onedio
article/comments
article/share
Haberler
Gençler! Boş Verin Üniversiteyi, Influencer Olun!

etiket Gençler! Boş Verin Üniversiteyi, Influencer Olun!

İstanbul’dan bir iShowSpeed geçti ki sormayın! Bütün ana akım medya, online medya, YouTube ve sosyal medya platformlarında neredeyse ilk haber oldu.

iShowSpeed, asıl adı Darren Watkins Jr. olan, Cincinnati, Ohio, ABD doğumlu, 2005’li, 20 yaşında bir influencer. 15 yaşından beri, yani 2020’den bu yana influencer. YouTube kanalında şu anda 42.2, TikTok’ta ise 41.4 milyon takipçisi var. Tüm dünyada gençler arasında dijital kültürün en tanınan yüzlerinden biri.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Neden bu kadar ilgi çekiyor?

Neden bu kadar ilgi çekiyor?
  • Dünyayı geziyor ve gittiği yerlerden YouTube üzerinden kesintisiz 8 saat canlı yayın yapıyor. Oralardaki yerel influencerlarla buluşup yaşadıklarını, gördüklerini abartılı, komik, absürt olaylar olarak bağıra çağıra anlatıyor.

  • İstanbul’a 2. kez gelmiş ama bu sefer daha çok ses çıktı. Canlı yayını aynı anda 500 bin kişi izledi. Önce sadece kendi takipçileri tanıyorken şu anda neredeyse tüm Türkiye kendisinden haberdar. İstanbul videosu şimdiden 10 milyonun üzerinde seyredildi.

  • iShowSpeed İstanbul yayınında tarihi ve kültürel zenginlikleri keşfe çıktı. Türk YouTuber arkadaşı CZN Burak ona eşlik etti. Birlikte çay dökme şakası, Galata Kulesi’nde İngilizce ve tarih bilen kimse olmayışı, ne alaka ise hayvanat bahçesine gitmeleri, dondurmacının ağzına peçete tıkması, Türk influencerlardan biriyle güreş yapması ve dönerin mucidi ülkede Alman dönerini seviyorum demesi gibi, çoğumuza -aslında- abuk sabuk gelen her şeyi… Hepsini de canlı yayında hiç sakınmadan, hatta iyice abartarak anlattı, gösterdi. “Türkiye ne biçim ne kötü tanıtıldı, hiç hoş olmadı” dendi. İletişim Başkanlığından “Bizim ilgimiz yok” mealinde açıklama bile yapıldı.

Nasıl ünlü oldu? Nasıl ve ne kadar para kazanıyor?

Nasıl ünlü oldu? Nasıl ve ne kadar para kazanıyor?
  • 2016 yılında YouTube kanalını açan fenomen, başlangıçta 1-2 kişi tarafından izlenen NBA 2K ve Fortnite videoları paylaşıyordu. Sürekli bağırarak, filtresiz, aklına estiği gibi davranmasıyla dikkat çekti. Asıl çıkışını 2021 yılında yaptı. Enerjik, abartılı tepkileri ve dramatik yayın tarzı tüm videolarını viral hale getirdi. iShowSpeed, FIFA yayınları ve Cristiano Ronaldo hayranlığıyla da biliniyor.

  • iShowSpeed’in başka 3-4 kanalı daha var. Yayınlarından kesilen ilginç short (kısa) videolar sayesinde, sadece kısa videoları izlenerek bile en çok kazanan YouTuber’lar arasında. Gelirini YouTube reklamları, izleyici bağışları, abonelikler, sponsorluk anlaşmaları ve kendi markasına ait ürün satışlarından elde ediyor. Yıllık kazancının 5 ila 10 milyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. 20 yaşında bir ufaklık ortada deli deli geziyor gibi görünüyor ama arkasında çalışan ciddi bir şirket ve destek ekibi var. Kısacası; o artık yayınlar yapan haylaz bir çocuk değil, çok kazanan bir dijital CEO ve gezici show devi.

Şimdi gelelim başlığa… Neden “Gençler! Boş Verin Üniversiteyi, Influencer Olun!” diyorum?

Şimdi gelelim başlığa… Neden “Gençler! Boş Verin Üniversiteyi, Influencer Olun!” diyorum?

Tabii ki dikkati çekmek için. Malum yine “üniversite, bölüm tercih” mevsimindeyiz. O yüzden gençlere, ebeveynlere ve rehberlik eden akademisyenlere, öğretmenlere bir çift lafım – daha doğrusu temiz bir tercih, meslek, iş, işsizlik üzerine bir tavsiye listem, analizim olacak. Böyle başlık atsam ve konuya dümdüz girsem “ilgi çekmeyecekti.” Ben de iShowSpeed’in örneğini kullanarak yazayım dedim.

Çünkü gençlerin çoğu iShowSpeed ve benzerleri gibi olmak istiyor. Özellikle TikTok tarzı yayınlar çıktığından beri, pek çok genç şöyle düşünüyor:

'Açarım ekranı, yaparım bir tanıtım, anlatım, sıra dışılık ya da sanat, spor, makyaj, seksi şeyler… Aşarım bütün edep-adap, ilim-irfan kalıplarını… Toplarım başıma kalabalığı (takipçiyi), beklerim reklam ve iş birliği gelirlerini... Hem eğlenirim hem de mesaisiz, karışan-görüşen olmaksızın, ohh! kolayca milyonları kazanırım...'

Ve çok yanılıyorlar!

Gerçekten para kazandıran sayılara, performansa, sürekli yeni ve ilginç kalmaya ulaşabilmek; aslında o zor görülen kurumsal ya da bilinen işlerden, iş dünyasında olmaktan kat be kat daha zor. En azından onlar kadar zor!

Çünkü dijital içerik üreticiliği, dışarıdan “eğlenceli ve kolay” görünse de, aslında tam zamanlı bir meslek, hatta bir girişimcilik modeli. Bir yayın için saatlerce hazırlık, yüksek donanım yatırımı, teknik bilgi, ekip yönetimi, stratejik içerik planlama, algoritma okuryazarlığı, kriz anı yönetimi, telif ve yasalara uyum gibi onlarca görünmeyen iş yükü ve çaba, çalışma var.

Üstelik şimdi bir de yapay zekâyı (YZ) iyi öğrenmek ve akıllıca kullanmak şart. Çünkü YZ’yi etkili kullananlar, geleneksel yöntemlerle içerik üretenlere kıyasla misliyle avantajlı.

Mesela bir influencer binlerce lira ve günler harcayarak Wimbledon’a gidip oradan fotoğraf ve video paylaşacak. Ya da süper lüks bir arabayla California’da okyanus kıyısında piknik yapıyorum diye selam çakacak. Ama YZ görsel üretme araçlarını iyi kullanan biri, tüm bunları ve fazlasını dakikalar içinde, çok düşük maliyetlerle üretecek ve gerçeğinden ayırt edilemeyecek şekilde paylaşacak.

Üstelik bu mecralarda tutunmak için sadece o gün, o an, bir kere “iyi olmak” da yetmiyor. Her gün daha fazla dikkat çekmek, daha fazla içerik üretmek, kendini sürekli güncellemek gerekiyor. Durağanlık, unutulmakla eş değer. 7/24 fikir üretmek ve bunu dijital platformların istediği kurallarla, akıllıca paylaşmak şart.

Yani aslında… İster ekrana çık, ister sahneye, ister ofise git ya da evinde, herhangi bir yerde çalış…

İyi kazandıran her iş, o işi çok ama çok iyi yapmayı gerektiriyor. Daima “beceri-bilgi-deneyim-çok çalışmak” esas.

Kimsenin müdahale etmediği yerde bile rekabet var. Seçenek çok. Daima – ama daima – yaptığı şeyde “iyi olanlar, çok çalışanlar, risk alanlar, yaptığı işi hayatının amacı hâline getirenler, adananlar” kazanıyor.

Yanlış anlamayın, burada kazanmaktan kastım sadece milyonlar kazanmak değil. Ortalama yaşamak için de, daha mütevazı bir hayat kurmak için de bu geçerli. 

Ne yapmak istediğinizi ne kadar biliyorsanız, o kadar yapabiliyor, ne kadar verebiliyorsanız, o kadar alabiliyorsunuz. Hayat denklemi gayet basit. Gerisi aldatmaca…

Size pırıltılı anlatılarla, “şunu yap, hemen bu olacak”, “şu kadar kazanacaksın” gibi gelen her şeye şüpheyle bakın.

İşte tam da bu yüzden, bu yazıda tercih dönemindeki gençler ve onların yanında yol yürüyenler için bazı net öneriler ve tavsiyeler paylaşacağım.

Dikkate alınmasında fayda var.

Üniversite mi? Peki ama neden?

Üniversite mi? Peki ama neden?

Eğer bir genç (aslında herkes) gerçekten ne yapmak, ne için, ne öğrenmek istediğini bilmiyorsa,

Ders çalışmaktan, proje bitirmekten, araştırma yapmaktan içten içe sıkılıyorsa,

Sadece “başkaları okuyor diye” ya da “puanı yetti diye” bir üniversiteye gidiyorsa...

Durmalı. Gitmemeli!

Çünkü artık bu lüks yok. Çünkü amaçsız ve zoraki gittiği o üniversiteden, okuldan, “işsizlik garantisi ve bir diploma ile” mezun olacak!

Yapay zekâ, dijital öğrenme ve deneyim bazlı sistemler sayesinde artık herkes her şeyi öğrenebiliyor. Ücretsiz, hızla, istediği kadar, istediği yerden. Yani üniversiteye veya herhangi bir okula o kadar da mahkum değiliz!

Bugün üniversite diploması, ne yapmak istediğini bilen biri için müthiş bir araç. Ama ne yapacağını bilmeyen biri için sadece zaman ve para kaybı.

Zaten sistem de değişti:

Artık “kaç yaşında, ne diploması ile mezun olduğun” değil, ne bildiğin, ne yaptığın, ne çözüm sunduğun önemli.

Yani hâlâ geçerli olan şey şu: 'Aynası iştir kişinin...'

Dolayısıyla; eğer bir genç hâlâ yönünü arıyorsa, bunu dört yıl daha havada asılı kalarak değil;

İşe girerek, bir ustaya çıraklık ederek, bir sosyal girişime katılarak, gerçek dünyada deneyim kazanarak yapmalı.

Hemen bir işe başlamalı. Olumsuz da olsa bir deneyim kazanmalı, hayatın gerçekleri ile yüzleşmeli. 

Yeri zamanı gelince tekrar öğrenmeye döner. Bu artık mümkün! Çünkü bu çağda öğrenme bir kereye mahsus değil, hayat boyu süren bir döngü. İki yıllık bir teknik okul, hedefli ve odaklı bir eğitim; körlemesine girilen dört yıllık bir lisans programından çok daha faydalı olabilir.

Ya da beceri kazanmak istediği bir yerde çalışmaya başlamak.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Unutmayın:

Unutmayın:

Artık diploma değil yetkinlik, Kurum değil katkı fark yaratıyor. Üniversiteyi bitirmek değil; hayat amacını, neden başladığını ve o diploma ile ne yapacağını bilerek okumak kıymetli.

Ve çoğu zaman bu sorunun cevabını bulmak için biraz ara vermek, sistemden çıkıp dışarıdan bakmak gerekir. Bu yazı onun için…

Hiçbir şeyden korkmadan karar versen ne yapardın, ne yapmak isterdin? Onları düşün…

Ve sonra realiteye geri dön.

O yüzden gençler ve ebeveynler:

Kendinize ve birbirinize dürüst olun. Hayalleri ve gerçekleri, akıllı bir potada, en fazla yarar sağlayacak seçeneklerde buluşturun. El âlem ne der, herkes öyle yapıyor diye değil.

Eğer hâlâ zamana ihtiyacınız varsa, sevdiğiniz işi ya da bölümü bulamadıysanız...

O zaman da şuna sarılın:

“Ya bulduğunu sev ya da seveceğini bul!”

En akıllı ve güçlü tercih budur. Gerçek bir yaşam stratejisidir.

Yolunuz, şahsınız, bahtınız hep açık olsun…

Instagram

X

Linkedln

Facebook

YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam