onedio

Fatma Şahin Haberleri

Fatma Şahin ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Fatma Şahin ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

AKP İktidarında Kadının Adı Yok
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye'nin 12 yıldır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakan ve partisince yönetildiğini, bu sözlerin AKP’nin kadına bakışını yansıttığını belirtti. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek ev içine hapseden AKP zihniyetinin, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalıp erkeğine koşulsuz hizmet eden bir kadın tipi istediğini belirten Umut Oran, '30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadını ikinci sınıf gören, onu ekonomik, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bu “erkek egemen” ortaçağ zihniyetinden kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor…AKP son demlerini yaşıyor, 12 yıllık AKP iktidarı Türk siyasi tarihinde kara bir dönem olarak yer alacak. Kadın seçmenin iradesi;  çağdaş, demokratik, ileri bir Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Kadınlarımız, AKP’nin biletini sandıkta kesecektir...- Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir' dedi.Umut Oran'ın konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle: AKP İKTİDARINDA KADININ ADI YOK…SANDIKTA AKP’NİN BİLETİNİ KADINLAR KESECEK…Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir. Cumhuriyet özünde kadını toplumsal yaşama katma projesiydi. Çünkü aksi halde çağdaş ve ileri bir toplum olamazdık. 8 MartDünya Kadınlar Günü de Türkiye’de ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlanmaya başladı.AKP döneminde ise kadınlar ekonomik, sosyal ve siyasi alanlardan giderek dışlandı. İktidardaki parti, kadını, toplumsal hayattan dışlayan, onu evi ile sınırlayan anlayışıyla kadının konumunu geriletti.Türkiye 12 yıldır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakan ve partisince yönetiliyor. Bu sözler AKP’nin kadına bakışını yansıtıyor. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek ev içine hapseden AKP zihniyeti, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalıp erkeğine koşulsuz hizmet eden bir kadın tipi istiyor.Türkiye nüfusunun 38.2 milyonla yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Çalışma hayatında ise kadının adı yok. Kadınlarda işgücüne katılım yüzde 30.8’le 1990’ların gerisinde. Türkiye bu oranda OECD sonuncusu... Çalışma çağındaki 28 milyonu aşkın kadın nüfusun 11.5 milyonu ev kadını. Orta boy bir ülke nüfusuna denk bu kesim çalışma yaşamı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumda ve işgücünden sayılmıyor.2.5 milyon dolayındaki kadının okuma yazması yok. Okuyanlar da iş bulamıyor. Çalışanlar yönetici olamıyor. Kamuda çalışanların yüzde 34’ünü  kadınlar oluştururken yöneticiler içinde kadın oranı yüzde 13.6.30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını oluşturan kadınların tercihi büyük önem taşıyor. Her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan ve kadını ikinci sınıf gören zihniyetten kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor. Sandıkta, AKP’nin biletini kadınlarımız kesecek…Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir. ‘Kadın’ dahi diyemeyen ‘bayan’ı tercih eden bu anlayış gereken cevabı bizzat kadınlarımızdan alacak.Kadınlarını ekonomik yaşamın içine katmayan bir ülkenin kalkınması, gelişmesi, ilerlemesi mümkün değildir. Kadınlar, ancak özgür, eşit, bağımsız bireyler olarak toplumda saygın yerini alır, erkeklerle aynı hak ve imkanlara sahip olur ve toplumsal süreçlere etkin biçimde katılabilirse, çağdaş ve ileri bir toplum yaratılabilir.Cumhuriyet kadını toplumsal yaşama katma projesiydi. Cumhuriyeti kuranlar, aksi halde çağdaş bir toplum ve ileri bir ülke olamayacağımızın bilincindeydi. Günümüzün en ileri ülkelerinden çok daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de Türkiye’de ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlanmaya başladı.AKP döneminde ise kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda katılımı giderek geriledi. Ne yazık ki Türkiye 12 yıldır, kadın erkek eşitliğine inanmadığını açıkça söyleyebilen bir başbakan ve partisi tarafından yönetiliyor. İktidardaki parti, kadının haklarını ve katılımını artırmak bir yana, zihniyeti gereği kadını evi ile sınırlayarak toplumsal süreçlerden dışlamayı tercih etti. AKP,  kadının toplumdaki konumunu geriletti, onu erkeğin tahakkümü altında, ikinci sınıf insan konumuna itti ve kadına şiddeti de reva gördü.2.5 milyon kadın okuma yazma bilmiyor… Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda var olabilmelerinin en önemli aracı ise eğitim. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kız çocukları eğitime kazandırıldı ve ayrımcılık ortadan kaldırıldı. Ancak kadının eğitim imkânlarından yararlanma oranı AKP döneminde geriledi. Türkiye’de 2012 yılı itibarı ile okuma yazma bilmeyen 2.8 milyon kişinin yüzde 83’ünü kadınlar oluşturuyor. Türkiye’de okuryazar olmayan her beş yetişkinden dördü kadındır. AKP iktidarı döneminde kız çocukları eğitimden uzaklaştırıldı; 4+4+4 sistemi ile eğitimde kız çocuklarının 5.-6. sınıflardan sonra okullarını terk eğilimi arttı. Kadınlarda yüksek eğitim oranı çok düşük… Üniversite mezunu kadın nüfusun en yüksek olduğu il olan Ankara’da bile bu oran yüzde 15.3’te bulunuyor. Bu oran Hakkari’de yüzde 2.6’ye kadar düşüyor. Çalışma hayatında kadının adı yok…2013 itibariyle Türkiye nüfusunun 38 milyon 194 bin 504 kişi ile yüzde 49.8’ini kadınlar oluşturuyor. Yani kadın nüfus erkek nüfusla yaklaşık olarak eşit… İleri yaş gruplarında ise kadın nüfus erkek nüfustan fazla… Çalışma çağındaki kadın sayısı 28 milyonu aşıyor. Bunların 11.5 milyonu ev kadını. Yani orta boy bir ülke nüfusuna yakın kadın iş gücü, çalışma yaşamı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumunu sürdürüyor, bunlar “ev kadını” oldukları için işgücü sayılmıyor. Eğitime devam eden, emekli, iş bulma umudu olmayan, mevsimlik çalışan vb. de eklendiğinde, çalışma çağında olup da iş gücüne dahil olmayan toplam kadın sayısı 20 milyona yaklaşıyor. Geriye iş gücü olarak 8.7 milyonluk bir kadın nüfus kalıyor. Bunların da 1 milyon 33 bini işsiz, 7.6 milyonu çalışıyor. Ancak “çalışıyor” gözüken kadınların 2.4 milyonu, gerçek bir istihdam şekliyle ilgisi olmayan “ücretsiz aile işçisi”, bunların da tamamına yakını kırsal kesimde… Bu istatistik kamuflajına rağmen kadınlarda işsizlik oranı yüzde 11.9’la daha yüksek.Böylece 28 milyondan fazlası çalışma çağında olmak üzere toplamda 40 milyona yaklaşan kadın nüfus içinde ücretli-yevmiyeli, işveren ya da kendi hesabına çalışanların sayısı 5 milyon dolayında kalıyor. İşveren ve kendi hesabına çalışan kadın sayısı sadece 915 bin ve bunun toplam kadın nüfustaki oranı yüzde 2.4.2013 itibariyle kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30.8’le, 1990’lı yıllardakinin altında bulunuyor. Türkiye, kadının iş gücüne katılımında OECD ülkeleri içinde son; dünyada ise 127. sırada yer alıyor.İş hayatında cinsiyet ayrımcılığı…İktidardaki parti, adar yıllardır cinsiyet ayrımcılığını ve kadın düşmanı politikalarını artırarak sürdürüyor. Kamuda çalışanların yüzde 34’ünü  kadınlar oluşturuyor. Buna karşılık 2013 kamusal alanda üst düzey kadın yönetici oranı yüzde 9.3’e kadar gerilemiş durumda. Akademik personel içerisinde kadın profesörlerin oranı 2012-2013 öğretim yılı için yüzde 28.1 oldu. Kadın polis oranı 2013 yılında da yüzde 5.5’lik düzeyini korudu. BDDK, SPK gibi kuruluşlarda hiç kadın yönetici bulunmuyor, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay  ve HSYK başkanları, rektörlerin tamamına yakını erkek. Türkiye kadına ayrımcılıkta Tanzanya ve Katar’la aynı ligde…Dünya Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu’na göre Türkiye’nin 136 ülke arasında 120. sırada bulunuyor. Sıralamada Türkiye’den hemen sonra gelen ülkeler ise Gana, Tanzanya, Katar gibi ülkeler...Kadına siyasette yer yok…AKP döneminde kadınların siyasete, sivil toplum kuruluşlarına ve genel olarak karar alma süreçlerine katılımlarındaki artış adeta durdu. Ülke nüfusunun yarısını kadınlar oluştururken, kadın milletvekili oranı yüzde 14.4’te kalıyor.  Türkiye’de 2013 itibariyle kadın bakan sayısı sadece 1 ve kabinede kadın bakan oranı olarak yüzde 4’e denk geliyor. Oysa bu oran Norveç’te yüzde 52.6, İsveç’te yüzde 52.2 düzeyinde bulunuyor. Kadınlar sivil toplum örgütlerinde de yeterince yer alamıyor. 2012 itibariyle toplam dernek üye sayısı içinde kadınların oranı yüzde 11.9’la çok düşük. Dernek üyesi kadınların toplam nüfusa oranı da sadece yüzde 2.2.AKP döneminde kadına şiddet tavan yaptı…AKP döneminde kadını ikinci sınıf gören zihniyetin tolerans ve himayesiyle toplumda kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de tavan yaptı. Aralık 2002-Temmuz 2009 dönemini kapsayan bir araştırmaya göre bu dönemde kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı. göre 2002’de 66 olan kadın cinayeti sayısı, 2009’un ilk 7 ayında 953’e yükseldi. Daha yeni verilere göre de 2011 yılında 257 kadın öldürülürken, 102 kadın tecavüze uğradı ve 202 kadın yaralandı. 2012 yılının ilk altı ayında 100’e yakın kadın hayatı kaybetti.Türkiye’de günde ortalama 5 kadın, eşleri, sevgilileri ya da tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor. Devletten koruma talep eden kadınların kaldığı sığınma evleri açılış törenleri ile teşhir ediliyor, koruma talebiyle polis veya savcılığa başvuran kadınların yüzde 73’ü, sığınma evlerinde olan kadınların ise yüzde 27’si cinayete kurban gidiyor.AKP, erkek tahakkümünü hak görüyor…Başbakanın “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” sözleri doğrudan AKP’nin kadına bakış açısını yansıtıyor. Bu zihniyet kadının, “fıtratı” gereği zayıf ve erkeğin himayesine muhtaç olduğu; bu nedenle kapatılması ve kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyor. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek aile içine hapseden, onu “itaatkâr eş ve anne” rolüne zorlayan AKP zihniyeti, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalan, erkeğine koşulsuz hizmet eden kadın tipi yaratmak istiyor.Ne kadar az eğitim, o kadar çok çocuk…Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre 2011 yılında, 15 ve daha yukarı yaşta ve en az bir evlilik yapmış okuryazar olmayan kadınların yüzde 74.9’u 4 ve daha fazla çocuk doğurmuş durumda… Bu oran lise veya dengi okul mezunu kadınlarda yüzde 4.8’e, yükseköğretim mezunu kadınlarda yüzde 1.9’a düşüyor.Buna göre eğitimle çocuk sayısı arasında ters orantı bulunuyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe çocuk sayısı azalıyor. O halde Başbakan’ın çiftlerden “en az 3 çocuk” talebinin gerçekleşmesi için kadının eğitimsiz kalması gerekiyor. Bu istatistik, kürtaj ve sezaryeni yasaklatan Başbakanın nasıl bir kadın, aile ve toplum tasavvuruna sahip olduğunu gösteriyor.Fuhuş sektörü AKP döneminde zirve yaptıAKP, istatistik oyunlarıyla ekonomik göstergeleri makyajladı, kötü gidişatı kamuflaj yöntemiyle gözlerden uzak tutmaya çalıştı, ekonomide sahte pembe tablolar çizdi. Şimdi de 30 Mart seçimleri öncesi, “Ben lafa değil, icraata bakarım” temalı, asılsız başarı öyküleri anlatan TV reklamları ile göz boyamaya, beyin yıkamaya devam ediyor. Bu reklamlarda yok yok… Bunları izleyenler bu ülkeye bırakın metroyu, neredeyse uçağı bile ilk AKP’nin getirdiğini sanabilir.Oysa AKP’nin 12 yıllık iktidarında uyguladığı ekonomi politikaları kitlelere iş-aş yaratmadığı gibi, gelir dağılımı daha da bozuldu, milyonlar daha da yoksullaştı. Bir ülkede ekonomi bozuldukça hayat kadını sayısı da artar.  Resmi veriler AKP döneminde fuhuş sektörünün adeta tavan yaptığını gösteriyor. Başbakanlık İnsan Hakları Kurulunun 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre 2002’de 25 bin olan hayat kadını sayısı, 2010 itibariyle 100 bini aşmış durumda. Araştırma, 40 bin kadının da vesika alabilmek için beklediğini gösteriyor. Bu resmî veriler, 4 yıl önceki tabloyu yansıtıyor. Bu sayının bugün itibariyle çok daha yüksek düzeylere ulaştığı muhakkak…   AKP’nin toplum modelinde kadına biçilen rolAKP’li belediyeler düzenledikleri etkinliklerde kendi kafalarındaki kadın modelini topluma benimsetmeye çalışıyor; konuşmacılar, kadınlara erkeklerin üstünlüğünü kabul etmeleri yönünde telkinde bulunuyor. AKP kendi zihniyetindeki toplumun inşası için gerekli kadın tipini yaratma sürecinde rol modeller de oluşturuyor. Bu görevi üstlenen ve AKP’nin toplum mühendisliği çalışması kapsamında “Yaşam koçluğu ve aile danışmanlığı” sıfatıyla seminerler verenSibel Üresin, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde açık açık çok eşliliği, imam nikahının resmileşmesini savunuyor.AKP zihniyetinin kadına bakışını gösteren sadece birkaç örnek ifadeyi hatırlamakta yarar var:- “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum' (Tayyip Erdoğan / Kadın dernekleri ile yaptığı toplantıda)“Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır” (AKP Ünye Tanıtım ve Medya Başkanı Süleyman Demirci)- “Kadına şiddet abartılıyor' (Tayyip Erdoğan / AKP’nin ilk 7 yılında yüzde 1400 artan kadın cinayetleri hakkında.- “Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist' (Tayyip Erdoğan / Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem' (Tayyip Erdoğan / Dilşat Aktaş hakkında)- “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.' (Tayyip Erdoğan / Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.' (Recep Akdağ / Eski Sağlık Bakanı, Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum…' (Ayhan Sefer Üstün / AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)- “Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı, Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.' (Ayhan Sefer Üstün / AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)- “Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.' (İ. Melih Gökçek / AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı)- “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.' (İ. Melih Gökçek)- “Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya...' (Tayyip Erdoğan / Münevver Karabulut cinayeti hakkında)- “Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik' (Fatma Şahin / Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı)- “Türk kadını evinin süsüdür.' (Vecdi Gönül / Eski Savunma Bakanı)- “Evdeki işler yetmiyor mu?' (Veysel Eroğlu / Orman ve Su İşleri Bakanı / Kendisinden iş isteyen kadına)- “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.' (Erhan Ekmekçi / AKP İl Genel Meclis Üyesi)- “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.' (Mehmet Şimşek / Maliye Bakanı)- 'Kocama arkadaşımı tavsiye ettim', “Kocamın ikinci bir eş almasına müsaade ettim” (Sibel Üresin / AKP’nin yaşam koçu ve aile danışmanı)- “15’inde kız ya erde, ya yerde olmalı” (Prof. Remzi Fındıklı / Hükümetin 2012’de atadığı Polis Akademisi Başkanı)“Kızlı-erkekli aynı evde ne yapıyorlar belli değil” (Tayyip Erdoğan / Üniversiteli gençler hakkında)Peki CHP ne yapacak? CHP iktidarında Eşitlik Bakanlığı kurulacak ve eşitlik eylem planı gerçekçi hedefler ve somut önerilerle yenilenecektir. Bütün kamu kurumlarında toplumsal cinsiyete dayalı bütçeleme yapılacaktır.Eşitliğe kaynak ayırma şeffaf hale getirilecektir.En fazla beş yıl içinde okuma yazma bilmeyen kadın kalmayacaktır.CHP kendi yönetim kademelerinde yüzde 33 kadın kotası koyarak, kadınların karar verme süreçlerine katılmasındaki kararlılığını göstermiştir.CHP kamu yönetiminde kadın yönetici sayısını en üst düzeye çıkartacaktır.AB ülkelerine koşut olarak özel sektörde de kadınların yönetim kademelerinde yer almasını sağlayacak hukuki yaptırım ve teşvikler uygulanacaktır.Kadınların çalışma hayatına vasıflı işgücü olarak katılmaları sağlanacaktır. Güvencesiz çalışmanın önüne geçilecek ve bu konuda işverene destek olunacaktır.Şiddet mağduru kadınlar kesinlikle korunacaktır.Kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyen nedenleri kaldırmak amacı ile tam gün okul, uzun süreli ucuz gündüz bakım hizmetleri, ailedeki engelli ve yaşlıların bakımında toplumsal ve kurumsal destek gibi olanaklar geliştirilip, yaygınlaştırılacaktır.Ailenin mutluluğu bireyler arasında eşit ve paylaşımcı değerlerin benimsenmesine bağlıdır.Demokrasi ancak kadınların güçlendiği ve tam anlamıyla eşit yurttaş olduğu bir toplumda kökleşebilir. Kadınlar Türkiye'nin yeterince değerlendiremediği en büyük varlığıdır. Kadınların toplumsal ve kamusal yaşama daha eşit katılmalarından, kısacası daha güçlü olmalarından kadınlar kadar erkekler ve çocuklar, neticede tüm ülke yararlanacaktır. Şiddet mağduru kadınlar kesinlikle korunacaktır.Kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyen nedenleri kaldırmak amacı ile tam gün okul, uzun süreli ucuz gündüz bakım hizmetleri, ailedeki engelli ve yaşlıların bakımında toplumsal ve kurumsal destek gibi olanaklar geliştirilip, yaygınlaştırılacaktır.Ailenin mutluluğu bireyler arasında eşit ve paylaşımcı değerlerin benimsenmesine bağlıdır.Demokrasi ancak kadınların güçlendiği ve tam anlamıyla eşit yurttaş olduğu bir toplumda kökleşebilir. Kadınlar Türkiye'nin yeterince değerlendiremediği en büyük varlığıdır. Kadınların toplumsal ve kamusal yaşama daha eşit katılmalarından, kısacası daha güçlü olmalarından kadınlar kadar erkekler ve çocuklar, neticede tüm ülke yararlanacaktır.- Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir.Kadınların başta ekonomi olmak üzere yaşamın her alanında daha fazla ve etkin biçimde yer alması gerekiyor.Kadınların; eğitimde eşit fırsata sahip olması, ekonomi, toplumsal yaşam ve siyasete özgür ve eşit katılımı sağlanmalıdır.Demokrasinin “olmazsa olmaz”ı niteliğindeki eşit temsil ve katılım ilkesinin gerçekleşebilmesi için TBMM’de kadın milletvekili oranının kadınların nüfustaki ağırlığına paralel bir orana ulaşması gerekiyor.30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadını ikinci sınıf gören, onu ekonomik, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bu “erkek egemen” ortaçağ zihniyetinden kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor… AKP son demlerini yaşıyor, 12 yıllık AKP iktidarı Türk siyasi tarihinde kara bir dönem olarak yer alacak. Kadın seçmenin iradesi;  çağdaş, demokratik, ileri bir Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Kadınlarımız, AKP’nin biletini sandıkta kesecektir...
İşte Resmi Olmayan Sonuçlara Göre İl İl Kazananlar
Üç büyük şehirde tablo değişmedi. CHP’ İzmir’i kaptırmadı. İstanbul ve Ankara AK Parti’de kaldı. Melih Gökçek Ankara'da 5'inci kez kazandı. Mansur Yavaş CHP'nin oylarını yükseltse de Gökçek'in gerisinde kaldı. Mustafa Sarıgül İstanbul’da Kılıçdaroğlu’nun 2009’da aldığından fazla oy topladı, ancak Topbaş’ı deviremedi. CHP kalesi İzmir’de yüzde 6.63 oy kaybetti. İzmir’in ilçelerinin 23’ünü CHP, 5'ini AKP, ikisini de MHP aldı. MHP’nin Türkiye genelinde oy oranı değişmedi. Ancak sahip olduğu 10 belediye başkanlığı sayısını 8’e düşürdü. 3 şehri teslim eden MHP’nin kazandığı yeni il Mersin. 30 büyükşehirin 18’ini AK Parti aldı. 5 şehri CHP, 3’ünü ise MHP kazandı. Bağımsız Mardin Adayı ile birlikte Diyarbakır ve Van ile birlikte BDP hepsi Güneydoğu’da 3 büyükşehiri elde etti. Şanlıurfa’da Osman Baydemir BDP’nin oylarını üçe katladı. Ancak AK Parti adayı eski vali Celalettin Güvenç’in yarısı kadar oy alabildi. MHP İstanbul’da varlık gösteremedi. MHP oyları ilk kez seçime giren HDP’nin aldığı yüzde 4.84’ün gerisinde kaldı. Güneydoğu’da sürpriz yok. BDP var olan belediye başkanlıklarına 3 yeni il daha ekledi. Toplam 115 belediye BDP’de. Ahmet Türk Mardin'de tek bağımsız aday olarak seçimi kazandı. Al Jazeera Türk
Siyasette Kadınların Yükselişi
Türkiye’de 17 olan Büyükşehir, il ve ilçelerdeki kadın belediye başkanı sayısı 30 Mart yerel seçimlerinin ardından 35'e yükseldi. Kadın başkanlardan bir kısmının bu yolda ilginç hikâyeleri var.
Ağustos'ta 22 Kadın Öldürüldü, 18 Kadına Tecavüz Edildi!
Bianet'in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler Ağustos’ta 22 kadın öldürdü, dokuz kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 16’sını taciz etti, 55 kadına şiddet uyguladı/yaraladı.2014’ün ilk sekiz ayında erkekler 184 kadın öldürdü; 70 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti; 417 kadına şiddet uyguladı; 77 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu.Kadınlardan biri öldürülmeden önce polise şikayetçi olmuştu. Bir erkek ise denetimli serbestlikle cezaevinden çıktıktan sonra karısını öldürdü.Bir kadın boşanmak istediği, biri cinsel ilişkiyi reddettiği için, biri aile kararıyla öldürüldü.Kadınların yüzde 27’sini kocaları, yüzde 27’sini akrabaları öldürdü : Altı kadını kocaları, altısını akrabaları (damat, oğul, kardeş, üvey baba), üçünü sevgilisi, birini eski kocası, birini arkadaşı, birini patronu, birini reddettiği erkek, üçünü kadın akrabalarının reddettiği erkek öldürdü.Cinayetlerin yüzde 68’i ateşli silahlarla öldürüldü : Kadınların sekizi tüfekle, yedisi tabancayla, üçü bıçakla, ikisi boğarak, biri döverek, biri işkenceyle öldürdü.Bir erkek, karısını domuz bağıyla bağladıktan sonra boğarak öldürdü. Kadının dört yıl önce boşanmak istemiş ancak ailesinin ısrarıyla evliliği sürdürme kararı almıştı.Antep’te karısını ve oğlunu öldüren, kızını da yaralayan bir erkek balkondan gazetecilere kadınlara fazla hak verildiğini, Fatma Şahin ve onun kadınlar için çıkardığı kanunlar yüzünden karısını öldürdüğünü söyledi.Ağustos’ta kadın katli Ankara (2), Antalya, Antep, Batman (4), Bursa, Dersim, Giresun (2), İstanbul (4), İzmir, Malatya, Maraş, Trabzon, Urfa ve Uşak’ta yaşandı.Ağustos’ta katillerin yaşları 25 ila 80, katledilen kadın ve kız çocuklarının yaşları 14 ila 74 arasında değişti. Karısını öldüren bir erkek intihar etti.Kocaeli, Hatay ve İzmir’de dört kadın ve bir kız çocuğunun cesetleri bulundu, katilleri henüz tespit edilemedi:Kocaeli’de denizden cesedi çıkarılan kadının kocasından şiddet gördüğü için boşandığı ve kafasında darp izleri olduğu tespit edildi.Hatay’da seks işçiliği yapan iki kadın tabancayla öldürüldü.İzmir’de çıkan yangında, itfaiye bıçaklanarak öldürülmüş bir kadının cesedine ulaştı.Adana’da bir kadın, kocasıyla tartıştıktan sonra balkondan düşerek ya da atılarak öldü.Erkekler Ağustos’ta altı ilde altı kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti; üç kadına zorla fuhuş yaptırdı. Medyaya yansıyan altı tecavüz vakasından dördünde mağdur çocuktu.Mağdurlardan ikisine arkadaşları, ikisine tanımadıkları erkekler, birine otel çalışanı, birine hastabakıcı tecavüz etti.Tecavüz olaylarının ikisi mağdurların alıkonulduğu araçlarda, biri alıkonulduğu bir evde, biri sokakta, biri otelde, biri hastanede yaşandı.14 yaşında tanımadığı kız çocuğunu bir evde alıkoyarak tecavüz eden üç erkek, tecavüzü videoya kaydederek çocuğun ailesine şantaj yapt. Bir erkek ise zorla arabasına binerek alıkoyduğu kadına tecavüz ettikten sonra gasp etti.Ağustos’ta tecavüzcülerin yaşları 19 ila 50, tecavüze uğrayan kadın ve kız çocuklarının yaşları 13 ila 29 arasında değişti.Tecavüzlerin yaşandığı iller Adana, Ankara (4), Antalya, Edirne, İstanbul ve Samsun.Erkekler Ağustos’ta sekiz ilde 16 kadına cinsel tacizde bulundu. Taciz vakalarından ikisinde, tacizciler kadınları yaraladı.Tacizlerin yüzde 81’i sokakta yaşandı: Bir kadın evinde, biri işyerinde, biri otobüste, 13’ü sokakta tacize uğradı.Tacizcilerin biri kadının işvereni, ikisi hizmet sektöründe çalışan kişiler, geri kalanın tamamı tanımadık erkeklerdi.Yanında çalışan kadının evine giren bir erkek, küçük yaşta kız çocuğuyla evlenmek ve cinsel saldırı suçundan 15 yıl hapis istemiyle tutuksuz yargılanıyordu.Ağustos ayında tacizcilerin yaşları 17 ila 33, tacize maruz kalan kadınların yaşları 19 ila 24 arasında değişti.Taciz vakalarının yaşandığı iller Adana (3), Antalya, Bodrum, Edirne (6), Isparta, İstanbul, Kocaeli ve Uşak (2).Kadınların yüzde 15’sı boşanmak istediği için şiddet gördü. Üç erkek karılarına işkence yaptı, ikisi hürriyetinden yoksun bırakarak şiddet uyguladı.Arkadaşını kıskançlık bahanesiyle tabancayla yaralayan bir erkek intihar etti.Kadınların yüzde 71’ine kocaları ve eski kocaları şiddet uyguladı : iki kadın arkadaşlarından, biri damadından, üçü eski kocasından, biri işvereninden, biri kardeşinden, biri kardeşinin nişanlısından, 34’ü kocasından, üçü oğlundan, ikisi sevgilisinden, üçü tanımadığı erkeklerden, biri üvey kardeşinden şiddet gördü.Kadınların y üzde 67’si darp edildi : erkekler 37 kadını darp etti, sekiz kadını kesici aletlerle, altısını ateşli silahlarla yaraladı. Üç kadın işkenceye maruz kaldı. Biri eski kocası tarafından balkondan atıldı.Ağustos’ta erkeklerin şiddet bahaneleri arasında “kahvaltı hazırlamadı”, “evi temizlemedi”, “ona verdiğim parayla kendine gofret aldı”, “arkadaşlarıyla sokağa çıktı” gibi şeyler yer aldı.Karısını 43 yerinden tornavidayla ağır yaralayan ve serbest kalan bir erkek, Kanaltürk televizyonundan canlı yayında kendini savundu, “Keşke sen de bu şekilde davranmasaydın” dedi.Karısına falçatayla saldırarak ağır yaralayan bir erkek, kadının şikayetlerine rağmen denetimli serbestlikten faydalanarak cezaevinden çıkmıştı.Eski kocası tarafından alıkonulan ve balkondan aşağı atılan bir kadının şiddet gördüğü için boşandığı ancak ailelerin ısrarıyla eski kocasıyla barıştığı öğrenildi.Şiddet uygulayan erkeklerin yaşları 21 ila 79, şiddete uğrayan kadınların yaşları 18 ila 83 arasında değişti.Erkek şiddetinin yaşandığı iller Adana (7), Aksaray, Ankara, Antalya, Antep (2), Bartın (2), Bolu (6), Bursa (2), Çanakkale, Çorum (2), Erzurum (3), Eskişehir, İstanbul (4), İzmir (3), Kayseri (6), Konya, Maraş, Muğla, Sakarya (6), Samsun, Trabzon (2) ve Urfa.Bir erkek, kızını taciz eden ve bıçakla üzerine yürüyen erkeği ağır yaraladı. Ardından denetimli serbestlik yasası kapsamında serbest bırakıldıBir kadın, düğüne gittiği bahanesiyle kendisini döven kocasını bıçakla yaraladı. Bir kadın ise şiddet gördüğü kocası ve cinsel tacizde bulunan kayınpederini bıçakla yaraladı.Ağustos’ta 25 ilde 106 erkek şiddeti, cinayet, cinayete teşebbüs, taciz, cinsel şiddet, tecavüz ve yaralama vakası basına yansıdı.En çok şiddet Marmara Bölgesi’nde yaşandı. 106 şiddet vakasından 29’u Marmara, 20’si Akdeniz, 17’si Karadeniz, 16’sı İç Anadolu, 10’u Ege, beşi Doğu Anadolu ve dokuzu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşandı. Bianet
Sabah: 'Abdullah Gül'ün Telefonu İki Yıl Dinlendi'
Sabah gazetesi, 17-25 Aralık operasyonlarının ardından dinlenmediği yönünde değerlendirmeler yapılan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gü l' ün telefonunun 2 yıl süreyle dinlendiğini öne sürdü. Gazetenin Aliye Çetinkaya imzasıyla manşetten duyurduğu habere göre, TİB'de yapılan illegal dinlemelere ilişkin soruşturmada MGK Genel Sekreterliği'nin yaptığı eşleştirmeler sonucu Abdullah Gül 'e 2012'de verilen K2 Kriptolu telefonun, 2014'ün Şubat ayına kadar '4649' koduyla 2 yıl süreyle dinlendiği saptandı.TİB'de yapılan illegal dinlemelere yönelik incelemeler kapsamında savcılık, kimin kullandığı tespit edilemeyen bazı kriptolu telefon numaralarının sahipleriyle ilgili bilgileri Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği'nden istedi. MGK, kriptolu telefonların numaraları ile TİB'de bulunan IMEI'ler üzerinde eşleştirme yaptı. Yapılan çalışmalar sonrasında 'Gizli' ibareli, mühürlü bir zarfla savcılığa hangi IMEI numarasının kime ait olduğu ve ne kadar süre kullanıldığı bilgisi gönderildi.MGK'nın tespitlerine göre 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ait sonu '4649' ile biten IMEI numaralı kriptolu telefonun da dinlendiği anlaşıldı. Gül'e 2012 yılında verilen K2 Kriptolu telefonunun 2014'ün Şubat ayına kadar '4649' koduyla dinlendiği belirtildi.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kriptolu telefonların dinlenmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında daha önce TİB'de dinlendiği tespit edilen 76 kriptolu telefonun 26'sının MİT ve Genelkurmay'ca iç ve dış operasyonlarda kullanılan kriptolu telefonlar olduğu tespit edilmişti. Bilirkişinin, TİB'de illegal dinlemelere ilişkin silinen dijital veri tabanını kurtarma çabaları sırasında kriptolu telefonlara ait IMEI numaraları tespit edilmişti. Yapılan incelemede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bakanlara ait kriptolu telefonların belirli periyotlarla aylarca dinlendiği ortaya çıkmıştı.TBMM Başkanı Cemil Çiçek , Dışişleri Bakanlığı döneminde Başbakan Ahmet Davutoğlu , Genelkurmay Başkanı Necdet Özel , MİT Müsteşarı Hakan Fidan , AYM Başkanı Haşim Kılıç, eski bakan Ömer Dinçer , Enerji Bakanı Taner Yıldız, eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay , İçişleri Bakanı Efgan Ala , eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin , Başbakan yardımcısı Bülent Arınç , Tarım Bakanı Mehdi Eker, Orman Bakanı Veysel Eroğlu , Başbakan Yardımcısı Ali Babacan , Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz , Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı , eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım , eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan , Adalet Bakanı Bekir Bozdağ , eski Aile Bakanı Fatma Şahin , Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ortadoğu danışmanı Sefer Turan , eski Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı.T24
Şimşek: 'Suriyelilere 4,5 Milyar Dolar Harcandı'
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de son 1 yılda 1 milyon 200 bin insanın istihdam edildiğini ancak buna rağmen ülkedeki işsizliğin giderek arttığını belirtti, 'Bugüne kadar Türkiye 4,5 milyar dolardan fazla bir imkanı yanı başımızdaki yangından kaçan kardeşlerimiz için seferber ettik' dedi.Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep'te AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlene Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Şehitkamil Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya Maliye Bakanı Şimşek'in yanı sıra AK Parti Gaziantep milletvekilleri Halil Mazıcıoğlu ile Mehmet Erdoğan, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve partililer katıldı.Toplantı öncesinde konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yüzyıl önce yaşanan oyunların yeniden gündeme geldiğini kaydetti. Bakan Şimşek, ülkede kaos çıkarılması için Kobani'ye yönelik destek eylemlerinde olay çıkarıldığını belirterek, 'Hani diyorlar ya, 'Şeffaf olalım, hesap soralım, vergilerimiz nereye gidiyor?' İşte vergilerin en büyük kısmı yani topladığımız 100 liralık bir verginin yaklaşık 23 lirası eğitime gidiyor. Hepimizin çocuklarının eğitimine gidiyor. Son 12 ay içerisinde 1 milyon 200 bin insana iş bulduk. Ancak buna rağmen Türkiye'de işsizlik giderek artıyor. Bizim çalışma çağındaki nüfusumuz, genç nüfusumuz Avrupa'ya oranla çok hızlı artıyor. 1,7 milyon insana iş bulmamız lazım ki Türkiye'de işsizlik aynı düzeyde kalsın. Birçok ülkede nüfus düşüyor. Çalışma çağındaki nüfus Türkiye'de çok hızlı artıyor. Bizim karşı karşıya olduğumuz sorun çok daha büyük ölçekte' dedi.SURİYELİLERE 4.5 MİLYAR DOLAR HARCANDISuriye'de yaşanan iç karışıklıktan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilere 4,5 milyar dolar kaynak harcadıklarını ifade eden Şimşek, 'Bugüne kadar 200 binden fazla insan Suriye'de savaşta hayatını kaybetti. Yaklaşık 6,5 milyon kişi ülke içinde yerinden oldu. Yaklaşık 3 milyon insan da Suriye'yi terk etmek zorunda kaldı. Bunun yaklaşık 1,5 milyonu da Türkiye'ye sığındı. Suriye'de 150 milyar dolarlık bir tahribat söz konusu. Bizim bunlardan ders çıkarmamız lazım. Birliğimizi daha da güçlendirmemiz lazım. Bugüne kadar Türkiye 4,5 milyar dolardan fazla bir imkanı yanı başımızdaki yangından kaçan kardeşlerimiz için seferber ettik' diye konuştu.Bakan Şimşek'in konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.DHA
"Einstein Bu Atamaları Görse İntihar Ederdi"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, yoksulluk baş planda olmak üzere en büyük sorunun işsizlik olduğunu, Türkiye'nin son yıllarda ekonomide yeterli büyümeyi sağlayamadığını kaydetti. Koç, AK Parti iktidarının, kamuya personel seçmeyi kadük ettiğini, hakkaniyeti çiğnediğini, siyasi himayenin devlet memuru olma noktasına getirdiğini savundu.İŞTE HALUK KOÇ'UN AÇIKLADIĞI O LİSTEErdoğan'ın teyzesinin oğlu İbrahim Er ilköğretim müfettişi iken, AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından MEB ilköğretim Genel Müdür Yardımcılığı'na sonrasında da ilköğretim Genel Müdürlüğü görevine getirildi. 2011 yılında ise Danıştay tarihinde belki de bir ilk olarak bir ilkokul öğretmeni Danıştay üyesi yapıldı.Erdoğan'ın teyzesinin diğer oğlu da Recep Ali Er sınıf öğretmeni iken 2013 yılında da KYK Genel Müdür Yardımcısı yapıldı.Erdoğan'ın 2 yıllık itfaiyecilik mezunu olan akrabası Recep Ali Erdoğan şu anda KOSGEB İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı olarak görev yapıyor.Erdoğan'ın Avukatı Muammer Cemaloğlu'nun eşi Berna Cematoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda memur olarak çalışıyor.Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ın yeğeni Burhan Doğan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda uzman yardımcısı yapıldı.Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlık Makamındaki Özel Kalem Müdürü Fatih Can'ın kardeşi, Ömer Faruk Can, sınavsız olarak Telekomünikasyon iletişim Başkanlığı'nda (TİB) işe alındı ve uzman yapıldı.Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Kartal İmam Hatip Lisesi'nden arkadaşı İbrahim Eren ATV'den Başbakanlığa alınıp istisnai kadrodan memur yapıldıktan sonra TRT Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi.TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in oğlu Ahmet Çağrı Çiçek, 2000 yılında TBMM Dış ilişkiler ve Protokol Müdürlüğü'nde işe başladı, SPK'da Sermaye Piyasaları Daire Başkanı oldu, Mayıs 2012'dede EPDK üyeliğini getirildi.Başbakan Bülent Arınç'ın danışmanı Metin Karadağ, TİB'e kaydırılarak uzman yapıldı.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Akif Büyükergene Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda uzman olarak çalışıyor.Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in amcasının oğlu Mehmet Veysi Şimşek, Batman'da tarım işleri uğraşan bir kişi idi. Veysi Şimşek önce Hazine Müsteşarlığında gayrı resmi danışman yapıldı. Mehmet Şimşek Maliye Bakanı olduktan sonra ise Veysi Şimşek Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nda başkan müşaviri yapıldı.Şimşek'in baldızı Coğrafya Öğretmeni Esin Kara herhangi bir sınava girmeden TOKİ'de göreve başlatıldı. Baldızının eşi Avrupa Birliği Bakanlığı'na müşavir olarak alındı.Milli Savunma Bakanı ismet Yılmaz'ın abisinin bacanağı Mustafa Yaman, sınavsız olarak TİB'de işe alındı ve uzman yapıldı.Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın yeğeninin eşi Ahmet Onur Ak, KOSGEB'te işe başlatıldı. Hâlihazırda Bakan Danışmanı olarak görev yapıyor.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik'in yeğeni Ahmet Toraman, Diyanette imam iken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda işe başlatıldı.Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin bacanağı Orhan Öğe, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda Müsteşar Yardımcılığı görevine atandı.İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın kız kardeşi Elif Ala sınavsız olarak Şırnak Valiliği'ne Özel Kalem Müdürü yapıldı. Hiç bekletilmeksizin önce memleketi Erzurum'a, sonrasında Ankara'da Gençlik ve Spor Bakanlığı'na memur olarak atandı.Ala'nın erkek kardeşi Atıf Ala öğretmen iken Bakan kardeşinin torpilleri sayesinde 3 yıl içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı görevine kadar yükseltildi.Efkan Ala'nın Başbakanlık Müsteşarlığı görevi esnasında Özel Kalem Müdürü olan Serap Akınoğlu, maaşı yükselsin diye kadrosu TİB'e kaydırıldı.İçişleri Bakan Yardımcısı Osman Güneş'in kızı Nurdan Güneş şimdiki Bakan Ala Batman Valisi iken sınavsız olarak Valiliğe Özel Kalem Müdürü yapıldı. Nurdan Güneş eşinin yanına Ankara'ya tayin edildi. Güneş'in oğlu Abdülhamit Güneş önce Şırnak Valiliği'ne Özel Kalem Müdürü olarak atandı. Ardından da bir gün bile Şırnak'a gönderilmeden Başbakanlığa memur olarak alındı. Başbakanlık Güvenlik işleri Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı yapıldı.Bilim ve Sanayi Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın yakın arkadaşı Arif Koyuncu bir belediyede özel kalem müdürlüğü verilerek, istisnai kadrodan memur yapıldıktan sonra önce TRT'de müşavir, ardından TÜBİTAK'ta Genel Sekreter yapıldı.Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay kızının arkadaşı olarak tanıttığı Melabat Çelebiözü, önce sınavsız olarak çok yüksek ücretle Bakanlık Müşavirliği'nde göreve başlatıldı. Sonrasında da Atom Enerjisi Kurumu'na uzman olarak atandı.Eski içişleri Bakanı Muammer Güler'in bateristlik ve barmenlik yapan yeğeni Hakan Güler, önce sınavsız olarak özel kalem müdürlüğüne atanıp memur yapıldı. Sonrasında da Avrupa Birliği Uzmanlığına atandı.Eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in kayınbiraderi Mehmet Akif Okur, önce Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı, sonrada Gençlik ve Spor Bakanlığı'nda Genel Müdür Yardımcısı yapıldı.Gaziantep Belediye Başkanı ve eski Bakan Fatma Şahin'in erkek kardeşi Ünal Kıymık, açıktan Muş Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü'ne atanarak devlet memuru olması sağlandı.CHP genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Haluk Koç, hak edenin o görevlere gelmesi için konulmuş bir sınav olduğunu, AK Parti iktidarı döneminde bunun da tarumar edildiğini ifade etti. Koç, ' 'Saray dalkavuksuz, siyaset yalakasız olmaz.' Bunun tersini de düşünebilirsiniz.' ifadelerini kullandı. AK Parti'nin kendi yakınlarına, kendi yandaşlarına kadro ulufesi dağıtmayı kendisine görev bilmiş durumdu olduğunu savunan Koç, '20 milyon kişi KPSS'ye girdi. Bunun 610 bini devlet memuru olarak atanabiliyor. Bunun 370 bini öğretmen kadrosu. Devlete hak ederek bir kadroya girme şansını bu sınavlara bağlayanlar, yüzde 97 yurttaşımız hayal kırıklığı yaşıyor.' dedi.'AKP'li olmayıp sade vatandaş olursanız bazıları sınava alınmıyor. Saç renginden dolayı Pelin Derya Çetinkaya sınava alınmıyor.' diyen Koç, KPSS'ye girip atanamayan 20 gencin intihar ettiğini ve bunların yerine AK Parti'nin yakınlarının, hile yapılarak sınavsız kadroya taşındığını vurguladı.'Bin odalı değil 5 bin 500 odalı olsa ne olur? Nasıl yatıyorsun yatakta?' diyen Koç, devlet memuru olma, yer değiştirme, istifa sonrası geri dönüşte, işçi alımında, Adalet Bakanlığı'nda memur alımında, ek ödeme veren kurumlara geçişte torpil yapıldığını savundu. 'Varsa AKP yakından, ampullü bir kartvizit varsa bu işlemleri yapman için senin için bir sorun yok.' diyen Koç, eğer bunlar yoksa liyakatle sınavla yükselmenin unutulması gerektiğini ifade etti.Organize işlerin sadece bir film adı olmadığını belirten Koç, AKP'nin siyaset karnesinin adının da organize işler olduğunu iddia etti. 'Vatandaş soruyor; KPSS varsa neden torpil var, torpil varsa neden KPSS yapıyorsunuz?' diyen Koç; İçişleri Bakanı Efkan Ala, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başta olmak üzere bazı bakanların akrabalarının atama işlemlerini anlattı. 'Eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay, kızının arkadaşı olarak tanıttığı Melahat Çelebiözü, önce sınavsız olarak çok yüksek ücretle bakanlık müşavirliğinde göreve başlatıldı. Sonrasında da ATOM Enerjisi Kurumu'na uzman olarak atandı.' diyen Koç, 'Einstein bile intihar ederdi herhalde görse.' ifadelerini kullandı.'Hem çalıyorlar hem de iş yapıyorlar.' diyen Koç, 'Bu vicdan sorunudur, bu ahlak sorunudur. İnançlı bir insanın yüreğinin kaldırmayacağı, hukuka saygılı bir yurttaşın kabul edemeyeceği bir durumdur.' şeklinde konuştu.Bu konuda mağdur olanlara seslenen Koç, 'Bu namertlerden, bu vicdansızlardan hesap sorulacak. Hiçbirinizin hakkı bunların yanına bırakılmayacak. Sıkıntılı bir durum. Bunların anlatılması lazım. AK troller istediği kadar yazsın, bu AKP döneminin en acı gerçeklerinden birisi.' dedi.Zaman