Silahlandırılmış Beceriksizlik (Weaponized Incompetence)
'Benim en son denememde ne kadar başarısız olduğumu görmedin mi?'
“Sen bu konuda uzmansın.”
'Bunun nasıl yapacağımı bilmiyorum, sen yapabilir misin?'
'Ben bu konuda senin kadar becerikli değilim, sen çok daha iy yapıyorsun.'
'Elbette bunu ben yapabilirim. Ancak sana göre çok yavaş ve dikkatsizim.'
“Bu bir allah vergisi ve bende yok.”
Bu ve buna benzer cümleleri ya kurmuşuzdur ya da duymuşuzdur. Peki hiç düşündünüz mü bu cümlelerin altında yatan şey nedir?
Evet, sizi bunun altında yatan şeyle tanıştıralım: "Silahlandırılmış Beceriksizlik (Weaponized Incompetence)."

Silahlandırılmış beceriksizlik (Weaponized Incompetence) kavramı ilk olarak Harvard Business Review dergisinin 1986 tarihli bir sayısında, “iş yerindeki beceri yetersizliği” olarak ele alınmıştır. Kavramın ortaya çıkışına baktığımızda iş hayatında iş görenlerin yönetim ve organizasyonlarıyla ilgili olduğunu görürüz. Daha sonraları bu kavramın psikoloji alanında ele alınarak partnerler arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan sorunları tanımlamada kullanılmaya başlandığını görmekteyiz. Psikolog, yazar, lisanslı evlilik ve bir aile terapisti olan Claudia De Llano 2023 yılında yayınladığı “Aşkın Yedi Kaderi (The Seven Destinies of Love)” adlı kitabında, silaha dönüştürülmüş yetersizlik kavramını ve bunun şaşırtıcı etkilerini kaleme almıştır. Llano, silahlandırılmış beceriksizliği bir bireyin belirli görev veya sorumluluklardan kaçmak için bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendini çaresiz/yetersiz göstermesi ve bunun sonucunda başkalarının devreye girmesiyle onun yapması gereken bu görev/görevleri kendi üzerlerine alarak yapması şeklinde ifade etmiştir. Diğer araştırmalar incelendiğinde de Weaponized Incompetence kavramının, stratejik yetersizlik, silahlaştırılmış / silah haline getirilmiş yetersizlik olarak tanımlandığı görülmektedir. Kısaca bir kişi görevlerini ya da işlerini nasıl yapacağını bilememekte veya bilmiyormuş gibi yapmaktadır. Ancak kişi her ne kadar yeterli becerisi ya da bilgisi olmamasından dolayı bilememe durumunda olsa da, bu durumu değiştirmek istemez ve yetersizliğini stratejik bir silah olarak kullanır.
Peki bir kişi bu stratejiyi kullanarak neye/nelere sebep olur?
Silahlandırılmış beceriksizlik stratejisinin kullanıldığında (ister ev isterse iş yeri olsun) ilişkiler kısa, orta ve uzun vadede olumsuz etkilenir. Bu stratejinin kısa vadedeki olumsuzlukları, orada işini yapması gerekenler yapmadığı için iş yükünün artmasına, iş barışının ve adalet inancının bozulmasına yol açar. Orta vadedeki olumsuzluklarına bakıldığında ilişkilerde kızgınlık, dengesizlik, güven problemi, duygu kopukluğu, çatışma ve iletişim kazaları görülür. Uzun vadede ortaya çıkan olumsuzluklara baktığımızda da öfke ve hayal kırıklıklarına bağlı olarak ilişkilerde gerginlik, çatışma, zayıflık, kopma ve ilişkilerin sonlandırılması olduğu görülmektedir.
Biz neden başkasının iş yükünü üzerimize alırız?
Burada bir çok faktör devreye girmektedir. Bunlardan bazıları partnerimize yardımcı olma isteği (buradaki temel sıkıntı yardımcı olduğunuz şey zamanla görevinize dönüşmesi), işini kötü yaptığı için ona görev vermekten kaçınmamız olarak sıralanabilir.
Silahlandırılmış beceriksizlik stratejisinin cinsiyet değişkenine göre kullanımı ile ilgili dağılıma baktığımızda; ev işlerinde çoğunlukla erkeklerin, iş ve sosyal hayatta ise kadınların bu stratejiyi yoğun olarak kullandıkları görülmektedir. O zaman akla şu soru gelmekte bu durum bir beceriksizlik mi yoksa bahane mi? Sonuç olarak tam bir kaytarma stratejisi diyebiliriz.
İnsanlar neden beceriksizliği bir silah olarak kullanırlar?

İnsanların yetersizliği silah olarak kullanmasının altında bir çok neden yatmaktadır. Bunları başlıklar halinde ele alacak olursak;
Konforunu bozmama: Yeni bir şeyi öğrenebilecek miyim ya da bir işi doğru yapabilecek miyim durumu kişinin şüphe, korku ve kaygı yaşamasına neden olur. Bu stratejiyi bir silah olarak kullandığında, iş üzerinde ortaya çıkabilecek olumsuz duygu durumundan ve onun yarattığı rahatsızlıkdan kaçmasına yardımcı olur, konforunu bozmaz.
Sorumluluktan kaçmak: Kişi bu strateji bir silah olarak kullanılarak, aslında uhtesinde bulunan sorumluluklardan kaçabilmektedir.
Dikkat çekmek ve ilişki kontrolünü elinde tutmak: Bu stratejiyi silah olarak kullanarak insanlar ilişkilerini kontrol altında tutabilmektedirler. Bunun için karşı tarafa çaresiz veya aciz görünerek, partnerlerinin dikkatini, sempatisini veya desteğini kazanabilirler. Bu şekilde partnerinin kendini bir koruyucu ve kahraman görmesini sağlayarak onu kendime bağlayarak kontrolü elinde tutabilir.
Silahlandırılmış beceriksizlik stratejisinden kendimizi nasıl korumalıyız?
Şu ana kadar silahlandırılmış beceriksizlik stratejisinin ne olduğunu, nelere neden olduğunu, nasıl ortaya çıktığını ve niçin bu stratejiyi insanların kullandığını açıklamaya çalıştık. Peki bizler bu stratejiye karşı kendimizi nasıl korumalıyız? Aslında şu ana kadar yazdıklarımızla zihninizde bir farkındalık ve algılarınıza dayalı sorgulamalar oluşturmuş olmalıyız. Zihninize ve zihinsel şemanıza yardımcı olmak adına bazı adımları verelim. Bunlar;
İlişkinizde sınırları ve beklentileri belirleyin: Bir ilişkide beklenti ve sınırlar ne kadar netleşirse taraflar o kadar rahatlar. Ancak bunu tek taraflı bir mutakabat gibi değil, karşılıklı bir diyalogla yapınız. Bu şekilde bir ortak anlayış geliştirerek sonrasında sadece silahlandırılmış beceriksizlik stratejisi değil çok daha fazla olumsuz duruma maruz kalmanızı engelleyebilirsiniz.
Kavga etmeden tartışabilin: Bu stratejiye maruz kaldığınızı hissettiğinizde partnerinizle açık ve dürüst bir konuşma yapınız. Sergilediği davranışın sizi nasıl hissettirdiğini konuşun ve sorunun çözümü için nelerin yapılabileceğine odaklanın. Örneğin, 'Bu işi yapmanda sana güveniyorum ve sana bu süreçte her zaman yardımımı ve desteğimi sunacağım.”
Deseni fark edin: İlişkinizdeki deseni fark etmeye başlayın. Partnerinizin sözlerine ve davranışlarına, ayrıca bu davranışlara karşı nasıl tepkiler verdiğinize ve eylemlerinize dikkat edin.
Etkin dinleyerek anlamaya çalışın: Partnerinizin bu stratejiye neden başvurduğu hakkında konuşmasına izin verin ve onun bakış açısını anlamaya çalışın. Açıklamaları size uymasa ve aynı fikirde olmasanız bile, o davranışının altında yatan bilgi ve duyguyu anlamaya çalışın. Çünkü bir davranışın altında yatan bilgi ve duyguyu değiştiremezseniz davranışı da değiştiremezsiniz.
İlerlemeyi değerlendirin: Diyolog ve anlayışla sorumlulukların daha eşit bir şekilde dağıtılması yolunda kaydedilen ilerlemeyi düzenli olarak birbirinizle görüşün ve destekleyen onay cümleleri kullanın. Örneğin “gördün mü bak aslında gayet güzel başarabiliyorsun. Aslında sadece denemen bile başarmanı sağlıyor… gibi”. Bu sayede süreçte nelerin işe yaradığını, nelerin yaramadığını karşılıklı görebilirsiniz.
Profesyonel yardım alın: Tüm bu çabalar bir sonuç vermez ve gerilim yaşamaya başlarsanız bir çift terapistinden yardım almalısınız. Çünkü profesyonel bir destek size objektif bir bakış açısı sunarak çatışmaların çözülmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak hızla artan bir şekilde silahlandırılmış beceriksizlik stratejisin ev ve iş hayatında kullanılmaya başlandığını görmekteyiz. Bu stratejiye maruz kalan kişi zaman içerisinde kendine haksızlık edildiğini düşünerek öfke ve nefret biriktirmeye başlar. Bu birikim sonucunda kişi kendine kızarak iç dünyasında suçluluk duyduğu için kendiyle kavga yapar. Kendisiyle bu denli kavgalı bir bireyin sevgi ve şefkat duygu depoları her geçen gün azalır. Böyle bir psikolojik durumda kişi ne kendine ne de yakınındakilere yeteri kadar yardımcı olamaz, performansını istediği gibi gösteremez ve yeni problemlerin ortaya çıkmasına doğrudan ya da dolaylı neden olur.
Artık görmedim, duymadım ve bilmiyorum deme…
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!