onedio
article/comments
article/share
Haberler
Dışa Değil, İçe Dönmek: Tevazuda Saklı Özgürlük

etiket Dışa Değil, İçe Dönmek: Tevazuda Saklı Özgürlük

Tevazu, modern dünyada yitirilmiş bir meziyet gibi. Güç, görünürlük, iddia, sesini duyurmak... Her şey daha çok öne çıkmak üzerine kurulu. Oysa tevazu, geri durmak değil; yerini bilmek. Ne eksik ne fazla. Ne ezilmek ne ezmek. Kendi sınırlarını tanımak ve o sınırlarla barışmak. Kırılganlığını saklamamak ama kırılganlığın içine de gömülmemek.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Secde, bu anlamda tevazunun bedende billurlaştığı hal. Başını yere koymak, aslında yalnızca bir hareket değil. Başka bir bilinç.

Secde, bu anlamda tevazunun bedende billurlaştığı hal. Başını yere koymak, aslında yalnızca bir hareket değil. Başka bir bilinç.

Kibrin eridiği, kendinle ve hayatla en gerçek teması kurduğun an. Çünkü o anda ne üstünsün, ne aşağı. Yalnızca varsın. Tüm iddialardan arınmış, çıplak bir varoluş. O yüzden secde güçlülerin değil, cesur olanların yapabildiği bir şey belki de. Çünkü kimseye göstermeden, sadece kendiyle yüzleşmenin biçimi.

Güç dediğimiz şey çoğu zaman başkasıyla ilgili. Diğerlerinden daha çok bilmek, daha çok kazanmak, daha çok görünmek... Ama secde, güç tanımını içeriye çevirir. Kendine rağmen kendinle olabilmek. İçindeki karmaşayı bastırmadan, ondan kaçmadan, onunla kalabilmek. Kırılganlık dediğimiz şey, çoğu zaman utançla karışır. Ama kırılganlığın içinde kalabilen biri, sahiciliğe yaklaşır. Güç, o noktada yeniden tanımlanır.

Kur’an’da secde edenlerin halleri anlatılırken geçen kelimeler dikkat çekici: huşu, huzur, yakîn. Yani secde bir teslimiyet değil sadece; aynı zamanda derin bir farkındalık. Dış dünyaya karşı değil, iç dünyaya açılan bir pencere. Ve o pencereden baktığında gördüğün şey genelde sade, sessiz, sakin olur. O yüzden secde edebilen birinin sesi çoğu zaman yüksek çıkmaz. Çünkü sesi değil, derinliğiyle konuşur.

Modern psikoloji kırılganlığı cesaretin bir formu olarak tanımlar. Brene Brown’un da dediği gibi, 'kırılganlık olmadan sevgi olmaz, bağlantı olmaz, anlam olmaz.' Secde de tam bu alanlara açılır. Kendini tüm savunma mekanizmalarından sıyırıp yere koymak... Başka birine değil, görünmeyene doğru. Ama tam da orada, en görünür olan kendin olursun. Secdede yüzünün değdiği yer kadar gerçeksindir. Ne fazlası ne eksiği.

Belki bu yüzden secde anı bir boşluk gibi hissettirebilir. Zaman durmaz ama sen durursun. Her şey akarken, sen başka bir ritme geçersin. Beden yerle temas eder ama ruh başka bir yere. O temas, seni hem küçültür hem büyütür. Küçülmek çünkü iddialarını bırakırsın. Büyümek çünkü sahiciliğe cesaret edersin.

Tevazu ise secdeden çok daha geniş bir alanı kapsar.

Tevazu ise secdeden çok daha geniş bir alanı kapsar.

Yalnızca ibadetle değil, ilişkiyle, sözle, bakışla, davranışla yaşanır. Tevazu, birini yücelterek kendini küçültmek değil; herkesin hak ettiği değeri alabileceği bir denge kurmaktır. O dengeyi kurabilen biri, güçten korkmaz, kırılganlıktan utanmaz, sessizlikten rahatsız olmaz. Çünkü kendiyle barışıktır.

Secdeyi yalnızca ritüelin bir parçası olarak görmek, onun çağrısını daraltmak olur. Aslında secde, hayatın kendisinde defalarca yaşanabilir. Birine içten bir teşekkürde bulunurken, özür dilerken, bir manzara karşısında sessiz kalırken... Başını yere koymadan da eğilebilirsin. Mesele bedenin eğilmesi değil, kalbin bükülmesi.

Tevazu da kırılganlık da zayıflık olarak kodlanmış durumda artık. Hâlbuki ikisi de gücün başka bir biçimi. Görünmeyen, gösterilmeyen ama çok daha etkili olan bir biçimi. İnatla değil, ısrarla değil; incelikle yürümek gibi. Sözünü değil, varlığını duyurmak gibi. İçeriden bir sessizlikle, dışarıya ağır ama derin bir iz bırakmak gibi.

Ve gerçeklik... belki de bu ikisinin tam ortasında duruyor. Ne yalnızca güçle kurulabiliyor gerçeklik, ne sadece kırılganlıkla. Ama ikisinin farkında olan bir bilinç, daha gerçek bir zemin inşa edebiliyor. Secde eden bir beden, hayata da o bilinçle temas ediyor. Daha dikkatli, daha sade, daha yumuşak.

Her şeyin hızla aktığı, herkesin birbirine üstünlük kurmaya çalıştığı bu çağda, tevazu ve secde sessiz bir karşı duruş. Bir hatırlayış. Belki kime ait olduğunu, belki kim olduğunu, belki de her şeyin o kadar da karmaşık olmadığını... Yere eğilmenin, sadece ibadet değil; insan kalmanın yollarından biri olduğunu...

Yüzü yere değen birinin iç sesi çoğu zaman daha çok şey anlatır. Duyabilen için. Anlayabilen için. Kırılabilen için.

Instagram

Facebook

YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam