onedio
article/comments
article/share
Haberler
Resimde Heykel Olur mu? Devrim Erbil ve Neslihan Özkan Sergisi Üzerine Sözler

etiket Resimde Heykel Olur mu? Devrim Erbil ve Neslihan Özkan Sergisi Üzerine Sözler

Sanat yazarı Uğur Batı, geçen sene yayımlanan Yatay Derinlik kitabında ikonik ressam Devrim Erbil’e dair şöyle bir giriş yapar:

“Muhteşem ihtimaller... Bin başlı bir ateş... Soyut bir dünya... Anlamak için ne kadar çok ihtimal var. Kent nakkaşlarının aramızda dolaştığını söylemiş miydik? Devrim Erbil gibi… Alev denizinde yüzen mumdan gemiler... Ne güzel ihtimaller.

Öyle bir büyü ki bu, kenti nasıl anlatırsın ki? Ne yaşamlar... Hayat kırıklıkları? Hakikat içimizde midir? Fakirlik... Hakikat bu mu? Kaos? Aramak için... Arayabilmemiz için... O sınavlar bu yüzden mi yaşanır? Sorular bu yüzden mi sorulur?

Şehir de birçok sınavdan geçmemiş midir? Bir iz... Tarihe kendimizce anlamı olan bir kayıt daha düşmek için... O alev denizinde yol almaya çalışan gemiler içinde ne taşır? Daha önemlisi bizi nereye götürür?”

Peki, sanki Erbil boşuna mı kırmızı resimler yapar? Belki onlar yangınlardır, belki alevler… Hafıza... Derin hafıza... Erbil’in bazı resimleri boşuna mı kırmızıya büründü? Yok yere mi ortalık yangın yerine döndü?

Soyutluk! Her şey soyut. İnsanlar, duygular, olaylar, olanlar, ben, belki de sen…! Her şey içinde muğlaklıklar taşır. O nedenle olanı olduğu gibi anlatmak, göstermek, çizmek ne zordur.

Elbette ki gün ağaracak, şehir başka renklerle, başka kılıklara bürünecektir. Tarih oyunu böyle sürüp gider. Oyuncular, maziden duydukları ve öğrendikleriyle kimlere, neden, nasıl dokunacaklarını bilirler elbet.

Oyuncular... Zamanın oyuncuları... Sensin o. Benim. O. Biziz. Onlar… Işıkları... Parıltıları... Umutları… Her şeyiyle işte, anla.

Konuya girelim.

Touch Sanat Galerisi, Türk çağdaş sanatının güçlü temsilcisi Devrim Erbil’i, genç ressam Neslihan Özkan ile birlikte ağırladı. “Çizgi’den Ren’ke” başlıklı ortak sergi, 25 Temmuz 2025’te açıldı. Sergide çizginin sınırsız anlatım gücünü ve rengin büyüsünü, iki farklı sanatsal dilin diyaloğunu görebiliyorsunuz. Biz de iki sanatçıyı bir araya getirip hoş bir sohbet yaptık. Hadi bakalım…

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Disiplin ve İlham: Neslihan’ın Devrim Erbil’den Miras Sanat Serüveni

Disiplin ve İlham: Neslihan’ın Devrim Erbil’den Miras Sanat Serüveni

Neslihan, resim ve heykel disiplinlerini ustalıkla birleştiren özgün bir sanatçı. Eserlerinde çizginin gücü, antik Yunan mitolojisinden esinlenen figürler ve disiplinli bir yaratım süreci dikkat çekiyor.

Bu röportajda, Neslihan’ın sanatsal yolculuğunu, etkilendiği ustaları, heykel ile resmin kesişim noktalarını ve geleceğe dair planlarını daha derinlemesine ele aldık. Neslihan’ın samimi anlatımıyla, sanatın disiplin, ilham ve keşif dolu dünyasına bir pencere açıyoruz.

Sevgili Neslihan kendini nasıl anlatırsın, resim anlayışını?

Sevgili Neslihan kendini nasıl anlatırsın, resim anlayışını?

Kabul, bir ressamın fırçasından dökülen her çizgi, bir hikâye fısıldar. Benim tuvallerimde çizgi, hafızanın katmanlarını aralayan jeolojik bir tortu gibi akar; geçmişi, duyguyu ve formun ruhunu taşır. Rosalind Krauss’un “genişlemiş heykel” kavramıyla örtüşen bu yaklaşım, heykelsi bir hacmi tuvalin yüzeyine taşır. Michelangelo’nun ikonik formları, benim çatlaklı ve dokunsal çizgilerimle yeniden hayat bulur, Deleuze’ün “katman” felsefesini anımsatan bir derinlik kazanır.

Neslihan, sende gördüğüm bir şey var. Resme adeta heykel gibi çalışıyorsun. Bunun, üzerinde çalıştığın heykel disiplininin etkisi olduğunu düşünüyor musun? Resim ve heykel bir araya gelir mi?

Neslihan, sende gördüğüm bir şey var. Resme adeta heykel gibi çalışıyorsun. Bunun, üzerinde çalıştığın heykel disiplininin etkisi olduğunu düşünüyor musun? Resim ve heykel bir araya gelir mi?

Yani… Resim ve heykel bence bir araya gelir ama doğru şekilde getirmek gerekiyor. Az önce de bahsettiğimiz gibi, resim üzerinden konuştuğumuzda evet, ben onu heykelleştirdiğim için bir heykeli heykel gibi koymak çok mantıklı. Ama onu öyle bir resmetmek gerekiyor ki, “Bu heykel mi, resim mi?” dedirtip seyirciyi şaşırtabilmeli.

Heykel, sadece heykel gibi değil de…

Resim ve heykel disiplinlerini bir araya getirme yaklaşımın dikkat çekiyor. Resimlerine adeta heykel gibi çalıştığını gözlemliyoruz. Bu, heykel disiplininin etkisi mi? Resim ve heykel nasıl bir araya gelir?

Resim ve heykel disiplinlerini bir araya getirme yaklaşımın dikkat çekiyor. Resimlerine adeta heykel gibi çalıştığını gözlemliyoruz. Bu, heykel disiplininin etkisi mi? Resim ve heykel nasıl bir araya gelir?

Evet, resim ve heykel kesinlikle bir araya gelebilir; ancak bunu doğru bir şekilde yapmak önemli. Benim için bir heykeli sadece heykel gibi sunmak yerine, onu öyle bir resmetmek gerekiyor ki izleyici “Bu heykel mi, yoksa resim mi?” diye şaşırsın. Seyirciyi bu belirsizlikte bırakmak, iki disiplini bir arada kullanmanın keyifli bir yolu.

Heykelin formunu resme taşırken, her ikisinin de kendi dilini koruması gerektiğini düşünüyorum. Bu ayrımı doğru yapmak, eserin gücünü artırıyor. Örneğin, bir heykelin üç boyutlu hacmini, resmin düz yüzeyinde ışık ve gölge oyunlarıyla yeniden yaratmak bana göre sanatın sınırlarını zorlayan bir yaklaşım.

Heykel disiplininden gelen bu etki, resimlerimi daha katmanlı hale getiriyor; sanki tuvalden dışarı fırlayacakmış gibi bir derinlik katıyor. Bu birleşme, sadece teknik bir tercih değil, aynı zamanda izleyiciyle duygusal bir bağ kurmanın yolu. İzleyiciyi şaşırtmak ve düşündürmek, eserlerimin temel amacı haline geliyor. Bu süreçte, heykelin somutluğunu resmin soyutluğuyla harmanlayarak yeni bir ifade biçimi yaratıyorum.

Resimlerinde çizginin hâkimiyetini net bir şekilde görüyoruz. Çizgilerinde Devrim Erbil’in etkisini hissettiriyorsun. Bu etkiyi biraz anlatır mısın?

Resimlerinde çizginin hâkimiyetini net bir şekilde görüyoruz. Çizgilerinde Devrim Erbil’in etkisini hissettiriyorsun. Bu etkiyi biraz anlatır mısın?

Devrim Erbil’den çok etkilendim, özellikle onun çizgiyle kurduğu ilişki beni büyüledi. Hocamın fırça tutma tekniği, çizginin kendi içinde bir sanat eseri gibi gelişmesi beni derinden etkiledi. Çizgiye olan sevgim zaten vardı ama onun fırçayı kaldırıp indirirken yarattığı hareket ve enerji, çizgilerime daha çok özen göstermemi sağladı.

Fırçayı nasıl tutmam gerektiğini bile ondan öğrendim. Onun öğretileri, çizgilerimi daha bilinçli ve güçlü bir şekilde kullanmama olanak tanıdı. Devrim Hoca'nın çizgisi adeta bir ritim gibi akıyor; her vuruşta bir hikâye anlatıyor. Ben de bu yaklaşımı benimseyerek, çizgilerimi sadece kontur olarak değil, duyguları ve hareketi taşıyan unsurlar olarak görüyorum.

Örneğin, bir figürün çizgisinde hocanın etkisiyle akışkanlığı ve dinamizmi ön plana çıkarıyorum. Bu, resimlerime bir tür müzikalite katıyor; çizgiler dans ediyor, izleyiciyi içine çekiyor. Hocadan öğrendiğim disiplin, çizgiyi rastgele bir araç olmaktan çıkarıp eserin omurgası haline getiriyor. Bu etki, sanatımın temel taşlarından biri oldu ve hâlâ her çalışmamda onun izlerini hissediyorum.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Resimlerinde antik Yunan mitolojisinin etkisini sıkça görüyoruz. Bu, senin sanatsal formun mu olacak, yoksa figürlerin çeşitlenecek mi?

Resimlerinde antik Yunan mitolojisinin etkisini sıkça görüyoruz. Bu, senin sanatsal formun mu olacak, yoksa figürlerin çeşitlenecek mi?

Antik Yunan mitolojisi, sanat yolculuğumun başlangıç noktası oldu. İlk olarak kendimi keşfetmek, neyi nasıl ifade edeceğimi görmek istedim. Heykel ve resimle ilerlemeye karar verdim çünkü yaptığım işlerin çoğu zaten heykel odaklı. Ancak bu bir sınır değil; figürlerim zamanla çeşitlenebilir.

Şu an bu temayla kendimi ifade ediyorum ama ileride başka hikâyeler ve formlarla da çalışmayı planlıyorum. Yunan mitolojisi bana insan doğasının derinliklerini, tanrıların ve kahramanların üzerinden anlatma fırsatı veriyor. Örneğin, Prometheus'un zincirlenmesi gibi mitler, özgürlük ve acı temalarını işlememe ilham oluyor.

Bu figürler sadece estetik unsurlar değil; çağdaş dünyadaki çatışmaları da yansıtıyor. Kendimi keşfederken bu mitleri modern bir yorumla yeniden şekillendiriyorum. Gelecekte belki Doğu mitolojilerine veya güncel toplumsal olaylara yönelebilirim. Ama şu an, antik Yunan'ın klasik formları, heykel ve resim birleşimimde mükemmel bir temel oluşturuyor.

Bu süreç, benim için bir tür içsel yolculuk; her eser, kendimi daha iyi anlamamı sağlıyor.

Heykel ve resmi nasıl birleştiriyorsun? Örneğin, bir sergide heykel ve resimlerin bir arada olduğu hibrit bir kompozisyon hayal ediyor musun?

Heykel ve resmi nasıl birleştiriyorsun? Örneğin, bir sergide heykel ve resimlerin bir arada olduğu hibrit bir kompozisyon hayal ediyor musun?

Kesinlikle! Heykellerim ve resimlerim bir sergide bir araya geldiğinde, hikâyeleriyle birbirini tamamlayan bir kompozisyon oluşturmayı düşünüyorum. Her heykelin bir hikâyesi olacak ve bu hikâyeleri resme taşıyarak, iki boyutlu bir açıdan kendi bakış açımı yansıtmak istiyorum.

Amacım, izleyiciye heykelin sadece üç boyutlu bir obje olmadığını; resimle birleştiğinde farklı bir deneyim sunduğunu göstermek. Bu hibrit yaklaşım, eserlerime farklı bir perspektif katıyor.

Mesela, bir heykeli resmettiğimde, onun çevresini mitolojik unsurlarla zenginleştiriyorum. Heykel fiziksel olarak orada olsa da, resim onun geçmişini veya geleceğini anlatıyor. Sergide, heykelleri resimler arasında konumlandırarak izleyiciyi bir hikâye akışı içinde gezdirmeyi planlıyorum.

Bu, sadece görsel bir birleşme değil; duygusal ve kavramsal bir bütünlük yaratıyor. Farklı açılardan bakmak, heykelin statikliğini resmin dinamizmiyle kırıyor. İnsanların eserlerimi gördüklerinde kendi yorumlarını katmalarını istiyorum. Bu yaklaşım, sanatımın evrilmesinde önemli bir adım olacak.

Devrim Erbil ile çalışmak nasıl bir deneyimdi? Onun öğreticiliği ve disiplini sana neler kattı?

Devrim Erbil ile çalışmak nasıl bir deneyimdi? Onun öğreticiliği ve disiplini sana neler kattı?

Devrim Erbil ile çalışmak kolay değil ama inanılmaz öğretici. Çok disiplinli ve düzenli bir hoca. Onunla çalışmak, bir sanatçının hayatına düzen ve kural getiriyor.

Dışarıdan bakıldığında sanatçı ruhu bohem ya da tamamen özgür sanılabilir; ama gerçekte sanat, özellikle onun yanında, büyük bir disiplin demek. Bu disiplin, hem hayatıma hem de eserlerime çok şey kattı. Onun kuralları ve öğretileri, sanatıma daha derin bir anlam ve yapı kazandırdı.

Örneğin, atölyede her gün belirli saatlerde çalışmak bana zaman yönetimini öğretti; bu, yaratıcılığımı daha verimli kılıyor. Hocanın eleştirileri keskin ama yapıcı; bir çizgiyi defalarca silip yeniden çizmek sabrı ve mükemmelliği öğretiyor.

Bu deneyim, sadece teknik becerilerimi değil, hayata bakışımı da değiştirdi. Sanatın kaos içinde değil, düzen içinde doğduğunu anladım. Devrim Hoca'nın yanında sanatın bir yaşam biçimi olduğunu öğrendim; bu, eserlerimde daha tutarlı ve derin bir ifade yaratmama yardımcı oluyor.

Onun katkısı sonsuz; bugün olduğum sanatçı, büyük ölçüde onun sayesinde.

Instagram 

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam