onedio

Avrasya Tüneli Haberleri

Avrasya Tüneli ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Avrasya Tüneli ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Avrasya Tüneli'nden Geçiş 4 Dolar
Ulaştırma Bakanı Elvan, Avrasya Tüp Tüneli Projesi’nde tünel açma makinasının montajının tamamlandığını ve yakında çalışmaya başlayacağını söyledi. Elvan’ın verdiğiye bilgiye göre, Haydarpaşa’dan Cankurtaran’a 3,4 km tünel açılacak, geçiş ücreti 4 dolar olacak. Avrasya Tüp Tünel Geçişi, önümüzdeki yıl devreye girmesi bekleniyor. 14.6 kilometrelik dünyanın 6’ncı büyük tüneli sayesinde Kazlıçeşme’den Göztepe’ye 15 dakikada geçilebilecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Marmaray Projesi’nin kardeşi olarak nitelendirilen Avrasya Tüp Tünel Projesi’nde 14 metre yüksekliğe sahip dev köstebeğin montajını tamamlandıklarını belirtti. Bakan Elvan, “Çok yakında İstanbul Boğazı’nın altını delmeye başlıyoruz” dedi. Bakan Elvan, Avrasya Tüp Tünel Projesi’nin Marmaray’ın kardeşi olacağını ancak sadece karayolu araçları için yapılacağını belirterek, “Günde 90 bin araca hizmet verecek tünel biri gidiş biri dönüş olmak üzere 2 katlı olacak” diye konuştu. Elvan, 2 milyar liranın üzerinde maliyeti bulunan projenin kazı çalışmalarında önemli ilerleme sağladıklarını belirterek, doğu yönünde kazı çalışmalarında ilerlemenin yüzde 70’in üzerinde olduğunu kaydetti. Kazlıçeşme-Göztepe arasını 100 dakikadan 15 dakikaya indirecek projede, Boğaz’ın altından geçecek tünelin delme işlemlerinin başlamak üzere olduğunu belirtti. Dev köstebek Haydarpaşa Limanı’ndan Cankurtaran’a kadar olan 3.4 kilometreyi Boğaz’ın 106 metre altından kazacak. 1.500 ton ağırlığında olan ve 130 metre uzunluğundaki bu makineyi 40 metre derinlikte monte edildi, 1.5 yıldan kısa sürede kazı işlemlerini tamamlanması planlanıyor. Elvan geçişlerde alınacak ücretin KDV dahil 4 dolar olacağını açıkladı. IMC
Tarihi Yarımada’ya Hançer
Deniz altındaki tünel kazı çalışmalarına başlanan Avrasya Tüneli Projesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Tarihi Yarımada’da 8 şeritli bir ‘otoban’ öngörüyor. Uzmanlar, projenin bölgenin tarihi dokusunu tahrip edeceğini belirtiyor.İstanbul Boğazı’nın iki yakasını Kazlıçeşme-Göztepe hattında karayolu tüneliyle bağlayacak Avrasya Tüneli Projesi’nin deniz altındaki tünel kazı çalışmalarının başlaması projeye ilişkin tartışmaları da tekrar gündeme getirdi. Birgün gazetesinden Olgun Kundakçı'nın haberine göre, uzmanlar, UNESCO tarafından 1985 yılından bu yana Dünya Miras Listesi’nde yer alan Tarihi Yarımada’nın projeden olumsuz etkileneceğini belirtiyor. Tarihi Yarımada’yı denizin altından tünel ile Anadolu yakasında bağlayan proje, İstanbul’un anayasası kabul edilen 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda yer almıyor. Çevre Düzeni Planı’nda başta Tarihi Yarımada olmak üzere kentin tarihi dokuya sahip alanlarında araç trafiğinin azaltılması öngörülürken, projeyle birlikte Tarihi Yarımada’nın sahil yolu olan Kennedy Caddesi, mevcut 6 şeritten, 8 şeride çıkarılacak.‘SURLARDA TAHRİBAT ARTAR’Sultanahmet Arkeolojik Parkı içinde yer alan Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii ile Marmara Deniz surları ve Yenikapı’daki arkeolojik miras proje güzergahı boyunca etkilenecek  kültür varlıklarının başında geliyor.  Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Sami Yılmaztürk, Tarihi Yarımada’da trafik yoğunluğunu artıracak projenin evrensel koruma ve planlama ilkelerine aykırı olduğunu söyledi.Tarihi Yarımada’yla ilgili bugüne kadar hazırlanmış tüm planlarda bölgedeki trafik yoğunluğunun azaltılmasının en temel planlama ilkesi olarak kabul edildiğini belirten Yılmaztürk, “Tarihi ve arkeolojik sit alanı olan, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almış bir bölgeye böylesi yoğun bir trafiğin sokulması kabul edilemez. Ayasofya’nın önlerinde Çatladıkapı’dan itibaren sahil yolunun 8 şerit haline getirilmesi denizin doldurulmasına neden olacak.  8 Şeritli transit yol deniz kıyısındaki tarihi surlardan geçerek, surlar bu yolun orta refüjünde kalarak, trafik ortasında ulaşılamaz, izlenemez bir hale gelecek, tahribat daha da artacak. Tarihi geçmişimize, kültürel ve arkeolojik mirasımıza, Tarihi Yarımada’nın dünya miras listesine girmesinin kriteri olan tüm değerlerimize aykırı bir proje” dedi.‘SİLUETİ ETKİLER’Projeyle birlikte Anadolu yakasında Haydarpaşa’da  Avrupa Yakası’nda ise Sultanahmet-Çatladıkapı önünde egzos salımını dış ortama taşıyacak havalandırma bacası yapılacak. Yılmaztürk, “1600 yıllık, tüm dünyaca bugün ortak miras olarak kabul edilen Ayasofya’nın önüne denk gelecek şekilde havalandırma bacası yapılması silüeti de olumsuz etklileyecek” dedi.‘İSTANBUL İÇİN KAYIP’Öte yandan, İstanbul’un trafiğini rahatlatacağı öne sürülen proje, Şehir Plancıları Odası’nın raporuna göre Boğaziçi Köprüsü’nün trafiğinde yalnızca yüzde 7’lik bir azalma sağlayacak. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, “Proje, İstanbul’un trafiğinde ilk etapta suni bir rahatlama yaratır, ancak ne kadar yol arz ederseniz, bu o kadar talep yaratacaktır ve trafikte  tıkanmalar kaçınılmaz olacaktır” dedi. Projenin boğaz köprülerinin çok altında bir günlük kapasiteyle çalışacağını belirten Kahraman, “Marmaray’ın ardından böyle bir projeyi yapmanın hiçbir anlaşılabilir yanı yok. Tamamıyla zorlama bir proje. Tarihi Yarımada dünyaya korumaya söz verdiğimiz bir alan. Bu alan içerisine otoban niteliğinde bir ulaşım yolu yapmak, bölgenin ulaşılabilirliğini artıracak, ancak köhnemeyi de beraberinde getirecek. İstanbul için bir kayıp” diye konuştu.Olgun Kundakçı | Birgün
'Avrasya Tüneli Tarihe Altın Bir İmza Olarak Geçecektir'
Başbakan Davutoğlu, Avrasya Tüneli'nin tarihe altın bir imza olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına geçeceğini söyledi.İSTANBULBaşbakan Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile Avrasya Tüneli inşaatında incelemelerde bulundu.Davutoğlu, öğle saatlerinde Göktürk'teki evinden çıkarak, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne geldi.Bir süre kaldıktan sonra buradan ayrılan Başbakan Davutoğlu, incelemelerde bulunmak üzere Avrasya Tüneli inşaatına geçti.Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan ile yetkililerden çalışmalar hakkında bilgi alan Davutoğlu, ardından çalışmaların devam ettiği zemine indi.Personel servis aracıyla tünele giren Davutoğlu, incelemelerde bulundu.Davutoğlu, Avrasya Tüneli inşaatında (İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi) incelemelerde bulunduktan sonra yaptığı konuşmada, sadece İstanbul ve Türkiye için değil, dünya için de tarihi önemde bir projeyi bizzat görmekten gurur duyduğunu söyledi.Aslında bunun tarihi bir proje olduğunu belirten Davutoğlu, 'Çünkü 8 bin 500 yıllık tarihinde İstanbul'un birçok kereler iki kıtayı birleştirme rüyaları, idealleri oldu. Bizim iktidarlarımız döneminde bu ideal iki kez gerçekleştirildi. Birincisi, aziz gibi olmanın vasfı olarak kabul edilen, su gibi aziz anlamında kuzeyden Melen Projesi'yle kuzeyden geçiş. İkincisi Marmaray demiryolu hattı. Şimdi üçüncüsü gerçekleştiriliyor; Avrasya geçişi. Bu suretle iki katlı olarak, dünyaya örnek olacak bir proje hayata geçiriliyor' diye konuştu.Projenin tarihi olduğunu kadar insani bir proje olduğunu vurgulayan Davutoğlu, trafik yoğunluğu ve bunun getirdiği çevre problemlerini aşmanın aslında bu tür projelerle mümkün olabildiğini kaydetti.'Araçla gittik, yürüyerek geri döndük'Kazlıçeşme ve Göztepe arasındaki yaklaşık 14,5 kilometrelik mesafenin bu yolla 15 dakikaya ineceğini belirten Davutoğlu, 'İstanbul'daki trafikte rahatlama dışında küresel ölçekte bir proje. Türk mühendislik ve mimarlık tarihi, itibarı açısından da örnek bir proje. Çünkü biraz önce, dönüşte özellikle yürümeyi arzu ettim. Çünkü insanlık tarihinde herhalde kimseye nasip olmamış bir yürüyüş bu. Yaklaşık 920 metre. Her gün 8-10 metre ilerleyerek kat ediliyor tünel. Biz araçla gittik, yürüyerek geri döndük. Araçla daha sonra buradan geçecek olanlar bizim şansımıza sahip olmayacaklar. Denizin yaklaşık bazı yerlerinde 106 metre derinliğe kadar inen bir kotta toprağa değme imkanı olmayacak' dedi.3 bin 400 metresi su altında olan tünelin toplam geçiş uzunluğunun 5 bin 400 metre olduğunu ifade eden Davutoğlu, 9,2 kilometrelik bağlantı yollarıyla da muhteşem bir proje olduğunu söyledi.Firma yetkililerinden aldığı bilgiye göre tünelin mühendislik açısından dünyada bir ilk niteliği taşıyacağını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:'Bu derinlikte, bu basınçta, bu yoğunlukta bir geçiş, olağanüstü bir mühendislik başarısı. Her biri önemli bir parça oluşturan segmentlerin tamamıyla Türk yapımı olması, gördüğümüz şekilde bilezik şeklinde segmentlerin ilerlenen her hatta kuşatmış ve çevreleyebilecek kapasitede olması da Türk inşaat sektörünün ve Türk mühendisliğinin geldiği aşamayı gösteriyor. Bununla gurur duyuyoruz. Bu çalışmanın tümü 4 yılı biraz geçen sürede tamamlanacak ümidindeyiz. Çalışmalar bu sene ocak ayında başladı. Gelecek sene haziran ayında tünelin su altındaki kısmı tamamlanacak. İrtibat ve bağlantı yollarının bağlanmasının tamamlanması 2017 Ağustos'u olarak planlanmıştı ama biraz önce Ersin Bey ve arkadaşlarla yaptığımız görüşmelerde onlar Mart'a çektiler. Biz 2016 Aralık'ına çektik. Süre itibarıyla maliyetleri düşürmesi bakımından da insani boyutuyla inşallah en kısa zamanda ama güvenilir bir şekilde tamamlanması bize büyük bir mutluluk verecek.''Konfor kadar güven de önemli'Başbakan Ahmet Davutoğlu, tünelin deprem dayanıklılığı üzerinde de hassasiyetle durduğunu ifade ederek, İstanbul'un deprem bakımından riskli bir hatta olduğunu söyledi. Kendisine verilen teknik bilgilere göre yaklaşık 2 bin 400 yıllık istatistiksel verilere dayalı olarak, o şiddette bir depremin hesap edilerek tedbirler alındığını belirten Davutoğlu, yürüdüğü alanda da depremle ilgili alınan tedbirler olduğunu, bunun da kendisini sevindirdiğini anlattı.Davutoğlu, güvenliğin konfor kadar önemli olduğunu aktararak, 'Bu büyük bir konfor sağlayacak İstanbullu hemşehrilerimize ve Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya gidecek bütün yolculara ve bütün insanlığa. Güvenli bir proje olması önemlidir. İçeride iş güvenliği bakımından da bazı gözlemlerde bulunma imkanı oldu. İşçi kardeşlerimizle konuştuk. Bu konuda alından tedbirler dolayısıyla da teşekkür ediyorum. Her halükarda dünyanın en önemli projelerinden birinde bütün bu emeği olan kardeşlerimize, yetkililerimize teşekkür ediyorum. Başta Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde gerçekleşmesi hasebiyle kendilerine ve bu projede geçmişte emeği geçmiş bütün arkadaşlarımıza da bir kez daha teşekkürü bir borç biliyorum' diye konuştu.İstanbul'daki diğer bazı projeleri, 3. köprüyü ve 3. havalimanını da dolaşacağını ifade eden Davutoğlu, heyecan verici bir gün yaşadığını söyledi.'En derin noktaya birlikte imza atarız'Türkiye'nin ulaştığı mühendislik seviyesi, iktisadi ve ekonomik seviyenin, bu projeyi gerçekleştirme bağlamında eriştiği gücün her türlü takdirin üzerinde olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:'İstanbullular bu hizmeti hak ediyor. İstanbul'un doğası ve çevre güvenliği bakımından da önemli katkılar yapacak bu proje eminim tarihe altın bir imza olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına geçecektir. Çalışmanın en kısa zamanda düşündüğümüz takvim içinde gerçekleşmesini ümit ediyorum. Bir gün, önce bu tünelden birlikte geçeceğiz, sonra da İstanbullularla birlikte bağlantı yolları bittiğinde yepyeni bir ulaşım ağına sahip olacağız. Ulaştırma Bakanımız bizzat gelişmeleri takip ediyor. Ben de bundan sonra sık sık gelerek misafiriniz olacağım. 920 metre. Belki sürpriz şekilde 1000 metreye ulaştığınızda, 106 metreye ulaştığında haber edin, bu başka bir tarihi gelişme olur. 106 metre en derin noktası. O derin noktada işçilerimizle bir Türk kahvesi içeriz. Oraya da birlikte bir imza atarız.'Davutoğlu, Türk firmasıyla birlikte projeyi gerçekleştiren Koreli firma temsilcilerine de teşekkür etti.Başbakan Davutoğlu, tünelde incelemelerde bulunurken baret takarak, yelek giydi.Muhabir: Hanife Sevinç, Halil İbrahim Başer
Başbakan Davutoğlu 3. Köprü İnşaatında
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 3. Köprü ve 3. Havalimanı projelerini incelemek üzere helikopterle Üsküdar'dan havalandı.BAŞBAKAN DAVUTOĞLU HAVADAN 3. KÖPRÜ VE 3. HAVALİMANINI İNCELİYORDavutoğlu, Üsküdar Kısıklı'daki helikopter pistine geldiğinde pistin karşısında bulunan inşaatta çalışan işçiler sevgi gösterisinde bulundu.Davutoğlu beraberindeki Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile helikoptere doğru yürüdüğü sırada işçileri fark etti. Başbakan Davutoğlu ve Bakan Elvan pistin sonuna kadar yürüyerek işçileri el sallayarak selamladı.Davutoğlu, daha sonra Elvan ile birlikte helikoptere geçti.DAVUTOĞLU, AVRASYA TÜNELİ'Nİ İNCELEDİBAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile Avrasya Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu.Başbakan Ahmet Davutoğlu, öğle saatlerinde Kemerburgaz'daki evinden çıkarak Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne geçti. Davutoğlu yaklaşık 1 saat burada kaldıktan sonra Üsküdar'daki Avrasya Tüneli Projesi şantiyesi geçti.Başbakan Davutoğlu, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile kazı çalışmalarının devam ettiği Avrasya Tüneli'ne girdi.Yaklaşık 1 saat tünelde incelemelerde bulunan Başbakan Davutoğlu'na Yapı Merkezi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Arıoğlu, Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş.(ATAŞ) CEO'su Seok Jae Seo ve ATAŞ Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tanrıverdi, çalışmalar hakkında bilgi verdi.Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrasya Tüneli'nde yaklaşık 1 saatlik incelemelerde bulunduktan sonra açıklama yaptı.'4.5 KİLOMETRELİK MESAFE BU YOLLA 15 DAKİKAYA İNECEK'Avrasya geçiş projesinin sadece İstanbul ve Türkiye için değil dünya için de önemli olduğunu belirten Davutoğlu,' Tarihi olduğu kadar insani olarak da önemli bir proje. Gittikçe nüfusu artan İstanbul'un trafik yoğunluğu ve çevre problemlerini aşmak, aslında bu tür projelerle mümkün olabiliyor. Yaklaşık 14.5 kilometrelik mesafe bu yolla 15 dakikaya inecek. Bu anlamda İstanbul trafiğinde rahatlama dışında küresel ölçekli bir proje olması nedeniyle Türk mühendislik ve mimarlık tarihi açısından örnek bir proje' dedi.'EN DERİN YERİ 106 METRE'Otomobille gittiği tüneli yürüyerek döndüğünü belirten Davutoğlu, 'İnsanlık tarihinde kimseye nasip olmamış bir yürüyüş bu. Her gün 8-10 metre ilerleyerek kat ediliyordu bu tünel. Araçla gelecek olanlar bizim şansımıza sahip olamayacaklar. En derin yeri 106 metre. Muhteşem bir proje. Biraz önce yetkililerden aldığımız bilgilere göre mühendislik açısından dünyada bir ilk niteliği taşıyacak' diye konuştu.'Bu çalışmanın tümü 4 yılı biraz geçen bir sürede tamamlanacak ümidindeyiz' diyen Başbakan Davutoğlu, 'Gelecek sene Haziran ayında tünelin su altındaki kısmı tamamlanacak, 2017 Ağustos ayı diye planlanmıştı ama Ersin bey Mart'a çekti. Biz de 2016 Aralık ayına çektik. ' şeklinde konuştu.'DEPREMLE İLGİLİ TEDBİRLER ALINDIĞI SÖYLENDİ'Ahmet Davutoğlu, projenin depreme dayanıklılığı konusunda da yetkililerden bilgi aldığını belirterek, İstanbul'da deprem açısından riskli bir hat üzerinde yaşıyoruz. Bize verilen teknik bilgilerde yaklaşık 2 bin 400 yıllık bir istatistiksel verilere dayalı olarak, o şiddetlerde depremler hesap edilerek depremle ilgili tedbirler alındığı söylendi' ifadesini kullandıDavutoğlu, projenin en derin noktası olan 106 metre ulaştığında sürpriz bir ziyaret daha gerçekleştirip işçilerle kahve içebileceğini ifade etti.GÜLÜMSETEN DİYALOGDavutoğlu, Basın mensuplarına açıklama yaptıktan sonra yapım işlerini üstlenen Koreli ortak firmanın yetkilileri ile de 'Türkçe' pazarlığı yaptı. İngilizce olarak geçen konuşmada 'You should learn Turkish' (Türkçe öğrenmelisiniz) dediği yetkiliden 'Öğreniyorum' cevabını alan Davutoğlu, 'Proje tamamlandığında sizi test edeceğim' dedi. İkili arasında geçen bu diyalog da katılımcıları gülümsetti.Arzu KAYA-Cengiz ÇOBAN - İdris TİFTİKÇİ - DHA
Boğaz'ın Altından Geçecek Avrasya Tüneli'nin Yüzde 35'i Tamamlandı
Avrasya Tüneli Projesi çalışmaları, deniz tabanının altında devam ediyor. Tünelin yüzde 35'i tamamlanırken, Boğazın altında kazılması gereken 2 bin 160 metrelik mesafe kaldı. Asya ve Avrupa'yı ilk defa deniz tabanının altından karayoluyla birbirine bağlayacak projenin çalışmaları yer altında ve yüzeyde devam ediyor.Ntvmsnbc.com'da yer alan habere göre, toplam tünel uzunluğu 5 bin 400 metre olan projenin 3 bin 340 metresi Boğazın altında kalıyor. Bağlantı yollarıyla toplamda 14 bin 600 metrelik uzunluğa sahip olacak Avrasya Tüneli Projesi'nin en derin noktası, İstanbul Boğazı'nın 106,4 metre derinliğinde yer alacak.Projenin ana kısmı ise 'Tırtıl' adı verilen 120 metre uzunluğundaki dev Tunnel Boring Machine (TBM) makinesinin çalışmaları oluşturuyor. Doğal afetlere karşı dayanıklı olarak inşa edilen tünelin 13,7 metre kazı çapına sahip enini tamamen kaplayan araç, İstanbul Boğazı'nın tabanının altından toprağı kazarak iç çeperi inşa ediyor.'Tırtıl'ın, uzunluğu ve modern kazı ve segman yerleştirme biçimleriyle Türkiye'deki en üstün kazı makinesi olduğu belirtiliyor. Yetkililer, projenin şantiyelerinde şu ana kadar, ölüme ya da ciddi yaralanmaya sebebiyet verecek bir iş kazası meydana gelmediğini kaydetti. İş güvenliği uyarı levhalarının sıklıkla kullanıldığı şantiyede personelin düzenli olarak denetlendiği belirtildi. Temeli 26 Şubat 2011'de atılan Avrasya Tüneli'nin tasarım, inşaat ve 24 yıl 5 ay süreyle işletilmesi, Türkiye'den Yapı Merkezi ve Güney Kore'den SK E&C'nin kurduğu Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım AŞ (ATAŞ) tarafından Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirilecek. Proje için 1,3 milyar dolar yatırım yapılacak.Avrasya Tüneli geçiş ücreti, otomobiller için 4 dolar+ KDV ve minibüsler için 6 dolar+ KDV tutarı karşılığı Türk Lirası olacak. Avrasya Tüneli, yoğun trafiğin etkili olduğu İstanbul'da yolculuk süresini önemli ölçüde azaltarak, Asya ve Avrupa yakaları arasında 100 dakikaya varan ulaşım süresini 15 dakikaya kadar indirmeyi amaçlıyor.Arkitera
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kobani Mevzusunda Her Kafadan Farklı Bir Ses Çıkıyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'nin Kobanê'ye silah yardımını eleştirerek, 'Her kafadan farklı ses çıkıyor' dediCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan , Kobanê’ye ilgili görüşleri ABD yönetimine net olarak bildirdiklerini ve terörle bağlantılı bir gruba silah vermesini doğru bulmadıklarını söyleyerek, “Bu konularda, ABD’de her birimin sözcüsünden farklı bir ses çıkıyor. Beyaz Saray Sözcüsü bir şey söylüyor, Pentagon Sözcüsü başka bir şey, Dışişleri Sözcüsü daha başka bir şey, Ulusal Güvenlik Kurulu Sözcüsü başka bir şey” dedi. Türkiye’nin Fransa ile aynı görüşte olduğunu belirten Erdoğan, Suriye’de asıl tehlikenin Halep olduğunu dile getirdi.Çözüm süreci uyarısında bulunan Cumhurbaşkanı HDP’nin “sokağa çıkın” çağrısına karşılık olarak, “Sabrın sınırı var diyorum. O sınır aşılırsa, olabilecekleri aklımın ucundan bile geçirmek istemem” ifadelerini kullandı.Erdoğan, Ermenek’te 18 işçinin mahsur kaldığı maden faciasıyla ilgili olarak da “Mesela işveren az kazanıyorum bahanesiyle işçinin yemesinden içmesinden kısar, yemeği vermem evden getir, ocakta ye derse, bu zulümdür. Daha fazla bir şey yaparsanız, bu sektör ölür diyorlar. O zaman sen de kömürü bırak, başka sektöre geç. Elini tutan mı var? Kömür üretimini robotlaştırmak gerekiyor” dedi.Paris’e yaptığı günübirlik çalışma ziyaretinden dönerken uçakta gazetecilerle konuşan Erdoğan önemli açıklamalar yaptı. Hürriyet gazetesinden Akif Beki ’nin köşesine taşıdığı söyleşi şöyle:Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’ndeki konuşmada, ‘Ortadoğu’da 100 yıl önce çizilen sınırların dikişlerinin patladığını’ söylediniz. Yeni sınırlar, yeni Sykes-Picot anlaşmaları mı ortaya çıkıyor?Ortadoğu, sonradan uydurulmuş bir coğrafi ifade. Aslında bir Yakındoğu var, bir de Uzakdoğu. Ortadoğu aslında bir petrol havzasının ifadesi. Bu çerçevede Irak’ı 3’e bölmeyi planladılar. Bir Kürdistan olacaktı, bir Sünni Araplar’dan ve Türkmenler’den oluşan devlet, bir de Şia devleti. Bu planlamayı kafalarında yaptılar. Ama ilk uygulamada gerçekleştiremediler. Sonra Maliki’nin başbakan olmasıyla ikinci girişim başladı. Maliki ordunun üst kademesini sadece Şii subaylardan oluşturdu. Ardından çoğunu cezaevlerinden saldırıverdiği sabıkalıların meydana getirdiği bir gerilla gücü kurma yoluna gitti. Şimdi yeni Irak Başbakanı (Haydar El İbadi) Irak’ı yeniden birleştirmek konusunda umut veriyor. Bakalım gerçekleştirebilecek mi? Bu çabalarını baskın karakterli politikalar uygulamak yerine zamana yaymayı tercih ediyor olabilir. Mesela cumhurbaşkanı yardımcılıklarında yetki sınıflandırması yapmadı.Bu çerçevede Suriye’de halihazırdaki gidişatı nasıl değerlendiriyorsunuz?Haritanın diğer parçası olan Suriye’ye gelince... Ülkede terör cirit atıyor. Ilımlılar (Özgür Suriye Ordusu-ÖSO) vatan savunması derdine düştü. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ÖSO konusunda Türkiye ile aynı çizgide olduklarını söyledi. Irak için de bizim çizgimizi paylaşıyorlar. Yani, uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, güvenli bölge oluşturulması ve ılımlı muhaliflere eğitim ve donatım desteği sağlanmasını öngören planımızı destekliyorlar. Son gelişmelerle ilgili olarak ne yazık ki çok ciddi dezenformasyon var. Mesela Kobani konusunda Irak’ta Kürt Bölgesel Yönetimi 2000 Peşmerge göndermekten söz etti. Sonra sayı 500’e indi. PYD bunu da kabul etmedi. 90’a kadar inildi. Bu 90 Peşmerge’ye ek olarak araçları kullanacak şoförler ve muavinleri eklenecek, sayı aşağı yukarı 150’ye çıkacaktı. 90 Peşmerge’yi biz uçaklarımızla Türkiye’ye getirdik. PYD buna da direndi. Peşmergeler silahları bize versinler, Kuzey Irak’a dönsünler diye tutturdular. Bu silahlarla DAİŞ’in denetimindeki Kobani’de savaşamayız diyorlar. Çünkü ağır silahlarla gerilla savaşı yapamayacaklarını söylüyorlar. Aslında dertleri orayı PYD’nin dışındaki bir güce kaptırmamak. Tek hedef bu. Suriye’de şu anda Halep de tehlikede. Halep’i düşünmüyorlar ittifak güçleri, Kobani’yi düşünüyor. Yani orada varsa yoksa Halep’tir. Sureyi’nin kuzeyi dediğin zaman Halep’i anlarsın, ama bunlar Halep’i bir kenara koymuşlar varsa yoksa Kobani diyorlar. Kobani’dekiler zaten hepsi geldiler ve biz de kabul ettik. Kapıyı da kapatmadık. Ama Halep’te şu anda geniş bir tarih yok oluyor. İnsanlar yarın orada aynı durumla karşı karşıya kalacak ve şu anda onlar orada son mücadelelerini veriyor. Ve Hollande baktım Halep’e yönelik çok hassas. Kobani halkı zaten Türkiye’ye sığınmış durumda. Dolayısıyla orada halihazırda sivil kalmadı. 1500-2000 kadar silahlı kişi var.Türkiye ile Fransa birlikte uçuşa yasak bölge oluşturabilir mi?Bakın, aslında tehdit altında olan benim, yani Türkiye. Nitekim geçenlerde, vatandaşlarımızın can güvenliği için bir köyü boşaltmak durumunda kaldık. Dedikleriniz, ancak BM Güvenlik Konseyi kararıyla, o olmazsa NATO kararıyla sağlanabilir. Bana göre, 36’ncı Paralel’in üstü güvenli bölge ilan edilmeli. Neden? Çünkü, topraklarımızda 1.6 milyon sığınmacı var. O bölgede onlar için farklı planlamalar yapılabilir. Hatta alt yapısıyla, üst yapısıyla yerleşim birimleri bile inşa edilebilir. Kobani’yi bir yana bırakın, Halep tehdit altında. Kuzey Suriye’nin kalbidir Halep. Ve ne yazık ki, orada koca bir tarih yok olmak üzere.Irak-Suriye üstünden bir sınır çizmeye çalışılıyor diyebilir miyiz?Çok farklı, çok karmaşık hesaplar olabilir. Bakın, DAİŞ petrolünü kim alıyor? Esad yönetimi. Yani, Musul petrolünü Esad’a peşkeş çekiyorlar. Suriye’de Esad’a karşı direniş başladığında sadece ÖSO vardı. Sonra sonra terör örgütleri ortaya çıkmaya başladı. Şimdi bile ÖSO aşağı yukarı 120 bin silahlı adamı olduğunu söylüyor. Ama 2 sorunları var: Para, donatım ve dolayısıyla eğitim. Bunlar verilirse dengenin yeniden sağlanabileceğini ifade ediyorlar.Çözüm Süreci’ni kararlılıkla sürdüreceğinizi, hiçbir sapma olmayacağını söylüyorsunuz ama Kobani olayları süreci tehlikeye sokmuyor mu?Çözüm Süreci’yle ilgili plan devam ediyor. Kobani’yle ilgili görüşlerimizi ABD’ye biz net olarak ifade ettik. Müttefik bir ülkenin, bizim terörle bağlantılı olduğunu düşündüğümüz bir gruba silah vermesini doğru bulmayacağımızı da söyledik. Ama akabinde C-130’larla oraya silah indireceksin, bunların bir bölümü PYD’ye gidecek, bir bölümü de dedikleri gibi yanlışlıkla da olsa DAİŞ’e. Bu konularda, ABD’de her birimin sözcüsünden farklı bir ses çıkıyor. Beyaz Saray Sözcüsü bir şey söylüyor, Pentagon Sözcüsü başka bir şey, Dışişleri Sözcüsü daha başka bir şey, Ulusal Güvenlik Kurulu Sözcüsü başka bir şey. Bazıları ABD’ye destek vermediğimizi iddia ediyor. Yalan. Gerekli desteği verdik. Ama biz bu desteği belirli kurallar çerçevesinde verir, NATO planlamasına göre yürürüz. Şunu da söyleyeyim, ABD’nin onlara verdiği silahların bedelinin çok üstündeki meblağları biz Türkiye’ye sığınan Kobanili Kürtler’in barınmaları, iaşeleri için harcıyoruz.‘Tarihin en uzun MGK’sı’ diye nitelenen son MGK’da Paralel Yapı ile ilgili bir süreç belirlendi mi?Toplantı sonrasında yapılan açıklamada var zaten bu husus. Ülkemizin güvenliğini tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği açıkça belirtiliyor. Paralel Yapı dediğimiz bu oluşum, Başbakanlığım dönemimde, çocuklarımdan kardeşlerime kadar benim tüm ailemi dinledi. Yetmedi, ofisimi dinledi. Böyle bir alçaklık olabilir mi? Bu yasadışı işlerle ilgili olarak elbette hukuki süreç başlayacak. Ama bugün bile aramızda bazı arkadaşlar acıma refleksine kapılıyorlar. Paralel Yapı’nın etik, ahlaki değerlerimizi yok etmesine sessiz mi kalınacak? Hukuk çerçevesinde gereken her şey peyderpey yapılacak.28 Şubat, anti-demokratik çevrelerin demokratik yapılanmayı hedef aldığı bir girişimdi. Nitekim, meşru hükümeti zorla istifa ettirdiler. Şu anda ise böyle bir durum yok. Şimdiki hadise, Paralel Yapı’nın demokratik yapılanmayı hedef alma girişimleriyle; bir başka deyişle legal görünümlü bir illegal yapıyla mücadele meselesidir. MGK kararları, biliyorsunuz tavsiye kararlardır. O kararlar hükümete gönderilir. Sonra hükümet de Bakanlar Kurulu kararına dönüştürüp MGK Genel Sekreterliği’ne yönlendirecek. MGK Genel Sekreterliği de Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne işleyecek. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, 5 yılda bir yenilenir. Son olarak 2010’de yenilendi. Yani süresi 2015’te dolacak. Ama biz yakın tehdit nedeniyle 2014’te bu değişikliğin yapılmasını istedik. Gerekirse, 2015’te yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde revizyonlar da yapılabilir. Daha önce de söyledim, bu kesimlerin, legal görünüm altında illegal bir yapılanma içinde olabileceklerini tahmin edemedik. Bu nedenledir ki yurtiçi ve yurtdışındaki eğitim faaliyetlerine, hatta ticari faaliyetlerine her türlü meşru desteği verdik. 134 ülkede okul açtılar. Sanıyorlar ki, bunu kendileri başardı. Oysa gerek ben, gerekse bakanlarım gezilerimizde ilgili ülkelerin hükümetlerinden destek rica ederek o okulların açılmasını sağladık. 13 üniversite açtılar, hiç engel çıkarmadık. Ticari faaliyetlerine yardımcı olduk. Ama süreç içerisinde, bunların aslında ihanet içinde oldukları ortaya çıktı. Başbakanlık ofisine koydukları ‘böcek’lerin nereden alındığını bulduk. Şimdi dinledikten sonra bunları nereye gönderdikleri araştırılıyor.Son 1 haftada 4 şehit verdik. HDP’nin sokak çağrıları, Çözüm Süreci derken, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?Her şeyin bir sabır noktası var. Biz bu süreci başlatalı 5 yıl oldu. Önce ‘Açılım Süreci’ dedik, daha sonra ‘Milli Birlik ve Kardeşlik’; şimdi de ‘Çözüm Süreci’ diyoruz. HDP sokağa çıkma çağrısı yapıyor. ‘Şiddet için değil’ diyorlar. O zaman niye sokağa döküyorsun? Miting yap. Sokağa çıkın deyince, ‘Maskeni tak, sopanı al, molotofkokteylini al, belli dükkanları yak’… Bu, o demek. Güvenlik güçleri, vatandaş tedirgin. Onun için sabrın sınırı var diyorum. O sınır aşılırsa, olabilecekleri aklımın ucundan bile geçirmek istemem.Soma’dan sonra her türlü tedbiri aldık. Ama iş tedbir almakla bitmiyor, insan faktörü de önemli. Mesela işveren az kazanıyorum bahanesiyle işçinin yemesinden içmesinden kısar, yemeği vermem evden getir, ocakta ye derse, bu zulümdür. Daha fazla bir şey yaparsanız, bu sektör ölür diyorlar. O zaman sen de kömürü bırak, başka sektöre geç. Elini tutan mı var? Kömür üretimini robotlaştırmak gerekiyor. Bakın, Avrasya Tüneli’nde bir robot var. Günde 10 metre deliyor. Ayrıca taşı, toprağı toplayıp gönderiyor. İş güvenliği konusunda, tedbirlerin yanı sıra duyarlılığın da artması gerekiyor.T24
Davutoğlu: 'Seçimden Sonra Milli Uzay Ajansı Kuracağız'
Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ak Parti İstanbul Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı'nda partililere hitap etti. Konuşmasında, milli projelere vurgu yapan Davutoğlu seçimden sonra Türkiye'nin uzayda da yarışmasını sağlayacak Türkiye Uzay Ajansı'nın kurulacağını açıkladı.'İstanbul'u en müreffeh şehir yapacağız'Başbakan Davutoğlu, İstanbul'un AK Parti döneminde ilkleri yaşadığına vurgu yaparak, üçüncü havalimanı projesinden bahsetti. Proje sonunda 150 milyonluk bir havalimanı kapasitesine ulaşılacağını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:'İstanbul, dünyada büyük havalimanına sahip olan şehir olacak. Hayallerinin yetişmesi mümkün olmayan üç katlı tünel. Şimdi Kılıçdaroğlu ne verebilir İstanbul'a? İstanbul'a Marmaray'ı yapmış olan, Avrasya Tüneli'ni yapmakta olan, üçüncü köprüyü yapmakta olan bir AK Parti karşısında Kılıçdaroğlu ne söyleyebilir? Bir şey söyleyemeyeceği için sadece ve sadece alkışlar. Başka hiçbir şey yapamaz. 'İstanbul'da toplu taşımanın geçmişte insan onuruna yakışmayan şekilde yapıldığını dile getiren Davutoğlu, 'Yeni Türkiye' vizyonunda insan hayatının her alanında insan onurunu gözeteceklerini kaydetti.'Milli Uzay Ajansı kurulacak'Davutoğlu, 'İlan ettiğimiz beyannamenin diğer bir yönü de millileşme, yerlileşmedir. Önemli bir kavram olarak zikrediyorum. Önümüzdeki dönemde beyannamemizde yer alan bazı projeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk milli muharip uçak inşallah 2023'te Türkiye'nin semalarında uçacak. Son Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde projeyi onayladık, tasarım aşamasına geçiyoruz. Seçimden sonra çıkaracağımız ilk kanunlardan birisi de Milli Uzay Ajansı'nın kurulmasıdır. Sadece semalarımızda değil, artık uzayda da rekabet eden bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne herkes şahit olacak.' diye konuştu.'Namerde değil merte de muhtaç olmayacağız'Altay tank projesini de 2018'de tamamlamayı hedeflediklerini anlatan Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:'Tarih ve millet önünde söz veriyoruz. Bir daha kendi tankımızı, uçağımızı ve gemimizi yapmak için hiçbir namerde değil merte dahi muhtaç olmayacağız. Proje soranlara söylüyorum, işte bunların hepsi, dikkatlice okuduklarında seçim beyannamemizde var. Biz, milli olmayı yerli olmak olarak görüyoruz. Biz, milli onuru bu aziz milleti namerde muhtaç olmamakta görüyoruz'Sağlıkta millileşmeDavutoğlu, savunma sanayinde millileşmenin kendi dönemlerinde olduğunu anlatarak, başka hedefleri de bulunduğunu dile getirdi. Sağlıklı vatandaşların ve sağlıklı nesillerin milli aşıyla korunacağını aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:'Sağlık Bakanlığı'na brifing için gittiğimde orada sunulan projeler arasında önce 'Biz neden milli aşı üretmiyoruz?' diye sordum. Daha önce Cumhurbaşkanımız da sormuş. Hemen devreye soktuk. Buradan bunu da ilan ediyorum; sadece savunma sanayinde değil sağlık alanında da geleceğimizin teminatı olan nesilleri milli aşıyla aşılayacağız. Milli ilaçlarla hastanelerimizde tedavi göreceğiz. Teknolojinin en gelişmiş imkanlarını kullanıp, milli plazmayı üreteceğiz'AA
‘Taksim Meydanı ile İlgili Israr Yanlış ve Art Niyetli’
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla farklı sektörlerden işçileri Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Her yıl 1 Mayıs'ta yaşanan Taksim Meydanı ile ilgili ısrarı yanlış, hatta art niyetli bulduğumu ifade etmek istiyorum' dedi.Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: Her yıl 1 Mayıs'ta yaşanan Taksim Meydanı ile ilgili ısrarı yanlış, hatta art niyetli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Taksim Meydanı, miting yapmaya uygun bir yer değil. Taksim'de miting yapmak demek tüm İstanbul'u felç etmek demek. Bir de güvenlik sorunu var orada. Orası hareket merkezi. Git Yenikapı’da yap, orası müsait. Kendine güveniyorsan gidip orada yapabilirsin. Karadan, denizden ulaşıp yapabilirsin. İstanbul’daki arkadaşlarıma söyledim '8 değil 18 yer yapın' dedim, miting alanı yapın dedim.BUNUN ADI KAOS ÇIKARMA OLUR'Eğlence yapılır, festival yapılır oralarda' dedim. Şimdi öyle şeyler oluyor ki zaman zaman görüyorsunuz. Her mitingde Kadıköy’de cam çerçeve esnafın her şeyi gidiyor. 1 Mayıs’ı devlet olarak resmi gün belirlemiş ve tatil ilan etmişiz. Taksim’de 1977 yılında yaşanan acı olayla ilgili hassasiyeti biliyor ve saygı duyuyoruz. Sendikaların çiçek koymasına bir şey demiyoruz. Çelenk koyup ayrıldılar. Herkes Taksim’e kilitleniyor. İlla oraya on binlerce gidip 'Taksim’de toplanacağız' derseniz bunun adı anma olmaz, bunun adı kaos çıkarma olur. Bunda asla iyi niyet görmeyiz, görmüyoruz da…'KALABALIĞIN ARASINA TERÖR ÖRGÜTÜ SIZIYOR'Bir de bu kalabalığın arasına terör örgütleri sızıyor. Demir bilyeler, sapanlar, molotoflar çantalarla yakalandılar, Emniyet Müdürü'nden bilgi aldım. Birilerinin keyif, birilerini kendini tatmini için kimsenin hakkını çiğnetmeyiz.  Siyasi, partilerimiz mitinglerinizi nasıl miting alanlarında yapıyorsa sendikalardan da bunu eklemek hakkımızdır. 1 Mayıs’ı kimseye kapalı tutmuyoruz, açık tutmak için çalışıyoruz. Bizim kültürümüzde emeğe çok büyük önem verilir. Bir hadiste işçinin hakkını verin yazıyor.'HAK ARAMA MÜCADELENİZİ DESTEKLİYORUM'Bazı şeyler kanun zoruyla değil kalple, gönülle, Allah muhabbetiyle olur. Hiç kimsenin  başkasının hakkına göz dikmesi düşünülemez. Rabbim 'Karşıma kul hakkıyla gelme' diyor. Çok zengin olabilirsin ama kul hakkın varsa yandın. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü bu anlamda değerlendirmemiz lazım. Bu süreci destekleyeceğimi, işçilerimizle sonuna kadar kolkola yürüyeceğimizi söylüyorum. İşçilerimiz benim için kutsaldır. Hak arama mücadelenizi de destekliyorum.Hakkımızı sonuna kadar arayacağız ama şiddete vandallığa yer vermeyeceğiz. İnsan ekmek yediği tezgahı parçalamaz. Milletinin istikbaline ihanet etmiş demektir bunu yapan. 2013 yılından beri çok ibret verici hadiseler yaşadık. Gezi’yle başlayan süreçte dış basın Türkiye’yi tenkit etmişlerdir. Gezi olayları sırasında canlı yayın yaparak Türkiye’yi karalayanların başka ülkelerde aynı şeyler yaşanınca olan üç maymunu oynuyorlar. En son Amerika’da yaşananlarla ilgili tek kelime yok. Hiç eleştiri yok.. Niçin? Çünkü bunların derdi demokrasi değil. İdam kararları var Mısır’da. Ses var mı batıda. Soruyorum neden sesiniz çıkmıyor? Onlarla aynı masada oturmadığım zaman da neden oturmuyorsunuz diyorsunuz.'O MADDELER DELİL TEŞKİL EDECEKTİR'Gezi olaylarının ardından 17-25 Aralık darbe teşebbüsü yaşandı. Sinsice örgütlenmiş bir yapı ülkemizi ele geçirmeye çalıştı. Hala da devam ediyor. Yetkisi olmadığı halde kalkıp yetki kullanıyor. Ama işte en son MGK’da aldığımız kararla Mili Güvenlik Siyaset belgesiyle  legal görünüm altındaki illegal yapılanmaları artık oryaya koyduk ve tavsiye kararı olarak gönderdim. Mili Güvenlik Siyaset belgesi içinde yer alan maddeler bir delil teşkil edecektir.'SEN NE ANLARSIN TANKTAN'Arka kapıdan gelenlerle görüşmeler yapıyorlar. Bunlar aynı bataklığın ürettiği hastalıklar. Dünyanın neresinde uzantıları varsa orada çalışıyorlar. Devletin tüm kurumlarının içine sızmış militanlarıyla çalışıyorlar. Seçimleri fırsata dönüştürmek için çalışma içindeler ama başaramayacaklar. Tek amaçları milletin önünü kesmek. Demokrasi ve ekonomide kazandığımız başarıları tehlikeye sokmayız. Çözüm sürecini başlatan siyasi irade olarak kararlılığımızdır. Süleyman Şah Türbesi'nden hareket halindeki tank arıza yapmış. Kalkıyor terör destekli partinin vekili diyor ki biz kurtardık tankı. Yalan! Sen ne anlarsın tankı tamir edip, orduya teslim etmekten? Senin böyle bir derdin mi var? 'ASGARİ ÜCRETİN FARKINDA DEĞİLLER'Bizi hukuk üzerinden vurmak isteyenler de başarılı olamayacaklar. 1970’li yılları, 1990’lı yılları unutmadık. İnanın şaşıyorum bugünlerde. Cumhurbaşkanı olarak şimdi bugünlerde asgari ücret açık artırmaya çıkarıldı. Devletin belirlediği bir ücret var. Bir tanesi 1500, diğeri 1800, diğeri 5000 diyor.  Eğer bu rekabete bakarsa, en fazla rakam söyleyen mi kazanacak. Bunlar asgari ücretin farkında değiller.'SİYASİ LİDER BELİRLEYEMEZ'1000 ile neyi garanti altına alır devlet? Sosyal güvencesini kontrol altına alıyor. Bu bir güvencedir, korumadır. İşveren daha fazla verecekse versin önü açık. Ama bir siyasi lider bunu belirleyemez. Ama maalesef bazı yerlerde güvence vermeden insan çalıştıranlar var. Doğu’da oluyor özellikle. Bunların hepsi de kitapsız, desteksiz atılan rakamlar.Son bu maden olaylarından sonra çalışma saatlerini ele almamız lazım dedik. Ben dedim bunu 7 yapmamız lazım, 7,5'ta karar kıldılar. Emsalleriyle mukayese edilmeyecek bir noktadayız. Biz geldiğimizde 184 liraydı. Şimdi 1000 liraya çıktı. Asgari ücrette 5 kattan fazla artış var. Hastaneler rezillikti. Nerelerden nerelere geldik. Eskiden nasıldı bir düşünün. Şehir hastaneleri kuruyoruz şimdi. Bazı girişimlerim oldu. Bu şehir hastanesine girdiği zaman bütün problemlerini orada  bitirip oradan çıkacak. Hastanenin dışında sedyenin üzerinde hasta taşınıyordu. Şimdi helikopter ambulansımız bile var. Sağlık sıradan bir olay değil. Sağlık olmasa neye yarar?'MARMARAY'I GÖRÜNCE BATI DÜNYASI ŞAŞIRIYOR'Biz çok zor şartlarda okuduk. Kitap bulamazdık. Buralardan geldik. Ama şimdi birinci hamur kağıtla kitaplarını veriyoruz yavrularımızın. Adalette, eğitimde, ulaşımda bu ülkede 79 senede 69 bin km yol yapıldı. 12 senede 17 bin km yol yapıldı. Marmaray’ı görünce batı dünyası şaşırıyor. Avrasya tüneli önümüzdeki hafta bitiyor. Üçüncü köprü bu yıl sonuna kadar yetişebilir, sonra da yüksek hızlı tren… Bunları 15 sene önce konuşsak inanır mıydınız? İman o kadar önemli bir şeydir ki tekeden  bile süt çıkartır.“BUNLARA SANDIKTA CEVAP VERMEK LAZIM” Geldiğimizde 26 havalimanı vardı, şimdi 53 oldu. Biz yapıyoruz onları yıkıyor. Ağrı’da, Kars’ta makineleri yıkıyorlar. Yaptığın nedir? Asla ayrım yapmıyoruz, yapmıyorum. Hakkari’deki kardeşim neden karadan gelsin diyorum. Yok olmaz diyorlar. Kim diyor? Terörist… Bunlara sandıkta cevap vermek lazım… Hakkari Havalimanı’nı açacağız…Bunların engellemelerine rağmen Türkiye’nin bir geleceği var. Şimdi Türkiye’nin yönetimine talipler. Allah beterinden saklasın.Ajanslar