onedio
article/comments
article/share
Haberler
Tamamlanmamışlığın Cazibesi: Mükemmeliyetçilik Paradoksu

etiket Tamamlanmamışlığın Cazibesi: Mükemmeliyetçilik Paradoksu

Murakami,  Sahilde Kafka adlı eserinde; “Franz Schubert’in D Major Sonatı son derece zordur. Dört perdeyi sıralı olarak, bütünlüğü sağlamak niyetiyle çalıp başarılı olabilen yoktur. Çünkü parçanın kendisi tamamlanmış değildir. Bir tür tamamlanmamışlık barındıran eserler, o tamamlanmamışlıklarından ötürü güçlü bir cazibe yaratırlar. Üstün nitelikli tamamlanmamışlık konsantrasyon yeteneğimizi artırır. İnsan yeteneğinin sınırlarını hissedilebilir kılar. Bu da mükemmelliğin, aslında eksikliklerin üst üste yığılmasıyla ortaya çıktığını keşfettirir.” der. 

Seanslarda danışanlarıma geleceğe dair hedeflerini, yaşamlarını anlamlı kılacak unsurları sorduğumda genelde aldığım cevaplar “mutlu olmak”, “başarılı olmak” ile özetleyebileceğim cevaplar oluyor. Duygularımızın son derece değişken olduğunu düşünürsek mutluluk duygusunun hedef halini alması “şimdi” içindeki olumsuz anları seçerek hep “daha iyi” olanı hedeflememize sebep olur.

“Daha iyi” nin bir sınırı yoktur ve geleceğe dair bir kavramı ifade eder. Hep daha iyisini hedefliyor olmanın dozunu kaçırdığımızda her zaman peşinde olduğumuz ancak ulaşamadığımız bir ütopya halini alır. Bu da motivasyon eksikliğine sebep olarak yapmayı istediğimiz şeylere başlamamıza ya da devam ettirmemize engel olur. Davranışa dönüştüremediğimiz zihnimizde dönüp duran hayaller yetersizlik inancını artırır.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Mükemmeliyetçilik Paradoksu

Mükemmeliyetçilik Paradoksu

Mükemmeliyetçilik, bireyin kendisine zorlayıcı standartlar belirlemesi ve problemlere yol açmasına rağmen bunlara ulaşmak için çaba harcamasıdır. Bu durumda bireyin özdeğeri bu standartlara ulaşıp ulaşamayacağına göre belirlenir. 

Hayatlarımızda hedefler ve standartlar belirlemek normaldir. Mükemmeliyetçilik kişisel standartlarımızı yakalayamadığımızda sorun haline gelir. Mükemmeliyetçi bireyler genelde yaptıklarına değil yapamadıklarına yani olumsuza odaklanırlar. Sıklıkla “daha iyisi olmalıydı.” Şeklinde cümleler duyarız.  Buradaki daha iyisi kavramının standardı nedir? diye sorduğumuzda sorumuz cevapsız kalır. Çünkü daha iyisi kavramı soyut ve değişken bir kavramdır ve buradaki daha iyisi idealize ettiğimiz “ötekinin” sahip olduğunu düşündüğümüz özellikleri veya başarılarını ifade eder.

Böylece başarılı olma üzerine kurulan benlik, her defasında daha iyi ve mükemmele ulaşma hedefi ile başarısızlığa mahkûm olur. İçinde bulunulan durum bir paradoks halini alır. 

Mükemmeliyetçiliğin Biçimleri  

Araştırmacılar mükemmeliyetçiliğin farklı biçimleri olduğunu öne sürmüşlerdir. Bir araştırmacı grubu, mükemmeliyetçiliğin sadece yüksek standartların peşinden koşmak olmadığını, çevrelerindeki insanlardan yüksek standartlar talep etme ve diğerlerinin de onlardan bu standardı talep ettiklerine inanmaktan oluştuğunu düşünmektedir. Diğer bir grup ise; mükemmeliyetçiliğin bileşenlerinin yüksek kişisel standartlar ile hatalara özeleştiri ile cevap vermek olduğunu öne sürer. Farklı görüşlere rağmen mükemmeliyetçiliğin zararlı ve sağlıklı olarak iki gruba ayrılabileceği konusunda fikir birliğindedirler. 

Roz Shafran, Sarah Egan ve Tracey Wade  “Mükemmeliyetçilik” adlı kitaplarında zararlı mükemmeliyetçilik ile sağlıklı mükemmeliyetçilik ayrımını şu şekilde açıklar;

Bireyi zorlayacak hedefler koymak ve bunlara ulaşmak için çalışmak başarma ve tatmin duyguları doğurur ve çok az olumsuz etkisi olur. Örneğin; zorlayıcı standartlarına ulaşmak için uzun zaman çalışan bir sporcu veya müzisyeni düşünün. Performansları için belirledikleri yüksek standartları sorun olarak değil, başarının bir parçası olarak değerlendiririz. 

Peki zararlı mükemmeliyetçiliğe dönüştüğü nokta neresi?

Zararlı mükemmeliyetçilik, bireyin kendisiyle ilgili görüşünün belirli alanlardaki başarılarına bağlı olmasını ve olumsuz sonuçlarına rağmen kendi aşırı yüksek standartlarının peşinden gitmeye devam etmesini içerir. Birey standartları gerçekleştirmede başarısız kaldığında yoğun özeleştiri ile kendini cezalandırır. Müzisyen ve sporcu örneğinden devam edersek; performansı sırasındaki tek bir hata üzerinden tüm performansını ve kendini tanımlar. Gerçekleşen hatayı durumsal olarak görmez ve geneller. Hatayı merkeze alır ve hataları üzerinde başka hiçbir aktivite yapmadan günlerce çalışır. 

Sağlıklı başarı algısında; hatalar üzerinde makul düzeyde çalışma vardır. Ama birey kendini hatası üzerinden tanımlamaz. Hata yapsa da kendini değerli hisseder ve performansının olumlu yönlerini de görür.

Ben Mükemmeliyetçi miyim?

Ben Mükemmeliyetçi miyim?

Sorun yaratabilecek derecede mükemmeliyetçi olup olmadığınızı anlamak için kendinize sormanız gereken sorular: 

  • Her zaman yüksek standartları yakalamak için elinizden gelenin en iyisini mi yaparsınız?

  • Ne başardığınızdan çok başaramadığınıza mı odaklanırsınız?

  • Diğer insanlar size standartlarınızın aşırı yüksek olduğunu söyler mi?

  • Bir hedefe ulaştığınızda, genellikle bir sonraki sefer için daha da yüksek bir hedef koyar mısınız?

  • Özdeğeriniz çabalama ve başarıya mı dayalıdır?

  • Hedeflerinize ulaşma sürecinde ne kadar iyi olduğunuzu tekrar tekrar kontrol eder misiniz?

  • Standartlarınıza ulaşmak için çabalamaya, bu durum sorunlara ve bazı şeyleri kaçırmanıza neden oluyorsa bile devam eder misiniz?

  • Başaramama ihtimaline karşı veya çok uzun süreceği için görevlerden kaçındığınız veya ertelediğiniz zamanlar olur mu?

Mükemmeliyetçilik Başka Psikolojik Sorunlarla da İlişkili Olabilir

Bunlar arasında en yaygın olanları Anksiyete, Beslenme Bozuklukları, Depresyondur.

Döngüyü Kırmak İçin Ne Yapabiliriz?

Döngüyü Kırmak İçin Ne Yapabiliriz?

Hedefim ne kadar gerçekçi? sorusunu sorarak başlayabiliriz. Esnek düşünce yapısı gerçekçi hedefler belirlememize yardımcı olur. Mükemmeliyetçilikte katı hedefler belirleme, ya hep ya hiç tarzında düşünme, yapılacakları erteleme ya da istediğimiz standarda ulaşamayacağımızı düşündüğümüz durumdan vazgeçme vardır. 

Hayat doğrusal bir şekilde gitmez. Süreç içerisinde sonuca dair beklentiler değişebilir. Burada önemli olan siyah beyaz düşünce tarzından dolayı mı sonuçtan vazgeçiyoruz, yoksa sonuca dair beklentilerimiz mi değişti? Mükemmeliyetçiler ya her şeyi mükemmel olarak yapmak isterler ya da hiç başlamazlar. Burada kendimize koyduğumuz hedefleri küçük eylemlere bölmek esnek düşünmemizi sağlar. 

En önemli adım hata toleransının artması olmalı. Benliğimizi yaptığımız hatalar üzerinden tanımlıyorsak hata ile ilişkimiz üzerine çalışılması gerekir. Eylemlerimizde farkındalıklı hatalar yapmak ve hataya maruz kalmanın bakış açımızı ve çevrenin bize bakış açısını nasıl etkilediğini gözlemlemek hataya olan toleransımızı artırır. Hata insani bir durumdur ve “kontrolümüz dışında” gerçekleşir. Kontrolümüz dışındaki durumlar üzerinde kontrol kurma çabamız kaygıyı ve belirsizliği arttıracağından erteleme ve kaçınma davranışlarına neden olur. 

Önemli olan öz saygı geliştirmemiz ve değerimizi başarı ve başarısızlık üzerinden bir koşula dayandırmıyor olmayı öğrenmektir. 

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam