onedio

Yeşilçam Haberleri

Yeşilçam ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Yeşilçam ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Sevgiliniz ile Birlikte İstanbul'da Yapabileceğiniz 19 Hesaplı ve Eğlenceli Aktivite
aynı anda aynı sessiz geceye doğru  'içim sıkılıyor' dediğinizi duyar gibiyim.birbirinden ilginç konsepti olan tüm cafe'leri de rutin olarak teftiş ettiniz, yapacak bi şey kalmadı ulan istanbul'da! dediniz.buyrun istanbul'da yapabileceğiniz diğer şeylere göz atalım...tabi öncelikli olarak trafiği ve toplu taşıma durumunu kontrol edin, zira 3-4 saatlik bir yol süresi çıkabilicek yerler de yok değil. biz sizin metro'da, otobüste hayatın sillesini yemenizi istemeyiz.(aramızdaki ıssız adamlar ve özgür kızlar da yalnız yapabilir elbette)
Ege Üniversitesi Öğrencilerinden "Çay Lobisi"
Ege Üniversitesi öğrencileri geçtiğimiz günlerde lobi faaliyetlerine başladılar. Başbakanın Gezi Parkı eylemleri sırasında uydurduğu “Faiz Lobisi” söylemi ve robotlara kadar her şeyin bir lobisi olduğu inancından yola çıkarak bütün lobilerin arkasında olduğunu belirttikleri Çay Lobisi’ni kurdular. Üniversite kampüslerindeki sermaye odaklı “cafe” kültürüne karşı öğrenci odaklı kantin ve dayanışma kültürünü geliştirmek amaçlı başladıkları Çay Lobisi bir ayı doldurdu. Kampüsteki kafelerdeki pahalı fiyatlar ve bireyci kültüre karşı 1 No’lu Öğrenci Yemekhanesi çimlerinde ücretsiz demleme çay dağıtmaya başlayan öğrencilere destek oldukça fazla. İlk günlerde geçici bir heves olduğunu düşünenler ya da sponsor destekli bir tanıtım çalışması olduğu zannedenler bir süre sonra merak etmeye ve katılmaya başlamışlar. Kimisi yurdundan, kimisi evinden çay, şeker ve kahve getirmeye başlamışlar. Hatta gittikleri diğer kafelerden fazla şeker alıp getirenler bile var. Kar amacı gütmeden birlikte demleyip birlikte içtikleri çaylarla öğrencilere dayanışmanın ve paylaşmanın önemini tekrardan hatırlatan Lobiciler sadece bedava çay dağıtmakla da kalmıyorlar. Seçimlerden önce İzmir'de gerçekleşen Başbakanın ülke çapından otobüslerle insan taşıyıp şov yaptığı mitinginden bir gün önce Gündoğdu Meydanı’na gidip karşılama mesajlarını da yazmayı ihmal etmemişler; “Herkese bizden çay! Tayyip’e yok!” Kısa zamanda Lobi, okuldaki öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirdiği, kitap okuyup, sohbet ederek sosyalleştiği ayrıca insanlarla bir şeyler paylaştıkları bir yer haline gelmiş. Hatta üniversiteye söyleşiye gelen Fırat Tanış da Çay Lobisi'ni ziyaret edip sıcak bi çaylarını içmiş. Yine de bazı öğrencilerin halen neden kendilerinden değil de 2 TL’ye varan fiyatlarıyla “cafelerden” çay içtiklerini anlayabilmiş değiller. Sahi İsmail Abi’nin dediği gibi “Çay veren insan kötü olabilir mi?” Üniversite kampüsünde kendilerine ait 'Sermayesiz Hava Sahası' yaratan öğrencilerin bu ayki programları ise dolu dolu. Çay Lobisi'nin yerinde her cuma saat 20.30'da Açıkhava Sineması kurup Yeşilçam günleri yapacaklar. Ayrıca kermesler ve 23 Nisan günü bir piknik de yapacaklarmış. Aklınızda bulunsun ziyaret edip bir çaylarını içmek isterseniz Ege Üniversitesi 1 No’lu Öğrenci Yemekhanesi çimlerinde saat 9.00’la 18.00 arası uğrayabilirsiniz. Giderken yanınızda bir paket çay veya şeker götürürseniz çok faydalı olacaktır. Umarız diğer üniversitelerde de Çay Lobisi faaliyetleri başlar. “Unutmayın, paranız olmayabilir ama çay içebileceğiz bir yer var!” Çay Lobisi'ne ulaşmak için www.facebook.com/CayLobi ve www.twitter.com/CayLobisi adreslerini kullanabilirsiniz.
Doya Doya Bakılacak 12 Erkek
Kimini dudağından, kimini gözünden, kimini düşündüren zeki sözünden... Ama bir de hepsinin birleştiği erkekler var ki... Bak, bak, bak, bak doyamadık inanın. İşte muhtemelen gülüşlerini, bakışlarını, hatta kafa sallayışlarını gördüğünüzde kafanızı çevirip gidemeyeceğiniz, kilitlenip kalacağınız 12 nefes kesici erkek.
Cahit Berkay: 'Politik Şarkılarla Kimse İlgilenmiyor, Sevgiyi Silah Olarak Kullanacağım'
180 film için müzik yapan Cahit Berkay, klasikleşmiş müziklerini bugüne uyarlayıp tekrar dinleyicilerinin beğenisine sunmayı planlıyor Bugüne kadar aralarında Çiçek Abbas, Selvi Boylum Al Yazmalım, Güler misin Ağlar mısın'ın da aralarında bulunduğu 180 film için müzik yapan Moğollar'ın kurucularından sanatçı Cahit Berkay yeni bir proje hazırlığında. Proje kapsamında Berkay'ın klasikleşmiş film müzikleri, senfoni orkestrasıyla sahnede yeniden çalınacak. Senfoniye darbuka, bağlama gibi enstürmanlar eşlik edecek. Cem Karaca ve Barış Manço ile birlikte söylediği şarkıları bugüne uyarlayıp Emrah Karaca solistliğinde dinleyicisi ile buluşturmayı planlıyor. Hem rock hem de aşk için 'içi boşaldı' yorumu yapan Berkay, siyasetin de müziğin değişimini tetiklediğini ifade ediyor. Kenan Evren 'e kadar analog olan müziğin onun ardından soğuklaştığına dikkat çekti. Berkay 'Politik içerikli şarkılarla kimse ilgilenmiyor. Sevgiyi silah olarak kullanıp bunu yapacağım.' diyerek Gezi olaylarının kendisini olağanüstü umutlandırdığını söyledi. Ayşegül Akyarlı Güven ’in The Wall Street Journal’da yer alan söyleşisinin bir kısmı şöyle: Kaç filmin müziğinde imzanız var bugüne kadar? Bugüne kadar birebir yaptığım 180 tane film müziği var. Uzunca bir dönem yaşamım yurtdışında geçti. Ama yaptığım film müziklerini başka filmlere de döşediler. 250 film kadar vardır herhalde onlar bir arada olunca. Şimdi bunları bir araya getirecek bir projeniz var. Biraz anlatır mısınız? Proje herşeyden önce 70'li yılları 2014'de tekrar yaşamak tekrar çalıp söylemek, nostaljiden öte dönemin müzikal yaşanmışlığını tekrar yaşamak için. bugünkü kuşaklarla paylaşmak için. Ne yapılacak bu kapsamda? İki farklı formatımız var. Birinde benim hit olmuş film müziklerinin çalınması. Bunu senfoni ile çalacağız. Şu an 12 parça var. 18-20'ye de çıkabilir sayı. Selvi Boylum Al Yazmalım, Çiçek Abbas gibi parçaları çalacağız. Tamamen batı formülünde bir senfoni resmi oluşabilir hayalinizde. Ama öyle oluşmasın. Sonuçta ben bu parçaları Anadolu'dan beslenerek yaptım. Bu nedenle Anadolu'da varolan seslerin de senfoni enstürmanlarıyla güzel bir harmanlamasını oluşturduk. Mesela zurna var, ney var, darbuka var. İki tane böyle konser yaptık. Çok başarılı geçti. Cemal Reşit Rey'de merdivenler bile doldu. Altın Portakal'da da yaptık. O Yeşilçam filmleri zaten 70'lerde kalmadı. Özel kanallar sayesinde bugünün gençleri de onları iyi tanıyor. İkinci formatınız nasıl? Biliyorsunuz biz Cem Karaca ile 45'likler artı albümler yaptık. Barış ile de 1 albüm yaptık. Emrah Karaca'nın solistliğinde bunların bugünkü yorumunu sergilemeyi düşünüyoruz. Bazılarını bugüne uyarlıyoruz. Bazılarınıysa aynı bırakıyoruz. Mesela Dağlar Dağlar. Ona hiç dokunmuyoruz. 70'li yıllarla 2014'ün enerjisinin harmanlandığı bir pozitif kurgu hazırlığındayız. Sinema için müzik nasıl yapılır? Pratikte neler değişir? Senaryo gelir. Okursun. Beğenirsen işi kabul edersin. Filmi çekip kaba montajını yaparlar. Oturup yönetmenle birlikte o kaba montajı izlersin. O sırada elinde kronometre ile filmin neresinde müzik olacağını kararlaştırırsın. Sonra stüdyoda müziği kaydedersin. Biz kaydederken stüdyoda da o film döner. Zamanın yönetmene göre değişir. Mesela Ömer Kavur ve Atıf Yılmaz'ın 'filmi bitireceğiz aman şu tarihte vizyona gireceğiz' gibi bir dertleri olmazdı. O film onların istediği olgunluğa ulaşıncaya kadar ne emek gerekiyorsa o vakti ayırırdı. Ama genelde motor dendikten 1 ay sonra film vizyona girerdi. Ama işin beste boyutu başka.. Nasıl başka? Mesela Selvi Boylum Al Yazmalım'ın müziğini nasıl bestelediğinizi anlatır mısınız? Bazı filmlerde ana temanın yanısıra ikinci bir tema da gerektirir. Mesela bir duygusal müzik olur. sonra o müziğin mutluluk hali olur, dramatik hali olur, işkilli gerilimli hali de olur. Kötü adam takibi için bir müzik gerekir. Ortalama en az 4-5 çeşit tema gerekir. Ben oturdum önce Selvi Boylum Al Yazmalım için tema oluşturmaya. İlk olarak gitar aldım elime. Ama gitarla olmadı. Bağlamayla da olmadı. 3-4 saat kara kara düşündükten sonra evdeki cura aklıma geldi. İlk curam... Telleri yok, toz içinde. O curayı indirdim. Eski telleri temizledim, akordunu yaptım. Yarım saat sonra o müziğin tamamı çıkmıştı. Çünkü filme müzik yapmak hayaldir. Önce o müzikal kurguyu hayal edeceksin. Notalarını hayalinde duyacaksın. New York'ta geçen filme davul zurnayla, Anadolu'da geçen filme saksafonla müzik yapamazsın. Hiç kaybettiğiniz iş oldu mu mesela? Hayır kaybettiğim olmadı. Ama rötuş yaptığım oldu. Ses yükselterek kavgalar etmedik. Çünkü müzikte kavga olmaz. Ama münakaşa olur. Mesela benim asla çalışmayacağım 2 tane yönetmen vardır. Ama isimlerini açıklamam. Atıf Yılmaz ve Ömer Kavur ile çalışmaksa bir ayrıcalıktır. Ne istediğini bilmeyen adamla işi çözmek çok zor. Bu coğrafyada yaşayan insanlara müzik yapıyorsan buradaki kültürü ıskalamayacaksın. Öğrenip kendini onunla donatacaksın. Pir Sultan Abdal'ı da bileceksin, Yaşar Kemal'i de. 70'lerden bugüne 10 yıllık süreçleri düşünecek olursak, neler değişti ve biz nasıl bir etki altına girdik ki bizim dinlediğimiz müzikler değişti? Siyasi açıdan bir etkilenme oldu bir kere. Ama daha da önemlisi 60-70'li yıllar analog dönemdi. Elle dokunup koklayabildiğin bir müzik vardı. Şimdi dijital. Karşı değilim hayat böyle gelişti. Ama analog filmin sıcaklığı ile dijital arasında nasıl bir fark varsa bu fark müzikte de kendini belli eder. Biri sıcaktır, diğeri soğuktur. Kenan Evren'e kadar olan dönemde hayat analogdu. Hatta bir dönem var ki taş plak dönemleri, analog bile yoktu. Sevgi, aşk, bunlar farklı yaşanıyordu. Sevgilinin elini tutmak için yanıp tutuşuyordun. Zırt diye elini tutamıyordun. Uzaktan bakıyordun, mektup yazıyordun falan filan. O zaman şarkı çıkıyordu. Şimdi çıkmıyor. Aşk için emek yok ki. 'Merhaba, naber' hooop yatağa. Maymun iştahlılık var. Aşklar 2 günde bitiyor. Yaşasalar onun da şarkısı çıkacak aslında. Siyaset çok etkiler mi müziği? Bizi etkiliyor. Mesela ben çok etkilenen bir kuşaktan geliyorum. Şimdi de var etkilenenler birkaç tane. Popçulara diyecek birşeyim yok. Onların derdi başka. Ama rock müzik yapıyorsan bunu yapamazsın. Rock'ta bunu yemez. Ama yedirdiler maalesef. İçi boş. Kendi yaşadığı ortamdan bahsetmiyor. Sen menfaatini nasıl koruyacaksın? Kendi şarkını yapmazsan bir gün sıra sana da gelir. 70'lerde her gün 25 kişi ölüyordu ortalama. Sonra büyük çoğunluk çocuklarını uzak tutmaya çalıştı haklı olarak. Kenan Evren ve şülekasının en büyük 'başarısı' kuşaklar arasındaki kültür akışını kestiler. Siyasetle ilgilenenler ya mahkemelerde hapis cezaları aldılar, ya da işkencede öldüler. Turgut Özal da sonra gelip tüy dikti üzerine. Nazım Hikmet'i bile tanımıyorlar şimdi.. Yazık. Onlar özellikle böyle yapıldılar. Son 10 yılda tek parti iktidarı var. Bu nasıl yanısıdı müziğe Genelde yok ama sistem sanata akıllı dokonuşlar yapıyor yavaş yavaş. son günlerde profesör lakaplı admalar müzikte kadın sesi haramdır, enstürman haramdır, telefonda bekleme yaparken size çalınan şarkılar haramdır gibi sözler söyler oldu. 10 yıllık bir süreçte gerçekten ciddi bir müdahale oldu mu sizce müziğe? Özgürlükleriniz gerçekten kısıtlandı mı? Gösterişte kısıtlamadılar ama polisiye devlet durumuna girdik ve bundan sonra ne yapacaklarını bilemiyorum. Gezi olayları beni olağanüstü umutlandırdı. Çünkü Gezi'ye kadar siyasetle ilgilenmeyen bir profil çiziyordu gençler. Ben yoruldum demeyeceğim ama, o kadar çok yapılmış şarkılarım var ki.. Iskaladılar. Politik içerikli şarkılarla kimse ilgilenmiyor. Sevgiyi silah olarak kullanıp bunu yapacağım. Solcuyum demenin bir anlamı kalmadı. Ama ben hala solcuyum, komunistim. Bunu söyleyecek dönem değil ama aklını kullanacak dönemdeyiz. T24