1700’lerde Yaşasaydın Nasıl Gözükürdün?
Lale Devri... Osmanlı tarihinin en şatafatlı, en estetik, en zevk sahibi dönemlerinden biri. 18. yüzyıl İstanbul’unda yaşasaydın, kaftanların, entarilerin, feslerin ve ipek şalların içinde nasıl bir karakter olurdu? Süslenmeyi seven bir saraylı mı, entelektüel bir şair mi, yoksa halkın içinden zarif bir zanaatkâr mı?
10 soruda geçmişe bir kapı aralıyoruz ve seni Lale Devri’nin sokaklarına, saray bahçelerine, şiirli akşamlarına ışınlıyoruz!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Sabah kahvaltın nasıl olurdu?
3. Dostların seni nasıl tanımlar?
4. Bir kıyafet seçmen gerekse hangisine yönelirsin?
5. En çok neye ilgi duyarsın?
6. Birini etkilerken neyi ön plana çıkarırsın?
7. Hayalindeki ev nasıl bir yer?
8. Stresli anlarda ne yaparsın?
9. En sevdiğin renk hangisi?
10. Bir davete hazırlanıyorsun, en çok neye dikkat edersin?
Saraylı Şair Hanımefendi

Sen Lale Devri’nde yaşasaydın, saray çevresinde edebi sohbetlerin baş konuğu, şiirlerin ilhamı olan zarif bir kadın olurdun. Duygusal derinliğin, kelimelere olan yeteneğin ve naifliğinle herkes seni hayranlıkla dinlerdi. Sadeliğin içinde asil bir ışıltı taşıyan yapınla hem dikkat çeker hem de gizemli kalmayı başarırsın. İpek entarilerin, gül motifli baş örtülerin ve yazma defterinle bahçede otururken güneş ışığını bile zarifçe yansıtan bir yüzün olurdu. Kelimeler, senin süsün; sessizliğin bile bir tür güzellik. Ruhunun derinliği kadar yüzünün asaletiyle de büyüleyicisin.
Gösterişli Saray Güzeli

Sen, sarayın en dikkat çekici isimlerinden biri olurdun! Görünüşünle bir bakışı binlerce cümleye çevirebilecek kadar etkileyici, yürüyüşünle çevreni durduran bir aurası olan biri. Giyim kuşam senin için sadece bir zevk değil, aynı zamanda bir kimlik ifadesi. Dış görünüşüne verdiğin özen, içindeki özgüvenle birleşince seni unutulmaz kılıyor. Lale Devri’nin şatafatına tam olarak uyum sağlardın. Ziyafetlerde en önde oturan, en süslü taçları takan, altın varaklı kaftanlar içinde çevreyi aydınlatan bir figür olurdun. Sadece güzelliğinle değil, duruşunla da iz bırakırdın.
Halktan Gelen Zarif Zanaatkar

Sen zarafetiyle dikkat çeken ama gösterişten uzak, sade ama etkileyici bir zanaatkâr kadın olurdun. El emeğine kıymet verirsin, duygularını işlerine yansıtırsın. Çiçek desenli seramik tabaklar, el işi yemeniler ya da sabunlar senin üretiminle hayat bulurdu. Herkesin saygı duyduğu, kendine has bir tarzın olurdu. Güleryüzün, içtenliğin ve doğallığın seni farklı kılar. Dışarıdan bakıldığında belki mütevazı görünürsün ama içine girildiğinde ruhun zenginliğiyle herkesin hayranlığını kazanırsın. Lale Devri’nin sokaklarında senin gibi zarif ellerden çıkan ürünler, sofralara ve saraylara taşınırdı.
Sessiz Kitapçı Kız

Sen, şehirdeki en sessiz ama en derin karakterlerden biri olurdun. Kitapçı dükkânında çalışan ya da kendi evinde kitap istifleyen, şiirleri ezberleyen ve kimsenin dikkatini çekmeye çalışmadan iç dünyasında koca bir evren kurmuş birisindir. Bilginle parlayan ama sessizliğinle gizem yaratan bir kadın figürüsün. Zamanın ruhunu sadece yaşamakla kalmaz, onu yazarsın. Lale Devri’nin düşünsel atmosferinde senin gibi kadınlar, geleceğe ışık tutan satırları sessizce kaleme alırdı. Sakinliğin, seni sadece zarif değil; aynı zamanda derin ve güçlü yapar.
Saray Beyefendisi

Sen Lale Devri’nde yaşasaydın, padişahın çevresinde saygı duyulan, görgüsü ve kibarlığıyla tanınan biri olurdun. Davetlerde şiir okur, zarafetle konuşur, giyiminle fark yaratırdın. İnce düşünceli ve oldukça dikkat çekici bir karakterin olurdu. İnce kaftanlar, bastonlar, mis kokulu yağlar… Senin her detayında özen ve stil var. Hem konuşmaların hem de varlığın insanları etkiler. Saray protokolünün aranan siması, Lale Devri’nin gerçek yüzü olurdun.
Maharetli Usta

Sen bir el sanatları ustası ya da mimar olurdun. Gösterişten uzak ama herkesin güven duyduğu biri. Ellerinde şekil bulan ağaçlar, taşlar ve motifler senin ruhunun yansıması. Sadeliğin içinde güçlü bir duruş var. Herkes seni tanır ama sen kimseye kendini zorla göstermezsin. Lale Devri’nde bu gibi adamlar sadece emekleriyle değil, duruşlarıyla da hatırlanır. Sessizce inşa ettiğin şeyler, yüz yıl sonra bile seni anlatır.
Eğlence Düşkünü Bey

Senin için hayat; eğlenmek, gezmek, giyinmek ve dikkat çekmek! Lale Devri’nin “eğlence ve zevk” odaklı tarafı tam sana göre. Gittiğin her yerde enerjinle ortamı canlandırır, renkli kişiliğinle sohbetleri ateşlersin. Senin tarzın sadece kıyafette değil, yaşamda da gösteriş üzerine. Ama bu gösteriş, sığ değil. İçinde zekâ, nüktedanlık ve karizma da barındırır. Lale Devri şenliklerinde sen olmadan hiçbir gece başlamazdı.
Şair ve Düşünür Adam

Senin dünyan kelimelerden ibaret. Ruhunun derinliğini anlamak için insanlara sayfalar yetmez. Lale Devri’nde yaşasaydın, Nedim gibi, belki de daha derin bir şair olarak iz bırakırdın. Düşüncelerinle hem entelektüel çevrelerde hem de halk arasında bilinir, saygı görürdün. Duruşun ağırbaşlı, gözlerin uzaklara bakan ama zihnin sürekli çalışan biri. Lale Devri’nin düşünsel dünyasına damga vurabilecek kadar bilge bir figürsün.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın