Dijital Linç Kültürü Üzerine 5 Kuramcıdan 5 Açıklama
Bir gün bir tweet’le kahraman, ertesi gün bir video ile hedef olabiliyoruz. Sosyal medya linçleri, artık sadece bireysel hataları değil, toplumsal bastırılmışlıkları, sınıf öfkelerini ve dijital çağın çelişkilerini de açığa çıkarıyor. Ama bu linç kültürünü sadece “birileri kötü” diye açıklamak yetersiz. Çünkü işin felsefesi, psikolojisi ve sosyolojisi çok daha derin.
İşte dijital linç kültürünü daha iyi anlamak için 5 düşünürden 5 unutulmaz tespit:
1. Michel Foucault: “Herkesin Gözetlendiği Bir Toplumda, Herkes Kendisini Dizayn Etmeye Başlar.”

Foucault’nun “Panoptikon” modeli, bir gözetleme kulesinden herkesin izlenebildiği bir hapishane metaforuna dayanır.
Bugün bu kule sosyal medya. Herkes bir başkasını izliyor.
Herkes de izlendiğini bildiği için kendi davranışını filtreliyor.
Dijital linç kültürü, sadece bir saldırı değil; bir gözetim sonucu oluşan 'doğru davranma' baskısının dışavurumudur.
2. Shoshana Zuboff: “Gözetim Kapitalizmi, Sadece Ne Yaptığımızla Değil, Ne Yapacağımızla da İlgilenir.”

Zuboff, teknoloji şirketlerinin bizim verilerimizden sadece reklam değil, geleceğimizi de ürettiğini söyler.
Yani dijital dünyada artık ürün biz değiliz; bizim ne yapacağımız ürün.
Linç kültürü, algoritmaların öne çıkardığı öfke biçimidir. En çok reaksiyon alan, en çok görünür olur. Linç, bu yüzden sadece bir toplumsal tepki değil; bir pazar davranışıdır.
3. Byung-Chul Han: “Şeffaflık, Özgürlüğü Değil; Kontrolü Meşrulaştırır.”

Han, günümüzün bireyinin mahremiyeti değil, şeffaf olmayı yücelttiğini söyler.
Her şeyi paylaşmak, açık olmak, ‘gerçek’ olmak... Ama bu açıklık, bizi özgürleştirmek yerine daha kırılgan ve savunmasız hale getirir.
Linç kültürü, kendini sürekli ifşa eden bireyin dijital taşlanmasıdır. Görünür olan, vurulur.
4. Zeynep Tüfekçi: “Dijital Kalabalıklar Güçlü Görünür, Ama Derin Değildir.”

Tüfekçi, sosyal medyadaki hareketlerin kalabalık ama yüzeysel olduğunu vurgular.
Çünkü sosyal medya, anlık öfke patlamalarıyla beslenir, kalıcı değişimle değil.
Linçler, bazen dijital bir boşalım ritüelidir: Birkaç saatlik öfke, sonra sessizlik. Ne dönüşüm olur ne çözüm.
5. Bernard Stiegler: “Kapitalizm Artık Sadece Üretimi Değil, Ruhumuzu da Yönetiyor.”

Stiegler’e göre sosyal medya, yalnızca ne tüketeceğimizi değil ne hissedeceğimizi de belirlemeye başladı.
Beğenilmek için mutsuz görünmemiz, görünür olmak için acı paylaşmamız artık olağanlaştı.
Linç kültürü, başkasının acısından duygusal tatmin üretmeye başlayan toplumun yansımasıdır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!