Kyoto’da Parlak Renkler Neden Saygısızlık Olarak Görülüyor?
Kyoto, Japonya’nın kültürel kalbi olarak biliniyor. Yüzlerce yıllık tapınaklar, geleneksel evler ve taş sokaklar bu şehirde hala yaşıyor. Fakat bu estetik sadece tarihi yapılardan ibaret değil. Modern binalar, restoran zincirleri ve marketler bile bu düzene ayak uydurmak zorunda. Öyle ki McDonald’s bile o meşhur kırmızı-sarı logosunu burada kullanamıyor. Peki neden? Parlak renklerin bile 'saygısızlık' olarak görülebildiği Kyoto’nun şehir estetiğine dair detaylar oldukça ilginç.
Kyoto’nun tarihi dokusu, görsel sadelikle korunuyor.

Kyoto, Japonya’nın eski başkenti olmasının yanında, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan birçok kültürel yapıya ev sahipliği yapıyor. Şehir üç yanı dağlarla çevrili doğayla iç içe bir yapıya sahip. Bu özel dokunun bozulmaması için 2007 yılında “Miyako Manzara Rehberi” adı verilen bir dizi kentsel düzenleme yürürlüğe girdi.
Bu düzenlemeler, binaların sadece yüksekliğini değil, çatıların hangi renk olacağını, dış duvarların hangi tonlarda olabileceğini ve reklam panolarının ne kadar sade olması gerektiğini dahi detaylandırıyor. Örneğin, dış cephe duvarları Munsell renk sisteminde 6 değerini geçemeyecek kadar mat ve yumuşak tonda olmak zorunda. Amaç, modern unsurların göze batmaması ve geleneksel Kyoto havasının olduğu gibi kalması.
McDonald’s’tan Starbucks’a, logolar bile bu kurallara boyun eğiyor!

Kyoto’daki marka tabelalarına dikkatli bakıldığında tanınmış global zincirlerin bile “gizlendiği” görülüyor. McDonald’s, kırmızı zeminli ikonik logosunu burada kahverengiye çevirerek kullanıyor. Sarı “M” harfi var ama öyle mütevazı bir biçimde yer alıyor ki ilk bakışta fark edilmesi zor.
Starbucks ise yeşil logosunu tamamen doğayla uyumlu ahşap dokulu bir tabela ile değiştiriyor. Sukiya, 7-Eleven, FamilyMart ve Lawson gibi Japonya’nın dev markaları bile alışıldık renklerini bırakıp, şehir estetiğine uygun soluk ve pastel tonları tercih ediyor.
Parlak renk sadece göz yormuyor, kültüre de saygısızlık sayılıyor.

Kyoto’da göz alıcı tabelalar, aynı zamanda bir görgü kuralı meselesi. Parlak renkli tabela hem tarihi mimariyi bastırmak hem de ziyaretçilere ait olmadıkları bir zamana ait gibi hissettirmek anlamına gelebilir.
Bu yüzden sadece marka logoları değil, sokaklara konulan uyarı levhaları bile ahşap zemin üzerinde, geleneksel Japon yazı karakterleriyle hazırlanıyor. “Bu caddede sigara içmeyin” gibi yazılar bile şehre saygıyı yansıtan özel bir görsellik taşıyor. Kyoto'nun bu estetik hassasiyeti, modern dünyanın gürültüsüne karşı geçmişin zarafetini koruma çabası.
Peki siz bu yasağı nasıl buldunuz? Yorumlarda bekliyoruz!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın