Bilim İnsanları Neden Nesli Tükenmiş Hayvanları Geri Getirmeye Çalışıyor?
Dinozorları geri getirmek şimdilik sadece bilim kurgu filmlerinde mümkün olsa da bilim insanları soyu tükenmiş bazı hayvanları geri döndürmek için ciddi araştırmalar yapıyor. Dodo kuşu, yünlü mamut ve Tasmanya kaplanı gibi türler, genetik mühendislik teknikleriyle yeniden hayata döndürülebilir mi? Bu çabanın arkasında yalnızca geçmişi geri getirme isteği mi yatıyor, yoksa daha büyük bir amaç mı var?
Soyu tükenmiş bir hayvanı geri döndürmek, sandığınız kadar basit bir süreç değil.

Bilim insanları bunun için birkaç farklı genetik mühendislik tekniği kullanıyor. Bunlardan biri klonlama yöntemi. Ancak klonlama, sadece hala yaşayan hücreler bulunduğunda mümkün olabiliyor. Yani tamamen yok olmuş bir türü birebir geri getirmek bu yöntemle imkansız.
Bu yüzden araştırmacılar, genetik düzenleme adı verilen bir başka yönteme yöneliyor. Burada; yok olmuş bir türün DNA’sı, en yakın akrabasının genetik yapısıyla birleştirilerek, ona çok benzeyen yeni bir organizma oluşturuluyor. Yani ortaya çıkan canlı, birebir eski tür değil ama ona oldukça yakın bir tür oluyor.
Örneğin Colossal Biosciences adlı şirket, dodo kuşunu geri getirmek için çalışmalar yürütüyor.

Bilim insanları, dodo kuşunun DNA'sını inceleyerek onun en yakın akrabaları olan Nikobar güvercini ve soyu tükenmiş Rodrigues solitaire kuşunun genetik yapılarıyla karşılaştırıyor.
Amaç, dodo’nun genetik özelliklerini bu modern türlere ekleyerek ona mümkün olduğunca yakın bir canlı üretmek. Aynı şekilde yünlü mamutun genlerini Asya filleriyle birleştirerek, mamuta çok benzeyen bir tür yaratmayı hedefliyorlar. İyi de neden?
Bilim insanlarının bu projelere milyonlarca dolar yatırım yapmasının arkasında yalnızca merak yatmıyor.

Asıl amaç, yok olan türleri geri getirerek ekosistemleri eski dengesine kavuşturmak ve hatta küresel ısınma ile mücadeleye katkı sağlamak. Örneğin yünlü mamutların geri getirilmesi fikri, Arktik tundralarda doğal ekosistemleri yeniden canlandırarak bölgenin daha fazla ısınmasını engelleyebileceği için büyük ilgi görüyor.
Çünkü bu mamutlar, kar tabakasını kırarak toprağın donmuş kalmasını sağlayabilir ve oradaki ekosistemi koruyabilir.
Bunun yanı sıra bilim insanları, geri getirdikleri türleri yeniden doğal yaşam alanlarına bırakarak ekolojik zincirleri onarmayı amaçlıyor.

Örneğin avcı türlerin geri dönmesi, popülasyonu kontrolden çıkan diğer hayvanları dengede tutabilir. Ayrıca nesli tükenmiş türlerin genetik verilerini arşivleyerek, bugün tehlike altında olan hayvanları korumak için de önemli bir adım atılmış oluyor.
İyi de bu projeler ne kadar mantıklı?

Her ne kadar bu projeler bilim dünyasında büyük heyecan yaratsa da karşıt görüşler de yok değil. Eleştirmenlere göre soyu tükenmiş türleri geri getirmek yerine, hala hayatta olan ama yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri korumaya odaklanmak çok daha mantıklı.
Çünkü şu anda yüzlerce hayvan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve bu projelere harcanan kaynakların onlar için kullanılması gerektiğini savunanlar var. Mantıksız değil sanki...
Ayrıca yok olmuş hayvanların geri dönmesi her zaman ekosistem için olumlu sonuçlar doğurmayabilir.

Bu hayvanların yaşadığı doğal ortamlar artık aynı değil ve onlara uygun yeni alanlar oluşturmak oldukça zor. Bir başka endişe ise süreçlerin zamanla genetik mühendislik teknolojilerinin etik sınırlarını aşmasına neden olabileceği yönünde.
Geçmişi geri getirmek mi daha önemli yoksa hala hayatta olan türleri korumaya odaklanmak mı? Bilim insanları bu sorulara yanıt aramaya devam ederken, belki de çok yakında doğada bir dodo kuşuyla karşılaşmak mümkün olacak.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bilim insanları kafayı yemiş geri getirmesinler filler varken niye mamut yani önemli bir şey değil ki