GENEL KÜLTÜR

TikTok her gün yepyeni trendler yaratıyor ama biliyoruz ki bazı şarkılar var... Sadece birkaç saniyesiyle bile tüm interneti yeniden ele geçirmeye hazır! 2000’ler ruhu, 2010’ların sahne tozu hâlâ üzerimizdeyken, bu şarkılardan biri aniden viral olursa hiç şaşırmayız. Çünkü bazı melodiler, bazı nakaratlar zamansız. Bir dansla, bir edit’le ya da minik bir “POV” ile ekranlarda dönmeye başlayabilirler.İşte o potansiyeli taşıyan, hâlâ içimizde çalan eski dost şarkılar burada.👇

Hayat bazen durur. Her şey bir anda yavaşlar, içimizdeki ses kısılır. Ama sonra bir şarkı çalar… Ve bir şey olur. Kalbimiz hafif kıpırdanır, gözümüz uzaklara dalar, içimizde yeniden başlama isteği uyanır. İşte o an için buradayız. Kendine bir nefes arıyorsan, biraz güç, biraz umut, belki biraz da “tamam, yeniden başlıyorum” deme cesareti gerekiyorsa doğru yerdesin.Bu liste tam sana göre. Kulaklığını tak, derin bir nefes al... Bazen sadece bir şarkı yeter. Baştan başlamak için

Bir yazarla değil, bir tanıkla karşı karşıyayız bu kez. Elinde kalem değilmiş gibi yazıyor Gürkan Sekmen; sanki içeriden biri, sanki olup biteni gerçekten yaşamış da artık anlatmak mecburiyetinde kalmış biri gibi. İlk romanı El Yapımı Ruhlar, öyle sadece bir kurgu değil. Bir zamanın gençliğini, o gençliğin boşluklarını, ideallerle yalanlar arasında sıkışmış ruh hallerini ifşa eden edebi bir yüzleşme.Bu kitap bir tarikat romanı değil, öyle olsa kolay olurdu. Bu kitap, bir insanın içini boşaltıp sonra tekrar doldurmayı vaat eden her yapının nasıl işlediğini, kimlerin bu yapıları neden isteyerek seçtiğini, karizmanın neye denk düştüğünü ve aidiyetin hangi açlığı doyurduğunu anlatıyor. Merkezinde Sîna adında bir figür var — peygamber değil ama öyle görünen biri. İnanan değil ama inandıran biri. Ama işte mesele de burada başlıyor: İnanç ne zaman başlar, inandırma nerede biter?Sekmen’in dili kimi yerde neredeyse bir şiir kadar içli, kimi yerde ise sarsıcı biçimde keskin. Tüm bunların ortasında, üniversite yıllarında savrulan bir gencin arayış hikâyesi var; aslında hepimizin hikâyesi. Çünkü bu roman, sadece bir karakterin değil, bir neslin “ben neyim?” sorusuyla yüzleşme hali. Ve ne yazık ki o yüzleşmede kimsenin alnı ak değil.Gelin, Gürkan Sekmen’le yalnızca bir romanı değil, o romanın etrafında şekillenen suskunlukları, soruları ve yanıt sandığımız boşlukları konuşalım. Bu röportaj bir röportajdan fazlası: bir döneme, bir kuşağa, bir dağınıklığa tutulmuş ayna gibi.

Eğer sen bir playlist olsaydın ismin ne olurdu hiç düşündün mü? Eğlenceli bir isim mi yoksa daha romantik mi? Bunu öğrenmenin tek yolu güzelce bu testi çözmek. Bakalım sen bir playlist olsaydın hangi isimde bir playlist olurdun, hazırsan başlıyoruz!

Bazı şarkılar, daha ilk saniyesinden sizi ele geçirir, sonuna geldiğinizde ise aynı cümle döner durur kafanızda. “Bir daha dinlemeliyim!” İşte o türden, müziğiyle beyninize kazınan, sözleriyle kalbinizi tırmalayan, ritmiyle ayaklarınıza hükmeden şarkıları derledik. Uyarıda bulunmak lazım ama. Bu liste bağımlılık yapabilir!