onedio
article/comments
article/share
Haberler
Geleceği Biliyoruz Komplosu: The Economist, Simpsonlar ve 2026 Falı

etiket Geleceği Biliyoruz Komplosu: The Economist, Simpsonlar ve 2026 Falı

Her yılın sonunda o malum kapağı elime alırım. The Economist'in 'The World in...' sayısı.

Bir tür modern zamanlar falcısı. Elit, soğuk, mesafeli ve “Ben bilirim” diyen bir İngiliz centilmeni gibi.

Ve her baktığımda aynı soruyu sorarım: Bu elitist dergi geleceği gerçekten biliyor mu?

Yoksa...

Yoksa hepimiz, The Economist’in yanı sıra o sapsarı, patlak gözlü Simpsonlar ailesinin kehanetlerine inanmaya daha mı hazırız?

Bu, basit bir komplo teorisi sorgulaması değil. Elinizdeki bu iki 'falcı' (biri Davos zekasına, diğeri Hollywood mizahına ait) bize 21. yüzyılda 'tahmin' pratiğinin nasıl yozlaştığını ve belirsizlikle başa çıkamadığımızı gösteren muazzam bir ayna tutuyor.

Gelin, bu iki 'bilici'nin kaputunu açalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

'Büyük Abi'nin Metodu: Sistemik İstihbarat

'Büyük Abi'nin Metodu: Sistemik İstihbarat
mma.prnewswire.com

Önce 'Büyük Abi'ye, yani The Economist'e bakalım.

Onlarınki kehanet değil, sistemik istihbarat.

Editörleri Tom Standage ile konuşsanız size muhtemelen şunu söyler: “Biz tahmin etmiyoruz, sadece megatrendlerin kesişim noktalarını gösteriyoruz.”

Güçleri nereden geliyor?

Sizin benim gibi Google'dan değil. Güçleri, G20 liderlerinin kulislerinden, merkez bankası başkanlarının özel yemeklerinden, 50'den fazla sektör uzmanının analizlerinden ve IMF'nin ham verilerinden geliyor.

2026 kapağındaki o şırınga (milyar dolarlık Ozempic devrimi), o robot (GenAI'ın beyaz yakalıların işini elinden alması), o dolar işareti (de-dollarizasyon paniği) rastgele değil.

Bu, hesap verebilir bir öngörüdür.

Peki, bu kadar 'bilen' kapakta Türkiye neden yoktu?

İşte bu, Batı-merkezli kibrin ta kendisi.

Onlar 'Amerika'ya kim yardım edecek?' diye sorarken, Türkiye'nin F-16 modernizasyonunu, Orta Koridor'daki hamlelerini, hem NATO üyesi olup hem Şangay İşbirliği Örgütü ile flörtünü, yani 'swing state' (salıncak devlet) rolünü kaçırıyorlar.

The Economist'in kör noktası tam da burası.

Sarı Ailenin Sırrı: İstatistik ve Sahtekârlık

Sarı Ailenin Sırrı: İstatistik ve Sahtekârlık

Şimdi gelelim o sapsarı, patlak gözlü aileye... Simpsonlar.

Her büyük olaydan sonra (Trump'ın seçilmesi, Notre Dame yangını, bir köprünün yıkılması) sosyal medya 'Simpsonlar yine bildi' diye yıkılır.

Peki, bu bir kehanet mi?

Hayır, koca bir istatistiksel yanılsama.

Hadi rakamlara bakalım.

760'tan fazla bölüm. Her bölümde en az 5 'gelecek' senaryosu veya absürt gag (şaka). Etti mi size 3.800'den fazla 'tahmin'.

Kaçı tuttu? Bilemediniz 50...

Başarı oranı: Yüzde 1!

Buna 'kehanet' denmez, buna 'yeterince dart atarsan biri hedefi bulur' denir.

İşin daha tehlikeli bir boyutu var.

O da ne, biliyor musunuz? Retrospektif manipülasyon.

Yapay zeka çağındayız. Baltimore köprüsü, Beyrut patlaması... Bunların hepsi sahte 'Simpsonlar' kareleri. Olaydan sonra üretilip 'bakın bildiler' diye servis ediliyor.

Bir de Galatasaray’ın Şampiyon Ligi kehaneti var. Ha o mu deepfake yani o da sahte kurgu… Böyle bir tahmin yok ama Galatasaray’ın bu yıl veya önümüzdeki dönemde Şampiyon Ligi’ni kazanması ihtimalden de uzak değil…

Simpsonlar sallıyor, biz de inanıyoruz.

Neden? Çünkü bu kaotik dünyada bir anlam, bir düzen arıyoruz. Ve bir çizgi filmin geleceği bilmesi, belirsizliğin kendisinden daha az korkutucu geliyor.

Benim 2026 Falım: Türkiye Nerede Duruyor?

Benim 2026 Falım: Türkiye Nerede Duruyor?

Peki, bu iki metodu bir kenara bırakıp, The Economist'in sistemik bakışıyla, ama Türkiye'yi merkeze alarak 2026'ya bakınca ben ne görüyorum?

İşte benim 10 maddelik 2026 falım:

1. Trump 2.0 ve “Soğuk Savaş” 

Trump, NATO'dan çekilmez. Ama Avrupalı liderlere 'Paraları ödeyin yoksa sizi korumam!' diye bağırır. Türkiye'nin Ukrayna'daki arabuluculuk rolü artar. Asıl savaş Çin ile teknoloji (çip, quantum, biyoteknoloji) üzerinden döner. TOGG'un bataryası, BYD ortaklığı gibi Çin bağlantılarımız başımızı ağrıtabilir.

2. Avrupa’nın kilitlenmesi

Avrupa'nın motoru Almanya 2026'da tekleyecek. Erken seçim sonrası aylar süren bir koalisyon krizi göreceğiz. Avrupa kendi derdine düşer. Vize serbestisi mi? 2026'da unutun.

3. Yapay zeka balonu patlıyor 

GPT-5 veya GPT-6 beklenen o 'büyük sıçramayı' yapmaz. AI 'hype' döngüsü zirveyi görür ve 2026'da ayılma başlar. Yatırımlar rasyonelleşir. Bu, Harezmi gibi yerli girişimler için bir fırsat penceresi açabilir.

4. Kriptografik ‘Sputnik anı’ 

Asıl bomba Yapay Zeka'da değil, Quantum Computing'de. Google veya IBM, 2026'da 1.000+ qubit sistemle 'kriptografik kırılma' demosu yaparsa, yani bugünkü şifreleme sistemlerini (bankalar, devlet sırları) kırabildiğini gösterirse... İşte o gün küresel bir siber güvenlik paniği başlar.

5. Enflasyon, büyüme ve Karadeniz gazı 

Ekonomide mucize beklemeyin. 2026'da enflasyon (baz etkisiyle) %25-30 bandına düşer ama büyüme %2.5 civarında sıkışır. İyi haber: Karadeniz gaz keşfinin 2026'da tam kapasiteye yaklaşması, ithalat faturasını %5-7 azaltarak cari açığa küçük bir nefes aldırır.

6. 2026'nın yıldızı: Ozempic  

2026'nın yıldızı ne dolar ne petrol. Yıldız, 'kilo verme ilaçları' (Ozempic, Wegovy) olacak. Patent korumaları zayıflar, Türkiye'de jenerik üretim başlar. Obezite oranlarında %5'lik bir düşüş bile sağlık sistemini rahatlatır.

7. Elon Musk biterken sosyal medya

Elon Musk'ın X (Twitter) platformu 2026 sonuna kadar kullanıcı tabanının %30'unu daha kaybeder. Medya, Bluesky ve Threads gibi daha küçük, kapalı platformlara dağılır.

8. 1.5 derece limiti aşılır

En acı tahmin bu: 2026 sonu itibarıyla dünya ortalama sıcaklık artışı 1.52°C’ye ulaşacak. 1.5°C hedefi resmen ölecek.

9. Marmara’nın su krizi

Bu ısınmanın Türkiye için net sonucu: Marmara'da derinleşen su krizi. 2026'da İstanbul'a başka havzalardan, deniz suyunun arıtılmasından, belki de 3. köprü üzerinden su taşıma projelerini ciddi ciddi konuşmaya başlayacağız.

10. 'Yerel seçim” sonrası baskısı 

Ve siyaset... 2029 yerel seçimleri için pozisyon alma 2026'da başlar. Bu, ekonomi yönetimi üzerinde 'mali genişleme' (yani para harcama) baskısını artırır.

Kehanet Değil, Soru Sormak

Kehanet Değil, Soru Sormak

Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor?

Tahmin endüstrisi, gerçeğin kendisinden daha kârlı bir sektör haline geldi.

The Economist bize 'olasılıkları daraltmayı' öğretiyor. Simpsonlar ise 'yeterince saçmalarsan bir gün haklı çıkarsın' diyor.

Türkiye'nin kendi 'tahmin' mekanizmalarını kurması şart.

TÜİK verisine güvenin bu kadar aşındığı, SETA veya TESEV gibi kurumların The Economist çapında soğukkanlı analizler üretemediği bir yerde, biz 'kehanet' kültürüne, yani Simpsonlar'a mahkum kalırız.

2026'ya hazırlanmanın yolu o kapağa veya o çizgi filme bakmak değil.

Belirsizlikle dans etmeyi öğrenmek.

Ve en önemlisi: Doğru soruları sormak.

Sizce biz, milletçe doğru soruları soruyor muyuz?

Linkedln

Facebook

X

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam