onedio
article/comments
article/share
Haberler
Acıdan Filizlenen Tevekkül: Alişan Kapaklıkaya ile Zuhal'in Mirası

etiket Acıdan Filizlenen Tevekkül: Alişan Kapaklıkaya ile Zuhal'in Mirası

Endüstriyel bir şehrin taş duvarları arasında, kitapların kokusuyla karışan o samimi sohbet, bir babanın gözyaşlarından damıtılmış bir bilgelik sunar: Kızı Zuhal'in erken vedası, tevekkülün kapılarını aralamış, aile bağlarını yeniden örmüş bir yolculuk. Burada, ergenliğin bulanık sularında boğulmadan yüzmeyi, sevgiyi siyah pantolonun izi gibi saklamadan göstermeyi, çocukların motorlarını sütle değil benzinle çalıştırmayı öğreniriz. Kapaklıkaya, kelimelerini bir ressamın fırçası gibi sürer kalplere; bu röportaj, o fırçanın dokunduğu bir tuval, acının içinden filizlenen umudun portresi...

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Kocaeli Fuarı'nda Acıdan Çiçek Açan Umut: Alişan Kapaklıkaya ile Tevekkül Yolculuğu

Kocaeli Fuarı'nda Acıdan Çiçek Açan Umut: Alişan Kapaklıkaya ile Tevekkül Yolculuğu

Kocaeli Kitap Fuarı'nın sonbahar rüzgârıyla canlanan stantlarında, okuma tutkusuyla dolup taşan kalabalık arasında, Alişan Kapaklıkaya'nın sohbeti bir umut ışığı gibi yayıldı. Endüstriyel bir şehrin kültürel kalbi atan fuarda, yazarın kızının kaybından doğan derin içgörüler, aile bağlarının yaralarını sarmaya davet ediyordu. Sevgi Zamanında gibi eserlerinin yankısı, fuarın coşkusunda yükselirken, bu röportajda Kapaklıkaya, tevekkülün kucaklaşmasını, ergenliğin fırtınalarını ve yaraların çiçek açışını paylaşıyor. İşte, fuarın sıcaklığında filizlenen bu samimi konuşma...

Kızınız Zuhal'in kaybı sonrası, 'tevekkül ve teslimiyet' kavramlarını hayatınızda nasıl yeniden tanımladınız ve bu süreç size ne gibi bir dönüşüm getirdi?

Zuhal'im, o 30 yaşında kanserle 7 yıl mücadele eden meleğim, psikolog olup insanlara dokunan kızım... Onun kaybı, sanki bir fırtına gibi esti içimde, 'Gitme, sen de beni bırakma' diye tabuta sarıldığım o an, gözyaşlarım sel oldu, ama o selden sonra anladım ki tevekkül bir kabulleniş değil, bir kucaklaşma, Allah'ın verdiğini O'nun alması, elimizde değil, teslimiyet ise o acıyı bir öğretmene dönüştürmek, Zuhal'in vasiyeti gibi, 'Her tomurcuk kendi renginde çiçek açsın, ülkeyi sevgiyle sula' demiş ya, ben o vasiyeti konferanslarda taşıyorum, dönüşümüm bu, ölüm bir son değil, ruhun özgürleşmesi, bana öğretti ki acıdan doğar umut, eskiden korkardım ölmekten, şimdi biliyorum ki yaşam ölümle anlam kazanıyor, dinleyicilerime söylüyorum, tevekkül edin ki yaralarınız çiçeğe dönsün, Zuhal gibi bir öğretmeniniz olsun. 

Aile içi iletişimde, 'sevgi zamanında gösterilmelidir' derken, siyah pantolon hikâyesi gibi kişisel anekdotlarınızla bu mesajı nasıl pekiştiriyorsunuz?

Sevgi, evet, sevdiklerimiz yanımızdayken gösterilmeli, öldükten sonra değil, yoksa siyah pantolon gibi kalır geriye, o hikâye... Ah, çocukluğumun yoksulluğunda, annem o tek siyah pantolonu bana giydirirdi, 'Bu pantolonun izi kalır' derdi, fedakârlığın, sevginin izi, ama ben büyüyünce anladım ki o iz acıdan doğar, ailede 'Kol kırılır yen içinde kalır' diye büyümüş nesiliz biz, eşimle ayrılırken bile susardık, ama Zuhal'le öğrendim ki sevgi susmak değil, sarılmak, bir ergen bana demişti 'Keşke ben bir telefon ekranı olsaydım' diye, o kadar uzaklaştık ki birbirimizden, pekiştiriyorum bu mesajı o anekdotlarla, çünkü hikâyeler kalbe dokunur, dinleyicilerime diyorum, sevginizi bugün gösterin, yarın değil, yoksa o siyah pantolon gibi, izi kalır ama renk vermez, aile kalbin aynasıdır, o aynayı sevgiyle parlatın.

Çocukların öğrenme stillerini 'benzinle çalışan araba' metaforuyla açıklarken, geleneksel eğitim sisteminin eksikliklerini nasıl eleştiriyorsunuz?

Çocukların öğrenme stilleri, evet, benzinle çalışan bir arabanın deposunu sütle doldurmak ne kadar çalıştırırsa, o kadar, işitsel, görsel, dokunsal stiller var, ama sistem herkese aynı dersi ezberletiyor, 'Çalış' diyor, sanki aptalmışsın gibi, ben kanıtlıyorum bunu, bir kelime listesi veriyorum dinleyicilere, kimisi görerek, kimisi dokunarak ezberliyor, ama okulda hep aynı yol, neden? Çünkü sistem bireyi görmüyor, kalabalığı yetiştiriyor, Zuhal'le yaşadım bunu, o kanserle savaşırken bile öğreniyordu, hayaller kurarak, ben eleştiriyorum ki, 'Çalış' demek hakarettir, rüya kurdurun çocuklara, başarı sağlık ve mutluluktan sonra gelir, dinleyicilerime espriyle söylüyorum, 'Siz arabanıza süt doldurur musunuz?' diye, gülüyorlar ama anlıyorlar, sistem değişsin diye değil, ebeveynler değişsin diye, çocuğunuzun motorunu tanıyın ki yol alsın. 

Ergenlik dönemini 'ilkbaharda bulanık akan sular' olarak betimlerken, ebeveynlerin bu fırtınayı nasıl yönetebileceğini anlatır mısınız?

Ergenlik, o ilkbaharda bulanık akan sular gibi, her şey karışıyor, kimlik arayışı, fırtına, ebeveynler panikliyor ama yönetmek için önce kendilerini tanısınlar, çünkü kendinle kavgalıysan çocuğunla barışık olamazsın, ben evliliğimde yaşadım, yaralarımı deşifre ettim ki çocuklarıma yansıtmayayım, Zuhal ergenliğinde bana öğretti, 'Baba, doğru anahtar sevgi' dedi, o fırtınada sevgiyi anahtar yapın, dinleyin, yargılamayın, 'Keşke ekran olsaydım' diyen çocuğa sarılın, sosyal medya o bulanık suları daha da coşturuyor, yönetmek için rüya kurdurun, korkularını paylaşsınlar, ben dinleyicilere diyorum, ergenlik bir sel değil, bir bahar, bulanık akar ama çiçek açar, ebeveyn olun, öğretmen değil, o fırtınada yanlarında durun ki sular dursun, yoksa kaybolurlar.

Kendinizi deşifre etme yolculuğunuzda, geçmişteki yaralarınızı iyileştirirken en büyük dersiniz ne oldu ve bu, dinleyicilerinize nasıl bir umut veriyor?

Kendimi deşifre etmek, ah o yolculuk, geçmişteki yaraları –ebeveynlerimden sevgi eksikliği, evlilikteki suskunluk– bir bir döktüm ortaya, yüklerimi boşalttım, anladım ki insan kendisiyle barışmadan başkalarıyla olamaz, en büyük dersim bu, Zuhal'le pekişti, o kanserle savaşırken bana 'Sevgi her kapıyı açar' dedi, yaralarımı iyileştirirken gördüm ki acı bir öğretmen, gözyaşları suluyor o yaraları, çiçek açtırıyor, dinleyicilerime umut veriyorum ki, 'Siz de deşifre olun, yaralarınızı saklamayın' diye, çünkü kalp seviyesinde konuşmak, zihinle değil, o umutla konferanslarımda dokunuyorum kalplere, bir kadın kalkıp 'Teşekkür ederim, ailemi kurtardım' diyor, o an biliyorum ki dersim çoğalıyor, umut şu ki, yaralar iyileşir, dönüşüm gelir, kendinizi tanıyın ki hayat çiçek açsın, yoksa o yüklerle ezilirsiniz.

Alişan Kapaklıkaya'nın Kocaeli Kitap Fuarı'ndaki bu içten paylaşımı, edebiyatın yaraları iyileştirmedeki gücünü bir kez daha ortaya koydu.

Alişan Kapaklıkaya'nın Kocaeli Kitap Fuarı'ndaki bu içten paylaşımı, edebiyatın yaraları iyileştirmedeki gücünü bir kez daha ortaya koydu.

Kızı Zuhal'in mirasıyla yoğrulmuş tevekkül yolculuğu, siyah pantolon anekdotuyla pekişen sevgi çağrısı, çocukların benziniyle çalışan motorlarını tanıma vurgusu ve ergenlik sularının bahara dönüşümü... Kapaklıkaya, kendini deşifre etmenin umudunu fuar kalabalığına aşılarken, dinleyicilere 'Yaralarınızı saklamayın, çiçek açtırın' diyor. Bu röportaj, sadece bir yazarın itirafları değil; hepimizin aile aynasını sevgiyle parlatmak için bir anahtar – çünkü tevekkül, fırtınalarda bile baharı müjdeler.

Ve sohbetin son nefesinde, Alişan Kapaklıkaya'nın gözlerinde Zuhal'in ışığı parıldarken, o derin bir iç çekişle fısıldar: 'Yaralarınızı saklamayın, bırakın gözyaşlarınızla sulansın, bırakın tomurcuklansınlar.' Bu sözler, kalplerimize bir dua gibi iner; çünkü hayat, acının en fırtınalı kollarında bile tevekkülün yumuşak ritmiyle vals eder, yaraları çiçek bahçelerine dönüştürür. Kocaeli'nin sonbahar rüzgârı, bu umudun narin tohumlarını savurur ufuklara; şimdi sıra bizde – onları sevgiyle kucaklayıp, Zuhal'in vasiyeti gibi, ülkeyi baharla sarmalamak...

Instagram

X

LinkedIn

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam