Senin Delirmene Ne Kadar Kaldı?
Hayat bazen öyle bir noktaya getirir ki insan, kendine şöyle der: Ben delirdim galiba… İşte sabır taşı olmuş ruhlar, içini sessizce yiyen zihinler ve bir çıksam şu kafamın içinden diyen herkes için buradayız. Bu test; kırılma eşiğine ne kadar yakınsın, ne kadarını bastırıyorsun ve hangi noktada ben artık yokum diyeceksin, onu ortaya çıkaracak
Hadi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını seçer misin?
3. Sabahları uyanınca ilk düşündüğün şey genellikle ne oluyor?
4. Bir anda her şeyi bırakıp gitmek fikri sana ne hissettiriyor?
5. En ufak şeylere bile parlayıp sinirleniyor musun?
6. En son ne zaman kendini gerçekten iyi hissettin?
7. Zihnindeki düşünceler seni en çok ne zaman yakalıyor?
8. Rüyalarında genellikle ne görürsün?
9. Biri sana sakin ol dediğinde ne hissediyorsun?
10. Kendini bir renk olarak tanımlasan, şu an hangisisin?
Senin delirmene az kalmış!

Senin iç dünyan şu an bir savaş alanı gibi. Dışarıdan bakıldığında “halleder” izlenimi veren biri olsan da, aslında kendi içinde incecik bir ipin üstünde yürüyorsun. O ip ne zaman kopar, ne zaman dengeni kaybedersin, sen de bilmiyorsun. Gülüyorsun, sosyalsin belki ama bir anda durduğunda; bir yalnızlık çöküyor üstüne, anlamlandıramadığın bir ağrı gibi. Duygularını bastırmakta ustalaşmışsın. Bu yüzden çevren seni “güçlü” sanıyor. Ama sen, artık bu gücün ne kadar sahici olduğunu sorgulamaya başlamışsın. Bir yandan hayatı sürdürüyor, diğer yandan kendine içinden fısıldıyorsun: “Daha ne kadar dayanabilirim?” Unutma: Delilik, bazen bir çığlıkla değil; yavaş, sessiz bir suskunlukla gelir. Sen hâlâ o eşiğin gerisindesin. Ama çok da uzak değilsin. Şimdi kendine dönme, içini dinleme ve gerekirse yardım alma zamanı. Çünkü hiçbir başarı, hiçbir sorumluluk, ruh sağlığından daha değerli değil. Herkes bir şeyler bekliyor olabilir ama en çok sen, kendine bir mola borçlusun. Belki bir gün delirmekten değil, bu hale aldırmamaktan pişman olursun.
Senin delirmene ramak kalmış!
Sen öyle bir noktadasın ki, rasyonel düşünceyle duygusal çöküş arasında mekik dokuyorsun. Bazen sabahları kalktığında “her şey normal” diyorsun, bazen ise hiçbir şeyin anlamı kalmamış gibi geliyor. Kendine sorduğun soruların cevabı yok ama sorular durmadan çoğalıyor: “Ben nereye gidiyorum?”, “Bu ben miyim?” ya da “Normal olmak ne demek ki zaten?” Duyguların bastırılmış değil, aksine seni yönetiyor. Bir anlık bir söz, küçücük bir bakış seni darmadağın edebiliyor. Sonra hemen toparlıyor gibi yapıyorsun. Oysa içten içe çöküyorsun. İnsanlarla arandaki bağlar yavaşça kopuyor çünkü onlar seni anlamıyor, sen de anlatmaktan yoruldun. Bu yalnızlık hali seni fark etmeden “sessiz bir çılgınlığa” sürüklüyor. İyi haber şu: Farkındasın. Ve farkındalık, çöküşten önce gelen en kıymetli işaret. Hâlâ yönünü değiştirebilirsin. Kendinle yüzleşmeye cesaret edersen, bu hal geçer. Ama bastırmaya devam edersen, bir gün gerçekten nerede koptuğunu bile anlayamayacaksın. O yüzden şimdi kendinle dürüst ol. Yardım istemekten korkma. Bu bir zayıflık değil; gerçek bir güç.
Sen zaten delirmişsin!
Senin için “delirmek üzere” değiliz artık. O sınır çoktan geçilmiş gibi. Ama dışarıdan bakan biri bunu anlamaz. Çünkü sen öyle güzel rol yapıyorsun ki, herkes seni ayakta sanıyor. Oysa sen çoktan düşmüşsün ama kimse görmemiş. Kendini kaybetmiş gibisin. Eskiden seni mutlu eden şeylere bakıyorsun, hiçbir şey hissetmiyorsun. Aynaya bakınca yabancı bir yüz var. Bu dünya sana yabancı, insanlar fazla gürültülü, her şey fazla gereksiz. Sen bu noktada “varmış gibi yapıyorsun.” Çalışıyorsun, konuşuyorsun, bazen gülüyorsun bile. Ama içinden sessizce bağırıyorsun: “Ben yokum.” Ve işin kötüsü, bu hale alışmışsın. Hissetmemek seni koruyor sanıyorsun ama aslında seni yavaş yavaş içten içe tüketiyor. Ama bil ki: Her düşüşten dönüş olur. Ne kadar derin olursa olsun, yukarıda bir yer vardır. Sana iyi gelen şeyleri hatırlamaya çalış. Küçük bir şeyle başla: Bir müzik, bir yürüyüş, bir sohbet… Ve sonra o karanlığın içine biraz ışık sızsın. Belki hemen değil, ama zamanla… Çünkü sen hâlâ buradasın. Ve bu satırları okuyan bir tarafın, hâlâ iyileşmek istiyor. Orası senin yeniden doğacağın yer. Lütfen onu görmezden gelme.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Senin delirmene az kalmış!
Delirmeme ramak kalmış. Hemen 10 günlük taze bir anı : Bir proje için bakımevi var oraya gitmemiz gerekti. Ben de sanıyorum yaşlı bakımevi. Bi gittim bildiğ... Devamını Gör
Oynatmaya az kaldı doktorum nerde!
Terzi kendi söküğünü dikemiyor boşuna arama😄