Dijital Sahne Açıldı: Sıra Sizde
'Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak.' Andy Warhol
Warhol Haklıydı ama bu kadarını o bile öngöremezdi…
Andy Warhol bu cümleyi 1968 yılında kurduğunda ne YouTube ile YouTube Shorts vardı, ne TikTok, ne Instagram Reels, ne de diğer sosyal medya mecraları. Bugünlerde ise telefonunun bildirimi açık olanlar, bu sözü neredeyse her sabah bir bildirimle yaşıyor. Bir sabah kahvesiyle birlikte ekranımıza düşen, niteliğinin hiçbir önemi olmayan bir video, gün bitmeden o kişinin hayatını sonsuza dek değiştirebiliyor.
Kurucuları Chad Hurley, Steve Chen ve Jawed Karim’in sadece eğlence amaçlı başlattığı bir platform olan YouTube, bugün yalnızca eğlence değil, bir sektör, bir kariyer alanı, bir şöhret sahnesi. Google’ın 2006 yılında YouTube’u 1.65 milyar dolara satın alması, YouTube’un geleceğinin sadece “video paylaşımı” olmadığını anlamamız için ilk işaretti aslında.
Bir zamanlar TV’lerde tutmadığı halde YouTube’da izlenme rekorları kıran içerikler, bugün dev prodüksiyonlara kafa tutuyor.
Hatırlayalım: Leyla ile Mecnun dizisi, reyting düşük diye yayından kaldırıldığında, TRT Genel Müdürü 'YouTube'da izlenecek diziye para veremem' demişti. Oysa şimdi tam tersi: YouTube'da tutan içerikler, geleneksel medya tarafından transfer ediliyor. Eskiden televizyon YouTube’a içerik taşırdı; şimdi YouTube televizyona yön veriyor.
(Görsel Kaynağı: Tabii)
Peki Andy Warhol’un yaklaşık 57 sene önceden işaret ettiği isimleri kimler?
Türkiye’de Enes Batur, Orkun Işıtmak, Danla Bilic gibi isimler ve daha niceleri… Yurt dışında ise MrBeast, Emma Chamberlain, Marques Brownlee (MKBHD) gibi içerik üreticileri, geleneksel medya yıldızlarını geride bırakacak kadar geniş ve sadık bir izleyici kitlesine sahip. Sadece eğlendirmiyorlar; ekonomi yaratıyor, kampanya yönetiyor, marka inşa ediyorlar. Bir kamera, bir mikrofon ve biraz yaratıcılıkla milyonlar kazanmak, artık istisna değil. Bir makyaj videosu, bir yemek tarifi, bir challenge... Görünen o ki artık bir ekranın karşısına geçmek için kamera arkasında ekipler gerekmiyor. Sadece bir telefon, bir fikir, biraz algoritma bilgisi ve bazen de şans yeterli.
TikTok, YouTube Shorts ve reels ise şöhreti daha da hızlandırdı. 15 dakikayı değil, 15 saniyeyi bile çok görüyor artık. Bir dans, bir mimik, bir komik an: Bittiğinde takipçiler binlere, milyonlara ulaşabiliyor. Sadece Justin Bieber veya Rebecca Black gibi isimler değil; artık herkes, her yerden, her yaşta bu dijital sahneye adım atabiliyor.
Ama soru şu: Bu şöhret kalıcı mı? Yoksa Warhol’un dediği gibi gerçekten 15 dakikalık mı? Yoksa bir çok TikToker gibi 15 saniyeden mi ibaret?
İşte burada başlıyor sosyal medya savaşları. Kalıcı olmak, görünür olmak, etkileşim almak, “trendlere girmek”… Bunların her biri birer dijital mücadele alanı.
Unutmayın, sizi izleyen sadece insanlar değil; algoritmalar, markalar ve fırsatlar da ekranın öte yanında.
Bu yüzden ünlü olmak için değil, anlamlı bir iz bırakmak için üretin. Copy past yapılan ya da URL’si kopyalanıp paylaşılıp, tüketilen değil, hatırlanan olun. Dijital dünyada kalıcı olmak istiyorsanız; eğlenin, üretin ama en önemlisi kendiniz olun. Çünkü gerçek başarı, milyon izlenmeden değil, kendinizi ifade edebildiğiniz içeriklerde saklıdır. 15 dakikadan fazlası için, önce o 15 dakikayı nasıl kullandığınıza bakılır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
