onedio
24 Yıldır Korunan 'Sıfır' Kartal Otomobil Satışta
Bir dönem ülkemizde en çok tercih edilen otomobiller arasında Kartal, Şahin, Doğan ve Serçe gibi modelleri gösterebiliriz. Özellikle Şahin'ler gençlerin ilgisini çekerken, Kartal'lar da geniş bagajları sayesinde iş ve aile arabası olarak kullanılırdı. Artık bu modeller üretilmiyor ve sıfırlarını bulmak da çok çok zor. Ancak sizin de gördüğünüz üzere bazen sürprizlerle karşılaşabiliyoruz. Fotoğrafta gördüğünüz araç, bir Kartal ve 1990 model. Fabrikadan çıktığı gibi sıfır durumda olduğu belirtilen otomobil, Sahibinden sitesinde 49.999 TL fiyat etiketiyle yeni alıcısını bekliyor. Maddi durumu iyi ve koleksiyona meraklı olan kişiler, büyük ihtimalle bu araca ilgi gösterecektir. Siz ne dersiniz?teknokulis
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencilerinden Yeni Elektrikli Araç
Üniversite öğrencileri yeni elektrikli araç yaptı. Yıldız Teknik Üniversitesi'nden 'Ae2 Project' ekibinin tasarladığı güneş enerjisi destekli elektrikli araç, 25 Nisan'da törenle tanıtılacak.Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğrencilerinin oluşurduğu 'Ae2 Project' ekibi, geliştirdikleri yeni güneş enerjili aracı tamamladı. YTÜ Davutpaşa Kampüsü'ndeki Otağ-ı Hümayun binasında tanıtımı yapılacak elektrikli araç daha sonra Hollanda'ya uğurlanacak. Araç Rotterdam'da 15-19 Mayıs arasında düzenlenecek Shell-Eco Marathon'da, 'Prototip, akü beslemeli elektrikli araç' kategorisinde ilk yarışına çıkacak. Daha önce 1 kwhk enerjiyle 437 kilometre yol gidebilen araç üreten Ae2 ekibi, yeni elektrikli araçlarıyla 700 kilometre yol kat etmeyi hedefliyor. Yakıt tüketimine büyük etkisi olan ağırlık ise bir öncekine göre üçte bir oranında düşürüldü.Yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın ardından tamamlanan araçta, otomatik fren sistemi, araç içi kablosuz iletişim sistemi ve pit bölgesi ile aynı şekilde veri aktarımı sağlayan telemetri sistemi de yer alıyor. Avrupa çapında binlerce öğrencinin daha az enerjiyle daha fazla yol alan araçlar tasarlayıp ürettikleri ve yarışarak test ettikleri Shell Eco-Marathon'a bu yıl Türkiye'den 17 takım katılacak. Al Jazeera
KIA'dan Batman ve Superman Temalı Arabalar
KIA firması geçtiğimiz yıl Chicago Auto Show'da meraklılarıyla buluşturduğu Superman temalı araçlarından sonra diğer süper kahraman temalı araçlarını da tanıttı. Geçtiğimiz yıl Chicago Auto Show’da tanıtılan Superman temalı araçların büyük ilgi görmesinin üzerine DC Comics ile anlaşmasını genişleten KIA’nın yeni araçları da Optima, Sportage ve Soul modellerini kapsıyor. Superkarga
Mustang, New York'un Tepesine Çıktı
Özellikle erkeklerin rüyası olan Ford Mustang , Ford Falcon modelinden esinlenerek ilk kez bundan tam 50 yıl önce hayatımıza giriş yapmıştı. yılındaki New York Fuarında görücüye çıkan bu otomobil 1964 yılında başrolünde Sean Connery'in oynadığı James Bond Goldfinger (Altın Parmak) filminde boy göstererek ün kazanmıştı. Şimdi ise bu otomobilin 50. yıldönümü . İşte Ford da bu efsane otomobilin 50. yıldönümü için oldukça özel bir organizasyon hazırladı. ABD'li otomobil devi Ford, 1965 model Mustang markasının yeni modelini New York'taki Empire State binasında sergilemeye başladı. Tam olarak altı parçaya ayrılan araç, asansörle Empire State'in 86. katına çıkartıldı ve burada tekrar montajlandı. Zaten turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden birisi olan Empire State binası, bu organizasyon ile birlikte ziyaretçi akınına uğradı. Mustang'ın 50 yıl önceki modeli ile şu anki hali arasında büyük farklılıklar bulunuyor. Sadece model değil otomobilin fiyatı ve New York'un şu anki manzarası da 50 yıl öncesine göre oldukça değişmiş durumda.Teknokulis
İşte Dünyanın İlk 'Akıllı Yol'u...
Hollanda dünyanın ilk 'akıllı yol' projesini hayata geçirdi. Daily Telegraph’ın haberine göre, trafik kazalarının azaltılması ve enerji tasarrufu sağlanması amaçlanan uygulamaya göre, özel bir boyayla boyanan yol şeritlerinin gündüz depoladıkları ışık, gece 8 saate kadar yolu aydınlatabiliyor. Işığı karanlıkta yansıtarak parlatan şerit ve yol çizgileri, gece yolculuk yapanların sürüşlerini kolaylaştırıyor.Bu ay sonunda açılışı yapılacak olan yol havanın yağışlı olduğu zamanlarda da otomatik olarak kar veya yağmur işaretleri vererek sürücüleri uyarıyor. CNN TÜRK
Aynasız Otomobil Devri mi Başlıyor?
‘Ayna’ların 103 yıllık hakimiyeti sarsılıyor. Elektrikli otomobil üreticisi Tesla ile ABD’deki otomotiv lobi grubu Otomobil Üreticileri İttifakı, otomobillerdeki yan aynaların kameralarla değiştirilmesi konusundaki girişimlerini artırdı. Bunun için Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği İdaresi’ne bir dilekçe de veren ikili, yan aynaların 103 yıllık hakimiyetini tartışmalı hale getirdi. 1911 yılında ilk kez Amerikalı bir yarışçı tarafından kullanılan ve bu tarihten sonra motorlu araçların vazgeçilmez unsuru haline gelen aynaların kaldırılması ve bunların yerine yüksek çözünürlüklü kameralar yerleştirilmesi amacıyla 2012’den bu yana çalışmalar yürüten Tesla, “Model X” adını verdiği crossover konseptinde bunu kullanmış, ancak mevcut ürettiği modellerde standart aynalara yer vermeye devam etmişti. Volkswagen’in sınırlı sayıda üreteceği ve çok düşük yakıt tüketimiyle dikkat çeken XL-1’de de, yan aynalar yerine kameralar konulmuştu. VW’nin kamera sisteminde aracın arka bölümüne ait görüntüler, doğrudan kapıların içindeki ekranlardan izlenebiliyor. Yakıt tüketimini azaltacak iddiası Yan aynaların sadece kapılara monte edilebileceğini, bununla birlikte kameraların, aracın istenilen ve geniş görüş sağlayabilecek herhangi bir yerine konulabileceğine dikkat çeken Tesla, bununla birlikte kameraların daha küçük olması nedeniyle aracın aerodinamiğine olumlu katkı sağlayacağını savunuyor. Ancak gerek NHTSA gerekse de güvenlik uzmanları, “aynasız” araçların sürücüleri hata yapmaya zorlayabileceğini, nitekim tüm trafik eğitimlerinde “aynaların kontrol edilmesi” kuralının öğretildiğini, işe yaramaması durumunda pek çok şikayetin ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu tip teknolojilerin sürücüler tarafından hızlı bir şekilde kullanılamadığını da savunuyor.veteknoloji
Reklam
İlk Türk Yarış Otomobili: Volkıcar
Türk motorsporlarının en başarılı ralli pilotlarından Volkan Işık, Türkiye'nin ilk özgün yarış otomobiline 3 sene önce imza attı. VOLKICAR adını taşıyan konsept yarış otomobili, tamamen Türk mühendisliğiyle tasarlanırken, geliştirme çalışmaları Volkan Işık ve ekibi tarafından gerçekleştirildi. Volkan Işık, 2008 yılının Aralık ayında start verdiği VOLKICAR projesinde yola yeni nesil yarış otomobili üretmek için çıkmıştı ve bunu başardı. VOLKICAR'ı, fiyat, sürüş yetenekleri, seyir lezzeti ve kalite açısından dünyadaki örneklerini de göz önüne alarak geliştirdiğini söyleyen Işık benzerlerinden daha etkin,iyi ve başarılı bir yarış otomobili üretti. VOLKICAR, projesi ile yurt dışına da ihraç ediyor. İlk taslaklarından üretim aşamasına kadar yaklaşık 2 yıllık bir çalışmayla ortaya çıkarılan VOLKICAR'ın V1 Challenge isimli bir de şampiyonası var. VOLKICAR, Türkiye'de bir benzeri daha yapılmamış bir organizasyonda başrolü oynuyor. V1 Challenge organizasyonu hem kuralları hem de şehir merkezlerinde yapılıyor olmasıyla Türkiye motorsporları tarihinde yepyeni bir sayfa açtı. Üç senesini tamamlayan ve 2014'te yeni sezonuna başlayacak olan şampiyona motorsporlarına yeni bir yarış ruhu getirdi. Geliştirme aşamasında lastikler için Lassa, jantlar için de CMS'nin desteğini alan Volkan Işık Türk üreticilerle çalıştıVOLKICAR'ın şasisi tubular yapıya sahip. 42 mm ve 32 mm çelik çekme borudan imal edilen güvenlik kafesi, sürücünün güvenliğini en üst düzeyde tutuyor. Alt gövde ve üst gövdesi kompozit plastikten üretilen VOLKICAR'da küçük yapısına karşın yüksek performansı nedeniyle 115 HP gücündeki Yamaha motosiklet motoru tercih edildi. Automechanika istanbul fuarı katılımları ile ilgili Volkan Işık şunları söyledi: 'Türk üreticisi ile Türk yarış otomobilini buluşturmak bizim için önemliydi. Bölgedeki tüm otomotiv üretim ve onarım profesyonellerini bir araya getirirken bu fuarda yeni nesil bir anlayışla üretilen yarış otomobilimizle yer alıyoruz. Herkesi fuara stndımızı ziyaret etmeye bekliyoruz. ' VOLKICAR ile yapılacak showlar 4 gün boyunca fuar ziyaretçileri ile buluşacak. Automechanika İstanbul 10-13 Nisan tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre merkezi'nde gerçekleşecek ve Türkiye, Avrupa ve çevre ülkelerden 1.000'den fazla otomotiv firması 25.000 m² net alanda ürünlerini ve hizmetlerini sergileyecekler.teknolojioku
Araç Sahibi Olmadan Önce İkinci Kez Düşünmeniz İçin 16 Sebep
Araç sahibi olmak prestijinin yanı sıra hayatı kolaylaştırdığı düşünülen bir durum. Peki gerçekten öyle mi? Araç sahibi olduğumuz da sınıf atlayıp hayatı daha mı güzel yaşamaya başlıyoruz? İşte araç sahibi olmayı bir kere daha düşünmenizi sağlayacak bazı küçük ipuçları. Karar elbette yine sizin.
Reklam
Patron Yokken Çizilmiş 13 Çirkin Otomobil
Otomobiller birçok insan için bir tutkudur. Bazen sadece bir motor sesi bile bu tür insanların yüreğinin farklı atmasına neden olmaya yeter. Ancak bazı otomobiller de var ki, bu tür otomobil sevdalılarını bile otomobillerden soğutabilir. Bu otomobilleri gördüğünüzde insan bu otomobili bir tasarımcı mı tasarladı acaba diye sormadan edemiyor. Üstelik bir tasarımcı tasarlasa bile bu kadar çirkin bir otomobile onun üstündeki yöneticiler nasıl izin verdi sorusu da ayrı bir konu. Bu konuda örnek verilebilecek birçok tasarım faciası mevcut. Ben bunlardan gözüme takılan 15 tanesini derledim. Birçok kişi de daha çirkin tasarımlar bulabilir. Ancak tüm bu listelerde değişmeyecek bir model var ki, o da Fiat Multiplia. Google’da “çirkin otomobil” diye hangi dilde aratırsanız aratın karşınıza çıkan bu otomobil, sektörün çirkin kralı.
Reklam
Sürüş İzlenimi: Volkswagen Beetle – Aşk Yeniden…
Yeni Volkswagen Beetle, namı diğer kaplumbağa firmanın bu modelde piyasaya 1938’den bu yana sürdüğü tamamen yeni üçüncü versiyon. Yeni Beetle Golf Mk6 şasisinde temellendirilmiş. Her ne kadar olaya teknik açıdan yaklaşıldığında temel alınan Mk6 çok daha önde olsa da, Beetle her zaman kalbini mantığından önde tutanların otomobili olmuştur.Pek çoğunuzun hatırlayacağı gibi Volkswagen çok uzun yıllar sonra Beetle modelini tamamen yenilemiş ve 1998’de piyasaya sürmüştü. Dünya çapında bir milyondan fazla satılan yeni Beetle satış rakamları olarak tatminkâr sonuçlar elde etse de, ne kullananları, ne de firmayı tam olarak tatmin edemedi ve üretimine 2010 yılında son verildi. Ne yazık ki ilk girişim, tüm dünyadan otomobil tutkunlarının ortak rüyasını gerçekleştirmek yerine daha çok kadınlar tarafından tercih edilen küçük bir araba yaratmaktan öteye gidemedi. Buradan da anlıyoruz ki Volkswagen Beetle’a biraz peri tozu serpmek lazım. O sadece bir otomobil değil. Hiçbir zaman sadece bir otomobil olmadı.Bu jenerasyonun sonrasında ise Volkswagen pes etmek yerine efsanesini sürdürmek için inatla çabalamayı sürdürdü ve köklerini gelecek ve günümüzle birleştiren çok daha agresif, bir o kadar da duygusal bir tasarımla yollara geri döndü. Volkswagen Beetle artık yeniden gördüğünüzde sarılmak isteyeceğiniz, yoldayken şeklini ya da beygir gücünü düşünmeden gazına yüklenmekten kendinizi alamadığınız bir otomobil. Aranan Peri tozu bu kez bulunmuş görünüyorDış tasarıma bakılacak olursa, Beetle’ın büyüdüğünü ve daha net hatlarla köklerine selam çakarken, günümüz tasarım gerekliliklerini de unutmadığını görüyoruz. Tasarımda baştan bir yaratıma gidilemeyeceğinden Volkswagen mevcut tasarımı kusursuzlaştırma yoluna gitmiş. Bence başarmışlar da. Arabaya bindiğinize sizi uzun zamandır görmediğiniz kadar yüksek bir ön konsol ve nostaljik, aynı zamanda eşsiz torpido gözü karşılıyor.Test sırasında kullandığımız 1.4 litre TSi motor 160 ps güç üretiyordu. 1.2 TSi ve 1.6 TDi versiyonları da ülkemizde mevcut olan yeni Beetle’ın en ‘seksi’ motor seçeneği ise elbette test sırasında kullandığımız 1.4 litre TSI motorlu versiyon.  0-100 km hızlanması gerçekten de 8.3s olan bu motor sürüş esnasında en agresif taleplere bile sorunsuz cevap verirken, arabanın yapısal özellikleri nedeniyle de performansınızı olduğundan dahi fazla hissediyorsunuz. Sonuç? Sınırsız mutluluk.Volkswagen’in artık rüştünü çoktan ispat etmiş DSG otomatik şanzımanıyla vites geçişleri hem ruhlu, hem de sarsıntısız ve her zaman doğru devirlerde gerçekleşiyor. Arabanın ECO ve Sport modları arasındaki performans ve sürüş özellikleri ise çok belirgin. Her iki modda da ruh halinize göre çok keyif almanız mümkün. 1973 model bir Beetle ile uzun zaman geçirmiş bir eski Beetle sahibi olarak şunu söyleyebilirim ki Beetle her zaman bir parça agresif kullanımı ve yüksek devri seven bir arabadır. Yeni versiyonda bu özelliğin teknik olarak olmasa da hissiyat olarak genetiğine işlemesi beni ayrıca mutlu etti.Ülkemizde vergi sistemi yüzünden muhtemelen bulunmayan 2.0 litre TDI motor seçeneği yurtdışında bulunabilen yeni Beetle’ın mevcut 3 motor seçeneği ülke koşulları açısından her açıdan tatminkâr bir seçim aralığı sunuyor.Yakıt tüketimi noktasında da boş ağırlığı 1373 kg olan yeni Beetle’ımız oldukça tatminkârdı ve şahir içi-uzun yol ortalaması olarak 6.8 litre gibi bir ortalama değere rahatça ulaştık. Uzun yolda ise sakin tepkilerle yakıt tüketimini 5.5 litre gibi değerlerde tutmak mümkün fakat biraz çaba ve dikkat gerektiriyor.Sürüş özellikleri olarak her ne kadar temel alındığı Golf’ün konfor ve stabilitesinden uzak olsa da, Beetle otoban ve şehir yollarında alışılmış Volkswagen sürüş kalitesine sahip. Yine de bozuk yollar ve ani yön değişimlerinde biraz fazla hareketli ve aksiyona gebe.Direksiyonda ise yeni bir elektromekanik düzenleme söz konusu ve direksiyon oldukça ağır. Buna rağmen arabanın refleksleri oldukça hızlı ve çevik. Direksiyonun ağırlığı biraz suni, bu nedenle sportif bir his katıyor olsa da arabayla aranızdaki iletişimi biraz gölgeliyor gibi.Yeni jenerasyonda daha yüksek ve geniş lastik kullanımı yol tutuş ve viraj kabiliyetini de önceki versiyona göre ciddi oranda arttırmış durumda. Ön tarafta çok noktadan bağlantılı süspansiyon kullanılırken, arkada torsiyon çubuğu kullanılmış fakat açıkçası araba normal yol koşullarında biraz sert süspansiyonlara sahip olmasına rağmen kullanıcı ve yolcusunu rahatsız etmiyor. Her özelliğinde yarattığı mutluluk hissinin psikolojik etkisi de var.Kabinde ise harika bir direksiyon, basit bir vites kolu, etkileyici bir parlak kromvari plastik ön konsol sizi karşılıyor. Uzun zamandır bu kadar etkileyici ve mizanpajı başarılı bir ön konsol görmediğimi söylemeliyim. Ne Mini, ne de şimdiye kadar kullandığım başka bir otomobilin ön konsolu geçmişi günümüzle bu kadar iyi bağlayamamıştı diyebilirim rahatça.Önde oturanlar için mesafeler ve her şey gayet yolundayken, arkadakiler için aynı şeyi söylemek ise malesef biraz güç. Eğer 1.80 cm ve üzerinde kişiler öne oturuyorsa, arkadaki yolcuların iki büklüm olmaları kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.310 litrelik bagaj arabanın hedef kitlesi, kökleri ve boyutları gözlendiğinde yeterli. Her noktada köklere atıf yapmamız sebebi ise Beetle’ın bağımsız bir araba gibi düşünülmemesi gerektiğine inanmam. Sonuç olarak ‘retro’ bir arabayla karşı karşıyayız ve atasının prensiplerine yeni teknolojilere sahip olsa da bağlı kalmalı. Zira Beetle’ı seven milyonlarca insan onu sahip oldukları kadar, sahip olmadıklarıyla da sevdi. O ruhu yaşamak, birkaç bavulu evde bırakmaktan hala daha büyük önem taşıyor.Sonuç olarak yeni Volkswagen Beetle sahip olduğu tarih içerisindeki geçmişinden kopmamasına rağmen en kendine güvenli tasarım olarak ön plana çıkıyor. Şurası gerçek ki yeni Beetle önceki jenerasyondan çok daha fazla erkek kullanıcıyı da cezbedecek. Her eski Beetle sahibine tavsiyem ne yapın ne edin bu arabanın direksiyonuna birkez oturup eski günlerinizi hatırlayın. Sadece gaz pedalına eğilip baktığınızda bile, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.Teknik Özellikler:Motor:1390 cc, 4 silindir, 16v, TSi, 160 ps 5800 d/dak, 240 Nm 1550- 4100 d/dakPerformans :207 km/s Maksimum hız, 8.3 sn 0-100 km/s hızlanmaŞanzıman :7 ileri DSG, önden çekişOrtalama tüketim :6.2 lt/100 km, 143 g/km CO2Boş Ağırlık :1373 kgGüç/ağırlık oranı :Ton başına 114 bgBoyutlar U/G/Y :4278 / 1808/ 1486 mmFiyatı: 33.800 Euro + 909.50 TL
Gerçek Hayatta GTA
ABD’de otobanda otomobillere çarparak araçları silahla alıkoyan suçlu uzun polis takibinden sonra yakalandı. GTA bilgisayar oyununu anımsatan kovalamaca heyecanlı anlara sahne oldu.
Mercedes-Benz: Bir Klasik Tutkusu
Araba sevgisini hobisi yapan, her bir parça için aylarca uğraşabilen, hobisini bir adım daha ileri götürüp garaja döndüren bir çok mercedes-benz tutkunu gönüllülerin katkılarıyla bu galeriyi hazırladık; sizlerin de katkılarını bekleriz.
Reklam
Mercedes'in Muhteşem Teknolojisini 'Tavuk' Üstünden Anlatmak
Söz konusu sistemin adı Magic Body Control. Bu sistem w222 kodlu yeni mercedes s class kasası ile gelen yeni nesil active body control (abc) sistemi.Sistem, abc gibi darbeyi yedikten sonra içeriye hissettirmeme üzerine değil, darbe gelmeden önlem alma üzerine kurulmuş. Güneşliklerin önüne yerleştirilmiş bir çift kamera ile yolun 5m-15m mesafesindeki 1cm-2,5cm'e kadar küçük çukur ya da tümsekleri bile tarayan sistem, yol analizini yapıp, arabanın abc ünitesini besliyor. Bu sayede araç, lastiklerin ne kadar darbe alacağını hesaplayıp önlem alabiliyor. ayrıca sistem cruise control'ü de bilgiyle besliyor. Sonuçta araç çukur ya da tümseklerden kasasını dahi oynatmadan, tabiri caizse ütü masasında kayan ütü gibi geçiyor.Kaynak
Reklam
Skoda'nın Yeni "Vision"U
Skoda Vision C konsepti, markanın gelişiminin ve tasarım anlayışındaki bir sonraki aşamanın simgesi olarak Cenevre Motor Show’da beğenilere sunuldu. Fuarda, ailelere ve maceracı ruhlara hitap eden Octavia Scout modelinin yanı sıra CNG (Sıkıştırılmış Doğal Gaz) ile çalışan seri üretim ilk Octavia da yerini alırken, eşsiz ve özel Octavia L&K, Yeti, Rapid Spaceback ve Citigo’nun Monte Carlo versiyonları da tanıtıldı. Çek otomobil üreticisi Skoda, markanın dinamizmini Cenevre Motor Show’da sergilediği yeni modeller ve versiyonlarla bir kez daha ortaya koydu. Son yıllarda dinamik modeller ve tasarım felsefesindeki gelişimle kaydettiği başarıyı “VisionC” coupe konseptiyle bir sonraki aşamaya taşıyan Skoda, fuarda yeni Octavia Scout ve doğalgazlı Octavia G-TEC’in dünya lansmanları gerçekleştirdi. Ayrıca yeni Octavia’nın en üst donanım seviyesini oluşturan Laurin & Klement versiyonu da Cenevre’de ilk kez görücüye çıktı. Skoda, sportif donanımlara sahip Yeti, Rapid Spaceback ve Citigo’nun yeni Monte Carlo özel versiyonlarını da fuarda sergiledi. Önemli bir kilometre taşı: “Skoda VisionC” Dinamik ve seçkin bir 5 kapılı coupe tasarım çalışması olan “Skoda VisionC”, kusursuz çizgileri ve mükemmel orantılara sahip hatlarıyla ön plana çıktı. Skoda’nın bu tasarım çalışması, aynı zamanda fonksiyonellik ve çevreye saygı anlamında da sofistike bir araç. Skoda’dan beklendiği üzere oldukça ferah bir iç mekana, mükemmel aerodinamik yapıya sahip Skoda VisionC, aynı zamanda doğal gazla çalışıyor. Marka açısından bir ilk olan beş kapılı coupe tasarımını görücüye çıkartan Skoda, böylece yeni araç konseptlerine uzak olmadığını da açıklıkla ortaya koydu. VisionC’yi, tasarım anlayışlarının bir sonraki aşamasının habercisi olarak niteleyen Skoda CEO’su Prof. Dr. Winfried Vahland, “Bu araç, Skoda’nın hareketli bir marka olduğunu açıkça kanıtlıyor. Skoda’nın geleneksel değerlerinden ödün vermeden, sofistike tasarımlar sunup, markanın duygusal karizmasını pekiştirmeyi amaçlıyoruz. Şirket tarihinin en büyük model atağı çerçevesinde, önümüzdeki yıllarda model ailemizi genişletmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. Skoda Satış & Pazarlama’dan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Werner Eichhorn da Cenevre’de görücüye çıkan “VisionC” konseptinin, marka tasarım dili açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu vurgulayarak, “Skoda VisionC, heyecan verici ve açıkça, atılım içinde olan bir markayı temsil etmekte” diye konuştu. Çok yönlü ve maceraya hazır “Skoda Octavia Scout” Yeni Skoda Octavia Scout modelinin dünya lansmanı da Cenevre’de yapıldı. Bir crossover olan Octavia Scout, güçlü off-road aracı görüntüsü, zorlu zemin koşullarında bile mükemmel olan sürüş dinamikleri, güçlü modern dört tekerlekten çekiş sistemi ve yenilikçi teknolojileriyle gerçek bir scout konsepti deneyimi sunuyor. Çok yönlülüğüne ek olarak, yeni Octavia Scout, yeni nesil Octavia’nın tüm en iyi özelliklerini de üzerinde barındırıyor: yüksek fonksiyonellik, olağanüstü ferah iç mekan, mükemmel kalite, en yeni güvenlik ve konfor donanımları. Farklı yeteneklere sahip olan Octavia Scout, off-road koşullarında olduğu kadar, çarpıcı maceracı görünümüyle kendisini caddelerde de fark ettiren gerçek bir karakter. Güçlü ön ve arka tamponlar, aracı çevreleyen plastik koruma bantları Octavia Scout modelinin ayırt edici görsel özelliklerinden. Yerden yüksekliği 171 mm’ye çıkarılan araç, böylece standart Octavia’dan 33 mm daha yüksek hale gelirken, iç mekanında da Scout modeline özel bazı tasarım unsurları taşıyor. Beşinci nesil Haldex kavrama sistemine sahip dört tekerlekten çekiş sistemi, arazi koşullarında bile mükemmel sürüş kalitesi sunuyor. Yeni Octavia Scout, mükemmel yokuş tırmanma performansı ve yol tutuşuyla da yüksek puanlar topluyor. Octavia Scout’ta ayrıca yenilikçi çok kollu arka aks bulunuyor. Güçleri 184 PS’ye kadar ulaşan motor seçenekleri arasında iki dizel ve bir benzinli motor bulunuyor. Bir önceki modelle karşılaştırıldığında yeni Octavia Scout’ta emisyon ve tüketim değerleri ortalama yüzde 20 oranında düşürüldü. Skoda Octavia G-TEC: “doğayı önem veren erişilebilir teknoloji” Octavia’nın seri üretim ilk doğalgazlı versiyonu olan “Skoda Octavia G-TEC” de Cenevre’de dünya lansmanı yapılan modelleri arasında yer aldı. Yeni Octavia G-TEC, Skoda yelpazesini doğa dostu ve erişilebilir modellerle genişletmesi açısından önemli bir kilometre taşını simgeliyor. 1.4 TSI 110 HP’lik hem benzin hem de doğalgazla çalışabilen motora sahip Octavia G-TEC, bir depo yakıtla maksimum 1.330 km menzile ulaşabilen “yakıt ekonomisi uzmanı” olarak nitelendiriliyor. İki tam dolu gaz tankı toplam 410 km’lik menzil sağlıyor. CNG tankları boşken, araç otomatik olarak benzinle yola devam ediyor. Sadece benzinle aracın katedebildiği toplam yol ise 920 km. Octavia G-TEC doğa dostu Green paket ile (Start-stop sistemi ve fren enerjisi geri kazanım sistemi standart) satılıyor. Yakıt tüketimi 100 km’de 5.4 m3 (3.5kg), doğal gaz ve emisyon değeri yalnızca 97 g/km. Doğa dostu doğal gaz seçeneği Skoda Octavia’nın Octavia Combi modellerinde de sunuluyor. Octavia, Çek üreticinin Citigo’dan sonra doğal gazlı versiyona sahip ikinci aracı oluyor. Ekonomik, düşük emisyonlu Skoda GreenLine modelleri, olağanüstü çevresel değerler sunuyor. Şu anda emisyon değerleri 120 g CO2/km’nin altında olan 97 Skoda modeli bulunurken, bunun 17’sinin CO2 salımı 100 g CO2/km’nin altında. Eşsiz ve zarif “Octavia L&K” Cenevre Motor Show’da tanıtılan ve Çek üreticinin kurucularından Laurin ile Klement’in isimlerini simgeleyen Skoda Octavia L&K ise eşsiz bir zarafet sunuyor. Bu üst donanım paketi ise Skoda Octavia ve Octavia Combi’de yer alıyor. L&K paketinin donanımları arasında; 18 inç alüminyum jantlar, LED gündüz farlarına sahip bi-xenon farlar, LED teknolojili stop lambaları, iç mekandaysa 4 kollu çok fonksiyonlu direksiyon simidi, eşsiz kahverengi deri/Alcantara koltuklar, Canton ses sitemi ve yeni dekoratif döşemeler bulunuyor. Yeni Octavia L&K, üç güçlü motor seçeneğine sahip. Bunlar 1.8 TSI/184 HP benzinli, 2.0 TDI/150 HP ve 2.0 TDI/184 HP dizel motorlar. 1.8 TSI ve 2.0 TDI/150 HP motorlarda manuel veya DSG otomatik şanzıman seçenekleri bulunuyor. 2.0 TDI/150 HP’lik manuel şanzımanlı dizel motor, 4 tekerlekten çekiş sistemiyle tercih edilebiliyor. 2.0 TDI/184 HP motor seçeneğiyse 6 ileri DSG şanzıman ve dört tekerlekten çekiş sistemiyle 2014 yılının ikinci yarısından itibaren satışa çıkıyor. Monte Carlo model ailesi genişliyor Skoda’nın Cenevre’de sunduğu diğer yenilikler ise daha sportif tarza sahip üç yeni Monte Carlo versiyonu. Çek üretici, Yeti, Rapid Spaceback ve Citigo’nun Monte Carlo versiyonlarını ilk kez bu fuarda sergiledi. Bu üç yeni üyenin katılmasıyla, daha önceden tanıtılan Fabia ve Fabia Combi’yle birlikte Monte Carlo özel modellerinin sayısı da 5’e yükseldi. Sportif tasarıma sahip araçlarda etkileyici siyah 15–17 inç alüminyum jantlar, karartılmış arka yan camlar ve ayırt edici siyah tasarım unsurları kullanılıyor. Yeti ve Rapid Spaceback Monte Carlo, siyah tavana sahip. Monte Carlo modellerinin iç mekanında özel kırmızı dikişli direksiyon simidi, siyah iç mekan ve özel tasarımlı spor koltuklar bulunuyor. Bu özel modeller Skoda’nın motor sporlarındaki başarısını simgeliyor.
Otomobil Markaları Amblemleri ve Anlamları
Şirketin kurucusu Karl Benz, Deutz'daki motor fabrikasındaki görevinin ilk yıllarında, Köln ve Deutz manzaralı evinin tepesine bir yıldız amblemi koymuş, eşine yazdığı mektuplarda bu yıldızın günün birinde başarıyı ve gücü temsil edeceğini ve fabrikasının üzerinde parlayacağını söylemişti. Yıldız Daimler'in, motorlu araçların 'karada, suda, havada' evrenselliğini simgelemektedir. 1909'da tescil edildi.1916 yılında yıldızın etrafı, içinde dört küçük yıldızın ve Mercedes isminin yer aldığı bir daireye çevrildi.1926'da Daimler-Benz birleşmesi ile Benz'in defne yapraklarından çelengi yıldızın etrafını sardı.Bu arada belirtelim markadaki Mercedes ismi şirketin kurucusu Karl Benz'in büyük kızının ismidir. Benz de soyadlarıdır.Ayrıca bazı modellerinin arkasında görüp de merak edenler için;AMG (Aufrecht Melcher Großaspach), Hans-Werner Aufrecht ve Erhard Melcher tarafından 1967 yılında Almanya'nın Stuttgart şehrindeki Großaspach kasabasında kurulmuş bir modifiye şirketidir. AMG bir kısaltma olup; kurucularının soyadları ve bulundukları kasabanın baş harflerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. AMG; Hans Werner Aufrecht - Eberhard Melcher - Großaspach'.
Lamborghini Huracan Cenevre'de Pirelli Lastikler ile Sahne Alıyor
Bu yıl 84’üncüsü düzenlenen, Dünyanın en önemli otomobil fuarlarından biri olan Cenevre Otomobil Fuarı’nda, otomotiv endüstrisinin en yeni modelleri görücüye çıkıyor. Son model otomobillerde, teknik ve tasarım özelliklerinin yanında aracın performansını ve güvenliğini doğrudan etkileyen lastikler de dikkat çekiyor. Pirelli’nin siparişe özel teknolojiler ile her bir marka için özel olarak geliştirilen P Zero ve Cinturato lastikleri, fuarın en gözde modelleri olan Ferrari California T, Lamborghini Huracàn ve McLaren 650S tarafından tercih edildi. Fuarda ilk kez görücüye çıkan Audi TT, Audi S1 ve S3 Cabriolet, yeni nesil BMW X5, Mercedes C sınıfı ve S 600 ile Jaguar XFR, F Type ve XJR’da da Pirelli lastikleri kullanıldı. Pirelli’nin son teknolojisiyle üretilen PZero, Cenevre’deki homologasyonlarıyla birlikte, 2007’den bu yana 380 homologasyon alarak yeni bir rekora da imza attı. Bu, Pirelli mühendislerinin PZero’lar için 380 farklı versiyon tasarladıkları ve geliştirdikleri anlamına geliyor. Pireli bünyesinde rekor sayıda homologasyon alan bir diğer lastik ise 5 yıllık ömrü boyunca 170 homologasyon elde eden Cinturato P7 oldu. Huracan’ da PZero etkisi! Lamborghini’nin en son süper otomobili Huracan için tasarlanan yeni PZero, 0’dan 100 kilometreye 3,2 saniyede çıkabilen aracın performansına kusursuz biçimde yanıt veriyor. Ait oldukları markayı belirtmek amacıyla yanaklarında ayırt edici bir L harfi taşıyan bu özel PZero lastiklerinin geliştirilmesinde Formula 1 ile aynı simülasyon teknolojisi kullanıldı. Ayrıca, motorsporlarından elde edilen bileşenlerin kullanılması sayesinde yol tutuşu bir önceki nesil PZero ile karşılaştırıldığında yüzde 7 artırıldı. Pirelli ve Lamborghini mühendislerinin yakın işbirliğinde geniş sırt blokları ve asimetrik tasarımı spor sürüşte optimum denge sağlanırken, yeni bileşenlerin kullanımı sayesinde fren mesafesi de yüzde 5 azaltıldı. Ferrari California T’ye özel iki versiyon Cenevre Otomobil Fuarı’nın en çok beklenen otomobillerden biri olan Ferrari California T orijinal ekipman olarak Pirelli PZero lastikleri ile donatıldı. Yanaklarında ‘F01’ işaretleri ile ayırt edilen yeni lastikler 19 ve 20 inçlik ölçülerde satışa sunuluyor. Lastiklerdeki bir başka öncelik de, Ferrari’nin konfor ve sportif deneyimden taviz vermeden California’nın teknik özelliklerine ve yeni amortisörlere uyum sağlaması için geliştirilen lastik yapısıydı. Yeni direksiyon sistemi ile lastikler arasındaki kusursuz etkileşim, PZero’nun en fazla 34 metrelik bir fren mesafesine katkıda bulunduğu, bilhassa yol üzerinde daha tepkisel bir sürüş sağlanmasına yardımcı oldu. MacLaren 650 s için özel kış lastiği de üretildi Pirelli ile MacLaren Otomotiv arasındaki teknik ortaklık yeni Maclaren 650s ile yeni bir adım daha attı. Cenevre Otomobil Fuarı’nda dünya sahnesine çıkan yeni McLaren 650S, üstün teknolojili Pirelli lastikleri ile donatıldı. Yeni McLaren 650s önde 235/35R19 arkada 305/30R20 ölçülü Pirelli P Zero Corsa lastiklerini kullanıyor. PZero Corsa Asimetrik lastikler “MC1” işareti ile özel olarak yeni 650s’in karakteristik özelliklerine uymak için geliştirildi. Asimetrik ön lastiklerin profili Mclaren 650’s’in aerodinamik performansını optimize ederken, lastik yanaklarındaki yeni tasarım lastiklerin sürüklenme kat sayısını yüzde beş oranında artırdı. Böylece, ıslak zeminde sürüş ve yol tutuşundan ödün vermeden yakıt tüketiminin azaltılması sağlandı. Yeni 650S lastikleri için kullanılan bileşenler de son teknoloji ürünü ve Pirelli’nin Formula 1 deneyiminden ve diğer motorsporları çalışmalarından elde edildi. Pirelli ek olarak 650S için, kış aylarında orijinal ekipman olarak tedarik edilmesi için Pirelli Winter Sottozero 3 lastiklerini geliştirdi.
Reklam