Sayın Serdal Adalı'ya İkinci Açık Mektup: Müteahhitlik mi, Futbol Endüstrisi mi?
Bir önceki mektubumda, Sayın Adalı döneminde yapılan yanlış transfer politikalarını eleştirmiş ve çeşitli önerilerde bulunmuştum. Bu mektupla da tekrar vurgulamak isterim; ben istikrardan yanayım. Başkan değişsin, yeni bir başkan gelsin gibi bir amacım kesinlikle yok. Amacım mevcut başkana yapıcı eleştirilerde bulunmaktır.
Bu mektubumda Sayın Adalı’nın kulüp yönetme felsefesindeki yanlışlıkları ve yapılması gerekenleri tartışmaya açmak istiyorum:

Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, 22 Haziran 2025 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısında, Dikilitaş ve Fulya’daki arazilerimizin Emlak Konut ve Ziraat Bankası iş birliğiyle bir konut projesine dönüştürülmesi kararı alındığını açıkladı.
Bu iş birliğinden toplam 400 milyon Euro ciro elde edileceği, Beşiktaş’ın bu cironun yaklaşık 150–200 milyon Euro’luk kısmını net gelir olarak alacağı ve bu gelirin Bankalar Birliği’ne olan borcun kapatılmasında kullanılacağı ifade edildi.
Ben, bu değerli arazilerin bu şekilde değerlendirilmesini doğru bulmuyorum. Nitekim Genel Kurul’da da aleyhte oy kullandım. Açıklanan tahmini gelir rakamları bile tatmin edici değildir; 150 ile 200 milyon Euro arasında 50 milyon Euro’luk bir fark öngörünün temelsiz olduğunu göstermektedir.
Elbette bu konu başlı başına ayrı bir yazının konusu olabilir. Ben bu mektupta asıl olarak Başkan Adalı’nın ve ekibinin futbol yönetim felsefelerini tartışmaya açmak istiyorum.
Başkan Adalı'nın Yönetim Yaklaşımı

Genel Kurul’da Başkan Adalı’ya şu soru yöneltilmişti:
“Beşiktaş’ı müteahhitlik faaliyetleriyle mi yöneteceksiniz?”
Başkan Adalı’nın cevabı ise şu olmuştu:
“Evet, müteahhitlik yaparak yöneteceğim. Bu borçlar başka türlü ödenmez. Ayrıca artık futbol endüstrisinin gelirleri futbolun giderlerini karşılamıyor.”
Oysa dünyada hiçbir endüstri başka bir endüstri ile finanse edilmez; böyle bir örnek yoktur. Her endüstrinin kendi alt sektörleri vardır ve bu alt sektörler arasındaki işbirliği o sektörün yönetilmesini ve finansmanını sağlar.
Futbol Endüstrisinin Gerçekleri
Evet, futbol artık dünyanın en büyük endüstrilerinden biri haline gelmiştir. Bu endüstrinin alt sektörlerinden elde edilen gelirler ise şunlardır:
Altyapı gelirleri,
Futbolcu alım-satım gelirleri,
Stadyum gelirleri,
Merchandising ve ticari gelirler,
Sponsorluk gelirleri,
Yayın hakları gelirleri,
Yerel ve uluslararası liglerde elde edilen başarı gelirleri.
Futbol endüstrisinin en büyük harcama kalemi ise futbolcu maliyetleridir. Yetiştirdiğiniz veya satın aldığınız futbolcuların maliyeti, sattığınız futbolcuların maliyetinden yüksekse bütçeniz sürekli açık verir. Bu politika kulübün ana yönetim anlayışı haline gelirse, o kulübün batması veya satılması kaçınılmaz olur.
Transferde Gelir/Gider Dengesi
Aşağıdaki tablo, son 10 yılda Avrupa’nın bazı kulüplerinin futbolcu satışından elde ettiği gelirleri ve giderler düştükten sonra kalan net gelirlerini göstermektedir. Tablodan, altyapıya önem veren kulüplerin gelir/gider dengesini daha iyi kurduğu anlaşılmaktadır. Altyapıdan futbolcu yetiştirmeyen kulüpler bütçe açığı verirken, tam tersini yapanların bütçe fazlası verdiği görülmektedir.

Diğer Gelir Kalemleri
Futbolun bir diğer önemli gelir kaynağı ise maç günü stadyum gelirleri ile merchandising ve sponsorluk gelirleridir. Aşağıdaki tablo, 2022/23 sezonunda bazı kulüplerin bu kalemlerden elde ettiği gelirleri göstermektedir:

*Beşiktaş ile ilgili rakamlar 2025/26 Bütçesinden alınmıştır.
UEFA Organizasyonu Gelirleri
Sayın Adalı,
2025/26 yılı bütçesinde UEFA kupası katılım gelirleri yaklaşık 62 milyon TL (12.7 milyon Euro) olarak tahmin edilmiştir. Bu tahmin göstermektedir ki 2026 yılında Şampiyonlar Ligi hedefiniz yoktur. Zira Şampiyonlar Ligi’ne ayak bastı parası 18.6 milyon Euro’dur. O hâlde bu kadar büyük transfer harcamalarını neden yaptınız?
Avrupa Ligi ve Konferans Ligi’nde bu rakama ancak şampiyonluk hâlinde ulaşabilirsiniz. Bu kadro ile Avrupa ya da Konferans Ligi şampiyonu olabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Kadro planlamasında yaptığınız yanlışı bütçede de sürdürmüşsünüz. Maalesef bütçeyi hazırlayan ekip arkadaşlarınızın yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadığını düşünüyorum.
Aşağıdaki tablo, üç Avrupa Ligi’nin sabit ödül yapılarını (milyon Euro cinsinden) karşılaştırmalı olarak sunmaktadır. Veriler, UEFA’nın resmi dağılımına ve son sezon sonuçlarına göre derlenmiştir.
Toplam fonlar:
Şampiyonlar Ligi: 2.458 milyar €
Avrupa Ligi: 565 milyon €
Konferans Ligi: 300.1 milyon €

Futbol endüstrisi içinden para kazanmanın imkânsız olduğunu söylüyorsunuz ya… İşte size imkân:
Şampiyonlar Ligi’ne katılacak bir kadro oluşturun, bu kadro her sezon en az 25–30 milyon Euro kazandırsın.
Böylece birkaç yılda Dikilitaş Projesi'nden beklediğinizden çok daha fazlasını elde edersiniz.
Çıkarımlar ve Dersler

Yukarıdaki verilerden çıkarılabilecek sonuçlar şunlardır:
Futbol endüstrisini, inşaat gibi spor dışı sektörler değil, kendi iç dinamikleri ayakta tutmaktadır. Gelir ve giderlerini iyi yöneten kulüpler hem bütçe açığı vermez hem de sportif başarı elde eder.
Futbol endüstrisinin en önemli girdisi futbolculardır. Altyapıdan futbolcu yetiştirmeyen ve gelecek vaat eden futbolcuları transfer edip parlatmayan kulüpler zarar etmekte ve bütçe açığı vermektedir.
Şampiyonluk hedefi olmayan ve Şampiyonlar Ligi’ne katılacak kadroyu kuramayan kulüpler ciddi gelir kaybına uğramaktadır. Şampiyonlar Ligi ile diğer organizasyonlar arasındaki gelir farkı çok büyüktür.
Sponsorluk ve merchandising gelirleri kulüpler için son derece önemlidir. Bu gelirlerin artışı büyük ölçüde sportif başarıya bağlıdır. Kendi liginde şampiyon olan ve Şampiyonlar Ligi’ne katılan kulüpler bu kalemlerde rakiplerinin çok üzerine çıkar.
Stadyum ve maç günü gelirleri de yine sportif başarıyla yakından ilişkilidir. Bu konuda ciddi bir fayda/maliyet analizi yapılmalıdır. Sportif başarı düşükken bilet fiyatlarını artırmanın rasyonel bir tarafı yoktur. Derbilerde tribünleri doldurabilirsiniz; ancak bu sürdürülebilir değildir. Şampiyonluklar genellikle “kolay” görülen, tribün baskısının az olduğu maçlarda kaybedilir. Dolu tribünü sürekli kılacak bir fiyat politikası uygulanmalıdır.
Özetle:
Sayın Adalı,
Futbolu kendi dinamikleriyle yönetemez ve inşaatçılık ya da müteahhitlik gibi sektörleri kurtuluş yolu olarak görmeye devam ederseniz, belki kısa vadede mevcut borçları ödersiniz. Ancak sistem değişmediği için kısa süre sonra gelir/gider dengeniz yeniden bozulacak ve başladığınız noktaya geri döneceksiniz.
Bu yanlış yönetim felsefesinden en kısa sürede geri dönmenizi umut ediyorum.
Bir sonraki yazımda, gelir getirecek bir altyapı model önerisi sunacağım. Umarım dikkate alırsınız.
Saygılarımla
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

