Sezgi mi Kaygı mı? İkisinin Arasındaki Farkı Nasıl Anlarız?
Sezgi ile kaygı arasındaki farkı ayırt etmek özellikle belirsizlik dönemlerinde oldukça güç olabilir. Her iki durum da benzer duygular uyandırsa da, kökenleri ve etkileri farklıdır. Peki nasıl ayırt edeceğiz?
İşte detaylar...
İç sesiniz bazen sizi korumaya çalışır, bazen ise uykularınızı kaçırır.

Günümüzün yüksek tempolu ve endişe dolu dünyasında, sezgiyle kaygı arasındaki ayrımı yapmak hem zorlayıcı hem de yorucu olabilir. Oysa ki bu iki içsel uyarı benzer hissettirse de kaynakları ve etkileri tamamen farklıdır.
Poosh adlı yaşam platformuna konuşan sezgisel şifacı Tammy Adams, “Bu ikisi bazen benzer hissettirebilir, ancak içimizde çok farklı yerlerden gelirler,” diyor. Kendi sezgilerinizi tanıyabilmek, öz farkındalığı ve kendinize olan güveni inşa etmenin en güçlü adımlarından biri olarak öne çıkıyor.
Sezgi, “duygulara dayalı olarak, herhangi bir bilgiye ihtiyaç duymadan bir şeyi hemen anlayabilme yetisi” olarak tanımlanırken; kaygı, “şu anda olan ya da gelecekte olabilecek bir durumla ilgili rahatsızlık verici endişe ya da gerginlik hissi” olarak açıklanıyor.
Adams, sezgiyle kaygı arasındaki farkı üç temel başlık altında açıklıyor:
1. Bedeninizi Dinleyin
Adams’a göre sezgi, beklenmedik veya zorlayıcı mesajlar verse bile, içsel olarak daha sakinleştirici ve dengelidir. “Bir netlik hissi taşır. Ne bir korkuya ne de aceleciliğe dayanır,” diyor. Bu his hafif bir dürtü ya da fısıltı gibi olabilir; bağırmaz, dikkat çekmek için savaşmaz.
Kaygı ise tam tersi bir deneyimdir. Yüksek seslidir, baskındır ve genellikle korkuya dayanır. “Zihninizin her ihtimali hesaplamaya çalıştığı bir panik hali gibi,” diye açıklıyor Adams. Kalp çarpıntısı, sığ nefes alma, mideye oturan ağırlık hissi gibi fiziksel belirtilerle de kendini gösterir. Sessizce gelen sezgiden farklı olarak, kaygı adeta bağırır ve kendini susturmak neredeyse imkânsızdır.
2. Zamanlama ve Durumu Gözlemleyin
Sezgi, genellikle belirli ve net bir duruma yönelik kısa süreli bir içsel yönlendirme sunar. Sizi bulunduğunuz anın farkındalığına çeker. Kaygı ise geçmiş travmaların yankısını taşır veya gelecekte olabilecek felaket senaryolarına odaklanır.
“Sezgi, bir arkadaş gibi size yol gösterir. Kaygıysa karanlık bir sis gibi zihninizi sarar,” diyor Adams.
3. Kendinize Doğru Sorular Sorun
Bu duygunun mevcut bir duruma mı tepki olduğunu, yoksa geçmişin yankısı ya da geleceğe dair belirsiz bir 'ya şöyle olursa' korkusu mu olduğunu sorun.
Kararınızla birlikte o hissi hayal edin: Size stratejik ve huzurlu mu geliyor, yoksa tetikte ve tedirgin mi hissettiriyor?
Adams’a göre sezgi, içinde bulunduğunuz ana yanıt verir. Kaygı ise varsayımsal geleceklerde veya geçmiş kalıplarda yaşar. “Sezgi kapı açmak gibidir; kaygıysa o kapının arkasında sıkışıp kalmak,” diyerek farkı özetliyor.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın