TARİH

Tarihin en zeki insanlarına dair bir liste yapmak pek de 'zekice' bir fikir olmayabilir aslında fakat biz yine de yapalım dedik. O hâlde buyrun içeriğimize!Not: Geçmiş dönemlerde yaşayan dehaların IQ'ları, bilim insanlarının yaptığı çalışmalara dayanmaktadır.  

Uzun bir süredir varlığından haberdar olunmasına rağmen bir türlü ulaşılamayan gizli Nazi kapsülü sonunda ele geçirildi ve açıldı.

İstanbul'un olmazsa olmazı toplu taşımaya hizmet veren emektar otobüslerin geçmişten bugüne yolculuğunda geçirdiği evrimi ele alıyoruz.

İnsanlık tarihinin en eski içeceklerinden biri: Bira. Aynı zamanda günümüzde tüm dünyada su ve çaydan sonra en çok tüketilen 3. içecek. Peki bunca zaman boyunca biranın tarihi nasıl şekillendi? Anlatması çok uzun. Biz en iyisi binlerce yıllık bira tarihinde bira severleri en çok sevindiren gelişmelere bakalım.

Washington’daki Ulusal Afrikan Amerikan Tarihi ve Kültürü Müzesi, uzun bir yolculuktan sonra nihayet 24 Eylül tarihinde açılacak. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un inşaatı için 13 yıl önce yetki verdiği müzenin açılışında, görevi yakın bir süre sonra sona erecek olan Başkan Obama konuşacak.

Aydın’ın Karacasu ilçesinde yer alan Afrodisias Antik Kenti’nde ki, 2 bin 100 yıllık dev şehir havuzu gün yüzüne çıkartılıyor.

1870'li yılların başında Stanford Üniversitesi'nin daveti üzerine ABD'de 'hareketli' fotoğraflar üzerine çalışan İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge sinema ve animasyon sanatının ilk örnekleri diyebileceğimiz ürünler verdi. Kendisinin geliştirdiği ve zoopraxiscope adını verdiği araç ile hareketli görüntüler elde etmek için çalışmalar ve deneyler yürüten Muybridge elde ettiği başarılarla o dönemde ilk kez hareketli görüntüler izleyen insanları büyülemeyi başardı.Kendisini her şeyden önce bir 'sanatçı' olarak gören Muybridge, buna rağmen çalışmalarını bilimsel bir yaklaşımla sürdürdü ve başka insanları da bu tip bilimsel çalışmalar için teşvik etti. O dönemdeki bu çalışmaları takip etme şansı yakalayan insanların 'eksantrik bir dâhi' olarak gördükleri Muybridge'in eserleri Amerikan Tarihi Ulusal Müzesi'nde gif formatında sergilendi. Biz de bu giflerden 25 tanesini sizin için paylaşıyoruz. Daha fazlasını görmek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

Uygarlık tarihi dünyaya damgasını vurmuş imparatorluklarla dolu. Bakalım sen bu imparatorluklardan hangisinin başında olmalısın?

Osmanlı Devleti ya da İmparatorluğu, malum olduğu üzere Yeniçağ ve Yakınçağ'ın en mühim medeniyetlerinden birisidir. Bu medeniyetin kuruluş tarihi, her Türk vatandaşının eğitimi sırasında aldığı tarih derslerinde 1299 olarak zikredilir. Fakat bilhassa son yıllarda bu tarihi 1302 olarak kabul eden uzmanların sayısı azımsanamayacak seviyededir. Biz de tarihe ilgisi olan insanlar için bu tartışmayı umumi manasıyla açıklamaya çalıştık.

ABD Kongre Kütüphanesi, George Grantham Bain adlı Amerikalının arşivinde bulunan 39 bin 744 fotoğrafı internette yayınladı. İşte bunlardan birkaçı...

Çin’in başkenti Beijing’de (Pekin), 600 yıl boyunca imparatorluk merkezi olan Yasak Kent’in içinde, 14. yüzyıldan kalma bir Türk hamamı bulunuyor. Çin’de Moğolların tahta oturduğu Yuan döneminden yapılan ve Yasak Kent’te “Ahlâki Arınma” bölümünde (Wuyingdian) yer alan haman, bugüne kadar bozulmadan korunmuş. Bölüm, o dönemde yıkanmak, oruç tutmak için kullanılmış. 

Dinler her zaman kendileri için önem taşıyan insanların kalıntılarını kutsal emanet saymıştır. Ancak insan kalıntılarının değerli sayılıp muhafaza edilmesi sadece dinsel objelerle sınırlı değil. Einstein'ın gözlerinden Napolyon'un penisine kadar ilginç seküler emanetler de mevcut.Gelin tarihin en ilginç 'kutsal emanetleri'ne bir göz atalım...

Tarihte birçok ilginç işler yapmış olan hükümdarlar mevcuttur.  Tuda Mengü de hakkında ilginç hikayeler anlatılan liderlerden birisidir. Kaynaklarda Tuda Mengü'nün ruhsal ve sinirsel rahatsızlıklardan muzdarip olduğu söylenmektedir. Biz de kaynaklarda Hanın hastalığı hakkında anlatılan iki ilginç hikayeye değinmeyi uygun bulduk.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne Türkiye'den 10 yeni alanın kayıt edildiğini söyledi.

İran’ın nükleer programı, her ne kadar 20. yüzyılın ortalarında faal duruma geçse de, uluslararası politikada bir sorun olarak ortaya çıkmasının 30 yıllık bir geçmişi vardır. İran ve ABD dışında bu “sorun”un başlıca aktörleri; İsrail, AB, Türkiye, Rusya, Çin, Brezilya ve Arap ülkeleridir. Her aktör bu konuda adımını dikkatle atmalıdır, atmaktadır. İran, nükleer çalışmalarının bir sorun olarak ortaya çıktığı tarihten beri çalışmalarını, barışçıl ve enerji amacıyla yürüttüğünü; Batı ve İsrail ise bu çalışmaların askeri amaç doğrultusunda sürdürüldüğünü iddia etmiştir.