onedio
article/comments
article/share
Haberler
Arzu Karabulut: Sahadan Hayata Uzanan Bir Başarı Hikayesi

etiket Arzu Karabulut: Sahadan Hayata Uzanan Bir Başarı Hikayesi

Futbol, çoğu zaman yalnızca sahadaki 90 dakikadan ibaret görülür. Oysa bazıları için futbol, hayatın ta kendisidir. İşte bu isimlerden biri Arzu Karabulut. Almanya’nın Köln şehrinde dünyaya gelen, üç futbolcu abisinin arasında büyüyerek topun peşine düşen Karabulut, bugün Türkiye kadın futbolunun en tecrübeli ve en önemli isimlerinden biri.

Çocuk yaşta futbola olan sevgisini disiplinle birleştiren, hem okulunu hem işini hem de futbolculuğunu aynı anda başarıyla sürdüren Karabulut, yalnızca sahada değil, eğitim hayatında da önemli başarılara imza attı. 2005’ten bu yana Türkiye A Milli Kadın Futbol Takımı formasını giyen ve 100’den fazla milli maçta boy gösteren deneyimli oyuncu, futbola olan bağlılığını şu sözlerle özetliyor: 

“Her İstiklal Marşı’nda tüylerim diken diken oluyor, bu formayı taşımak tarif edilemez bir gurur.”

Futbolculuğunun yanı sıra antrenörlük, spor yöneticiliği ve pedagojik formasyon eğitimleriyle kendini sürekli geliştiren Karabulut’un hedefi yalnızca kendi başarıları değil, aynı zamanda küçük kız çocuklarına yol açmak, kadın futbolunun Türkiye’de hak ettiği yere gelmesini sağlamak.

Şimdi gelin, Arzu Karabulut’un futbol ve hayat mücadelesiyle örülü bu ilham verici yolculuğunu kendi sözlerinden dinleyelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Çocukluğunuz nasıldı? Futbolla ilk tanışmanız, ailenizin ve çevrenizin yaklaşımı nasıldı?

Çocukluğunuz nasıldı? Futbolla ilk tanışmanız, ailenizin ve çevrenizin yaklaşımı nasıldı?

30 Ocak 1991’de Köln’de doğdum. Çocukluğum çok özel geçti çünkü üç futbolcu abimin arasında büyüdüm. Onlar sayesinde futbola büyük bir ilgi duydum. Hafta sonları maçlarını izlemeye giderdim, bu da futbola başlama isteğimi daha da artırdı. Başta annem, kız çocuğu olarak futbol oynamama pek sıcak bakmadı. Ama mahallede herkes beni “futbol oynayan Türk kızı” olarak tanır ve severdi. Sonunda ailem de yanımda oldu; annem antrenmanlara götürdü, babam ise deplasman da olsa her maçıma geldi. Onların bu desteği benim için çok kıymetliydi.

O yıllarda sizi en çok motive eden şey neydi?

Hem mahallede insanların ilgisi hem de ailemin desteği beni çok motive etti. Bir de sahada kendimi özgür hissetmek, beni her gün daha fazla futbola bağladı. Futbol benim için sadece bir oyun değil, aynı zamanda hayata tutunma biçimiydi.

Eğitim hayatınız ve futbolu aynı anda yürütmek nasıl bir süreçti? Sporculuğunuz derslerinizi etkiledi mi?

Almanya’da eğitime büyük önem veriliyor. Orada başarılı bir sporcu olabilmek için aynı zamanda okulda da başarılı olmanız gerekiyor. İlk milli takım kampına 14 yaşında katıldım. Öğretmenlerim bana ödevler verirdi, kamplarda onları yapmak zorundaydım. Ortaokulda bu düzen kolaydı ama meslek okuluna geçtiğimde çok zorlandım. Çünkü sürekli milli takıma gidiyor, haftalarca okuldan uzak kalıyordum. Öğretmenlerim bana “ya futbol ya eğitim” diye baskı yapıyordu. Ama ben pes etmedim, ekstra çalışarak hem futbolu hem eğitimi yürüttüm. Muhasebe okulunu başarıyla bitirdim, stajımı yaptım. Gerçek mesleğim aslında muhasebecilik. Bu süreç bana disiplin, azim ve sabretmenin önemini öğretti.

Almanya ve Türkiye’deki sistemleri karşılaştırdığınızda en belirgin farklar neler oldu?

Almanya ve Türkiye’deki sistemleri karşılaştırdığınızda en belirgin farklar neler oldu?

Almanya’da hem eğitim hem spor bir arada ve eşit şekilde ilerliyor. Kız–erkek fark etmeksizin altyapıya çok önem veriliyor. Türkiye’de ise maalesef eğitim, spora göre geri planda kalıyor. Bu çok üzücü çünkü sahada başarılı olabilmek için okulda da başarılı olmak şart. Profesyonellik, altyapı ve taraftar ilgisi açısından Almanya önde. Türkiye’de ise son yıllarda büyük kulüplerin kadın futboluna yatırım yapması çok değerli bir gelişme. Ama devamlılığı sağlamak şart.

Türkiye’de kadın futbolunun gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Kadın futbolcuların en çok karşılaştığı zorluklar neler?

Son 10 yılda kadın futbolu inanılmaz bir yükseliş yaşadı. Ama son 1–2 yılda maalesef geriye gidiş oldu. Bunun en büyük sebebi yabancı oyuncu sayısının artması. Elbette kalite artmalı ama yerli oyuncuların da forma şansı bulması gerekiyor. En büyük zorluk saha şartları; birçok takım iyi sahalara sahip değil. Büyük kulüplerin kadın futboluna girmesi çok büyük bir değer kattı. Aynı Avrupa’da olduğu gibi her Süper Lig kulübünün kadın takımı olmalı. TFF’nin de bu alandaki desteğini artırması gerekiyor. Benim en büyük hayalim, kadın futbolunu Türkiye’de yükseltmek ve Avrupa seviyesine yaklaştırmak.

Milli takım kariyerinizde unutamadığınız anılar neler?

2005’ten bu yana milli takım formasını giyiyorum ve 100’den fazla milli maça çıktım. Her maçta İstiklal Marşı’nı okumak tüylerimi diken diken ediyor. İlk A milli golüm benim için çok özel bir anıydı. Erzincan’da oynadığım 100. maçımı ise hayatım boyunca unutmayacağım. Bu formayı taşımak, her seferinde gurur ve sorumluluk demek.

Futbolculuk kariyerinizin yanında eğitim alanında da hedefleriniz oldu. Gelecekte yapmak istediğiniz projeler neler?

Futbolculuk kariyerinizin yanında eğitim alanında da hedefleriniz oldu. Gelecekte yapmak istediğiniz projeler neler?

Futbolu bıraktıktan sonra da kesinlikle futbolun içinde kalmak istiyorum. 2017’de antrenörlük belgesi aldım, 2019’da spor yöneticiliği okudum ve pedagojik formasyon eğitimimi tamamladım. Beden eğitimi öğretmeni olup gençlere örnek olmak istiyorum. Özellikle küçük kız ve erkek çocuklara kendi yaşadığım zorlukları anlatarak onları motive etmek, futbola kazandırmak en büyük hedefim. Antalya’da yaşadığım bir olay çok anlamlıydı; bir kız çocuğunu antrenmana giderken gördüm, peşinden koştum ve ertesi gün antrenmanını izlemeye gittim. Ailesi izin vermiyordu, gerekirse konuşmaya ve ikna etmeye hazırdım. Çünkü bir çocuğun sahada spor yapması, sokakta vakit kaybetmesinden çok daha değerli.

Futbol oynamak isteyen ama çekinen genç kızlara neler söylemek istersiniz?

Hiç çekinmesinler. Futbol sadece erkek oyunu değil. Sahaya çıktıklarında cesur olsunlar, kendilerine inansınlar. Her zaman söylüyorum: sevdiğin şeyi yaptığında başarı zaten gelir.

Sizi en çok motive eden cümle ya da hayatta ilke edindiğiniz motto nedir?

“Öfke ve sinir her kapıyı kapattırır, sevgi ve saygı her kapıyı açar.” Kendine saygı duyduğun, sevdiğin işi yaptığın sürece başarı mutlaka seni bulur.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Benim için en büyük mutluluk, daha çok kız çocuğunu sahalara kazandırmak. Futbol bana çok şey kattı; ben de aynı duyguyu gençlere yaşatmak istiyorum.

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam