onedio

Akaryakıt Haberleri

Akaryakıt ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Akaryakıt ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

TikTok'ta Canlı Yayın Açan "Ispartalı Henry Cavill" Sosyal Medyanın Gündeminde
Biliyorsunuz TikTok canlı yayınlarıyla meşhur bir platform. En çok karşımıza düşen canlı yayınlar ise çalışanların mesai esnasında oldukları yayınlar. Bazen bir börekçiyi bazen bir konfeksiyoncuyu çalışırken izleyebiliyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde bir akaryakıt istasyonu çalışanı da ünlü İngiliz aktör Henry Cavill'e benzetildi. Hayranları kadar kendisinin abartıldığını düşünenler de oldu.
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
Dünyanın En Pahalı Motorsikleti Altın ve Elmastan
Hamburg Motor Fuarı’nda sergilenen dünyanın en pahalı ve en hızlı motosikletleri 50 binden fazla ziyaretçinin ilgi odağı oldu. 45 bin metrekare alanda 300 motosiklet firması ürettikleri araçları müşterilerinin beğenisine sundu. Artan akaryakıt fiyatlarına alternatif olarak elektrikli motor ile çalışan geleceğin motorları fuarda başı çekti. Harley Davidson firmasının 24 ayar altın ve 200’den fazla elmas kullanarak yaptığı dünyanın en pahalı motosikleti görenleri hayretler içinde bıraktı. Fuarda bir diğer bölümünde ise jet motoru takılarak 7 bin beygir gücüne çıkarılan dünyanın en hızlı motoru dikkatleri üzerine çekti. Hamburg eyaletinde bu yıl yirmincisi düzenlenen fuarında iki üç ve dört terkli olmalarının yanı sıra ve farklı tasarım ile üretilmiş motosiklet modelleri büyük ilgi çekti. Motor fuarının ilgiyle izlenen diğer bölümü ise tek teker üstünde durma, ateş çemberi içinden geçme ve kendi etrafında dönme gibi gösteriler oldu.veteknoloji
Zengin Olmadığınızın Kanıtı Niteliğindeki 15 Hareket
Eğer aşağıda sıralanan durumlar size tanıdık geliyorsa ya zengin değilsiniz ya da hayatınızın bir döneminde mutlaka mali sıkıntılar yaşamışsınız ki bu durumlara aşinasınız... Not : Ekşi sözlükteki ilgili başlıktan yararlanılmıştır. https://eksisozluk.com/fakirlik-belirten-hareketler--3373032
AKP Esnafı Da “Sıfırladı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdiğini bildirdi. Nevşehir, Burdur ve Bartın başta olmak üzere 17 ilde durumun çok daha vahim olduğunu, bakkal, bayi ve büfe esnafının işyerlerinin daha çok kapandığını vurgulayan Umut Oran, '30 Mart'ta esnaf da kendisinin sıfırlayan AKP'yi sıfırlayacaktır. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir' dedi. Yazılı açıklama yapan Umut Oran, CHP'nin esnaf ve sanatkara yönelik proje ve çözüm önerilerini de anlattı. Umut Oran'ın açıklaması şöyle: TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdi. Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturdu. Bu dönemde faaliyetine son veren esnaf ve sanatkâr sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine denk geliyor. 1.5 milyon dolayındaki mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan, toplumun sigortası konusundaki esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir; bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliğin azalmasındaki önemli rolü yadsınamaz. - CHP olarak bizler, esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine ve rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörüyoruz. Ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumun orta direği olan esnaf ve sanatkâr kesim, AKP iktidarı döneminde ağır darbe yedi. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliği azaltmadaki önemli rolü dolayısıyla Türkiye’nin demografik yapısı açısından son derece büyük önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimde, AKP döneminde tam bir yaprak dökümü yaşandı. Ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. 9 yılda 1,2 milyon esnaf ve sanatkâr faaliyetini sonlandırdı Esnaf ve sanatkârların çatı kuruluşu olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu’nun (TESK) istatistik kayıtlarını tutmaya başladığı 2005’ten, Şubat 2014’e kadar olan dönemde 1 milyon 212 bin 73 esnaf ve sanatkâr “sicil terkini” yaptırdı, yani faaliyetine son vererek kaydını sildirdi. Buna göre yılda ortalama 135 bin dolayında esnaf ve sanatkar mesleki faaliyetini bırakmak, işyerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilanlardan derlenen bu verilere göre; aynı dönemde esnaf ve sanatkârlık için sicil kaydı yaptıranların sayısı ise 1 milyon 709 bin 438 oldu. Buna göre Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü (yüzde 71) oluşturdu. Anılan 9 yıllık dönemde faaliyetine son verenlerin sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine karşılık geliyor. 17 ilde durum çok vahim Bu dönemde mesleği bırakanların yeni ticaret hayatına atılanlara oranı özellikle Nevşehir, Burdur, Bartın gibi illerde rekor kırdı. Bunlarla birlikte Aydın, Ardahan, Balıkesir, Ordu, Kars, Bolu, Amasya, Afyon, Eskişehir, Düzce, Trabzon, Konya, Artvin veKırıkkale’de de sicil kaydını sildirenlerin sayısı, yeni kayıt yaptıranların üzerinde; Kastamonu, Manisa, Bingöl, Rize, Muğla, Kırşehir, Kütahya, Sinop, Gümüşhane, Niğde, Zonguldak, Karaman ve Yalova’da ise iki sayı neredeyse başa baş gerçekleşti. Mesleği bırakanların, yeni başlayanlar oranı üç büyük kentte de rekor düzeylere ulaştı. Kapanma rekoru bakkal, bayi ve büfelerdeSicil terkini yapan esnaf gruplarının başında bakkallık, bayilik, büfecilik; kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği; minibüsçülük; taksicilik; kadın ve erkek kuaförlüğü; nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu; kamyonculuk, kamyonetçilik; lokantacılık; pazarcılık; servis aracı işletmeciliği geliyor. Kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, piknik ve dinlenme yeri işletmeciliği; tuhafiyecilik; şoförlük; konfeksiyon imal ve satıcılığı; otobüsçülük; kafe, kafeterya, kahvaltı salonu işletmeciliği; emlakçılık; aperatif yiyecek maddeleri imal ve satıcılığı; turistik, otantik hediyelik ve hatıra eşya imal ve satıcılığı ve hırdavatçılık da en fazla sicil terkini yapılan işler arasında... AKP, AVM’de ranta baktı esnafı unuttu AKP iktidarı, küçük esnafı, büyük sermayeye karşı koruyucu önlemleri almadı. Büyük sermaye gruplarının perakendecilik sektörüne girerek bu işi büyük ölçekli zincirlerle yapma eğilimi sonucunda İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropoller başta olmak üzere ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’lerin sayısı 300’e ulaştı. Daha önce çarşı ve pasaj dükkânlarında gerçekleşen perakende ticaret, ülke genelinde yaygınlaşan AVM’lerde toplanırken, kentlerin geleneksel dokusundaki bozulma ve çarpık gelişme de bununla at başı gitti. Kentlerin en merkezi yerlerine dikilen AVM’ler, bir yandan halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanlar ve meydanları yok ediyor, bir yandan da kent ekonomisi ve demografisinin en önemli unsurları olan küçük mağaza ve işyerlerinin varlığını tehdit ediyor. Esnaf ve sanatkâr kesim nüfusun yüzde 10’u… Şubat sonu itibariyle sayıları 1 milyon 510 bin 945 olan mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Esnaf ve sanatkâr sayısında nüfusuyla orantılı olarak İstanbul 169 bin 761 kişiyle başı çekiyor. Bu ili 98 bin 429 esnaf ve sanatkârla İzmir, 71 bin 299 kişiyle Ankara, 63 bin 719 kişiyle Antalya, 57 bin 102 ile Bursa, 44 bin 409 kişi ile Konya, 43 bin 12 kişiyle Mersin, 40 bin 475 kişiyle Manisa izliyor. Daha sonra 38 bin 547 kişiyle Adana ve 37 bin 407 kişiyle Balıkesir geliyor. Ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkârların yüzde 44’ü bu on ilde kayıtlı. Bölgelere göre bakıldığında ise ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkarların yüzde 25.9’unun Marmara’da olduğu görülüyor. Bu bölgede esnafın nüfusa oranı yüzde 1.7 düzeyinde. Ülkedeki tüm esnaf ve sanatkarların yüzde 18’i Ege, yüzde 15.2’si Akdeniz, yüzde 14.6’sı İç Anadolu, yüzde 13.1’i Karadeniz, yüzde 7’si Güneydoğu, yüzde 6.2’si Doğu Anadolu bölgesinde. Esnaf sayısının bölge nüfusuna oranı yüzde 2.8’le Ege’de en yüksek düzeye ulaşıyor. Karadeniz yüzde 2.6 ile ikinci sırada…   Esnaf ve sanatkâr toplumun sigortası… Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir. Esnaf ve sanatkârlar, özellikle işletme sayılarının çokluğu, ülke çapında istihdama sağladıkları büyük katkı, bölgesel sosyoekonomik dengelerin kurulması ve üretimde azımsanmayacak bir paya sahip olmaları nedeniyle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve sosyal yapının önemli bir unsurudur. Anayasamız devletin esnaf ve sanatkârları koruyup desteklemesini hükme bağlıyor.  Dolayısıyla esnaf ve sanatkârı koruyup desteklemek anayasal bir görevdir… Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısında esnaf ve sanatkârlar ve küçük işletmelerin önemi saymakla tükenmez. Daha az yatırımla üretim yapabilmeleri ve ürün çeşitliliği sağlamaları, emek-yoğun çalışarak ve ülke çapında istihdam yaratarak işsizliği azaltmaya katkıda bulunmaları, istihdamı daha düşük maliyetle sağlamaları bu kesimin ülke ekonomisi açısından önemini gösteriyor. Bu kesim talep değişikliklerine daha kısa sürede uyum sağlama becerisine sahip, ekonomik dalgalanma ve krizlerden korumasız olarak etkilenmekle beraber, bu şartlara genellikle büyük işletmelerden daha kolay ve çabuk uyum sağlayabiliyor. Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltmaya katkıda bulunan esnaf, sanatkâr ev küçük işletmeler, yan sanayi olarak büyük ölçekli firma ve yatırımları destekliyor ve tamamlıyor, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunuyor.  Bu kesim, gelirin dengeli dağılımına katkı sağlamaları ve orta sınıf olarak toplumsal hayatta denge faktörü olmaları ve istikrara katkıları ile demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve adeta toplumun sigortası konumunda bulunuyor. Esnaf ve sanatkâr ağır sorunlar altında eziliyor… ü  Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle eşitsiz rekabet koşulların yanı sıra mevzuattan kaynaklanan sorunlar, BAĞ-KUR’la ilgili yükümlülükler başta olmak üzere ağır mali yükler altında eziliyor. ü  Esnaf ve sanatkâr kesimi büyük sermaye kuruluşları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri, finans kaynaklarına ulaşamıyor. Bu nedenle de gelişmiş teknoloji kullanarak üretim yapabilme ya da tüketicinin büyük zincirlere tercih edeceği kaliteli ve ucuz hizmeti sunma kapasitelerini geliştiremiyorlar. Yeterli finans desteği bulamadıkları için kendilerini yenileyemiyor, rekabet gücü kazanamıyorlar. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri ağır bürokratik işlemlerden mağdurlar; vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinden dolayı zorlanıyorlar. ü  Pazarlama, yönetim, tanıtım bilgilerinin eksik oluşu, esnaf ve sanatkâr işletmelerinin büyük perakende zincirleri ve sermaye kuruluşları ile rekabet etmesini imkânsız hale getiriyor. ü  Son kredi kartı düzenlemesiyle taksitin sınırlanması esnafı olumsuz etkiledi. Protestolu senetler ile takipteki alacaklardaki artışlar da koşulları iyice içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Esnaf da kendisini sıfırlayan AKP’ye sıfır verecek 30 Mart yerel seçimleri, Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP iktidarından kurtulma sürecinde önemli bir dönüm noktası olacak. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmenin önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkâr kesim oluşturuyor. Esnaf ve sanatkârın oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP uygulamalarından zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; küçük esnafı AVM’lere ezdirerek yok eden bu rantçı iktidardan kurtulmada esnaf ve sanatkârımıza büyük görev düşüyor… Esnaf ve sanatkâr kesimin iradesi;  ekonomide haksız rekabetin ve tekellerin hâkimiyetinin sona erdiği yeni Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Bu nedenle esnafımız da iktidarı döneminde kendisini bitiren AKP’yi sandıkta sıfırlayacağına inanıyorum. Peki CHP ne yapacak?   CHP ise bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkıda bulunan, ülke çapında istihdamı artıran, ekonomik ve toplumsal yapının vazgeçilmez unsuru olan esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine, rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörmektedir. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir. Bu doğrultuda; 1-      Ekonomik büyümeden esnaf, sanatkâr ve küçük işletmelere yeterli pay verilecektir. 2-      Ülke ekonomisinin canlandırılması için hazırlanan destek paketlerine esnaf ve sanatkârlar öncelikli olarak dâhil edilecek, tamamen bu kesime özel teşvik ve destek paketi hazırlanacaktır. 3-      Bu kapsamda, yeni işyeri açacak esnaf ve sanatkârlara 5 yıl süreyle vergi indirimi, 4-      Esnafımıza, bir önceki yıl ödediği SGK primi ve gelir vergisi oranında, sıfır faizli Cansu Suyu Kredisi verilmesi, 5-      Nakliyeci esnafına indirimli akaryakıt, şoför, minibüsçü ve servisçi esnafına bir kereye mahsus KDV ve ÖTV alınmadan araçlarını yenileme imkânı, esnafın yanında çalışanların sosyal güvenlik primlerinde indirim, kalfaların sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması, enerji fiyatlarında indirime gidilmesi, 6-      Halk Bankası’nın ayakkabı kutuları yerine yeniden esnaf ve KOBİ’lerle ilgilenmesi, Ziraat’in ise yeniden çiftçinin bankası haline gelmesi, 7-      Yapısı güçlendirilecek, siyasi baskılardan arındırılıp, özerkleştirilecek Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerinde sıfırdan başlayan faizlerle çeşitlendirilmesi sağlanacaktır. 8-      Esnaf ve sanatkârlara Halk Bankası tarafından kullandırılan krediler mesleklere göre çeşitlendirilecek, kredilerin vadeleri uzatılacak ve bütçeden ayrılan destek miktarı artırılacaktır. 9-      Çok sayıda vergi, harç ve prim yükü altında ezilmekte olan esnaf ve sanatkârlar bu kargaşadan ve yükten kurtarılacaklardır. Vergi sisteminde bürokrasi azaltılacak, esnaf ve sanatkârın vergi işlem ve mevzuatı kolaylaştırılıp, sadeleştirilecektir. 10-  Gelir Vergisi Kanunu’nda esnaf ve sanatkâr tanımı yenilenecek, esnaf muaflığının kapsamı yeniden tanımlanacaktır. Kaldırılmış olan, vergiden muaf esnaf ve sanatkârların esnaf odalarına kayıtlı olmaları koşulu yeniden öngörülecek, Vergiden Muaf Esnaf Belgesi’nin esnaf odalarınca verilmesi sağlanacaktır. 11.  __Esnaf ve sanatkârlar ile ücretlilere uygulanan gelir vergisi oranları diğer mükelleflerin tabi olduğu tarifeden 5 puan düşük olarak belirlenecektir. 12-  Esnaf ve sanatkârların birikmiş vergi ve SGK prim borçlarının gecikme faizleri, enflasyon oranı esas alınarak yeniden yapılandırılacaktır. 13-  Esnaf ve sanatkârlarımızı, sanayi ve bilgi toplumunun yeni üretim sektörlerine, katma değeri yüksek yeni mal ve hizmet üretimlerine, kendi faaliyet alanlarında inovasyona yönlendirecek girişimcilik, bilgi ve teknoloji, finansman ve kredi desteği sağlanacaktır. 14-  Küçük Sanayi Sitelerinde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlara sağlanmakta olan düşük faizli ve sosyal amaçlı kredi desteği uygulamaları güçlendirilerek, bu kesimin üretimini artırıcı, rekabet gücünü geliştirici araca dönüştürülecektir. 15-  Esnaf ve sanatkârların üst destek kuruluşlarının siyasi ipotek veya baskı altına alınma uygulamalarına son verilecektir. Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin esnafa destek çalışmalarının güçlü ve etkin olması özendirilecek ve denetlenecektir. 16-  Esnaf ve sanatkârlara, KOBİ’lere sağlanan kredi olanaklarının yeni kredi ve finansman yöntemleri ile ‘on yılda beş katına’ çıkartılması hedef alınacaktır. 17-  Hiper ve grosmarketlerin kuruluş ve faaliyetlerine sınırlama getiren AB mevzuatı ülkemizde de yürürlüğe konularak, bu kurumların mahallelerde alt birimler açarak bakkallarla rekabete girmelerinin önü alınacaktır. 18-  Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkartılacak, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılacaktır. 19-  Anayasada düzenlenen haklardan olan “Yaşam Hakkı” bütün temel haklardan daha üstün olduğundan 60 günden fazla prim borcu bulunan esnaf ve sanatkârların ve ailelerinin sağlık hizmetinden faydalanması sağlanacaktır. 20-  Düz lise ve üniversite mezunu işsiz gençlerin çıraklık eğitimi yoluyla kendilerini yeni meslek alanlarına yönlendirmesi amacıyla çıraklık eğitimi bütünüyle yenilenecek ve geliştirilecektir. 21-  Mesleki eğitim yapan işletmeler ve meslek kuruluşları beşeri, teknik ve mali açılardan teşvik edilecektir. 22-  Esnaf ve sanatkârların el emeğine dayalı veya küçük işletmelerde üretilen mallarının dış pazarlarda tanıtılmasına katkı sağlayacak fuarlara katılmaları, özel teşvik sistemi ile desteklenecektir. 23-  Ticari amaç kapsamında yurt dışında işbirlikleri kurmak ve seminer, konferans ve fuarlara katılmak üzere yapılacak geziler için vize kolaylığı sağlanması amacıyla girişimler başlatılacaktır. 24-  Devlet, esnaf ve sanatkâra yönelik danışmanlık hizmetlerinin yoğunluğu ve çeşitliliğini artırıcı önlemler alacaktır.
AKP İktidarı Fahiş Benzin Vergileriyle De Halkı Soydu
AKP döneminde akaryakıta yapılan zamları ve üzerindeki dolaylı vergi yükünü inceleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 'AKP döneminde benzin yüzde 210 pahalandı. Bu dönemde dolardaki yüzde 35'lik artıştan arındırıldığında benzin fiyatındaki net artış yüzde 129'a geliyor. AKP, petrol ürünlerinden alınan fahiş vergiler yoluyla yıllardır halkı soyuyor. Türk halkı, uygulanan fahiş vergiler nedeniyle akaryakıta diğer ülke yurttaşlarının kat kat üzerinde para ödüyor. Bu çarpıklığı ancak halkçı bir iktidar düzeltir, bu soyguna CHP son verecektir' dedi.Yazılı açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran şunları kaydetti:5 TL'yi aşan benzin fiyatıyla dünya rekortmeni olan Türkiye, Fed kararları ve 17 Aralık operasyonları üzerine döviz kurundaki sıçrama nedeniyle dolar cinsinden sıralamada birkaç basamak aşağı kaysa da hala ilk 5'te yer alıyor.Türkiye'de fahiş benzin fiyatının nedeni, tüketiminden alınan insafsız nitelikteki dolaylı vergiler… Vatandaşın 1 litre benzine ödediği paranın sadece üçte biri ana fiyat… B ütçe açıklarının kapamada kolay yöntem olarak başvurulan ve fiyatın içinde tahsil edilen aşırı yüksek miktar ve oranlardaki ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerle birlikte benzinin pompa fiyatı, rafineri çıkış fiyatının 3 katına ulaşıyor.Türkiye'de dolar bazında benzin fiyatı, kişi başına milli gelirin 100 bin doları aştığı Norveç'teki ile neredeyse aynı düzeyde. Bir depo benzinin bedeli Norveç'te asgari ücretin yaklaşık yüzde 2'sine, Türkiye de ise dörtte birine denk geliyor.AKP döneminde; özellikle de serbest fiyat sistemi ne geçilen 2005'ten sonra, akaryakıttan alınan yüklü miktardaki dolaylı vergiler, bütçe açıklarının kapatılmasında önemli bir rol oynadı. EPDK verilerine göre 2005-2012 döneminde akaryakıttan 181 milyarı ÖTV ve 69 milyarı KDV olmak üzere toplam 250 milyar liralık dolaylı vergi tahsil edildi.AB'ye uyum gerekçesiyle ÖTV'de ' kırsal motorin ' uygulaması 2011 başında kaldırıldı, çiftçinin kullandığı motorinle, gemilerde ve diğer alanlarda kullanılan motorinin fiyatı eşitlendi. Yani Çiftçi Mehmet 'in traktöründe kullandığı motorinden de 'gemiciklerin' yaktığı motorinden de aynı ÖTV alınıyor, ikisi de 1 litre motorine aynı parayı ödüyor.AKP hükümeti yıllarca bütçeyi, başta akaryakıt olmak üzere vatandaşın tüketiminden aldığı dolaylı vergilerle finanse edip, sonra da 'mali istikrar'ı sağlamakla övündü, 'cari açık azar' bahanesiyle de vergi oranlarını makul düzeylere çekmekten kaçındı, ancak cari açıkta da Türkiye'yi dünya rekortmeni yaptı.AKP, petrol ürünlerinden alınan fahiş vergiler yoluyla yıllardır halkı soyuyor. Türk halkı, uygulanan fahiş vergiler nedeniyle akaryakıta diğer ülke yurttaşlarının kat kat üzerinde para ödüyor.Bu çarpıklığı ancak halkçı bir iktidar düzeltir, bu soyguna CHP son verecektir.AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılının sonunda 1.64 TL (1 dolar) olan benzinin litre fiyatı, 26 Mart itibariyle 5.08 TL'ye (2.30 dolara) ulaştı. Benzin fiyatında yaklaşık 11 yıllık dönemdeki kümülatif artış yüzde 210'a ulaştı. Buna karşılık 2002 yılının sonunda 1.6345 TL olan dolar kuru, Fed'in başlattığı parasal sıkılaştırma ve 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturmaları sonrası ortaya çıkan siyasal istikrarsızlığın etkisiyle sıçrama yaşayarak 2013 sonlarında 2 TL'yi aştı. 26 Mart 2014 itibariyle 2.2121 TL olan dolar kuru baz alınırsa AKP döneminde dolarda TL'ya karşı kümülatif değerlenme yüzde 35 dolayında gerçekleşti. Fiyatı bu dönemde üçe katlanan benzinde dolar cinsinden artış yüzde 129 olarak gerçekleşti. Başka deyişle bu dönemde Türkiye'de benzin kurdan bağımsız olarak yüzde 129 zamlandı.En pahalı benzinde Türkiye hala ilk 5'te…5 TL'yi aşan benzin fiyatıyla dünya rekortmeni olan Türkiye, Fed kararları ve 17 Aralık operasyonları sonrası dolar kurunda yaşanan sıçrama nedeniyle ülkeler sıralamasında birkaç basamak aşağı kaysa da hala ilk 5'te yer alıyor. Mart 2014 itibariyle benzinin en pahalı olduğu ülkeler litrede 2.87 dolarla Norveç, 2.45 dolarla İtalya, 2.44 dolarla Hollanda, 2.36 dolarla Danimarka ve 2.30 dolarla Türkiye ve Yunanistan…Ancak gelirle orantı kurulduğunda Türkiye göreli olarak akaryakıtta en pahalı ülke… 40 litrelik deposu bulunan bir araç Norveç'te 115 dolara, Türkiye'de ise 92 dolara doluyor.  Kişi başına milli gelirin 100 bin doları aştığı Norveç'te bir depo benzin bedeli, 6 bin dolar dolayındaki asgari ücretin yaklaşık yüzde 2'sine denk geliyor. Kişi başına milli gelirin 10 bin dolar dolayında bulunduğu Türkiye de ise arabanın deposunu doldurabilmek için net 382 dolar olan asgari ücretin dörtte birini ödemek gerekiyor. Üst sıralardaki diğer ülkelerle kıyaslandığında da durum aynı…Türk halkı, uygulanan fahiş vergiler nedeniyle akaryakıta dünyadakinin kat kat üzerinde para ödüyor, başka deyişle hükümet halkı soyuyor.Pahalılığın nedeni insafsız vergiler…Türkiye'de akaryakıtın dünyaya göre çok daha yüksek fiyata satılması, tüketiminden alınan dolaylı vergilerden kaynaklanıyor. Yani Türkiye'yi dünyanın en pahalı benzinini tüketen ülkeler arasına sokan, sık sık da dünya şampiyonu yapan faktör, bu ürünlerden alınan yüksek boyutlardaki dolaylı vergiler... Petrol ürünlerinde vergisiz rafineri fiyatı dünya ile paralel, bazen onun da altında seyrederken, bütçe açıklarının kapamada kolay yöntem olarak fahiş ölçülerde tahsil edilen dolaylı vergiler bu ürünlerdeki pahalılığın asıl nedenini oluşturuyor. Dolaylı vergiler; rafineri çıkış fiyatı ile pompa fiyatı arasında yaklaşık 3 katlık bir orantıya yol açıyor. Yani 1 litre benzine pompada ödenen fiyat içinde rafineri çıkış fiyatının payı sadece üçte bir dolayında bulunuyor. Litre fiyatının yaklaşık yüzde 60'ı, Maliye'nin kasasına giden Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi'nden (KDV) meydana geliyor. Pompa fiyatının kalan yüzde 10'luk kısmını ise BDDK payı, dağıtım şirketi ve bayi karları ile nakliye ve benzeri unsurlar oluşturuyor.5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu gereğince 1 Ocak 2005'ten itibaren yeni bir düzenlemeye gidilerek, sektörde serbest piyasa modeline geçildi. Bu dönemde akaryakıt fiyatları dünya ham petrol fiyatları ve kurdaki gelişmeler paralelinde piyasa tarafından belirlenirken, devlet ise akaryakıttan yüksek oranlarda vergi almaya; Türk halkı da pahalı benzin ve motorin kullanmaya devam etti. Devletin akaryakıt fiyatlarını son kez belirlediği 31 Aralık 2004'te 2.3 TL olan 1 litre benzin 26 Mart 2014 itibariyle 5.08 TL oldu. Serbest piyasa döneminde geçilen 1 Ocak 2005'ten bu yana pompada benzinin litre fiyatı yüzde 117 artış kaydetti.Rafineri çıkış fiyatı 1.6 TL dolayında bulunan 1 litre benzin, ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergiler ve ayrıca EPDK payı, dağıtıcı ve bayi payı gibi unsurların üzerine eklenmesiyle pompada 5 TL'yi geçiyor. Tüketicinin 1 litre benzine ödediği paranın 1.6 TL'si rafineriye, yaklaşık 50 kuruşunu da üretim-satış zincirindeki diğer kuruluşlara giderken, KDV ve ÖTV olarak devlete ödenen kısım 3 lirayı buluyor. Benzin tüketenler, rafineri fiyatının iki katı vergi ödemek durumunda kalıyor. Yani 1 litre benzine ödenen paranın 3 lirası sektörün değil Maliye'nin kasasına gidiyor. Akaryakıttan 8 yılda 250 milyar TL dolaylı vergi topladılar…AKP döneminde; özellikle de serbest fiyat sistemi ne geçilen 2005'ten sonra, akaryakıttan alınan yüklü miktardaki dolaylı vergiler, bütçe açıklarının kapatılmasında önemli bir rol oynadı. EPDK'nın en son 2012 sonu itibariyle açıkladığı verilere göre 2005-2012 döneminde akaryakıttan 181.2 milyarı ÖTV ve 69.2 milyarı KDV olmak üzere toplam 250.3 milyar liralık dolaylı vergi tahsil edildi.Satın aldıkları benzin, motorin ve diğer ürünlerin fiyatı içinde tahsil edilen bu vergiler, devletin bu dönemdeki toplam vergi gelirinin yaklaşık yüzde 15'ini, milli gelirin de yüzde 3'ten fazlasını oluşturdu. Oysa gelir düzeyine bakılmaksızın herkesten eşit olarak alınan dolaylı vergiler, ülkede vergi adaletini ve gelir dağılımını bozuyor.Yüksek oranlarda alınan dolaylı vergiler yüzünden benzin, motorin gibi petrol ürünlerinin aşırı pahalanması, bu ürünlerin yolcu ve yük taşımacılığı ve birçok sektörde temel girdi olması dolayısıyla zincirleme biçimde tüm mal ve hizmetlerin fiyatına yansıyor. Bu durum ayrıca, kaçak ve katkılı benzin satışlarını artırıyor, kayıt dışı ekonominin büyümesine de yol açıyor.AKP hükümeti yıllarca bütçeyi, başta akaryakıt olmak üzere vatandaşın tüketiminden alınan dolaylı vergilerle finanse edip, sonra da 'mali istikrar'ı sağlamakla övündü, 'cari açık azar' bahanesiyle de vergi oranlarını makul düzeylere çekmekten kaçındı, ancak cari açıkta da Türkiye'yi dünya rekortmeni yaptı.Çiftçi Mehmet de 'gemicikler' de aynı ÖTV'yi ödüyor…Avrupa Birliği'ne uyum gerekçesiyle kırsal motorin uygulaması 2011 başından itibaren kaldırıldı. Kırsal-euro diesel ayrımı kaldırılarak, motorinden maktu olarak alınan ÖTV miktarları alan ayrımı gözetmeksizin içerdiği kükürt oranına göre belirlendi. Böylece çiftçinin kullandığı motorinle, gemilerde ve diğer alanlarda kullanılan motorinin fiyatı eşitlendi. Motorinden kırsal ayrımı olmaksızın litrede 1.5245 TL ÖTV alınıyor. Yani Çiftçi Mehmet 'in traktöründe kullandığı motorinden de gemicikleri yüzdürmek için kullandıkları motorinden de aynı miktarda ÖTV alınıyor, hepsi de 1 litre motorine aynı parayı ödüyor.Halen 1 litre motorin pompada 4.43 liraya satılıyor. Türkiye, motorin fiyatında da dünyada ilk sıralarda yer alıyor. 2002 sonunda kırsal motorinin litre fiyatı 1.28 lira düzeyinde bulunuyordu. Buna göre çiftçinin kullandığı motorinin fiyatı on bir yıllık dönemde tam yüzde 246 zamlandı. Soyguna son vereceğiz… Benzin, motorin gibi petrol ürünlerinden nispi ve maktu olarak alınan ÖTV, KDV gibi dolaylı vergiler, aşırı yüksektir. Dolaylı vergiler nedeniyle rafineri çıkış fiyatı ile pompa fiyatı arasında oluşan yaklaşık 3 katlık fark izah edilir olmaktan uzaktır. Akaryakıttaki yüksek vergi oranları, kişi başında milli gelirde dünya 63'üncüsü olan Türkiye'yi, birinci sıradaki Norveç'le birlikte ' dünyanın en pahalı benzini tüketen ülkesi ' haline getirmiştir. Yüksek dolaylı vergiler, zaten dışa bağımlı olunması nedeniyle petrolün varil fiyatı ve kur hareketlerinden kaynaklanan artışlar yaşandığında, pompaya katlamalı olarak yansımıştır.Birçok sektörde temel girdi olan akaryakıtın aşırı pahalanması, ekonomi genelinde zincirleme bir etkiyle maliyetleri yükseltiyor. Fahiş vergiler yüzünden akaryakıtın aşırı pahalanması, tüketicileri 'katkılı benzin', '10 numara yağ' gibi toplum sağlığını tehdit eden yasa dışı ürünlerin kullanımına itiyor, sektörde kayıt dışılığı büyütüyor .Gelir düzeyine bakılmaksızın herkese aynı biçimde uygulanan fahiş dolaylı vergiler AKP döneminde, dar gelirli milyonlar aleyhine vergi adaletini bozmuştur .Vergi pastasında, kar ve servet üzerinden alınan doğrudan vergilerin payı yükseltilmeli, adaleti bozan ve sosyo ekonomik açıdan birçok olumsuzluğa yol açan dolaylı vergilerin payı düşürülmelidir .CHP iktidarında bu çarpık yapı düzeltilecektir. Bu soyguna CHP son verecektir…
Gizem'in Katil Zanlısından Kan Donduran İfade
Adana’da, 6 yaşındaki Gizem Akdeniz 'in katil zanlısı S.A., Cumhuriyet Savcılığı'ndaki sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemede tutuklandı. Katil zanlısı S.A., mahkemede verdiği ifadesinde vahşi cinayeti nasıl işlediğini anlattı. Minik Gizem'in ablası Gamze ile gönül ilişkisi yaşadığını, ailesinin karşı çıkmasıyla ayrıldıklarını ve bu nedenle intikam hisleri beslediğini söyleyen S.A., çocuğu 'Pikniğe gideceğiz' diye kandırıp, arabayla götürdüğü kırsal alanda ellerini ve ayaklarını koli bandı ile bağlayıp, ağzını da aynı bantla kapattığını, bıçakladıktan sonra yaralı halde üzerine benzin döküp yaktığını itiraf etti. Doğan Haber Ajansı’ndan Fuat Karaçalı ’nın haberine göre, minik Gizem'in ablası Gamze ile birbirlerini sevdiklerini ancak anne ve babasının bu birlikteliğe karşı çıktığını, çeşitli iftiralara uğradığını, kıskançlıkları yüzünden iki yıl önce ilişkiye kendisinin son verdiğini öne süren S.A. olay gününü şöyle anlattı: 'Gamze'den ayrıldıktan sonra içimde aileye karşı kin ve nefret büyüdü. Gizem olmasaydı dahi aileden birilerini öldürecek veya yaralayacaktım. Olay tarihinde ailemi arkadaşıma ait 01 AZY 90 plakalı otomobille Çobandede mevkiinde pikniğe götürdüm. Ailemi bıraktıktan sonra eve döndüm. Mahalle girişinde Gizem, arkadaşlarıyla oynuyordu. Gizem'i yanıma çağırarak 5 lira kağıt para verdim. Yakındaki bakkaldan kola almasını istedim. Gizem gidince, arabanın yedek lastiğini çıkartıp, evin merdivenlerine bıraktım. Gizem'in evinde kimse olmadığını bildiğimden öldürme fikrini düşündüm. Evdeki koli bandını arabaya koydum. Gizem gelince 'Pikniğe götüreceğim' diyerek kandırdım. Arabanın arka koltuğuna oturdu. Yol üzerindeki akaryakıt istasyonundan pet şişeyle 7-8 liralık benzin aldım. Sonra çocuğu nereye götüreceğimi düşündüm. Kabasakal Mezarlığı aklıma geldi. Oraya gittik. Uçurum var mı diye sağa sola baktım. Uçurum görmeyince yeşillik bir alan vardı, oraya götürdüm. Gizem'e pikniğe geldiğimizi söyledim. Çünkü Gizem, ailemin pikniğe gittiğini biliyordu. Gizem'i kucağıma alıp, yamaçtan yeşillik alana indirdim. Yanıma aldığım koli bandıyla ellerini bağladım, ağzını da aynı bantla kapattım. Cebimdeki bıçağı çıkarıp, vurdum. Bıçağı nereye vurduğumu görmedim, çünkü gözlerim kapalıydı. Gizem yere düştü, bir iki adım sekti. Üzerine benzin döktüm. Kibritle ateşe verdiğimde çığlıklar atmaya başladı. Arabanın yanına gittim, 20- 25 dakika bekledim, orada ağladım. Daha sonra gittim. Olayda kullandığım bıçağı cebimde unutmuşum. Çobandede'ye gittim, oradaki duvarın deliğinden içeri attım. Gizem'e karşı herhangi bir cinsel davranışta bulunmadım. Herhangi bir tecavüz girişimim olmadı.' Mahkeme, 'çocuğu veya beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi öldürme, canavarca hisler veya eziyet çektirerek öldürme suçlarından' S.A.'nın tutuklanmasına karar verdi. Zanlı S.A., adliyeden çıkarılıp, zırhlı araca bindirilerek cezaevine götürüldü. Bu arada katil zanlısı S.A'nın ailesinin polis tarafından bilinmeyen bir adrese götürüldüğü öğrenildi. Minik Gizem'le akraba olan ve aynı sokakta oturan katil zanlısı S.A'nın ailesi sabaha karşı 'can güvenliği' gerekçesiyle polis otolarına bindirip, bölgeden uzaklaştırıldı. Mahalle sakinleri, katil zanlısının ailesinin polisler tarafından götürüldüğünü, nereye gittiklerini bilmediklerini söyledi. Minik Gizem'in toprağa verilmesinin ardından Akdeniz Ailesi'nin evinin önünde Seyhan Belediyesi'nce taziye çadırı kuruldu. Acılı aile burada taziyeleri kabul etmeye başladı. Sokağın her iki girişinde ve katil zanlısının evinin yakınında polis ekipleri olası infiale karşı nöbet tutmayı sürdürdü. Katil zanlısı S.A.'nın, savcılıktaki ifadesinde cinayeti pazar günü öğleden sonra işlediği anlaşırken, itiraflarını kendisini sorgulayan bir başkomiserin yaklaşımı ile yaptığını söylediği belirlendi. Aynı başkomiserin S.A. ile birlikte Gizem'i arama çalışmalarına katıldığı, bu arada yakınlık kurduğu ve sonunda da cinayeti itiraf ettirdiği anlaşıldı.T24