Barış, Susturulan Silah Değil, Dinlenilmesi Gereken Bir Yürektir
İstanbul ve Londra arasında yaşayan Vehbi Koca, belgesel ve kreatif fotoğrafçılığın dikkat çeken isimlerinden biri. Onu farklı kılan yalnızca teknik ustalığı değil, aynı zamanda fotoğrafı bir düşünsel ifade biçimi olarak görmesi. Çalışmalarında insanı merkeze alan Koca, görünmeyeni görünür kılma tutkusuyla toplumsal duyarlılığı, etik değerlere bağlılığı ve sanatsal derinliği bir araya getiriyor.
Batı ve Doğu kültürlerini özümseyerek geliştirdiği yaklaşımı, ona yalnızca kültürel çeşitlilik değil, evrensel bir estetik dili de kazandırmış.

Objektifinden bakan göz, çoğu zaman fark edilmeyeni fark ediyor; susturulanı duyuyor, görünmeyeni görüyor. Londra’daki sanat ve eğitim kurumlarında verdiği derslerle de bu bakış açısını yeni nesil sanatçılarla paylaşıyor. Eğitimcilik deneyimi ona yalnızca disiplin değil, aynı zamanda eleştirel bir derinlik kazandırmış.
Uzun yıllara dayanan belgesel pratiği sayesinde Vehbi Koca, hem bireysel hikâyeleri hem de toplumsal yaraları ele alırken izleyiciyi düşünmeye ve hissetmeye davet ediyor.

Onun için fotoğraf yalnızca bir kare değil; hafızayı diri tutan, sorumluluk üstlenen bir tanık. Son çalışması ise, bizi Belfast’ın kırılgan barışına götürüyor.
Fotoğraf sizin için ne ifade ediyor?

Vehbi Koca: Fotoğraf benim için yalnızca bir araç değil, bir düşünce biçimi. Görünmeyeni görünür kılmanın, susturulanı duyurmanın yolu. Batı ve Doğu kültürleri arasında gidip gelen hayatımda hep şunu gördüm: İnsan hikâyeleri evrenseldir. Bir duvarın gölgesinde saklı acı da, bir annenin çocuğuna bakışındaki umut da aynı derinliği taşır. Fotoğraf, bu derinliği adalet, empati ve sorumlulukla yansıtabilme imkânı veriyor bana .
Belfast’ta uzun süreli bir belgesel çalışması yaptınız. Sizi bu şehre çeken neydi?

Vehbi Koca: Belfast, sessizliğiyle bile konuşan bir şehir. Yüzeyde barış var gibi görünse de, sokaklara sinmiş bir tedirginlik hâlâ hissediliyor. Duvar resimleri yalnızca sanat değil, bir hafıza. Orada çekim yaparken gördüm ki; barış sadece bir anlaşma değil, aynı zamanda bireylerin kendi iç yolculuğu. Brendan ve Bill gibi geçmişte birbirine düşman olan insanların barışa yönelişi bana şunu düşündürdü: Gerçek barış, susturulmuş bir silahtan değil, dinlenilen bir yürekten doğar .
Çalışmanızda en çok hangi hikâye sizi etkiledi?

Vehbi Koca: Açıkçası, Brendan ve Bill’in dönüşüm hikâyesi çok sarsıcıydı. Bir zamanlar karşıt saflarda savaşıp birbirini öldürmeye ant içmiş bu iki insan, bugün barış için yan yana yürüyebiliyor. Ayrıca bir fotomuhabirin, yıllar önce yediği plastik mermiyle yüzünde taşıdığı yara beni çok düşündürdü. O yara yalnızca fiziksel değil; her sabah aynaya bakarken geçmişin bir hatırlatıcısı. İşte fotoğrafın gücü burada devreye giriyor: O yaranın, o gölgenin unutulmamasını sağlamak .
Sizce fotoğraf, toplumsal hafızanın bir parçası olabilir mi?

Vehbi Koca: Kesinlikle. Hafızayı sadece yazıyla değil, görsellikle de diri tutmamız gerekiyor. Çünkü gerçek barış, yüzleşmeyle mümkün olur. Çektiğim her karede, geçmişin gölgesiyle bugünün gerçeğini aynı anda gördüm. Fotoğraf, unutmamaya hizmet eden sessiz bir tanık aslında. Benim için en büyük motivasyon bu: İnsanlara yalnızca bakmayı değil, görmeyi hatırlatmak .
Sanatınızın merkezine hep insanı koyuyorsunuz. Bu tercihin sebebi nedir?

Vehbi Koca: Çünkü tüm çatışmaların, tüm barışların ve tüm umutların merkezinde insan var. Benim işim, bu insanlık hâllerini samimi, etik değerlere bağlı ve derinlikli bir şekilde aktarmak. İnsan hikâyelerini anlattığınızda zaten evrensel bir dile ulaşmış oluyorsunuz. Ve bence fotoğrafın en güçlü yanı da bu: Evrensel bir duygu diline sahip olması
Peki bugün Belfast’tan geriye sizin için en büyük ders ne oldu?

Vehbi Koca: Şunu öğrendim: Barış bir sessizlik değil, bir dikkat hâlidir. İnsanlar orada gülüyor, alışveriş yapıyor, müzik dinliyor ama her an bir gölge belirip geçmişi hatırlatabiliyor. Bu kırılganlığı belgelemek benim için hem bir sanat pratiği hem de bir sorumluluktu. Çünkü barışın kalıcı olması için önce hafızayla yüzleşmemiz gerekiyor .
Vehbi Koca'nın lensinden Belfast 👇

👇

👇

👇

👇

👇

Vehbi Koca’nın objektifi bize sadece fotoğraf sunmuyor; hafıza, empati ve derin bir düşünme daveti sunuyor. Belfast çalışması da bunun en güçlü örneklerinden biri.

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!