onedio

Antalyaspor Haberleri

Antalyaspor ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Antalyaspor ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Karizmayı Tavan Yaptıran 5 Gol Sevinci
Gol ne kadar güzel olursa olsun, onu muhteşem kılan şey ardından sergilenen hareketler bütünüdür. İşte yaşadıkları sevinçler ile attığı gollerin güzelliğini gölgede bırakan 5 futbolcu.FourFourTwo
Drogba: "Buraya Para İçin Gelmedim"
Galatasaray'a veda eden Didier Drogba, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.İşte kulüp televizyon kanalına yaptığı açıklamalar: Big Legend’ın sezon finaline hoş geldin; ama sadece sezon finali diyorum, final değil. Umarım bu konu hakkında da konuşacağız. Ancak biliyorsun, Türkiye’de büyük bir trajedi yaşandı. Soma’da 300’den fazla madencimizi kaybettik. İlk olarak, bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misin? Evet, ülke için büyük bir trajedi. Burada bir buçuk yıldır yaşıyorum. Ve bu tabii ki beni de etkiledi. Ben de tüm iyi dileklerimi hayatını kaybeden işçilerin ailelerine gönderiyorum; çünkü o işçiler, Türkiye’nin büyük bir ülke olmasını sağlayan kişilerdi. Tüm o ailelere… Evet, sizin için çok zor bir durum olduğunu biliyorum; ama sürekli sizi düşünüyorum. Zorlu bir sezon olduğunu söyleyebiliriz; hem takım için, hem de sezonun son bölümünde yaşadığın sakatlıktan dolayı senin için… Senin de bu yüzden üzgün olduğunu biliyorum. Sezon hakkında genel olarak ne söylersin, en başından sonuna kadar… Farklı durumlarla karşılaştığımız bir sezon oldu. Ve takım buna alışık değildi. Çok sayıda farklı şey yaşandı. Yeni kurallar, yabancı sınırı… Bu, ligdeki tüm takımlar arasında en fazla Galatasaray’ı etkiledi. Ayrıca teknik adam değişikliği yaşadık. Bu da takım için oldukça zor bir durumdu. Biliyorsunuz, Fatih Terim’e çok büyük bir saygım vardı ve onu seviyordum. Bence geçtiğimiz sezon takım olarak beraberliği ve takım ruhunu yakalama konusunda zorluklar yaşadık. Bunu bazı zamanlarda başardık, özellikle de Şampiyonlar Ligi’ndeki maçlarda; çünkü orası rekabet alanı yüksek bir turnuva. Ancak lig maçlarında bunu pek hissedemedik. Ve bu yüzden de ligde fazla puan kaybı yaşadık. Burada bir buçuk yıl geçirdin. Senin için en unutulmaz hatıra ne oldu? Bundan sonra biri sana, “Galatasaray” dediğinde… O kadar fazla ki… Çok güzel anılarım var burada. İlki havalimanında taraftarlar tarafından karşılandığım an. İkincisi, takım arkadaşlarımla tanışmam ve onlarla birlikte antrenman yapmış olmam. Ama bir numarada Akhisar maçında oyuna girdikten sonra topa ikinci veya üçüncü dokunuşumda Burak’ın yaptığı ortada attığım o gol var. O anı hayatım boyunca hiç unutmayacağım. O an hissettiklerimi hayatım boyunca asla unutmayacağım. Kariyerindeki en iyi anlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Evet, kariyerimin en üst noktalarından biriydi; çünkü bu gibi anların hayalini her zaman kurarsınız. Yeni bir takım, ilk maç… Ve aynı zamanda kale arkasındaki tribün tamamen Galatasaray taraftarlarıyla doluydu. Ben de o kaleye attım golü. Maç 0-0’dı… Ben her zaman maçı değiştiren golleri atmayı sevmişimdir. Sanırım bu da onlardan biriydi. Golden sonra neler hissettin; çünkü senin de söylediğin gibi topa sadece ikinci veya üçüncü dokunuşundu… “Evet, başlıyorum” dedin mi? Bilemiyorum, bilemiyorum. Yeni bir dünyayı keşfetmek benim için bile zordu. Ama bunu hâlâ yapabileceğimi kanıtlamıştım. Ve benim kariyerimdeki en iyi gollerden biriydi. O golü kesinlikle ilk 10’a koyarım. Gol sonrası mutluluğumu taraftarlarla ve takım arkadaşlarımla paylaşmak harika bir histi. Kusursuz bir karşılama oldu benim için. Burada aldığın en iyi tavsiye veya öğrendiğin en iyi ders ne oldu? En iyi tavsiye? Bilemiyorum, aslında en iyi tavsiye değil; ama burada çok şey öğrendim. Oyunculardan, insanlardan gerçekten çok şey öğrendim. Galatasaray’ı temsil ettiğim için onur duydum. Tüm Türkiye’nin saygısını kazandığım için çok şanslıyım. Bu kendi adıma futboldan çok daha önemli bir şey. Böylesi bir saygıyı kazanmak, her zaman görülen bir şey değildir. Bu yüzden gerçekten gurur duyuyorum. Türkiye’deki kariyerin boyunca karşılaştığın herhangi bir zorluk oldu mu? Eğer varsa, bunun üstesinden nasıl geldin? Hayal kırıklığı yaşadığım bazı şeyler oldu. İnsanların takıma bağlılığımı sorguladıkları ve benden kuşku duyup, benim para için burada olduğumu düşünmeye başladıklarında... Tamamen yanılıyorlardı. Ben buraya para için gelmedim. Parayı düşünsem, zaten Çin’de kalırdım. Orada oynamasam bile paramı öderlerdi. Ama ben buraya para için gelmedim. Buraya futbol oynamak, tutkuyu yeniden hissedebilmek için geldim. Buradayım; çünkü burada rekabet vardı. Dördüncü yıldızı kazanma hırsı vardı. Evet, bazı hayal kırıklıkları yaşadım. İnsanlar, benim daha önce Chelsea’de oynadığım için onlara karşı yeteri kadar iyi performans sergilemediğini düşündükleri anlarda… O hâlde şöyle yapalım; siz de Galatasaray’la şampiyonluklar yaşayın ve birkaç sene sonra Galatasaray’a karşı oynayın. Ben de o zaman sizin reaksiyonunuzu görmek isterim. Ben sahip olduğumun en iyisini verdim. Benim için duygusal bir maçtı ve belki de bu yüzden sakatlık yaşadım, hâlâ bununla mücadele ediyorum; ama futbolun içinde bunlar var. Burada karşılaştığım tüm güzel şeylerle kıyaslandığında, yaşadığım hayal kırıklıkları bunlardı. Galatasaray – Fenerbahçe rekabeti, Beşiktaş maçında attığım iki gol, Süper Kupa maçında Fenerbahçe’ye karşı attığım gol… Ve taraftarların bana gösterdiği saygı. Benim onlara karşı çok büyük saygım var. Benim için en önemli olan da bu. İnsanları her gün mutlu edemezsiniz; ama 365 günün 340’ında mutlu ederseniz, bu iyi bir şeydir. Fenerbahçe ile oynanan son derbi maçından önce sakatlığın vardı… Evet, oynamamalıydım. Ama oynamak istediğini söyledin. Maç öncesinde, maç sırasında neler oldu? Kendini nasıl hissettin? Evet, Chelsea maçında yaşadığım sakatlıktan dolayı iki hafta antrenman yapamamıştım. Koşamıyordum, yönümü değiştiremiyordum. Hâlâ o maçı nasıl oynadığımı bilmiyorum. Ama evimizde, Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız bir derbi maçıydı. Ve istediğimiz yerde olduğumuz bir sezon değildi. Oynamak zorundaydım. Kazanmak zorundaydık. Evet, şampiyon olamayabilirdik; ama evimizde Fenerbahçe’ye kaybedemezdik. Sahip olduğum her şeyi verdim. Maçı da kazandık. Ve herkes çok mutluydu… Chelsea ile 2012 yılında Münih’te oynadığın final maçının ardından herkes Şampiyonlar Ligi’nde son kez sahaya çıktığını düşünüyordu. Ama sen daha sonra Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi’nde iki harika sezon yaşadın. Münih’tekinin bu turnuvadaki son maçın olmadığını biliyor muydun? Hayır, bilmiyordum. Benim için turnuvadaki son maçtı. Tekrar edeyim, benim bir kontratım varsa, o kontrata bağlı kalmak isterim. İlişkilerimiz iyiyse, kontratıma saygı duyarım. Çin’e gittiğimde de bunu yaptım. Ama pişman değilim. Buraya geldim ve burada yeni bir ev, yeni bir yuva buldum. Evet, son maçım olmadığını bilmiyordum. Galatasaray ile imzaladığımda bana, “Şampiyonlar Ligi’nde Schalke ile oynayacağız” dediklerinde, “hmm, bu çok iyi, yeniden iş başına geçiyorum” diye düşündüm. Hayatının her bölümü güzel bir hikâyeyi andırıyor. Fildişi Sahili’nde doğdun, Fransa’da büyüdün, İngiltere’de tecrübe kazandın. Türkiye’nin insan olarak hikâyendeki yeri ne olacak? Buraya geldikten beş ay sonra, ülkede bazı problemler yaşandı. Taksim’de ve başka yerlerde… Sosyal medyadaki fotoğraflara bakarken kendi ismimi gördüm: “Çare Drogba.” Ve endişelendim, “neden her yere benim ismimi yazıyorlar, ben herhangi bir yanlış yapmadım.” Ama daha sonra insanlar bana bunun ne anlama geldiğini açıkladı. İşin aslını öğrendiğimde, bu kelimenin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Futbolun çok ötesinde bir şeydi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları tek bir amaç için bir araya gelmişlerdi. Kendi düşünceleri savunuyorlardı. Ve benim adeta bir elçi olmamı istiyorlardı. Böyle bir ülkeyi en üste koymalısınız. En üste. Fildişi Sahili ile beraber en üste. Fildişi Sahili’nden sonra? Evet, Fildişi Sahili doğduğum yer. Tabii ki, onu demek istemedim. Bu çok önemli bir şey… Elbette gol atmak benim için çok güzel, harika bir his. Ama bir insanın bana gelip, “sen harika bir adamsın” demesi beni daha çok gururlandırıyor. Hayatındaki en büyük amaç gol atmak değil, öyle değil mi? Çok gol attım. Hâlâ atmak istiyorum. Ve atacağım. Ama hayattaki en büyük amacım, iyi bir insan olmak. Ben insanların, “belki çok iyi futbolcu değil; ama bana saygı duyuyor” demesini isterim benim için; çünkü futboldan sonra hayat başlar. Futbolu 10, belki de 15 sene oynayabilirsiniz; ama sonrasında hayat devam eder. Biliyoruz ki, biz yeniden buluşacağız, ben senin gözlerine bakıp, “nasılsın” diye sormayacaksam, bu neye yarar? Bu özelliğini Türkiye’de de korumayı başardın. Bir buçuk sezon, çok uzun bir zaman dilimi değil; ama sen buradaki insanlar için büyük bir karakter, bir rol modeli oldun. Sadece Galatasaray taraftarları değil, Fenerbahçe, Beşiktaş, tüm takımların taraftarları seni bir karakter, rol model olarak aldı. Bunu nasıl sağladın? Özellikle Galatasaray taraftarları, seni tüm kalbiyle seviyor… En başından beri aynı davrandım. Kalbimle oynadım. Bu tip şeyleri hesaplamam. Asla, “evet, bu maçta şöyle davranarak tüm ilgiyi üstüme çekeceğim” diye düşünmem. Ben buyum. Bunu açıklayabilir miyim, bilmiyorum. Sizin için, diğer insanlar için bu çok özel bir şey olabilir. Ama benim için normal, ben buyum. Benim ailemden gelen bir şey, ben bu şekilde büyütüldüm. Kendi çocuklarımı da böyle yetiştiriyorum. Ve hep bu gibi şeylerle hatırlanmak istiyorum. İlk hedefinin iyi bir insan olmak istediğini, iyi bir futbolcu olmanın ikinci planda yer aldığını söylüyorsun, öyle değil mi? Herkes senin gibi düşünmüyor çünkü. Ama benim fikrimi sorarsan, bu doğru bir düşünce şekli… Evet, bu farklı bir şey. Benim futbol dünyasına girişim biraz geç oldu, en üst seviyedeki ilk maçımı oynadığımda 24, 25 yaşındaydım. Ama her zaman söyledim, tüm bunlardan önce ben sadece Didier’dim. Sadece Didier. Guingamp’tan Marsilya’ya geçtiğimde Drogba oldum. Her şey değişti. İnsanların bana bakışı, davranışı, her şey değişti. Ama ailemin, arkadaşlarımın gözünde hâlâ Didier’dim. Didi, Tito, nasıl isterlerse… Değişmeye ihtiyacım yoktu. Kameraları, fotoğraf makinelerini gördüğüm, goller attığım veya Galatasaray’da oynadığım için değişirsem eğer, bana saygı duymayın. Değişirsem, farklı olursam bana saygınızı yitirebilirsiniz. Ben şu an neysem, 10 yıl veya 20 yıl sonra da o olacağım. Tabii ki geliştireceğim kendimi; çünkü çok tecrübe kazandım. Hatalar yapabilirim, hâlâ yaptığım gibi; ama umarım bunları 10-15 sene sonra tekrarlamayacağım. Ama bilge bir insan olmak için bazı hatalar yapmanız da gerekiyor. Hayatında gerçekleştiremediğin için üzüldüğün bir dileğin var mı? Listemde kayıp bir dilek yok. Fırsat bulursam, yapacağım şeyler var; ama şu an, nasıl derler, elhamdülillah, Tanrı’ya şükürler olsun, sahip olduğum her şeyden dolayı çok mutluyum. Belki duygusal bir soru olacak, benim için, senin için, tüm Galatasaray taraftarları için… Ben, “bizimle kal” demek istiyorum. Ama bu olacak mı, bilmiyorum. Sen neler söylemek istersin? Çok zor bir soru… Bunun açıklamasını bence yönetime bırakalım, benim buraya gelişimi de onlar duyurmuştu. Üzücü; çünkü burada daha yapacak çok işimiz vardı. Ama hayat bu. Ben her şeye, herkese saygı duyuyorum. Ama nasıl Chelsea’ye, Marsilya’ya saygı duyuyorsam, Guingamp’ta oynamayı çok sevdiysem, dünyanın neresine gidersem, gideyim; insanlara Galatasaray’ı anlatacağım. Burada çok fazla arkadaş edindim, çok güzel insanlar tanıdım. Kendimi çok iyi hissettim. Ama üzücü. İnsanlar sizi “efsane” olarak adlandırdığında, size büyük saygı duyduklarını hissettirdiğinde… Bu gibi şeyleri anlatmak her zaman oldukça zor. Ben de tüm bunları açıklamak için burada değilim; ama gelecek sezon birlikte olacağımızdan da emin değilim. Belki yeni bir hikâye… Önemli değil. Önemli olan şu an. Emin değilim… Umarım önünde oynayacağın bir Dünya Kupası var. Sakatlığın ne durumda? Kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Fenerbahçe maçından sonra oynayamadım, takımın dışında kalmak çok zordu. Türkiye Kupası finalinde oynayamamak beni duygusal anlamda çok etkiledi. Ama orada takımla birlikte olmaktan keyif aldım ve o anın tadını çıkardım. Beni “selfie” çekerken görmüşsünüzdür. Duygularımı saklamak zorundaydım. Kupayı kazandığımız için çok mutlu oldum. Umarım çok, çok daha iyi olacağım. Bir ilerleme var. Ama evet, umarım çok daha iyi olacağım. Takım arkadaşlarına söylemek istediğin bir şey var mı? Birebir veya genel olarak? Şunu söylemek istiyorum. Buraya gelme kararını vermeme bir adam çok yardımcı oldu: Wesley. Mourinho’yla konuşuyordum, bana, “Eğer Wesley oraya gidiyorsa, sen de git. Sen de bundan keyif alacaksın, sen de orada eğleneceksin” dedi. Ben de onu dinlemekte haklı olduğumu gördüm. Bana doğru fikri verdi. Buraya geldim, harika insanlar tanıdım. İlk olarak, Wesley. Buraya gelme nedenlerinden birinin Wesley olduğunu söylüyorsun… Nedenlerimden biriydi. Sadece o değil tabii, nedenlerden biri. Bir sene önce dünyanın en iyisi olan bir oyuncunun sizinle birlikte olacağını bilmek size yardım edebilir. Bana göre o dünyanın en iyi oyuncusuydu. Aynı zamanda onunla birlikte oynamak iyi bir fırsattı, ondan öğrenebileceklerim vardı, onlarla birlikte kendimi geliştirebilirdim. Buraya geldikten sonra daha da şaşırdım. İzlediğim ilk maçta, sanırım Kasımpaşa’ya karşı (Antalyaspor maçı), Burak iki gol atmıştı. Daha sonra diğer takım arkadaşlarımla tanıştım. Harika insanlar tanıdım. Hiçbirinin kalbi kötü değildi, hepsi iyi yürekli insanlardı. Seni, “baba” diye çağırıyorlardı… Bana, “baba” diyorlardı; ama ben Godfather’ı tercih ediyorum. İşte, bilirsiniz… Burada çok fazla yetenekli oyuncu var. Favorilerimden biri, gençlerden Emre. En beğendiğim oyunculardan biri Semih. Çok mütevazı, basit oynar, sahada kalbini, her şeyini verir. Asla konuşmaz, asla şikâyet etmez. Sadece çok çalışır. Tabii ki tüm çocukları seviyorum. Ama o böyle çalışmaya devam ederse, bu takımın lideri olabilir. Çok fazla oyuncu var. Selçuk, Burak… Eğer takımınızda Burak gibi bir oyuncunuz yoksa, her sezon 15-20 gol daha az atarsınız ve ligi kaybedersiniz. O, böyle bir santrfor. İnsanların onun hakkında, “bunu iyi yapmıyor, şunu şöyle yapmıyor” dediklerini biliyorum. Ama günün sonunda, şu an ikinci sıradaysak, onun attığı goller sayesinde. Ona daha fazla saygı duyulması lazım. Eğer futbolun içindeyseniz, ne kadar iyi olursanız, olun; insanlar daha fazlasını istediği için sizin hakkında kararlar verir. O da bunu öğreniyor. Ama futbol bu… Sen sadece bir futbolcu değilsin, bir futbol adamısın, bir efsanesin. Türk futboluna, daha iyi seviyeye gelebilmesi için, bir tavsiye vermek ister misin? Gelecek sezon yabancı kuralının 5+3 olacağını öğrendim mesela… Bu sezonkinden iyidir… Eğer ligi daha cazip, ilgi çekici yapmak isterseniz, Sneijder, Nando gibi büyük yabancı oyuncuları buraya getirmelisiniz. Bunun için de düşünce tarzınızı, mantalitenizi daha açık hâle getirmeniz gerekir. Bu oyuncular sizin gelişmenizi sağlar. Siz de aynı şekilde onlara yardımcı olursanız, onlar sizi daha iyi hâle getirir. Örneğin Brezilya Milli Takımı’ndaki tüm oyuncular, yurt dışında forma giyiyor; ama hâlâ iyi bir milli takımları var. Yani bunun bir anlamı yok. Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final oynadı. Biz Avrupa’nın en iyi takımlarından Real Madrid’e karşı kendimizi gösterdik. Bu sezon Juventus önünde gücümüzü kanıtladık. Onlar Türk futbolunun nerede olduğunu biliyor, Türk futboluna saygı gösteriyor. Futbol evrenseldir… Kesinlikle, kesinlikle. Galatasaray taraftarlarına bir mesajın var mı? Onlara neler söylemek istersin? Onlar seni gerçekten çok seviyor, kalpten seviyor… Hepsini söylemek istersem, bu çok uzun sürer. Onları asla unutmayacağım. Gittiğim her yerde, her tatilimde, her zaman Galatasaray olacak. Bilmek isterseniz, her yerde sarı ve kırmızı olacak. Kalbimde de öyle… Kalbim de Galatasaray için atacak. Burada sadece bir buçuk yıl kaldım. Ama bu takım için attığım her gol, kariyerimin en iyi deneyimlerden biri oldu. Marsilya ve Chelsea ile birlikte. Kariyerimin en güzel anlarından biri. Her şey için teşekkürler Didi. Benim için kariyerimdeki en zor programlardan biri oldu. Ama umarım bu seninle son programımız olmayacak… Hayır, son olmayacak. Çok eğlenceliydi. Burada veya başka bir ülkede, yine birlikte olacağız.Hoş gelirsiniz, her zaman. Galatasaray tarihinin en önemli sayfalarında yerini alacaksın. Burada her zaman bir efsane olarak hatırlanacaksın. Ve eminim herkes senin için, “o bir Galatasaray efsanesi” diyecek… Çok teşekkür ederim.Şampiy10
'Cumhurbaşkanlığı Makamı Kimsenin Tekelinde Değildir'
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, 'Memlekette herkes her şeyin farkında. Millet 10 Ağustos'ta kararını buna göre verecek. Cumhurbaşkanlığı makamı kimsenin tekelinde değildir' dedi. ANTALYA Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, 'Memlekette herkes her şeyin farkında. Millet 10 Ağustos'ta kararını buna göre verecek. Cumhurbaşkanlığı makamı kimsenin tekelinde değildir. Hiçbir partinin hisarında değildir' dedi. Muratpaşa Belediyesi'nin Konuksever Mahallesi'nde düzenlenen iftar programına katılan İhsanoğlu, burada yaptığı konuşmada, iftar öncesi Kuran-ı Kerim'den ayetler ve Yunus Emre'den şiirler dinlediklerini, İslam dini ve Türk kültürünün insanları nazik, terbiyeli ve alçak gönüllü olmaya davet ettiğini söyledi. İnançlarının kibirli olmayı, başkasına hakaret etmeyi yasakladığını belirten İhsanoğlu, bu söylemlerden başkalarının ibret alması gerektiğini kaydetti. Antalya'da da Diyarbakır'da da halkın kendisine büyük ilgi gösterdiğini dile getiren İhsanoğlu, 'Memlekette herkes her şeyin farkında. Millet 10 Ağustos'ta kararını buna göre verecek. Cumhurbaşkanlığı makamı kimsenin tekelinde değildir. Hiçbir partinin hisarında değildir. Millet istediği şahsı cumhurbaşkanı olarak getirecektir' dedi. Türkiye'nin önünde cumhurbaşkanlığı için üç alternatif olduğunu hatırlatan İhsanoğlu, şöyle konuştu: 'Üçünün de eşit şartlarda başlaması lazım. Üç kişiden birisi devletin bütün imkanlarıyla kampanyaya haksız bir rekabetle başlamıştır. Devletin resmi televizyonu bir adayı beş yüz dakika verirken diğer adayları beş dakika veriyor. Sonra mağduriyetten bahsediliyor. 'Vesayet sistemini ortadan kaldıracağız' diyorlar. Sen her şeye sahip olacaksın, on iki sene devleti idare edeceksin, yedi sene de cumhurbaşkanı olarak kendi adayın idare edecek ve hala 'vesayet var bunu kaldıracağız. İhsanoğlu veseyat sisteminin adamıdır' diyeceksin. RTÜK'ü, YÖK'ü neden kaldırmadın? Bunlar 12 Eylül yasasının, vesayet sisteminin kurumları değil mi? Bunların mevzuatını hükümete bağımlı hale getirdin. Bütün özerklik unsurlarını ortadan kaldırdın. Devletin televizyonunu şikayet ediyoruz. RTÜK bir şey demiyor. Dünya karşısında Türkiye zor duruma girdi. Üçüncü dünya ülkeleri gibi resmi televizyon devletin başındaki insanın nutuklarını yayınlamak dışında başka bir şey yapmıyor. Bu bana başka ülkeleri hatırlatıyor. Bu ülkeleri saymak istemiyorum. Bu ülkelerden birisi komşumuzdur.' İhsanoğlu, mevki ve ikbal peşinde değil, millete hizmet etme peşinde olduğunu kaydetti. Vesayet kurma peşinde olmadığını, vesayeti kaldırmak için mücadele edeceğini ifade eden İhsanoğlu, Türkiye'nin bu mücadeleyi 10 Ağustos'ta kazanacağını vurguladı. Antalyaspor atkısı takılan İhsanoğlu'na konuşmasının ardından Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ekmek takdim etti.AA
Baros Yuvaya Döndü
Çek golcü Milan Baros, futbola başladığı Banik Ostrava'ya transfer oldu.Uzun süredir sakatlığı nedeniyle sahalardan uzak olan Çek golcü Milan Baros, futbola başladığı ülkesinin Banik Ostrava takımına transfer oldu.Banik Ostrava Kulübü'nden yapılan açıklamada, 32 yaşındaki Baros ile sezon sonuna kadar anlaşma sağlandığı duyuruldu. Bir ay sonra 33. yaşına basacak Baros'un, takımında 33 numaralı formayı giyeceği belirtildi.Galatasaray'da 2008-2009 sezonunda gol krallığı yaşayan ve son olarak Antalyaspor'da top koşturan Baros, sakatlığı nedeniyle geçen sezonun devre arasından bu yana forma giymiyordu.Çek golcü, Galatasaray ve Antalyaspor'un yanı sıra İngiltere'de Liverpool, Aston Villa, Portsmouth ve Fransa'da Olympique Lyon'da mücadele etti. Banik Ostrava'ya üçüncü kez imza atan Baros, profesyonel futbol kariyerine başladığı takımında, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra 2013'te yarım sezon daha forma giymişti.Milli formayla 93 maçta 48 gol atan Baros, Portekiz'de düzenlenen 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda yarı final oynayan Çek Cumhuriyeti Milli Takımı ile gol krallığı yaşadı.Şampiy10
"Fenerbahçe'de Yerli Golcü Olmak Çok Zor"
Semih Şentürk'e göre en büyük hatası Fenerbahçe'den ayrılırken Yıldırım ile görüşememesi. Milli takımdaki en büyük eksik ise birlik ve beraberlik.Semih Şentürk, altyapı dâhil toplam 15 senesini geçirdiği Fenerbahçe'de nöbetçi golcü olarak nam saldı ve ilk 11'in vazgeçilmezi olmamasına rağmen gol krallığı yaşadı. Daha sonra transfer olduğu Antalyaspor'un küme düşmesiyle serbest kalan Semih, artık İstanbul Başakşehir'in başarısı için ter döküyor.'Gekas durursa, çekişmeli gol krallığı yarışı izleriz''Nöbetçi golcü olmaktan rahatsız değildim''Fenerbahçe'de yerli golcü olmak çok zor''Milli takımda birlik beraberlik yok gibi''Milli takıma yeniden çağrılacağımı düşünüyorum''Yabancı sınırının kalkması milli takıma zarar verir''Alex'ten sonra Mossoro büyük şans''Beğendiğim genç golcüler Mustafa Pektemek ve Ömer Şişmanoğlu''Cardozo indirir, Emenike topu getirir, ben de golü atardım'Al Jazeera 'ye konuşan Semih, Fenerbahçe'den ayrılığına, milli takım beklentilerine ve Başakşehir macerasına kadar birçok konuda açıklamalar yaptı. Semih'e göre Fenerbahçe'de yerli golcü olmak çok zor, milli takımda en büyük eksik birlik ve beraberlik, gol krallığı yarışının çekişmeli geçmesi için Gekas'ın frene basması gerekli ve devşirme oyuncular milli takıma katkı verebilir.Başakşehir'in bu sezonki hedefleri neler?İlk 10 hafta itibariyle hedeflerimizi başarmış durumdayız. Lige heyecan veren, pozitif futbol oynayan, takım savunmasını iyi yapan, birlikte hareket eden, inşallah bunu da sezon sonuna kadar devam ettiren bir takım oluruz.Fenerbahçe'de Alex ile çok iyi bir ikili olmuştunuz. Başakşehir'de de Mossoro ile böyle bir ikili görebilir miyiz?Alex çok farklı biri. Kariyerimdeki en önemli oyuncu. Ama Mossoro da Brezilyalı olduğu için ona benzer çok özelliği var. Alex'ten sonra Mossoro benim için büyük bir şans. Onunla oynamaktan büyük zevk alıyorum.Futbol kariyerinizde en çok gurur duyduğunuz şey ne oldu?Tabii bu klasik olacak ama Hırvatistan maçındaki golüm, çocuklarıma, yeğenlerime, aileme herkese anlatabileceğim güzel bir anı. Kariyerimin en önemli anı ve golü oydu.Yaptığınız en büyük hata ne oldu?Fenerbahçe'den ayrılırken başkanla görüşemememdi. Sonuçta bu geride kaldı ama Fenerbahçe'den ayrılırken Sayın Aziz Yıldırım ile görüşememem oldu.Bunun sebebi neydi?Bilmiyorum vallahi. Onun cevabını ben de bilmiyorum.Bu yönde bir talepte bulundunuz mu?Hatam oydu işte. Ben de şey yapmadım, onlardan da görüşme talebi olmadı. Niye gönderildiğimi dahi bilmiyorum. Hatam oydu bence.Alex'i havalimanında uğurladığınız için gönderildiğiniz iddia edildi.Yok hayır. Bununla ilgili çok şey yazıldı. Sonuçta ben Alex ile sekiz yıl beraber oynadım ve son dört yılda da aynı mahallede oturuyorduk, komşuyduk. Oraya gittim diye gönderildiğim aklımın ucundan bile geçmiyor. Bu söz konusu dahi olmamıştır.Alex futbolu bırakacak. Onunla oynamak nasıldı?Kariyerimin en önemli oyuncularından bir tanesi. Fenerbahçe'de bir yerlere gelmemde en büyük etken sahibiydi. Tabii ki kendi yeteneklerim vardı ama onun da üstümde büyük payı vardır. 8 Aralık'ta futbolu bırakıyor. Davet etti son maçına ama bizim o zaman Eskişehir maçı var diye gidemeyeğim. Buradan ona, ailesi ile birlikte mutluluklar dilerim.Alex'i diğer futbolculardan ayıran neydi?Zekası .'Gekas biraz durursa, çekişmeli bir gol krallığı izleyebiliriz'Bu sezon Süper Lig'deki şampiyonluk adayınız kim?İstanbul Başakşehir Spor Kulübü. İyi olan şampiyon olsun ama bizim de hedeflerimiz var tabii ki. Bursaspor üç sezon önce şampiyon oldu, neden bir başka Anadolu takımı şampiyon olmasın?Süper Lig'de gol krallığında sizinle çekişecek isimler kimler olur?Gekas çok iyi gidiyor. Burak her zaman skor yapabilen oyuncu. Fenerbahçe'de Sow iki senedir 15'er gol atıyor. Adem Büyük Kasımpaşa'da bu sene iyi oynuyor. Eğer Gekas biraz durursa, bu sene çekişmeli bir gol krallığı izleyebiliriz.Cardozo mu, Emenike mi? Hangisi ile birlikte oynamak isterdiniz?Çok zor bir soru. İkisi de farklı oyuncular. Cardozo pivot olarak oynuyor, Emenike kuvveti ve hızıyla oynayan bir oyuncu. Ben ikisinin ortasında oynayabilirdim. Üçümüz birlikte oynayabilirdik. Cardozo topu indirirdi, Emenike topu getirirdi, ben de golü atardım.“Fenerbahçe'de yerli golcü olmak çok zor. Alt yapı ile birlikte 15 sene Fenerbahçe'de kaldım. 15 senede benden başka Türk forvetin oynamadığını görürsünüz. Şu an bile Fenerbahçe'nin kadrosunda yerli golcü yok.”'Nöbetçi golcülükten hiç rahatsız olmadım'Semih Şentürk, Fenerbahçe'de 'nöbetçi golcü' olmaktan dolayı mutsuz muydu?Değişik bir duygu oluyordu. Bazı maçlarda oynamamam gerekiyordu, oynuyordum. Bazı maçlarda da oynamam gerekiyordu, oynamıyordum. Nöbetçi golcülükten hiç rahatsız olmadım. Ama tabii ki amatör takımda oynayan bir futbolcu bile her hafta oynamak ister. Sonuçta takıma faydalı olmak için sahaya çıkıyordum. İlk 11'de oynayıp gol atmışım ya da sonradan girip gol atmışım, benim için çok fazla önemli değildi.Sürekli oynayamamanızda kendinizde bir hata görüyor muydunuz?Kendimde bir hata görmedim. Sonuçta oynatıldım gol attım, bir daha oynamadım. Sonradan girdim gol attım, gene ilk 11'de oynamadım. Her zaman verilen şansı iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Sadece son sene, şike sürecinden sonraki sene hariç. Ondan önceki senelerde hep çok çalışıyordum ve formanın hakkını veriyordum. Şike sürecinden sonra bende de düşüş oldu. Camia olarak çok etkilendik. Ondan sonra zaten ayrılmak zorunda kaldım.Fenerbahçe'de yerli golcü olmak zor mu?Çok çok zor. Yabancıdan ziyade, yerli zor. Dikkat edin altyapı ile birlikte 15 sene Fenerbahçe'de kaldım. 15 senede benden başka Türk forvetin oynamadığını görürsünüz. Şu an bile Fenerbahçe'nin kadrosunda yerli golcü yok.Türk Milli Takımı'nda Euro 2008'de elde ettiği başarıdan sonra neler kötü gitti?Euro 2008'de güzel günler geçirdik. O zamandan bu yana iyi sonuçlar alamıyoruz, turnuvalara katılamıyoruz. 2010, 2012 ve 2014'ü boş geçtik. Gözle görülür bir düşüşümüz var. Bu durumdan çıkmak için hep birlikte hareket etmeliyiz. Kavga gürültü olmadan, birbirimize sallamadan, sırtımızı birbirimize dayayarak bunu başarabiliriz. Maalesef son zamanlarda futbol kaosa sürüklendi. Futbol olarak çok açız ve birlikte olduğumuz zaman neler başarabileceğimizi gösterdik. İnşallah o günlere tekrar kavuşuruz.Futbolda istikrar önemli, 2008'den sonra o kadrodan bugün üç dört kişi oynuyor. Almanya ile yarı final oynadık, onlarda ise o kadrodan, son Dünya Kupası'nda 8-10 kişi vardı. Tabii ki oyuncuların kendi takımlarında iyi performans sergilemesi ve sürekli oynaması da önemli.“Sonuçta her ülkenin çok sayıda devşirme oyuncusu var. Türk oyuncusundan daha iyiyse, Türkiye için mücadele etmek isteyene bu şans verilmeli.”'Milli takımda birlik beraberlik yok gibi'Türk Milli Takımı 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılabilecek mi?Kötü başladık ama son Kazakistan galibiyeti biraz moral oldu. Önümüzdeki Hollanda maçı çok önemli. O maçtan alınacak üç puan gruptan çıkmamız adına kilit rol oynar.Saha içinde gördüğün eksikler neler?Çok yetenekli oyuncular var. Şu ana kadar o kadronun içinde bulunamadım, dışarıdan gördüğüm, milli takımda birlik beraberlik yok gibi geliyor. Avrupa Şampiyonası'nda öyle değildi. Arkadaşlığın ve ortamın daha iyi olması gerekiyor.Babacan ve sevecen tavrıyla, gerektiği zaman hırsıyla Fatih Hoca'nın her zaman takıma pozitif etkisi olmuştur. Oyuncuların daha çok sorumluluk almaları ve istemeleri gerekiyor. Şu an bence tek sıkıntı bu.'Türkiye'de forvet yetişmiyor' görüşüne katılıyor musunuz?Forvette Burak, Umut, Mevlüt, Adem Büyük olsun iyi oyuncular var. Tek gereken daha çok istememiz. Forvet, top geldiği zaman gol atabilen oyuncudur, oraya da seçilen oyuncular Türkiye'nin en iyi oyuncularıdır. İsim olarak fazla sorun olduğunu düşünmüyorum.Burak Yılmaz ve Umut Bulut'un performansını beğeniyor musunuz?Burak ile Fenerbahçe'de takım arkadaşıydım. Son üç senedir Türkiye'ye damga vurmuş bir oyuncu. İki kez gol kralı oldu, kariyerinde 100'den fazla gol attı. Umut da keza öyle. Genç milli takımlarda bu yana tanıyorum. Sonradan girip de çok gol atmıştır. İkisinin de verilen görevi en iyi şekilde yaptığını düşünüyorum.'Milli takıma yeniden çağrılacağımı düşünüyorum'Türk Milli Takımı'nda yeniden forma giymeyi bekliyor musunuz?İnşallah; niye olmasın? Daha yaşım 31 ve kendimi iyi hissettiğim sürece, ülkeme hizmet vermek isterim. Kendimi çok iyi hissediyorum, inşallah Allah sakatlık vermez ve böyle devam eder.Fatih Terim ile bu yönde bir konuşmanız oldu mu?Yakın zamanda olmadı. Tabii ki her zaman görüşürüm ama kulübümde ne kadar iyi oynarsam, yararlı olursam o kadar dikkat çekerim. Bir gün milli takıma yeniden çağrılacağımı düşünüyorum.Türk Milli Takımı'nda devşirme oyuncu oynaması gündemde. Sizce devşirme oyuncular milli takıma katkı sağlar mı?Olabilir. Sonuçta her ülkenin çok sayıda devşirme oyuncusu var. Türk oyuncusundan daha iyiyse, Türkiye için mücadele etmek isteyene bu şans verilmeli diye düşünüyorum.“Türkiyede, büyük takımlar dışında futbolcular çok fazla para kazanamıyor. Büyük takımlarda da fazla para veriliyor ama yabancılar daha fazla kazanıyor. Onlara kimse bir şey demiyor.”'Mustafa Pektemek ve Ömer Şişmanoğlu'Semih Şentürk'ün beğendiği genç golcü var mı?Benden küçük olduğu için Mustafa Pektemek'i çok beğeniyorum, bir de Ömer Şişmanoğlu var. İnşallah iyi yerlere gelirler.Süper Lig'de yabancı sınırlamasının kalkacağı iddia ediliyor. Sınırlamanın kalkması Türk futbolunu olumlu mu, olumsuz mu etkiler?Sınırlamanın kalkması milli takıma zarar verir.Türk futbolcular neden Avrupa'da fazla gidemiyor?Avrupa'ya gitmek biraz cesaret işi oluyor. 'Orada yapabilir miyim' sorusu hep akılda oluyor. Bana da çok teklif geldi. Aileniz var, çocuklarınız var, yapabilir misiniz? Maalesef Türk mentalitesi böyle. Avrupa'yı denemediğim için çok pişmanım.Bunda Türkiye'de futbolculara fazla verildiği söylenen paraların etkisi var mı?Ben zannetmiyorum. Büyük takımlar dışında futbolcular çok fazla para kazanamıyor. Sonuçta burada neler yaptığımızı, neler çektiğimizi, günlerce kamplarda ailemizden uzak kaldığımızı görüyorsunuz. Yağmurda, karda, idmanda emek harcıyoruz. Herkes verdiği emeğin karşılığın alıyor. Büyük takımlarda da fazla para veriliyor ama yabancılar daha fazla kazanıyor. Onlara kimse bir şey demiyor.Türk futbolunda şiddetin ve küfürün artmasını neye bağlıyorsunuz? Bu ortam düzelebilir mi?Allah'a şükür bizim stadımızda küfür olmuyor ama özellikle son birkaç aydır futbolumuz büyük bir kaos içinde. Bunun saha içi başarılarına bağlı olduğunu düşünüyorum. Milli takımımz ve takımlarımız sahada başarılı olursa gerginlik azalacaktır. İnsanlar da kendilerine bakmalı, açıklamaları ile ortamı germemeliler.Al Jazeera