onedio
article/comments
article/share
Haberler
Kiss Cam, Mahremiyet ve Etik: Bir Coldplay Gecesinden Ahlak Felsefesine

etiket Kiss Cam, Mahremiyet ve Etik: Bir Coldplay Gecesinden Ahlak Felsefesine

17 Temmuz gecesi...

Coldplay’in etkileyici sahne şovları, binlerce kişinin katılımıyla bir müzik şölenine dönüşüyor. Ancak gecenin sonunda sosyal medyada konuşulan şey ne müziğin büyüsü ne de ışıkların ahengi oluyor.

Tartışmaların merkezinde, dev ekranlarda beliren iki isim var: Veri şirketi Astronomer’ın CEO’su Andy Byron ve İnsan Kaynakları Direktörü Kristin Cabot.

İkilinin samimi halleri, “kiss cam” olarak bilinen ve çiftleri öpüşmeye teşvik eden kamera oyununun hedefi haline geliyor. Ancak bu sefer izleyiciler gülüşmüyor, kahkaha atmıyor. Çünkü ekranlara yansıyan sadece bir çiftin utangaç tebessümü değil; paniğe kapılmış iki profesyonelin istemsiz bir mahremiyet ihlali.

Cabot yüzünü çevirerek saklıyor. Byron eğilerek kadrajdan çıkıyor.

Ve biz izleyiciler olarak şu soruyla baş başa kalıyoruz: Eğlencenin sınırı nerede biter? Mahremiyet, rıza ve kurumsal sorumluluk nerede başlar?

Bu yazıda, bu olayı hem gündelik ahlaki sorularla hem de Kant, Spinoza, Mill ve Foucault gibi düşünürlerin ışığında inceliyoruz. Çünkü modern çağda bir konser anı, bir toplum aynasına dönüşebiliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Kant: İnsan Amaçtır, Araç Değil

Kant: İnsan Amaçtır, Araç Değil

Immanuel Kant’a göre ahlakın temel ilkesi çok açıktır:

“İnsan, asla sadece bir araç olarak kullanılmamalı, her zaman bir amaç olarak görülmelidir.”

Bu ilkeye göre, bir kişinin rızası olmadan onu kamusal bir eğlencenin objesi haline getirmek ister istemeden dahi olsa ahlaki bir ihlaldir.

Kiss cam uygulamasında hedef alınan kişilerin açık bir rızası yoksa, onlar artık birey değil, seyircinin eğlenmesi için araç haline gelmişlerdir. Bu, Kant’ın “kategorik imperatif”ine doğrudan aykırıdır.

Kant’ın gözüyle bakarsak: Cabot ve Byron kamuya açık bir alanda bulunsalar da dev ekrana yansıtılmak için açıkça onay vermemiştir. Bu, onların birer “eğlence objesi”ne indirgenmesi anlamına gelir. Dolayısıyla bu eylem, insan onurunu zedeleyen, özerkliği hiçe sayan bir müdahaledir.

Spinoza: Duygulanımlar, Özgürlük ve Kontrol Kaybı

Spinoza: Duygulanımlar, Özgürlük ve Kontrol Kaybı

Spinoza insan davranışlarını “duygulanımlar” (affectus) üzerinden açıklar. Ona göre insan ya etkin (aktif) ya da pasif bir şekilde var olur.

Etkin olan birey, duygu ve düşüncelerinin farkındadır ve ona göre davranır. Pasif olan ise dış etkenlerin etkisi altındadır.

Bu bağlamda, konser gecesindeki görüntüler bir pasif duygulanım üretmiştir: Şaşkınlık, utanç, panik. Bu duygular kişinin kontrol alanını daraltır. Spinoza’nın etiğine göre, bu durum insanın özgürlüğünü elinden alan, onu edilgen bir konuma sokan ve iradesini zayıflatan bir etik sorun teşkil eder.

Mill: Toplumsal Fayda mı, Bireysel Zarar mı?

Mill: Toplumsal Fayda mı, Bireysel Zarar mı?

John Stuart Mill'in faydacılığı (utilitarianism), bir eylemin doğru ya da yanlış olmasını onun yarattığı toplam fayda ile ölçer. Fakat Mill aynı zamanda 'zarar ilkesi'ni de savunur:

“Bir bireyin özgürlüğü, başkasına zarar vermeye başladığı yerde biter.”

Kiss cam, kısa vadede binlerce kişiye eğlence sağlayabilir. Ancak ekrana çıkan kişi bu görüntüyle rezil olduğunu hissediyorsa, mahremiyeti zedelenmişse, ilişkisel ya da kurumsal itibar zarar görmüşse bu durum artık eğlence değil, bir ahlaki zarardır. Mill’in gözüyle bakıldığında, toplumun kahkahası, iki bireyin mahremiyetini ihlal ettiği anda meşruiyetini yitirir.

Foucault: Görünürlük, Gözetim ve Güç

Foucault: Görünürlük, Gözetim ve Güç

Michel Foucault’ya göre modern toplumlar, bireyleri sürekli gözetim altında tutarak davranışlarını şekillendirir. Onun meşhur “panoptikon” metaforu, herkesin görünür olduğunu bildiği ama kimin izlediğini bilmediği bir gözetim sistemini anlatır. Kiss cam tam olarak bu düzenin dijital versiyonudur. Kimin seçileceğini bilemezsiniz. Ne zaman “ekranın hedefi” olacağınızı öngöremezsiniz. Ve görünür olduğunuzda davranışınız anında kamuya mal edilir.

Cabot’un yüzünü saklaması ve Byron’ın kadrajdan kaçması, bu ani gözetimin panik yaratan bir sonucu. Foucault’ya göre bu gibi görünürlük formları, bireyin kendisini özgürce ifade etmesini engeller ve iktidarın sinsi bir biçimde tezahürüdür.

Bir konser kalabalığı içinde bulunmak, kişinin görünmek istediği anlamına gelmez.

Bir CEO ya da bir insan kaynakları direktörü olmanız da sizi otomatik olarak kamusal malzeme haline getirmez. Andy Byron ve Kristin Cabot’un görüntüleri, bizzat organizasyon tarafından binlerce kişiye sunulmuştur. Sosyal medya aracılığıyla ise artık dünyanın ekranındadırlar. Bu, dijital çağın en büyük çelişkilerinden biridir: Herkes görünürlük ister, ama hangi görünürlükten bahsettiğimizi çok az kişi sorar. Etik dünyasında rıza sadece 'hayır' denmediği için var sayılmaz. Gerçek rıza, özgürce, bilinçle ve açık şekilde “evet” demektir. Konser girişinde “görüntünüz kaydedilebilir” yazıyor olabilir. Ama bu, sizin mahrem bir anınızın ekranlara yansıtılmasına otomatik onay verdiğiniz anlamına gelmez.

(Görsel Kaynağı: Britannica)

Algı Gerçekten Daha Güçlüdür

Algı Gerçekten Daha Güçlüdür

Bu olay bireysel bir mahremiyet ihlali olduğu kadar, kurumsal etik açısından da sorunludur. CEO ile İK direktörü arasında ister olsun o ister romantik ilişki ister profesyonel bir bağ olsun o görüntüde izleyici sadece “kişisel yakınlığı” görmez. Aynı zamanda kurumsal sınırların bulanıklığını, güç asimetrisini ve ayrıcalık algısını da izler. Özellikle çalışanlar açısından bu tür görüntüler, şirket içi adalet ve liyakat algısını zedeleyebilir. “Bazı ilişkiler bazı kapıları daha kolay açıyor olabilir mi?” sorusu, kurum kültürünü yıllarca gölgede bırakabilir.

Kiss cam, sadece bir eğlence aracı değil; modern toplumun mahremiyetle kurduğu sorunlu ilişkinin sembolü haline gelmiş durumda. Kimi zaman gülüyoruz, kimi zaman unutuyoruz. Ama öznesi olanlar için o an kolay kolay geçmiyor. Gerçekten bu kadar görünür olmak zorunda mıyız?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

(Kapak Görsel: Subkuz News)

Instagram

X

LinkedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam