İyileşmek İstiyorsan Anka Kuşu Gibi İçindeki Ben'i Öldür
İnsan, başına geleni çoğu zaman tesadüfen yaşamıyor. Tutumlarımız, bakış açımız, tekrar eden davranışlarımız bize dönüp duruyor. Ve eğer biz aynı 'ben' ile devam edersek sonuç da hep aynı oluyor.
Değişim, öğrenmemiz gereken en kıymetli kavram.

Ama değişim dediğimiz şey dev bir sıçrama değil; küçük, basit, ama tutarlı adımlar… James Clear’ın Atomik Alışkanlıklar’ında söylediği gibi, hayatı dönüştüren şey mucizevi kararlar değil, her gün attığımız %1’lik minik adımlar… Eski “ben”in alışkanlıklarını sorgulamadan yeni bir yol açmak mümkün değil. İyileşme dediğimiz şey; sabah beş dakika erken kalkmak, bir sayfa fazla okumak, öfkeyi yutmak yerine bir nefes almak gibi küçücük adımlardan doğuyor. Yani büyük devrimler sandığımız değişim aslında sessiz sedasız, alışkanlıkların içinde şekilleniyor.
“Ben’i öldürürsen asıl dönüşüm başlayacak.”
Bunu söylerken kastettiğim şey, kendimizi yok etmek değil. Tam tersine, bizi olduğumuz yerde tutan, zincire vuran o eski “ben”i bırakabilmek. O inatçı tarafımızı, “ben hep böyleyim” diyen katı sesimizi susturabilmek. Çünkü insanın başına gelenlerin çoğu, kendi tutumunun bir yansımasıdır. Biz aynı davranışlarla devam ettikçe, hayat da aynı döngüleri önümüze koyar.
Burada Anka kuşunu hatırlamak gerekir. Anka, küllerinden yeniden doğar. Önce yanar, sonra yok olur; ama yok oluş aslında bir başlangıçtır. Eski “ben”in yanıp kül olması da böyledir. Külün içinden yeni, güçlü ve kanatları daha sağlam bir “sen” doğar.
“Beni geride tutan hangi alışkanlığımı bırakabilirim? Ve yerine hangi küçük adımı koyabilirim?”
'Ben' dediğimiz şey, aslında sürekli tekrar eden küçük alışkanlıkların toplamıdır.

Sigara içen biri “Ben sigara içmeyi bırakmalıyım” dediğinde değil, “Ben artık sigara içen biri değilim” dediğinde zihninde yeni bir kimlik doğar. Ve bu yeni kimliği, küçük günlük seçimlerle beslediğinde eski “ben” kendiliğinden ölür. İşte bu noktada, Anka kuşu gibi, eski kimliğin küllerinden yepyeni bir benlik doğar.
“Ben hep sabırsızımdır” diyen tarafını öldürmek…
“Ben zaten sporda düzenli olamam” diyen tarafını susturmak…
“Benim hayatım hep böyle gider” diyen tarafı geride bırakmak…
Sen davranışlarını değiştirdiğinde sadece günü değil, kimliğini de yeniden inşa ediyorsun. Ve kimlik değişimi, kalıcı dönüşümün anahtarıdır.
İyileşme, işte bu yüzden dramatik kararlarla değil, minik adımlarla başlar.

Bugün beş dakika erken kalkmak.
Bugün bir sayfa daha okumak.
Bugün öfkeni bastırmak yerine bir nefes almak.
Bu küçücük adımların her biri, eski “ben”in duvarında yeni bir gedik açar. Ve gün gelir fark edersin: o eski ben çoktan ölmüş, küle dönmüştür. Ama tıpkı Anka kuşu gibi küllerinden daha güçlü, daha bilinçli bir sen doğmuştur.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!