Dünyanın Konser Salonlarını Fetheden Bir Türk: Fazıl Say’ın Hikayesi
Dünyanın dört bir yanındaki en prestijli salonlarda çalıyor.
Carnegie Hall’den Berliner Philharmonie’ye, Tokyo’dan Viyana’ya… Ve o salonlarda yankılanan isim bir Türk: Fazıl Say.
Belki de tüm dünyada adı en çok bilinen Türk sanatçılardan biri. Piyanonun başına geçtiğinde yalnızca notaları değil, bütün bir Anadolu’nun sesini duyuruyor.
Fazıl Say 1970 yılında Ankara’da doğdu.

Babası edebiyatçı Ahmet Say, annesi Gürgün Say’dı. Evinde edebiyat, müzik ve kültürle yoğruldu. Henüz 4 yaşındayken piyanoyla tanıştı.
Ankara Devlet Konservatuarı’nda “harika çocuk” olarak yetişti. Daha küçücükken Mozart’ın eserlerini ezberden çalabiliyordu. Ardından Düsseldorf ve Berlin’de eğitim aldı, ufku Avrupa sahneleriyle açıldı.
1994’teki Genç Piyanistler Yarışması’yla uluslararası ün kazandı. Ardından dünyanın en büyük orkestralarıyla aynı sahnede yer aldı: New York Philharmonic, Berlin Philharmonic, Vienna Philharmonic…
Çaldığı yerler arasında Carnegie Hall, Concertgebouw, Royal Albert Hall, Wiener Konzerthaus var. Kısacası “klasik müziğin kutsal mekânları.”
Fazıl Say kişiliği ve müziğiyle Türkiye’nin kültür elçisi oldu. Türkiye’nin dünyadaki soft power indeksini yükselten en önemli sanatçılardan biri haline geldi.
Fazıl Say yalnızca bir piyanist değil, aynı zamanda üretken bir besteci.

Ve bestelerinde hep Türkiye’nin hikâyesini anlattı:
Nazım Oratoryosu – Nâzım Hikmet’in dizelerini müziğe taşıdı.
Metin Altıok Ağıtı – Sivas Madımak Katliamı’nda hayatını kaybeden şair için yazdı.
İstanbul Senfonisi – Şehrin gürültüsü, kaosu, ihtişamı notalara döküldü.
Patara – Likya medeniyetinin başkenti, demokrasiye ilk ev sahipliği yapan yer için.
Troya Sonatı – Homeros’un destanlarını piyano tuşlarına taşıdı.
Mesopotamia Senfonisi – İnsanlığın ilk uygarlığına müzikal bir yolculuk.
Hezarfen – Uçma hayali kuran ilk Türk bilim insanı Hezarfen Ahmed Çelebi’ye ithaf.
Mevlâna – “Gel, ne olursan ol, yine gel” sözünü evrensel bir çağrıya dönüştüren eser.
Kendi deyimiyle:
“Benim için bestecilik, yaşadığım coğrafyanın hikâyelerini dünyaya anlatmanın en güçlü yolu.”
Mozart’ın ünlü “Alla Turca” (Türk Marşı) parçasını bambaşka bir şekilde yeniden yorumladı. Doğulu ritimler, caz esintileri, doğaçlama pasajlarla kendi damgasını vurdu. Bu yorum, klasik müzik dünyasında büyük ses getirdi.
Fazıl Say sadece müziğiyle değil, sözleriyle de düşündürüyor.

Bazı unutulmaz cümleleri:
“Ben Anadolu’nun sesiyim. Piyanonun başında Mozart çalsam bile Anadolu türkülerini duyarsınız.”
“Sanat, toplumun vicdanıdır.”
“Müzik olmadan özgürlük de eksik kalır.”
“Kendi toprağının sesini bulmayan sanatçı evrensel olamaz.”
“Türkiye benim kimliğim, tüm eserlerimde o var.”
Fazıl Say küçük yaşta Mozart’ın tüm piyano sonatlarını ezbere çalmasıyla hayranlık uyandırmıştı.
Konserlerinde çoğu zaman doğaçlamalar yapıyor, klasik parçaların içine Anadolu ezgileri serpiştiriyor.
Japonya’da adeta bir “rock star” gibi karşılanıyor, konserleri dakikalar içinde tükeniyor.
Fazıl Say çoğu bestesini doğada, yalnızken, yürüyüş sırasında kafasında tasarladığını söylüyor.
Aldığı bazı önemli ödüller:
ECHO Klassik Ödülü, Avrupa Kültür Ödülü, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü.
Fazıl Say Spotify’da milyonlarca dinlenme alıyor ve ben de size aşağıda dinlemeniz için bir playlist yaptım.

Fazıl Say’ın en takdir ettiğim tarafı Türkiye ile dünyayı birleştiren bir sanatçı olması
Zaman zaman siyasi görüşleriyle tartışmalara girdi ama hiçbir zaman Türkiye’den vazgeçmedi. Hem eleştirilerini hem de sevgisini aynı anda dile getirdi. Bestelerinde de bu çelişkiyi hissedebilirsiniz: hem sitem hem gurur hem de sevgi.
Aynı zamanda dünya çocukları ve gençleri için güçlü bir rol model oldu; sanatıyla genç nesillere hem ilham hem de cesaret verdi.
Fazıl Say’ın hikâyesi bize şunu hatırlatıyor:
Bir sanatçı kendi toprağının sesini bulduğunda, dünyanın bütün salonlarına o sesi taşıyabiliyor.
Ve bugün, New York’ta, Tokyo’da, Viyana’da çalan o ses Anadolu’nun sesi… Fazıl Say’ın piyanodan yükselen sesi.
Sizin için bir Spotify Playlist'i hazırladım:

👉 Fazıl Say – The Voice of Anatolia
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!