Kendini Ne Kadar Şımartıyorsun?
Hayat telaşının içinde hep başkalarını düşünüyoruz ama ya kendimizi? Zaman zaman biraz ilgiye, biraz lükse ya da küçük mutluluklara herkesin ihtiyacı var. Peki sen kendini ne kadar şımartıyorsun? Yoksa hep ihmal mi ediyorsun?
Hadi teste!
1. Uzun bir günün ardından eve geldiğinde ilk yaptığın şey nedir?
2. Kendine hediye alma sıklığın nasıl?
3. Tatil planı yaparken önceliğin nedir?

4. Özel günlerinde kendin için ekstra bir şey yapar mısın?
5. Spa, masaj gibi şeylere bakış açın nedir?
6. Dışarı çıkarken kendine özen gösterme durumun nasıl?
7. Kendinle baş başa vakit geçirmeyi sever misin?
8. Kendini ödüllendirmek deyince aklına ne gelir?
9. Son bir yılda sırf kendin için yaptığın şeylerin sayısı ne kadar?
10. İçinde kalan bi şeyi ne kadar sürede yaparsın?
Sen kendini hiç şımartmıyorsun!
Gözlerini kapattığında, aklına gelen ilk kişi genellikle başkaları oluyor, değil mi? Cana yakın, yardımsever ve sevgi dolu biri olarak, her zaman başkalarının mutluluğunu önceliğine koyuyorsun. Kendi ihtiyaçlarını, arzularını ve rüyalarını bir kenara bırakıp, başkalarının hayatını daha iyi hale getirmeye çalışıyorsun. Bu özverili tutumun, seni çevrendekilere karşı güçlü ve güvenilir bir sığınak haline getiriyor. Ancak bu durum, senin de tükenmene ve enerjini kaybetmene sebep oluyor. Kendini sürekli olarak başkalarının ihtiyaçlarına adamak, seni değerli biri yapmaz; aksine, kendine değer vermek ve kendi ihtiyaçlarını önemsemek, senin içindeki pozitif enerjiyi ve yaşama sevincini artırır. Kendini şımartmak, kendi ihtiyaçlarını önemsemek ve kendi mutluluğunu da önceliklendirmek, senin de hak ettiğin bir şey. Belki bu durum, ilk başta zor ve alışılmadık gelebilir. Ancak küçük adımlarla başlamak, bu süreci daha kolay ve keyifli hale getirebilir. Kendine biraz daha zaman ayırmak, sevdiğin aktiviteleri yapmak veya sadece sessiz bir anda kendi düşüncelerinle baş başa kalmak... Tüm bunlar, kendine değer vermenin ve kendi mutluluğunu önemsemenin küçük ama etkili yolları. Unutma, sen de kendi hayatının kahramanısın ve kendi mutluluğunu önemsemek, senin de hakkın. Kendine biraz daha fazla değer ver ve hayatının kontrolünü kendi ellerine al. Kendini şımartmak, seni daha güçlü, daha mutlu ve daha enerjik biri yapacak. Kendine değer ver, çünkü sen bunu hak ediyorsun.
Sen kendini nadiren şımartıyorsun!
Hepimiz zaman zaman kendimize biraz mola veririz, değil mi? Ancak senin için bu, sık sık tekrarlanan bir durum değil. Sanki yıldızlar doğru konumda olduğunda, güneş tam doğru açıdan parladığında ve rüzgar tam istediğin gibi eserken kendine biraz zaman ayırıyorsun. Bu, seni bir nebze dengede tutuyor, bir yandan da hayatın hızına yetişmeye çalışırken biraz olsun soluk almana yardımcı oluyor. Ancak bu durum, uzun vadede içinde bir boşluk, bir eksiklik hissi yaratabilir. Belki de bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsun, belki de biraz daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorsun. Bu hislerin hepsi normal, çünkü unutma, kendine zaman ayırmak, kendini şımartmak asla bencillik değil. Tam aksine, bu, kendine olan sevgini ve saygını göstermenin en güzel yollarından biri. Kendine olan bu sevgiyi hiçbir zaman unutmamalı, her zaman kendini öncelikli tutmalısın. Kendini şımartmak, kendine olan sevgini göstermenin en güzel ve en etkili yolu. Kendine biraz daha fazla zaman ayır, çünkü sen bunu hak ediyorsun.
Sen kendini sık sık şımartıyorsun!
Sen, hayatının tüm renklerini ustaca bir palet üzerinde harmanlayan bir ressam gibisin. Sorumluluklarını yerine getirirken bile, kendine vakit ayırmayı unutmuyorsun. Bu, hayatının ritmini belirleyen eşsiz bir denge yaratıyor. İşte bu denge, seni hayatın her türlü zorluğuna karşı daha güçlü kılıyor. Çalışırken yoruluyor, ama asla şikayet etmiyorsun. Çünkü biliyorsun ki, yorgunluk da hayatın bir parçası ve onu kabullenmek, onunla barışık olmak gerekiyor. Ama bir yandan da, kendini mutlu edecek, ruhunu okşayacak şeyleri ihmal etmiyorsun. Belki bir kitap okuyor, belki bir film izliyor, belki de sadece sessizliğin içinde kendi düşüncelerinle baş başa kalıyorsun. Bu anlar, seni daha pozitif, daha huzurlu biri haline getiriyor. İçindeki huzur, dışına yansıyor ve çevrendekiler de bu dengeyi fark ediyor. Seninle geçirdikleri zaman onlara da pozitif enerji veriyor, onları da huzurla dolduruyor. İşte bu yüzden, seninle aynı atmosferi paylaşan herkes, senin bu dengeyi nasıl kurduğunu merak ediyor. Ama sen, sadece gülümseyerek onlara bakıyorsun. Çünkü biliyorsun ki, bu dengeyi kurmanın sırrı, hayatı olduğu gibi kabullenmek ve her anını dolu dolu yaşamak.
Sen kendini sürekli şımartıyorsun!
Hayatının odak noktasında 'ben' kavramı var ve bu durum aslında kötü bir şey değil. Kendine değer verme konusunda oldukça yeteneklisin ve bu özelliğin seni diğerlerinden ayırıyor. Lüks yaşam tarzı, küçük mutluluk anları ya da büyük sürprizler... Hepsi senin hayatında önemli birer parça. Bu durum, dışarıdan bakıldığında belki de biraz bencilce görünebilir. Ancak gerçekte, sen sadece hayatı dolu dolu yaşamayı seviyorsun ve bu da seni mutlu ediyor. Her ne kadar kendi mutluluğunu ön planda tutan biri olsan da, her zaman ufak bir dengeyi koruma ihtiyacı da hissediyorsun. Bu denge, belki de hayatının diğer alanlarında da sana yardımcı olabilir. Kendi ihtiyaçlarını ve mutluluğunu düşünmek önemli, ama bunu yaparken de diğerlerini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu dengeyi sağladığın takdirde, uzun vadede daha çok mutluluk ve başarı elde edebilirsin. Sonuç olarak, hayatında 'ben' kavramı ön planda olabilir ve bu durum seni mutlu ediyor olabilir. Ancak unutma ki, hayatta her zaman bir denge olmalı ve bu dengeyi sağlamak, seni daha da mutlu ve başarılı biri yapabilir. Bu yüzden, hayatını dolu dolu yaşamaya devam et, ama bu süreçte de dengeni korumayı unutma.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın