onedio

Bıçaklama Haberleri

Bıçaklama ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Bıçaklama ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İdam Mahkumlarının Hayret Verici Son Sözleri
İdam her ne kadar günümüzde tartışmaya açık bir konu olsa da, çoğu insan tarafından insanlık dışı olarak görülmektedir. Ben o insanlardan biri olamadım. Bence idam gerektiği zaman, gerekilen yerde en acı şekilde uygulanmalı ve gösterilmelidir. Suçun büyüklüğü, ölümün en ağırı ile karşılanmalıdır. Kimsenin canını almak bize düşmez diyen idam karşıtlarının idam mahkumlarının neden onlarca kişiyi acımadan öldürürken böyle düşünmediğini gösteren son sözlerin olduğu listemiz:
Doçent Cinayeti Davasında Çarpıcı İfadeler
Konya'da 2 Haziran'da Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i, duygusal ilişki yaşadığı sekreter Asuman E.'ye ilgi duyduğu gerekçesiyle üniversitedeki odasında bıçaklayarak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin yargılanmasına başlandı. Prof. Dr. Gülce, mahkeme heyetine, 'Böyle bir olay nedeniyle karşınızda olmaktan utanç duyuyorum' dedi. Öldürdüğü Doç. Dr. Özdemir için cezevinde her gün dua ettiğini ve onun için her gün iki kez Yasin suresini okuduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülce, 'Belki ailesi bu kadar dua etmiyordur' dedi. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti duruşmayı 20 Mart 2015 tarihine erteledi.Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce'nin eşi olan 2 çocuk babası 53 yaşındaki Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gülce, iddiaya göre duygusal ilişki yaşadığı fakültedeki o dönem evli olan 1 çocuk annesi 28 yaşındaki sekreter Asuman E. yüzünden tartıştığı 3 çocuk babası 42 yaşındaki Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i geçen 2 Haziran'da bıçaklayarak öldürdü. Fakültedeki odasında olaydan 2 gün sonra cesedi bulunan Doç. Dr. Özdemir'in vücudunda ve boğazında 14 bıçak darbesi saptandı.Olayla ilgili olarak, cinayetin ardından emeklilik dilekçesi veren Prof. Dr. Gülce ile Asuman E. gözaltına alındı. Prof. Dr. Gülce, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, sekreter Asuman E. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.SEKRETER SALONA TUTUK SANIKLARIN GİRDİĞİ KAPIDAN ALINDIKonya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 'tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu olarak yargılanan Prof. Dr. Ahmet Gülce ile 'cinayete yardım etmek' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan Asuman E. katıldı. Asuman E. öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in yakınlarıyla karşılaşmaması için salona, tutuklu sanıkların girdiği kapıdan alındı. Kimlik bilgileri okunan Prof. Dr. Ahmet Gülce, olaydan sonra emekli olduğunu ve boşandığını belirtti.Asuman E. de işsiz olduğunu herhangi bir gelirinin olmadığını ve babasının evinde kaldığını belirtti. Davaya Selçuk Üniversitesi de müdahil olmak istedi. Ancak mahkemeye heyeti, bu talebi reddetti'EŞİM DEKAN OLDUKTAN SONRA ASUMAN İLE İLİŞKİMİZ BAŞLADI'Prof. Dr. Ahmet Gülce, ifadesinde Selçuk Üniversitesi'nde 2004 yılından itibaren görev yaptığını ve öldürdüğü Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i, o yıldan itibaren tanıdığını sekreter Asuman E.'yi ise 3 yıldır tanıdığını söyledi. Asuman E. ile ilk tanıştıklarında kendisini o dönem dekan yardımcısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Gülce, 'İlk tanışmamız ben dekan yardımcısıyken oldu. O zaman iş nedeniyle geldi ve tanıştık. 2012 yılının Haziran ayında eşim dekan olduktan sonra Asuman ile ilişkimiz başladı. Kendisi Çevre Mühendisliği bölümünde görev yapıyordu' dedi.'ASUMAN, DOÇENTTEN HAMİLE KALDIĞINI SÖYLEDİ'Prof. Dr. Gülce, ifadesinde sekter Asuman E.'nin hem kendisiyle, hem de Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile ilişkisinin olduğunu ve bu yıl içinde Özdemir'den hamile kaldığını söylediğini öne sürdü. Doç. Dr. Özdemir'e, sekreter Asuman E. ile ilişkisinin olup olmadığnı sorduğunu belirten Prof. Dr. Gülce, 'Celalettin'e sordum, böyle birşeyin olmadığını söyledi. Ancak Asuman, Celalettin'in kendisini yüz üstü bıraktığını ve ondan kurtulamadığını söylüyordu bana' dedi.'ASUMAN KAPIYI KİLİTLEDİ'Asuman E.'in olaydan önce kendisini Doç. Dr. Özdemir'in odasına çağırdığını öne süren Prof. Dr. Gülce, şöyle devam etti:'Asuman olaydan önce beni Celalettin'in odasına çağırdı. İkisi de odadaydı. Hakkımda dosya hazırlandığını ve bunları YÖK'e bildireceğini söyledi. 'Benim hakkımda ne olacak ki, herşeyimiz ortada' dedim ve çıkıp gittim. 1-2 gün sonra Asuman odama gelerek, dosyada kendisine attığım mesajların olduğunu söyledi. Nasıl aldığını sorunca 'gizlice almış' dedi. Rektör, Asuman'ın fakülteden uzaklaştırılarak başka bir fakülteye gönderilmesini istedi. Bir hafta önce de başka bir yere gönderildi, benim haberim yoktu. Olay günü Asuman saat 5 gibi beni aradı ve eşime teşekkür için yanımıza geleceğini söyledi. Ancak geç geldi ve nerede olduğunu sorunca Celalettin'in yanına uğradığını ve onun dosyayı göndereceğini ifade etti. Daha sonra konuşmak için Asuman ile odadan çıkarak, Celalettin Özdemir'in yanına gittik. Celalettin odada oturuyordu ve Asuman geldi kapıyı kilitledi. 'Siz benim evleneceğim kadını rezil ettiniz, buradan gönderdiniz, ben de sizi rezil edeceğim' diye konuşunca ben de 'Rektör böyle istedi, ben göndermedim' dedim. Bana küfür etmeye başladı. Yakamdan tuttu, benden daha güçlüydü. Hortum kestiğim için bıçak cebimdeydi. Kendimi korumak amacıyla 2-3 kez bıçağı salladım. Hatta bıçağı elimden almaya çalıştı. Bu arada kapı çalındı, kapı kilitliydi, üzerime baktım, kanlıydı. 'Celalettin Hocam' diye seslendiler. Önlüğüm kan olduğu için çıkardım ve maktulün montunu giyerek pencereden atladım.''EŞİM BANA EVDEN GİTMEMİ SÖYLEDİ'Olaydan sonra eşi dekan Prof. Dr. Handan Gülce ile birlikte eve gitmek için yola çıktıklarını anlatan Prof. Dr. Gülce, eşinin üzerindeki lekeleri sorması üzerine laboratuvarda oldu, kimyasal madde olduğunu söylediğini belirtti.Prof. Dr. Ahmet Gülce, eve gittiklerinde Asuman E. yüzünden Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile kavga ettiğini söylemesi üzerine dekan eşinin, kendisine evden gitmesini söylediğini ifade etti.Prof. Dr. Gülce, eşi evden kovduktan sonra babasının evinde olan Asuman E.'nin yanına gittiğini ve Doç. Dr. Özdemir'i öldürdüğünü anlattığını söyledi. Prof. Dr. Gülce, 'Asuman'a kapıyı neden kilitlediğini sorduğumda bana 'Celalettin'in baskısıyla' cevabını verdi. Bana anahtarı kapının altından attığını söyledi. Öldürdüğümü söyledim, o da bana 'küçük çocuğum var, beni bulaştırma' dedi' diye konuştu.PROFESÖR, ÖLDÜRDÜĞÜ DOÇENT İÇİN HER GÜN DUA ETTİĞİNİ SÖYLEDİProf. Dr. Ahmet Gülce, ifadesi sırasında mahkeme heyetine de böyle bir olay nedeniyle karşılarına çıkmaktan dolayı utandığını dile getirdi. Öldürdüğü Doç. Dr. Celalettin Özdemir için cezevinde her gün dua ettiğini ve onun için her gün iki kez Yasin suresini okuduğunu belirterek, 'Belki ailesi bu kadar dua etmiyordur' dedi.BETON ZEMİNDE YATARAK KENDİSİNE CEZA VERMİŞProf. Dr. Ahmet Gülce, olaydan sonra eşinin evi terk etmesini söylemesi üzerine Asuman E. ile görüşüp tekrar evine dönüp, binanın bodrum katında geceyi geçirdiğini belirtti. Prof. Dr. Gülce, 'Celalettin'in beton zeminde yatığını göründe ben de bodrum katta beton zeminde yatarak kendime ceza verdim. Hatta yanıma laboratuvardan siyanür almıştım. Kendimi öldürecektim, sonradan vazgeçtim. Hakim bey bir de şunu belirtmek istedim. Basında 'aşk cinayeti' gibi çıktı, ama bu olay tamamen aniden gelişen bir olaydır' dedi.Asuman E. ile cinsel ilişkiye girmediklerini belirten Prof. Dr. Gülce, 'Asuman bana hep Celalettinden yakınırdı, 'Ondan nefret ediyorum, vücudu kokuyor. Bana zarar vereceğinden endişe duyuyorum.' Hep yakınırdı bu şekilde. Ayrıca Asuman bana bir gün dedi ki, 'dosyayı YÖK'e verirse, sen onu öldürürsün.' Ben de ona dedim ki, 'Cuma hutbesinde hoca bir insanı öldürmenin tüm insanları öldürmek gibi olduğunu söyledi bu mümkün değil' dedim' diye konuştu.KAYIP FLAŞ BELLEKProf. Dr. Ahmet Gülce, öldürdüğü Doç. Dr. Özdemir'in içinde kendi ve diğer hocalar hakkında kazırladığı YÖK'e vereceği raporların bulunduğu öne sürülen kayıp olan flaş bellekle ilgili de şöyle konuştu:'Asuman, olaydan sonra görüştüğümüzde bana kayıp flaş belleğin kendisinde olduğunu söylemişti. Ben de ona 'Yarın getir' dedim. O da avukata gösterdiğini, avukatın flaş belleğin sıkıntı doğrubileceğini söylemesi üzerin tuvalete attığını söyledi.'SEKRETER, PROFESÖRLE İLİŞKİMİZ YOK'Cinayete yardım etmek' suçundan tutuksuz yargılanan ve cinayetin ardından eşi F.S.'den boşanan Asuman E., öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i 2, Prof. Dr. Ahmet Gülce'yi de 5 yıldır tanıdığını belirtti. Doç. Dr. Özdemir ile ilişkisini kabul eden Asuman E., Prof. Dr. Gülce ile olan ilişkisini ise redetti. Asuman E., 'Ahmet Hoca bana mesaj gönderiyordu ve bunu Celallettin de görüyor ama dert etmiyordu. Gelen birkaç mesajın fotoğrafını çektik. Celalettin'in böyle bir takıntısı yoktu. 'Evlenince de bu mesajlar devam ederse, bunları Ahmet Hoca'nın eşine gösteririz' diye birbirimize söyledik' dedi.'BEN KAPIYI KİLİTLEMEDİM'Asuman E., olaydan 3 gün önce Turizm Fakültesi'nde atandığı için olay günü Mühendislik Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin eşi Prof. Dr. Handan Gülce ile helalleşmek için fakülteye geldiğini söyledi. Dekan ile yaptığı görüşmenin ardından merdivenlerden inerken Prof. Dr. Gülce ile karşılaştığını belirten Asumen E., ifadesinde şunları anlattı:'Merdivenlerden inerken Ahmet hoca ile karşılaştım. Bana gülerek 'Celalettin Hoca'yı öldürdüm' dedi. Daha sonra da bunun şaka olduğunu söyledi. Celalettin Hoca'nın odasına gidince de kapının kilitli olduğunu gördüm. Eve geldiğimde meraklandığım için Ahmet Hoca'yı cep telefonundan aradım, ancak telefonu açmadı. Daha sonra o beni aradı. Evimin önüne geldi, ben Celalettin'i sorunca 3 dakika durdu ve gitti. Bir gün sonra okulda yanıma gelerek, şaka yapmadığını ve kendisinin Celalettin'i öldürdüğü söyledi. Benden bunu kimseye söylemememi, aksi halde beni de bu işe ortak edeceğini ifade etti. Salı akşamı aileme söyledim. Amcam da polis arkadaşını aradı, böyle bir olay olmadığını öğrendik. Ben zaten öldüreceğini düşünmedim. Beni otele çağırdı, 50 bin lira borcu olduğunu, o parayı vermezsem cinayete beni ortak edeceğini söyledi. Çarşamba akşamı Cinayet Büro'ya gittim, orada herşeyi anlattım. Ama