onedio
Remix Halleriyle Aklımızda Kalan Şarkılar
Bazı şarkılar vardır orijinal haliyle yüreğimizi dağlar, remix haliyle pistte coşturur! Orijinalini unutturan, remix haliyle aklımızda kalan ve her yerde durmadan çalan şarkıları tek bir listede topladık!Sen de kendi favorini yorumlara yaz! 
‘Li Beirut’ Cover’ıyla Kalbe Dokunan Sanatçılar
Fairuz’un “Li Beyrut”u sadece bir şarkı değil, Lübnan’a yazılmış bir ağıt, bir mektup, bir özlem... O kadar güçlü bir parça ki her söyleyenin sesinde başka bir hüzün yankılanıyor. Bu listedeki sanatçılar ise bu parçaya öyle bir dokunuyor ki kalp biraz burkuluyor, gözler biraz buğulanıyor. İşte “Li Beyrut” yorumuyla kalbimize dokunan 11 isim. 👇
Gaye Ateş’in Tuvalinde Yolculuk ve Hafıza
Modern sanat, ellili yıllarda Amerikan toplumunun pratik ve hızlı tüketime dönük karakteristik yapısından dolayı giderek yozlaşmış ve tartışmalı noktalara kaymıştır. Tabi bu şekildeki sanatın sürdürülebilmesi için sorun olan veya olacak olan sanatta içerik, anlam, ifade gibi kavramları önce önemsizleştirilmiş sonra da dışlanarak kritersizlik derecesine getirilmiştir.  Böylece estetiği, güzellik beklentileri, yetenek, yaratıcılık gibi kavramları dışlayan bir sözde sanat imajı oluşturulmuştur. Kısaca bugün modern sanat adı altında birçok akımın geldiği yer ve hâkim uygulamalar, eseri sanata uygun biçimde oluşturmak yerine, sanatı esere uygun hale getirmeye çalışmaktan başka bir şey değildir,Sanatın bu negatif sonucunu arkasında çeşitli etkenler vardır. Ancak en önemli sebep, özellikle felsefe ve dilbilimsel izahlara dayalı “kavramsal sanat” denilen akım olmuştur, Aslında ismi mantıksız olmakla birlikte “Kavramsal sanat” akımı sanata uygun doğru bir şekilde başladı. Çok güzel yapıtlar da oluşturuldu. Maalesef, sağlam kriterler ve bir sınır olmadan sadece kavram gibi çok geniş kapsamlı bir temele oturttukları için hızla dejenere oldu. Gerçekten de bazı yorumcular ve uygulayıcılar sanatsal özgürlük adına öylesine kavramsal sanat tanımları yaptılar ki, pratikte çok trajikomik sonuçlar ortaya çıktı. Kısaca dilbilimsel yapıyı bilen bilmeyen birçok sanat insanı kendi fikir doğrultusunda sanatın kapsamını çok genişletmiştir. Dolayısıyla kavramsal sanatın kendi kriterleri de işlevsiz hale gelmiş veya terk edilmiştir. O kadar ki neredeyse insanın yapabildiği tüm ifade yöntemlerini eylemleri, ilginçlikleri ve becerileri sanata dâhil etmenin önünü açmıştır. Ve kaçınılmaz olarak da kontrolden çıkmıştır. Buna bir benzetme yaparsak Kavramsal sanat, tıpkı vücuttaki sağlıklı hücreler gibi davranan ve kontrol edilemeyen kanser hücreleri haline gelmiştir. Ve sanatı hasta etmiştir. Şimdi bu konuda kavramsal sanat konusunda çok özel bir ressamla devam edeceğiz, Gaye Ateş’i yorumlayacağız.
Geçmeyen Şeylerin Yazarıyla: Cihad Kök
Bazı kitaplar vardır, onları okurken kahramanlara değil kendine sinir olursun. Kapatırsın kapağını, sonra gidip üstüne tekrardan düşünürsün, “ne saçmalamışım” dersin. Çünkü o kitaplar bir hikâye anlatmaz; seni anlatır. İşte “Uyuyunca Geçmeyen Şeyler Var”, tam olarak böyle bir kitap.Cihad Kök, edebiyatın steril mutfağından değil, yatak odasında sabaha karşı gözünü duvara dikmiş bir adamın zihninden yazıyor bu metinleri. “İyi yazılmış” cümleler değil bunlar; dürüst cümleler. Hani o kimseye anlatmadığın, terapist bile olsa ağzından çıkmayacak duygular var ya, işte onlar burada yazılı. Bu yüzden insan okurken biraz utanıyor, biraz huzursuz oluyor ama en çok da yalnız olmadığını hissediyor.Bu kitap bir tür duygusal otopsi: hangi aşk ne zaman öldü, hangi gece hangi düşünce uykudan güçlü çıktı, hangi cümle hâlâ içini çiziyor... Her biri, uykunun bile üstünü örtemediği duygusal kırıntılar. Bir ilişki günlüğü değil; bir kayıp envanteri. Satırların arasında kaybolmaktan korkmuyorsun çünkü kaybolduğun yerin haritası bu kitapta çizilmiş zaten.“Uyuyunca geçmiyor” evet. Ama belki birileri yazınca, en azından anlatılabilir hâle geliyor.Bu metinlerin arkasındaki yazarla, duyguların geçmediği yerlerde biraz daha oyalanmak ve metnin ruhuna daha da yaklaşmak için bir söyleşi yapmak istedik. İşte Cihad Kök’le, “Uyuyunca Geçmeyen Şeyler Var” üzerine gerçekleştirdiğimiz o samimi ve derinlikli röportaj:
Senin Duyguların Bir Müzik Aleti Olsaydı Ne Olurdu?
Duygularına göre bir müzik aleti olsaydın ne olabileceğini hiç düşündün mü? Bas gitar, keman, çello, saz... Cevabı öğrenmek için yapman gereken tek şey bu testi tüm içtenliğinle çözmek. Hazırsan başlıyoruz!
Çıkalı 20 Sene Olmuş! 2005 Yılının Hit Parçaları
etiket
Zaman gerçekten akıp gidiyor… Sanki dün gibi ama tam 20 yıl olmuş bu şarkılar hayatımıza gireli. Kimini bir yaz aşkıyla, kimini lise kantininde dinledik. Bazıları hâlâ ilk günkü gibi kalbimizi sıkıştırıyor, bazılarıysa çalar çalmaz gülümsetiyor.2005’in bu hit parçaları, sadece müzik değil, bir dönemin duygusu, havası, rengi… Hadi o yıllara hızlı bir müzik yolculuğu yapalım! 🧡
Reklam
İtalyan Yazı Yaşamak İçin Listenizde Olması Gerekenler
etiket
Amalfi kıyılarında bir yaz tatili yaşıyormuş gibi hissetmek isteyenler burada mı? Dinlediğiniz anda sizi Napoli'den Amalfi'ye götürecek, İtalya'nın o keyifli esintisini barından en iyi İtalyan şarkıları özenle seçtik. Listenize ekledikten sonra yapmanız gereken tek şey müziğin sesini açmak ve gözlüğünüzü takmak. Hazırsanız başlıyoruz!
Babamın Sandığı: Bir Milletin ve İnsanın Dönüşüm Romanı
etiket
Kemal Sinan Özmen, 'Döngü – Bir İnsanlık Üçlemesi' serisinin ardından, bu kez 'Babamın Sandığı' romanıyla okuyucularını Türkiye'nin yakın geçmişine ve insan ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Yazar, epik bir bilimkurgu üçlemesinden sonra, 1980 darbesiyle şekillenen Türkiye'ye ve insanlarına odaklanarak, bu geçişi bir görev olarak gördüğünü ifade ediyor. 'Küçük krizler insanı tutucu yapar, büyük travmalar ise dönüştürür,' 'Hepimiz birbirimizin devamıyız; başı, sonu, tekrarı ve uzantısıyız,' ve 'İnsan çocukluk anılarını hatırlar fakat neredeyse tüm çocukluk duygularını unutur' gibi romanın temel sloganları, yazarın evrensel psikolojik unsurlara olan inancını ve bu inancın romanın katmanlarına nasıl işlendiğini gözler önüne seriyor. Bu roman, sadece bir hikâye anlatıcılığının ötesine geçerek, insanlık durumuna dair derin sorular soran ve okuyucuyu kendi 'sandığını' açmaya teşvik eden güçlü bir edebi eser olarak beliriyor.Özmen, 'Babamın Sandığı'nda, 1980 askeri darbesinin hem Ozan'ın kişisel yaşamındaki kırılmayı hem de toplumsal travmayı nasıl tetiklediğini inceliyor. Yazar, bu dönemin etkilerinin günümüz siyasetinde ve toplumsal sınıflar arasındaki empati kaybında hala kendini gösterdiğini vurguluyor. Roman, neo-liberalizmin etkileri ve toplumsal akıl hastalıkları gibi makro konuları da doğal bir biçimde ele alırken, Ermeni bir iş insanının kimliğini gizlemesi, Kürt olduğu için dışlanan bir karakter, mülkiyedeki liyakatsizlik gibi yan anlatılarla Türkiye'nin kronikleşmiş problemlerine dikkat çekiyor. Hikmet Bey'in tutuklanmasıyla başlayan 'duygusal belirsizlik' ve 'duygusal felç' durumu, geçmişle hesaplaşmanın ve şimdide var olmanın önemini okuyucuya aktarıyor. Yazar, sade ama lirik dili ve keskin ama duyarlı duygusal anlatımıyla, okuyucunun kendi iç dünyasına dönmesini ve kişisel bir aydınlanma yolculuğuna çıkmasını umduğunu belirtiyor.
Reklam
Flörtü Müzikle Etkileyeceğin O Şarkıyı Söylüyoruz!
etiket
O özel kişiye duygularını anlatmanın en havalı yollarından biri de doğru müzikle etkilemek! Peki senin enerjine, tarzına ve flört biçimine en çok hangi şarkı yakışıyor? Seni sadece sözleriyle değil, havasıyla da temsil edecek, dinlediğinde “bu tam benlik” diyeceğin o parçayı bulmaya geldik.Hazırsan, ritimlerle konuşma zamanı...
Güzel Havaya Rağmen Sana Çalışma Gücü Verecek Olan Şarkılar
etiket
Dışarısı güneşli, deniz davetkâr, kafe köşeleri dolup taşmış ama senin ekran başında kalman gerekiyor, biliyoruz... İşte tam da o anlarda sana eşlik edecek, modunu bozmadan odaklanmanı sağlayacak şarkılar burada. Ne çok hareketli ne de tamamen duygusal… Tam kararında ilham veren, içinden bir yerleri kıpırdatan parçalar. Kahveni koy, kulaklığını tak. Çalışma listen hazır.👇🏻
Spotify Wrapped’inizde Yer Alması Gereken 12 Nadide Şarkı
etiket
Her yıl Spotify Wrapped sonuçlarında aynı 3-5 şarkıyı görmekten sıkılanlara özel bir liste hazırladık. Bu yıl listeye gerçekten hava katacak ve pek bilinmeyen ama çok sevdirecek 12 nadide parça burada! Yıl sonunda Spotify karnenizi bizimle paylaşmayı unutmayın!
Reklam
Araştırmalara Göre Kedi-Köpek Beslemek Beyin Sağlığını Koruyabilir
University of Geneva'dan Adriana Rostekova liderliğindeki bir ekip tarafından yürütülen yeni araştırma, kedi ve köpek sahipliğinin bilişsel gerilemeyi yavaşlatabileceğini ortaya koydu. Çalışma, 50 yaş ve üzerindeki bireylerin sağlık ve emeklilik süreçlerini inceleyen sekiz farklı anketin 18 yıllık verileri kullanılarak gerçekleştirildi. Kaynak
Kuzey Kore'de Kot Pantolon Giymek Neden Suç Sayılıyor?
Dünyanın çoğu yerinde kot pantolon sıradan bir giysi. Rahat, pratik ve gündelik. Ama Kuzey Kore’de durum çok farklı. Bu ülkede kot giymek yalnızca yasak değil, bir tehdit unsuru olarak görülüyor. Sebebiyse sadece moda değil, çok daha derin.Gelin sebeplerine bakalım...Kaynak
Reklam
Söyle Kumralım! Yaşar'ın En İyi Şarkısını Seçiyoruz!
etiket
90’lardan bugüne, duygularımıza tercüman olmuş, bizi bazen hüzünlendiren bazen de gülümseten Yaşar şarkıları arasından sadece birini seçmek zor olsa da, artık karar zamanı! Şimdi, bu efsane şarkılardan en sevdiğini söyleme sırası sende. Hangi Yaşar şarkısı senin hayatına en çok dokundu, hangi mısralar kalbine iz bıraktı?Unutma, sadece tek bir seçim hakkın var! 👇
Ses Frekansları İnsan Psikolojisini Nasıl Etkiliyor?
etiket
Müzik dinlemenin psikolojimizdeki etkisini birkaç sefer konuşmuştuk ama bu sefer frekansları ele alacağız. Bas ya da tiz olması hiç fark etmez. Kulaklarımızın duyduğu her titreşimi aslında sadece müzik değil, biraz da ruh hâlimizle oynayan bir oyuncu olarak düşünebiliriz. Peki nasıl oluyor bu?
Reklam
Özel Bir Uğur Batı Kitabı ve Devrim Erbil: Halılarının Ritmi ve Sonsuzluğa Dokunan İnsan Figürleri
etiket
İstanbul'u, zamanı, mekanı, kuşu, ağacı, ne bilirim ki, tüm bir şehri titreten adamdır Devrim Erbil. Onun halılarına baktığınızda, o çizgiler bazen bir kuş olur uçar, bazen de ressamının kendi sözleriyle bir günün seksen altı bin dört yüz saniyesi gibi, günlerin baş döndürücü akışını fısıldar. Tarih orada, geçmiş orada, şimdi de orada. Belki gelecek de. Onun halıları zamansızdır, tıpkı kendisi gibi.Mario Levi'nin düşündürücü sorusu yankılanır zihnimizde: 'İstanbul bir masal mıydı gerçekten?' Belki de o da Erbil'i anlamaya çalışıyordu bu soruyu sorarken. Zira Erbil'in halılarında, insan figürü kullanılmasa da, en çok insan vardır der Levi. Gökyüzünde insan vardır, kuşlarda insan, kentin karmaşasında insan, İstanbul'da insan, çizgide, perspektifte, yönde, mavide, gride, beyazda insan. En çok da umutta insan vardır, çünkü umut zaten insana dairdir. Sanki bir büyü gibi sarar bu his insanı. Kule'nin terasından Haliç'i seyrederken, bilmeden bu manzaraya doğru ilerlemiş gibi hissedersiniz. Ne çok ayrıntı bir araya gelmiştir o anlarda. Bir yüzyılın son demlerinde, dedenizin size bıraktığı kıymetli hatıralar eşliğinde, kırklı yaşlarınızda aşkla 'İstanbul Bir Masaldı' romanının veda satırlarını yazarken bulursunuz kendinizi. Son nokta konulacak mıdır, orası ayrı mesele. Ama o manzara ve hissettirdikleri karşısında, doğru bir yerde durduğunuzu haykırırsınız içinizden. İşte o anlar, ilham anlarıdır. Geçmişle, yaşadığınız anların derinliğiyle, kaybettiklerinizle ve onların size kazandırdıklarıyla buluşma anlarıdır. Gelip geçiciliğimiz üzerine düşünürken, yine aynı soru yankılanır: 'İstanbul bir masal mıydı gerçekten?'
Her An Birilerinin Tiktok'ta Tekrar Trend Yapabileceği 12 Eski Şarkı
etiket
TikTok her gün yepyeni trendler yaratıyor ama biliyoruz ki bazı şarkılar var... Sadece birkaç saniyesiyle bile tüm interneti yeniden ele geçirmeye hazır! 2000’ler ruhu, 2010’ların sahne tozu hâlâ üzerimizdeyken, bu şarkılardan biri aniden viral olursa hiç şaşırmayız. Çünkü bazı melodiler, bazı nakaratlar zamansız. Bir dansla, bir edit’le ya da minik bir “POV” ile ekranlarda dönmeye başlayabilirler.İşte o potansiyeli taşıyan, hâlâ içimizde çalan eski dost şarkılar burada.👇
Reklam