onedio
article/comments
article/share
Haberler
Ortaçağ’da Yaşasaydın Nasıl Ölürdün?

Ortaçağ’da Yaşasaydın Nasıl Ölürdün?

Ortaçağ, karanlık sokakları, veba salgınları, büyü avları ve taht kavgalarıyla dolu bir dönemdi. Modern dünyanın konforunu unuttuğunda, o dönemde hayatta kalmak hiç de kolay değildi. Bir yanlış bakış, bir yanlış adım ya da bir ihanet fısıltısı… Hepsi sonun olabilir. Peki sen o zamanlarda yaşasaydın, sonun ne olurdu?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1. Ortaçağ'da hangi karaktere daha yakın olurdun?

2. Karanlık bir sokakta biri seni takip ediyor, ne yaparsın?

3. En çok neye güvenirsin?

4. Birisi seni gizlice ihbar etti, nasıl davranırsın?

5. Krala yakın olma şansın olsa ne yapardın?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

6. Ortaçağ'da en çok hangisi seni cezbediyor?

7. Seni bir tek kelimeyle anlatsak, o ne olurdu?

8. Hakkında bir dedikodu çıktığında nasıl davranırsın?

9. Sana göre en büyük günah nedir?

10. Ortaçağ'da en korktuğun şey nedir?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Veba Kurbanı Oldun – Sessiz Bir Salgında Kayboldun

Sen temkinli, derin düşünen ve insanlardan çok fazla ön plana çıkmayan birisin. Ortaçağ’da yaşasaydın, savaş ya da ihanet gibi gürültülü sonlar değil, daha sessiz ama ölümcül bir şekilde aramızdan ayrılırdın: Veba. Belki fark etmedin bile; bir gün bir baş ağrısıyla başladı, ertesi gün halsizlik, sonra… sonsuz bir uyku. O dönemin tıbbi yetersizlikleri ve hijyen eksikliği, senin gibi detaylara dikkat eden biri için bile ölümcül olabilirdi. Halk arasında dolaşan kulaktan dolma tedaviler, karanlık sokaklar, enfekte olmuş eşyalar... Senin düşmanın görünmeyendi. Ama unutma, bu ölüm şekli aynı zamanda dönemin laneti gibiydi. Senin gibi insanların kurban gitmesiyle, toplum daha bilinçli hale geldi. Sessiz gidişin, farkında olunmayan bir tehdidi temsil ediyor: Görünmeyen ama yok eden.

Savaş Meydanında Kahramanca Can Verdin

Senin karakterin cesaret, atılganlık ve onur üzerine kurulu. Ortaçağ’da yaşasaydın, bir şövalye ya da savaşçı olarak kendini gösterirdin. Ölümün de ona göre olurdu: Kılıçların çarpıştığı, çamurun ve kanın birbirine karıştığı bir savaş meydanında, gururla, gözünü kırpmadan can verirdin. Korku senin lügatında yok. Haksızlığa sessiz kalmaz, tehditleri karşılamaktan geri durmazsın. Bu yüzden senin sonun sessiz bir çöküş değil, yüce bir son olurdu. Belki krallar seni hatırlamazdı ama halk kahramanı olarak yaşardın. Senin gidişin bir cesaret manifestosu. Varlığın gibi yokluğun da güçlü izler bırakırdı. Unutulmazdın çünkü ardında bir duruş, bir mücadele bırakırdın.

Büyücülükle Suçlandın ve Yakıldın

Senin derin inançların, sezgilerin ve bazen açıklanamaz bilgilerin seni farklı kılıyor. Ortaçağ’da bu farklılık ne yazık ki çoğu zaman ‘şeytani’ olarak yorumlanırdı. Senin aklın ya da kalbinle fark yaratman, seni “normalin dışında” biri yapar ve bu da büyücülükle suçlanmana neden olurdu. Bir gün bir köylü çocuğu iyileştirmen, bir dua sırasında söylediğin cümle ya da dolunayda yalnız yürümen bile seni hedef haline getirebilirdi. Sen yalnızca doğayla bağlantı kurarken, diğerleri korkar ve seni ihbar ederdi. Sonun, meydanda kurulan bir kazıkta olurdu; insanların bağırışları arasında. Ama bu ölüm, senin farklılığının ve öngörünün bir bedeli olurdu. Tarih seni karanlık bir ölümle anmazdı, sonrasında bir “haklıydı” fısıltısı yayılırdı. Senin gibi insanlar sayesinde bilim, şifa ve farkındalık bir gün kabul görmeye başladı.

Saray Entrikalarında Zehirlenerek Öldün

Sen zeki, gözlemci ve meraklı birisin. Güce uzak durmazsın ama ona nasıl yaklaşman gerektiğini de iyi bilirsin. Ortaçağ’da yaşasaydın, büyük ihtimalle bir soylunun sırdaşı, bir danışman ya da saray içindeki gizli planların parçası olurdun. Ancak her akıllı insanın bir düşmanı olur; sen de zehirle susturulurdun. Bir içki daveti, fazla masum gelen bir çorba ya da dost görünen biri… Ölümün sessiz ama planlı olurdu. Zehir, senin gibi stratejik insanların sonunu getirmek için sıkça kullanılan bir yöntemdi. Ve sen bunu belki fark ettin ama söyleyecek vaktin olmadı. Senin ölümün, aslında zekânın ve etkinliğinin bir göstergesi. Çünkü kimse tehlikeli olmayan birini zehirlemez. Bu dünyadan sessizce gitsen de arkanda büyük hesapların kokusunu bırakırsın.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

İlgini çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
7
3
3
3
3
2
1
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
morbusmentis

Saray Entrikalarında Zehirlenerek Öldün... kaapeler xd

Turgut Güler

Ben çiğköfteciyim abi kuryeyim, krala sipariş getirdim hemen çıkacam de bişey yapmazlar 🥗🥗 😄😄

Aylin Kayhan

Saray Entrikalarında Zehirlenerek Öldün...

harikabalak4834

Savaşarak ölürdüm çıktı. Doğru. Zaten bence Dünya'nın çoğu hala Ortaçağ zihniyetinde yaşıyor. Çoğu şey değişmedi.❤️✋🏽