onedio

Eczacı Haberleri

Eczacı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Eczacı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Kâbus Evinde 7 çocuk
Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarı üzerine operasyon başlattı Yoksul semtlerden iş ve eğitim vaadiyle topladığı 14 ile 17 yaşındaki 7 kız çocuğu Bakırköy’de eve kapatan Derya Hülagu Tetik, cinsel istismar ve çocuk pornosundan 79 yıl hapse çarptırıldı. 66 yaşındaki adam kendini “Onlara şefkatle yaklaştım, Eyüp Sultan’a götürdüm” diye savundu. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, 23 Nisan 2010’da minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarını aldı. İhbarı değerlendiren Asayiş Şube Müdürlüğü polisleri Ataköy’deki daireye baskın düzenledi. Çocuklar fuhuşu anlattı İçeri giren polisler yatak odasında 1994 doğumlu mağdur S.K. ile karşılaştı. Evde kalan yaşları 14 ile 17 arasında değişen 7 kız çocuğu üç şüpheli hakkında şikâyetçi oldu. Çocuk yaştaki kızlar, fuhuş bataklığına nasıl sürüklendiklerini detaylarıyla anlattı. 17 yaşındaki S.K.’nın polise verdiği ifadesinde önce ağabey gibi kendilerine yaklaşan Derya Hülagu Tetik’in (66) hediyeler alıp para vererek güvenlerini kazandığını daha sonra da Bakırköy’deki evde kendileriyle cinsel ilişkide bulunduğunu söyledi. S.K., Tetik’in arkadaşları emlakçı Hamdi Ç.’nin de kızlara ilişki teklif ettiğini ancak kızların kabul etmediğini, eczacı Haluk S.’nin ise kızlarla oral yoldan cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Diğer mağdur kızlar da benzer ifadeler verdi. Biri tutuklu, üç şüpheli İfadeler doğrultusunda üç şüpheli gözaltına alındı. ‘Birden fazla çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçundan Tetik tutuklanırken, diğer iki şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bakırköy 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, önceki gün 18’inci celsede karara bağlandı. Son savunmasında mağdurlara herhangi bir cinsel eyleminin olmadığın aksine onlara şefkatle yaklaştığını söyleyen Tetik, “Onları her ay Eyüp Sultan’a götürürdüm. Yaşım bellidir, sağlık sorunlarım olduğu gibi fiziki yönden de cinsel istismar suçuna yönelik bir yapıya da sahip değilim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diye kendini savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti. Doğal olmayan cinsel CD’ler Mahkleme sanık Hamdi Ç.’yi delil yetersizliğinden dolayı beraat ettirdi. Sanıklardan Haluk S.’yi ise doğal olmayan cinsel içerikli CD’leri evinde bulundurmaktan 10 ay hapis cezasına, cinsel istismardan 8 yıl 4 ay hapse mahkûm etti. Mahkeme sanık Derya Hülagu Tetik’i de 7 kız çocuğunun birden fazla nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçlarından toplam 79 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm etti. T24
Yanlışlıkla Çıkan 7 İcat
Tarih tekerrürden, bilim tesadüften ibarettir. Peki hiç yanlışlıkla ortaya çıkan icatları merak ettiniz mi ? Bilim, hayatımızın kolaylaşması açısından olmazsa olmazlardan bir tanesidir. İnsanlığa yapılan katkılar ve sorunlar karşısında sunulan çözümler hep daha iyi ve güzel bir yaşam amaçlanarak tasarlanmaya çalışılmaktadır. Ama kimi zaman bilim insanlığın yararına değil zararına da çalışabiliyor. PENİSİLİN İCADI Bir bilim adamı olan Sir Alexander Fleming , aslında penisilini bulduğu sırada ironik bir şekilde hastalıkları iyileştirecek mucizevi bir ilaç arıyordu. İşin garip tarafı ise Fleming’in bu ilacı deneylerini bir kenara attıktan sonra ortaya çıkmış olması. 1928 yılında Fleming bir gün attığı kirli bir Petri kabının içerisinde etrafındaki tüm bakterileri çözebilen bir küfün oluştuğunu görür. Bu küfü kendisi üretmeye kalktığında da Fleming küfün içerisinde frengiden bademcik iltihabına kadar pek çok hastalığı yok eden antibiyotik olan penisilini keşfeder. COCA COLA İCADI 1880 yılında Atlanta’da yaşayan eczacı John Pemberton, o zamanlarda “ Pemberton’ın Fransız Şarap Kokası ” adını verdiği ve şaraptan yapılma bir şurup ile koka özünün karışımından oluşan ilacı satıyordu. Bu ilaç baş ağrıları ve sinirsel hastalıklar karşısında oldukça etkiliydi. 1885 yılında ise Atlanta’da alkol satışı yasaklandı ve Pemberton’da tamamen koka tabanlı bir şurup hazırlayarak bunu karbonatlı su ile karıştırıp gazoz niyetine içmeye başlar. Sonuç ise her güne ve koşula ayak uydurabilen Coca Cola ortaya çıkar. Fakat günümüzdeki Coca Cola ‘nın o zamanlar ile arasında büyük dağlar var. PARÇA ÇİKOLATALI KURABİYE İCADI Tool House Inn’in sahibi Ruth Wakefield ‘in tek amacı sadece daha fazla çikolatalı kurabiye üretmekti. 1930 yılında Wakefield birkaç kurabiyeyi birleştirirken bir baktı ki düzenli olarak kullandığı çikolatadan kalmaz. O da bakkallardan satılan sıradan bir çikolatayı küçük parçalara ayırdı ve kurabiye hamurunun içine attı. Beklentisi çikolatanın eriyip hamura karışayacağı yönündeydi ama ortaya çok daha güzel bir sonuç çıkarak parça çikolatalı kurabiye meydana geldi. X IŞINLARI İCADI Her ne kadar X ışınları oluşturulamayan bir madde olsa da 1895 yılında Alman fizikçi Wilheim Roentgen , yaptığı bir deney sonucunda bu madde ile tanışır. Katot ışınları ile yaptığı rutin bir deney sırasında floresan özellikli bir kartın odanın diğer ucunda parladığını farkeder. Katot yayıcı ile radyasyonlu kartın arasında kalın bir ekran yerleştiren Roentgen, ışık partiküllerinin katı cisimlerin içinden geçebildiğini fark eder. Bunun sonucunda ise doğan röntgen cihazı da ilk olarak karısının elini çeken fizikçi cihaza kendi soyadını verir. KALP PİLİ İCADI John Hopps bir elektrik mühendisi olarak çalışırken, hipotermi yani vücut ısısının düşmesi sorununa karşılık bir araştırma içerisindeydi. Araştırmalarda vücut ısısını geri kazanabilmek için radyo dalgalarının ışınları kullanılıyordu. Deneyler esnasında kalbin sıcaklık düşüşü nedeni ile durması halinde onu yapay bir uyarı ile tekrardan çalıştırılabileceğini fark etti. Böylece 1951 yılında kalp pili icat edilmiş oldu. ANESTEZİ İCADI Anestezinin tam olarak kim tarafından bulunduğu henüz bilinmiyor fakat illa ki birilerine teşekkür etmek gerekiliyorsa o zaman o isimler Crawford Long , Wiliam Morton, Charles Jackson ve Horace Wells olacaktır. 1800′lü yıllarda ether ya da nitröz oksit karıştırılmış maddeler eğlence ve rahatlama amacı ile düzenlenen partilerde kullanılmaktaydı. 1884 yılında Horace Wells’in de katıldığı bir partide adamın birisi gülme gazının etkisindeyken bacağının kesildiğini fark eder. Lakin adam o sırada hiçbir acı hissetmezken, bu farkındalıktan sonra Wells bileşimi dişini çekerken kullanır. İşte o andan sonra anestezi Wells, Morton ve Jackson tarafından dişçilik işlerinde kullanılmaya başlanır. Crawford Long ise bu maddeyi ufak ameliyatlarda kullanmaya başlarken patlar gider. DONDURMA KÜLAHI İCADI Yıllar boyu tabaklarda sunulan dondurmalar 1904 yılında Dünya Fuarı’nda külahlara geçiş yapıldı. Fuarındaki bir dondurmacı oldukça yoğun iş yaparken yanındaki Waffle satıcısı sinek avlıyordu. Dondurmacının yoğun işi yüzünden bir süre sonra tabaklar tükendi. Bunun üzerine iki satıcı bir araya gelerek dondurmaları huni şekilde getirip, Waffle’ın üzerine koyarak satmaya başlar. Ardından dondurma külahı olarak tarihe geçmiş olur.
Hemen İlk Uçakla Fransa’ya Gitmenize Sebep Olacak 16 Paris Filmi
Mevzuya biraz ağır bir filmle girdik belki ancak bu film sarıp sarmalayıp kenarda sakladıklarımızdan biri. Bernardo Bertolucci’nin nefis eseri 1968 Paris’inde geçiyor. Müzikleriyle de dikkat çeken filmde dönemin ruhuna bağlı ve tutkulu gençlerle karşılaşıyoruz.Isabelle ve Theo kardeşler, ailelerinin tatile çıkması sebebiyle evde yalnız kalırlar, tam bu döneme denk gelir Matthew ile tanışmaları. Sinemaya olan ilgileri üçlünün en büyük ortak özelliğidir. Aralarındaki sohbetler, cinsellik ve dönemin devrim sesleri filmin temel yapıtaşlarını oluşturuyor. İzlerken filmin sanatsallığı ve estetiğinin yanı sıra Eva Green’in oyunculuğuna ve güzelliğine bir daha hayran kalacaksınız. He tabii diğer iki başrol de; Michael Pitt ve Louis Garrel. Bazı şeyleri sorgulamak için oldukça uygun bir film.
Google Yeni Şeffaflık Raporunu Açıkladı
Google, yeni şeffaflık raporunu açıkladı. Raporda, Türkiye'den 2013'te gelen içerik silme taleplerinin yıl sonuna doğru azaldığı belirtildi.İnternet arama motoru Google, devletlerin çıkarılmasını talep ettiği veriler hakkında bilgi sunan şeffaflık raporunun sonuncusunu açıkladı. Yeni raporda öncekilerden farklı olarak hükümetlerin çıkarılmasını talep ettiği bilgilere yönelik örnekler verildi.ABD hakkında verilen örnekte, tutukluların suistimal edildiği bir videonun, cinsel taciz nedeniyle tutuklanan bir eczacı hakkında dokümanıın ve polislerin itibarını düşüren bazı videoların çıkarılmasının talep edildiği ifade edildi. Google, bu taleplerin hiçbiri için kesin onay vermedi.Verilen bir diğer örnekte, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 20 Müslüman ülkenin, 'Müslümanların Masumiyeti' filmine ait videoların çıkarılmasını talep ettiği belirtildi. Google, talep üzerine Endonezya, Hindistan, Ürdün, Malezya, Rusya, Suudi Arabistan, Singapur ve Türkiye'de filmin YouTube videolarını kaldırırken, Mısır ve Libya'da geçici olarak erişimi engelledi.Genel istatistiklere bakıldığında, Google Temmuz 2013-Aralık 2013 döneminde devletlerden toplam 14 bin 367 veri parçasının silinmesi için 3 bin 105 talep aldı. Bir önceki 6 aylık dönemde yapılan başvurusu sayısı ise 2 bin 846 olmuştu. İlk şeffaflık raporunu 2010'da yayımlayan Google, 2013'e kadar veri silinmesi taleplerinin yüzde 60 attığını belirtti.Türkiye'den gelen talep yavaşladıGoogle, 2013'ün ilk yarısında gelen yüksek taleplerde Türkiye'nin etkisinin bulunduğunu, ancak sonradan Ankara'nın içerik silinmesi taleplerinin azaldığını belirtti. Türkiye'ye nazaran, 2013'ün ikinci yarısında İtalya ve Tayland'dan gelen tapler artarken, söz konusu yılda yapılan taleplerin yüzde 25'i Rusya'dan geldi.Raporda, Temmuz 2013-Aralık 2013 döneminde gelen taleplerin bin 66'sının blog, 841'inin arama motorları ve 765'inin de YouTube ile bağlantılı olduğu ifade edildi. Devletler verilerin silinmesi gerekçelerini ağırlıklı olarak 'hakaret' ve 'çıplaklık' ve 'mahemiyet' olarak belirtti.Rapora gözatmak için tıklayın.Al Jazeera Turk
Doçent Cinayeti Davasında Çarpıcı İfadeler
Konya'da 2 Haziran'da Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i, duygusal ilişki yaşadığı sekreter Asuman E.'ye ilgi duyduğu gerekçesiyle üniversitedeki odasında bıçaklayarak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin yargılanmasına başlandı. Prof. Dr. Gülce, mahkeme heyetine, 'Böyle bir olay nedeniyle karşınızda olmaktan utanç duyuyorum' dedi. Öldürdüğü Doç. Dr. Özdemir için cezevinde her gün dua ettiğini ve onun için her gün iki kez Yasin suresini okuduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülce, 'Belki ailesi bu kadar dua etmiyordur' dedi. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti duruşmayı 20 Mart 2015 tarihine erteledi.Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce'nin eşi olan 2 çocuk babası 53 yaşındaki Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gülce, iddiaya göre duygusal ilişki yaşadığı fakültedeki o dönem evli olan 1 çocuk annesi 28 yaşındaki sekreter Asuman E. yüzünden tartıştığı 3 çocuk babası 42 yaşındaki Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i geçen 2 Haziran'da bıçaklayarak öldürdü. Fakültedeki odasında olaydan 2 gün sonra cesedi bulunan Doç. Dr. Özdemir'in vücudunda ve boğazında 14 bıçak darbesi saptandı.Olayla ilgili olarak, cinayetin ardından emeklilik dilekçesi veren Prof. Dr. Gülce ile Asuman E. gözaltına alındı. Prof. Dr. Gülce, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, sekreter Asuman E. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.SEKRETER SALONA TUTUK SANIKLARIN GİRDİĞİ KAPIDAN ALINDIKonya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 'tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu olarak yargılanan Prof. Dr. Ahmet Gülce ile 'cinayete yardım etmek' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan Asuman E. katıldı. Asuman E. öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in yakınlarıyla karşılaşmaması için salona, tutuklu sanıkların girdiği kapıdan alındı. Kimlik bilgileri okunan Prof. Dr. Ahmet Gülce, olaydan sonra emekli olduğunu ve boşandığını belirtti.Asuman E. de işsiz olduğunu herhangi bir gelirinin olmadığını ve babasının evinde kaldığını belirtti. Davaya Selçuk Üniversitesi de müdahil olmak istedi. Ancak mahkemeye heyeti, bu talebi reddetti'EŞİM DEKAN OLDUKTAN SONRA ASUMAN İLE İLİŞKİMİZ BAŞLADI'Prof. Dr. Ahmet Gülce, ifadesinde Selçuk Üniversitesi'nde 2004 yılından itibaren görev yaptığını ve öldürdüğü Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i, o yıldan itibaren tanıdığını sekreter Asuman E.'yi ise 3 yıldır tanıdığını söyledi. Asuman E. ile ilk tanıştıklarında kendisini o dönem dekan yardımcısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Gülce, 'İlk tanışmamız ben dekan yardımcısıyken oldu. O zaman iş nedeniyle geldi ve tanıştık. 2012 yılının Haziran ayında eşim dekan olduktan sonra Asuman ile ilişkimiz başladı. Kendisi Çevre Mühendisliği bölümünde görev yapıyordu' dedi.'ASUMAN, DOÇENTTEN HAMİLE KALDIĞINI SÖYLEDİ'Prof. Dr. Gülce, ifadesinde sekter Asuman E.'nin hem kendisiyle, hem de Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile ilişkisinin olduğunu ve bu yıl içinde Özdemir'den hamile kaldığını söylediğini öne sürdü. Doç. Dr. Özdemir'e, sekreter Asuman E. ile ilişkisinin olup olmadığnı sorduğunu belirten Prof. Dr. Gülce, 'Celalettin'e sordum, böyle birşeyin olmadığını söyledi. Ancak Asuman, Celalettin'in kendisini yüz üstü bıraktığını ve ondan kurtulamadığını söylüyordu bana' dedi.'ASUMAN KAPIYI KİLİTLEDİ'Asuman E.'in olaydan önce kendisini Doç. Dr. Özdemir'in odasına çağırdığını öne süren Prof. Dr. Gülce, şöyle devam etti:'Asuman olaydan önce beni Celalettin'in odasına çağırdı. İkisi de odadaydı. Hakkımda dosya hazırlandığını ve bunları YÖK'e bildireceğini söyledi. 'Benim hakkımda ne olacak ki, herşeyimiz ortada' dedim ve çıkıp gittim. 1-2 gün sonra Asuman odama gelerek, dosyada kendisine attığım mesajların olduğunu söyledi. Nasıl aldığını sorunca 'gizlice almış' dedi. Rektör, Asuman'ın fakülteden uzaklaştırılarak başka bir fakülteye gönderilmesini istedi. Bir hafta önce de başka bir yere gönderildi, benim haberim yoktu. Olay günü Asuman saat 5 gibi beni aradı ve eşime teşekkür için yanımıza geleceğini söyledi. Ancak geç geldi ve nerede olduğunu sorunca Celalettin'in yanına uğradığını ve onun dosyayı göndereceğini ifade etti. Daha sonra konuşmak için Asuman ile odadan çıkarak, Celalettin Özdemir'in yanına gittik. Celalettin odada oturuyordu ve Asuman geldi kapıyı kilitledi. 'Siz benim evleneceğim kadını rezil ettiniz, buradan gönderdiniz, ben de sizi rezil edeceğim' diye konuşunca ben de 'Rektör böyle istedi, ben göndermedim' dedim. Bana küfür etmeye başladı. Yakamdan tuttu, benden daha güçlüydü. Hortum kestiğim için bıçak cebimdeydi. Kendimi korumak amacıyla 2-3 kez bıçağı salladım. Hatta bıçağı elimden almaya çalıştı. Bu arada kapı çalındı, kapı kilitliydi, üzerime baktım, kanlıydı. 'Celalettin Hocam' diye seslendiler. Önlüğüm kan olduğu için çıkardım ve maktulün montunu giyerek pencereden atladım.''EŞİM BANA EVDEN GİTMEMİ SÖYLEDİ'Olaydan sonra eşi dekan Prof. Dr. Handan Gülce ile birlikte eve gitmek için yola çıktıklarını anlatan Prof. Dr. Gülce, eşinin üzerindeki lekeleri sorması üzerine laboratuvarda oldu, kimyasal madde olduğunu söylediğini belirtti.Prof. Dr. Ahmet Gülce, eve gittiklerinde Asuman E. yüzünden Doç. Dr. Celalettin Özdemir ile kavga ettiğini söylemesi üzerine dekan eşinin, kendisine evden gitmesini söylediğini ifade etti.Prof. Dr. Gülce, eşi evden kovduktan sonra babasının evinde olan Asuman E.'nin yanına gittiğini ve Doç. Dr. Özdemir'i öldürdüğünü anlattığını söyledi. Prof. Dr. Gülce, 'Asuman'a kapıyı neden kilitlediğini sorduğumda bana 'Celalettin'in baskısıyla' cevabını verdi. Bana anahtarı kapının altından attığını söyledi. Öldürdüğümü söyledim, o da bana 'küçük çocuğum var, beni bulaştırma' dedi' diye konuştu.PROFESÖR, ÖLDÜRDÜĞÜ DOÇENT İÇİN HER GÜN DUA ETTİĞİNİ SÖYLEDİProf. Dr. Ahmet Gülce, ifadesi sırasında mahkeme heyetine de böyle bir olay nedeniyle karşılarına çıkmaktan dolayı utandığını dile getirdi. Öldürdüğü Doç. Dr. Celalettin Özdemir için cezevinde her gün dua ettiğini ve onun için her gün iki kez Yasin suresini okuduğunu belirterek, 'Belki ailesi bu kadar dua etmiyordur' dedi.BETON ZEMİNDE YATARAK KENDİSİNE CEZA VERMİŞProf. Dr. Ahmet Gülce, olaydan sonra eşinin evi terk etmesini söylemesi üzerine Asuman E. ile görüşüp tekrar evine dönüp, binanın bodrum katında geceyi geçirdiğini belirtti. Prof. Dr. Gülce, 'Celalettin'in beton zeminde yatığını göründe ben de bodrum katta beton zeminde yatarak kendime ceza verdim. Hatta yanıma laboratuvardan siyanür almıştım. Kendimi öldürecektim, sonradan vazgeçtim. Hakim bey bir de şunu belirtmek istedim. Basında 'aşk cinayeti' gibi çıktı, ama bu olay tamamen aniden gelişen bir olaydır' dedi.Asuman E. ile cinsel ilişkiye girmediklerini belirten Prof. Dr. Gülce, 'Asuman bana hep Celalettinden yakınırdı, 'Ondan nefret ediyorum, vücudu kokuyor. Bana zarar vereceğinden endişe duyuyorum.' Hep yakınırdı bu şekilde. Ayrıca Asuman bana bir gün dedi ki, 'dosyayı YÖK'e verirse, sen onu öldürürsün.' Ben de ona dedim ki, 'Cuma hutbesinde hoca bir insanı öldürmenin tüm insanları öldürmek gibi olduğunu söyledi bu mümkün değil' dedim' diye konuştu.KAYIP FLAŞ BELLEKProf. Dr. Ahmet Gülce, öldürdüğü Doç. Dr. Özdemir'in içinde kendi ve diğer hocalar hakkında kazırladığı YÖK'e vereceği raporların bulunduğu öne sürülen kayıp olan flaş bellekle ilgili de şöyle konuştu:'Asuman, olaydan sonra görüştüğümüzde bana kayıp flaş belleğin kendisinde olduğunu söylemişti. Ben de ona 'Yarın getir' dedim. O da avukata gösterdiğini, avukatın flaş belleğin sıkıntı doğrubileceğini söylemesi üzerin tuvalete attığını söyledi.'SEKRETER, PROFESÖRLE İLİŞKİMİZ YOK'Cinayete yardım etmek' suçundan tutuksuz yargılanan ve cinayetin ardından eşi F.S.'den boşanan Asuman E., öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i 2, Prof. Dr. Ahmet Gülce'yi de 5 yıldır tanıdığını belirtti. Doç. Dr. Özdemir ile ilişkisini kabul eden Asuman E., Prof. Dr. Gülce ile olan ilişkisini ise redetti. Asuman E., 'Ahmet Hoca bana mesaj gönderiyordu ve bunu Celallettin de görüyor ama dert etmiyordu. Gelen birkaç mesajın fotoğrafını çektik. Celalettin'in böyle bir takıntısı yoktu. 'Evlenince de bu mesajlar devam ederse, bunları Ahmet Hoca'nın eşine gösteririz' diye birbirimize söyledik' dedi.'BEN KAPIYI KİLİTLEMEDİM'Asuman E., olaydan 3 gün önce Turizm Fakültesi'nde atandığı için olay günü Mühendislik Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin eşi Prof. Dr. Handan Gülce ile helalleşmek için fakülteye geldiğini söyledi. Dekan ile yaptığı görüşmenin ardından merdivenlerden inerken Prof. Dr. Gülce ile karşılaştığını belirten Asumen E., ifadesinde şunları anlattı:'Merdivenlerden inerken Ahmet hoca ile karşılaştım. Bana gülerek 'Celalettin Hoca'yı öldürdüm' dedi. Daha sonra da bunun şaka olduğunu söyledi. Celalettin Hoca'nın odasına gidince de kapının kilitli olduğunu gördüm. Eve geldiğimde meraklandığım için Ahmet Hoca'yı cep telefonundan aradım, ancak telefonu açmadı. Daha sonra o beni aradı. Evimin önüne geldi, ben Celalettin'i sorunca 3 dakika durdu ve gitti. Bir gün sonra okulda yanıma gelerek, şaka yapmadığını ve kendisinin Celalettin'i öldürdüğü söyledi. Benden bunu kimseye söylemememi, aksi halde beni de bu işe ortak edeceğini ifade etti. Salı akşamı aileme söyledim. Amcam da polis arkadaşını aradı, böyle bir olay olmadığını öğrendik. Ben zaten öldüreceğini düşünmedim. Beni otele çağırdı, 50 bin lira borcu olduğunu, o parayı vermezsem cinayete beni ortak edeceğini söyledi. Çarşamba akşamı Cinayet Büro'ya gittim, orada herşeyi anlattım. Ama şikayetçi olmadık. Cinayet olup olmadığından emin değildim. Bir gün sonra psikolojim bozuldu, izin almak için Turizm Fakültesi'ne gittim. Eşim de yanımdaydı. Orada Hasan isimli bir kişiye Celalettin Hoca'yı sormasını istedim. Odasına gittiler ve cinayet ortaya çıktı.'Odanın kapısını kilitlemediğini ifade eden Asuman E., 'Ben kapıyı kilitlemedim, suçlamaları kabul etmiyorum. Ben kapıyı kilitleseydim normal olur muyum? Beni fark ederlerdi' dedi.'DOÇENTTEN HAMİLE KALDIM, DÜŞÜK YAPTIM'Öldürülen Doç. Dr. Özdemir'den halime kaldığını ve düşük yaptığını kürtaj yaptırmadığını belirten Asuman E., 'Celalettin Hoca'dan hamile kaldım. Ama düşük yaptım. Para talebim olsa verirdi zaten. Ahmet Gülce'den de böyle bir talebim olmadı. Celalettin Hoca, anlaşmalı boşandığı için karısın kardeşleri malların peşine düştü. Otelde kaldığımızı hatırlamıyorum. Telefonunun ve flaş belleğin nerede olduğunu bilmiyorum.'Cinayetten 1 hafta önce Doç. Dr. Özdemir ile ayrılıp, eşi F.S. ile barıştığını belirten Asuman E., 'Celalettin ile aramız açılmıştı. Ben ona 'Yuvama dönüyorum' dediğimde. 'Tamam Asuman, ama birbirimizi unutana kadar arayıp görüşelim' dedi' diye konuştu.ÜLKÜCÜ- CEMAATÇİ KAVGASIAsuman E., öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in ülkücü, Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin de cemaatçi olduğunu ve aralarında ülkücü- cemaatçi kavgası olduğunu da öne sürdü. Mahkeme başkanı ise 'Cemaatciydi derken?' diye sorunca Asuman E. de 'Fethullan Gülenciler mi ne onlardan' diye cevap verdi.'ASUMAN E., SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK GİBİ KONUŞUYOR 'Asuman E.'nin bu iddiası üzerine söz alan Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin avukatı Fatih Ruşen ise 'Cemaatçi denilerek olay çarpıtılmaya çalışılıyor. 410 bin lira ortada yok. Asuman E., sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşuyor. Bu para nerede sorulmasını istiyorum' diye konuştu.Avukat Fatih Ruşen, cinayetten sonra olay yerinde yapılan incelemede Asuman E.'nin odanın kapı arkasında ve sehpanın ayaklarında parmak izinin olduğunu hatırlatıp, cinayetten sonra odaya girdiğini öne sürdü.Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin, Doç.Dr. Özdemir'i 3 bıçak darbesiyle yaraladığını ifade eden avukat Fatih Ruşen, 'Müvekkilim, maktüle karşı 3 kez bıçaklama yaptığını, ancak otopsi raporlarında 19 santimlik vücudunda bir yaranın olduğu ve bağırsakların dışarı çıktığını görülmektedir' dedi.Avukat Ruşen, müvekkilinin odadan çıktıktan sonra Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in yaşadığını, müvekkilinin odadan çıkmasının ardından üçüncü bir kişinin odaya girip öldürme eylemini gerçekleştirdiğini öne sürerek iddiasıyla ilgili hazırladığı belgeleri mahkemeye sunduğunu belirtti. Ruşen, müvekkilinin duygusal biri olduğunu ve çoğu şeyi ifade edemediğini belirtti. Bu sırada Prof. Dr. Gülce'nin duygulandığı görüldü.Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in avukatı Süleyman Çimen ise Asuman E.'nin sürekli çelişkili ifade verdiğini söyleyerek, tutuklanmasını talep etti.'MÜVEKKİLİM EVLİYKEN ZİNA YAPTI'Asuman E.'nin avukatı Hasip Şenalp de 'Müvekkilim Asuman evliyken zina yapmıştır. Bunun dinen kabul edilecek bir yeri yoktur. Dinimizde bunun cezası 'recm'dir. Bu ahlaksız bir davranıştır. Yaptığı hatayı cinayet işlemiş gibi gösteriyorlar' diyerek savunma yaptı.Öldürülen Doç. Dr. Celalettin Özdemir'in kardeşi Mustafa Özdemir ifadesinde, 'Sanık Asuman'ı tanırım. Ağabeyim bir gün bana gelerek. Fakültedeki bir sekreterle gönül ilişkisinin olduğun evlenmek istediğini, kendileriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Biz de kabul ettik. Birlikte yemek yediğimizde Asuman'ın çok çenebaz birisi olduğunu ağabeyimi kendine bağladığını fark ettim' dedi.Mahkeme heyeti ifadeler tamamlandıktan sonra duruşmaya 5 dakika ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti, Doç. Dr. Özdemir ve Prof. Dr. Gülce'nin avukatlarının Asuman E.'ye tutuklama talebini redetti. İddianamede ismi geçen tanıkların dinlenmesi, Doç. Dr. Özdemir'in odasındaki bilgisiyara ait hard diskinin ve bir kişinin ihbarı üzerine bulunan suç aleti olduğu öne sürülen bıçağın incelenmesine karar verdi. Yaklaşık 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti duruşmaşı 20 Mart 2015 tarihine erteledi.DEKAN VE SEKRETER BOŞANDIBu arada üniversitede işlenen bu cinayetin ardından Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce, yaklaşık 30 yıllık eşi Prof. Dr. Ahmet Gülce'den anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Dekan Prof. Dr. Gülce, duruşmada 150 bin lira tazminat ile üniversitede okuyan 2 oğlunun eğitimleri bitene kadar aylık 1000'er lira eğitim masrafı istedi.Üniversitede taşeron kadrosunda sekterlik yapan, cinayetin işlenmesiyle iki öğretim üyesiyle de ilişkisi bulunduğu ortaya çıkan Asuman'ın olaydan sonra işine son verildi. İlk evliliğini 8 yıl önce yapan ve 45 gün evli kaldıktan sonra eşinin dava açması sonucu boşandığı belirtilen Asuman, cinayetin ardından 4 yıldır evli olduğu ikinci eşi eczacı kalfası F.S. ile anlaşmalı olarak boşandı. Asuman E. eşinden nafaka ve herhangi bir mal talep etmedi, oğlunun da velayeti babaya verildi.Hasan Dönmez, DHA
ÖSYM'nin TUS'ta Açık Uçlu Soru Sormaması İçin 5 Sebep
6 sene boyunca okuyan her  hekim adayının hayalidir uzman olmak. Uzman olabilmeniz için öncelikle İngilizce'den yeterli not almalı, sonra da istediğiniz bölüm için yeterli puan almanız gerekmekte. Uzman olmak için girmeniz gereken sınavın adıdır TUS. Adı üstünde Tıpta Uzmanlık sınavı....ÖSYM son bir açıklamayla bu sınavda, açık uçlu sorular soracağını belirtti.  Bir çok sıkıntıya sebep olacağı her halinden belli olan bu uygulama için, devam ediyoruz efenim...