onedio

Grev Haberleri

Grev ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Grev ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Marmara İletişim'de İki Asistan Okuldan Atıldı
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ndeki iki araştırma görevlisi, Gezi eylemleri sırasında yasal sendikal haklarını kullanarak iş bırakma eylemine katıldıkları için açılan soruşturma sonrasında okuldan atıldı. 8 araştırma görevlisine de kıdem durdurma cezası verildi. Fakültenin dekanı Yusuf Devran, daha önce de öğrencilerin fişlenmesi, öğretim üyelerinin tehdit edilmesi ile gündeme gelmişti. Geçtiğimiz Haziran ayında KESK'in iş bırakma kararına uyarak Gezi Protestolarına destek veren Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden 2 Araştırma Görevlisi okuldan atıldı. Marmara Üniversitesi'nde haftalardır öğretim görevlileri ve öğrenciler Dekan Prof. Yusuf Devran'ın keyfi uygulamalar içinde olduğunu iddia ederek protesto eylemleri düzenliyorlardı. Marmara İletişim Fakültesi Dekanlığı, Gezi olaylarına katılan 8 asistana 2 yıl kıdem durdurma cezası verdirmişti. Son olarak dün çıkan karara göre Dr. Figen Algül ve Araştırma Görevlisi Can Özbaşaran okuldan atıldılar. Yasal sendikal eylemi 'cumhuriyeti ortadan kaldırmak' olarak gösterdi İki hocanın okuldan atılma gerekçeleri dilekçede şöyle ifade edildi. 'Cumhuriyetin niteliklerinden herhangi birini değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik eylem yapmak; ideolojik, siyasi, yıkıcı, bölücü amaçlarla eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek suretiyle kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozmak; boykot işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak ya da bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek, yardımda bulunmak.' Kararı YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya verecek Şimdi Gözler YÖK'e çevrildi. Araştırma Görevlileri bir hafta içinde YÖK'e itiraz edebilecek. Son kararı YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya verecek. Son yıllarda hep fişleme ve tehditler ile gündeme geldi Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, son yıllarda, dekanı Yusuf Devran'ın öğrenci fişlemeleri, bazı öğretim üyelerine yönelik tehdit ve baskı uygulamalarıyla da sürekli gündemde olan bir okul. Devran daha önce de yüksek lisans mülakatına girecek olan öğrencilere yönelik yaptığı fişleme ile gündeme gelmişti. Yüksek lisans mülakatına giren bir öğrenci listesinde Kürt kökenli öğrencilerin isimlerinin yanına 'PKK'lı' anlamına gelen 'P' harfi ile işaretlenmişti. Devran, fişleme listesiyle ilgili 'bu resmi bir evrak değil' diyerek daha önce suçlamaları reddetmişti. Yusuf Devran daha sonra Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gözde Yılmaz'ın savcılığa yaptığı başvuru ile yeniden gündeme geldi. Okula alınacak yüksek lisans ve doktora öğrencileri için verdiği listeyi jüri üyesi olarak kabul etmeyen Doç. Dr. Gözde Yılmaz'ı tehdit eden Devran, Yılmaz'ı hedef de göstermişti. Doç. Dr. Yılmaz, bu tehditler üzerine savcılığa suç duyurusu yaparak, koruma talep etmişti. Doktora jürisi üyesi doçenti tehdit etmişti Dekan Devran'ın hedef tahtasına oturttuğu hocalar ve araştırma görevlileri sosyal medya üzerinden bazı öğrencilerin tehditlerine maruz kalmışlardı. Doç. Dr. Yılmaz'ı da koruma talep etmeye yönelten bu durumdu. Sosyal medyada ve çeşitli mecralarda Devran'ın 'ülkücü' öğrenciler ile sıcak ilişkiler içinde olduğu ve onun hedef haline getirdiği kişilerin bu kesimlerin tehditlerine maruz kaldığı da sıkça yer aldı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde son yıllarda sıklaşan ülkücü öğrenciler ile solcu ve Kürt öğrencilerin örgütlenmeleri arasında çıkan kavgaların sonrasında da dekanın, öğrencilerin bir kesimine yönelik bu yakınlığı dile getirilmiş ve eleştirilmişti. Fakültesini dünyanın gündemine taşıdı ama nasıl? Gezi Parkı eylemleri sonrasında da hızını kesmeyip sendikalı araştırma görevlilerinin hakkında yasal sendikal haklarını hiçe sayıp soruşturma başlatan ve cezalar yağdıran Devran, bu uygulamaları ile TBMM gündemine de dünya akadami çevrelerinin en saygın isimlerinin de aralarında yer aldığı karşı imza kampanyalarına da neden olmuştu. 24 ülkede yüzlerce üniversitede görev yapan 1431 akademisyenin imza attığı 'Akademinin özgürlüğü, bizim özgürlüğümüz' adlı protesto metninde Noam Chomsky, Judith Butler ve Nancy Fraser gibi dünyanın tanıdığı isimler de vardı. Akademik alanda her hangi bir başarı yerine, bir dönemin 'kışla' eleştirilerini hatırlara getiren uygulamaları ile fakültesini sürekli gündemde tutan Yusuf Devran'a yönelik bu protesto metninde imzası bulunan Chomsky, Butler gibi isimlerin araştırmaları ve kimi teorileri İletişim Fakültelerinde verilen derslerde okutuluyor. CNN Türk
8 Mart Gününün Anlamı Nedir?
Bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü daha geldi çaldı kapımızı. Gerçekte neyi kutladığımızı anımsamak için, 8 Mart’ın dünü ve bugününe ışık tutalım. Simone De Beauvoir’un ”Kadın olarak doğulmaz, kadın olunur” sözünü hep bir ağızdan haykırıyoruz! Çünkü yine geldi bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Hepimize kutlu olsun! Kutladığımız bu özel günün anlamına biraz yakından bakıp onu daha iyi tanımaya çalışalım. Bunun için 8 Mart’ın doğuş hikayesine kadar gitmemiz gerekiyor. Zira uluslararası bir gün olarak kutladığımız Kadınlar Günü, Amerika’da 1857 yılında başlayan bir kadın hareketi aslında. 8 Mart 1857’de New York’ta iplik dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları istedikleri için tekstil fabrikasında başlattıkları grev, polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda, 129 ’unun hayatını kaybetmesiyle atıldı Dünya Kadınlar Günü’nün tohumu. Ancak hemen bu olayın ardından başlamadı 8 Mart hareketi. Bunun için 1910 yılına kadar beklemek gerekti. Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin , 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” , yani “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını önerdi. Bu önerinin oybirliğiyle kabul edilmesi üzerine dünya kadınları, kadın hakları mücadelesini simgeleyen uluslararası bir güne kavuştu. Tabii Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nın başlattığı Dünya Kadınlar Günü’nün dünya çapında kabul görmesi, bir Anneler Günü ya da Sevgililer Günü gibi kolay olmadı. Zaten içerik itibarıyla da oldukça farklıydı. Her ne kadar bir “kutlama” günü gibi benimsense de aslında kadınlar için bir “mücadele”, “hak arama” günüydü 8 Mart. New York’ta ölen işçilerin anısına yapılıyordu kutlamalar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde ’nin anılması yasaklandı. 1960′lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde anılmaya başlanan 8 Mart 1857, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ’nun 1977 yılında 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabulüyle daha da yaygınlaştı. Türkiye’de ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanan 8 Mart, 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın kutlandı, sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984 ‘ten itibarense artık her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor. Kadın hakları mücadelesi veren kadınların, 8 Mart kutlamalarının içinin boşaltıldığı eleştirilerini; kadınların erkeklerden çiçek, hediye ya da yüzük bekledikleri bir tüketim günü olarak yaygınlaşmasından rahatsız olduklarını es geçmemek gerekiyor. 8 Mart’ı ‘vitrinlerde’ kutlayanların yanında, bugün hala, erkek egemen zihniyete karşı örgütlü mücadele eden, kendi kurtuluşunu hemcinsleriyle dayanışarak elde edeceğine inanan kadınlar mevcut. Evet, kadınlar hala haklarını arıyorlar. Çünkü hala eşit iş yaptıkları halde erkeklerle eşit ücreti alamıyorlar. Hala şiddet görüyorlar ve gidecek sığınma evi bile bulmakta güçlük çekiyorlar. Psikolojik şiddet görenlerse yüzlerinde morluk taşımamanın verdiği geçici rahatlıkla yaşadıklarını sineye çekip, kederli hayatlarına devam ediyorlar. Kadınlar hala eğitim hakkından yoksun bırakılıyorlar. “Çocuk gelin” oluveriyorlar… Hala siyasette yok kadınlar, her ne kadar varmış gibi görünseler de… Eşit olarak başlamadıkları hayatta, sanki siyasette eşit yarışma şansına sahiplermiş gibi “kota” uygulamalarından yoksun bırakılmalarına rağmen mücadelelerine devam ediyorlar. Kadınlar hala medyada konunun sadece “malzemesi” olabiliyorlar. Dayak yediklerinde, tecavüze uğradıklarında bir kez daha medyanın şiddetine maruz kalıyorlar. Medyada kadınlara da söz hakkı veriliyor tabii… Ama sadece 8 Mart’larda… Geri kalan 364 günde hep erkekler konuşuyor. (Bkz. tartışma programları. Konu kadın değilse çoğunluğu erkek. Zira ‘kadın’ konusu dışında kalan ‘ciddi’ konular erkeklerin ağzına yakışır(!) en çok.) Virginia Woolf’un dediği gibi “kendimize ait odalarımızda” üreterek, hemcinslerimizle dayanışma göstererek hayatı yeniden şekillendirebiliriz. Çünkü her şeye rağmen hayatı biz başlatıyoruz, onu şekillendirmek de elimizde. Gelin, bu 8 Mart’ı çiçekle ya da kuru bir hediyeyle geçiştirmeyin. Sokaklar ve kadınlar sizi bekliyor!
Taksim'de İç Güvenlik Paketi'ne Protesto
Mecliste görüşülmesine başlanan İç Güvenlik Paketi'ne karşı Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Birleşik Haziran Hareketi'nin (BHH) çağrısıyla binlerce kişi Taksim İstiklal caddesinde yürüdü.Eylem Türkiye saatiyle 17.00'de Taksim Tünel'de başladı.Yürüyüşe katılanlar, yasa tasarısını 'Hırsız katil Erdoğan', 'Faşizme karşı omuz omuza', 'İç güvenlik yasasına hayır' ve 'Bu daha başlangıç, mücadeleye devam' sloganlarıyla protesto etti.Gezi eylemleri sırasında başından yaralanan ve aylarca yoğun bakımda kaldıktan sonra ölen Berkin Elvan'ın annesi ve babası da eyleme katılanlar arasındaydı. Galatasaray meydanında bekleyen polis memurları, grubun Taksim meydanına çıkmasını engellemek için TOMA ve çelik kuvvet ile önlem aldı.Yürüyüşe şu anda İstanbul'da yapılan Avrupa Sol İkinci Akdeniz Toplantısı'na katılan Avrupa Sol partisi üyeleri de eşlik etti.
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Çirkinlikte yarış kıyasıya devam ediyor. ‘Böylesi bir yarışın kazananı olmaz’ demeyin sakın, işin bu yanı ne kazanmanın peşinde oldukları, olduğunuz, olduğumuz! Nitekim,Türkiye’nin tüm yarışmacıları gözünü birinciliğe dikmiş, olmadı ikincilik, olmadı üçüncülük, en azından teselli mükafatı. Belki biz de ‘vicdan ödülü’ peşindeyizdir, ne dersiniz? Başta iktidar önde gidiyordu, asıl peşinde olduğu ‘büyük ödül’ yolunda ayağına takılabilecek her şeyi örtbas etmek için çok ama çok çirkinleşmek gerekti, gereği yapıldı. Bir yandan ‘kaza’ , ‘kader’ , ‘şehitlik’ , diğer yandan tekme, tokat, gözaltı… Sonunda bir rezaletten bir kahramanlık destanı bile çıktı. Bakan bey, üç gün aynı gömleği giymiş, ne büyük bir fedakarlık! Hem sanki her gün değiştirdikleri gömlekler temizmiş gibi. Gözü kara, vicdanı kara, aklı kara, fikri kara iktidarlarının kiri, değil gömleklerine, derilerine bile kazınmamış gibi.
Bu Yıl 30 Yaşına Giren 30 Şey
Zaman çabuk geçiyor. 1984 doğumluların 30 yaşına girdiği yıldayız. Bazılarınız için daha dün gibi olan şeyler, aslında orta yaşlarına yaklaştı. Sizler için 2014 yılında 30 yaşını kutlayacak 30 şeyi tarihin sayfalarından bulup çıkardık.
Şişecam Fabrikaları'nda Çalışan 5.800 İşçi Grevde
Cam İşverenleri Sendikası ile Türk-İş'e bağlı Kristal-İş sendikası arasında sürdürülen ücret zammı, düşük ücretli çalışanlar için talep edilen iyileştirme zammı, işe giriş ücreti ve bazı parasal haklar üzerindeki müzakerelerden sonuç alınamaması üzerine grev başlatan Kristal-İş hak ettiklerini alana kadar grevi devam ettirme kararı aldı.10 iş yerinde 5 bin 800 işçi Grev uygulaması, Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş (Kırklareli, Mersin, Eskişehir Fabrikaları), Anadolu Cam Sanayi A.Ş. (Mersin fabrikası), Trakya Cam Sanayi A.Ş. (Trakya Düz Cam, Trakya Otocam ve Mersin Fabrikaları), Anadolu Cam Yenişehir Sanayii A.Ş., Trakya Cam Yenişehir Sanayii A.Ş. ve Cam Elyaf Sanayi A.Ş. olmak üzere Şişecam’a ait 6 şirkete bağlı 10 İşyerini ve 5 bin 800 cam işçisini kapsıyor.450 işçi grev halayına durdu Bu sabah itibariyle Gebze’de bulunan Cam Elyaf Sanayi A.Ş.’de grev başlatan 450 işçi sabah işyerlerini boşaltarak, fabrikada üretimi durdurdu ve grev halayı kurdu. Fabrika önünde bekleyen işçiler, gece vardiyasından çıkan diğer arkadaşlarıyla birlikte Emek Mahallesi’nden fabrikaya yürüyerek burada basın açıklaması gerçekleştirdi.0,90 kuruşluk zam kabul edilemez bianet’e konuşan Gebze Kristal-İş Sendikası Mali Sekreteri Erhan Güdek 1 Ocak 2014 den beri devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç çıkmayınca grev kararı aldıklarını belirtti. Görüşmelerin devam ettiği 5 ay 20 günlük süreç içersinde hiçbir sonuç alamadıklarını söyleyen Erhan Güdek 'Sendikanın saatlik dilimde 1,90 kuruşluk zam teklifine karşılık işveren sendikasının 0,90 kuruşluk bir zam önerisi var. Bize her yıl enflasyon kadar zam teklif ediyorlar. 3026 arkadaşımız 9 lira 24 kuruş ortalamasının altında çalışıyor. 4,76 kuruşla asgari ücrete çalışan arkadaşlarımız var, açlık sınırının altında yaşıyorlar. Bu zammı kabul etmemiz mümkün değil' diyor.Haklarımızı istiyoruz İşverenin sosyal haklarını vermediğini ve aldıkları izinlerin maaşlarından kesildiğini belirten Güdek ana taleplerini şöyle açıkladı: ‘’Eşit işe eşit ücret istediklerini ve toplu iş görüşmesi sözleşmesinde bulunan Şişecam’a bağlı tüm fabrikalarda bir kapanma ya da taşınma durumunda fabrikada çalışan işçilerin yine aynı işverene bağlı farklı bir şirkette ve ya taşınan fabrikada tekrar istihdam edilmesini sağlayan anlaşmanın imzalanmasını istiyoruz. Bu hususta grev bir amaç değil hak ettiğimizi almakta bir araçtır. İşverene bağlı olarak taleplerimize olumlu yaklaşacaklarsa bizler severek tekrardan masaya oturmaktan yanayız’ Bianet
RedHack Anadolu Cam'ı 'Hack'ledi
Hacker grubu RedHack, Anadolu Cam'ın web sitesi olan www.anadolucam.com'u hackledi. Hacker gurubu sitenin ana sayfasına bir mesaj bıraktı.Cam İşverenleri Sendikası ile Kristal-İş Sendikası arasından süren 24. Dönem Cam Grup Toplu İş Sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamamıştı. 10 fabrikada 5 bin 800 cam işçisi dün greve çıkmıştı. İşçilerin grev kararı almasının ardından kendilerine destek vermek amacıyla cam şirketlerinin web sitelerine siber saldırı düzenleyen RedHack, twitter hesabından Anadolu Cam'ın web sitesini hack'lediğini duyurdu. 'Hak yerini bulana kadar hack devam edecek...' RedHack, Anadolu Cam'ın web sitesine şu mesajı bıraktı: Anadolu Cam direnisindeki iscileri selamliyoruz. Yurudukleri yolda onurun ve erdemin bayragi altinda onlarla birlikte olmaktan gurur duyuyoruz... Hak yerini bulana kadar hack devam edecek... NERELERDE GREV VAR?Grev kararı; Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş (Kırklareli, Mersin, Eskişehir Fabrikaları), Anadolu Cam Sanayi A.Ş. (Mersin fabrikası), Trakya Cam Sanayi A.Ş. ( Trakya Düz Cam, Trakya Otocam ve Mersin Fabrikaları), Anadolu Cam Yenişehir Sanayii A.Ş., Trakya Cam Yenişehir Sanayii A.Ş. ve Cam Elyaf Sanayi A.Ş. işyerlerinde uygulanıyor.
3. İntifada Çağrısı
İsrail'in Gazze'de aralıksız süren saldırılarında ölü sayısı 805'e yükseldi. İsrail uçaklarının vurduğu Deyr El Balah'ta üç kadın hayatını kaybetti. İsrail ordusu Birleşmiş Milletler'e ait bir okulu da vurdu. Kudüs ve Batı Şeria'da on binlerce Filistinli İsrail askeriyle çatıştı; 2 Filistinli öldü, en az 250 kişi yaralandı. Hamas, 'Batı Şeria'daki halkımızı kitlesel intifadaya çağırıyoruz' açıklaması yaptı. Foto: Reuters