Isırgan Otu Neden Cildimizi Bu Kadar Fena Yakar?
Isırgan otu, doğanın en küçük ama en hızlı cezalandırıcılarından biri. Cildinle temas ettiğinde saniyeler içinde yanma, kaşınma ve kızarıklık başlıyor. Peki bu kadar küçük bir bitki nasıl böyle güçlü bir savunma sistemi kurabiliyor? Ve en önemlisi, neden bu kadar yakıyor? Bilim, bu soruların da cevabını aramış. Sonuçlar oldukça şaşırtıcı.
Isırgan otu (Urtica dioica), kendini otoburlardan korumak için iğne gibi yapılar geliştirmiştir.

Bu iğneler aslında bitkinin gövde ve yapraklarının altını kaplayan uzun, ince, içi boş tüylerdir. Ancak bunlar sıradan tüyler değil; uçları saf silikadan oluşur. Ciltle temas edildiğinde bu uç kırılır ve adeta bir enjektör gibi çalışarak içerisindeki kimyasalları deriye zerk eder. Bu kimyasal karışımın başlıca bileşenleri formik asit, histamin, serotonin ve asetilkolin gibi maddelerdir.
Histamin, vücudun alerjik reaksiyonlarında da rol oynayan bir maddedir ve ciltte ani yanma, kızarıklık ve kaşıntı hissine neden olur. Formik asit ise karıncaların da savunma mekanizmasında yer alan yakıcı bir bileşendir. İşte bu güçlü kombinasyon, ısırganın küçücük dokunuşla bu kadar yakıcı olmasının arkasındaki temel nedendir.
Bitkilerin tüyleri sadece estetik değil...

Bitkilerde bulunan tüy benzeri yapılar, yani trikomlar, sanıldığından çok daha işlevseldir. Isırgan otunun tüyleri örnek olarak genellikle sivri, içi boş ve toksik sıvı taşıyan bir yapıdadır. Ancak doğada bu tüyler başka formlarda da bulunur: bazıları yıldız şeklinde, bazıları yapışkan, bazıları ise zehirli uçlara sahiptir.
Trikomlar, güneş ışınlarına karşı kalkan görevi görür, su kaybını önler ve kimi zaman da toprağın mineralini çekmeye yardımcı olur. Özellikle etçil bitkilerde bu yapılar av yakalamaya bile yardımcı olur. Isırgan otu da bu sistemin en başarılı örneklerinden biri olarak temasla hem fiziksel hem de kimyasal savunma üretmeyi başarmıştır. Bu özellikleri sayesinde hem küçük böcekleri hem de büyük otoburları kendinden uzak tutar.
Isırganın cildimizde yarattığı tepkinin bu kadar şiddetli olmasının sebebi, iğne benzeri tüylerin doğrudan deri altına sinir uçlarını uyaran maddeler enjekte etmesidir.

Histamin, sinir uçlarını uyararak kaşıntı ve yanma hissini başlatır. Vücudun bu maddelere karşı geliştirdiği savunma ise iltihabi tepki, kabarma ve kaşıntıdır.
Kuzukulağı yaprağı, ısırganın hemen yakınında yetişen ve yapısında doğal antihistamin barındıran bir bitkidir. Yaprağının ezilerek cilde sürülmesiyle histaminin etkisi azalır ve yanma hissi hafifler. Aynı zamanda içerdiği oksalik asit sayesinde, ısırganın ciltte bıraktığı asidik etkiyi dengelemeye yardımcı olur.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın