Kimi Kıskanıyorsun ve Bu Kıskançlık Nereden Geliyor?
Kıskançlık hepimizin zaman zaman uğradığı o karanlık ama tanıdık bir sokak… Bazen bir arkadaşın başarısı, bazen sevgilinin eski sevgilisi, bazen de sokakta yürüyen bir yabancı bile içimizde kıskanma dürtüsünü tetikleyebilir. Ama asıl soru şu: Sen kimi neden kıskanıyorsun? Gerçekten o kişide olan ne seni bu kadar rahatsız ediyor? Bu test, sana sadece kıskandığın kişiyi değil, o kıskançlığın temelinde yatan duyguyu da gösterecek. Belki bastırılmış bir hayal, belki özlem, belki de içten içe duyulan bir yetersizlik…
Hazırsan, dürüst olman gereken bir test başlıyor.
1. Bir arkadaşın yeni işe girdiğinde hissettiğin ilk şey ne olur?
2. Eski sevgilinin şu anki hayatına dair neyi merak edersin?
3. Sosyal medyada seni en çok ne tetikler?
4. Yakın bir arkadaşın sana hayatındaki büyük bir gelişmeyi anlattığında ne hissedersin?
5. Ailenden birinin sana hep örnek gösterdiği kişi varsa bu seni nasıl etkiler?
6. Hangi durumda kendini yetersiz hissedersin?
7. İlişkilerde seni en çok ne kıskandırır?
8. Bir arkadaş grubunda biri sürekli övüldüğünde ne düşünürsün?
9. Sana göre başarı nedir?
10. Hangi durumda hemen kıyas yaparsın?
Yakın Arkadaşların
Sen çoğu zaman kıskançlığını dışarı belli etmezsin ama içten içe çevrendeki arkadaşlarınla fark etmeden bir yarış içindesin. Onların başarıları ya da sosyal hayattaki öne çıkışları seni bir şekilde tetikliyor. 'Ben de yapabilirdim,' düşüncesi zihninin bir köşesinde sürekli yankılanıyor. Bunu kişisel almadığını düşünsen de aslında bu, kendi başarı açlığını yansıtıyor. Bu kıskançlık, seni geliştiren ama aynı zamanda yıpratan bir mekanizma. Kendini sürekli başkalarıyla kıyaslaman, özgüvenine zarar verebilir. Rekabet sağlıklıdır ama bu rekabet içten içe seni ezmeye başlamış olabilir. Belki de başkalarının yolculuğuna bakmayı bırakıp kendi hızında ilerlemeyi öğrenmelisin. Kıskançlığının kaynağında yetersizlik duygusu değil, onay ihtiyacı yatıyor. Takdir görmek, senin için çok kıymetli. Bu yüzden başkalarının gördüğü ilgiyi görünce içini huzursuzluk sarıyor. Kendini kanıtlama çaban var ama önce kendine değer vermeyi öğrenmelisin. Çünkü senin değerin, başkalarının başarılarına göre ölçülmez.
Partnerinin Geçmişi
Senin kıskançlık duyguların, daha çok ilişkiler ekseninde şekilleniyor. Özellikle partnerinin geçmişindeki insanlar, senin için büyük bir tetikleyici. Kıyas, farkında olmasan da en büyük kısır döngün olmuş. Bir önceki sevgiliyle, eski bir arkadaşla ya da geçmişte kalmış biriyle kendini ölçmeye başlıyorsun. Bu aslında senin güven ihtiyacının bir dışavurumu. Karşındaki insan seni sevse de, onun daha önce neler yaşadığı senin için bir tehdit gibi görünüyor. 'Benden daha iyi miydi?', 'Onu daha mı çok sevmişti?' gibi sorular zihnini kurcalıyor. Bu, sadece kıskançlık değil, aynı zamanda geçmişle baş edememe halinin bir işareti. Gerçek şu ki, geçmiş geçmiştir ve sen o geçmişin bir parçası değilsin. Kıskanmak, seni sadece yoracak. Bu duyguyu fark edip onunla yüzleşmek önemli. Çünkü asıl mesele, partnerini değil, kendini tam anlamıyla kabullenememek. İlişkiler karşılıklı güven üzerine kurulur; sen de kendine güvenirsen, geçmiş seni rahatsız etmez.
Mesleki Olarak Önde Olanlar
Senin kıskandığın insanlar genelde mesleki ya da maddi anlamda senden önde olanlar. Birinin terfi aldığını ya da daha iyi bir hayat yaşadığını gördüğünde içini kemiren o duygu geliyor: 'Ben neden yapamadım?' Başarıyı yalnızca statü ve para üzerinden tanımlaman, seni bu duygunun pençesinde tutuyor. Aslında senin içinde bitmeyen bir ispat çabası var. Herkesin seni görmesini, takdir etmesini ve “O başardı!” demesini istiyorsun. Bunda yanlış bir şey yok ama bu arzu kıskançlığa dönüştüğünde seni içten içe kemiriyor. Kendini sürekli başkalarının geldiği noktayla kıyaslıyorsun ve bu da seni tüketiyor. Belki de başarıyı sadece sonuçla değil, süreçle de tanımlamayı öğrenmelisin. Senin yolculuğun, başkalarınınkinden tamamen farklı. Kendi potansiyelini görmek ve kabul etmek, kıskançlıkla değil, özsaygıyla mümkün. Unutma, başkalarının zaferi senin yenilgin değil.
Kendini Seven Herkes
Senin kıskançlığın, başarıya ya da ilişkilere değil, doğrudan insanların özgüvenine. Biri kendinden emin konuştuğunda, rahatça fikirlerini savunduğunda ya da aynaya gururla baktığında, içinde bir kıpırtı başlıyor. 'Keşke ben de bu kadar kendimden emin olabilsem' diyorsun içinden. Bu, senin kendinle ilgili bastırılmış bazı düşüncelerin olduğuna işaret. Belki zamanında yeterince desteklenmedin ya da kendini ifade etme fırsatı bulamadın. Sonuç olarak, kendini öne çıkaran insanları kıskanır oldun. Onlar sana eksik yanlarını hatırlatıyor olabilir. Ancak bu kıskançlık, aslında bir işarettir: Senin içinde de aynı potansiyel var. Kendini yargılamaktan vazgeçip içindeki sesi duymaya çalış. Özgüven doğuştan gelmez, inşa edilir. Başkalarını kıskanmak yerine, sen de kendi benliğini inşa etmeye başlayabilirsin. Unutma, sen de en az onlar kadar parlamayı hak ediyorsun.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın