onedio

Figen Yüksekdağ Haberleri

Figen Yüksekdağ ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Figen Yüksekdağ ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

'Özerklik En Çok İzmir'e Yakışır'
Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın seçim çalışmaları kapsamında düzenlediği mitinglerin finali İzmir Gündoğdu Meydanı'nda gerçekleşti. HDP Milletvekilleri A.Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sabri Topçu da mitinge katıldı. Miting için Aydın, Denizli, Muğla, Manisa ve diğer bölge illerinden binlerce kişi İzmir'e geldi. Miting meydanına girerken yapılan arama kontrellerinden geçen bazı vatandaşlar üzerlerindeki sarı, kırmızı ve yeşil renkteki kıyafetler bahane edilerek içeri alınmadılar, bunun üzerine yaşanan kısa bir gerginlikten sonra vatandaşlar içeri girdiler. Çeşitli sivil toplum örgütlerinin, derneklerin destek verdiği mitingde konuşan Demirtaş'ın hedefinde Başbakan Erdoğan ve IŞİD vardı. 'SİZİ YUHALATANA OY VERMEYİN' Kadınların önemine vurgu yapan Demirtaş, 'Sizin kaderiniz tacize, tecavüze uğramak, katledilmek eve kapanmak olamaz. Şen kahkahalarınızla toplumun geleceğini yaratacaksınız. Size hakaret eden yuhalatanlara neden oy veresiniz' dedi. İktidarın gençlere dair dair yapabildiği tek şeyin dindar ve kindar nesil yetiştirmek olduğunu belirten Demirtaş, 'Gençlerin genç adaydan, genç tavırdan yana olmaları lazım. Yarın sandık başında fotoğraflara baktığınızda tek seçenek olduğunu göreceksiniz. Demirtaş'a değil kendi geleceğinize oy verin' ifadelerinde bulundu. 'IŞİD NEYSE İSRAİL DE ODUR' IŞİD'in lanetlenmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, ' IŞİD vahşetini, barbarlığını kınıyorum.Buradan Şengal halkına, katliam tehdidi altında bulunan halkımıza dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Kobaniye, Rojova'ya selamlarımızı gönderiyoruz. Umarım insanlığın başına bela olan olan IŞİD yok edilir.. Bir tarafta barbarlık IŞİD tarafından gerçekleştiriliyorsa diğer tarafta Gazze de İsrail tarafından gerçekleştiriliyor. IŞİD neyse İsrail de odur. Aynı duygularımızı Filistinli halklar için paylaşıyoruz. Ama hükümet IŞİD için sesini çıkaramıyor, aman dokunmayalım diyorlar. Neredeyse bu örgütün haklı olduğunu söyleyecek durumdalar. İzmir'de 13 yaşındaki çocuğu kolundan tutup terörist derken, IŞİD'le ilgili dikkatli cümleler kuruyorlar, adeta meşru gösteriyorlar' dedi. 'BU SEÇİM ADİL DEĞİL' 'Bu seçim adil değil' diyen Selahattin Demirtaş, 'Bu seçim AKP 'nin adayının bütün devlet olanaklarını, finans gücünü, medya gücünü arkasına alarak haksız bir şekilde yürüttüğü son derece çirkin bir seçime dönüşmüş durumda. Bizler onlar gibi mitingler yapamıyoruz, onlar gibi süsleyemiyoruz ama emin olun sizin verdiğiniz emek daha dürüstçe çünkü sizin bağışlarınız yüreğinizden geliyor' ifadelerinde bulundu. KENDİNİZE OY VERİN Etnik kimliğimin bir önemi yok diyen Demirtaş, 'Yarın oy kullanmaya gideceksiniz, oy kullanırken Laz kendini, Çerkez kendini, Türk kendini, Kürt kendini, Ermeni de kendini görecek. Kendinize oy vereceksiniz. Bana değil. Böylece bu ülkeyi yeni baştan yaratacağız hep beraber el ele. 'ÖZERKLİK EN ÇOK İZMİR'E YAKIŞIR' İzmir'in AKP'den çok çektiğini söyleyen Demirtaş, İzmir'de yaşanan hukuksuzluklara değinerek, 'İzmir'de yaşayanlar burada karşılaştığınız hukuk dışı şeyleri benden iyi biliyorlar. Yüzde 50 halkın iradesi ile Aziz Kocaoğlu'nu o koltuğa getirdiler. Ama Kocaoğlu burayı yönetemiyor. Neden? Çünkü gerekli çoğunluğu sağlayamamasına rağmen, İzmir'de gücü bulunmamasına rağmen AKP, İzmir'i Ankara'dan yönetiyor. İzmir'in bütün çılgın projelerine oradan idare ettiriyorlar. İzmir'in ovasını, tarlasını, bağını, bahçesini, tüm ekolojik dengesini tarumar ediyorlar. Aldıkları kararlarla İzmir'i İzmirlilere dar ediyorlar. Belediyenin parası yok, mecliste karar alamıyor, ne yapacaklar, nasıl yönetecekler maddi destek olmadan? İzmir halkı AK Parti'ye mi oy vermek zorunda? İşte bizim yeni yaşam çağrımız burada başlıyor sevgili kardeşlerim. Özerklik dediğimiz şey budur. En çok da İzmir'e yakışır, en çok da İzmir bunun faydasını görür. Burada kime oy verdiyseniz yetki onda olsun. Siz belediye başkanını seçmişsiniz ama vali sizlere ve yöneticilere hakaret ediyor. Bu valinin yardımcısı ne diyordu? Soma'da yaşanan katliam için 'Aklını kullananlar kaçtı' diyordu. Emekçiye, madenciye olan yaklaşım bu. Eğer burası yerinden yönetim modeli ile yönetilseydi, sizler bu vali yardımcısını bir günde değiştirebilirdiniz. Ama şimdi yapamıyorsunuz. AKP istediği valiyi atıyor, istediğini ise görevden alıyor. Siz oy vererek getirdiğiniz belediyeden yeterli hizmet alamıyorsunuz. İşte özerklik tam olarak bunlara çare olacak. Yıllardır metroyu bitiremiyorlar, bütçe yok. İstanbul ve Ankara'daki metrolar 2-3 katı bir maliyetle üstelik ulaştırma bakanlığının desteği ile bitiriliyor ama İzmir'e bu destek yok. Bunlar sadece İzmir AKP'ye oy vermiyor diye oluyor. Madem bize oy vermiyorsunuz bizler de sizi cezalandırırız diyorlar' dedi. İzmir'in yeni yaşam çağrısına kulak vermesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, 'Bir tarafta bizim evrensel ilkelerimiz, yüzyıllardır insan hakları çerçevesinde belirlenen değerlerimiz var. İzmir halkı ilkelerin yanında mı olacak yoksa ilkeleri umursamayıp koltuk sevdasına tutulanların mı yanında olacak?' dedi. BÜTÜN RENKLERLE MEYDANLARDAYIZ 90 yılda hiçbir zaman halkın temsilcilerinin iktidara gelmediğini dile getiren Demirtaş, '90 yıldır iktidarda halk yok. Devlet sadece kendi için orada. Türkler de yönetmiyor ki devleti, hepimiz beraber eziliyoruz. Sadece öyle düşünmemizi sağlamaya çalışıyorlar. Aramıza nifak tohumu ekiyorlar. Biz burada ırk, dil, din, cinsel yönelim ayrımı yapmamalıyız. Farklılıklarımızla beraber olmalıyız, yaşamalıyız. Bakın burada her kesimden insan var, Türk, Kürt, Alevi, Aünni, LGBT, Çerkez, Laz ve daha sayamadıklarımız. Hepimiz beraber olmalıyız. Aç insanın Laz'ı Türk'ü Kürt'ü yok. İşte bütün renklerle meydanlardayız. Birbirimizi suçlayarak kardeşliği inşa edemeyiz. Ezilen bütün kimlik ve inançlarımızla renklerimizi yarın sandığa yansıtalım. İzmir halkı uzatılan bu barış ve kardeşlik elini tutmalıdır. Demokratik çözüm Kürtler ve AKP arasında değildir. Halklar arasındadır. Yeni anayasayı da ancak böyle yazabiliriz' dedi. Yaklaşık 1.5 saat süren konuşmasının ardından arabasına binmek üzere sahneden ayrılan Selahattin Demirtaş'a vatandaşın ilgisi büyüktü. Neşe Yavuz / Ege'nin Sesi
Kobani'ye Destek İçin İstanbul'dan Yola Çıktılar
IŞİD'in saldırısı altındaki Kobani halkına destek vermek isteyen bir grup, bugün Kadıköy'den otobüsle yola çıktı. HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ'ın da katıldığı uğurlama sırasında bazıları gözyaşı döktü.Terör örgütü IŞİD'in Suriye 'nin Rojava bölgesindeki Kobani halkına yönelik saldırılarını protesto eden ve Kobani halkına destek vermek için Suruç'a doğru yola çıkan 50 kişilik bir grup, bugün saat 13.00'te Kadıköy eski Salı Pazarı girişinde toplandı. Protestocu grup içinde yer alan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, 'Bugün bir yolculuğa çıkmak için bir araya geldik. Bu yolculuk bir özgürlük yolculuğu, insanlık değerleri için direniş yolculuğu, bu yolculuk dayanışmanın ve Rojava'daki o büyük insanlık davasını sahiplenmenin yolculuğudur. Bu yolculuk haramilerin saltanat kuramayacağı iradesini ilan etme yolculuğu. Bugün Kobani'de gerçekleştirilen direnişe sahip çıkmak bütün dünya halklarının, dünya kamuoyunun aslında birinci görevi. Bugün buradaki dayanışmayı bütün dünya kamuoyunun ve insanlık değerlerinden anlayan, anladığını söyleyen bütün kesimlerin göstermesi gerekir. Ancak hayatın siyasetin gerçeklerine baktığımızda bu cevabı göremiyoruz. Çünkü Rojava'daki bu barbarca saldırıya karşı IŞİD adı verilen bu cinayet şebekesinin saldırılarına karşı direnenler sadece Kürt halkı ve Rojava'da Kürt halkıyla birlikte mücadelesini ortaklaştırmış, diğer halklarımızdan kesimler' dedi.OTOBÜSE YÜRÜMELERİNE İZİN VERİLMEDİŞanlıurfa'nın Suruç ilçesine gitmek istediklerini söyleyen grubun kendilerini bekleyen otobüse yürümesine polis izin vermedi. Polisle grup arasında kısa süren bir gerginlik yaşandı. Anlaşmanın ardından otobüsün kalabalığın olduğu yere gelmesine karar verildi. Otobüsün gelmesinin ardından yolcular sevenleriyle birbirlerine sarılıp vedalaştı. Vedalaşma sırasında gözyaşı dökenler oldu. Yolculuk öncesi bazı gençler hatıra fotoğrafı çekildi. Otobüse binen yolcular geride kalanlar tarafından zafer işaretleriyle uğurlandı.(Cengiz ÇOBAN / DHA)
HDP'li Yüksekdağ: 'Kobani Değil Türkiye Düştü'
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 'Kobani düştü düşecek dediler ama düşen Kobani değil Türkiye oldu' yorumunu yaptı.HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında konuştu. İşte Yüksekdağ'ın konuşmasından satırbaşları:Kobani düştü düşecek denirken, insanlar kardeşlerinin yaşamı için sokağa çıktı. Demokratik bir biçimde başlayan eylemler ve sahiplenme tutumu, kurşunlarla, linç tezgahlarıyla kesilmeye çalışıldı. Bir sıkıyönetim ve darbe uygulaması zemini yaratıldı.- Kobani’nin düşürülmesine kilitlenmiş siyaset, AKP’nin başı gibi davranan Cumhurbaşkanı ve onun kışkırtıcı sorumsz tavrı bu noktaya getirdi. Kobani  ha düştü, ha düşecekti, 'çifte bayam' olacaktı ama Allah zalime bayramı nasip etmez. Kobani’deki soylu insanlık direnişi Kobani’nin düşmeyeceğini bütün dünyaya ilan etti.'Kobani değil Türkiye düştü'- Kobani düştü düşecek dediler ama düşen Kobani değil Türkiye oldu. Hükümetin karanlık hesapları düştü. Türkiye itibar kaybetti, bölgede gözden düştü.- Hükümet BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olmak için kapıda bekliyor, ama seçilemiyor. İtibarı yere çakılmıştır.- Şam’a gideceklerdi, Suriye politikaları çöktü. Rojava’daki yeni yaşamı yıkıma uğrtacaklardı, Kobani’yi düşüreceklerdi. Olmadı. Bugün çapsızlıklarının bedelini halklara, partimize ödetmeye çalışıyorlar.- Bölgede Türkiye’nin dostu olabilecek tek güç Kürtlerdir, Rojava halklarıdır. İktidar bunlarla dost olma olanağını da yitiriyor. Rojava halklarının dostluğunu geleneksel imhacı devlet politikalarına kurban etmek AKP tarzı oldu. Muhalif kesimleri marjinal ilan etmekte üsterine yok, ama bugün Türkiye Hükümeti dünyanın ve bölgenin marjinali oldu.'Sizi bu siyasetinizle hiçbir kale koruyamaz'Türkiye kendi halkına marjinal hale geldi. Bizi siyaset odacıklarında istedikleri gibi yönetebileceklerini sanıyorlar. Sizi bu siyasetinizle hiçbir kale koruyamaz.- Bugüne kadar bu direnişe gözünü kulağını kapatanlar, sonradan bir kurtarıcı peleriniyle alana dalarız diye düşünenler yanıldı. Kobani tüm dünyada, meşruiyeti daha fazla kabul edilen bir noktaya geldi. Bu, direnişin gücüdür.- Bir savaş cehennemine dönüştürülen Ortadoğu'da ancak direnmekten vazgeçmekseniz size dayatılan 'gerçek' yenilir. Rojava gerçeği, Ortadoğu’da yaratılmak istenen karanlığa galip gelmiştir. Bu sadece Rojava’nın da değil tarihin bir kazanımıdır.- Rojava’da biz, geleceğimizi kazanıyoruz. Eşit ve özgür bir geleceği. İşte hükümetin istemediği tam da budur. Kobani direnişinin gücünü en geç fark eden hükümet olmuştur. Sadece mecbur kaldığında adım atma siyaseti tekerrür etmiştir.- Memlekette Kobani düşmesin diye yer yerinden oynadı, Davutoğlu şimdi “Suruç’la Kobani’yi birbirinden ayırmıyoruz” diyor. Beyefendi yeni farketmiş. Sayın Davutoğlu, Kobani gerçeğini bir ay önce görseydiniz bu kadar insan yaşamını yitirmeyecekti.'Bu ölümleri mi beklediniz koridor için?'- Hükümete açıkça 'Dayanışma amaçlı koridoru açın' dedik. Şimdi haklı olarak soruyoruz, 'Bu ölümleri mi beklediniz koridor için?'- Kusura bakmayın Davutoğlu, kusura bakmayın Erdoğan, ölümler üzerinen siyaset yapan sizsiniz. Biz ölerek siyaset yapıyoruz, ölerek!- Biz bu ölüm siyasetinin nice ateş çemberinden gelip geçtik. Bizi ölüm tehditlerinizle yıldıramazsınız. Kaç araba tehdit gördük. Partimizi hedef tahtasına oturtarak mamur olacağınızı sanmayın. Bu sizi ancak çöküşe götürür.- Hükümet partimize karşı yalan ve çarpıtmaya dayalı öyle bir tablo oluşturdu ki, gerçeği açığa çıkartmak için de mücadele ediyoruz.- Gerçekler, olaylar araştırılmaya kalkıldığında suçlarınızın açığa çıkacağından mı korkuyorsunuz? Tek bir kamu görevlisi hakkında tek bir soruşturma bile yokken çoğu partilimiz iki bine yakın kişi, gözaltına alındı.- Yeni Türkiye'ymiş. Neye dayanarak inanacağız? Sizin yeni Türkiye'nizde, Adana’da bir gazete dağıtıcısı maskeli kişilerce katledildi. Maskeli faşizm hortladı, hükümet bunları bırakmış HDP ile uğraşıyor.- 'Kobani ve Rojava kantonlarını savunmayı süreçten ayrı düşünmeyin' dedik, Hükümet 'O ayrı bu ayrı' dedi. Bugün geldiği nokta bu. Biz artık sözleri ve bu sözlerle oyalamayı değil, gerçeği ve somut politikanın ta kendisini istiyoruz.Akil insanlar toplantısı- Akil insanlar toplantısı yapıldı. Peki Akil insanların ilk çalışmasında hazırlanan raporlar ne oldu?Akil insanlar size yol haritasının somut noktaları olacak tasarılar sundu. Sayın Öcalan yol haritası sundu. Hiçbir şey yapmadınız. - Hükümet sürecin deyim yerindeyse ekmeğini yemeye devam ediyor, ama somut adım atmıyor. Taslak da taslak.- Gerilim, çatışma, savaş dili ve siyaseti. Baskı politikalarının perçinlenmesi: Yol temizliğinden bunu mu anlıyorsunuz? Yol temizliği tastamam da demokratikleşmedir.- Barış bir temenni değildir, bir çatışmasızlık değildir, toplumsal bir olgudur, toplumla demokrasi temelinde bir araya gelmektir. Demokrasi yoksa barış da yoktur, barış yoksa da çözüm. Demokrasi de güvenlik paketleriyle sağlanamaz. Önce demokrasiyi getireceksiniz.- Gerçekten derdiniz sınır güvenliğiyse Rojava kantonlarını tanıyın. Güvendeki bir Rojava'dan daha güvenli bir bölge olamaz. Sınır içindeki güvenlik de demokrasiyle sağlanır.Süreçte muhattap kim? - Cumhurbaşkanı bir dil koşuyor, Başbakan ve bakanlar ayrı bir dilden. Bakanlar bir şey söylüyor, Cumhurbaşkanı çıkıp bakanlara yanıt veriyor. Böyle bir lakayıtlık olabilir mi? Süreçte muhattap kim? Davutoğlu mu yoksa kendisini her şeyin tek lideri gören Erdoğan mı? Önce bi bunu görelim.- İmralı’daki odayla, masayla, televizyonla uğraşmayın, sizin çok daha önemli işleriniz var. Gerçek sorunlarla ilgilenin. - Sayın Öcalan’ın villa istediği yok. Bizim gibiler villa istemez, villalar Hükümetin siyasetçilerine yakışır. Halkların Demokratik Partisi olarak tüm linç girişimlerine rağmen barış, çözüm ve özgürlük yolculuğundaki yerimizi koruyacağız.- Bu Cumartesi 500. kez toplanacak olan Cumartesi Annelerinin yanında olmak, insanlık ailesinin yanında olmak demektir. Cumartesi Annelerinin kimi zaman göz yaşlı ama her zaman kararlı yürüttükleri mücadelelerini selamlıyorum.Cumhuriyet
Yeni Sıcak Nokta Afrin mi?
Kobani’nin ardından bu kez Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin ilan ettiği kantonlardan Afrin, KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın ‘Afrin düşerse süreç biter’ sözleriyle gündeme geldi. Al Jazeera Türk Afrin ve çevresindeki son gelişmeleri mercek altına aldı.Nusra Cephesi'nin, Kobani'nin batısındaki Afrin'e saldırmaya hazırlandığını söyleyen KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, 'Kobani düşerse veya Afrin'e saldırılarsa, Türkiye'deki çözüm süreci biter' diye konuştu. Türkiye’nin Nusra Cephesi’ni durduracak nüfuzu olduğunu söyleyen Bayık, aksi halde 2013 Mart’ında başlayan ateşkesin bozulabileceğini ifade etti. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da, Salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, Nusra Cephesi’nin Afrin'e saldırı hazırlığı yaptığını dile getirerek, 'Kobani'de umduklarını bulamayanlar, direnişi bitirme muradına eremeyenler bu kez gözlerini Afrin'e dikti' dedi.Peki Afrin ve çevresindeki son haftalarda neler yaşanıyor? Bayık ve HDP’den gelen açıklamalar neyin sinyalini veriyor?PYD’nin Ocak ayında Kobani ve Cezire ile birlikte ilan ettiği üç kantondan biri olan Afrin, Suriye’nin Halep kentine bağlı, Türkiye’nin Hatay iliyle komşu olan bir sınır ilçesi.Bölgenin demografik yapısıyla ilgili net bir bilgi yok ancak farklı kaynaklar ilçede 300 bin ila 1 milyon arasında nufüs yaşadığını belirtiyor.Afrin Suriye rejiminin muhalifleri tamamen kuşatmak üzere olduğu Halep kent merkezine 60 kilometre uzaklıkta.Afrin’in güneyindeki Nübbül ve Zehra köyleri PYD ve Suriye rejimi tarafından kontrol ediliyor.Bu hatta yakın bölgede ise Nusra Cephesi, İslami Cephe, ÖSO ve bağlantılı grupların yanısıra, daha uzak mesafede olmasına rağmen doğu tarafına yakın bölgede de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) unsurları bulunuyor.Nusra sınıra yaklaştıSon haftalarda Nusra Cephesi, Cemal Maruf’un liderliğini yaptığı ılımlı muhalif gruplardan Suriye Devrimciler Cephesi’nin elinden bazı bölgeleri alarak Afrin sınırına daha da yaklaştı.Bunun üzerine PYD, Halep merkezi yakınlarındaki Kürt köyleri Şeyh Maksut ve Halidiye’den Afrin bölgesine doğru takviye göndermeye başladı.Bölgede bulunan gruplar PYD’yi Suriye rejimiyle işbirliği yapmak ve Halep kuşatmasına karşı direniş göstermemekle suçluyor.Al Jazeera’nin sahadan edindiği bilgilere göre, İslami Cephe, Nusra Cephesi, ÖSO bünyesinde olduğu iddia edilen bazı gruplar ve IŞİD, Afrin’de PYD’ye karşı bir işbirliğine gitmeye hazırlanıyor.Afrin, Kobani’nin aksine Suriye’nin kuzeyindeki öteki Kürt bölgelerine nisbeten uzak bir noktada. Kasaba Kobani’ye 180 kilometre uzaklıkta. Dolayısıyla YPG birliklerinin olası bir çatışma durumunda bölgeye yeterli desteği gönderme olasılığı çok düşük.Bayık, Türkiye’nin Nusra Cephesi üzerinde söz sahibi olduğunu ve bu sebeple olası bir saldırıyı Türkiye’nin engelleyebileceğini belirtiyor.Türkiye’nin Nusra Cephesi ile organik bir bağı yok, ancak Ankara İslami Cephe grubuyla zaman zaman temas kuruyor, Batı ülkelerinin de tanıdığı HSO ve bağlantılı muhalif grupların üzerinde ise söz sahibi.Kobani’den sonra Afrin’de de çatışmaların patlak vermesi bölgede yeni bir insani krizin ortaya çıkmasına da sebep olabilir.Şiddetli çatışmaların yaşanması yüzbinlerce sığınmacının daha Türkiye’ye akın etmesi anlamına geliyor.Bu kez sığınmacı akının, Afrin’in komşu olduğu Hatay ve Kilis kentlerine yoğunlaşması söz konusu olabilir.Böyle bir durumda sığınmacıların gideceği bölgeler, Kobani-Suruç hattındaki durumun aksine, Türkiye içinde Kürt nüfusun yoğun olmadığı sınır kasabaları olacak.Serdar Ataş ve Erman Yüksel | Al Jazeera
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Hatip Dicle'nin, Abdullah Öcalan'ın mesajını Cizrelilere aktarmasının ardından, bir çocuğun daha öldürülmesi; ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor.HDP Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'la bir grup gazetecinin buluşmasında; ana konulardan biri, Cizre'de meydana gelen olaylardı. Öcalan'ın çağrısına rağmen, eylemlerin devam etmesinin nedenini, HDP yöneticilerine sorduk. Cevapları şu oldu: 'Hayır öyle bir şey yok. Cizreli gençler Öcalan'ın çağrısını kabul ettiler ve çağrıya uydular. Hendekleri kapattılar, saldırı bunun ardından gerçekleşti.'
'Bilimsel, Laik, Anadilde Eğitim' İçin Binler Kadıköy'de Buluştu
Alevi örgütleri ve Eğitim Sen’in Kadıköy’deki mitinginde bir araya gelen binler demokratik yaşam ve laik eğitim taleplerini haykırdı.Alevi örgütleri ve Eğitim Sen’in Kadıköy’deki mitinginde bir araya gelen binler demokratik yaşam ve laik eğitim taleplerini haykırdı. Mitingde öne çıkan talepler zorunlu din dersinin kaldırılması ve cemevlerine ibadethane statüsünün kazandırılması oldu. Mitingde sık sık “Laik, bilimsel, ana dilinde eğitim” ve “Öğretmenler greve öğrenciler boykota” sloganları atıldı.Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADF), Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmesine, ‘tek din, tek mezhep’ dayatmasına ve asimilasyona karşı Kadıköy’de miting yaptı.Miting alanı olan Kadıköy İskele Meydanı’na iki koldan yürüyüş gerçekleşti. Haydarpaşa Numune Hastanesi kolunda HDP, HDK, ESP, DTK, DİSK, KESK, TBB; TMMOB, Eğitim Sen, Beşiktaş Çarşı taraftar grubu ve Cem Vakfı yürüdü. Söğütlüçeşme kolundan da CHP, EMEP, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Yöre Dernekleri, Dersim Dernekleri Federasyonu, Halkevleri, Emek Gençliği, FKF, BHH, Kaldıraç, AKA-DER, Partizan, Mücadele Birliği, BDSP, Sürekli Devrim Hareketi ve Fenerbahçe Sol Açık taraftar grubu yürüdü.
‘İç Güvenlik Paketi Barış Değil Daha Fazla Çatışma Getirecek’
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, İç Güvenlik Paketi’yle ilgili olarak “Kendi halkına savaş ilan edilen bir paketin, barışın önünü açacağına kim inandırabilir. AKP’nin, sarayın ve Başbakanın tehditleri inandıramaz. Bu paket, barış değil daha fazla çatışma getirecek” dedi.Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ grup toplantısında konuştu.Yüksekdağ’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:İç Güvenlik Paketi adı altında Türkiye halklarının önüne konulan paket, AKP hükümeti ve sarayın güvenliğinin sağlanmasından başka bir şey değildir. Güvenlik ve baskı politikaları değil, daha fazla barışa, çözüme ve özgürlüğe ihtiyaç var.Bu siyasi iktidar bunu görmüyorsa aksini yapıyorsa, gerilim ve baskı politikasını birincil olarak artırma ve sürdürme tavrında ısrar ediyor demektir. Meclisin gündeminde olan ve bir hafta daha ertelenen güvenlik paketi, AKP’nin bu politikada ne kadar ısrarcı olduğunu gösteriyor.Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasında bu ölüm ve baskı paketini çıkarma konusunda ne kadar ısrarcı olduğunu bir dile getiriyor. Sorumsuz bir politika bu. Her sözüyle gerilimi yükselten, kışkırtıcı bir dil bu.AKP’ye sesleniyorum; bu paketi geri çekmek için bir hafta var. Bu paketin önünü, sonunu bir kez daha hesaplayın. Bu pakete karşı demokratik muhalefetin taleplerini dikkate alın ve paketi geri çekin. Sorumlu politika, bu paketin geri çekilmesi olacaktır.Bu paket halkın güvenliği dışında her şeyi amaçlıyor. Amaçlarından birincisi, baskıcı ve otoriter rejimin, muhalefet karşısında korunması ve hiçbir engelle karşılanmadan saltanat kurmaktır. Tek adam, tek parti diktatörlüğüne dayanan bir siyasi rejimi inşa etme tavrının ne kadar gayri meşru olduğunu gördükleri için, halk tarafından kabul edilmeyeceğini bildikleri için, kendileri gibi düşünmeyen muhalefeti etkisizleştirmek için, kendi güvenliği için paketin gündeme getirilmesi politikası bu.İkincisi, bütün halk güçlerinin, özellikle partimizin karşısına yeni bir baraj çıkarma amaçlanıyor. Ne diyor saraydaki, ‘seçimlerden önce seçimin güvenliğini sağlamak için, huzur içinde 2015 seçim sandıklarına gidebilmek için bu paketi çıkarıyoruz’ diyor. Biz tersini söylüyoruz aylardır. Asıl bu paketi çıkarırsanız, halkı tehdit eder, kuşatma altına alırsınız.Saraydakinin tek derdi, tek muradı budur. 2015 seçimlerinden önce bütün Türkiye toplumu, halkları devlet terörü uygulamasıyla karşı karşıya bırakılacaktır. En fazla hedef tahtasına oturtulan da partimizin yürüyüşüdür.1980 Anayasasına dayandıkları seçim barajı sallanıyor. HDP’nin bu barajı halkın gösterdiği ilgiyle aştıklarını görüyorlar. Bu nedenle ikinci bir baraja antidemokratik yasalara ihtiyaç duyuyorlar. İşte bu süreçte, seçimlerin, demokratik tercihlerin önünün açılabilmesi için bu devlet terörü paketinin ölüm paketinin geri çekilmesi gerekiyor.Üçüncüsü bu ‘İç Güvenlik Paketi’ adı verilen baskı ve yasak paketi, barışın ve çözümün getirilmesine asla ve asla hizmet etmiyor. Bu paket barış karşıtıdır. Kendi halkına savaş ilan edilen bir paketin, siyasetin barışın önünü açacağını kim inandırabilir. AKP’nin, sarayın ve Başbakanın tehditleri inandıramaz. Bu paket, barış değil daha fazla çatışma getirecek.Sadece hareket halindeki güçleri değil, her kesimi hedefliyor. Bu paketin içeriğini Kürt halkı çok iyi bilir. Sol, sosyalist, devrimci muhalefet bu paketi çok iyi bilir. Hemen vazgeçin. Harekete geçmek isteyen bütün Türkiye halklarına ‘Kör sağır ve felç olmuş bir şekilde kabullenin’ diyorlar. Tüm toplumu ve Türkiye halklarını felç etmek için bu paket çıkarılıyor.Bu paket, taşları bağlayıp köpekleri salma paketedir. Toplumun elini kolunu bağlamak, bütün sadırı odakları salmak anlamına geliyor. AKP, karanlık güçlerden, çeteci odaklardan onların gayri nizami odaklarından bahsediyordu. Şimdi soruyoruz, bu sizin çete dediğiniz, paralel dediğiniz, nizami hareket etmiyor dediğiniz bütün güçleri yasal güvenceyle serbest mi bırakıyorsunuz?Bu devlet terörü paketi uygulamaya geçtiği andan itibaren üzerinde üniforma taşıyan devlet görevlisi, bu halka istediği zulmü yapabilme olanağına sahip olacak. Yasallığı güçlendirilmiş ve daha bir koruma altına alınmış militarist saldırganlığın önü açılacak.Bundan sonra işlenecek bütün katliamların ve suçların sorumluluğunu üstleniyor. Biz bunu anlıyoruz, bundan sonra polisin ve karanlık güçlerinin işleyeceği her bir suçun sorumlusu AKP hükümeti ve saraydakinin kendisidir.Hangi akıl, hangi vicdan bu paketin geçmesini kabul edebilir. Bu paketin geçmesi kırılma noktasıdır. Toplumsal değerler etrafında bir araya gelme şansını da dinamitlemek istiyorlar.Bu paket, çözüm sürecinin barışçıl şekilde yürütülmesini dinamitleyecektir. Bu paketin çıkarılmasını toplumun hayrına olmadığını çok iyi biliyoruz. AKP’ye ve Başbakan’a bir kez daha çağrı yapıyoruz, vaktiniz varken bu paketi geri çekin.Saraydaki sigaranın zararlarıyla uğraştığı kadar, biraz da biber gazı ve merminin zararlarıyla uğraşsın. Berkin'in annesini yuhalatmak serbest, katillerini korumak serbest, protesto etmek için pankart açmak mı yasak?Saraydaki başkanlık seçimi diyor. Böyle bir benmerkezci siyaset olamaz. 2015'te halk vekilini seçecek, kimse rüya görmesin.İMC Tv ve Cumhuriyet