onedio

Can Dündar Haberleri

Can Dündar ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Can Dündar ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Ece Temelkuran'ın Berkin İsyanı: 'Bu Çocukları Ölmeden Tanımak İstiyorum'
Berkin Elvan'in hayatını kaybetmesinden sonra Türkiye'nin dört bir yanında eylem vardı. Sokaklarda Berkin Elvan'ı anmak isteyen binlerce kişi ağladı, ellerindeki dövizlerde, pankartlardaki mesajlarla ağlattı. Can Dündar'ın sunduğu Canlı Gaste programına bağlanan gazeteci Ece Temelkuran, canlı yayında isyan etti. ' AĞLAMADAN KÜFRETMEDEN NE SÖYLEYEBİLİRİM' ' Yayına bağlanmadan önce ağlamadan ve küfretmeden ne söyleyebilirim diye düşündüm. Çok özür dilerim çok kötüyüm.' diyen Temelkuran 'Bu parti tutucu, muhafazakar olabilir, ama her ilde sevilen saygı duyan insanları bünyesine kattılar. AKP'nin taraftarları ne bekliyor. Elbette içimiz yandı ve bu ilk değil. Söylenecek hiç bir şey kalmadı yani. Bu ülkenin zalimlikle yönetilmesine izin veremeyiz. Bu ülkede bir çocuğun ölmesine dayanamayan insanlar yaşıyor. ' şeklinde konuştu. 'BEN BU ÇOCUKLARI ÖLMEDEN ÖNCE TANIMAK İSTİYORUM' AKP'ye oy verenlere seslenen Temelkuran, 'Artık bu lideri destekleyenler kendilerine gelsinler ve insanlığa geri dönsünler. Hiç değilse bugün ve yarın için. Yarın cenaze töreni var ve çok korkuyorum. Kimsenin bir ölü çocuk daha taşıyacak sabrı kalmadı. Ben bu çocukları ölmeden önce görmek istiyorum ölmeden önce sevmek istiyorum. Bugün sokağa çıkan ve acısını bizlerle paylaşanların alınlarından öpüyorum.' dedi. HALKIN POLİSİ OLDUKLARINI UNUTMASINLAR Temelkuran şunları söyledi; 'Polislerin içinde sesleri çıkmasa da namuslu insanların da olduğunu biliyorum. Çocukların ölüm emrini verenlerin değil halkın polisi olduklarını unutmasınlar. Bir gün bu polisler çocukları öldürdükleri için değil çocuklarının yüzüne bakamayacak duruma gelebilirler. ' Artı 1
Twitter'da Çılgın Atan 20 Hesabın İlk Tweetleri
Twitter'ın 6. yaşına özel olarak yayınladığı Discover hizmeti ile ilk attığınız tweetlere ulaşabiliyorsunuz. Burada da sizin için yirmi güzel hesabı derledim. Tweetlerin gözükmemesi ihtimaline karşı ekran görüntüsü ile yüklenmiş olup, başlığa tıklamanız durumunda orijinal tweete gidebilirsiniz....Sizin için önemli olduğunu düşündüğünüz hesapları yorumda paylaşabilirsiniz...
Celal Kara: '7 Konuşmada Erdoğan Adı Geçiyor'
17 Aralık operasyonu savcılarından Celal Kara, Cumhuriyet'ten Can Dündar'ın sorularını yanıtladı. Savcı Kara'nın açıklamalarının yer aldığı yazı dizisinde son bölüm yayınlandı. Celal Kara’dan eleştirilere yanıtlar: İşte Erdoğan’ın adının geçtiği konuşmalar...- 5 gün boyunca yayımlanan röportajımıza çok sayıda tebrik, eleştiri, itiraz geldi. Bunların belli başlılarını, başlıklar halinde cevaplamanızı rica edeceğim. En çok üzerinde durulan, ilk gün manşete çıkan, “1 Numara Erdoğan’dı” sözünüz… Önce buna bir açıklık getirelim:CELAL KARA - Soruşturmanın kolluk aşamasında, “dönemin Başbakanı”ndan bahseden bazı telefon görüşmeleri saptandı. Sıralayayım:VARAN 1 Sarraf, Çağlayan’la bir görüşmesinde, “Beyefendiye de bir şeyler yapalım” teklifinde bulunuyor. Çağlayan ise “Beyefendi’ye değil, çevresine yapalım” diyor. Bundan kısa bir süre sonra Sarraf, TÜRGEV’e 500 bin dolar para gönderiyor. Sarraf ile TÜRGEV yöneticisi arasında geçen görüşmeden ise bu yöneticinin gelecek paradan, önceden haberdar olduğu anlaşılıyor. Bu durumda; (kamuoyunda da aynı tabirin sıkça kullanılmasına bakılırsa) bu görüşmedeki “Beyefendi” tabiri ile “Dönemin Başbakanı”nın kastedildiği yönünde haklı kuşkular oluşmuştur. O konuşmanın içeriği de bu kanaati oluşturacak nitelikteydi.VARAN 2 2013 Eylül ayında Rıza Sarraf’la görüşmesinde Süleyman Aslan, Başbakanlıkta toplantı yaptıklarını, yurtdışı firmaların Halk Bankası üzerinden bu işe girmelerinde yasal sorunlar olacağını, ama Sarraf’a verdikleri söze sadık kalacaklarını ve Sarraf yönüyle bir sorun olmayacağını söylüyor. Sarraf ise 3 bakanla yemekte bu konuyu konuştuklarından ve 4 milyar dolar ihracat hedefini tutturmak için Başbakan’a verdiği söz gereği, elinden geleni yapacağından bahsediyor.VARAN 3 2013 Ekim ayında Zafer Çağlayan ile görüşmesinde Aslan, ihracat sisteminde Sarrafdışındaki kişilerin de Sarraf’ın yaptığı işin aynısını yapmak için üzerlerinde baskı kurduklarını söylediğinde, Çağlayan, “Sarraf’a baskı olabilir ama Başbakan’ın talimatı o yönde” diyor. Yine Çağlayan, ihracat rakamlarının negatife kaydığını, 3-4 milyar dolar ihracata ihtiyaç olduğunu; Başbakan’la yaptıkları toplantıda bu baskılardan bahsettiğini, Başbakan’ın ise gevşeme olmadan bu işe devam edilmesi şeklinde talimat verdiğinden bahsediyor.VARAN 4 2013 Mayıs ayında Rıza Sarraf- Egemen Bağış görüşmesinde Sarraf’ın yakınlarının vatandaşlığa alınması talebinden Başbakan’ın da haberdar olduğu, Sarraf’tan karşılıklı olarak övgü ile bahsedildiği ve Bakanlar Kurulu’ndan olumlu karar çıkması için temaslarda bulunulacağı ve bu talebin yerine getirileceğinden bahsediliyor.VARAN 5 2013 Nisan ayında Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Çağlayan’ınkendisini Başbakan’la tanıştırdığından, kendisinin Başbakan’dan şahsına bir koruma memuru tahsis edilmesini istediğinden, talebinin bakanların da bulunduğu bir ortamda onaylandığından, konuyu İçişleri Bakanı’nın takip edeceğinden bahsediyor.VARAN 6 2013 Ekim ayında Rıza Sarraf, Egemen Bağış’a, şirketleri ve faaliyetleri aleyhine basında çıkacak bir haberin engellenmesini, Başbakan’dan isteyeceğinden bahsediyor. Ancak konu Başbakan’a yansımadan, Muammer Güler ve Egemen Bağış’ın müdahalesi ile çözülüyor.VARAN 7 2013 Eylül ayında Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Süleyman Aslan’ın Başbakan’la görüştüğünden ve Çin üzerinden gelecek parayla altın ihracatı yapma konusunda Başbakan’ın talimatı olduğundan bahsediyor. Aynı dönemde Aslan, Sarraf’a ihracatın İran ile bağlantı kurmadan, farklı bir yöntemle artırılması konusunda Başbakan’ın talimatı olduğundan bahsediyor.Başbakan’dan habersiz mümkün mü?Bu durumda;* Soruşturma sırasında tamamen yasal yöntemlerle tespit edilen ve dosyaya dahil edilen bu telefon görüşmeleri eldeyken,* Sarraf’ın aile fertlerinin istisnai yoldan T.C. vatandaşlığına alınması için Bakanlar Kurulu üyelerinin imzası gerekiyorken,* Sarraf, Başbakan’ın protokolünde, hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen bakanların yanında fotoğraflanmışken,* Operasyonun ilk günlerinde “Dönemin Başbakanı”, kendisi için “Tanırım, hayırsever bir işadamıdır” demişken,* Sarraf’ın bakanlarla menfaat ilişkisi içinde olduğu ve deşifre edilmesi durumunda hükümetin zor durumda kalacağına ilişkin MİT’e ait bilgi notunun, operasyondan 8 ay önce Başbakan’a sunduğuna dair haberler muhataplarınca yalanlanamamışken,“İlk başlarda Başbakan’ın olaylarla hiçbir ilgisi görünmüyor, ancak sonraki diyaloglara bakılınca, Başbakan’ın bu konulardan haberdar olmaması mümkün değil” değerlendirmeme, olaya tarafsız gözle bakabilen kim itiraz edebilir?Niye basından kaçırıyorlar sanıyorsunuz?- Bunlar fezlekede yazılmadı mı?KARA - Bu tapelerin tamamı 504 sayfalık polis fezlekesi ile bilgi notu olarak hazırladığımız 309 sayfalık raporda var. Siz o fezlekelerin basından bu kadar ısrarla ve kararlılıkla kaçırılmasının sebebinin ne olduğunu sanıyordunuz?Başbakan’ın daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyordu- Madem öyle, Meclis’e gönderilen bilgi notunda yer alan bu üç bakanın yanında neden Başbakan’ın adı yoktu?KARA - Bir savcı, soruşturmasında konu edilen suçlarda, dokunulmazlığı olmayan şüpheli şahıslar açısından suçun maddi ve manevi unsurlarına göre delilleri değerlendirir. İcrai hareketlerin tamamlanıp tamamlanmadığını ve kastın olup olmadığını irdelerken delillere bağlı hareket eder.Bakanlar Yüce Divan’a gitseydi Başbakan’ın tablosu da netleşirdi“Dönemin Başbakanı”na gelince…Makam unvanının gıyabında zikredildiği bu tapelerde karşılaşılan şüphenin, yaptığım soruşturma aşamasında daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyordu. Bu irdeleme kapsamında maddi gerçek; mevzuat yönüyle ancak yasama dokunulmazlığı olmayan şüphelilerle ilgili o aşamaya kadar elde edilen delillere ilaveten yapacağım başka incelemelerin de sonuçlanmasıyla netleşebilirdi.Başbakan hakkında soruşturma ve herhangi bir suç vasıflandırması yapmak, benim yetkim ve sorumluluğum kapsamının dışındadır. O aşamada yasama dokunulmazlığı olan bakanlar yönüyle de eğer Yüce Divan’da bir yargılama olsaydı, Başbakan açısından o aşamada henüz netleşmemiş olan bu tablo, bakanların yargılanması sırasında daha ileri seviyede netleşebilirdi.- Bu yüzden mi, “bakanlar, yüzde 99 Yüce Divan’a sevk edilmeyecek” öngörüsünde bulundunuz?KARA - Aynen öyle.
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Çirkinlikte yarış kıyasıya devam ediyor. ‘Böylesi bir yarışın kazananı olmaz’ demeyin sakın, işin bu yanı ne kazanmanın peşinde oldukları, olduğunuz, olduğumuz! Nitekim,Türkiye’nin tüm yarışmacıları gözünü birinciliğe dikmiş, olmadı ikincilik, olmadı üçüncülük, en azından teselli mükafatı. Belki biz de ‘vicdan ödülü’ peşindeyizdir, ne dersiniz? Başta iktidar önde gidiyordu, asıl peşinde olduğu ‘büyük ödül’ yolunda ayağına takılabilecek her şeyi örtbas etmek için çok ama çok çirkinleşmek gerekti, gereği yapıldı. Bir yandan ‘kaza’ , ‘kader’ , ‘şehitlik’ , diğer yandan tekme, tokat, gözaltı… Sonunda bir rezaletten bir kahramanlık destanı bile çıktı. Bakan bey, üç gün aynı gömleği giymiş, ne büyük bir fedakarlık! Hem sanki her gün değiştirdikleri gömlekler temizmiş gibi. Gözü kara, vicdanı kara, aklı kara, fikri kara iktidarlarının kiri, değil gömleklerine, derilerine bile kazınmamış gibi.
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Arap Baharı müthiş bir çuvallama oldu. Arap halklarına demokrasi filan getirmedi. Tam tersine yeni bir döneme kapı açtı: Mısır ’daki gibi darbeler, Libya ’daki gibi kaos ve bölünme ve Suriye ’den sonra Irak’ta gördüğümüz üzere iç savaş ve mevcut sınırların fiilen ortadan kalkmaya başlaması, Arap Baharının erken yükseliş ve çöküşünün sonuçlarıdır. Sadece bu da değil; Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi terör kavramını üst boyutlara sıçratan yeni nesil bir cihat örgütünün doğmasına ve bu örgütün mevcut Irak ve Suriye topraklarından bir kısmı üzerinde egemenlik ilan etmesi de bu dönemin sonucudur. Bu örgüt, 29 Haziran günü hem İslam devleti adıyla bir devlet kurduğunu ilan etti, hem de lideri Ebu Bekir el Bağdadi ’yi “Bütün Müslümanların Halifesi” olarak duyurdu. Aynı gün Türkiye’nin Akçakale sınır karakolunun Irak tarafına da kendi bayrağını çekti.
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş , iki hafta önce SBF Dekanı Yalçın Karatepe hakkında soruşturma başlattı. Gerekçe: İzinsiz görev yerini terk etmek… Sanırsınız asker, nöbetçi kulübesini terk etmiş. Dekanın savunması istenmiş. Meğer, SBF Yönetim Kurulu’nun kararıyla atandığı Basın İlan Kurumu’nun genel kurul toplantısındaymış. Gideceğini, 10 gün önceden rektörlüğe bildirmiş, hatta yerine vekil tayin etmiş. Vekâlete rektörlükten onay da gelmiş. Bunun tartışması bitmeden, ikinci soruşturma geldi: Bu kez suçlama; “görevini ihmal ederek terör örgütlerinin SBF’de hâkimiyet kurmasına fırsat vermek...”
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
25 Aralık yolsuzluk operasyonunun polis fezlekesi, yer yer komik, ama ciddi okunduğunda trajik sahnelere ve bir komedi dizisinden alındığı izlenimi veren diyaloglara yer veriyor. Bir yandan da ülkenin nasıl yönetildiğine, rantın nasıl dağıtıldığına, zirvede nasıl iş bitirildiğine dair somut kanıtlar sunuyor. Ekip işbaşında Kurnaz bir ekip düşünün şimdi… Polis tabiriyle “örgüt”… Başbakan’a mektup yazmaya çalışıyorlar. Aslında onu bir karara yönlendirecekler, ama bunu onu kızdırmadan yapmak zorundalar.
Kariyer ve Yönetim Kulübü'nde Yer Almak İçin 15 Neden
1998 -1999 öğretim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde temelleri atılan Kariyer ve Yönetim Kulübü, faaliyetlerinin her aşamasında Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin görev aldığı, kar amacı gütmeyen, gönüllü bir organizasyondur. Çimstone Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bülent AKGERMAN, İnci Akü CEO’su Göksel PAKER, D.E.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Prof. Dr. Pınar Süral ÖZER ve Güloğlu Plastik Genel Müdür Yrd. Gülçin GÜLOĞLU’nun danışmanlığında faaliyetlerini sürdüren Kariyer ve Yönetim Kulübü üniversite öğrencilerinin sosyal, kültürel ve akademik yaşantılarında birtakım değişiklikler yaparak onların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmayı, iş dünyası ve akademik çevreleri bir araya getirerek şehrimizde ve üniversitemizde yeni ve yararlı bir süreç yaratmayı amaçlamaktadır.15 yıl gibi bir sürede “Kariyer Fuarları, “Münazara Kongreleri”, “NTV-Ekodiyalog Programı”, “E-Haftası”, “Kendi Markanı Yarat”, “Kariyer Zirvesi”, 'KYK Evi', 'LİDER - İM 1-2 (Leader Intellegent Management)', 'Bilişim Zirvesi', 'COM(Colors of Marketing)', 'Saba Tümer ile Bu Gece Programı', 'C@MPUS', “Eğitim Şenliği 1-2”, “KYK Outdoor”, “Kariyer Festivali” ve bu sene 13.sü düzenlenen “Kariyer Kongresi' gibi birçok başarılı projeye imzasını atmıştır.Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz başarılı projeler sayesinde; Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Uniaktivite işbirliği ile 2003 ve 2006 yıllarında Türkiye çapında gerçekleştirilen yarışmada “En Aktif İş ve Kariyer Kulübü” kategorisinde “En Aktif 2. Kulüp” ödülünü almanın mutluluğunu ve gururunu yaşamaktayız. Kariyer ve Yönetim Kulübü her yıl düzenlenen bu yarışmada İstanbul kulüpleri dışında ilk 10'a giren tek öğrenci kulübüdür.