onedio

Binali Yıldırım Haberleri

Binali Yıldırım ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Binali Yıldırım ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Başbakana Bunu Yapan Kadın Gözaltına Alındı
Başbakan bakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir mitingini yaptığı Alsancak Gündoğdu Meydanı’da vatandaşlara “Ne olur gelin şu İzmir’i kurtaralım” diye seslendi. Başbakan Erdoğan, yolda gördüğü el hareketi yapan bir kadına da tepki gösterdi: 'Ya sen bir bayansın, bir kadınsın. Bu ülkenin başbakanı buradan geçerken o kol hareketini nasıl yaparsın?' dedi. Öte yandan Erdoğan'ın işaret ettiği o kadın gözaltına alındı. Başbakan Erdoğan, seçimin kazanılması için özellikle kadınlara talimat vererek, “Önce hanım kardeşlerime sesleniyorum. Bu işi siz bitireceksiniz. Beyler kızmıyorsunuz değil mi? Çünkü kale içeriden fethedilir” dedi. SUBAY ORDUEVİNE KADAR UZANDI 2011 genel seçiminde Gündoğdu meydanını ve Kordon’u doldurarak tarihinin en kalabalık mitingini yapan Başbakan Erdoğan’in yine aynı kalabalığı topladığı gözlendi. Kalabalık Gündoğdu Meydanı’ndan Kordon’da Subay Orduevine kadar ulaştı. Sözlerine İzmir'in ilçelerini selamlayarak başlayan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları -Efelerin şehri İzmir, bugün bir başka güzelsin. Tarih boyunca yakıldın ama hiçbir zaman yıkılmadın. İçindeki demokrasi ateşini hiç yitirmedin. Bugün bir kez daha tarih yazıyorsun ey İzmir. -Medya bu da mı montaj? Bu heyecandan dolayı teşekkür ediyorum. Başbakan'ını bağrına basan İzmir'e teşekkür ediyorum. 30 mart seçimleri hayırlara vesile olsun. -Gittiğimiz illerde hiç kimse taşkınlık yapmıyor, onunla iftihar ediyorum. CHP'nin gençliğine bak, elinde molotof, taş, sopa, ortalığı terörize edenlerle beraber, öyle dolaşıyorlar. Bakıyorsun MHP gençliğine aynı. Ama AK Parti gençliğine bakıyorsun, elinde tablet bilgisayar, kalem, kitap. İşte bizim gençliğimiz bu, aydınlık yarınların Türkiyesi'ni biz böyle kuracağız. -Çok enteresan, işte bu gece yarısı bu meydana yine birileri gelmiş. Taksim'deki gezicilerin devamı durumunda olan birileri gelmiş. Buraları ateşe vermişler. Bu CHP zihniyeti yıkımdır, bu CHP zihniyeti ateştir, bu CHP zihniyeti ortalığı karıştırmaktır. Bunların bu ülkede dikili ağacı yok. İzmir işte buna hasret. -CHP'nin başındaki bu zatta yalan var mı? İftira, fitne, fesat var mı? Bundan bu ilkeye bir şey olmaz. Size bir şey soracağım, 27 Mayıs darbelerin arkasında kim vardı? Ondan sonraki darbelerin arkasında da CHP var. Menderes'i onlar idam ettirdi. -Bugün gelirken bir bayan, yanında herhalde kocasıydı. Oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyor ki, işte CHP bu. Yani ülkenin başbakanı oradan geçiyor, sen elinle kolunla o hareketi yapıyor. Sen bir bayansın ya, kadınsın ya, sen o kol hareketini nasıl yaparsın? İşte CHP zihniyeti budur. Yani bunu bir erkek yapsa aklım erer de, ki o dahi yapamaz, bir bayanın onu yapmasını anlamıyorum.İşte 30 Mart bunun için çok önemli. Düşünün şu İzmir'i şu İzmir'i bu kadar zaman susuzluğa mahkum eden kim? CHP belediyesi değil mi? Bu adam nasıl sizden gelip oy isteyecek sizden. Buraya suyu kim getirdi? Biz getirdik biz. Gördes barajından. Gördes barajını biz yaptık ve suyu getirdik. -Hala gibi İzmir gibi bir şehirde vahşi depolama yapılıyor çöp topalama. CHP çöp demektir, kirlilik demektir. CHP yolsuzlukluk demektir. CHP susuzluk demektir. SOKAKTAKİ VANDALLIĞI MİLLETİM GÖRÜYOR Başbakan Erdoğan, İzmir mitinginde sokakların hareketliliğine de dikkat çekerek, bunları Vandallık, azgınlık, ve şımarıklık olarak niteledi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Millet ne diyor biliyor musunuz? Biz söyleyeceğimizi sandıkta söyleriz diyor ve 30 Mart’ı bekliyor. Yapılan çirkinlikleri milletim görüyor. Sokaklardaki vandallığı, azgınlığı, şımarıklığı milletim görüyor. CHP’li, MHP’li sokakları tahrik eden gerilim siyasetini milletim çok yakından izliyor. Medya kışkırtıcı manşetlerini, işverenlerin sinsi planlarını çok iyi görüyor. Pensilvanya’daki zatın, birilerinin maşası olarak Türkiye’yi karıştırmak için nasıl maşa olduğunu benim aziz milletim çok iyi görüyor. Ama millet sabrediyor, sandığı bekliyor. Sözünü sandıkta haykırmak için dirayetle, ferasetle, basiretle 30 Mart’ı bekliyor. İzmir’de şunu bir kez daha söylemek istiyorum. Bu milletin içinde yoksul, okuma yazma bilmeyen ümmiler, Türkler, Kürtler, Arnavut, Boşnak, Çerkez, Laz, Rum, Abaza, Roman olabilir. Bu milletin içinde Sünni, Alevi olabilir. Devlet nazarında, hükümet nazarında kimsenin diğerinden farkı yoktur. 77 milyon içinde hiçkimse doğuştan gelen özellikleri nedeniyle diğerinden asla ve asla üstün değildir.” “PENSİLVANYA’DAN GELEN MUSKALAR TUTMUYOR” Başbakan Erdoğan, CHP’ye Pensilvanya’dan gelen muskaların tutmadığını öne sürerek, “Ne olur gelin şu İzmir’i kurtaralım. CHP Genel Başkanı, ne diyor biliyor musun? “Mersin’i Ak Parti’den alacağız’ diyor. Mersin’de zaten CHP belediyesi var. Yani iyice şu anda dağıtmış vaziyette. Çünkü Pensilvanya’yla aklını fena bozdu. Bundan dolayı da dağıttı. Herhalde Pensilvanya’dan gelen muskalar da tutmuyor. Bunlar halka, topluma bu kadar yabancı. İstismarla korkutarak, sindirerek oy toplamaya çalışıyorlar. Şu anda İzmir’de bunu yapıyorlar. Haberim var. Artık işi şiddete götürdüler. İstanbul’daki adayları vatandaşı yumrukluyor. Bunlar bu. İşte mecliste geldi, grup toplantısında bir vatandaş kendi partisinden, kalktı ‘şunun hesabını verin’ dedi. Orada adamcağıza söylenmedik laf bırakmadı. Bakın şimdi İzmir’de AK Parti’li gençlere belediye meclis adayı şiddet uyguluyor. Moralleri çok bozuldu, kurdukları kumpas işe yaramadı. Onlar saldırdılar, millet sandığa, hükümete sahip çıktı. Onlar iftira attı, kaset yayınladı, montaj yaptı millet başbakanını daha çok sahiplendi. Biz işimize bakacağız. Laf değil icraat üreteceğiz. Bu can bu tende oldukça biz Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmeyiz. Hiç endişeniz olmasın.” -Pensilvanya'daki zatın birilerinin maşası olarak Türkiye'yi karıştırmak için nasıl bir ihanet içinde olduğunu benim milletim görüyor. Ama millet sabrediyor, sandığı bekliyor. -81 vilayet 'Benim irademe, benim partime, benim hükümetime dokunma' diyor. 'Bu hükümeti iş başına ben getirdim, ben ne zaman istersem o zaman indiririm' diyor DOĞU'DAN ÖTEYE GİDEMEDİN DEDİM... -Niye Sivas'tan öteye gidemiyorsun diyorum. Pekin'e Washington'a gittim diyor. Ben Hakkari, Van, Erzurum diyorum o Pekin diyor, Washington diyor. -Hakkari'ye gitti bir tane Türk bayrağı yok. Sadece CHP bayraklarıyla miting yaptı. Am ben Hakkari'ye gittim. Aynen buradaki gibi, Türk bayraklarıyla AK Parti bayraklarıyla.... Burada başı açık da var, başı kapalı da. İşte normalleşme bu. Ayrıştırıyorsunuz diyorlar. Tam tersine biz 77 milyonu kardeş yaptık. Başbakan Erdoğan Aliağa- Menderes hafif raylı sistemine Egeray diyerek, CHP’nin hiç katkı koymadığı halde işin havasını attığını ileri sürdü. Yanına Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ı da alan ve zaman zaman elele tutuşarak konuşan Erdoğan, şunları söyledi, “İzmir’i 2023’e hazırlamak istiyoruz. 2004’de ne söz verdiysek, 2009’da tekrarlayan, onu da tutmayan şimdi yeniden gündeme getirenlerden değiliz. 35 projemizden 18’inde çalışmalara başladık, ciddi ilerleme kaydettik. Belediye başkanlığı için ülkemizin birçok ili Binali Bey’e talip oldu ama Binali Bey İzmir’i istedi. İzmir’e hizmet etmeyi tercih etti. Bir de bana ‘Hayat İzmir’ dedi. Ve yüzyılın şehircilik hareketini başlatmak için yola koyuldu. Tam 1414 proje ile İzmirli kardeşlerimin huzuruna çıktı. Ekonomi, ulaşım, çevre, kentsel dönüşüm, sağlık, teknoloji, kültür sanat alanlarında projeler. Artık inşallah hava kirliliği olan bir İzmir görmeyeceğiz. Susuz, kanalizasyonların böyle aktığı bir İzmir görmeyeceğiz. Biz İzmir’i şöyle tanıdık. İlk fuarı açan şehrimiz oldu değil mi? Soruyorum size şu anda İzmir fuarı, fuardan başka her şeye benzemiyor mu? Bu nasıl bir belediyeciliktir? Bunların derdi yok, bu ülkeye sevdası yok. Bunlar her yerde yıkmaktan yana, inşa etmek bizim işimiz. İşte 80 kilometrelik Egeray projesini yapamadılar. Yolda kaldı. Dedik ki Egeray’ı Ulaştırma Bakanlığı olarak biz tamamlayalım. Egeray’ın yanında dev bir proje daha vardı. Onun da halledilmesi gerekiyordu. İki projeyi sen üstleneceksin dedik. O proje de bitti ve Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber açtık. O havasını atıyor, ya sen bir şey vermedin ki, biz yaptık biz. İnşallah Cumaovası-Torbalı arasını da projeye ekledik.” “BUNU ŞU ANDAKİ BELEDİYE BAŞKANI YAPABİLİR Mİ” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir metrosunun mevcut 12 kilometrelik hattını 71 kilometreye çıkaracaklarını belirterek, “Ve geldik İzmir metrosuna. Mevcut 12 kilometrelik hattını 71 kilometreye çıkarıyoruz. Bunu şu andaki belediye başkanı yapabilir mi? Onun ne hayali ne de parası buna yetmez. Yeni metro hatları sayesinde İzmirliler konforlu, hızlı ve güvenli bir toplu ulaşım sistemine kavuşacak. İstanbul otoyolu bu işin tacı olacak. Benim sizden artık isteğim şu. İzmir-İstanbul otoyolu 433 kilometre. İki kent arasındaki mesafe 3.5 saate inecek. Şu güzelliğe, huzura bak ya. Modern Türkiye bu. Kardeşim lafla modern Türkiye olmaz. Lafla modern İzmir olmaz. Hizmetle olur” dedi. İzmir için tam 1414 proje ile karşınızdayız. İzmir - Ankara arasını 3,5 saate düşürecek yüksek hızlı trenin yapımına Afyon'dan başladık. Yeni metro hatları sayesinde İzmirliler konforlu bir ulaşım sistemine kavuşacak. Lafla modern Türkiye olmaz! Lafla modern İzmir olmaz! Hizmetle olur hizmetle. milliyet.com.tr
AKP İzmir Mitingine Başka İllerden Seyirci Taşındı mı?
AKP İzmir adayı Binali Yıldırım ise mitinge gelenleri 'İzmir'e hoş geldiniz' sözleriyle karşıladı. AKP'nin İzmir mitingine Ankara ve İstanbul dahil Türkiye'nin birçok ilinden insan taşındığı iddia edildi. Miting için insanların taşındığı otobüslerin üzerinde 'Ankara - 1' şeklinde numaralar olduğu görüldü. AKP İzmir adayı Binali Yıldırım ise mitinge gelenleri 'İzmir'e hoş geldiniz' diyerek karşıladı. Bugün İzmir'den çekilen fotoğraflar, AKP'nin İzmir mitingine Ankara ve İstanbul dahil birçok ilden otobüslerle insan taşıdığını gözler önüne serdi. AKP mitingine katılımcıların taşındığı otobüsler İzmir giriş-çıkışlarında görüntülendi. Bazı otobüslerin üzerinde 'Ankara-3', 'Beylikdüzü' gibi ibarelerin olması İzmir'e uzak illerden de otobüs kaldırıldığı iddialarını gündeme getirdi. AKP mitinginin kürsüsünden, 'bugün bu kalabalık İzmir'i korkutacak' şeklinde anons geçildi. T24
Twitter Yasağıyla İlgili En Çok Sorulan 10 Soruya 10 Cevap
Erişime engellenen bir site için alternatif erişim yöntemleri kullanmak ve bu yöntemleri yaymak, açıklamak, paylaşmak hukuka aykırı veya suç olmadığı belirtiliyor T24 Twitter’ın yasaklanması, beklenenin aksine Türk kullanıcılarının siteyi daha aktif bir şekilde kullanmasına yol açtı. Bazı kullanıcılar DNS ayarlarını değiştirerek Twitter’a girerken, bazı kullanıcılar da farklı “browser”larla siteye girdi. Twitter’a girerken en çok kullanılan yöntemlerinden biri de “sanal özel ağ” (VPN) servisleri oldu. Hürriyet gazetesinden Ahmet Can , Twitter yasağı ve VPN servisi hakkında en çok sorulan 10 soruya cevap aradı: Twitter neden kapatıldı? TİB tarafından erişime engellenen Twitter için dört farklı koruma tedbiri kararı yer alıyor. Bunlardan üçü Sulh ve Ceza Mahkemesi, biri ise Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alındı. Söz konusu mahkemelerden verilen kararlar, kapatmanın hakaret suçlarından olduğunu gösteriyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ve oğlu Erkam Yıldırım’ın başvurusu Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından sonuca bağlanması Twitter’ın kapatılmasında gerekçe olarak gösterildi. Ayrıca emekli olup İstanbul’a yerleşen Samsunlu bir kadının kullandığı sosyal medyadaki hesaplarına başka kadınların uygunsuz fotoğraflarının yüklendiğini ileri sürerek 4 Mart’ta açtığı dava ile ilgili Samsun 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararda yasakta etkili oldu. Twitter’ı kapatma kararı yasal mı? Twitter için alınan dört farklı koruma tedbiri kararı, Twitter hesapları bazında alındı. Başka bir deyişle mahkeme tarafından kapatılması gereken Twitter.com değil, Twitter’da bulunan hesapların olması gerekiyor. Ancak TİB, hesapları kapatmak yerine Twitter.com adresinin kapatılmasına karar verdi. Bu da geçen şubat ayında yürürlüğe giren internet yasası değişikliği ile çelişiyor. Çünkü bu yasanın 9 maddesinin 4. bendinde engellemelerin URL bazında yapılabileceği ifade ediliyor. Twitter’a şu anda nasıl bağlanılabiliyor? Twitter’a şu anda bağlabilmenin en kolay yollarından biri Sanal Özel Ağ (VPN) olarak biliniyor. Kullanıcıların sanal olarak başka bir ülkeden internete bağlanmasını sağlayan bu servislerle Twitter’ı kullanmak mümkün. Bu servisler, akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlarda kullanılabiliyor. Bilgisayarlarda kullanabilmek için ‘ZenMate’ adındaki tarayıcı eklentisinin yüklenmesi gerekiyor. Akıllı telefon ve tabletlerde ise ‘Hotspotshield’ ve ‘Onavo’ gibi uygulamalar bulunuyor. BlackBerry kullanıcıları ise BlackBerry Internet Service (BIS) kullandığı için rahatlıkla Twitter’a bağlanabiliyor. Twitter’a VPN ile bağlanmak suç mu? Bir eylemin suç olması için ceza kanunlarında açıkça tanımlanmış olması gerekiyor. Bu anlamda ceza kanunlarında yasaklanmış sitelere farklı yöntemlerle bağlanmak suç olmasıyla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Ayrıca aksine bir düzenleme bulunmayan her eylem de hukuka uygun sayılıyor. Başka bir deyişle, erişime engellenen bir site için alternatif erişim yöntemleri kullanmak ve bu yöntemleri yaymak, açıklamak, paylaşmak hukuka aykırı veya suç olmadığı belirtiliyor. VPN servisilerinin kapatılması mümkün olabilir mi? Şubatta yürürlüğe giren ve 5651 sayılı İnternet Yasası’nı değiştiren düzenlemeye göre alternatif erişim yöntemlerinin de engellenebilmesinin önü açıldı. Bu yükümlülük ise, internet abonelik hizmeti veren erişim sağlayıcılara yüklendi. Henüz bu konuda bir yönetmelik yayınlanmadığı gibi, erişim sağlayıcılar tarafından da altyapı kurulamadı. Bu yüzden VPN servislerinin şu anda kapatılması mümkün değil. Ancak yönetmeliğin yayınlanması durumunda VPN servislerinin kapatılabilmesi mümkün olacak. VPN servisleri güvenli midir? VPN servislerini güvenilir şirketlerin yanı sıra kötü niyetli üçüncü parti şirketler tarafından da geliştirilebiliyor. Bu yüzden her VPN servisi güvenli olduğu ifade edilemiyor. Ancak VPN kullanırken alınması gereken bazı önlemler bulunuyor. Örneğin, bankacılık veya hassas veri olarak tanımlanan işlemlerin VPN servisleri kullanılırken yapılmaması öneriliyor. Şarj ve veri kullanımı artıyor mu? VPN servisleri internet verisi kullanımına ekstra bir yük getiriyor. Çünkü kullanıcılar, öncelikle VPN sunucusuna bağlandıktan sonra kullanmak istediği internet sitesine ulaşabiliyor. Bu yüzden kullanıcıların veri trafiği artıyor. Bu da öncelikli olarak internet kotasını çok az da olsa daha hızlı tüketmesini sağlıyor. Akıllı telefonlar ise veri trafiğinin artması ve fazladan bir uygulamanın kullanılmasından dolayı daha fazla güç harcamaya başlıyor. Bu da akıllı telefonların şarjının daha hızlı bitmesini sağlıyor. VPN servisleri internet bağlantısını yavaşlatıyor mu? VPN servislerinin kullanılması, daha fazla sunucuyla bağlantıya geçilmesini sağlıyor. Sadece yasaklı siteye bağlanırken değil, tüm internet kullanımı süresince çalışan bu servisler, internetin hızına direkt etki ediyor. Böylelikle VPN servisi kullanıcılarının akıllı telefon, tablet veya bilgisayarlarındaki internet bağlanıtısı hissedilir derece yavaşlıyor. Bu yüzden sadece yasaklı siteye bağlanırken VPN servislerini kullanmakta fayda bulunuyor. SMS ile Twitter nasıl atılıyor? Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, Türkiye’de Twitter’ın kapatılması üzerine Türkçe bir mesaj paylaşarak internet ve akıllı telefon kullanmadan SMS ile de tweet atılabileceğini hatırlattı. Dorsey, Twitter’ın küresel hesaplarından biri olan Policy tarafından yazılan şu mesajı retweet etti: “Avea ve Vodafone’dan 2444’e, Turkcell’den 2555’e START mesajı göndererek SMS üzerinden Twitter kullanmaya başlayabilirsiniz.” Dorsey’in gündeme getirdiği SMS ile tweet atma önceden beri akıllı telefonu olmayanlar için geliştirilmiş bir yöntem. Ortalama 0,333 kuruş karışılığından atılan tweetlerin ardından, Twitter kişiye bilgi niteliğinde yeniden SMS atıyor. Tüketici sadece kendisinin attığı SMS tweetinin ücretini ödüyor. Twitter Türk hükümetiyle anlaşabilecek mi? Twitter’a erişimin engellenmesiyle şirket, Türk bir avukatı görevlendirdi. Dün sabah TİB ile görüşmek üzere Ankara’ya giden Gönenç Gürkaynak, ilk resmi teması yaptı. Engellemenin en kısa zamanda kaldırılması için çalışmalar başlatıldı. Ancak Twitter’ın kullanıcı bilgilerini paylaşmak konusunda çok katı olduğu biliniyor. Şirket, daha önce ABD başta olmak üzere Türkiye’den talep edilen bilgilere cevap vermemişti.
İşte Twitter'ın Kapatılmasına Gerekçe Gösterilen Hesaplar
TİB tarafından Twitter'ın erişime engellenmesine gerekçe gösterilen hesaplar ve açılan kapatma davaları hakaret gerekçesine dayandırılıyor T24 TİB tarafından erişime engellenen Twitter için dört farklı koruma tedbiri kararı yer alıyor. TİB’in internet sitesinden yapılan açıklamada, üçü mahkeme kararı olmak üzere dört ayrı karar üzerine Twitter'a erişimin engellendiği bilgisini veriyor. İçerikleri aktarılmayan kararlardan sonuncusu için TİB, 'Bu internet sitesi (twitter.com) hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın (TMK 10. maddesi ile görevli) 20/03/2014 tarih ve sayılı kararına istinaden, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından koruma tedbiri uygulanmaktadır' diyor. Söz konusu mahkemelerden verilen kararlar, kapatmanın hakaret suçlarından olduğunu gösteriyor. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı: Öyle bir talep veya karar yok Yazılı açıklama yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yazılı ve görsel basında Twitter’a erişimin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararı doğrultusunda yasaklandığının ifade edildiğini belirtti. Twitter’ın ana internet sayfasında da ‘İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın (TMK’nun 10. maddesiyle görevli) 20.03.2014 sayılı kararı’ şeklinde bir ibarenin yazılı olduğunu belirten başsavcılık, “Anılan engellemeyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talep olunmuş veya alınmış herhangi bir karar mevcut değildir” denildi. Başvurulardan biri Binali Yıldırım'dan Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, avukatları aracılığıyla İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi'ne 18 Mart'ta başvurdu. Binali Yıldırım, Twitter'daki 'Hırsıza oy yok' Twitter hesabının engellenmesini talep etti. Mahkeme aynı gün bu talebi haklı buldu ve söz konusu hesabın engellenmesi için kararı, en geç dört saat içerisinde uygulanmak üzere Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne gönderdi. İşte o Twitter hesabı
Başbakan Erdoğan: 'Türk Bayrağını Yakıp, Bira Şişeleriyle TC Yazdılar'
Başbakan Erdoğan, 'Fethe, İstanbul'un fethine zulüm gibi bakanlar, işte bu zihniyetlerinden dolayı gittiler, Türk bayrağını yaktılar. Bira şişeleriyle TC yazdılar' dedi. İSTANBUL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Fethi işgal gibi gösterdiler, fethi, fütuhatı, fetih ruhunu toprak gibi fani değerlerle irtibatlandırıp, değersizleştirmek, fanileştirmek istediler. İşte biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bizim olan, bize ait olan, çok değerli manalar ihtiva eden fetih ve fatih ruhu kavramını asla yitirmeyecek, onun örselenmesine de asla müsaade etmeyeceğiz' dedi.Erdoğan, Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen'in Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde düzenlediği 'Medeniyetimiz ve Büyük Türkiye Yolunda Eğitim, Fetih ve Gençlik' temalı Türkiye Buluşması'nda yaptığı konuşmada, buluşmayı tertiplemelerinden dolayı Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen'e teşekkür etti.Salondaki tüm katılımcılara, özellikle gençlere, Memur-Sen'in genç mensuplarına coşku, heyecan ve muhabbetlerinden dolayı sonsuz şükranlarını sunduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:'Bugün 29 Mayıs... İki şey beni farklı dünyaya götürdü, bunlardan bir tanesi malum salon yapıldığında adı farklıydı sonra 'bir isim bulunsun' dendi ve ismini bundan önceki gelişimizde Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi olarak burada açıklamıştık. Ve bugün de bir taraftan fetih bir taraftan da Yahya Kemal'in o fetihle ilgili bütünleşen dörtlüğü aklıma geldi az önce... 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi, senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi, ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın, galip et çünkü bu son ordusudur İslam'ın' diyordu Yahya Kemal.'Başbakan Erdoğan, farklı bir mücadelenin Yahya Kemal'e bu dörtlüğü söylettiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:'O büyük fethin, çağlar kapanıp çağların açıldığı, dünyanın istikametini değiştiren o muhteşem fethin 561. yıl dönümünü bugün birlikte kutladık, kutluyoruz. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş Hazreti Peygamberin övgüsüne mazhar olan fatihler fatihi Fatih Sultan Mehmet'i bu vesileyle bir kez daha rahmetle, minnetle yadediyorum. Aynı şekilde o övülmüş orduyu, Fatih'in o kahraman ordusunu hürmetle anıyor, o ordunun tüm zabitlerine, tüm neferlerine de buradan bir kez daha rahmet niyaz ediyorum. Bu vesileyle Eğitim Bir-Sen'in kurucusu, büyük dava ve edebiyat adamı Mehmet Akif abimizi de rahmetle anıyor, emeklerinin boşa gitmediğini bugün burada görüyor olmanın mutluluğunu yaşadığımı belirtmek istiyorum.''Fetih asla ve asla işgal değildir'Başbakan Erdoğan, bir noktaya özellikle dikkati çekmek istediğini belirterek, 'Fetih asla ve asla işgal değildir. Fetih zorla almak değildir, gasbetmek hiç değildir. Fetih açmaktır, fetih engelleri ortadan kaldırmaktır, fetih hem kapılardaki hem gönüllerdeki mühürleri ve kilitleri kırıp atmaktır' diye konuştu.Fethin, şehir surlarını aşmak değil, gönüllerin etrafına örülmüş surları, duvarları, kaleleri aşmak, gönüllere ulaşmak olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:'Hatırlayın sevgili kardeşlerim, Medine işgal edilmemiş, fethedilmişti. Mekke savaş zoruyla değil, fetihle alınmıştı. Kudüs zorla ve zorbalıkla değil, bir emanet hassasiyetiyle geri alınmış, yani fethedilmişti. İşteİstanbul da fethe ve fatihe mazhar olmuş, fetihle şereflenmiş bir şehirdir. İstanbul, silahlardan öte gönüllerle ve dualarla kuşatılmış, böyle bir inançla, böyle bir ihlas ve samimiyetle köhne kapılarındaki köhne kilitler kırılmıştır.'  Başbakan Erdoğan, İstanbul'un teslim alınan bir şehir olmadığına vurgu yaparak, 'İstanbul teslim alan, gönülleri kendisine aşkla mahkum eden bir şehir oldu. İşte onun için her birinizin fetih kelimesinin manasını çok iyi öğrenmenizi, anlamanızı, fetih ruhunu son nefesinize kadar iftiharla taşımanızı sizlerden rica ediyorum' şeklinde konuştu.Fetih kavramının içini boşaltmak, onu değersizleştirmek, onu manasız göstermek, onu farklı manalarla kötü göstermek için her şeyin yapıldığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:'Fethi işgal gibi gösterdiler, fethi, fütuhatı, fetih ruhunu toprak gibi fani değerlerle irtibatlandırıp, değersizleştirmek, fanileştirmek istediler. İşte biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bizim olan, bize ait olan, çok değerli manalar ihtiva eden fetih ve fatih ruhu kavramını asla yitirmeyecek, onun örselenmesine de asla müsaade etmeyeceğiz. Yunus Emre o arı, duru Türkçesiyle, o süt gibi temiz Türkçesiyle aslında bizim fetih ruhumuzu son derece öz biçimde ifade ediyor. 'Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için, dostun eli gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim'.''Fetih, ekmeğini yoksulla paylaşmaktır'Erdoğan, fethin gönüller yapmak, bir gönle girmek olduğunu ifade ederek, 'Fetih, ekmeğini yoksulla paylaşmaktır, fetih komşunun hatırını sormaktır, yetimin başını okşamaktır. Mazlumun feryadını duymak, mazluma el uzatmaktır' dedi. Fethin adalet, zulmün ve zalimin kilitlediği kapıları açmak, zulüm kilidini kırmak ve parçalamak olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:'Medeniyet fetihle mümkün olur, bir kapıyı açmadan, bir gönül şehrine girmeden fetih olmaz. Fetih varsa medeniyet vardır, fatih varsa medeniyet vardır. Kardeşlerim kalem kılıcı keser, işte fetih budur. Fetih, kalemin kılıçtan üstün olduğunu anlamak, kapıları da kalemle, kelamla açabilmektir. Kardeşlerim, Anadolu fethedilmiştir, İstanbul fethedilmiştir dikkat ediniz işgal edilmemiş, ilhak edilmemiş, bütün bu topraklar fethedilmiştir. Toprak fetih sayesinde sevgiyle buluşmuş, dostlukla, dayanışmayla, kardeşlikle buluşmuştur. Medeniyet fetih sayesinde bu topraklardan neşvünema etmiştir.'Fatih Sultan Mehmet'in Bosna fethindeki fermanıBaşbakan Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet'in Bosna'yı fethettiğindeki fermanını anımsatarak, şöyle devam etti:'Şu anda salonda Bosnalı kardeşlerim var. Bosnalı kardeşlerime de hoş geldiniz diyorum, aynı zamanda geçmiş olsun diyorum, sel felaketinde ölenlere de Allah'tan rahmet diliyorum. Ne diyor Fatih fermanında, 'Ben ki Sultan Mehmet Hanım. Halkımın tamamına ve devletimde üst düzeyde bulunanlara malum olsun ki iş bu fermanımla Bosna rahiplerine lütfumu artırıp, yeri ve göğü yaratan Allah'ın hakkı için, ulu Peygamber hakkı için, 124 bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç hakkı için şöyle buyurdum, bu kişilerin yaşadıkları yerlere ve kiliselerine kimse mani olmayacak, sıkıntı vermeyecek ve herkes yerinde kalacaktır. En başta yüce hazretim bulunmak üzere vezirlerimden ve kullarımdan ve halkımdan hiç kimse bu kişilere, canlarına, mallarına ve kiliselerine taarruz etmeyecek, onları incitmeyecek, yabancıların buraya yerleşmek üzere gelmelerine karşı çıkılmayacaktır. Yukarıda bahsi geçen kişiler için himmet buyurup, lütfettiğim bu fermanımda yazılı olanlara muhalefet etmeyenler bana iyi bir şekilde hizmette bulunmuş ve emirlerime uymuş olacaklardır. 1463 yılının 28 Mayısında yazıldı bu ferman, işte fetih budur kardeşlerim, fetih budur... Fetih insana saygıdır, yaradılana yaradandan ötürü hürmettir, hoşgörüdür. Fetih ruhunu anlamayan ne insan sevgisini anlar, ne bizim medeniyetimizin ruh kökünü anlar, ne de barışı, diyaloğu, hoşgörüyü anlar.'Erdoğan, 'Bundan 1 yıl önce, İstanbul'da bazı kendini bilmezler, bazı densizler gittiler duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazdılar, maalesef...İşte bu zihniyet, barışı savunamaz. Bu zihniyet hakkı, adaleti, dayanışmayı, dostluğu, kardeşliği savunamaz' dedi. Başbakan Erdoğan, 1 yıl önce yaşanan Gezi Parkı odaklı olaylara değinerek, şunları söyledi:'Bundan 1 yıl önce, İstanbul'da bazı kendini bilmezler, bazı densizler, gittiler duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazdılar, maalesef.... İşte bu zihniyet, barışı savunamaz. Bu zihniyet hakkı, adaleti, dayanışmayı, dostluğu, kardeşliği savunamaz. Bu zihniyet, fethi de anlamamış, fetih medeniyetini de anlamamış bir zihniyettir. Onun için bunlar molotofkokteylleriyle cam çerçeve indirirler, insanları öldürürler. Onun için başörtülü kızlarımıza alçakça saldırdılar. Onun için mabetlerimize saygısızlık yaptılar. Onun için sokakları savaş alanına, çatışma alanına çevirmek istediler. Fethe, İstanbul'un fethine zulüm gibi bakanlar, işte bu zihniyetlerinden dolayı gittiler Türk bayrağını yaktılar. Bira şişeleriyle TC yazdılar. Bölücü örgüt liderlerinin posterleriyle Gazi Mustafa Kemal'in posterlerini yan yana açtılar. Fethi ve fetih ruhunu anlamış bir gençlik bunları yapmaz. Medeniyet tasavvuru olan bir gençlik, bizim gençliğimiz bunları yapmaz.''Tarihinin, ecdadının, kendi öz medeniyetinin ruhuna vakıf olmuş bir gençliğin, asla böyle ahlak dışı hareketlerin' içine girmeyeceğini kaydeden Erdoğan, 'Bizim medeniyetimizin gençliği, haksızlık karşısında sesini yükseltebilecek cesarete sahip bir gençliktir. Bizim medeniyetimizin gençliği, eleştiren, haksızlığa itiraz eden, 'yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum' diyen bir gençliktir ama aynı zamanda bizim medeniyetimizin gençliği Hakk'ın takdirini kendinde uman, ahlaklı, yüksek seciyeli, büyük düşünen, büyük hayaller kuran ve büyük hedeflere ilerleyebilen bir gençliktir. Türkiye'nin gençliği, Hazreti Hamza gibi yürekli bir gençliktir. Türkiye'nin gençliği, Hazreti Ömer gibi adaletli bir gençliktir. Bizim gençliğimiz, elif gibi dimdik, hakkı hatırlatan, Hakk'ı hatırlayan omurgalı bir gençliktir' ifadelerini kullandı. İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un bu gençliğe, 'Asım'ın nesli' dediğini kaydeden Erdoğan, Ersoy'un, 'Asım'ın nesli diyordum ya... Nesilmiş gerçek/İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek/Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar.../O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar' şeklindeki dizelerini okudu.Erdoğan, gençlere seslenmeyi şu sözlerle sürdürdü:'Biz kula kul olmadık, olmayacağız. Biz kullar karşısında eğilmedik, eğilmeyeceğiz. Biz sadece Hakk'ın karşısında eğiliriz. Genç kardeşlerim! Sizler var ya, o kadar talihlisiniz ki; fetih ruhunu bir miras olarak, bir emanet olarak devralmış bir gençliksiniz. Evet... Bu bir talihtir ama bu aynı zamanda mesuliyettir. Sizler, tarihinize karşı mesulsünüz. Sizler, ecdadınıza karşı, medeniyetinize karşı mesulsünüz. Sizler, Sultan Alparslan'ın, Osman Gazi'nin, Fatih Sultan Mehmed'in mirasına karşı mesulsünüz. Sizler, Şeyh Edebali'ye, Ahmed Yesevi'ye, Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye, Ahmed-i Hani'ye, Mehmet Akif'e karşı, merhum Akif İnan'a karşı mesuliyet taşıyan gençlersiniz. En önemlisi de sizler, Gazi Mustafa Kemal gibi gazilerimize, 'toprağı sıksan fışkıracak' şehitlerimize karşı mesul gençlersiniz. Sizin omuzlarınızda çok büyük bir dava taşı var. Selçuklu'dan başlayıp Osmanlı'ya, oradan başlayıp Cumhuriyet'e taşınmış dava taşını, şimdi sizler yüklenecek, sizler geleceğe, geleceğin gençlerine taşıyacaksınız.'Şair Arif Nihat Asya'nın, 'Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın/Fatih'in İstanbul'u feth ettiği yaştasın!/Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın/Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!' şeklindeki dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle dedi:'Sizler, çatışan gençlik olmayacaksınız. Sizler, medeniyetini, kültürünü, dilini, milli ve manevi değerlerini unutan, örseleyen ve örseleten bir gençlik olmayacaksınız. Sizler, kutuplaştıran, kamplaştıran, ayrıştıran, farklı olana hor bakan bir gençlik de olmayacaksınız. Sizler, edebi ve adabı ayaklar altına alan, bu toprakların hamurundaki edebi çiğneyen bir gençlik asla olmayacaksınız. Ben size inanıyorum. Sizler okuyacaksınız. Bu toprakların yazarlarını, şairlerini okuyacaksınız. Bu toprakların mütefekkirlerini okuyacaksınız. Dünyayı çok yakından takip edecek, en az bir yabancı dili iyi bilecek, dünya yazarlarını dünya mütefekkirlerini okuyacaksınız. İradenize ipotek konulmasına müsaade etmeyeceksiniz. Kardeşlerim! Sahte peygamberlere, sahte şeyhlere, sahte hocalara itibar etmeyeceksiniz. Örgüt çıkarlarını, dininin, peygamberinin bile üzerinde gören, örgüt mensuplarını kandırmak için, sevgililer sevgilisi peygamberimizi, Miraç gecesinde, kat kat semadan indirip, kamyonete bindirecek kadar edepten uzaklaşan örgütlerin peşine takılıp gitmeyeceksiniz. Çatışmayı, can almayı, kırıp dökmeyi ideal haline getirmiş örgütlerin tuzağına düşmeyeceksiniz. Başkasının fikrine, özgürlüğüne, değerlerine saygı göstermeyen, başkasının hayat tarzına tahammül edemeyen akımlara asla pirim vermeyeceksiniz. Medeniyetimizin temel kaynakları, her zaman biliyorum ki sizin rehberiniz olacaktır. Ecdadınız özellikle de şehit dedeleriniz, dedeleriniz, sizlerin, bizlerin rehberi olacaktır. Karşılaştığınız her yeni durumu hakkaniyet nizamında tartacak ve istikametinizi ona göre belirleyeceksiniz. İnanıyorum ki bu sayede şaşmayacak, şaşırtılmayacaksınız.' Gençlerden ülke ve dünya meselelerine ilgi göstermelerini isteyen Erdoğan, siyasetten uzaklaşıp kaçmamalarını tavsiye etti. 'Seçilme yaşı 18' Göreve geldiklerinde seçilme yaşını 30'dan 25'e indirdiklerini, şimdi de 18 olması önerisini tartışacaklarını ve bu adımı da atacaklarını bildiren Erdoğan, 'Seçme seçilme yaşını 18... Almanya böyle, Hollanda böyle. Avrupa'daki bir çok ülkede bu böyle. Bazılarında da 21... Değerli kardeşlerim 18... Seçilmeye niye bu hakkı vermiyorsun? Zor olan seçilmek değil, seçmektir' dedi. Seçilme yaşı 25 olduğunda MHP'den dile getirilen eleştirilere değinen Erdoğan, 'Seçilme yaşı 25 olduğunda, MHP'nin bir temsilcisi Meclis'te basın toplantısı yapıyor. İki genci sağına, soluna almış... Söylediği ne? 'Çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu' diyor. Ben bir kısım genç kardeşlerimi anlamıyorum. Size güvenmeyen, size inanmayan... 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız' diyenlere sormak lazım, sana mı bırakacağız? Parlamentoya kim gelecektir? Halkından temsil yetkisini alan gelecektir. Şu anda 25 yaptık da parlamento 25 yaşında olanlarla mı doldu? Şu anda 25-30 yaş arası genç sayısı parlamentoda parmak sayılarını geçmez. 550 kişilik parlamentoda parmak sayılarını geçmez. Durum bu ama bizim ufuk vermemiz lazım. Genç kuşaklar, genç nesiller, 'Ben üniversiteyi bitirir bitirmez siyaset yapmak istiyorum ve parlamentoya gireceğim' azmiyle koşar' diye konuştu. Erdoğan, 'Biz devlet yönetiyoruz, bakkal dükkanı yönetmiyoruz. Bizim bir bütçemiz var. Cumhuriyet tarihinde bizim dönemimizde alındığı kadar öğretmen hiçbir dönemde alınmadı. Bunu bir defa görmemiz, bilmemiz lazım' dedi.Gençlerin, sorunlardan kaçmak yerine üzerine gitmelerini isteyen Erdoğan, 'Sorunların bir parçası olmak yerine çözümlerin parçası olacaksınız. Yüreğinizde var olan, işte o fetih ruhuyla, size kapanan kapıların hepsini açmak için gayret gösterecek, mücadele edeceksiniz. Biz ne yapıyorsak sizler için, gençlerimiz için yapıyoruz. Bizim gençliğimizde mahrum kaldıklarımızdan siz mahrum kalmayın istiyoruz. Bizim gençlik yıllarımızda yaşanan hatalar tekrarlanmasın istiyoruz' diye konuştu.Erdoğan, yıllarca okulların kapılarında, üniversitelerin kapılarında başörtülülerin horlandığını, onlara her türlü zulmün yapıldığını, başlarından örtülerinin çekilip alındığını dile getirerek, şunları kaydetti:'Biz baba olarak bu acıyı çektik ama karşımızdaki ana muhalefet veya yavru muhalefet, bunlar bu acıyı çekmediler. Biz çektik. Ama öyle veya böyle sonunda hamdolsun o da halloldu. Şimdi başörtülü kızlarımız üniversiteye gidiyor mu? Gidiyor. Devlet dairelerinde çalışıyor mu? Çalışıyor. Daha eksikler yok mu? Var. İnşallah onlar da hallolacak. Siyaseti de sizlerle, gençlerle yapmak istiyoruz. İşte onun için seçme yaşını, seçilme yaşını da inşallah düşürüyoruz. Makamlarda, koltuklarda eskiyip gitmek yerine, 3 dönem kuralıyla makamları gençlere emanet ediyoruz. Hücreler yenilensin, tazelensin. Size güvendiğimiz, inandığımız için büyük Türkiye hedefini, yeni Türkiye idealini gençlik üzerine inşa ediyoruz.''Çok önemli reformlar yaptık'Başbakan Erdoğan, Türkiye'de çok önemli reformlar yaptıklarına işaret ederek, en başta 'eğitim' diyerek pırıl pırıl, donanımlı, birikimli, sorumlu, sağduyulu bir gençliğin yetişmesine bir kapı araladıklarını söyledi.Eğitimde anlamsız yasakları gençler için kaldırdıklarını dile getiren Erdoğan, iktidara geldiklerinde milli eğitim bütçesinin gerilerde olduğunu, kendilerinin ise bunu birinci sıraya çıkardıklarını ve bütçenin yarısını bu alana ayırdıklarını aktardı.Erdoğan, personel atamalarında da birinci sırayı milli eğitime ayırdıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:'Şimdi bize zaman zaman geliyor kardeşlerimiz, öğretmenler işte 'Bize bir 10 bin daha, 20 bin daha'... Biz devlet yönetiyoruz, bakkal dükkanı yönetmiyoruz. Bizim bir bütçemiz var ve az önce değerli Bakanımın da ifade ettiği gibi, Cumhuriyet tarihinde bizim dönemimizde alındığı kadar öğretmen hiçbir dönemde alınmadı. Bunu bir defa görmemiz, bilmemiz lazım. Ücret politikaları noktasında bir yerlerle kıyasa düşersek orada da yanlış yaparız. Yine bu dönemde yapıldığı kadar hiçbir dönemde yapılmadı. Yeterli mi? Şüphesiz değil. Ama bütün bunlara biz yine elimizden geldiği kadarıyla desteği vereceğiz. Tabii ben bugün toplu sözleşme masasında olmadığımı zannediyordum. Biz bugün burada tabii, işte şuraya yazılmış, nedir, 'Medeniyetimiz ve Büyük Türkiye Yolunda Eğitim, Fetih, Gençlik', bunu konuşacağız. Toplu sözleşme için zaten toplu sözleşme zamanı var. Orada ilgili bakanlarımızla oturuluyor konuşuluyor, gerekirse de biz müdahale ediyoruz.' 'Türkiye'nin sorunlarını birlikte aşacağız'Erdoğan, genel başkanından üyelerine kadar tüm Memur-Sen'lilere, Eğitim Bir-Sen'lilere teşekkür ederek, 'Büyük medeniyet yolculuğunda bize destek olduğunuz için ayrıca sizlere teşekkür ediyorum. Demokrasiye, milli iradeye, sandığa sahip çıktığınız için sizlere teşekkür ediyorum. 28 Şubat'ta dik durduğunuz için, 27 Nisan'da dik durduğunuz için, Gezi provokasyonlarında, 17 ve 25 Aralık darbe girişiminde dimdik durduğunuz için her birinize tek tek teşekkür ediyorum. En çok da gerçekleştirdiğimiz reformlara verdiğiniz destek için, katkı için sizlere şükranlarımı sunuyorum' diye konuştu. İmam hatiplerin kapılarındaki kilitleri birlikte açtıklarını, 4+4+4 uygulamasını birlikte getirdiklerini, üniversitelerde başörtüsü sorununa birlikte son verdiklerini, kamuda başörtüsüne birlikte serbestliği sağladıklarını, düz liselerde Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini birlikte seçmeli ders yaptıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:'Anayasa halk oylamasından Çözüm Süreci'ne, ekonomiyi büyütmekten aktif dış politikaya kadar her alanda sizlerle beraber yürüdük. Mısır'da demokrasiyi birlikte savunduk. Esma yavrumuz için, Esma gibi şehitler için birlikte gözyaşı döktük. Suriye meselesini, Filistin davasını birlikte omuzladık. Myanmar'dan Somali'ye kadar mazlumlara birlikte el uzattık. Afganistan'dan Sırbistan'a kadar ihtiyaç sahiplerine birlikte ulaştık. Yeni Türkiye için hep birlikte çalıştık. İnşallah bu muhabbetimiz sarsılmadan devam edecek. Çok sorunu geride bıraktık, inşallah daha çok sorunu geride bırakacağız. Türkiye'nin sorunlarını birlikte aşacağız. Memur-Sen'in gençlerine, Türkiye'nin gençlerine inşallah çok daha aydınlık bir Türkiye'yi emanet bırakacağız. Fethin 561. yıl dönümünü bir kez daha tebrik ediyorum. Bu şehrin Fatih'ini, onun ordusunu, onun neferlerini bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Memur-Sen'e, Eğitim Bir-Sen'e, Genç Memur-Sen'e katılan tüm kardeşlerimize, fetih coşkusunu bir kez daha bize ve Türkiye'ye yaşattığınız için teşekkür ediyorum.'Buluşmadan notlarDavetliler, Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'ne üst aramasından geçirilerek alınırken, program başlamadan önce salon tamamen doldu.Sahnenin her iki tarafına Türk bayrağı, Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan Erdoğan'ın büyük posterleri asıldı.Etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Soma'da hayatını kaybeden madenciler için okunan hatimlerin duasıyla başladı. Etkinlikte Grup Yürüyüş de konser verdi.Salona davetlilerin sloganları eşliğinde giren Erdoğan'ın konuşması sık sık alkışlar ve sloganlarla kesildi.Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından günün anısına Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, öğretmenlerin anılarının yer aldığı kitap ve Memur-Sen kurucu başkanı merhum Mehmet Akif İnan'ın eserlerini hediye etti.Etkinliğe, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da katıldı.Muhabir: Muharrem AksakallıAA
Haşmetli Devletimizden 25 Fantastik Açıklama
'TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman 'Bizim hızlı trenimiz yok, bu normal tren. Ama 'normal tren yaptık gelin binin' desek ilgi çekmezdi. Hızlandırılmış tren diyerek, yolcu ilgisi çekildi. Bunda da başarılı olundu' dedi. ' 09 Ağustos 2004 - [Haberin Tamamı]
Yıldırım'dan Tuhaf İstatistik
NTV canlı yayınına katılan Binali Yıldırım gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Yıldırım yaptığı açıklamada, yargıya olan güvenin yüzde 20'ye indiğini belirtti. AKP Genel Başkan Danışmanı Binali Yıldırım, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken HSYK kriziyle ilgili yaptığı açıklamada 'Yargıya güven yüzde 20'ye indi' dedi. Yıldırım, HSYK'nın hükümet aleyhinde yaptığı açıklamalarla ilgili şu ifadelerde bulundu: '17 Aralık sürecinde yargı taraf olduğunu gösterdi. Bu insanlar haklı ya da haksız, siz önünüze gelmeden taraf olamazsınız. O dönemde bir düzenleme Danıştay'a gittiğinde HSYK bir açıklama yaptı ve sonuçta onların istediği yönde karar çıktı. Şimdi bu kararın adil olduğunu nasıl düşünebilirsiniz? Yargıya olan güven yüzde 20'lerin altına inmiş. Yargı millete rağmen bir şey yapamaz.'Sol Portal
'Türkiye'deki Suriyeliler Ülkelerine Geri Dönecek'
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, 'Sen Akif'in o muhteşem eseri İstiklal Marşı'nı eğer bilmiyorsan ne babanın suçu var, ne Akif'in suçu var. Suç sende' dedi.Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu CHP’nin, bu MHP’nin, bu HDP’nin adayları benim halkımın karşısına hangi yüzle geliyorlar. Bunların hiçbirisi halkın cumhurbaşkanı seçmesini istemediler ki. Kardeşlerim bunlara sandıkta öyle bir tokat vurun ki bir daha bellerini doğrultamasınlar' dedi. Erdoğan, cumhurbaşkanı seçim kampanyası kapsamında Malatya Büyükşehir Belediyesi yanında düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Hasretle, muhabbetle selamladığı Malatyalıların düşmana korku, dostlara, kardeşlerine umut verdiğini dile getiren Erdoğan, “Allahına kurban Malatya. Malatya dimdik gururla Battalgazi’nin, Hamido’nun, Turgut Özal’ın hatırasına sahip çıkıyor” ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan, 6 Mart 2014'te Malatya’da bir miting düzenlediğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Malatya ne yaptı? Kendisine yakışanı yaptı. Malatya CHP’ye de MHP’ye de topuna birden ders verdi. Malatya, Pensilvanya çetesine, ihanet çetesine ders verdi. Yüzde 62 oy oranıyla Malatya, 30 Mart’ta bir kez daha AK Parti dedi.” Erdoğan, mitinge biraz geç geldiği ve vatandaşları sıcakta bekletiği için helallik istedi. Malatya'nın, 81 vilayet içinde Rize, Şanlıurfa ve Konya’dan sonra AK Parti’ye en çok oy veren dördüncü şehir olduğunu bildiren Erdoğan, 10 Ağustos cumhurbaşkanı seçiminde Malatya’dan birincilik beklediğini söyledi. Çok çalışılması halinde Malatya’nın birinciliği alacağına işaret eden Erdoğan, “Onların ablaları var, bizim ablalarımız 30 Mart’ta onlara dersi verdi, inanıyorum şimdi daha farklı ders verecek. Bir yarın var bir de cumartesi çalışacağız, derslerini vereceğiz. Onların abileri varmış, bizim abilerimiz burada, bizim abilerimiz daha güçlü, daha azimli, daha kararlı, evvelallah daha çok çalışıyoruz, pazar günü onlara gereken dersi veriyor muyuz, gençlerimiz veriyor muyuz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 2007 halk oylamasında Malatya’dan yüzde 82, 2010 halk oylamasında ise yüzde 75 ‘evet’ oyu çıktığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnanıyorum ki 10 Ağustos’ta CHP’ye gönül vermiş kardeşlerimiz de bizi tercih edecek, MHP’ye gönül vermiş, diğer partilerden kardeşlerimiz de bizi tercih edecek. 10 Ağustos’ta rekora hazır mıyız, Malatya? Sandığa gidiyor muyuz Malatya? Yeni Türkiye’ye ‘evet’ mi, güçlü Türkiye’ye ‘evet’ mi, öncü Türkiye’ye ‘evet’ mi, milletin adayına ‘evet’ mi? Kim o aday?” Vatandaşların adını söylemesi üzerine de Erdoğan, “Sizin Allahınıza kurban, maşallah, süphanallah, barekaallah. Malatya’da bu iş tamam, Malatya kararını vermiş, verdiğiniz karar hayırlı olsun 10 Ağustos seçimi ülkemiz, milletimiz, Malatya için hayırlara vesile olsun” ifadelerini kullandı. 'Cumhurbaşkanlığında da statükonun değil milletin tarafını tuttu” Malatya’nın evladı Turgut Özal’ın, 1989'a kadar başbakan olarak ülkesine, milletine çok hayırlı hizmetlerde bulunduğunu ve 1989'da Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Görevi tamamlamasına ömrü vefa etmedi. 1993 yılının 17 Nisan günü ruhunu Rahman’a teslim etti, Allah ondan razı olsun, cennetiyle müşerref kılsın. Farklı bir başbakan, cumhurbaşkanıydı. Başbakanlıkta milletin hizmetkarıydı, cumhurbaşkanlığında da statükonun değil milletin tarafını tuttu” dedi. “CHP bize ne söylüyorsa merhum Özal’a da aynen onu söyledi' Erdoğan, o dönem muhalefetteki Süleyman Demirel ile SHP’nin, Özal’ın cumhurbaşkanı seçilmesine karşı çıktığını, onu seçtirmemek için ne gerekirse yaptığını ve dönemin SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal’ın, Özal’a “diktatör, sivil diktatör, tek adam olma heveslisi. Özal’ı Çankaya’dan onursuzca dindiririz” dediğini anımsatarak, şunları kaydetti: “Bugün CHP bize ne söylüyorsa merhum Özal’a da aynen onu söyledi. Bugün CHP bize ne söylüyorsa merhum Menderes’e de aynen onu söylemiştir. 2007’de 10. Cumhurbaşkanının görev süresi dolunca Meclis’te hazırlıklarımıza başladık. Merhum Özal nasıl seçildiyse aynı şekilde seçim yaptık. Sayın Demirel, Sayın Sezer nasıl seçildiyse aynı şekilde seçim yaptık. Ama işte bu CHP zihniyeti, darbeci vesayet aşığı zihniyet karşımıza çıktı. ‘Size cumhurbaşkanı seçtirmeyiz’ dediler. 367 gibi bir garabeti öne sürdüler, arkalarına da mahkemeleri aldılar. Meclis’i yani milli iradeyi çiğnemek istediler. Biz ne yaptık? Hemen halka gittik, bir yandan genel seçim yaptık, yüzde 47 ile seçimi kazandık, güven oyu aldık. Bir yandan da hemen Anayasa’yı değiştirmek kararı verdik, yine halka gittik, bu referandumdan da yüzde 69 oy oranıyla çıktık. Ne vardı bu referandumda? Cumhurbaşkanını bundan böyle millet seçecek. Millet ne dedi? ‘Evet’ dedi. İşte şimdi yüzde 69’un bugün inşallah pazar günü ilk oylamasını yapıyoruz.' 'Demokrasinin tokadı farklıdır' 'Bu CHP’nin, bu MHP’nin, bu HDP’nin adayları benim halkımın karşısına hangi yüzle geliyorlar' diye soran Erdoğan, bu partilerin halkın cumhurbaşkanı seçmesini istemediğini söyledi. Erdoğan, 'Kardeşlerim bunlara sandıkta öyle bir tokat vurun ki bir daha bellerini doğrultamasınlar. Demokrasinin tokadı farklıdır, bunu inşallah gösterelim, bunu ortaya tam manasıyla inşallah koyalım” diye konuştu. '8 yıl İslam Konferansı'nın başına gönderdik, ne büyük yanlış yapmışız' Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, '8 yıl İslam Konferansı'nın başına gönderdik, ne büyük yanlış yapmışız. Ne yaptın orada? Suudi Arabistan gibi ülkeler zor kurtuldular. Bize ricada bulundular, cumhurbaşkanımıza ricada bulundular, bana ricada bulundular, Dışişleri Bakanıma ricada bulundular. Çıksın bunu da inkar etsin. Doğru, eder, eder. Çünkü çarkçı Kemal'in yanında yetişen o da çarkçı Ekmel olur' dedi. Tarihte ilk kez 10 Ağustos'ta sandık başına gidileceğini ve doğrudan cumhurbaşkanının seçileceğini kaydeden Erdoğan, eski tartışmalara son verileceğini, darbeci ve vesayetçi sistemin artık devre dışı bırakılacağını belirtti. Erdoğan, tehditle, silah zoruyla, korkutarak cumhurbaşkanı seçme dönemlerinin artık geride bırakıldığına işaret ederek, 'Sandığa gidiyor, bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı kim olacak? Onu bizzat millet olarak siz belirliyorsunuz' ifadesini kullandı. Erdoğan, mitinge katılanlara reklam filmini izleyip izlemediklerini sorduktan sonra şunları söyledi: 'Ne oluyor o reklam filminde? Millet sahibi olduğu o yıldızı, forsu ehline teslim ediyor. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, hem 16 Türk devletini, hem de o devletin sahibi olan milleti temsil ediyor. İşte 10 Ağustos'ta inşallah devlet ile millet kucaklaşıyor. Bu MHP ne yaptı biliyor musunuz? YSK'ya şikayette bulundu. Neden biliyor musunuz? Bu reklam filminde ezan varmış. Bu reklam filminde seccade varmış. Bu reklam filminde namaz kılan bir Anadolu kadını teyzemiz varmış ve 6'ya 4 oy çokluğu ile YSK bu reklam filmlerinin o bölümlerini çıkarma kararı verdi. Ne yapalım. Biz de yargı dedik. O kısımları çıkardık. Diğer kısmı ile yola devam ediyoruz. Bunlar ne yaparsa yapsın. İstiklal Marşı'ndan 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli' bunu çıkarmaya muktedirler mi? Mesele bitti. İstedikleri kadar bu yollara başvursunlar. Ne olacak.' Muhalefetin seçtiği adayın İstiklal Marşı'nı bilmediğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: 'Ne diyor? Çanakkale şehitleri diyor. Vah vah vah. Mehmet Akif, merhum babasının arkadaşı olabilir. Fakat sen Akif'in muhteşem eseri, İstiklal Marşı'nı eğer bilmiyorsan, ne babanın suçu var, ne Akif'in suçu var. Suç sende. Profesörmüş. Profesör olsan ne yazar. Sen ki, Malatya'dan şu dersi alamamışsın. Malatya sana şimdi bir ders veriyor. Hazır mıyız? 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Ey Ekmel, bak Malatya sana o dörtlüğü okudu. Fakat bu, Çanakkale Şehitlerinden değil ha. Bu İstiklal Marşı'nda.' Erdoğan İstiklal Marşı'ndan bihaber olana cumhurbaşkanlığı makamının teslim edilemeyeceğine vurgu yaparak, 'Benim MHP'ye gönül veren kardeşlerim. Eliniz bu adama nasıl gidecek de oy verecek. Benim CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim. Eliniz nasıl gidip de bu adama oy verecek? Vermeyecekler değil mi? Vermeyecekler inşallah' dedi. Kendisinin sözlerinden dolayı MHP'li ve CHP'li kardeşlerinin gocunmayacaklarını belirten Erdoğan, 'Çünkü buradaki ortak payda farklı. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Şimdi CHP ile MHP'nin yönetimi birleşti. Arada artık fark kalmadı. CHP de böyleydi, o da ezandan rahatsız oluyordu. Ezanın aslından rahatsız olup Türkçeleştiriyordu. Camilerden rahatsız olup cami yıkıyordu. Kur'an-ı Kerim'in öğretilmesinden rahatsız oluyordu. Başörtüsünden rahatsız oluyordu. İşte MHP yönetimi de artık aynı çizgiye geldi ama MHP tabanı bundan çok rahatsız. MHP tabanı partilerinin CHP'ye vagon yapılmasından rahatsız' diye konuştu. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün MHP'ye talimatlar verdiğini söyleyerek, 'Ne diyor? 'Sokağa çıkın' diyor. 'MHP daha görünür olsun' diyor. 'Ortak adayla daha fazla görünün' diyor. Hale bak, CHP'nin genel müdürü MHP'ye talimatlar veriyor. Ey Bahçeli sana da yazıklar olsun. MHP'li kardeşlerime bu muameleyi layık gördüğün için sana da yazıklar olsun. Fakat ben biliyorum MHP'li kardeşlerim buna itiraz edecekler. Hem MHP'li hem de CHP'li kardeşlerim 10 Ağustos'ta partilerinin yönetimine gereken cevabı verecekler' ifadelerini kullandı. İstiklal Marşı'nı bilmeyene MHP'li ve CHP'lilerin kalkıp oy vermelerinin mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, İhsanoğlu'nun 'Şiirle uğraşmayalım. Daha ciddi meseleler var' sözlerini anımsattı. Erdoğan, 'Ey monşer, o sıradan bir şiir değil, İstiklal Marşı. O, bu milletin bağımsızlık marşı. Şiir deyip geçiştirmeye çalıştığın o mısralar, bu milletin gönlüne yazılmış kitabedir. Senin hayatında ciddi olarak yaptığın ne var?' diye sordu. Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu 8 yıllığına İslam Konferansı Örgütü'nün başına göndermekle yanlış yaptıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: 'Ne yaptın orada, ne? Suudi Arabistan gibi ülkeler zor kurtuldular. Bize ricada bulundular, Cumhurbaşkanımıza ricada bulundular, bana ricada bulundular, Dışişleri Bakanıma ricada bulundular. Kendisi defaatle... Çıksın bunu da inkar etsin. Doğru, eder, eder. Çarkçı Kemal'in yanında yetişen o da Çarkçı Ekmel olur. Suudi Arabistanlılar bize 'Söyleyin de istifa etsin, çekilsin. Şunu alın, yerine başka bir Türk'ü verin' dedi. Dedik ki, 'Seçimler geldi, almak mümkün değil.' Çok ısrar ettiler. Kendisi bizzat bana ne dedi biliyor musunuz? 'Siz benim arkamda durmuyorsunuz' dedi. 'Yav, istemiyorlar seni' dedik. 'İstenmediğin yerde neden duruyorsun' dedik. Bu kadar ısrarcı olma. Tabii koltuk bunlara tatlı, tatlı. Dolar da var. Kolay kolay bırakılır mı?' diye konuştu. 'Saygısızca yüzde 99'u Müslüman olan bu halka hakaret ediyorsun' Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında, 'Halkın ahlak reformuna ihtiyacı var' dediğini belirterek, 'Oradan da gazeteci kılıklı bir militan çıkmış, edepsiz bir kadın, 'Müslüman ülkede bunu beklemek zor değil mi' diyor. Haddini bil haddini. Eline vermişler bir kalem, gazete köşesinde yazıyorsun. Çıkarıyorlar seni işte bu malum Doğan grubunun televizyonuna, oradan da saygısızca yüzde 99'u Müslüman olan bu halka hakaret ediyorsun' dedi. Erdoğan, cumhurbaşkanı seçim kampanyası kapsamında Malatya Büyükşehir Belediyesi yanında düzenlenen mitingde, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na yönelik, 'Şimdi çıkmış, monşer aklıyla bize üslup dersi vermeye kalkıyor. Sen git üslup dersini önce Pensilvanya'daki o hocana ver. Ağzını açtığında bela okuyan, lanet okuyan Pensilvanya'daki hocana edep dersi ver' ifadelerini kullandı. 'Ey monşer, sen git önce ağzından çıkanı kulağı duymayan, edepten, terbiyeden nasibini almamış, milletin adayına edepsizce hakaret eden CHP genel müdürüne üslup dersi ver. Ey monşer, sen eğer üslup dersi vereceksen git, sabah akşam ağzından küfür saçılan MHP Genel Başkanına üslup dersi ver' diyen Erdoğan, bunların dengelerinin artık tamamen bozulduğunu söyledi. Pensilvanya'nın dengesinin bozulduğunu, ağzından çıkanı artık kulağının duymadığını dile getiren Erdoğan, 'Kendi ülkesine, kendi ülkesinin devletine, hükümetine, milletine en ağır bedduaları ediyor ama bir kez olsun Gazze diyemiyor, bir kez olsun İsrail diyemiyor. Diyemez, derse, efendileri ipini çeker' değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, 'Ramazanda ne diyorlardı? 'İtikafta' diyorlardı. İtikaftan çıkmış akla, izana, vicdana, edebe sığmayacak beddualar ediyor. İtikaftan çıkan beddua eder mi? Gelip Malatya'da değil de Pensilvanya'da niye itikafa giriyorsun? Gaziantep'te niye girmiyorsun da Pensilvanya'da giriyorsun? İstanbul'da niye değil de Pensilvanya? Bursa değil de niye Pensilvanya? Konya değil de niye Pensilvanya? Rabbim kimseye kıblesini şaşırtmasın. Rabbim kimseyi zelil etmesin' dedi. 'Şirazesi dağıldı' 'CHP genel müdürünün zaten şirazesi dağıldı, ne söylediğini bilmiyor. MHP Genel Başkanı zaten bildiğiniz gibi. Bunların ortak adayı monşerin de artık dengesi bozuldu, sigortalar arttı' ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Kılıçdaroğlu, önceki gün bir televizyona çıkmış 'AK Parti kitlesinin sorgulama yeteneği yok' diyor. 'Halkın ahlak reformuna ihtiyacı var' diyor. Oradan da gazeteci kılıklı bir militan çıkmış, edepsiz bir kadın, 'Müslüman ülkede bunu beklemek zor değil mi' diyor. Haddini bil haddini. Eline vermişler bir kalem, gazete köşesinde yazıyorsun. Çıkarıyorlar seni işte bu malum Doğan grubunun televizyonuna, oradan da saygısızca yüzde 99'u Müslüman olan bu halka hakaret ediyorsun. Karşılıklı oturmuşlar, hem seçmene hakaret ediyor hem Müslümanlara hakaret ediyorlar. Siz bu kafayla devam edin. 'Bidon kafalı' dediniz, 'göbeğini kaşıyan adam' dediniz, 'sorgulamayan kitle' diyorsunuz şimdi. 'Müslüman' diyerek aşağılamaya devam edin. Bu millet sizi bunun için hiçbir zaman iktidara getirmeyecek.' Erdoğan, 10 Ağustos'un Türkiye için büyük bir değişimin tarihi olacağını, eski Türkiye'nin kapılarının kapanacağını, yeni Türkiye'nin kapılarının ardına kadar açılacağını vurguladı. '10 Ağustos artık bu eski kafalı muhalefetin de kendisini yenileyeceği, yenilemek zorunda kalacağı bir tarih olacaktır' diyen Erdoğan, muhalefetin ürettiği kutuplaşmaları, korku siyasetini, ayrımcılığı, ırkçılığı, yaşam tarzları ve etnik kökenler üzerinden istismar siyasetini eski Türkiye'de bırakacaklarını dile getirdi. Türkü ile Kürtü ile Arapı ile Lazı ile Çerkezi ile Gürcüsü ile Romanı ile Pomakı ile Boşnakı ile yaratılanı yaratandan ötürü seveceklerini anlatan Erdoğan, 'Onun için tek millet, tek millet. Ve bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Tek bayrak. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Batıda ne varsa doğuda da güneydoğuda da o olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak' diye konuştu. Vatanın üzerinde kimsenin operasyon yapamayacağına işaret eden Erdoğan, 'Yaptığı anda demir yumruğumuzu karşısında görürler. Dördüncüsü, tek devlet. Devlet içinde devlet yok. Paralel devlet, avucunu yalayacaksın. Ne dedik, 'İnlerine girilecek' Girilmeye başladı mı? Başladı. Yeterli mi? Değil. Durmak yok yola devam. Bunlara aynı şekilde gerekli olan dersi vereceğiz' ifadelerini kullandı. 'İşte hep böyle dimdik duracağız, izzetli duracağız' 'Burada, Malatya'da, kahraman diyarı, yiğitlerin, mert insanların şehri Malatya'da bir önemli hususa dikkatlerinizi çekiyorum' diyen Erdoğan, 7 Temmuz'da, bir ramazan günü, İsrail'in Gazze'ye karşı bir operasyon başlattığını hatırlattı. Ramazanın kendileri için çok acılı geçtiğini anlatan Erdoğan, Kadir Gecesi'ni kederli ihya ettiklerini, Ramazan Bayramı'nda katliamın devam ettiğini, bayramı buruk yaşadıklarını belirtti. Önceki gün başlayan ateşkese kadar Filistin'de, Gazze'de 2 bin kadar kişinin şehit edildiğini, 10 bine yakın kişinin yaralandığını, 350 binden fazla Gazzeli'nin evlerini terk etmek zorunda bırakıldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: 'Rabbim onlara da sabır versin, tahammül gücü versin. Bu tarafa geldiğimizde yanı başımızda, Suriye aynı şekilde ramazanı ve bayramı yine acılarla yaşadı. Yine yanı başımızda Irak, ramazanı ve bayramı kanlı geçirdi. Yaptığımız her mitingde, Türkiye'nin tek yürek olduğunu, Türkiye'nin tek yürek halinde dimdik Irak halkının, Suriyeli mazlumların, Gazzeli kardeşlerinin yanında durduğunu gördük. Erzurum, tek yürek halinde Müslüman kardeşlerinin yanında. Diyarbakır, tek yürek halinde Müslüman kardeşlerinin yanında. Şanlıurfa aynı şekilde, İstanbul aynı şekilde. Şimdi Gaziantep'e gidiyoruz. İnanıyorum ki orada da manzara muhteşem olacak. Yarın Kayseri, ardından Ankara, ertesi gün Konya. İnşallah manzara aynı şekilde olacak. 81 vilayet, tek yürek halinde mazlumların yanında duruyoruz.' Erdoğan, vatandaşlara 'Sizin şu dik duruşunuz inanın düşmana korku salıyor. Dostlarımızın, kardeşlerimizin yüreklerini ferahlatıyor. İşte hep böyle dimdik duracağız, izzetli duracağız. Şu Malatya'da, şu meydanda nasıl ki biz biriz, diriyiz, beraberiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye'yiz. Ebediyen Rabbim bizi bir ve beraber kılsın. Siz burada durduğunuz müddetçe inşallah Filistin'in bayrağı yere düşmeyecek. Siz burada böyle dimdik durduğunuz müddetçe inşallah İslam coğrafyasının umudu hiç sönmeyecek' diye seslendi. 'Gençlik bizim her şeyimiz' Toprağın ve bayrağın asla yerde sürünmeyeceğini ve hep birlikte sahip çıkacaklarını belirten Erdoğan, gençlerin üzerinde önemli bir görev olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin seçilme yaşını 30'dan 25'e indirdiklerini hatırlatarak, MHP'nin bir milletvekilinin sağa soluna iki tane genç aldığını belirterek, 'Meclise çoluk çocuğu mu göndereceğiz' diyor. Ben de diyorum ki, 'Gençlik bizim her şeyimiz'. Şimdi de 25 değil seçme seçilme yaşını 18'e indireceğiz. Niye? 10'u aşkın Avrupa Birliği üyesi ülkede oluyor da benim ülkemde niye olmasın? Biz ki; 21 yaşında bir karanlık çağı kapatıp, aydınlık çağı açan Fatih Sultan Mehmet'in torunlarıyız. Bizim gençlerimize bu saygısızlığı yapan MHP yönetimine gençler, pazar günü ders vermeye hazır mıyız? Onun için çok çalışacağız. Biz, umudumuz olan gençlikten çok şey bekliyoruz' diye konuştu. 'Kalbinizden buğz edeceksiniz' İsrail'in bütün dünyada mahalle baskısı oluşturduğuna ve şımarıkça hareket ettiğine değinen Erdoğan, İsrail'in hukuk, insan hakları tanımadığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, televizyon ya da gazetenin, gazetecinin İsrail'in yaptığı soykırımı eleştirdiği zaman hemen linç edildiğini dile getirdi. İnsanların şehit olduğunu, bebeklerin masum bedelleri görüp, içlerinden isyan ettiklerini ama korkudan bu durumu dile getiremediklerini vurgulayan Erdoğan, 'Biz getiriyoruz, bu can bu tende oldukça getirmeye devam edeceğiz. 3 şey var ya elinizle düzelteceksiniz bir yanlışı gördüğünüz zaman ya dilinizle düzelteceksiniz ona da gücünüz yetmiyorsa evet, kalbinizden buğz edeceksiniz ki bu, imanın en zayıf derecesidir. Biz, bu 3'ünden bir tanesini yapalım, inancımızın gereği bu. Tarih boyunca bu millet, Hint Yarımadası'na zulüm var diye donanma gönderen bir millet. Öyle bir ecdadın torunlarıyız' değerlendirmesinde bulundu. 'Doğan Grubu, Radikal gazetesi isim veriyorum açık' Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bir kısım medyanın, işverenlerin, sivil toplum örgütlerinin, siyasetçilerin üzerinde mahalle baskısı olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Doğan Grubu, isim veriyorum açık. Radikal gazetesi ne diyor; 'İsrail saldırı altında'. Ey Doğan Grubu, İsrail mi saldırı altında Gazze mi saldırı altında. İsrail'den kaç kişi öldü bir say bakalım, fosfor bombalarını gönderen 500-600 ton bombayı Gazze'ye yağdıran kim? Tanklarla, toplarla Gazze'ye giren kim? Gazze yerle bir edildi, bu kadar insan öldürülüyor bunu sen hangi ruhla, vicdanla bu şekilde yazabiliyorsun, bu başlığı atabiliyorsun. Tayyip Erdoğan'a 'sert' diyenler bundan dolayı 'sert' diyor. Hakkı söyleyince sert oluyorsun, evet eğer bu sözlerim sertlikse sert olmaya devam edeceğim. Çünkü biz, Akif'in Asım'ın nesliyiz. 'Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' Biz buyuz ister beğenirler, ister beğenmezler. Biz, halkımızın beğenmesini, hakkın beğenmesini istiyoruz. Rabbim bizden razı olsun yeter.' 'Ya Ekmel, sen ne anlarsın ekonomiden?' Erdoğan, İsrail'in Gazze'de bir ayda 10 gazeteciyi katlettiğini, medya kuruluşların ofisleri, koordinatları verildiği halde hedef yapılıp bombalandığını kaydederek, şunları söyledi: 'Dünyadan bir tepki duydunuz mu? Uluslararası basın kuruluşlarından bir tepki duydunuz mu? Türkiye'de polis öldürmekten, bekçi öldürmekten, hırsızlıktan, terörden hükümlü kişileri, gazeteci olarak dünyaya gösteren o basın kuruluşlarından İsrail'e bir tek tepki duydunuz mu? Sabah, akşam Türkiye ile uğraştılar. 'Türkiye'de basın özgürlüğü yok' diye yaygara kopardılar. 'Türkiye'den fazla gazeteci tutuklu, 100'den fazla tutuklu' diye yalan söylediler. Filistin'de 10 gazeteci öldü, bu örgütten ses çıkmadı, çıkmıyor. CHP'nin genel müdürü de bu örgütün sözcülüğünü yapıyor. Gidiyor dünyaya kendi ülkesini şikayet ediyor. Şimdi Filistin'de 10 gazeteci öldürüldü, ey Kılıçdaroğlu söyle bakalım, tek kınama var mı, tek değerlendirme var mı? Ey Bahçeli söyle bakalım var mı? Bizim için kimin ne dediği önemli değil bizim ne dediğimiz, ne düşündüğümüz önemli. Hiç kimse bize gündem dayatamaz, hiç kimse benim ülkeme istikamet çizemez. Biz tarih boyunca hakkı söyledik, hakkın mücadelesini verdik. Şu anda da hakkı söylemeye, hak için mücadeleye devam edeceğiz. Eski Türkiye geride kaldı, boynunu büken, her şeye rıza gösteren, gündemi belirlenen, özür dileyen Türkiye geride kaldı.' Türkiye'nin ekonomide de güçlü bir devlet olduğuna işaret eden Erdoğan, milli gelirin 820 milyar dolar, devletin borçlanma faizinin yüzde 9,3, enflasyonun yüzde 9,1 olduğunu ve Merkez Bankasının kasasında da 133 milyar dolar olduğunu belirterek, 'Bu gerçekler ortada çıkmış Ekmel anlatıyor. Ya Ekmel, sen ne anlarsın ekonomiden? Diyor ki, 'Ben cumhurbaşkanı olursam yolla falan ben uğraşacak değilim ki' diyor' ifadelerini kullandı. 'Biz 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık' Erdoğan, Malatya mitinginde yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, 'Ben cumhurbaşkanı olursam yolla filan ben uğraşacak değilim ki' dediğini anımsatarak 'Eyvah. Monşer ya onların böyle bir derdi yok' ifadesini kullandı. Göreve geldikleri tarihe kadar 79 senede Türkiye'de 6 bin 100 kilometre yol yapıldığını kaydeden Erdoğan, 'Biz 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Zaten fazla lafa hacet yok ki. Şurada Malatya Havalimanı'ndan şu şehre gelirken mevcut yol zaten... Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri' diye konuştu. Erdoğan, '(Malatya'yı büyükşehir yapacağız) dedik. Yaptık mı? Ahmet kardeşimi de tebrik ediyorum. Şu anda güzel bir performans gösteriyor. Maşallah havalimanından buraya gelirken yollar pırıl pırıl. İnşallah daha da güzel olacak. Modern bir şehir Malatya. Daha da güzel olacak' değerlendirmesinde bulundu. '10 Ağustos bizi daha da güçlü yapacak, Türkiye'nin gücüne güç katacak. 10 Ağustos 81 vilayetimizin, elbette Malatya'nın da gücüne güç katacak' diyen Erdoğan, şunları söyledi: '12 yılda Malatya'ya ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 9 katrilyon yatırım yaptık. Ulaştırma haberleşmede 2 katrilyon, toplu konutta bir katrilyon, eğitimde 700 trilyon, orman ve su işlerinde 930 trilyon, aile ve sosyal politikalarda 615 trilyon, tarım ve hayvancılıkta 450 trilyon, enerjide 345 trilyon yatırım yaptık. Sağlık alanında Türkiye'de ne kadar büyük işler başardığımızı biliyorsunuz. İstediğin hastaneye gidiyor musun? Eskiden ölümüzü rehine alıyorlardı, ölümüzü. Öyle mi? Artık böyle bir şey var mı? Bitti. Artık istediğimiz eczaneden ilacımızı alıyor muyuz? Ey Ekmel, bunlardan haberin var mı senin? Monşerlerin bu işlerden haberi olmaz.' 'Bunlara 3 tane koyun verin, kaybedip gelirler' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, SSK Genel Müdürlüğü dönemine de değinen Erdoğan, 'Hali gördünüz değil mi? Bunlara 3 tane koyun verin, kaybedip gelirler' dedi. Gazeteci Savaş Ay'ın o dönemde hazırladığı programı anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Savaş Ay ne güzel yakalamış, Allah rahmet etsin. Ne diyor genel müdür? Sen yönetmiyor musun burayı? Ne bu hal?' diyor. Aman yarabbim sağlam gir, oradan hasta çıkarsın. Ama şimdi hastanelerimizin haline bak. Aynen öyle. Orada hala sırıtıyor bir de. Orada yavrunun sol kolunu kesmişler, 'Tabii ki bu iyi değil' diyor. 'İyi değil' diyor. Hale bak. Gözün yaşlansın ya bir kol gitti, 3 yaşında çocuk. Ruh yok, ruh. Biz sağlıkta yeni bir sayfa açtık. Seksen ilimiz gibi Malatya da bundan faydalandı. Malatya'yı sağlık tesisleriyle donattık. Hastanelerimizi modern teknolojiyle buluşturduk. Önce Malatya'ya 640 yataklı bölge hastanesini kazandırarak, sağlıkta bir merkez konumuna yükselttik. Tamam mı? Oldu mu? Bitmedi ama. Bu bölge hastanemize 2 ihtisas alanında 300 yataklı bir ek blok daha yapıyor, hastanemizi büyüterek bir şehir hastanesi haline getiriyoruz.' İktidara geldikleri döneme kadar Malatya'da 36 kilometrelik bölünmüş yol yapıldığını bildiren Erdoğan, 'Biz ne yaptık 12 yılda? 277 kilometre. Biz buyuz' diye konuştu. Malatya çevre yoluyla ilgili kamulaştırma ve altyapı çalışmalarının sürdüğünü aktaran Erdoğan, 'Anlatacak çok şeylerimiz var. Ama yoğun çalışıyoruz. O makama, bu kardeşinizi gönderirseniz, bilesiniz ki yarım kalan eserler tamamlanacaktır. Yeni eserlerle yeni projelerle biz hizmete devam edeceğiz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik' ifadesini kullandı. Yoksul çocuklara özel okul imkanı Malatya'dan tüm öğrencilere ve velilere bir müjdeyi açıklamak istediğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Biz daha önce çıkardığımız bir yasayla ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin özel okullarda okumaları için destek imkanı getirmiştik. Bununla ilgili hazırlıklar tamamlandı. Anneler, babalar bu çok önemli. Çok önemli bu. 2014-2015 eğitim öğretim döneminden başlayarak ihtiyaç sahibi öğrencilerimize katkı verecek, özel okullarda okumalarını temin edeceğiz. Böylece hem özel okulları teşvik ediyoruz hem de yoksul çocukların da özel okul imkanından faydalanmalarını sağlıyoruz. Devlet olarak biz, bu yıl okul öncesi eğitimde 50 bin öğrenciye yıllık 2 bin 500 lira özel okul desteği vereceğiz. 50 bin öğrencimize yıllık 3 bin lira özel ilkokulda okuma desteği vereceğiz. 75 bin öğrencimize yıllık 3 bin 500 lira özel ortaokulda okuma desteği vereceğiz. Yine 75 bin öğrencimize özel lise için 3 bin 500 lira destek vereceğiz. Öğrencilerimiz için, velilerimiz için eğitimde başlattığımız bu yeni adımın da hayırlı olmasını diliyorum.' Erdoğan, 'Pazar'a kadar durmak yok. Yoğun çalışacağız, gayret edeceğiz. Sandıkları patlatmaya var mıyız? Maşallah. Gönlümdeki özel yerini, pazar günü de inanıyorum ki Malatya aynen koruyacak. İnşallah büyük yatırımlarla Malatyamızı daha farklı yere taşıyacağız' dedi. Başbakan Erdoğan, '2023 Türkiyesini hep beraber hazırlayacağız. Şundan hiçbir endişeniz olmasın: Biz bu yolu beraber yürüdük. 'Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece' dedik. Gideceğiz' diye konuştu. 'Çatı değil, çakı gibi aday' Mitinge, Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, Malatya ve çevre illerin AK Partili milletvekilleri ve Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır katıldı. Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile vatandaşlara, üzerinde Erdoğan logosu bulunan tişörtlerden dağıttı. Miting alanındaki 'Çatı değil, çakı gibi aday' pankartı dikkati çekti. AA
'Sadece Türkiye'yi Değil Muhalefeti Dahi Dönüştürdük'
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, 'Biz sadece Türkiye'yi değil muhalefeti dahi dönüştürdük, değiştirdik' dedi.ANKARACumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçimi kampanyası kapsamında, Etlik Mahallesi'nde düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. “Barışın, kardeşliğin, adaletin, dayanışmanın başkenti Ankara, seni bugün bir kez daha hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Ankara, senin bütün ilçelerini selamlıyorum, bütün semtlerini, caddelerini, sokaklarını selamlıyorum. Ankara, 80 vilayetten gelip buralı olan, Ankaralı olan tüm Ankaralı kardeşlerimi selamlıyorum” diyerek konuşmasına başlayan Erdoğan, Afganistan’dan Cezayir’e, Azerbaycan’dan Sudan’a cumhurbaşkanı seçimi için Ankara’ya gelen tüm dost ve kardeş ülkelerin gençlerini selamladığını söyledi. Ankara’nın manevi şahsiyetleri Hacı Bayram Veli, Seyit Hüseyin Gazi, Abdulhakim Arvasi, Bünyamin Ayaşi, Ali Semarkandi ve Tacettin-i Veli hazretlerine hürmetlerini ilettiğini dile getiren Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal’i, Kurtuluş Şavaşımızın kahraman kumandanlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi hürmetle anıyorum. İstiklal Marşı'nı Ankara’da yazan merhum Mehmet Akif’e bir kez daha Rabbim’den rahmet niyaz ediyorum” diye konuştu. Erdoğan, 80 vilayete elini uzattığı, dünya başkentleri arasında itibarlı bir yeri olduğu, mazlumlara umut ışığı olduğu için Ankara ile iftihar ettiğini belirterek, “Ankara, sen Gazze’nin yanında dimdik duruyorsun. Sen, mazlumların yanında sarsılmadan duruyorsun. Sen, Suriyeli gariplere sahip çıkıyorsun. Sen, Türkmen kardeşlerine güç veriyorsun, işte onun için seninle iftihar ediyoruz Ankara. Allah sizlerden razı olsun, Rabbim Ankara’yı korusun, Rabbim kardeşliğimizi, dayanışmamızı, yol arkadaşlığımızı daim eylesin” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı seçiminin Türkiye, millet, tüm dost ve kardeş halklar için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, seçime 1 gün kadığını, 5 Temmuz’da Samsun’da başladıkları kampanya sürecinde 27’si il olmak üzere 40 yerde miting düzenlediklerini, yarın da “41 kere maşallah” diyerek Konya’da vatandaşlarla buluşacaklarını anlattı. Başbakan Erdoğan, dün Malatya ve Gaziantep’te vatandaşlarla muhteşem bir buluşma gerçekleştirdiklerini, Ankara’ya gelmeden önce Kayseri’de sıcağın altında 100 binlerle kuçaklaştıklarını belirterek, “Yarın Konya’da inşallah bu süreci noktalıyoruz. Buradan Ankara’ya coşkunuz, heyecanınız, ahdevefanız için teşekkür ediyorum. 81 vilayetin hepsine, bu harekete, davaya, kardeşlerine sahip çıktıkları için sonsuz şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu. Milletin, pazar günü tarihinde ilk kez doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanını tayin edeceğini, Allah’ın izni, halkın takdiriyle milletin kendi oylarıyla seçtiği ilk cumhurbaşkanının belli olacağını ifade eden Erdoğan, “Pazar gününe hazır mıyız Ankara? Sandığa gidiyor muyuz Ankara? Yeni Türkiye’ye ‘evet’ mi Ankara? Güçlü Türkiye’ye ‘evet’ mi Ankara? Öncü Türkiye’ye ‘evet’ mi Ankara? Türkiye’nin gücüne güç katıyor muyuz Ankara? Milletin adayına oy veriyor muyuz Ankara? Kim o aday, kim? Maşallah, süphanallah, barakeallah. Ankara kararını vermiş. Başkent Ankara tercihini yapmış, Ankara tarihi güne hazırlanmış, rabbim sizlerden razı olsun” diye konuştu. Erdoğan, Ankara’nın Selçuklu ile cihan devleti Osmanlı dönemini yaşadığını, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışına, İstiklal mücadelesine, Cumhuriyetin kuruluşuna yakından şahitlik yaptığını hatırlatarak, şöyle devam etti: “10 Kasım 1938’de Gazi Mustafa Kemal hayata gözlerini yumdu. Hemen ertesi gün 11 Kasım’da şurada Ulus’taki İkinci Meclis Binasını askerler kuşattı. Neden biliyor musunuz? İsmet İnönü’yü zorla cumhurbaşkanı seçtirebilmek için. Bunu da yaptılar. TBMM’yi tehdit ederek İsmet İnönü’yü cumhurbaşkanı seçtirdiler. Bu CHP var ya bu CHP… Bu CHP zihniyetinin gidecek yeri yok. Çankaya milletten koptu, Çankaya diğer vilayetlerden koptu, Çankaya yanı başındaki Yenimahalle’ye, Keçiören’e, Mamak’a, Gölbaşı’na bile uzaklaştı. Çankaya duymaz oldu, görmez oldu, hissetmez oldu. Çankaya milletin derdiyle dertlenmez oldu. O kadar ki bazı kendini bilmezler çıktı, ‘Kabe Arap’ın olsun bize Çankaya yeter’ diye şiirler yazdılar. 1920’de Meclis’te, İlk Meclis açıldığında Meclis’in duvarında ne yazıyordu biliyor musunuz? Şura Süresi’nin 38. ayeti yazıyordu. Ne diyor bu ayet? ‘Onlar, aralarında işlerini istişare ile görürler.’ Meclis, bu işi görüyordu. Sonra bunu kaldırdılar, ‘hakimiyet milletindir’ yazısını koydular. Sonra bunu da değiştirdiler, ‘egemenlik ulusundur’ yazdılar. İsmet İnönü döneminde bu yazıyı da Meclis’in duvarından sildiler. Sadece Çankaya'yı değil, Meclis’i de milletten koparmak istediler.” Başbakan Erdoğan, 1950’de Demokrat Parti’nin seçimi kazanmasının ardından Ankaralıların Ulus’taki Meclis binasının önüne toplandığını, gece yarılarına kadar oradan ayrılmadığını, Adnan Menderes ve arkadaşlarının ilk işlerinin “egemenlik ulusundur” levhasını Meclis’in duvarına asmak olduğunu aktardı. Erdoğan, “Merhum Menderes geldi, milletle Meclis’i kuçaklaştırdı, merhum Celal Bayar geldi, Çankaya ile milleti kuçaklaştırdı. Merhum Özal geldi, Sayın Abdullah Gül geldi, Çankaya milletle buluştu. Şimdi inşallah 10 Ağustos’ta Çankaya ile millet arasındaki bütün engeller Allah’ın izniyle ortadan kalkıyor. 10 Ağustos’ta millet Çankaya’nın kilitlerini tamamen kaldırıyor, 10 Ağustos’ta millet bir kez daha ama bu sefer daha güçlü şekilde Çankaya ile kuçaklaşıyor, Çankaya ile bir oluyor, beraber oluyor” ifadesini kullandı. 'Cumhurbaşkanlığı makamını vesayet kurumu olmaktan tamamen çıkarıyoruz' Cumhurbaşkanı seçimi için hazırladıkları reklam filmini anımsatan Başbakan Erdoğan, 'Sürgün artık sona eriyor, aşık ile maşuk artık buluşuyor, millet sahibi olduğu yıldızı getiriyor, ehline teslim ediyor. Çankaya'nın kapıları artık ardına kadar millete açılıyor. Meclis üzerindeki, milli irade üzerindeki baskıları kaldırmıştık şimdi Çankaya üzerindeki cumhurbaşkanlığı üzerindeki baskıları, tehditleri kaldırıyor; cumhurbaşkanlığı makamını vesayet kurumu olmaktan tamamen çıkarıyoruz' ifadelerini kullandı. Erdoğan, hazırladıkları reklam filminden MHP'lilerin rahatsız olduğunu belirterek, şunları söyledi: 'Neden biliyor musunuz? Ezan varmış, seccade varmış. Seccadenin üzerinde başı yaşmaklı benim Anadolulu bacım varmış. YSK'ya MHP şikayet etti; YSK, 6'ya 4 oy çokluğuyla onların istediği gibi karar verdi, verdiniz de ne oldu. Ben buradan sesleniyorum; 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' Hadi gel şimdi beni sustur, bu benim İstiklal marşım ya. Böyle bir anlayış, mantık olabilir mi? Bu MHP'nin bilyeleri dağıldı, Kılıçdaroğlu'na bakar oldu, Pensilvanya'ya bakar oldu, bilye dağıttı bilye. 'Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu.' Bitti, ya huyundan ya suyundan, Kılıçdaroğlu'nun peşine takılırsan gideceğin yer burası. Onlar ezanlarımızı susturmadı mı? Bu CHP, Kuran kurslarımızı kapatmadı mı? Bunlar imam hatipleri kapatmadı mı? Bunlar Kur-an'ı kapatmadı mı? Bunlar başörtümüze saldırmadı mı? Yıllarca bu ülkede okullara, üniversitelere, imam hatiplere başörtüsünden dolayı rahatsız oldular, katsayısını getirdiler ve bu ülkede inancını yaşamak isteyenlere, inancını yaşatmadılar. Ey CHP senin mazin bu kadar karanlık. Şimdi ne oldu? MHP de onun peşine takıldı.' Şu anda başörtülü olarak üniversiteye gidildiğini, imam hatiplerde bir sıkıntı olmadığını, katsayının kalktığını, istenilen üniversiteye gidildiğini ve devlet dairelerinde çalışıldığına değinen Başbakan Erdoğan, 'Bu akşam Kanal 7'de yayımlanacak programda yardımcı doçent kardeşimiz enteresan bir şey söyledi. 'Ben, öğrenci olarak başörtülü okuyamadığım üniversitede, şimdi yardımcı doçent olarak başörtülü görev yapıyorum. Onun için sizlerden Allah razı olsun' dedi. Mesele bu, baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer. Halkın rızası, hakkın rızası mesele bu' diye konuştu. 'Milletin yoksulluğunu görmediler ezanla uğraştılar' Erdoğan, başkentin on yıllar boyunca milletin gündeminden farklı gündemlerle meşgul olduğunu dile getirdi. Ankara'daki siyasetçilerin, idarecilerin kimi zaman cumhurbaşkanları ve başbakanların milletin sorunlarıyla uğraşmak yerine başka işlerle uğraştıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, 'Milletin yoksulluğunu görmediler ezanla uğraştılar, milletin feryadını duymadılar camilerle uğraştılar, eğitimin kalitesini yükselteceklerine, eğitimi yaygınlaştıracaklarına on yıllarca bunlarla uğraştılar. Türkiye'yi büyütmek yerine gittiler halkın diniyle, inancıyla, kültürüyle uğraştılar. Ekonomiyi büyültmek yerine 'sermayeye yeşil' dediler, 'kızıl, ak, kara' dediler. Milletin ekmeğiyle uğraştılar' değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, 3 Kasım 2012'de söz konusu olumsuzluklara son verdiklerini vurgulayarak, gereksiz tartışmaların içine girmediklerini, yapay gerilimlerle oyalanmadıklarını, yasaklara, yoksulluğa ve yolsuzluğa savaş açtıklarını, 12 yılda Ankara'nın bambaşka bir şehir olduğunu anlattı. 'Demokratik tokat atalım' 'Bu, Kılıçdaroğlu denilen zavallı, siyasette hala çırak bile olamadı, bu zavallı maalesef hala edep dışı konuşmalar yaparak, hayasızca bazı hakaretler yapıyor' diyen Erdoğan, 'Bu, Kılıçdaroğlu'nun bu Bahçeli'ye bunun peşine takılan Ekmel'e, Pensilvanya'ya gelin pazar günü şu sandıktan oyları, sandıkları bütünleştirerek adeta patlatırcasına bir demokratik tokat atalım, fazla zamanımız kalmadı. Pazar akşamı partimizin genel merkezinden herkesin 'balkon konuşması' dediği o tarihi konuşmayı inşallah sizlerle buluşarak yapalım' dedi. Erdoğan, Ankara'nın şu anda bölgesinde demokrasinin, özgürlüklerin başkenti olduğunu artık yasaklayan değil özgürlükleri teslim eden bir başkent olduğunu ifade etti. Başörtüsünün artık kamuda, üniversitede serbest olduğuna, farklı dil ve lehçelerde konuşmak ve yayın yapmanın serbest olduğuna işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Göğsünü gere gere 'ben Türküm, Kürtüm, Lazım, Çerkezim, Boşnakım, Romanım, Sünniyim, Aleviyim' demek serbest mi? Bizden önce neden bunlar denemiyordu? Niye söylenemiyordu, inançları yaşamak, yaşam tarzlarını idame etmek serbest mi? Kılıçdaroğlu rahatsız olmuş. Erdoğan niye böyle söylüyor, bu ayrımcılıktır. Bugüne kadar Alevi vatandaşım, Alevi olduğunu söylemediği için rahatsızdı işte onun önünü açtık, Sen de Alevisin, çık rahat rahat 'ben Aleviyim' de, korkma, rahat ol, huzurlu ol ben de Sünniyim, Sünni olduğumu rahatça söylüyorum, milleti aldatmayalım. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Mevlana'ya sevgin olduğunu söylüyorsun, ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün, aldatıcılardan olma. Biz bunu sağladığımız için Türkiye büyüdü, bunu teşhis ettiğimiz için Türkiye ekonomisi büyüdü.' 'Veren el, alan elden üstündür' Milli gelirin 820 milyar dolara yükseldiğini belirten Erdoğan, 'Ey MHP, bankaları boşalttın, bankaları' dedi. Göreve geldiklerinde zor durumda bulunan Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halk Bankası'nın şimdi güçlendiğini ifade eden Erdoğan, 'Yolsuzlukların olduğu bir Türkiye'de bunlar olabilir miydi?' diye sordu. Erdoğan, 'Bakınız IMF'ye borç... CHP'nin yavrusu DSP, kendilerini ziyarete gittik. 'Bizim için öyle diyorsunuz ama biz yavru değiliz' dediler. 'Ya' dedim, 'Bırak o işi, bal gibi yavrusunuz. Ha, değilseniz, onlar sizin yavrunuz' dedim. Ne oldu? Gittiler, beraber yürüyorlar şimdi yolda. Ana ile yavru beraberler, yan yana, birlikte yürüyorlar. Bir şey olacaklarından filan değil, o ayrı mesele' diye konuştu. İktidarı IMF'ye 23,5 milyar dolar borçla devraldıklarına değinen Erdoğan, geçen yıl 14 Mayıs'ta Türkiye'nin IMF'ye borcunun sıfırlandığını belirtti. IMF'nin iimdi Türkiye'den 5 milyar dolar borç istediğini kaydeden aktaran, 'Veririz. Veren el, alan elden üstündür' ifadesini kullandı. AK Parti'den önceki iktidarın Merkez Bankasını boşalttığını bildiren Erdoğan, 'Ey Bahçeli, neyi, kime anlatıyorsun? Merkez Bankasının kasasında neredeyse bir şey kalmamıştı. 27,5 milyar dolar... Bunun da ciddi kısmı altın, bunun yanında da yurt dışındaki vatandaşlarımızın parasıydı. Ama şimdi 133 milyar dolar kasamızda paramız var. Nereden, nereye' değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, Ankara ile İstanbul, Konya ve Eskişehir arasındaki yüksek hızlı tren hattına işaret ederek, Ankara'nın, hızlı trenin başkenti olduğunu söyledi. Ankara'nın, havayollarının, savunma, uzay ve uydu sanayilerinin de başkenti olduğunu ifade eden Erdoğan, 'Önceki gün İstanbul'da bir kardeşimiz Edirne Keşan'da, Türkiye'de üretilen bir insansız hava aracını 24 saat 34 dakika havada kalarak bir rekor kırdı. Adı Bayraktar. Türkiye'de üretiliyor, kendi mühendislerimiz, teknisyenlerimiz üretiyor. Baba, evlatlar, hep beraber, ailece bunu yaptılar' dedi. 'Muhalefeti dahi dönüştürdük' Türkiye'nin kendi tankını, helikopterini, savaş gemisini, piyade tüfeğini, uydu ve roketini tasarlayarak, ürettiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Ey gidi CHP, ey gidi MHP, sabah akşam başörtüsüyle uğraşırsan bu seviyeye gelemezsin. Sabah akşam milletin inançlarıyla uğraşırsan, ta Moğolistan'daki ilk Türk anıtlarına, Saraybosna'daki Osmanlı camilerine, köprülerine ulaşamazsın. Ama biz ulaştık, yollarını yaptık. Hani sen milliyetçiydin ya? Sen kafatası milliyetçisisin. Vatansever değilsin. Milliyetperver değilsin. Milletin diliyle, inancıyla, kültürüyle, yaşam tarzıyla uğraşırsan ekonomiyi büyütemezsin, ihracatı artıramazsın. 36 milyar dolardan aldık, bak şimdi 155 milyar dolara geldik. Nereden nereye... Bakın şimdi CHP ne yaptı, dikkat edin burası çok önemli, sözüm ona dindar, muhafazakar bir şahsı cumhurbaşkanı adayı gösterdi. CHP genel müdürü şimdi gittiği yerlerde kitaptan, Hz. Peygamberden bahsediyor. Allah lafzı celilini ağzına alıyor. Hamdolsun, ne kadar güzel. Güzel şeyler oluyor. O da alıştı bu işlere. Güzel, güzel. Aman yarabbim, ne güzel gelişmeler. Öbür taraftan HDP'nin adayı 77 milyona hitap etmeye, 'bayrak' demeye, 'vatan' demeye, 'cami' demeye başladı. Baktım ki hutbelerden de bahsediyor. Baktım, Diyanet İşleri Başkanlığını eleştiriyor. Diyor ki 'Diyanet İşleri Başkanlığı hutbeleri, merkezden gönderiyor.' Allah Allah, bak neleri takip etmeye başladı. Ya senin camiyle işin var mı? Bunlar sipariş üzerine bu işleri yaparlar, sipariş. Bunların ibadeti falan, hepsi bunların tamamıyla aldatmaya yöneliktir, oy kazanmaya yöneliktir. Bunlar olduğu gibi görünüp, göründüğü gibi olanlar değildir. Biz sadece Türkiye'yi değil, muhalefeti dahi dönüştürdük, değiştirdik.' 'Haddini bil' Artık muhalefete ve onun adayına söz söylemeyeceğini ifade eden Erdoğan, 'muhalefetin ne kadar içler acısı durumda olduğunun zaten görüldüğünü' söyledi. Erdoğan, şunları söyledi: 'Artık Pensilvanya dengesini yitirdi. Beddua üzerine beddua ediyor. CHP seçimden umudunu kesti, artık millete hakaret ediyor. Müslümanlara hakaret edilmesine seyirci kalıyor. Aynı programa çıkıyor, aynı programda, bu Doğan Grubu'nun yayın organında, görsel medyada çıkıyor bir tane aşağılık kadın, afedersin onun yanında Müslümanlara hakaret ediyor. Bunda ise ses yok. Şu hale bak. Kimsin sen ya? Sen kimsin? Önce haddini bil. Sen nasıl olur da yüzde 99'u Müslüman olan böyle bir ülkede, kalkarsın da 'Müslümanlardan başka bir şey mi bekleyeceksiniz' dersin? Kimsin sen? MHP derseniz, bu yönetim MHP'yi aldı, CHP'nin ve Pensilvanya'nın kuyruğu haline getirdi. Durumları gerçekten içler acısı. 30 Mart'ta Ankara'da bir ortak aday çıkardılar, derslerini aldılar. Ortak adayları hala kaybettiğine inanmış değil, mahkeme kapılarında sonuç bekliyor. 10 Ağustos'ta da ortak adaylarının akıbeti aynı olacak.' Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için 'Ortak aday tam manasıyla evlere şenlik' nitelemesinde bulundu. 'Kılıçdaroğlu, ağlanacak haldesin' Merhum Gazeteci Savaş Ay'ın, Kılıçdaroğlu'nun Genel Müdürlüğü dönemindeki SSK hastaneleriyle ilgili programını hatırlatan Erdoğan, 'Çok başarılı bir genel müdür, değil mi? Adam gülüyor ya, sırıtıyor. Hastaneler rezalet... Sırıtıyor ya, gülüyor. Hani güleriz, ağlanacak halimize var ya, Kılıçdaroğlu sen busun, ağlanacak haldesin. Bu adamı nasıl oldu da CHP'ye getirdiler? Kaset, kaset, kaset' diye konuştu. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 'Başbakan bunu çıkarmak zorunda' dediğini belirten Erdoğan, 'Git sen çıkar ya. Yargı var, her şey var, git çıkar. Ben sana yolu gösterdim. İşte 'bu dinleyenler, bu gözetleyenler seni de gözetlediler' diyorum. Eğer bu Başbakan samimi olmasaydı, sen bugün daha da rezil olacaktın. Anayasa tartışmalarında anında olaya Binali Yıldırım kardeşimle biz müdahale ettik, hemen yayından kaldırıldı. Bizim bu iyiliğimizi hala görmüyor ve diyor ki 'Başbakan bunu çıkarsın.' Ya sen hala kalkıp da Kılıçdaroğlu'nu korumaktan vazgeç. Dürüst ol sen de. Maalesef Kılıçdaroğlu, Bahçeli, ikisi de bu oyunlara, bu Pensilvanya oyununa geldikleri halde, birçok arkadaşını aday gösteremedikleri halde, hala akıllanmadılar. Bunlar evlere şenlik.' 'Buradan ortak adaya bir ders verin. Bilmiyor, öğretin' diyen Erdoğan, İstiklal Marşı'ndan 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda/ Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan, beni dünyada cüda' dizelerini okudu. Erdoğan, 'Mesele bu. Ankara, Ekmel'e İstiklal Marşı'nın bu dörtlüğünü öğretti. Ama Ekmel ne diyor, 'Bu Çanakkale Şehitleri herhalde' diyor' dedi. 'Her gün gaf, her gün hata, her gün skandal' Konuşmasında MHP'ye ve CHP'ye gönül verenlere seslenerek, İstiklal Marşı'nı bile bilmeyen birine oy vermemeleri ve cumhurbaşkanı seçmemeleri gerektiğini belirten Erdoğan, HDP'nin ise bu işlerle ilişkisi olmadığını, kongrelerinde Türk bayrağının bulunmadığını, İstiklal Marşı'nın söylenmediğini anımsattı. Erdoğan, HDP'ye gönül verenlere de seslenerek, İstiklal Marşı'nı tanımayan, bayrağa saygı duymayan bu anlayışa gereken dersin verilmesi gerektiğini vurguladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Hakkari'de Türk bayrağı olmadan miting yaptığını anımsatan Erdoğan, 'Bunların hali bu. Diyorum ki keşke 40 gün önce değil de 2-3 ay önce ortaya çıksaydı bu ortak aday, millet daha da çok eğlenirdi. Her gün gaf, her gün hata, her gün skandal' dedi. Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu'nun, 'Ben edebiyatçıyım. İstiklal Marşı'nı, Çanakkale Şehitleri'ni bilirim. Yahya Kemal'in Süleymaniye'de Bayram Namazı'nı bilirim' sözlerine dikkati çeken Erdoğan, Yahya Kemal'in 'Süleymaniye'de Bayram Namazı' diye bir şiirinin bulunmadığını, 'Süleymaniye'de Bayram Sabahı' diye bir şiiri olduğunu vurguladı. Erdoğan, 'Ben inanıyorum ki Ankara'da CHP'ye, MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim, Saadet Partisi'ne, BBP'ye gönül vermiş kardeşlerim bu monşer adaya destek olmayacaklar. Ankara'dan 10 Ağustos'ta inşallah farklı bir sonuç bekliyoruz. Ankara'da sadece AK Partili kardeşlerimden değil bütün vatandaşlarımdan güçlü bir destek bekliyoruz' ifadelerini kullandı. Erdoğan, 10 Ağustos'un Ankara'yı değiştireceğini, Çankaya'yı çok güçlü kılacağını, 77 milyonun bir, tek yürek ve hep birlikte Türkiye olacağını dile getirdi. 'Bayrağımızın, pasaportumuzun, paramızın itibarını çoğaltacağız' Erdoğan, Ankara'nın ilçelerini, mahallelerini çok daha güçlü kılacaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ankara Kızılcahamam'ın Güven Mahallesi'ne de ulaşacak, Gazze'ye de ulaşacak, Ankara Şereflikoçhisar'ın Yeşilyurt Mahallesi'ne de ulaşacak, Somali'ye de ulaşacak, Güdül'ün Çukurören Mahallesi'ne de ulaşacak, Irak'ta Tuzhurmatu'daki Türkmenlere de ulaşacak. Selçuklu'nun mirasını geleceğe taşıyacağız, Osmanlı cihan devletinin mirasını geleceğe taşıyacağız. Cumhuriyetimizi daha da güçlendirecek, bayrağımızın, pasaportumuzun, paramızın itibarını daha da çoğaltacağız.' Ankara'ya yatırımlar Ankara'ya 12 yılda yapılan yatırımlara da işaret eden Erdoğan, 'Ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 50 katrilyon lira. Ulaştırma ve haberleşmede 12,5 katrilyon, toplu konutta 11 katrilyon, eğitimde 5 katrilyon, gençlik ve sporda 2,5 katrilyon, enerjide 2 katrilyon, orman ve su işlerinde 2 katrilyon, sağlıkta 1,5 katrilyon yatırım yaptık. Ankara sağlıkta yaptığımız tesislerle ülkemizin kalbi olacak. Toplamda 7 bin 226 yatak kapasiteli Etlik ve Bilkent sağlık kampüslerinin yapımı devam ediyor. 2 şehir hastanesi kuruyoruz Ankara'ya. Birisi Etlik'te birisi Bilkent'te' diye konuştu. Ankara'yı Konya, Eskişehir, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, İstanbul ile hızlı tren aracılığıyla buluşturduklarını, bunun devamının geleceğini bildiren Erdoğan, Avrupa'nın müstesna bir ülkesi olarak Başkentray'ın çalışmalarının hızla devam ettiğini, Batıkent-Sincan, Kızılay-Çayyolu metrolarının tamamlandığını, Keçiören-Tandoğan metro hattı yapım çalışmalarında sona yaklaşıldığını, test sürüşlerine başlayacaklarını, Kızılay'dan Esenboğa Havalimanı'na giden Ulus, Siteler, Kuzey Ankara Projesi, Pursaklar, Saray fuar alanının da güzergahında bulunduğu bir metro hattı daha kurulacağını söyledi. Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, bunlar da hayata geçirildiğinde Ankara'nın toplu taşım konusunda çağ atlayacağını belirterek, Ankara-Niğde, Ankara-İzmir, Ankara-Samsun arasında 3 otoyol projesiyle ilgili altyapı çalışmalarının son sürat devam ettiğini, 10 Ağustos'un ülke ve Ankara için milat olacağını kaydetti. Vatandaşlardan iradelerine, sandıklara, demokrasiye sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan, Türkiye'de bulunan gurbetçilerin 44 gümrükte oylarını kullanabileceğini anımsattı. Erdoğan, Türkiye'nin önünde önemli bir fırsat olduğunu, 12 yıldır tarih yazdıklarını ifade ederek, 'İnşallah 10 Ağustos'ta yeni Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin tarihini yazacağız. El ele, gönül gönüle daha güçlü bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Mutlaka sandığa gidin, güçlü Türkiye için, yeni Türkiye için oyunuzu kullanın. İleride çocuklarınıza, torunlarınıza, 'evladım, torunum, işte ben milletin ilk cumhurbaşkanını seçtiği o seçimde oy kullandım' deyin. 'Halkın oylarıyla belirlenen ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullandım' deyin' şeklinde konuştu. Meydandaki vatandaşlardan ellerini kaldırmalarını isteyen Erdoğan, 'Bize Allah yeter, bize millet yeter, kardeşlerim bize Ankara yeter. Dualarınızda Gazze'yi unutmayın, dualarınızda Mısır'ı, Libya'yı unutmayın, Suriye'deki, Irak'taki mazlum kardeşlerinizi unutmayın. Rabbim yar ve yardımcımız olsun, Allah bizi utandırmasın, mahçup etmesin. Milli irade, milli güç, hedef 2023' diye konuştu. Mitingden notlar Mitingin gerçekleştirildiği alana eşi Emine Erdoğan’la gelen Başbakan Erdoğan, platforma çıkarak vatandaşları selamladı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği mitingde bazı vatandaşların da çevre binaların pencere ve balkonlarından mitingi izlediği görüldü. Erdoğan, konuşmasının ardından Saadet Partisi'nden istifa eden Amasya Hamamözü İlçesi Belediye Başkanı Bahattin Destebaş, MHP’den istifa eden Çorum Uğurludağ Belediye Başkanı Remzi Torun ve BBP’den istifa eden Karaman Sarıveliler Belediye Başkanı Hayri Samur’a AK Parti rozetlerini taktı. Erdoğan, daha sonra mitingi izlemek üzere alanda bulunan yabancı gençlerle selamlaştı. Vatandaşları da selamlayan Erdoğan, kendisi için “Uzun Adam” şarkısını besteleyen ve geçen hafta hayatını kaybeden sanatçı Murat Göğebakan’a da vatandaşlardan Fatiha okumalarını istedi. Çok sayıda pankartın bulunduğu miting alanında 'Vefayı Senden Öğrendik Sen Nereye Biz Oraya', 'Zalimler Korksun Bakışından Mazlumlar Sana Gardaş Olsun', 'Ankara Sana İnanıyor' şeklindeki pankartların yanı sıra Başbakan Erdoğan'ın reklam filminde okuduğu, Sezai Karakoç’un 'Ey Sevgili' şiirinden bölümlerin yer aldığı pankartlar dikkati çekti. Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan ve Emrullah İşler, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Salih Kapusuz ve Abdulhamit Gül, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek ve milletvekillerinin de katıldığı mitingde, yabancı siyasetçi ve konuklar da yer aldı. Muhabir: Kadir Karakuş, Enes Kaplan, İlkay Guder, Barış Kılıç, Selma Bıyıklı Adabaş
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Cumhurbaşkanlığı seçim zaferi, Türkiye’nin “Tayyip Erdoğan mühürlü” yeni bir döneme adım atmış olduğunun “tescili” oldu. Ülke, zaten, uzun bir süredir, “Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si” ne dönüşmüş vaziyette idi. Ama, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları ile, bu durum “tescil” edildiği gibi, önümüzdeki en az beş yıl böyle olacağı da “teyit” edildi. Çünkü, daha önce defalarca altı çizilmiş olduğu gibi, cumhurbaşkanı seçimini bu kez “özel” kılan iki “unsur” söz konusu idi: 1) Cumhurbaşkanı’nın cumhuriyet tarihinde ilk kez halk tarafından seçilecek olması; 2) Cumhurbaşkanlığı seçimine giren adaylardan birinin, iktidarın neredeyse tümünü kendi ellerinde toplamak isteyen, başbakanlıkta 11 yılını ardında bırakmış olan Tayyip Erdoğan olması.