şikayetçi olmadık. Cinayet olup olmadığından emin değildim. Bir gün sonra psikolojim bozuldu, izin almak için Turizm Fakültesi'ne gittim. Eşim de yanımdaydı. Orada Hasan isimli bir kişiye Celalettin Hoca'yı sormasını istedim. Odasına gittiler ve cinayet ortaya çıktı.'Odanın kapısını kilitlemediğini ifade eden Asuman E., 'Ben kapıyı kilitlemedim, suçlamaları kabul etmiyorum. Ben kapıyı kilitleseydim normal olur muyum? Beni fark ederlerdi' dedi.'DOÇENTTEN HAMİLE KALDIM, DÜŞÜK YAPTIM'Öldürülen Doç. Dr. Özdemir'den halime kaldığını ve düşük yaptığını kürtaj yaptırmadığını belirten Asuman E., 'Celalettin Hoca'dan hamile kaldım. Ama düşük yaptım. Para talebim olsa verirdi zaten. Ahmet Gülce'den de böyle bir talebim olmadı. Celalettin Hoca, anlaşmalı boşandığı için karısın kardeşleri malların peşine düştü. Otelde kaldığımızı hatırlamıyorum. Telefonunun ve flaş belleğin nerede olduğunu bilmiyorum.'Cinayetten 1 hafta önce Doç. Dr. Özdemir ile ayrılıp, eşi F.S. ile barıştığını belirten Asuman E., 'Celalettin ile aramız açılmıştı. Ben ona 'Yuvama dönüyorum' dediğimde. 'Tamam Asuman, ama birbirimizi unutana kadar arayıp görüşelim' dedi' diye konuştu.ÜLKÜCÜ- CEMAATÇİ KAVGASIAsuman E., öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in ülkücü, Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin de cemaatçi olduğunu ve aralarında ülkücü- cemaatçi kavgası olduğunu da öne sürdü. Mahkeme başkanı ise 'Cemaatciydi derken?' diye sorunca Asuman E. de 'Fethullan Gülenciler mi ne onlardan' diye cevap verdi.'ASUMAN E., SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK GİBİ KONUŞUYOR 'Asuman E.'nin bu iddiası üzerine söz alan Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin avukatı Fatih Ruşen ise 'Cemaatçi denilerek olay çarpıtılmaya çalışılıyor. 410 bin lira ortada yok. Asuman E., sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşuyor. Bu para nerede sorulmasını istiyorum' diye konuştu.Avukat Fatih Ruşen, cinayetten sonra olay yerinde yapılan incelemede Asuman E.'nin odanın kapı arkasında ve sehpanın ayaklarında parmak izinin olduğunu hatırlatıp, cinayetten sonra odaya girdiğini öne sürdü.Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin, Doç.Dr. Özdemir'i 3 bıçak darbesiyle yaraladığını ifade eden avukat Fatih Ruşen, 'Müvekkilim, maktüle karşı 3 kez bıçaklama yaptığını, ancak otopsi raporlarında 19 santimlik vücudunda bir yaranın olduğu ve bağırsakların dışarı çıktığını görülmektedir' dedi.Avukat Ruşen, müvekkilinin odadan çıktıktan sonra Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in yaşadığını, müvekkilinin odadan çıkmasının ardından üçüncü bir kişinin odaya girip öldürme eylemini gerçekleştirdiğini öne sürerek iddiasıyla ilgili hazırladığı belgeleri mahkemeye sunduğunu belirtti. Ruşen, müvekkilinin duygusal biri olduğunu ve çoğu şeyi ifade edemediğini belirtti. Bu sırada Prof. Dr. Gülce'nin duygulandığı görüldü.Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in avukatı Süleyman Çimen ise Asuman E.'nin sürekli çelişkili ifade verdiğini söyleyerek, tutuklanmasını talep etti.'MÜVEKKİLİM EVLİYKEN ZİNA YAPTI'Asuman E.'nin avukatı Hasip Şenalp de 'Müvekkilim Asuman evliyken zina yapmıştır. Bunun dinen kabul edilecek bir yeri yoktur. Dinimizde bunun cezası 'recm'dir. Bu ahlaksız bir davranıştır. Yaptığı hatayı cinayet işlemiş gibi gösteriyorlar' diyerek savunma yaptı.Öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in kardeşi Mustafa Özdemir ifadesinde, 'Sanık Asuman'ı tanırım. Ağabeyim bir gün bana gelerek. Fakültedeki bir sekreterle gönül ilişkisinin olduğun evlenmek istediğini, kendileriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Biz de kabul ettik. Birlikte yemek yediğimizde Asuman'ın çok çenebaz birisi olduğunu ağabeyimi kendine bağladığını fark ettim' dedi.Mahkeme heyeti ifadeler tamamlandıktan sonra duruşmaya 5 dakika ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti, Doç. Dr. Özdemir ve Prof. Dr. Gülce'nin avukatlarının Asuman E.'ye tutuklama talebini redetti. İddianamede ismi geçen tanıkların dinlenmesi, Doç. Dr. Özdemir'in odasındaki bilgisiyara ait hard diskinin ve bir kişinin ihbarı üzerine bulunan suç aleti olduğu öne sürülen bıçağın incelenmesine karar verdi. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti duruşmaşı 20 Mart 2015 tarihine erteledi.DEKAN VE SEKRETER BOŞANDIBu arada üniversitede işlenen bu cinayetin ardından Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce, yaklaşık 30 yıllık eşi Prof. Dr. Ahmet Gülce'den anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Dekan Prof. Dr. Gülce, duruşmada 150 bin lira tazminat ile üniversitede okuyan 2 oğlunun eğitimleri bitene kadar aylık 1000'er lira eğitim masrafı istedi.Üniversitede taşeron kadrosunda sekterlik yapan, cinayetin işlenmesiyle iki öğretim üyesiyle de ilişkisi bulunduğu ortaya çıkan Asuman'ın olaydan sonra işine son verildi. İlk evliliğini 8 yıl önce yapan ve 45 gün evli kaldıktan sonra eşinin dava açması sonucu boşandığı belirtilen Asuman, cinayetin ardından 4 yıldır evli olduğu ikinci eşi eczacı kalfası F.S. ile anlaşmalı olarak boşandı. Asuman E. eşinden nafaka ve herhangi bir mal talep etmedi, oğlunun da velayeti babaya verildi.Hasan Dönmez, DHA
Boşanmak İsteyen Kadına Bıçaklı Erkek Şiddeti Kamerada
Denizli'de bir kişi, boşanmak isteyen karısını, sokak ortasında yere yatırarak boynundan bıçakla yaraladı. Bıçaklama anı güvenlik kamerasınca kare kare kaydedildi.Denizli'de kendisinden boşanmak isteyen karısı 30 yaşındaki A.Ö.'ı sokak ortasında önce ayaktayken, ardından yere yatırıp bıçaklayan 43 yaşındaki D.Ö., vatandaşların yoğun tepkisiyle karşılaştı. D.Ö., vatandaşların tepkisinin büyümesi üzerine kaçtı. Ağır yaralanan kadın hastaneye kaldırılırken, kaçan D.Ö. yakalanarak gözaltına alındı. Dehşet dolu dakikalar bir apartmanın güvenlik kamerasınca kaydedildi.
Porsuk Çayı'nda Kadın Cesedi Bulundu
ESKİŞEHİR'deki Porsuk Çayı'nda 30-35 yaşlarında, göğsünün altından tek bıçak yarası olan bir kadın cesedi bulundu.Kırmızıtoprak Mahallesi Kanlıkavak Parkı yanından geçen Porsuk Çayı'nda öğle saatlerinde bir kadının hareketsiz olarak suda sürüklendiği görenler durumu 155 Polis İmdat hattına bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve 112 sağlık ekipleri sevk edildi.Büyükşehir Belediye itfaiyesinde görevli bir dalgıç, suya girerek sürüklenen kadını kıyıya getirdi. 30-35 yaşlarındaki kadın, polis ve itfaiyecilerin yardımı ile sudan çıkartıldı. Sağlık ekibinin yaptığı incelemede üzerinden kimlik çıkmayan kadının ölmüş olduğu belirlendi. Göğsünün altında tek bıçak darbesi olduğu bildirilen kadının cesedi otopsi için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi morguna kaldırıldı.Yetkililer soruşturmanın sürdüğünü, cesetteki bıçak darbesinin fazla derin olmadığını, kadının bıçaklama nedeniyle ölmemiş olabileceğini ifade ederek kesin ölüm nedenin yapılacak otopside belirleneceğini söyledi.DHA
Testi Çöz ve Katili Cinayet İşlemeden Yakala!
Dedektif Andrew! Bir önceki görevini başarıyla tamamladın ve seri katili yakaladın. Gizli servis senin yeteneklerine hayran kaldı ve sana yeni bir görev teklif etti. Bu sefer çok daha büyük bir sorunla karşı karşıyasın ve zamanın daha da kısıtlı. Bugün halka açık bir alanda tören düzenlenecek ve Kraliçe konuşma yapacak. Törene ülkenin birçok üst düzey ismi katılacak. Birkaç dakika önce törende bir cinayet işleneceğini söyleyen bir ihbar telefonu geldi. Bu kadar önemli bir töreni, doğruluğu belli olmayan bir ihbar telefonu yüzünden iptal etmeyecekler. Sana ulaştılar ve senden olası bir cinayeti engellemeni istiyorlar!(Not: Test Sherlock'un 3. Sezon 2. Bölümü'nden esinlenerek yapılmıştır. İzlemeyenler için spoiler niteliğinde bilgiler taşır.)
Bıçaklayan Kocaya 5 Ay, Bıçakla Tehdit Eden Kadına 1 Yıl 8 Ay Hapis
Karısını bacağından bıçaklayan kocaya 5 ay hapis veren mahkeme, bıçakla eşini tehdit eden kadına 1 yıl 8 ay verdi. Ayrıca kadının kocasına attığı yumruk için de 5 ay hapse hükmedildiİstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi eşini bıçaklayan kocaya verdiği cezanın 3.5 katını bıçakla tehdit eden karısına verdı. Kadının attığı yumruk da bıçaklama ile aynı cezayı aldı.Dava dosyasına göre, aralarında anlaşmazlık olan çift ortak bir arkadaşlarının evinde buluştu. Tartışma sırasında erkek, eşinin kimlerle görüştüğünü öğrenmek istediğini söyleyerek telefonunu elinden almaya çalıştı. Buna tepki gösteren kadın ise kocasına, bir yumruk attı ve mutfaktan meyve bıçağını eline alarak bağırdı. Ev sahibi kadını bir odaya kapatarak üzerine kilitledi. Kadının çıkmak için kapıyı tekmelemesi üzerine, “sakin olursa kapıyı açacağını” söyledi. Kadının söz vermesi üzerine kapı açıldı, ancak bu defa kocası meyve bıçağı ile karısını bacağından yaraladı. Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, olaydan sonra Savcı Fatih Karakuş, karı-koca hakkında iddianame düzenleyerek dava açtı. İddianamede kadın için “eşe karşı basit yaralama” ve “silahla tehdit”ten erkek hakkında ise sadece “eşe karşı basit yaralama” suçundan ceza verilmesini talep etti.Hükmün açıklanması ertelendiÖnceki gün sonuçlanan davada Mahkeme, karısını bıçaklayan kocayı, “eşe karşı basit yaralama” suçundan 5 ay hapse mahkum etti. Mahkeme kadına ise kocasına attığı yumruk nedeniyle, “basit yaralama” suçundan 5 ay, bıçağı eline alarak salladığı için de “silahla tehdit” suçundan 1 yıl 8 ay olmak üzere toplam 2 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme her iki sanığa verilen cezaları, “sabıkalarının bulunmaması, kişilikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışlarına göre yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede kanaat getirdiklerinden” hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapmasında erteledi.Kanun ne diyor?TCK’nın yaralama suçunu düzenleyen 86. maddesine göre kasten başkasını yaralayan kişiye 1-3 yıl arası hapis cezası veriliyor. Ancak yaralamanın, basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde verilecek ceza 4 ay-1 yıl hapis cezası oluyor. Eşi yaralamada ceza yarı oranında artırılıyor.Tehdit suçunda ise daha ağır cezalar öngörülüyor. Tehdit edene 6 aydan 2 yıla kadar hapis öngörülürken tehdidin; bıçak, tabanca gibi silahla, kişinin kendisini gizleyip, imzasız mektup veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından yapılması halinde 2-5 yıl arası hapis cezası veriliyor.
Nuh Köklü Davasında Sanık: 'Ben Vurmadım, Bıçağın Üzerine Düştü'
Kadıköy’de arkadaşlarıyla kartopu oynarken öldürülen gazeteci Nuh Köklü’yle ilgili davanın ilk duruşması bugün görüldü. Tutuklu sanık, 'Ben vurmadım, bıçağın üzerine düştü' diye savunma yaptı. Dava, 21 Ekim tarihine ertelenirken, sanık Serkan Azizoğlu’nun tutukluluk halinin devamına karar verildi. İşte ilk duruşmadan detaylar...
Trabzonspor’dan Olaylı Gece İçin Açıklama
Trabzonspor Kulübü, gündemi meşgul eden Gaziantepspor maçıyla ilgili açıklama yayınladı.Trabzonspor Kulübü, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun maçı sonu yaptığı açıklamalar nedeniyle gündeme oturan Trabzonspor-Gaziantepspor karşılaşmasında yaşananları resmi siteden açıkladı. Bordo-mavili kulüp, açıklamasına hakemlerin yaptığı hatalardan dolayı eleştiri yaparak başladı. Hüseyin Avni Aker’de Çağatay Şahan ve ekibinin gece 04:00’da stattan polis eşliğinde ayrılmasının da detayları anlatıldı.İşte Trabzonspor’un resmi siteden yaptığı açıklama;Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nda oynanan Trabzonspor-Gaziantepspor Spor Toto Süper Lig müsabakasının bitiminde meydana gelen olaylar ve özellikle bir takım medya kuruluşlarının spor kamuoyuna kötü niyetli ve hatalı olarak yansıtması nedeniyle basın açıklaması yapılma gereği duyulmuştur.2015/2016 Futbol Sezonunun başlaması ile beraber Kulübümüz lige iyi bir başlangıç yaparak 4 maç sonunda 10 puan toplamış ve gol averajı ile 2. sırada haftayı kapatmıştır. Bu maçlarda da hakem hataları olmakla beraber 4. Maçtan sonra hakem hatasının ötesine geçilmiştir. Lig başlangıcından bu yana oynanan 10 maçın 9’unda hakem hataları nedeniyle takımın 13 puanı heba edilmiştir. Buna karşılık tüm müracaatlarımız ve feveranımıza rağmen hakem yanlışları artarak devam etmiştir. Bu durumda artık Kulübümüze yapılanları hakem hatası olarak görmek mümkün değildir. Nitekim duayen spor yazarları da defalarca televizyon programlarında bu durumu dile getirmişlerdir.Deplasmanda oynadığımız maçlarda hakemlerin ev sahibi takımlar lehine hatalı karar vermesine bu güne kadar ses çıkarmadık, ancak Trabzon’da oynadığımız maçlarda provokasyona varan kasıtlı yanlış kararların verilmesi Trabzonspor’un ötesinde Trabzon şehri üzerinde bir oyun oynandığı intibaı vermektedir. Bu konunun da ilgililerce araştırılması gerektiğini Trabzonspor camiası ve Trabzon halkı olarak talep ediyoruz.Son olarak oynadığımız Gaziantepspor müsabakasında verilmeyen penaltı ve faullerle seyirciyi galeyana getiren ve çileden çıkaran hakem Çağatay ŞAHAN’ın maçın 90 + dakikasında taraflı tarafsız herkesin penaltı dediği pozisyonu devam ettirmesi taraftarlarımız nezdinde oluşan Trabzonspor’a karşı yapılan haksızlıklar birikimini daha da artırmıştır. Taraftarlar hakemin bu kararına aşırı tepki göstermiş, müsabaka sonrasında 600’ü aşkın taraflar stadyum çevresinden ayrılmayarak hakemler aleyhinde eylem yapmaya başlamıştır.Müsabaka sonrası hakemler soyunma odasına girmiş ve kapıyı içeriden kilitlemişlerdir. Stadyum güvenlik görevlileri ve bir kısım Kulüp Yöneticisi de gergin vaziyette olan birtakım kişi veya kişilerin hakemlere fiziki müdahalede bulunmasına engel olmak ve kızgın olan taraftarı yatıştırıp muhtemel herhangi kötü olayı önlemek amacı ile koridorda ve stadyum çevresinde mevcut emniyet güçlerine yardımcı olmaya çalışmışlardır. Bu arada Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun talimatı ile Başkan Yardımcımız Ali Uzunay, olası bir nahoş durumu engellemek, mevcut gerginliğin dozunu düşürmek için Sayın Trabzon Valisi ve İl Emniyet Müdürü ile telefon irtibatı içerisinde olmuş, gerginliğin artmaması, tansiyonun düşmesi için uğraşmıştır. Başkanımız telefonla Yönetim Kurulu üyelerine hakem ve TFF görevlilerine karşı kimsenin gerek sözlü gerekse fiili müdahalede bulunmaması için gerekli bütün önlemlerin alınması talimatını sürekli vererek herkesi sağduyuya davet etmiştir.Sayın Vali ve Emniyet Müdürünün olumlu ve duyarlı davranışları dolayısıyla olaylara sert müdahalede bulunulmamış, zamanla yatışan taraftarların bir çoğu stadyum civarından ayrılmış, taraftar sayısı yaklaşık 100-150 kişi civarına düşmüştür. Bu arada kendisi ile telefon irtibatı kurulan Başkanımız İbrahim Hacıosmanoğlu sürekli olarak hakemlerin güvenliğinin sağlanması, olası bir yanlış anlaşılmaya meydan verebilecek seviyede kendilerine yaklaşılmaması, yiyecek ve içecek dahil tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kendilerine ikramda bulunulmasını söylemiştir. Başkan, Trabzon şehrine ve Trabzonspor’a zarar verecek olumsuz bir hadiseye meydan verilmemesi için, kızgın taraftarı kendisinin yatıştırabileceği düşüncesi ile kendisi gelinceye kadar hakemlerin emniyet altında tutulmasını talep etmiş, daha sonra ortamın yatışması üzerine hakemler polis nezaretinde alınarak emniyetli bir şekilde stadyum dışına çıkarılmışlardır. Bu süre zarfında, geçmişte başka yerlerde olduğu gibi ne adam bıçaklanmış, ne polis arabası yakılmış ne de hakem odasının kapısı kırılmıştır.Hakemlerin hakem odasında beklemeleri kendi tasarrufları olup oda kapısı kendileri tarafından kilitlenmiştir.Hakemlerin ihtiyaçlarını sağlamak için dahi oda kapısına hiç kimsenin yaklaşmasına Kulüp Yönetimi tarafından izin verilmemiş, bu konuda Emniyet Mensupları yardımcı olmuştur. Nitekim Sayın Valimiz açıklamasında hakemlerle sürekli görüşüldüğü istedikleri an çıkartılabileceklerini mahsur kalma gibi bir durumlarının olmadığını söylemiştir.Sonuç olarak hakemlerin alıkonulması değil emniyetli bir şekilde ayrılabilmeleri için tedbir alma söz konusudur ki bu konuda Sayın Trabzon Valisi ve İl emniyet Müdürü ile sürekli irtibat halinde olunmuş, uyum içerisinde kendilerine destek verilmiş yardımcı olunmuştur. Duyarlı ve olumlu yaklaşımları ile hakemlerin nahoş hadiselere mahal vermeden bölgeden ayrılmalarını sağladıkları için kendilerine şükran duyduğumuzu bir kez daha yinelemek isteriz.Sonuç olarak kamuoyunda Trabzonspor aleyhine algı yaratmaya çalışan kesimlerin şunu unutmamasını isteriz ki, Trabzon ilinde ne polis arabası yakılmış ne de ölümlü bıçaklama olayları gerçekleşmiştir. Trabzonspor Başkanı, başka kulüp başkanlarının dediği gibi ‘’o hakem bir daha bu stada gelemez, gelse de çıkamaz’’ dememiştir. Başkan taraftarı yatıştıracak ve olay çıkmasını engelleyecek konumda bulunduğu düşüncesi ve olaylara bizzat müdahale etmek istemesi nedeniyle kendisinin beklenmesini istemiştir. Bunların dışında kendisine kolluk kuvvetlerinin üstünde bir güç atfettiği ve doğrudan Cumhurbaşkanı ile irtibat kurduğu iddiaları yalandır, gerçekle alakası yoktur.Spor ailesini bu denli hassas konularda sağduyuya davet eder kamuoyunda çıkan alıkoyma haberlerine itibar etmemelerini tavsiye ederiz.Saygılarımızla,