Gezegenimize Düşen Nadir Göktaşı Dünya'daki Suyun Nereden Geldiğini Ortaya Çıkardı
28 Şubat 2021'de, Winchcombe kasabası yakınlarında bir göktaşının parçalarını geride bırakan bir ateş topu Birleşik Krallık göklerini geçti. Bu, 30 yıldır İngiltere'ye düşen ilk göktaşıydı. Bilim insanları bu parçaları çok hızlı bir şekilde buldular ve onları hemen uygun bir ortama taşıdılar. Peki bu parçaların araştırması nasıl sonuçlar verdi? Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
İçinde Yaşadığımız Evren Bir Bilgisayar Simülasyonu Olabilir mi?
Fizikçiler, evrenin neden yaşamın gelişmesi için uygun koşullarla başladığını açıklamak için uzun süredir uğraşıyorlar. Fizik yasaları ve sabitleri neden yıldızların, gezegenlerin ve nihayetinde yaşamın gelişmesine izin veren çok özel değerler alıyor? Bu soruların birden fazla cevabı olabilir. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Webb Uzay Teleskobu Güneş Sistemi Dışındaki Bir Atmosferin Şimdiye Kadarki En Detaylı Analizini Yaptı!
Webb teleskobu (JWST), ötegezegenlerin atmosferlerini tam olarak inceleme potansiyelini göstermeye başladı. Ağustos ayında, gökbilimciler WASP-39b gezegeninin atmosferinde ilk karbondioksit tespitini duyurdular. Daha fazla gözlem, ilk kez bir ötegezegende görülen kükürt dioksiti ve bu kimyasalın yıldız ışığı yoluyla nasıl oluşturulduğuna dair kanıtları da ortaya çıkardı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Radyo Sinyallerinden Nötrinolara Evrende Şimdiye Kadar Keşfettiğimiz En Garip Objeler
Evrenin tuhaf olduğu gerçeğinde hiçbir yanılgı yok. Sadece dışarıya bakın; ince, sert bir kabukla kaplı mavi bir yarı kalıplı kaya topunun üzerinde sürünen her türlü garip, kendi kendine üreyen flora ve faunayı görebilirsiniz. Bununla birlikte kendi gezegenimiz, kozmosta gizlenen tuhaf fenomenlerin küçük bir bölümünü temsil ediyor ve gökbilimciler her gün yeni sürprizlerle karşımıza çıkıyor. Bu içerikte, uzaydaki en tuhaf objelerden ve varlıklardan bazılarına göz atıyoruz.
Hadi Buyur! Meğerse Samanyolu Galaksisinin Şekli Bildiğimiz Gibi Küresel Değilmiş
Samanyolu çevresinde, hale olarak bilinen yaygın bir yıldız popülasyonuna sahip bir bölge vardır. Bu bölge, içinde Güneş Sistemimizin de bulunduğu sarmal kolların oluşturduğu galaktik diskten çok daha büyüktür. Bu uçsuz bucaksız düşük yoğunluklu bölgenin çok uzun bir süre boyunca küre şeklinde olduğu düşünülüyordu, ancak yeni araştırmalar bu fikrin tam olarak doğru olmadığını gösteriyor. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.