İrade ve Otorite Üzerine Derin Bir Yolculuk: Yekta Erdal Akgül ile Özel Söyleşi
Köşemden herkese sevgiler. Bugün epeydir üzerinde durmak istediğim bir konu üzerine buluştuk sizlerle. Konumuz öğretmen olduğum halde yer yer zorlandığım irade ve otorite. İnanın bazen şahsi meselelerimde dahi kendimi iradesiz hissederim. Bu bazen sağlık konusunda bazen beslenme bazen de sosyal hayatımda kendini ele verir. Misal tatlının zararlarını bildiğim halde her gün yemeden kendimi alamamak tam bir iradesizlik örneğidir benim için. Otoriteyi de baskı ve üstünlük kurmayla karıştırmaktan çok çekinirim. Öğretmenlikte bu konu çok hassastır. 20 yılı aşkın meslek hayatımda öğrenciyle ego yarıştırma gibi bir durumun içine düşen meslektaşlarımı görüp onlardan irite olduğum günler çok olmuştur. Belki çok otoriter olamadım ama biliyorum ki çoğu zaman öğrencilerim tarafından sevilip sayıldım. 43 yaşıma geldim ve hala düşünüyorum, otoriter olmak iyi mi kötü mü? Ya da bu tanımların tam olarak karşılığı nedir?
İşte tam da zihnim bu sorularla meşgulken işin ehli bir arkadaşı olan Yekta Erdal Akgül ile dost meclisinde sohbete daldık ve bu sohbeti daha profesyonel hale getirip röportaja evirdik. Kendisi hem yaşam rehberi hem de fizyonomist. Ayrıca İnsanın kullanım kılavuzu kitabının da yazarı. Kendisiyle her sohbetimiz dolu dolu ve eğlenceli geçer. Umuyorum bu söyleşi size de aynı tadı verir.
+Erdal hocam öncelikle şunu merak ediyorum, İrade ve otorite kavramları bireyin yaşamında neden kritik bir rol oynar ve gereklidir?
-İrade ve otorite, bireyin hem iç dünyasında hem de dış çevresinde etkin bir liderlik kurabilmesinin temel taşlarıdır. İrade, hedeflere doğru istikrarlı bir şekilde ilerlemeyi sağlar; otorite ise bu ilerleyişi organize eder ve sürdürülebilir kılar. Gerçek başarı, önce insanın kendi iç evreninde başarı kazanmasıyla başlar.
+Peki, bu noktada bir kişinin iradesinin güçlü olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
-İradenin gerçek gücü, kriz anlarında ve zorlu koşullarda ortaya çıkar. Bir kişi, kısa vadeli hazlardan vazgeçip uzun vadeli hedeflerine sadık kalabiliyorsa, gerçek anlamda güçlü bir iradeye sahiptir. Aynı zamanda verdiği kararları uygulayabilme verimliliğinden anlarız.
+O halde hayatında otorite kurmak isteyen biri ilk nereden başlamalıdır?
-İlk adım, ne istediğini açık ve net bir şekilde belirlemektir. Hedefler netleştiğinde, duygular ve düşünceler bu hedefe yönlendirilebilir. İç otorite, farkındalıkla başlar ve günlük uygulamalarla güçlenir.
+İrade ve otorite arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarız?
-İrade, içimizdeki motor güçtür; otorite ise bu gücü doğru yönde kanalize edebilme becerisidir. İrade olmadan otorite dağılır, otorite olmadan ise irade hedefsizleşir. Aslında otorite tetikleyici güç, irade ise yaptırım gücüdür ve bu ikisi birbirini güçlendiren unsurlardır.
+Teorik olarak anlaşılması kolay. Pratikte yani günlük yaşamın farklı alanlarında irademizi nasıl etkili kullanabiliriz?
-İrade her alanda kendini gösterir; iş hayatında disiplinli çalışma, sağlıkta dengeli yaşam alışkanlıkları, ilişkilerde ise duyguların sağlıklı yönetimi olarak görünür. Kısacası sağlık, başarı ve huzur için belki de en önemli unsurlar arasındadır.
+Gelelim beni zorlandığım noktaya. Duygular, iradenin önünde bir engel midir yoksa destekleyici bir güç mü?
-Duygular doğru yönetildiğinde, iradeye güç katar. Ancak kontrolsüz duygular, iradeyi zayıflatabilir. Bu yüzden duygular danışman olmalı, yönetici değil. Duygular tetikleyicidir de, yani bizi harekete geçirir ve aksiyon almamızı sağlar. Bazen de durdurur, aslında aklın ötesinde bizi deneyim ve genetik aktarım yolu ile besleyen, veriler ile yaşamımızı ilerletmemizi sağlayan eşya üstü yeteneklerimizdir.
+Çok net ve faydalı bir açıklama oldu benim için. Peki özel hayatımızda iç otoritemizi nasıl geliştiririz?
-Günlük hayatta küçük sözler vererek ve onları tutarak başlayabiliriz. Ayrıca öz farkındalık geliştirmek, değerlerimizi belirlemek ve bu değerlere uygun yaşam sürmek iç otoriteyi besler. Kendimizi tanımak, sağlıklı olmak, sosyal zekamızı geliştirmek bu konuda çok faydalı olabilir. İnanç ve vicdan bu konuda büyük rol oynarken, değerlerimiz ve prensiplerimiz belirleyicidir.
+Birden şu soru aklıma geliverdi, her otorite sahibi başarılı mıdır? Ya da başarıya ulaşan insanların ortak özellikleri sizce nelerdir?
-Başarılı bireyler, bedenlerini, zihinlerini ve duygularını uyum içinde kullanırlar.
Motivasyonları anlık duygulardan değil, köklü hedeflerden ve sabırdan beslenir.
Kısacası güçlü ve yönetebildikleri bir iradeye sahiptirler. Bu bireyler iç ve dış otoriteyi yerinde ve dengeli kullanmayı bilirler.
+Okurlarım için günlük hayatta iradeyi güçlendirmek için üç temel strateji önerir misiniz?
1. Güne bir hedef belirleyerek başla. Örneğin 15 dakika erken kalkmak.
2. Küçük zaferleri kutla. Mesela, kısa bir okuma seansı yapmak.
3. Duygusal tepkileri akılla yönet. Gerildiğiniz bir anda 10-15 saniye beklemek, nefes almak ve sonra harekete geçmek gibi.
+İrade ve azim deyince aklıma gemileri karadan yürütmeyi göze alan Fatih Sultan Mehmet gelir. Fatih Sultan Mehmet’in başarısını irade ve otorite açısından siz nasıl değerlendirirsiniz?
-Fatih Sultan Mehmet, irade ve otoritenin eşsiz bir sentezidir. 21 yaşında İstanbul’u fetheden Fatih, çocukluk yıllarından itibaren sükunetle çalışmayı, akılla hedef koymayı ve duygularını yönetmeyi öğrenmişti. Uzun süren kuşatma sırasında strateji değiştirerek zaferi kazanması, sürdürüm iradesinin ve iç otoritesinin tarihi bir göstergesidir.
+'Kendine hükmeden dünyaya hükmeder' sözünü pek iddialı bulurum. Siz bu görüşe nasıl bir bakış açısıyla yaklaşıyorsunuz?
-Bu söz, bireyin önce kendi iç dünyasında denge ve liderlik kurmasının, dış dünyada da etkili olmasının temel koşulu olduğunu vurgular. İrade bilgiye yön verir; otorite yeteneği güçlendirir. Gerçek güç, bireyin kendini yönetebilme becerisinden doğar. İrade ve otorite, insan hayatının görünmez ama etkili anahtarlarıdır ve bu anahtarlar, çalışmaya istekli herkesin elindedir.
+Peki bu noktada kaç tür irade vardır açıklarımsınız?
-Farklı yaklaşımlar olmakla birlikte üç ana türden bahsedebiliriz.
Alışkanlık İradesi: Günlük yaşamın küçük ama etkili tercihlerinde kendini gösterir. Her sabah erkenden kalkmak veya düzenli kitap okumak gibi.
Muhakeme İradesi: Aklın rehberliğinde, duyguların dalgalanmalarına kapılmadan sağlıklı kararlar almayı sağlar.
Sürdürüm İradesi: Uzun vadeli hedefler uğruna anlık zevklerin ötesine geçebilme becerisidir. Sınavlara aylarca hazırlanmak bu iradenin parlak bir örneğidir.
+Otorite kendi içinde sınıflandırılabilir mi?
-Elbette iki farklı açıdan bakabiliriz.
Dış Otorite: Okul, yasa veya işyeri gibi yapıların belirlediği kurallar.
İç Otorite: Kendi vicdanının ve aklının belirlediği yol. Kendi hayat kurallarını özgür iradeyle oluşturup yaşama geçirmektir.
+Şimdi gelelim uygulamaya…Hayatımızın mimarı olabilmek ve en güzel şekilde yönetebilmek için bu iki unsuru nasıl kullanabiliriz?
-Gerçek olgunluk, dış otoriteyi bilinçle kabul ederken, iç otoriteyi ustalıkla inşa edebilmektir. Böylece birey, kendi hayatının mimarı olur. Hayat enerjisini kullanorken direksiyon ile beraber gaz ve frene ihtiyacımız var. Yani hem yaşam yönümüz hem de aksiyonlarımızın hızı, irade ve otorite ile şekillenir. Bu konuda Birikim sahibi olmak bize büyük avantajlar sağlayabilir.
+Son olarak, okuyucularımıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
-Her gün küçük bir adım atın. Kendinize dürüst hedefler koyun ve bu hedeflere bağlı kalın. İrade, potansiyelin gerçek güce dönüşmesidir. İçinizdeki gücü keşfedin ve yaşamınıza liderlik edin.
Bu güzel röportaj için okurlarım ve şahsım adına size çok teşekkür ediyorum.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
