın telafisi yoktur. Hastalığın sakatlığın telafisi yoktur. 'OY KAYBETMEYE RAZIYIZ' Biz hükümet olarak kentsel dönüşüm yapacağız deprem çalışması yapacağız dedik. Hiçbir hükümet bu kararı alamamıştır. Oy uğruna gecekonudulaşma teşvik edilmiştir. Ama biz popülist davranmayacağız dedik itirazlara rağmen, evimizi yıktırmayız diyenlere rağmen, muhalefet ve STK'lara rağmen oy kaybetmeye razıyız dedik kentsel dönüşümü başlattık. 'BİZ ADIM ATMADAN İŞVERENİMİZ ADIM ATSIN' Şimdi aynı şeyi iş sağlığı konusunda da hep birlikte göstermek zorundayız. Biz adım atmadan işverenimiz adım atsın. Bizim zorlamamıza gerek kalmadan iş veren yasalardan kaynaklanan sorumluluğu yerine getirsin. Bu konuda Türkiye'nin en büyük çatı örgütü olan TOBB'dan bugüne kadar gösterdiği duyarlılığı daha fazla bir şekilde bekliyoruz. 'ÇOK ACI BİR HADİSE YAŞADIK' Bu milli bir sorumluluk. 77 milyon olarak hepimizin canını acıtan bir sorun. Bu acı kazaları artık Türkiye'nin gündeminden çıkaralım. Siyasetçiler de bu işin takipçisi olsun. Medya sadece büyük kazalarda değil her zaman bu konuda duyarlı olsun. Sendikalar da inat eylem çatışma ile gündeme gelmek yerine bu tür konularla gündem oluştursun. En önemlisi işçiler haklarını bilsin korkmadan çekinmeden mücadeleye omuz versin. Bu facianın ardından Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Çok acı bir hadise yaşadık. Bunun artım minimize olması noktasında çalışmalıyız. 'BU DA ADİL DEĞİL' Bu işin bir de haksız rekabet boyutu var. Bir işyeri sigortasız işçi çalıştırıyor bir başkası sigortalı çalıştırıyor. Başkası da çocuk işçi çalıştırıyor. Bir başkası tedbir almıyor. Aynı şeyi üretiyor ama biri bire bir kar ederken diğeri haksız şekilde 10 kar ediyor. Bu da adil değil. Dürüst olmayan her üretim bu salondaki tüm dürüst kardeşlerimin alın terinden emeğinden, ekmeğinden çalıyor. Son 12 yılda birlikte çok büyük işler başardık. Büyük reformlar yaptık. Kanayan bu yarayı da hep birlikte tedavi edeceğiz. Bir kez daha Soma'daki şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Mekanları cennet olsun. Bu konudaki dayanışmamızın da ziyadeleşmesini temenni ediyorum. 'SİZLERE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUM' Burada bütün destekler AFAD'da toplanmaya başladı. Bu desteklerle birlikte gerek mağdur durumda olan tüm şehit ailelerine konut yapımından tutunuz yavrularımızın okumasına kadar herşeyi planlamış vaziyetteyiz. 12 yıl boyunca Türkiye Odalar ve Borsalar birliğinin mensupları ile çalıştık. Türkiye'nin ekonomisini 3 kattan fazla büyüttük. Ekonomiye sağladığınız büyük katkıdan dolayı teşekkür ediyorum. Binlerce insanın sofrasındaki ekmeği büyüttüğünüz için sizlere şükranlarımı ifade ediyorum. Avrupa Birliği sürecinde ToBB ile yürüdük. Ay yıldızlığ bayrağın daha özgür dalgalanması için, birlikte yürüdük. Ecdadımız tarih boyunca nereye ulaştıysa biz de oralara ulaşmaya gayret ettik. Sizler de oraya ulaşmaya gayret ettiniz. Mazlumun elinden tutuk ecdad eserlerini ayağa kaldırdık, gümrük kapılarını elden geçirdik, vizeleri birlikte kaldırdık. 'DEMOKRASİ STANDARTLARINI BÜYÜTTÜK' 2002 yılında 42 ülkeye vizesiz giriyorduk. Fakat şu anda 70 ülkeye vizesiz girebilen bir ülke konumuna geldik. Bunlar durup dururken olmadı. Bu ilişkilerin ne denli olumlu geliştiğinin ifadesidir. Birlikte Filistin dedik Somalı, Suriye, Myanmar, Bosna dedik. Kamu ve özel sektör bir araya gelik sadece ekonomiyi değil refahı artırdık demokrasi standartlarını büyüttük. 'DELEGELER ARASINDAKİ ANKETİNİ İNCELEDİM' Son 1 yıl içinde yaşadığımız özellikle bir tecrübeyi hatırlatmak istiyorum. 30 Mayıs 2013-30 Mart 2014 hadiseleri çok önemli mesajlar verdi. TOBB'un delegeler arasındaki anketini inceledim. Anket yapılan delegelerin yüzde 32'si son bir yılda satışların arttığını söylüyor. Yapılan ankette gelecek yıla dair umutların çok yüksek olduğunu gördük. TOBB delegeleri çoğunlukla satışların ve istihdamın ihracatın yükseleceğini düşünüyor. Umutların yüksek olduğunu görüyoruz. Bu tablo çok şey anlatıyor. Sokak eylemlerinin içerde ve dışardaki karalama kampanyalarının, seçilmiş hükümete yönelik darbe girişimlerinin ekonomiye nasıl bedel ödettiğini bu anket ortaya koyuyor. 2013 Mayıs'taki gelişmeleri tekrar hatırlayalım. Mayıs ayında borsa tarihinin en yüsek faiz en düşük seviyesine geldi. Faiz yüzde 6'ya kadar geriledi. İhracatta rekorlar kırdık. IMF'ye borcu sıfırladık. '130 MİLYON DOLAR REZERVİMİZ VAR' Merkez Bankası rezervimiz 135 milyar dolar ile rekor kırmıştı. Şu anda herşeye rağmen hamdolsun 130 milyar dolar rezervimiz var. 2002 sonu itibariyle 27 buçuk milyar dolardı. Aynı ay içinde Japonya ile nükleer santral mutakbakatına vardık. 2 buçuk milyar dolarlık yatırımla Yavuz Sultan Selim köprüsünün temelini attık. Kredi derecelendirme kuruluşları üst üste kredi notumuzu yükseltti. Türkiye tarihi başarıları yaşarken gezi olayları adı altında şiddet eylemleri başladı. İçerde ekonomiyi sarsmak için elinden geleni arda koymayanlar oldu. Dışarda yatırımcıları etkilemek için sistematik kampanya yürütüldü. Bu saldırının etkilerini telafi ettiğimiz noktada 17-25 Aralık darbe girişimleri oldu. 30 Mart ile bu darbe girişimlerine ve destekçilerine milletimiz tarafından gereken ders en güzel şekliyle verildi. 'MİLLET TAVRINI ORTAYA KOYDU' Gerek gezi olayları gerek 17-25 aralık darbesi şahsım kadar ailem arkadaşlarım hükümetimiz kadar demokrasi milli irade ülkedeki istikrarı büyüyen ekonomiyi hedef aldı. Sizler de hissettiniz. Benzeri saldırıların tahriklerin Mısır'ı hangi noktaya getirdiğini görüyorsunuz. Ukrayna'yı görüyorsunuz. Bu saldırılar 77 milyon için en başta sizin emeğinizi hedef almıştır. Bu saldırıları karşı durması gereken de sadece şahsım değildir. Millet bunu gördü ve net bir şekilde tavrını ortaya koydu. 'BUNLAR YA DESTEK VERDİLER YA DA...' Bu gösterilerin yapıldığı yerlerde camı çerçevesi kırılan kim? Benim esnaf kardeşim. Bu camlar indirilirken tekrar bunları koymak isteyen kim. Devlet... Kime karşı yapılıyor bunlar? Hatta bazı yerlerde bankalara işyerlerine varıncaya kadar soygun yaptılar. Toplumun her kesiminden insanımız tavrını ortaya koydu. Kenarda bekleyip bu saldırıların kendisine rant sağlayacğaını umanlar da oldu. Bunlar ya destek verdiler ya da sessiz kalarak onayladılar. 'BİZİM ELEŞTİRİDEN KORKUMUZ YOK' Aynı manzarayı şu anda Soma kazasının ardından görüyoruz. Madenciler işçiler oradaki şehitlerimiz aileleri inanın umurlarında dahi değil. Buradan nasıl bir siyasi sonuç çıkarırız diye iftiralar atanlar var. Provokasyon yapanlar var. Bunlara karşı ortak tavır hepimizin vazifesidir. Bizim eleştiriden korkumuz gösteriden korkumuz yok. Ama eleştiri adı altında protesto adı altında eğer demokrasimiz ekonomi hele hele istiklalimiz hedef alınıyorsa kusura bakmayın buna biz de müsade etmeyiz sizlerin de müsade etmeyeceğinize inanıyorum. 'POLİS, ASKER ŞEHİT EDENLERE HAPİSTEKİ GAZETECİ OLUYOR' Basın özgürlüğü yok denilen ülkede son 1 yıldır hükümet ve Başbakan için ağza alınmayacak hakaretler manşete çekiliyor. Madende şehit olan kardeşlerimiz için, onlar AK Parti mitingine geldiler müstehaktırlar diyen köşe yazarları çıktı. Acaba onlar CHP mitingine gitmiyor mu? Onların mitinglerine de bu madenciler gidiyordu. Bu nasıl bir köşe yazarlığı... Bir diğeri yine aynı patronun köşe yazarları, o da ne şehit ne gazi ... niyazi oldular diyebiliyor... Bu da köşe yazarı. Bu ne densizliktir. Böyle bir nefret suçu aleni olarak işleniyor. Bütün bunlar yaşanırken hala bu ülkede basın özgürlüğü yok deniliyor. Polis asker şehit edenler hapse giriyor. Adları hapisteki gazeteci oluyor. Her gün sokaklarda terör estiriliyor, esnaf mağdur ediliyor, huzur bozuluyor her nasılsa o ülkede özgürlük olmuyor. Bu bir algı operasyonudur. Bu operasyonun hedefi de şahsım hükümetim değil 77 milyondur. O 77 milyon içinde de en başta siz iş dünyasının mensupları var. 'DERDİMİZ YENİ ANAYASA' Kimin ne olduğunu çok iyi tanıdık. Sizin bağışlarınızla hibelerinizle büyüyenlerin nasıl ihanet sergilediklerini gördünüz. Allah'a hamdolsun kazanımlarımızı kaybetmeden bu süreçten çıktık. Her kesim daha dikkatli olmalı. Kim ne derse desin biz samimiyetle ekonomiyi ve demokrasiyi büyütmeye devam edeceğiz. Birlikte yaptık yapmaya da devam edeceğiz. Susanlar mahçup olacaklar. Az önce sayın Başkan yeni anayasadan bahsetti. Bakın ben şu anda TOBB'un genel kurulunda söylüyorum. Ana muhalefetin başkanı da burada. Muhalefet partilerinden de temsilciler var. Düşünebiliyor musunuz? Bir Anayasa uzlaşma komisyonu kuruluyor ve kurulduğu zaman bizim 326 üyemiz var. Biz 3 üye verdik. Diğer üç siyasi partinin 220 üyesi var onlar 9 üye veriyor. Biz böyle bir anlayış gösteriyoruz. Derdimiz yeni anayasa... 'KARŞIMDA ŞU AN BULUNUYORLAR' Bütün bunların yanında sayın Başkan konuşması esnasında, TOBB başkanı özellikle bir kusurdan bahsetti. Bu ülkenin başbakanına diktatör diyen muhalefet var. Karşımda şu an bulunuyorlar. Tayyip Erdoğan diktatör olacak sen meydanlarda dolaşcaksın öyle mi? Diktatörün olduğu bir ülkede bunları yapamazsın. Bu tür yakıştırmalarla ülkenin huzurunu bozarsınız. Önce ağzınızdan çıkanı kulaklarınızın duyması lazım. Bütün bu toplumsal huzur ve adalet duygusu kadar bütün bunlar iş dünyamızı da rahatsız ediyor. 'HADİ ADAY OL, BEN DE SİVİLİM' Şimdi Cumuhrbaşkanlığı seçimleri hepimizin gündeminde. Ne diyor başkan? Sivil bir cumhurbaşkanı diyor. Sen nesin sivil değil misin? Hadi aday ol. Ben de sivilim. Sayın Demirel, Özal sivil değil miydi? Sezer sivil değil miydi? Siz siville neyi kastediyorsunuz? Bir siyasi parti başkanını da aday gösterir, içinden başka birini de aday gösterir. Nitekim biz en son olarak Abdullah Gül'ü aday göstermiştik. Dışişleri bakanımızdı sivildi... Bütün engellere rağmen seçildi ve 7 yıldır başarıyla yürüttü. Şimdi ilk defa millet seçecek. Milletin seçtiği cumhurbaşkanına da hep birlikte saygı duymak zorundayız. Saygı duyacağız. Beğenirsin beğenmezsin ama milletin seçtiğini beğenmek zorundasın. İnşallah Ağustos ayında halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilecek. Dah güçlü bir ülke olarak 2023 hedeflerine ilerleyeceğiz. haberler.com
'Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası' Rekoru Kırıldı
Van'da gerçekleşen 'Dünyanın en kalabalık kahvaltı sofrası' rekoru denemesi, 51 bin 793 kişi ile kırıldı.VAN Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) öncülüğünde Van Valiliği, Van Büyükşehir Belediyesi ile çok sayıda kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütünün desteklediği etkinlik, Atatürk Kültür Parkı'nda yapıldı. Sabah 07.00'den itibaren başlayan etkinlik kapsamında turnikelerden geçerek alanı dolduran kalabalık, aynı sofrada bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. Çeşitli müzik gruplarının sahne aldığı ve halk oyunları gösterilerinin yapıldığı etkinlikte, binlerce kişi, saat 09.00'da turnikelerin kapanması ve Guinness Türkiye Temsilcisi Şeyda Subaşı Gemici'nin startı ile kahvaltı yapmanın keyfini sürdü. Guinness Türkiye Temsilcisi ve Tescilli Hakemi Gemici, yaptığı açıklamada, 2001 yılından beri rekorun kırılmadığını belirterek, 'Bu rekor 18 bin 941 kişiyle Amerika'ya aitti. Amerika için üzülüyorum, Van'a hayırlı, uğurlu olsun. Yeni bir dünya rekoru. Van 51 bin 793 kişi ile rekoru kırdı' dedi. Gemici, konuşmasının ardından Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya ile Van TSO Başkanı Necdet Takva'ya Guinness tarafından hazırlanan sertifikayı verdi. Van TSO Başkanı Takva da tüm katılımcılara teşekkür ederek, 'Bu rekoru hep beraber kırdık. Bu rekor ile barış ve kardeşlik sofrasını birlikte kurduk. Van'a hayırlı, uğurlu olsun' diye konuştu. Guinness rekorunu sevinçle karşılayan vatandaşlar ise halk oyunları ekipleri ile halay çekip horon tepti.AA
'Konuşun Be! Cemaat Kimden, Ne Aldı?'
7. Ticaret ve Sanayi Şurası'nda konuşan Erdoğan, 'İş adamlarına şantajlar kumpaslar yapılıyor. İş adamlarından haraç alınıyor. Bunları konuşun be!' dedi. TOBB Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan söz aldı. Başbakan Erdoğan, 'Sadece siyaseti değil, emniyeti, yargıyı değil iş dünyasını da dizayn etmeye çalışmışlar. Ananaslar, rafineri işleri gelip gidiyor. Tehditler, şantajlar, kumpaslar yapılıyor. İş adamlarından haraç alınıyor. Kusura bakmayın birçok iş adamı bu konuda konuşmuyor, konuşun be, kimden ne aldılar, konuşun' ifadelerini kullandı. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, sert olduğu yönündeki eleştirilere 'Ortada alçakça ihanet var. Bu ihanet karşısında susanlar varsa durumlarını gözden geçirsinler. 'Tayyip Erdoğan sert' diyorlar. Ben bunlar karşısında sert olmaya devam edeceğim' dedi. ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI; 'TOBB'un Filistin ve Türkmenler konusundaki duyarlılığını takdir ediyoruz. Yurtdışında birçok seyahate gittik oralarda sizlerle birlikte temasta buluntuk. İş dünyamızın sorunlarını dile getirdik. 'TÜRKİYE DAHA HIZLA UÇUŞA GEÇECEKTİR' Sadece iki gün sonra milletimiz sandığa gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. cumhurbaşkanı seçilecek. Sizlerin de desteği ile 2007 yılında Anayasa'yı değiştirdik. Tarihimizde ilk kez ilk elden milletimiz asaleten cumhurbaşkanını seçecek. 12 yıllık Başbakanlık döneminin ardından görev değişikliği gerçekleşecek olursa hiç kuşkuşuz toplumun farklı kesimlerinden bazı sorular geliyor. Türkiye'nin geleceği için son derece önemli olan çözüm sürecinin geleceği, paralel yapıyla mücadelenin geleceği merak ediliyor. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile seçilmiş hükümet el ele gelmek suretiyle Türkiye'yi çok daha hızla uçuşa geçirecektir. Ekonomik istikrarının korunması konusunda tüm önceliklerimiz aynen devam ediyor. 'BU TÜRKİYE'NİN MÜCADELESİ' Genel başkanlar bakanlar başbakanlar değişebilir. Ancak ilkeler partisi olarak partimizin politikaları asırlar boyunca devam edenyürüyüş ile şekillenmiştir. İsimler değişse de istikrar devam edecektir. Ak Parti çok köklü bir siyasi hareketti. Bizim partimiz istişarelerin partisi olmuştur. Bundan sonra partimizin yetkili organları belirlediğimiz hedefler doğrultusunda geleceği biçimlendirmeye devam edecektir. Çözüm sürecinin bizzat takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bunu nihayete erdirmek için mücadelemiz sürecek. Paralel yapıyla mücadele benim ya da partimin mücadelesi değil Türkiye'nin mücadelesidir. Milli güvenlik meselesidir. ZEKERİYA ÖZ GÖNDERMESİ Paralel yapının hedefi Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bir savcı çıkıp edep dışı devlet ahlakından öte bir başbakana saygısızlık yapabiliyorsa bu ülkede yargı artık şüpheleri üzerine çekmeye başlamış demektir. Yargı kararlarıyla konuşulur. Siyaset yasama yürütmedeki varlığı ile görevi yasalar çerçevesinde yürütür. Ülkenin bağımsızlığı söz konusu olduğunda hiç kimse şantaja tehdide boyun eğmez. Benim veya başkasının olamsı önemli değil. Bir başbakanın yabancı devlet başkanlarıyla yaptığı konnuşma neden dinlenir? Eğer dinleniyorsam uluslararası sorunu çözmemiz mümkün olabilir mi? Bunu rahatlıkla dinliyorlar, dinlemekle kalmıyorlar uluslararası servislere de aynen servis ediyorlar. Utanmadan sıkılmadan vatanseverlikten bahsediyorlar. Kendi organlarında da yayınladılar. 'SERT OLMAYA DEVAM' Bakanımla kriptolu telefonla yaptığım konuşma aynen servis edildi .Bu dinlemeler casusluk faaliyeti değil de nedir? Sayın Mahmud Abbas ile yaptığım konuşmaları bunlar ne için kullanacak. Ortada alçakça ihanet var. Bu ihanet karşısında susanlar varsa durumlarını gözden geçirsinler. 'Tayyip Erdoğan sert' diyorlar. Ben bunlar karşısında sert olmaya devam edeceğim. 'İŞ ADAMLARINDAN HARAÇ ALINIYOR' Sadece siyaseti değil, emniyeti, yargıyı değil iş dünyasını da dizayn etmeye çalışmışlar. Ananaslar, rafineri işleri gelip gidiyor. Tehditler, şantajlar, kumpaslar yapılıyor. İş adamlarından haraç alınıyor. Kusura bakmayın birçok iş adamı bu konuda konuşmuyor, konuşun be, kimden ne aldılar, konuşun. CHP, MHP 'düşmanımın düşmanı dostumdur' diyip bu vatan hainleriyle iş görüyorlar. Dün bizi sırtımızdan hançerlediler. Yarın ellerinden imkan gelirse şimdiki yol arkadaşlarını sırtından bıçaklayacaklar. 'ANLAMIYORSAN, SANA DA YAZIKLAR OLSUN' CHP, MHP içinde milletvekillerini izlediler, dinlediler, kaydedip şantaj yaptılar. Sayın Baykal, seni gözetleyenlerin de bunlar olduğunu anlamıyorsan sana yazıklar olsun. Seni gözetleyeneler de bunlar. Bu ihanet çetesiyle birlikte yürümek en başta kendine ihanettir. 30 Mart'ta Pensilvanya ile işbirliği yapanlar gereken cevabı milletten aldı. 10 Ağustos'ta milletten daha ağır cevap alacaklar. Biz sizden cesur kararlı adımlar bekliyoruz. Emeğinizle alın terinizle bu vatanı büyütüyorsunuzz. Paralel ihanet cephesiyle mücadelede de en ön safta yerinizi almanız gerekir. 12 yılda gerçekleştirdiğimiz reformlar ekonomiyi her türlü dalgalanmaya karşı korunaklı hale getirdi. 8 tane seçim yaşadık 9'uncuyu yaşıyoruz. Ekonomi seçimlerden etkilenmiyor. Biz seçim ekonomisi tesis etmiyoruz. Darbe girişimlerini, çete tehditlerini yaşadık ekonomi bu badireleri atlattı. Bölge krizleri yaşıyoruz ekonomi dimdik ayakta duruyor. İki gün sonra seçim var hamdolsun ekonomide sıkıntı yok. Çünkü piyasalar bize güveniyor. 'BİR ZAHMET ANAYASA'YI OKU' Ekonomide elde ettiğimiz başarılar benim için çok önemli. Aday arkadaşlardan 'benim yolla, enerjiyle ilgim olmayacak' diyenler var. Bir zahmet buyur da Anayasa'nın 104. maddesini aç oku. Cumhurbaşkanı'nın neden sorumlu olduğunu görürsün. Biz cumhurbaşkanlığı makamına süs eşyası vazo yerleştirmiyoruz. Bu ülkenin kalkınmasından tutun, birliği, bütünlüğünden sorumlu olacak, Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağıracak gerektiğinde. Benim ardımdan gelecek Başbakan ve ekibinin de istikrar en önemli hedeflerinden biri olacak. Türkiye'nin milli gelirini 12 yılda 3 kattan fazla artırdık.'haberler.com
6.5 Milyon İşçiye İyi Haber
Anayasa Mahkemesi'nin Sendikalar Yasası'nın bazı maddelerini iptal etmesiyle KOBİ'lerde çalışan 6.5 milyon işçiye 'sendika tazminatı' geri geldi. Belediyeler başta olmak üzere şehir içi ulaşımı ile 200 bin banka çalışanına ise 'grev hakkı' tanındı. Bundan sonra şehir içi ulaşımında 'grev nedeniyle' belediye otobüsleri, şehir hatları vapurları çalışmayabilecek; bankalarda 'bu iş yerinde grev vardır' pankartı asılabilecek. İşte milyonlarca vatandaşı ve çalışanı ilgilendiren o kararlar...Hürriyet’ten Aysel Alp’in haberine göre Anayasa Mahkemesi (AYM), geçen hafta CHP’nin başvurusunu karara bağladı. CHP, 2012 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün imzasıyla yasalaşan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun bazı hükümlerini iptal etti.EN AZ 13 BİN LİRA EKSTRA TAZMİNATAYM’nin iptali milyonlarca çalışanın yüzünü güldürürken, banka patronları başta olmak üzere KOBİ’leri ve belediye başkanlarını üzdü. Mahkemenin en kritik kararlarından birini 30′un altında işçi çalıştıran iş yerlerine dair oldu. Mahkeme, bu iş yerlerinde sendikaya üye olma, sendikal toplantılara katılma gerekçesiyle işten atılan çalışanlara, ‘sendikal tazminat verilemez’ hükmünü iptal etti. Böylece bu iş yerlerinde çalışanlar da ‘sendikal’ gerekçeyle işten atılsalar bile, mahkeme kararıyla bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere ‘sendikal tazminat’ alabilecekler.Bu tür iş yerlerinde çalışan yaklaşık 6.5 milyon işçinin, ‘asgari ücretli’ gösterildiği göz önüne alındığında, bir işçi sendikal faaliyeti nedeniyle işten atılırsa, mevcut kıdem ve ihbar tazminat hakkına ek olarak, mahkemeye başvurması halinde bir de ‘sendikal tazminat’ alabilecek. Bu tazminat tutarının 1 yıllık ücretinden az olamayacağı hükmü dikkate alındığında, asgari ücretli bir çalışan tüm haklarına ek olarak, 1071 liralık brüt ücretin 12 ile çarpılması sonucu, 12 bin 852 liralık da ‘sendikal tazminatı’ alabilecek. Mahkemenin, 1 yıllık süreyi daha fazla da artırabileceği göz önüne alındığında sendikal tazminat tutarı daha da yükselebilecek.TOBB BASTIRMIŞ, TÜRK-İŞ’TE BAŞKAN DEĞİŞMİŞTİ2012 yılında Meclis’te kabul edilen 6356 Sayılı Sendikalar Yasası’nın 6.5 milyon işçiye sendika yolunu kapatan maddesi büyük tartışmalara neden olmuştu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bastırmasıyla bir gece yarısı tasarıya eklenen değişiklikle ilgili olarak, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Hak-İş ile birlikte TOBB ve TİSK’le ‘gizli bir protokol’ imzalamakla suçlanmıştı. Türk-İş Yönetim Kurulu bu protokolü gerekçe göstererek Kumlu’ya ‘istifa’ baskısı yapmış ve yaklaşık 1 yıl sonra Kumlu, Türk-İş Başkanlığından istifa etmek zorunda kalmıştı.BAŞKANLAR ÜZÜLDÜ, ÇALIŞANLAR SEVİNDİMahkemenin kararlarından bir diğeri de belediye başkanlarını üzerken, şehir içi ulaşım sektöründe çalışan işçileri sevindirdi. Mahkeme, bankacılık ve şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde grev ve lokavt yapılamayacağına ilişkin kanun hükmünü Anayasa’ya aykırı buldu. Buna göre şehir içi ulaşımında çalışan binlerce işçiye de ‘grev hakkı’ geldi. Böylece belediye başkanları ile toplu sözleşme masasında anlaşamayan işçiler, ‘grev hakkını’ kullanarak, kent içi ulaşımı durdurabilecek. Belediye otobüsleri, şehir hatları vapurları ‘grev nedeniyle’ çalışmayabilecek.Kaynak: Sözcü
Üniversitelere Camiden Sonra, Fuarlara da Mescit Geliyor
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Yurtiçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Yönetmeliği’nde yapılan düzenleme ile 1 Ocak 2015’ten itibaren fuar alanlarına ibadethane yapılması zorunlu hale getirilecek.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu, aldığı bir kararla 2015 yılı başından itibaren bütün fuarlarda ihtiyaç ölçüsünde ibadet alanı, büfe, kafeterya ve lokanta bulunmasını mecburi hale getirdi.Resul Cengiz ’in Zaman’daki haberine göre, TOBB’un 3 Kasım 2014 tarih ve 94 sayılı kararına istinaden başlatılan uygulama ile özellikle fuar alanlarını gezen kişilerin, namazları kaçırmamak için çıkıp cami arama sıkıntısı çözülmüş oldu. TOBB, Yurtiçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Yönetmeliği’nde düzenleme yaptı. Fuarcılığın ülke ve sektör genel menfaatlerine uygun biçimde geliştirilmesi, sektörün küresel standartlara ulaştırılması amacıyla yapılan düzenleme, ulusal ve uluslararası nitelikteki fuarları kapsıyor. Yönetmeliğin, Fuar Düzenlenebilir Alanlar bölümünün 7. maddesinde, “ihtiyaç ölçüsünde ibadet alanı, büfe, kafeterya ve lokantanın bulunması” şartı getirildi.TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer, fuarların ulusal ve uluslararası birer organizasyon olduğunu, burada gezen kişilerin dinî vecibelerini yerine getirmekte sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Özer, “Örneğin namaz kılacak kişi, köşelerde bir karton üzerinde namazını eda etmeye çalışıyordu. Bu yönde talepler gelince biz yönetmelikte buna bir düzen getirdik. Bundan sonra fuarlarda ibadethane yeri yapılacak.” dedi. İbadethane uygulaması, 1 Ocak 2015’ten itibaren başlayacak.T24
TOBB, Ermenek Madencilerinin Ailelerine Ev Alacak
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğu, Ermenek'te meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden madencilerin ailelerine yardımda bulunacaklarını belirterek, 'TOBB Yönetim Kurulu olarak ailelere birer ev alma kararı aldık' dedi. Evlerin madencinin hangi yakını üzerine yapılacağına TOBB'da kurulacak bir komisyon karar verecek. Evlerin 17'si Ermenek 1'i Zonguldak'ta alınacak.Hisarcıklıoğlu, AA muhabirine yapılan açıklamada, TOBB olarak, sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdiklerini belirterek, '12 yılda, doğal afetler ile eğitim, gıda ve kültür konularındaki yardım ve yatırımlarımız 500 milyon liraya ulaştı. Halen de 81 ilde 81 Anadolu, Fen, İmam-Hatip ve meslek lisesi yaptırıyoruz' dedi. Hisarcıklıoğlu, Soma'da yaşanan maden kazasında hayatını kaybeden madencilerin aileleri için iş dünyasını seferber ettiklerini anımsatarak, şunları kaydetti: 'Topladığımız 17 milyon lirayı da hükümetimize takdim etmiştik. Ermenek'te vuku bulan maden faciası için de benzer bir yardım planlıyoruz. TOBB olarak yılbaşı dolayısıyla başkanlarımıza ve üyelerimize ajanda dışında herhangi bir hediye dağıtımı yapmayacağız. Bunun yerine Ermenek'te meydana gelen kaza nedeniyle mağdur olan ailelere yardımda bulunacağız. TOBB Yönetim Kurulu olarak ailelere birer ev alma kararı aldık. 'Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da mağdurun ve mazlumun yanında olduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, birçok ülkede yardımlarda bulunduklarını, kültürel değerleri muhafaza etmeye ve gelecek nesillere aktarmaya çalıştıklarını söyledi.AA
İçişleri Bakanı Efkan Ala: 'Böcek Soruşturmasında En Kısa Zamanda Sonuç Alacağız'
İçişleri Bakanı Efkan Ala, 'böcek soruşturması'na ilişkin, kısa zamanda sonuç alınacağını belirtti.ERZURUMİçişleri Bakanı Efkan Ala, 'böcek soruşturması'na ilişkin, 'Orada zaten adım adım takip edildi. Ve şu anda tutuklama kararı verildi. İadesi için de hem Dışişleri Bakanlığımız hem yasal yolların ve prosedürlerin işletilmesine başlandı. Kısa zamanda sonuç alacağımızı düşünüyorum' dedi.Çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Erzurum'a gelen Ala, havalimanında yaptığı açıklamada, TOBB Başkanı ve ekibiyle özelde Erzurum'un, genelde de Doğu Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınmasıyla ilgili çalışma yapıldığını söyledi.Erzurumlu iş dünyasıyla söz konusu çalışmayı paylaşacaklarını anlatan Ala, 'Bundan sonraki kalkınma hamlelerimizin yoldaki işaretlerini koyacağız. Şimdiye kadar ciddi altyapı yatırımları oldu bu bölgede. Çok ciddi kalkınma hamleleri ve iş dünyasına yönelik altyapı çalışmaları gerçekleştirildi' diye konuştu.Bir gazetecinin, 'Almanya'da yakalanan üç kişiyle ilgili, başbakanın bir açıklaması oldu böcek soruşturmasıyla ilgili, ne söyleyeceksiniz' sorusuna karşılık Bakan Ala, 'Orada zaten adım adım takip edildi. Ve şu anda tutuklama kararı verildi. İadesi için de hem Dışişleri Bakanlığımız hem yasal yollların ve prosedürlerin işletilmesine başlandı. Kısa zamanda sonuç alacağımızı düşünüyorum' diye konuştu.Türkiye'ye iade edilecek mi sorusunu da Ala, şöyle yanıtladı: 'Biz onun girişimlerini başlattık. Tabii Türkiye'ye iade edilirler. Zaten Türkiye'de mahkemelerimizde hem önce yakalanmalarıyla ilgili, sonra da tutuklanmalarıyla ilgili karar vermişlerdi. Türkiye çok ciddi gelenekleri olan büyük devletlerden birisi. Acele etmiyorsa, takip etmiyor anlamına gelmez. Dolasıyla kimin nerede hangi suç işlediğini ve nerelerde o suçların dolaştığını biliyoruz. Sırası geldiğinde uluslararası hukukun gerektirdiği, bizim hukukumuzun gerektirdiği, ikili ilişkilerimizin gerektirdiği prosedürler başlatıldı, tamamlanıyor ve iadesi sağlanacaktır.'Hakan Fidan'ın istifasıBakan Ala, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekili aday adayı olmak üzere görevinden istifa etmesine ilişkin, 'Hayırlısı olsun' dedi.Bir gazetecinin 'Yerine kimler gelebilir?' sorusunu Ala, 'Arkadaşlar ona ben bir şey diyemem, hayırlısı olsun' şeklinde yanıtladı.Muhabir: Ayşe YıldızAA
'Çok Kısa Zamanda Çok İşler Başarabiliyoruz'
İçişleri Bakanı Ala, 'Türkiye nereden nereye gitti? Demek ki çok kısa zamanda çok işler başarabiliyoruz' dedi.ERZURUMİçişleri Bakanı Efkan Ala, 'Gerçekten 2002'den beri çok ciddi mesafeler alınmış ama varmamız gereken hedefe baktığımızda daha çok alacağımız mesafe var. Türkiye nereden nereye gitti? Demek ki çok kısa zamanda çok işler başarabiliyoruz' dedi.Ala, Palandöken Dağı'nda bir otelde düzenlenen 'Erzurum İli Oda ve Borsaları Müşterek Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, iş bölümü yapmanın başka, işbirliği yapmanın başka olduğunu belirterek, özel sektörün yapması gerekenin, kamunun yapması gerekenin de farklı olduğunu söyledi.Hem iş bölümüne hem de işbirliğine ihtiyaç olduğunu anlatan Ala, 'Otomobildeki aksam gibi fren kendi işini yapacak, gaz kendi işini yapacak, direksiyon kendi işini yapacak' ifadesini kullandı.Türkiye'nin hedefinin ilk on en büyük ekonomisi olan ülke arasına girmek olduğunun altını çizen Ala, şunları kaydetti:'Gerçekten 2002'den beri çok ciddi mesafeler alınmış ama varmamız gereken hedefe baktığımızda daha çok alacağımız mesafe var. Türkiye nereden nereye gitti? Demek ki çok kısa zamanda çok işler başarabiliyoruz. 2000'li yılları hatırlayın. Bir siyasi istikrarsızlık var. Türkiye'deki ekonomiyi derlesin, toplasın diye dışarıdan bakan ithal edilirdi. Bakan geliyordu dışarıdan. Şimdi 2002'den beri, yaptığımız işlere, başardığımız işlere bakın, dünyadaki krizlere rağmen, bölgesel krizlere rağmen. Ekonomik gelişmeyi iyi sağladık, borçları ödedik. Yetmedi o zaman bize Dünya Bankası'ndan bakan gelmişti ithal olarak. Şimdi biz müsteşarımızı IMF'ye ihraç ettik, biz oraya gönderdik, derlesin, toparlasın, buradaki başarıyı, tecrübeyi oraya aktarsın.'Ala, 160 milyar dolara yakın ihracatın olduğunu, hedefin 500 milyar dolar olduğunu belirterek, 'Zamanın ruhunu yakalamazsak, bu genel gidişatı görmezsek, tespit etmezsek yerelde de gelişme sağlayamayız' dedi.Dünyadaki gelişme dikkate alındığında Türkiye'nin önünün açık olduğunu vurgulayan Ala, söylemlerle kullandıkları dille ortaya koydukları beğeniyle destek olacaklarını vurguladı.Kadın istihdamına da değinen Ala, şöyle devam etti:'Hanımefendilerin oldukça faal olmaları, sadece bizim için değil, bölgemiz için de ülkemiz için de çok önemlidir. Bizim elimizdeki son rakamlara göre, yüzde 10'ların altında olan on yıl önce iş gücüne katılım oranı kadın nüfusumuzda, yüzde 45'ler seviyesine gelmiştir. Bu çok büyük bir oran, çok büyük bir gelişmedir ama biliyoruz ki TOBB Başkanımıza bir itirazım var. Sonuçta evde olan hanımefendiler de çok ağır işler yapıyorlar, çok ciddi çalışma içerisindeler. Onlar sisteme zaten dahiller ama belki yazılmıyor. Gerçekten çalışıyorlar. Dünyada, yeryüzünde kadın olup da çalışmayan zannediyorum hiç kimse yoktur. Erkeklerde belki vardır ama kadınlarda hiç olamaz. Sadece bazı erkekler kıymetini bilmiyordur onun dışında hakikaten çalışmayan kadın yoktur.'Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da 'Biz millet olarak doğru yapılan işleri takdir etmekte biraz kısıyoruz ama eleştirmeye gelince her şeyi yapmaya hazırız. Eleştiride üstümüze yok' şeklinde konuştu.'Anadolu'da şöyle bir usul var. 'Kızlarımız iyi bir üniversitede okusun istiyoruz, hepimiz. Ondan sonra da iyi bir koca bulsun, evde otursun' diyoruz' diyen Hisarcıklıoğlu, ülkenin girişimciye ihtiyacı olduğunu ifade etti.Hisarcıklıoğlu, kadın ve genç girişimcilere protokolde yer verilmesini, onların girişimci olmasını istedi.Protokol töreniKonuşmalarından ardından, TOBB tarafından yapılacak ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın isminin verildiği Pasinler İmam Hatip Ortaokulu'nun protokolü imzalandı. Bakan Ala, okulun yapımı için TOBB üyelerine teşekkür etti.Protokol töreninin ardından Bakan Ala, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 'Değişen Dünya ve Erzurum'un Yeni Fırsatları Ekonomik İstişare Forumu'nun değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi.Muhabir: Ayşe YıldızAA